ismail boztaş ın belge çevirileri diye bi kitabı vardı. ben büroda hukuk çevirisi yaparken masada duruyodu. pek bakmadım içine ama örnek metinler var. eh hukuk metinleri de az çok bi şablona uydurmanız gereken şeyler olduğu için bi bakabilirsiniz belki.

ha artı olarak, türkçe aramazsanız çok basit alıştırmalarla dili anlatan ingilizce kitaplar da var. işime yarar derseniz mesaj atın isimlerini bulur yazarım.

1-Yok öyle bir şey.
Şöyle bir şey var.suphecimelek.wordpress.com
2-pozitif ateizm ve negatif ateizm diye bir şey de var pozitif de daha saldırgan olunur iddia vardır. negatif ateizmde ise yok denilir geçilir
agnostik ise bilinmez der ama materyalisttir.
şöyle bir şey de var
ateizm2.org

ateizm kabul etmemek. agnostik olmak ise sorgulamamak
edit: kabul etmemek derken varlığını kabul etmemek, yani yok demek yav.

1- O olay Türkiye de yok. Londrada var. Türkiyede bankacılık sisteminin sınırları içinde mümkün olduğunca az faiz bulaştırılarak yapılmaya çalışılıyor. Ama sıfır faiz olayı yok. Naıl yapıldığına gelince, çok basit anlatayım; mevduatlar toplanıyor, sonra bu mevduatlar atıyorum ticaret yapmak isteyen bir kişiye veriliyor o kişi diyelim mısır alıp satıyor ve kar ediyor.Elde ettiği karın bir miktarını ve ana parayı bankaya iade ederek borcunu kapatıyor. Banka ana para dışında aldığı miktarın bir kısmını mevduat sahiplerine kar payı yada katılım payı gibi isimler altında dağıtıyor.

sizi allaha havale ediyorum. :)
sorusor.diyanet.gov.tr

1. yok. yalan. ticarette "kâr" denilen şey alım ile satım arasındaki farktır. bunun dışında ticaret ile değil para alıp karşılığında daha fazla geri aldığın paranın arasındaki fark ise faiz'dir. buna da kâr payı der bazıları. o zaman bankalarınki de kâr payıdır. çünkü benim bakkalıma mal almak için kredi alırsam orada "ticaret" yapılır. demekki aldığım para "faiz" değil yatırım parasıdır. bakkal da satış yapıp krediyi geri ödeyince bankanın katısından dolayı bankaya katkı payı verir. sen de mevcduat hesabı açtığında senin paranın ticari karşılığı olarak bakkaldan aldığı kâr payını dağıtır. ee nerede faiz? ben göremiyorum ya sen? demek ki sen neye faiz demek istersen o faizmiş. ha para ak mıdır kara mıdır. onu faizsiz bankacılarda da bilemezsin. onun çalıştığı bakkal karı satıyordur aynı zamanda (abarttım tabi) veya yaptığı iş kötü gittiği için satmaya başlamıştır. ee temiz para mı şimdi bu? ama bankanın FAİZ ile verdiği emekçi adam belki gerçekten bu para iyi iş kurup işini büyütecek ve orada onlarca insan çalıştıracak. sonra vergisini ödeyecek. vs vs. e hani şimdi de faiz kötüydü?

2.
- agnostik: tanrı var mı yok mu sorgulamak bana düşmez. bunu akıl anlayamaz. sorgulamak da bana düşmez.
- ateist: tanrı yok.
- deist: tanrı var. ama sizin bildiğiniz gibi değil. dinler ve onların getirdiği açıklama ve kurallrın hepsi de uydurma.

doğru söylenmiş. tanrı yok değil. tanrı diye bir şey yok demek aslında. yani evde domates var mı? yok. ama demek ki gerçekte domates var. onun gibi.

tinyurl.com

alin teriyle kazanilmayan para helal degil islam'a gore bildigim kadariyla.

