davetiye olmasa da izleniyor merak etmeyin. torrent kullanmayı öğrenin ve üyeliğim olmasına rağmen davetiye göndermem için puanım olması gerekiyormuş. ahha.

www.imge.com.tr

burada satılıyor

silent hill oynandı mı? oynanmadıysa o olabilir. bir de call of cthulhu: dark corners of the earth.

türkiye'de bulabileceğinizi sanmıyorum. internet üzerinden de yalnızca amerika içine satılıyor.

ben ordayken hiç görmedim ama söylenenlere göre isveç'te varmış bol bol. giden tanıdığınız falan varsa sipariş verin. ben öyle yaptım.

sultanahmet Akbıyık caddesine bak! english kultur derneği var İstiklalde oraya git erken saatlerde Sabah erkenden Kahvaltıya yetiş:)

sultanahmetteki otellere bakabilirsiniz, veya the house isimli butik otele ait restoranlara da bakabilirsiniz, yanilmiyorsan cihangirde vardi.

7 gibi girip 12 gibi çıkmıştım
5te ordaydım

aynı dertten muzdarip olduğumuz için annem buna çözüm geliştirdi ve evde kendi yapmaya başladı.
nasıl mı? mısırları tuz koymadan patlatıyorsun. hepsi patladıktan sonra altını kapat, tencereye şeker at, kapat kapağını takılsınlar biraz öyle. sonra afiyet olsun.
şekil benzemiyor tabi ama tat benziyor.

(bkz: çırağan meyhanesi)*

(bkz: beşiktaş balık lokantası)

Balıkpazarı'nda her yer kitliyor illa ki.
Aralarında en iyisi çarşı balıktır lezzet olarak.
Ucuz seçim için Çırağan tabi ki!

bence bir uno falan al biraz daha kasıp, zira parçası, ustası boldur, satarken elden çıkarması kolaydır.
alırken "ya ne elden çıkarcam binerim ki ben ona" diye düşünüyor insan ama işin aslı öyle değil.

Ah maruti ah...

Uzun süre kullandım, yağına aylarca baktırmazsın, havasına suyuna özen göstermezsin yine de takır takır çalışır. o konularda şüphen olmasın, çünkü benim kadar kötü arabaya bakan adam azdır.

ancak güvenli değil şu açıdan, kağıt gibidir dışı. şehir içindeki kazalarda Allah korusun çok bir şey olmaz ama şehirler arası aman diyeyim sakın kullanma, rüzgarda bile sallanıyor zaten.

yol tutuşu tahmininden çok daha iyi çıkacaktır, gerçekten ilginç ama iyi yol tutuyor. hızı da hiç kötü değil, son model grande punto evo var şu anda bende ama maruti'den inan öyle çok farkı yok. 1.2'lik bir arabayla aşağı yukar aynı düşün.

yedek parçasının orjinali pahalıdır bayağı, çakma kullanmanı tavsiye ederim.

kaloriferi saniyesinde ısınır diğer löküs arabaların aksine ki kışın büyük avantajdır.

kendisiin facebook'u var onan isteyebilrsin.

www.facebook.com

holidaydalyan.com kesinlikle burada kalın. internetten telefonu bulun arayın. purlen hanımı isteyin yada babasını. burak yirmibeşoğlunun selamı varmış, fotoğraf yüklemeyi becerebiliyor mu diyin (bu hatırlatma amaçlı yoksa o kimdi diyebilirler) oda kahvaltı 2 kişilik oda 80 tl idi. acaip iyi insanlar. kahvaltı saati yok istediğiniz saatte veriyorlar. kanalın yanında mis gibi.

