bu riske değer hayata bir kere geliyoruz onu da çevrenin sana dayattığı işte/yerde çalışmaya değil.
bahsettiğin şeyin abd versiyonunu yapacağım 3 seneye bende.

gerçekten sakat ve tutmayacak bir plan. Bir ülkede kalabilmek için, o ülkede ciddi bir ilişkin (2 sene aynı evde kalma gibi), çalışacak bir işin (çalışma izni) ya da öğrenci (oradaki okullardan birine kaydolacaksın) olman gerekiyor. Kaçak da kalabilirsin, yakaladıklarında postalarlar.

Bu arada, yurtdışı fantazisi yapanlar grubumuza hoşgeldin

20 yaş bir delilik yapmak için çok genç bi yaş bence, yardır gitsin. Tek sorun: ailen sana maddi açıdan muhtaç değil di mi? Sadece sen yiyosun yani o parayı. O zaman riske atılır yahu.

@roket adam, ne ailemin bana, ne de benim aileme maddi açıdan ihtiyacımız yok. Tabi bu çok param olduğunu göstermiyor. Sınırlı bir bütçem var bu iş için.

dil okulu değil de üniversite bulabilirsen daha iyi olur senin için. burs ayarlayabilir misin bilmiyorum ama onlara bir bak bence.

ya önce şunu göze al. kaybedeceğin ne var ?
diyosan ki işim var. o zaman gitme.
ama karartırsan gözünü. ben orda gerekirse her gün simit yerim, haftada 1 duş alırım ama kurtulurum bu ülkeden diyosan git.
açıkcası üşengeç olmasam ben çok önceleri yapardım senin dediğini.
eğer biraz sosyal zekan, biraz empati yeteneğin, az biraz kendine güvenin, az biraz görgü kuralı bilgin varsa, orada tanıştığın kişilerle ortamını kurar, bi iş/yaşam kurarsın kendine.

kim olarak söylüyorum bunları ?
dünyayı kurtarmak isteyen 22 yaşında bir sığır olarak. uni son sınıftayım, bugüne kadar art arda 3 gün çalışmışlığım yok.
ama çok gözlem yaptım,merak etme.
inci sözlükte bi eleman anlatmıştı hikayesini mesala bak.
o da kalkmış avusturalya ya gitmiş. hemde astım hastası mı panik atak hastası mı ne.. hem okumuş hem çalışmış.
haftada 7 gün, günde bilmem kaç saat. bi tek uyku için vaktim oluyodu diyodu.
sonra naptı bilmiyorum. okuyamadım geri kalan hikayesini ama yaşıyodu hala.

istersen sende yaparsın. imkansız değil. hatta çok zor bile değil.

şunu düşün, orda bi parkta simit yerken yanına biri gelip muhabbet amaçlı 'kimsin ? nesin ? ' diye sorduğunda gururla anlatacağın bir hikayen olur.

bir örnek daha veriyim sana. istanbul yeniköy de mua diye dondurmacı açıldı geçen sene. açan abla italya da bi sanayi şirketinde üst düzey yöneticiyken işi bırakmış. arabayı,evi bırakmış, aileyi,anne babayı, kocayı bırakmış , geldi burda dondurma dükkanı açtı. ilk 2 ay evimde sadece 1 tabure vardı diyo. iş için koşturmaktan fırsat olmamış vs.
tamam onun imkanlar daha fazlaydı maddi olarak ama kendisi 40+ yaşında.
sen onun bütün maddi imkanlara doyduktan sonra yaptığını 20 yaşında yapabilirsin.

hem kendinle gurur duyarsın hem senin gibi DELİ olanlar seninle gurur duyar.