bir de @ronaldo17'nin verdigi google sonuclarinda cikan bir sitede soyle denmis sebebine; "allah yasakladigi icin haramdir", cok mantikli.

tr.fgulen.com

şu biraz doyurucu bir yazı...

bir de islamoğlu bir şeyler diyor bu konu hakkında:

www.youtube.com

çünkü 1400 yıl önce bu dini çıkaranlar, gelecekte küresel bir ekonomi oluşabileceğini tahmin edemediler.

sen bankaya para yatırdığında banka o parayı alıp kullanıyor (kredi vermek, yatırım yapmak, vs vs.) ve sen onlara kapital yarattığın için sana belli bir ücret ödüyor (faiz dediğimiz). aslında burada banka senin müşterin gibi birşey. din iman konusunu bir tarafa bırakıp etik açısından düşünürsek banka senin paranı kiralayıp kullanıyor, bir fabrika için makine kiralamaktan bir farkı yok, o yüzden bir haksız kazanç söz konusu değil. yeşil sermaye bankaları ise faiz haram diye kar payı dedikleri birşey veriyorlar, teknik olarak bir farkı yok, sadece adı farklı, sen de günaha girmedim diye seviniyorsun.

islamiyet birnevi teslimiyettir

sırf faiz falan değil alın terinle kazanmadığın her para haramdır

bence çok geniş anlamda düşündüğünde çalışmamayı özendirdiği için haram sanırım. ancak benim de mevcut eknomik sistemde sürekli değerini yitiren para için bu tür vadeli hesap gibi yatırımların faziliğine ilişkin tereddütlerim var. faizsiz bankacılık yapıyoruz diyolar mesela 0.79 dan ihtiyaç kredisi veriyolar.nasıl iş? anlamıyorum.

bir elma al sat sora o parayla 2 elma al onu sat.ticarete giriş.

Üniversite şenliklerine katıl küçük bir stand kur, kumpir fırını al patates vs. malzemeleri al kumpir sat. Birde çerez sat.

borç verme de ne yaparsan yap :) anapara korumalı fon alabilirsin mesela. bütün bankalarda var.

ne iş yapacağına karar verene kadar altına yatırım yap. 2-3 ay araştırmanı yap, altınını bozdur ve beklediğin sürede kar ettiğini gör.

döviz almayın, bu ara çok yükseldi. aklına birşey gelmediyse vadeli tl hesabına yatır, kafan rahat olsun.

@pposeidon_1 şenliklerde birşeyler satmak çok iyi fikir ama yiyecek içecek değil bence. şaka oyuncakları satılabilir. şenlik ortamında ilgi çekecek, başkasının elinde görenin ben de alayım diye koşup geleceği eğlenceli ıvır zıvır şeyler bulup toptan ucuza alacaksın. ilk üniversitede ilk gün iki koli alıp dene. zaten emin ol iki koli öğlene kadar biter. 3 günlük bir şenlikte 10bin liralık mal alıp %100 karla satman ve 10 binini 20 bin yapman işten değil. bunu 5 üniversitede tekrarlasan mayıs ortalarında elinde 100 bin lira civarında paran olur. bunu yap sonra bana ulaş oradan nasıl 1 milyon tl'ye ulaşacağını da açıklayım sana.

donanım gerektiren bir işte başarılı olamazsın. ancak çok basit düzeyde de olsa ticaretle uğraşabilirsin. öyle bir şey satın al ki mutlaka satabilesin. ticaretle uğraş yani. bir süre sonra ticarette donanımlı hale gelirsen işi büyütür dolayısıyla kazandığın parayı katlarsın. ancak bu söylediklerim bir girişimci için. mezun olduktan sonra bir işyeri kurmak gibi bir niyet varsa bence bu para birkaç yıllığına bankaya yatırılmalı. kullanılacağı zaman faizleriyle birlikte artmış şekilde çekilmeli.

dünyanın en iyi işi al-sattır. yap-sat da öyle ama o iş de fazla kurumsaldır ve çok daha fazla tecrübe ve cesaret ister.