2- akşam yemeği için kanal kenarında bir sürü lokanta var biz iyice kanalın iç tarafında (denizden uzak) bir yerde set menü yemiştik çokta güzeldi, dolaşın bakın.
3- sivrisinek kovucuların en güçlüsünü almıştık işe yaradı. sorun yapmadı yani.
4- akşam gölde tekne turları var yemekli. çok eğlenceliydi. kaplıca ziyareti sonrası gece gölde yüzme ve yemek. kaptanın kartı şu anda yanımda değil ama sözlükten yarın mesaj atın telefonunu yazayım. bunun dışında hotelden tekneyi çağırıyorlar onunla plaja gidebilirsiniz, plaj güzel ama kanalda yüzmek daha güzel.
5- hotelin sahibi amcamız (purlenin babası adını unuttum) bizi nerdeyse zorla bir blues bar'ına götürecekti fırsat olmadı. orası çok iyiyiş dedi. istanbul nargile var. bir pasajın içinden bahçeye geçiliyor, nargile seviyorsanız hem alkol hem nargile hemde divanlar var. böylece yatarak keyif yapabiliyorsunuz.
6- dalyan çok küçük bir yer. 1 saatte her tarafını gezersiniz rahat olun.
7. ekincik güzel bir yerdir, giden tekne bulursanız atlayın gidin.

Vampire the Masquerade: Redemption (biraz eski bir rpg)
Vampire the Masquerade: Bloodlines (bu o kadar eski degil, bir iki bolum disinda korku ogesi yok, bu da rpg ama first person, oncekinin devami:)

tam aradığınız oyun olarak nocturne var ama biraz eski (bir on yıl kadar.) grafikleri de o zamana göre çok iyiydi. öhöm.

walla yeni oyunlarda o tarz bir şey yok pek, ne yazık ki...

constantine oynarken çok eğlenmiştim.

sur ocakbaşının 50 metre ötesinde surların orda sıra sıra park etmiş araçlar var oraya park edebilirsin hem de ücretsiz. bu arada televizyonda görüp gidiyorsan hayal kırıklığına da hazırlıklı ol.

Surları geçtikten sonra park edebileceğiniz yarı kapalı otoparkta mevcut ayrıca nerden duydun bilmiyorum ama ssskkk aksine ben çok beğendim istanbulda yediğim en taze et ve yemek sonra yediğim sur tatlısıda hayatımda tatdığım en güzel şeydi.Afiyet olsun şimdiden

gittik yedik.. kesinlikle çok lezzetliydi ve kişi başı 25 milyon da gayet makul bence.

Bu arada park için, surlara gelmeden hemen önce sağa girip sur ocakbaşını geçtikten sonraki sağa girip ilerlediğinizde, İspark göreceksiniz.. Gayet güvenli ve ne kadar kalırsan kal 5 tl..

ben 2005 model sirion arabayı 0 alıp geçen aralık ayına kadar kullandım, yaklaşık 67000km de idi sattığımda ve hiçbir sorun yaşamadım. arabanın fren balatalrını bie satmaya karar verdiğimde alan kişiye ayıp olmasın diye 64000km de değiştirdim. bu arabanın en büyük sorunu cam açma kapama otomatiğinin çabuk bozulması. almadan önce kendi servisinde inceletmeni tavsiye ederim. bu araba için daha çok bilgiye www daihatsuaskina com veya com.tr sitesinden ulasabilirsin..

otogarın hemen yanındaki kent park'ı ve kütahya yolu üzerindeki bilim sanat ve kültür parkı'nı gezebilirsiniz.. (sazova diye de geçiyor bu parkın olduğu yer.) buralar kahvaltı için ideal. bu iki parkta da çok kral kahvaltı edebileceğiniz yerler var.

otogar tarafına gidern tramvay ile kent park'a,
odunpazarı otobüs durağından da (atatürk lisesi tramvay durağı ile aynı yerde sayılır) kırmızı veya siyah 11 otobüsleriyle de kültür parkına gidebilirsiniz.

kötü bir otel değil atışkan, en azından temiz idi iki sene evvel.

çok sağ ol! İyi yıllar...

Bakırköy'de sahilyolundaki kızılaya giderken var bir tane. kavuş (böyle mi yazılıyodu?) murtuğa filan var ama gerisi bildiğin şeyler. fiyatları 10-20 arası değişiyo. evet biraz tuzlu.

bakırköy tarafından sahilden giderken yenikapıya gelemeden bir tane var. adını unuttum...