O yollardan gectim ve gecen yuzlerce insan tanidim. Cahil, okumamis, potansiyeli olmayan veya yasi ilerlemis bir insan icin Avustralya'ya gitmek muhtesem bir firsat olabilir ancak sen daha gencsin ve her seyi yapabilecek yastasin. Bana sorarsan, eger gidip omrun boyunca pizza dagitacaksan yada taksi sureceksen hic gitme. Ancak gidip okuyacaksan kendine birseyler katacaksan git. Avustralya yada dunyanin herhangi baska bir kosesi cennet degil. Artilari var eksileri var. Onemli olan senin o toplumda kendine nasil bir yer edinebildigin, nasil bir hayat kurabildigin. Kasiyerlik yaparak, araba yikayarak yada taksi surerek egitim masraflarini cikartabilirsin.

git, en kötü geri dönersin. yaşın genç çünkü. türkiye burada, hatta geri döndüğünde daha kötü olarak bile bulabilirsin.

gitmezsen şerefsizsin!

şaka yav, git bence. bak ben erteleye erteleye 26 oldum. vay aq, 26 olmuşum.

mallık olur.
mavi jeans'da kampanya var.
137 tl olan kotlar seri sonu diye 2 tanesi 99 tl'ye düşmüş.
ve harbiden dehşet kotlar.
gittim 4 tane aldım misal. 200 lira verdim.

O pantolonun tasarimi ve marka degeri nedeniyle o parayi ettigini varsayarsak almazdim ben. Baska ucuz alternatiflere bakardim. o paraya okuz alinir.

alırdım, zaten iyi bir kot pantolan o kadar. 470 tl ise asıl fiyatı o pantolon alınır , yıllarcada giyilir.

ben de alırdım. o kadar istediğim bir şeyin fiyatı o kadar indiyse almamak mallık olur.

en iyi kot bile ayagimda 1 yilda yirtiliyor.

outletim.com tarzı web sitelerindeki fiyatlara dayanarak 400 küsür tl'den düştü diyorsan o yalan. o kotun satış fiyatı zaten 150tl civarıdır. o tarz web sitelerinin olayı bu. mağazada daha önce 470tl'ye görmediysen alma derim. kalanı senin tasarrufun, ekonomik durumun falan filan..

tavsiye : yabancı markaların web sitelerinde "sale" bölümü var. oralara takıl tabi kot risk olabilir internet üzerinden beden konusunda, gömlek t-shirt tarzı ürünlerde bir şekilde oturuyor üzerine.

@il padrino, yok öyle tongaya düşecek değilim zaten. Hem kendi orijinal sitelerinden hem de diğer mağazalardan bakıp da söylüyorum. Olmadı değiştirme ihtimalim de var. Lakin 150TL işte meret..

kesinlikle alınır.. %50 den aşağısı kurtarmaz.
bu arada marka neydi öyle bi indirim kolay olmaz çünkü. diesel, g-star, replay, energie, lacoste, soda; hangisi!?

o paraya öküz alırız be (:

şaka bir yana daha hesaplısını bulurum illa ki. @blue1809 +1 yani.

Ben almazdim. 150 lira bir kot icin fazla panpa. Markasi ne olursa olsun. Blue'nin dedigi gibi Mavi on numara kotlar uretiyor. Onlara bir bakin ozellikle Bayrampasa fabrika satis magazasina. Iki kotu 90'a bile alabilirsiniz. Yine orada LTB var. Iki tanesini 50'ye satiyorlar. Levi's var bir de, fiyatlar ortalama 70-90 arasi. Bu fiyatlari goz onunde bulundur ve tekrar dusun bence.

mavi konusunda: sanirim gecen hafta su en begenilenlere veya formul 50sine girmisti: (bkz: #27739025)

ben yıllardır 20-40 tl arasında fiyata aldığım kotlar giyiyorum. sandığınız gibi boktan bir görünüşüm de yok. 470 tllik pantolonda kaç para kaliteye kaç para markaya veriyorsunuz? bi düşünün.

Sayın abiler, ablalar; bu kadar mesajdan sonra kısa bir cevap vermeli. Kiminizin de dediği gibi, marka ve tasarıma para verecek olmam bir bakıma doğru. Ama gözü kapalı değil. Markanın gerçekten kaliteli, modelin de çok hoşuma gitmesi sebebiyle bunda ısrarcıyım. Ayrıca ben, fiyatından ötürü Mavi'den kot almamış insanım. Sanmayın ki giydiğim her pantolon bu ayarda. Tek bi kere.

git 2 fakir.exe doyur amk

alırım ben. ucuz alternatiflerin sonu hep dolap köşesi oluyor. kesimleri değişiyor, hepsi kot kumaşı, biri 30 lira biri 130 lira diye bakmamak lazım. insanın üzerinde çok kötü duruyor kesimi iyi olmadığı için çoğu ucuz alternatif.

