olay bence sadece gittim kaldım meselesi değil.
belli ki kadın, kocasının ailesiyle anlaşamıyor.
adam bu anlaşmazlığı bildiğinden ancak aile özlemine de gem vuramayıp plan yapıyor. kadının mecbur kabul edeceğini hesaplıyor. bence olayın içine kaynana girmesinden anlaşılıyor ki, adamın annesi de veriyor gazı, "atla gel oğlum" diyor.
kadın da bunu yediremiyor çünkü kadınlık iç güdüsü ayrı bir şey. kontrolün kendisinde olmasını istiyor. biliyor ki annesiyle, ailesiyle görüşen adam, tanışmadan önceki haline dönüşür. kadının evlilik projesiyle "kendince" doğrulttuğu adam değişir. bu düşünce ışığında duygu sömürüsü gibi türlü türlü yöntemlerle adamı kararından vazgeçirmeye çalışıyor. ki başarılı oluyor.
adam kişisi de şu an duygusal karmaşa içerisinde. adama psikolojik destek vermek şart. yanında olmalı. yazık ya la!
çok bariz bir örneğinin yarattığı krizleri yaklaşık 3 yıldır yaşıyorum. çok şükür ki doğrudan muhatap değilim. ancak muhatap olan benim için çok önemli bir kişi. mümkünse karısı ile anasını uzak tutsun. kadınların iktidar çekişmesi nice evlilikler bitirir. gerek yok. adamın otoriterlik ile ilgili problemi olduğunu da zannediyorum. olumsuz algılanmasın ancak bu krizler, otorite boşluğundan doğar. onu doğru yönlendirmeli, psikolog kitapları falan okutmalı.
edit: bu arada olay baya ciddi çünkü amca kızının düğününe gidememiş adam, boru değil. o amca kızı, kendi düğününde kim bilir ne koşturmuştur. ne oynamıştır. hatır var, kan bağı var, vesaire... bu düğüne kadın kişisi nasıl gitmez? artık o da aileden değil midir? aileyi istemiyor işte, demek ki değil!
0