Beşiktaş'ta vardı ara sokağın birisinde. Ama çok kazık derdi giden kimse bi' daha gitmezdi. Ben hiç gitmedim, ne oldu hâlâ açık mı değil mi bilemiyorum.

cihangirdekini istemiyorsan beyoğlundakine hiç bakma derim. ben hiç beğenmedim orayı, cihangirdekini daha çok sevmiştim.

benim halam koşuyolu'nda olmuştu.taşınmış gerçi hastane kartal tarafına.gayet de memnun ayrılmıştı hastaneden.

subaşı -idi sanırım- tesisleri. envayı çeşit malzeme, kızartılmış ekmek vs. maşukiye'ye girdikten sonra yukarıya doğru çıkıyorsun, sol kolunda cami kalacak işte o caminin tam karşısında -yani senin sağ kolunda- dediğim bu yer. ayrıca sapanca gölü manzarasına doyum olmaz. güneş varsa dışarıda da oturabilirsin felan.

bildigim kadarıyla artık boyle bi sansınız yok, rapor alıp sınava girmeme ve bir sonraki doneme kalma gibi seyler eskiden yapılabiliyormus ama artık olmuyor. gene de pazartesi askerlik subesini arayıp sormanız en kesin bilgiyi verecektir.

bildiğim kadarıyla yapamıyorsunuz öyle bir şey.

Merhaba, benzer bir durumdayım, nasıl bir çözüme ulaştınız?

Bu süre içinde yüksek lisansa başlarsan öğrenim gördüğünü gidip askeriye'ye belgelersin olur biter. sıkıntı yok, ya da bakaye kal bi süre çalış öyle git askere. kimsenin peşinde koştukları yok, yüzbinlerce bakaye var rahat ol:)

bakayalığım vardı zaten, duruşmalara girmişliğimde var ama artık bakaya şu bu ile uğraşmak istemiyorum o yüzden. neyse ben cevap niteliğinde şubeden aldığım bilgiyi paylaşayım, başkasına lazım olur.
Tecil bozdurduktan sonra gideceğiniz celp döneminde sınavlardan önce (aralık için 30 kasım en son) bir dilekçe ile var olan tecilinizi geri alabilirsiniz. Ya da en kötü gitmezsiniz, bakaya kalır 250 tl idari para cezası ödeyip sonraki döneme kalırsınız...

yüzlerce haldır huldur adamın bulunduğu bir alana kıymet verdiğiniz bir şeyi götürmeyi aklınıza dahi getirmemelisiniz bence...

gitar hic goturme, oncelikle perisan olur...sonra emrivaki yapiyorsun sanip komutanlar uyuzluk yapar, tavir alir vs..wc temizlersin bol bol...

aynen şu anda hiç bir şey belli dğeilken götürmeyin. zaten acemilik eğitiminiz boyunca pek fırsatınız olmaz çalmaya. ondan sonra zaten gideceğiniz yer belli olur, ne bileyim bi ordu evi,sosyal tesislere filan seçilirsiniz gitarınıza ihtiyaç duyacağınız,bu da büyük ihtimal yemin töreninden önce belli olacağından ailenize haber werirsiniz yemin töreninize gelecekler ise yanlarında getirirler ya da yollarlar bi şekilde. en azından bizim arkadaşlar öyle yapmıştı

walla askere gitmedim ama öle bişey gerekiceğini sanmıorum ztn görev icabı öle bişey isterlerse ordaki dandikte olsa gitarlardan verirler sna . sen oraya gitarını götürme bence kırılır fln

askere gitar götüren bizden değildir diye yazar kışlaların duvarlarında=) şaka bi yana acemilikten sonra derdinizi komutanınıza anlatırsınız ben konserv. mezunuyum iyi de gitar çalarım gazinoda arkadaşlara çalabilirim izin verirseniz ya da orduevinde çalabilirim vs. büyük ihtimalle de bu reddedilecek bi teklif olarak kalacaktır. ama benim askerlerimden gitar çalanlar vardı. geceleri kendi kendilerine takılırdı mehmetçikler.
(askerliğimi albay olarak yaptım)

götürdüğünüz gitarı rütbeliler gözlerine kestirirse yandınız. her gece nöbetçi komutanlara kişisel konser verme derdine katlanırım diyorsanız götürün. ilk gittiğinizde götürmeyin heder olur. bakın ortam varsa dandik bir tane götürürsünüz.