"uzun zamandır almak istediğiniz" ben alırdım.

1- üniversitelilerin yurdunda kalma.
2- mevcut durumunu ve ulaşma istediğin noktayı iyi tespit et, eksik olduğun, en zayıf olduğun konulara yoğunlaş.
3- kendine ara hedefler koy ve bu hedefler makul olsun. biyolojiden eksi net yapıyorsan iki ayda full yapmak gibi bir hedef koyma yani, ulaşaılbilir olmazsa motivsyonunu kaybedersin.
4- sınav haziranda değil mi? kazanamadım derken bu sene de kazanamam mı diyorsun yoksa geçen sene kazanamadın bu seneki sınavı düşünüyorum mu diyorsun?
6- sayısaldan nefret ediyorum diyorsun, sayısal bölüm istediğine emin misin? bunu kazandıktan sonra bir de okuması var.

DIKKAT

Arkadasim

Benim zamanimda üniversiteye yerlistirilmis bir kisi ertesi yil tekrar sinava girdiginde puan hesaplamasi farkli oluyordu. Yani normalde almasi gerekenden daha düsük bir puan aliyordu.

Bunun degisip degismedigini bilmiyorum. Bu bir arastir ve bunu göz önüne alarak ders calis.

Basarilar.

Edit: yule + 1
Evet durum aynen yule'nin bahsettigi durumda gecerlidir.
@yule düzelttigin icin sagol

@caks dediğin durum eğer yerleştiğin üniversiteye kayıt olursan geçerli. öyle bir durum varsa dediğin doğru. tabi 2008'de girdim ben, bilmiyorum neler değişti. Eğer hala geçerliyse boşuna kastırma bu sene sınava. okul puanın düşüyor, girersin yine bir yerlere ama sırf sistemin eşekliği yüzünden çok daha istediğin yere girebilecekken giremeyebilirsin, çok koyar bu da, bir daha sınava girmek içinden gelmez.

*Üniversitelilerin yurdunda kalma. batak öğrenme ve geliştirme hevesin yoksa tabi.
*Abi'lerin yurdunda kal. Anladın sen onu. Hem öbür taraftaki sınava da hazırlık olur.
*Hiçbir şey imkansız değildir, ama bazı şeyler imkansıza yakındır. Ben eşitağırlıkçıydım, matematikle ilgim yoktu, şu anda da hala kafam basmaz. gerçi artık kullandığım çok fazla alan yok matematiği. Ama azimle sıçan taşı da deler.bilemem.
*Eğer yerleşmiş durumdaysan,Peşin hüküm verme, belki girdiğin bölümü okulu seversin zamanla ve çok daha başarılı olursun belli olmaz. o ihtimali bir anda silme. benim tavsiyem hem girdiğin bölümdeki dersleri geçecek kadar devam etmen hem de sınava hazırlanman. o kadar zor değil.
*Bu senenin sınav başvuru tarihi geçmedi mi daha?

Karekök yayınlarının Matematik Sıfır, Fizik Sıfır, Geometri Sıfır kitaplarını al şimdiden okuyup örnekleri çözmeye başla.

Adı üstünde, matematik sıfır. Çok basit anlatıyo, tabi YGS düzeyindeki matematiği anlatıyo. LYS için var mı bilemedim...

Bak iyi oldu hatırlattığın benim de çalışmam lazım şurda 1 ay kaldı nerdeyse...

