biyokimya ve moleküler biyolojide doktora yapmakta olan bir hekimim
lisede genetik istiyordum, eğer araştırma yapmak istiyorsan tıp oku, oradan genetiğe geç dediler. öbür türlü teknisyen tarzında takılırsın dediler.
tıbba gittim. gidince biraz dikkat dağıldı. cerrahi falan inanılmaz ilgimi çekti. elim de yatkın. nasıl keyif alıyorum anlatamam. sonra 4-5-6. sınıfta ebemin körünü gördüm nöbetlerde, hastalarla beraber. dedim niye kasıyorsun bu kadar, bu insanların gözünde (hem asistanlar, hem hocalar hem hastalar) senin karınca kadar değerin var mı? gidiceksin bi uzmanlığa, nöbetten nöbete. eşin çocuğun görmeyecek yüzünü. zaten ben girdiğimde 55 olan genetik puanları oldu sana 68.
neyse sonra doktoraya başvurdum. sınıf arkadaşlarımın hepsi moleküler biyolog. evet belki lab bilmiyorum teknik bilmiyorum ama onlardan daha geniş görüyorum her şeyi. onlar moleküller arasında kaybolmuşken ben "o hormonun şu etkisi de var" diyebiliyorum. ve bunu ekstra bir çaba sarf etmeden yapıyorum. hocalar falan bana soruyorlar, şu neydi bunda böyle bir şey var mı diye.
hayattan ne istediğine göre değişir seçimin. hem 6 senemi boşa harcadığımı düşünüyorum, hem de iyi ki gitmişim diyorum. genel kültür olarak tıp okudum hehehe :)
bu arada mecburi hizmetim üni'nin olduğu şehirde, o konuda aşırı şanslıydım. zaten doktora yapmış olanlar mecburi hizmetten muaflar (ama doktora bittikten sonra), ben şimdi ikisi birden götürüyorum. hem para kazanıyorum hem kariyer yapıyorum.
yalnız, tıp zor. bu kadar spesifik bir şey istiyorsan acilde üst solunum yolu bakmak, kırık çıkıkla uğraşmak seni yorabilir ve bezdirebilir, aklında olsun
bu arada bir de tik at yahu insanlar paragraf paragraf yazmışlar
0