bence götürme, hatta gazinonun komutanına yeni bir gitar aldır. yapabilirsin o kadar zor değil.

askere iyi olan hic bir seyini goturme.

askere sevdigin hic bir seyini goturme

önce bi git...ortamı gör..askere öle kafana göre bişeler götüremezsin zaten...hay allahım yav...canım askere gidiyosun yaz kampına değil

Bazı arkadaşlar yanlış anlamışlar sanırım. Gidip teslim olurken nizamiyeye gitar götürecek halim yok. Konservatuar mezunu olduğumu söyleyeceğim, orda burda çalmam gerekirse, (askeri gazino gibi), öyle bir görev verilirse o zaman isteteceğim zaten. Yaz kampı olmadığının farkındayım. Anlayanlar cevap vermiş zaten, teşekkür ederim...

afedersin...şafak sıkıştırması diyelim...

Hayırlı tezkereler werwee...

eyvallah sevgili dostum...insanlıktan çıkarıyolar walla..

"düşman bağımlılığı" ya da "düşmana bağımlılık" olur sanirim

Sanırım şöyle bir şey : This occurs when the patient experiencing dependency needs, feels them to become overwhelming and has to relieve them by atacking the carer. This in turn leaves the patient anxious, more vulnerable and more dependent.

Baktım psikoloji okuyan biri gelmemiş henüz, ben de atayım dedim:

"Kötü huylu bağımlılık" olabilir mi, kötü huylu tümör der gibi?
FAkat muhtemelen direk karşılığı olan Türkçe terim vardır, kanma sen bana.

Sanırım türkçede şiddet bağımlısı olarak geçiyor. Bi de bu tip bilinemeyen kavramlar için online bi psikoloji terimleri sözlüğü varmış google layın...

Arkadaşlar, hepinize çok teşekkürler. Ama bana, bizim kitaplarda bu terimin nasıl geçtiği lazım, ki internetten bakmadığım psikoloji terimleri sözlüğü kalmadı, yok. Tam olarak ingilizce tanımı "blaming and resentful yet fearful of separation" sanırım.

dizi pek ilgi gormemis ve bu yuzden ingilizce altyazi hazirlanmamis gibi gorunuyor. biraz daha bakinayim ama ilk goruntu boyle.

dile getir. bandoydu, sosyal tesislerdi vs. oralarda görev yapman mümkün olabilir. iyi olur.

bu biraz sana kalmis. bandoya, gazinoya falan giderim, orda hem askerleri egitirim muzik-teori anlaminda hem de yeri geldiginde komutanlari eglendirecek grupta olurum askerligi daha rahat yaparim dersen sen bilirsin..

hani bunu dile getirip cok kotu sartlar icine kendini atmis kisileri de taniyorum gecmiste, biraz sans isi.
ama yine de ben olsam soylerdim, ki soyleyecegim de.

üniversite mezunu olduğunuz için muhtemelen kısa dönem ya da asteğmen olacaksınız. normal erlerde, ilk hafta bir heyet gelir ve çeşitli mesleklerden asker seçer, bunlar yemin töreninden sonra meslekleri doğrultusunda giderler. ancak ben hiç kısa dönemlerin bu şekilde kullanıldığına tanık olmadım. gerçi yine de bir deneyin.

sizin dile getirmenize gerek yok zaten soruyorlar:

konservatuvar mezunu var mı?
dalgıç var mı?
hakim var mı?

vs...