Dersane için de FEM değil Final Dergisi Dersanesi ni seç. Tabi kayıt olmadan önce iyi takip et, temmuz ağustos gibi denemeye alıyolar öğrenciyi, puana göre indirim yapıyorlar. Öbür türlü kayıt olursan kafadan 5 milyar gider, hele de mezunsan. Ama uyarayım benim gittiğim FDD şubesinde şu an mezunlar hafta içi her gün sabah 8 öğlen 3 programıyla gidiyo.

bunları düşünmek bile para otur oturdugun yerde ..antidepresan iç rahatla.

antidepresan falan içme, paran varsa git ama iyi ayrıl ardındakilerle ki özleyip döndüğünde için rahat olsun.
fırsatın varsa gez, bişey kaybetmezsin.

bi taksim istiklal yap bişeyciğin kalmaz ;)

işin şakası bence ilgi alanlarına yönel, atıyorum spor,müzik, yada bir kursa yazıl hatta halk oyunları kursu sana uygun gelebilir boş zamanlarını komple ilgi alanına yönelt. depresyon falan kalmıo. dünyayı gezmek(bkz: buda bi fikir:) paran varsa tabii..

bu kadar kolay olsa herkes giderdi, ilk ülkeden geri dönüp toprağı öpme ihtimalin de var. gitmek ama neyle - nasıl?
geçim derdi nereye gidersen git başının belası olacak.
ha kendini zaten taşıyorsun yanında, bundan asla kaçamayacağın için kendinle ve çevrenle, hayatla barışmanın yolunu bul, az paran varsa kendini ve hayatını iyileştirmeye harca, yeni bir şehir yeni bir iş, yeni bir hayat harika olabilir ama ülke ülke avarece gezebilme lüksü evliya çelebi zamanında kaldı bence.

edit: çok bunaldıysan taksim'de kahve ısmarlayabilirim akşam. :)

gitmeni siddetle tavsiye ederim, elindekilerin degerini anlaman bakimindan. yalniz dikkat et, Rio'da postu deldirme.

aynı durumda biri olarak ben de yazdan itibaren 1 yıllığına yurtdışına avrupa gönüllüsü olarak gidiyorum..
(bkz: agh)
Burada kendime bile yararım yok, bari orada hem insanlara faydalı olurum hem de tamamen uzaklaşmış olurum..aç kalıp ölücek halim de yok ya, bir şekilde yaşanıyor zaten..
gidebiliyorsanız gidin demiyorum, gitmek istiyorsanız illa bir yolunu bulursunuz zaten..

paran varsa git bence.

Türkler arasında dayanışma yok etnik mezhepsel vb tonla ayrım var. Ayrıca turkler birbirinin kuyusunu kazar kıskanır. Turkiyede insanlar arasında bile sınıfsal ayrım vardır zengin fakir okumuş cahil ingce bilen bilmeyen doktor muhendis hatta okuduğun okul bile bu sınıfsal ayrımı belirler mesleğin belirler mezhebin konuştuğun dil şiven bilmem ne işte o yüzden birlik olup örgütlenemezler.

O dediğin milletlerse oldukça örgütlüdür bizimkiler öküz gibi bakar ağzını kaldırır merhaba dedin mi.

1- milyon tanesi göç ediyor. bin tanesi kabul ediliyor. her yıl böyle olunca da doğal olarak artıyor oradaki göçmen nüfus. bunlar çok dayanıklı oluyor bir de öyle kolay pes etmezler. milyon tanesini reddediyor 1 tanesini alıyor ama çok fazla talep var hala.

2- avustralya, kanada, norveç... bu gibi ülkelere ucuz iş gücü lazım. göç furyası bitmedi hala. dubai de gördüm en güncel örneğini ben. it gibi çalıştırıyolar pakistan filipin ve hindistanlıları.

3- @iplikci bi bok bilmiyor. dünyanın her yerinde etnik farklılıkar var ırkçılık var. bu göç etmişlerin çoğu da etnik soykırıma tabi tutuluyoruz sebebiyle göç ediyorlar. avrupa birliği sözleşmesinde mi ne var böyle bir madde. eğer adamlar can güvenliğinden endişe ettiği için göç ediyorlarsa avrupa ülkesi onu sike sike almak zorunda. mesela kürtler böyle bir sebeple başvursa alınma ihtimalleri var.

hatta bu olay çok dert olduğu için artık yeni bir sistem geliştirmeye çalışıyorlar. gelen göçmenleri paylaştırıyorlar aralarında. polonya, yunanistan onlar da alıyor bu göçmenleri. tabi karşılıgında teşvik primi de alıyorlar.

4- pek tabi kaçak göçmen de çok fazla. gördüğünün yarısı kaçak çalışmıyorsa ne olayım. bu yasadışı gelenler, onlar da herhalde bir kısmı falan alınıyordur diye tahmin ediyorum. kadın hamile bir şekilde kaçmış norveçe ne yapsın karnı burnunda kadını burma'ya geri mi gönderecek?

afikalı, ortadoğulu ve asyalı insanlar da aynı prosedürden geçiyorlar.
sistemi legal yollardan da esnetmek mümkün.
ingiltere için konuşmam gerekirse, hindistanlı insanların genellikle ingiltere ile organik (ailevi) bağları mevcut. bu da göçmenliği kolaylaştırıo tabi. ingilterenin tarihini incelendiğinde sebepleri daha açık görülebilir.
ama vize prosedürü vize alması gereken ülke vatandaşlarının hepsi için hemen hemen aynı.
ingilterede yaşayan çok sayıda "türk pasaportu taşıyan" insan olduğunu da gözardı etmemek gerek. konunun örgütleşmeyle alakası yok. prosedür belli.

@wessago guzel aciklamis.
3de bahsettigi gibi multeci olarak siginmak istediklerinde is daha kolaylasiyor. Iran'da baski rejiminden kacanlar, Irak'ta savastan kacanlar, Afrika'da soykirimlardan kacanlar vs daha kolay oluyor. Bir basladi mi da millet birbirine yardimci oluyorlardir heralde.
Turkiye'den abi kizlar cok cirkin diye kacamazsin :)

baktığın zaman özellikle asya kökenliler ve hintliler belli meslek grubu dışındakiler (doktor vs dğil yani) gittiği ülkeye sermaye götürüyor, ne kadar küçük olursa olsun bu tip yatırım yapma sözü verildiğinde her ülkenin göçmenlik yasaları esner. bizim türkler gibi o ülkenin dilini bile bilmeyeyim, çalışmadan sosyal devletin sırtından geçineyim zihniyetine geçit vermiyor devletler.

- göçmen olmak son yıllarda epey zorlaştı, eskiden bu kadar değildi.
- halen de iddia ettiğiniz gibi "çok zor" değil. pek çok ülke çalışma izni veriyor. kafaya koyanlar da uğraşıp almanın bir yolunu buluyor. afrikalı ortadoğulu hindistanlı kardeşlerinizin de sizden bir eksiği yok. "yanlış anlaşılmasın onları küçümsemiyorum" demişsiniz ama yemedim kusura bakmayın.
- "biz yapamıyorken" diye bir şey de yok. türkler avrupa'daki belki de en kalabalık göçmen grubu.
- öğrenci olarak gelmek genelde en kolay yol. çoğu kişi uyduruktan bir okula yazılıp geliyor.
- gördüğünüz asyalıların/hintlilerin pek çoğu birkaç nesildir orada yaşayan insanlar. babaları dedeleri zamanında göç etmiş. o ülkede doğup büyüyen herkes kadar hakları var.

lise arkadaş grubumuz çok sağlam bi şekilde devam ediyor. kimi kürt kimi çerkes kimi alevi kimi akpli kimi chpli kimi mhpli çok kalite anlaşıyoruz hiçbir problem olmuyor. Bölücü yok ama onu söyleyeyim.

Siyasi konular çok konuşulur baya hararetli şekilde ama hiçbir kırgınlık bile olmaz bu konudan dolayı

Çok farklı düşünen arkadaşlarım yok,kendime çok zıt düşüncedeki biriyle anlaşmam zor olur diye düşünüyorum. Ama çok suya sabuna dokunmadan yüzeysel,belli konularda konuşarak zıt düşüncedeki birisiyle de anlaşılabilir sanırım. Aslında farklı insanlar renk katar hayatımıza,farklı bakış açıları kazandırabilir.

hafif sağcı, müslüman(pek dindar olmayan) biriyim.

çok yakın ateist ve solcu olan bir arkadaşım var. yeri geliyor o benim inançlarımla ilgili geyik yapıyor. yeri geliyor ben onunkilerle. ama kişiliği sayesinde bunları pek ırgalamıyorum. yani zoruma gitmiyor. ama bazen inanan kişileri aşağılar derecede konuşuyor. yani bana göre sınırları aşmış oluyor. o zaman uyarıyorum. aslında ne kadar solcu olsa da din ve siyasi görüş konusunda biraz faşizan oluyor böyle durumda. ki bana göre siyaset ve din ile ilgili konuşan/savunma yapan hemen herkes bu şekilde faşizanlığa vuruyor muhabbetin bi yerinden sonra.

ama sonuçta arkadaş yani. içini bildiğim için siyasi ya da dini görüşü benim için arka planda kalıyor. güvenilir ve samimi olması daha önemli.

Benim arkadaş çevrem genelde hep benden farklı düşünen kişiler. Aynı fikirde olduğum bir insanla muhabbeti bir yere kadar sürdürebiliyorum, sıkıcılaşıyor bir süre sonra. Başkalarının bakış açısını görmek, "aa bak böyle düşünenler de varmış" demek benim hoşuma gidiyor, benim bakamadığım bir yönden bakıyorlar çünkü olaylara. Benim de lisedeki arkadaş grubum böyledir mesela, hala görüşüyoruz. Hepimizin görüşleri, düşünceleri birbirinden çok farklıdır ama tartışmak eğlenceli oluyor.

sevmeden olmaz o iş. uniye gırersın ama muhendislik dedıysen calculus gırıcegı için işin içine sıcarsın. kafadan 2 yıl sevişmen lazım universitede matematıkle hatta yuksek matematıkle bunu goze alabılıyor musun ?

mühendisim, matematik sevmiyorum. bu cevap yeterli bence.

Ben matematigi oldum olasi sevmem, insaat muhendisiym ve sunu soyleyim sevmeden bu isi basarabilirsin ama calculus derslerinin hepsini diferansiyel denklemleri veya icinde matematik agirlik olan secmeli derslerin hepsini 3 er defada falan anlamadan anca sorulari ezberleyerek gecersin bunun sonucunda da diferansiyel denklem kullanman gereken derslerde sikinti cekersin ama birkaç saatlik hafızada tutarak bazi seyleri, bisekilde sinavlardan derslerden gecersin hee ama ikinci sinifta falan nerdeyim lan ben deme noktasina gelebilirsin ki pes etmemek biraz zor olcaktir o noktada.

matematiğin aydınlık dünyası kitabını okyarak herşeye baştan başlayabilirsiniz. Belgeseli de vardı galiba.

yok.

anlık gaza gelmeye yarıyor bende sadece, bi süre sonra yine aynı soruları sorarken buluyorum kendimi.

Bazılarımız tatmin edici cevaplar bulabildiğinde bu sorgulama fırtınasından güvenli limanlara çekebiliyor gemilerini...

çok düşündüm, hiçbir mantıklı sebep bulamadım. bununla birlikte ölmeye de sebep bulamadım. o yüzden halihazırdkai hayatımı devam ettiriyorum. gelecekten beklentimi minimuma çektim, bir gün öleceğimin farkına vararak pek dertlenmemeye ipimle kuşağım modunda takılmaya çalışıyorum. ha karakter meselesi, beceremiyorum pek ama çok sıkıntıda hissettiğimde salla gitsin demeye çalışıyorum.

özet: hayatı sorgulamak bir boka yaramıyor düşünmene gerek yok yani, koy gtüne rahvan gitsin.

bir boka yarayıp yaramadığını istifa edip dünyayı dolaşırsam evet olarak vereceğim ama şimdilik hayır biboka yaramıyo .

bence katkısı var. sorgulamayı araştırma ile destekliyorsan öğrenme gerçekleşiyor ve aydın oluyorsun. Tamam sonuca varamayacaksın, ama ezberi bozup, yüzyıllardır "best seller" olan argumanlara da yok artık diyebileceksin.

Hayatı neden sorguluyorsunuz bırakın yaşansın bırakın olcaklar olsun müdahil değil seyirci olun zamana zevk adamı olun yaşamın pınarından su için tadına varın boş verin teferruatı

kafa acıyor sadece.

mutlu olmaya çalışmak için. (optimist mode on)

Dediğim gibi bazıları farklı sonuçlar çıkarabiliyor bu süreçte. dunya.milliyet.com.tr

bence iyidir güzeldir bu sorgulama ya. yani sonuçta düşünmeden "evet şu yaşa geldim askere gitmem lazım, bunu okudum o işi yapmalıyım, bu yaş oldu şimdi evlenmeliyim, x kere seviştim artık çocuğun sırası geldi" diye yuvarlanıp gitmek çok stressiz sakin görünebilir ama mesela benim için bilakis sinir stres yapıyo'.

bence alternatif ve de keyifli zilyon tane yapılacak şey var. tom hodgkinson'ı kesinlikle tavsiye ederim, benim için zihin açıcı olmuştu içimdeki deli emin'e de tercüman oldu. tembel ayaklanması on numara, özgürlüğün manifestosu'nu henüz okumadım ama şöyle bir baktığım kadarıyla güzel. çok da eğlenceli bir adam. türkçe çevirisi var her iki kitabın da.

onun dışında mesela şu iki gencin yaptığı gibi bi' şey yapayım isterim kendi adıma. "neden yaşıyorsun?" dersen "bir gün bu ayar bir şey yapmak için" diyebilirim mesela.

www.baskaturlubirsey.com

(bkz: uyku felci)

sırt üstü yatınca olur genelde. sağ yanınıza yatarak uyumaya çalışın. bir de düzenli bir uyku gerekiyor işte. bunun dışında beslenme, stres vs. konuları da olabilir. konuyu araştırın, işin içinden çıkamıyorsanız doktora başvurun.

Karabasan denen nane bana 2 kez oldu 2 sinde de okuz gbi yemek yiip yatmstm. Benmkisinin sebebi bu.

tansiyonda yapar

sanırım için çok sıkkın. mutlu insanlarda olmuyor böyle şeyler.

doktor kontrolünde bir süre lustral derim ben. geçmiyorsa.

cenabet yatma amk

hayvanlaştığımı demeyelim de... tam hayvanlaşacakken yakalıyorum kendimi ensemden. çekiyorum kenara. "olm az doğrul lan" diyorum.

erken teşhis önemli.

hissetmez miyim? zaten yemek yeme konusunda tam bir hayvanım ayıptır söylemesi. çok yerim.
biriyle konuşurken de bazen ne bileyim gerekli yerlerde teşekkür etmeyi ya da pardon demeyi es geçebiliyorum.
sonra bi pişman oluyorum, nasıl unuttum diye ama iş işten geçmiş oluyor tabi.

sevısırken

bende tam hayvanlaşacakken otur oturduğun yere diyorum kendime.

sonuç:hayvanlaşmıyorum yani.

Sıkça.

bi kitap vardı:) İÇİNİZDEKİ ÖKÜZE OHA DEYİN:) içeriği alakasız ama aklıma geldi biran:)

araba galerisinde calismak icin vize alabileceginizi sanmiyorum. tesvik edilen ya da kaynak darligi cekilen isler icin h1b vizesi var. mesela muhendisler buradan ise girebiliyor. ama bunda bile isverenin gereken ozellikte amerikali calisan bulamadigini gostermesi gerekiyor. araba galerisinde bir is icin bu cok mumkun degil.
h1b disinda calisma ile ilgili bir vize programi varsa haberim yok.

heryer gönderebiliyor. ama önce orada ilan verip istediği kalitede eleman bulamadığını falan kanıtlaması gerekiyor diye biliyorum. diğer cevapları bilmiyorum.

arkadaşlar teşekkürler fakat cevaplar çelişti gibi?

@wpi, h1b'den haberdarım. bunun dışında; yani aranan meslekleri içermeyen bir davetiye olamaz mı?

sorunlubirey, davetiyeyi degil alabilecegin vizeyi dusunmen lazim. kanunen calismak istiyorsan buna uygun bir program bulman gerek cunku. dedigim gibi, ben de h1b disinda calisma ile ilgili bir vize programi bilmiyorum. ama suradan arastirmaya baslayabilirsin:
travel.state.gov