@stopnsilence, öğrencilerin "hemen gidip ben de alayım" diyebilmesi için o ürünün en fazla 5 lira gibi bir fiyatı olması lazım. bu da 2.000 parça ürün demektir. öğrenciye 5 liradan 2.000 ürün satabilmek için de cidden çok çok cezbedici bişeyler olmalı. ha eğer 1 ay boyunca her gün tezgah açılacaksa belki.

şenliklerde yer alabilmek için yer de kiralamanız lazım ayrıca.

boş zamanım olsa neler yapmam. haftada bi gün :) o gün de istiklal caddesinde fink atmak. almasam da yeni çıkan kitaplara bakmak. oxxo'yu falan gezmek gibi aktiviteler yapıyorum:)

tango

anket doldururum.

fotoğraf çekiyorum ve basketbol oynuyorum.

ben ve hobisi olmayan bir kaç arkadaşım daha toplanıp hobisi olan insanlara karşı project mayhem eylemleri yapıyoruz. kıskanıyoruz çünkü.

içiyoruz.

nereden gitmek istediğine bağlı tarif? genel olarak eminönüne gidersin, abi eyübe gidicem hangi otobüs geçer dersin ona biner eyüpte iner oradan teleferiğe biner ya da mezarlığın içinden pierre lotiye çıkarsın.

Nereden geleceksin bilmiyorum ama Taksim üzerinden anlatayım.

Taksimden 55T (Ceylan otelin arkasından kalkar) bineceksin binerken Eyüpte(Eyüp sultan) ineceğini söyle.Eyüpte kime sorsan tarif eder.Ben yürüyerek gitmiştim(uzun zaman oldu) Eyüpten 10-15dk sürüyor ama keyifli...

Eminönü üzerinden; Gaziosmanpaşa otobüslerine binebilirsin(55 olması lazım)

Eminönü' nden binecekseniz 99a - ya da b idi - önünden geçiyor.

eminönünden 99-36ce ye bineceksiniz. eyüp lisesinin önünde inicem dersiniz. yada şehitlik durağı diye geçiyor. sonrasında hemen durağın karşısında teleferiği görürsünüz. en kolay ve temiz yolu budur 20 senedir eyüp'te yaşıyorum :) eğer başka yerden gelecekseniz belirtirseniz tarif ederim

istiklal'in sonuna kadar yardır tünelin ordan devam et görürsün. ya da karaköy'den taksime doğru bi bak, gördüğün kuleye doğru yürü.

taksimden tünele yürüyün ya da tramvaya binin. tünelin yanından bir yokuş iner, müzik enstrumanları satan bir yer. görürsünüz zaten. o yokuştan aşağı inin bi süre sonra göreceksiniz hemen dibindeki küçük meydanı..

taksim'den şişhane metrosuna bin en rahat öyle gidersin eğer aksaray tarafından geleceksen taksim otobüsüne bin şişhane'de in. hemen karşında olacak

metroya bin aksayarda in yusufpaşadan taksim otobüsüne bin galata köprüsünü geçtikten sonraki ilk durakta(şişhane) in karşında olcak iksv

www.boxerdergisi.tv

çoğunluk kadıköy ve kilyosu tercih eder.

Forumlara falan bakabilirsin

The Airbag

So much for moving–what about stopping? Most modern cars are equipped with an airbag, which reacts to sudden impact by inflating. This protects the driver and front-seat passenger, who, even if they are wearing seatbelts, may otherwise be thrown against the steering wheel or dashboard.
In order to perform its function properly, the airbag must deploy within 40 milliseconds (0.04 seconds) of impact. Not only that, but it has to begin deflating before the body hits it. If a person's body, moving forward at speeds typical in an automobile accident, were to smash against a fully inflated airbag, it would feel like hitting concrete–with all the expected results.
The airbag's sensor contains a steel ball attached to a permanent magnet or a stiff spring. The spring or magnet holds the ball in place through minor mishaps when an airbag is not warranted–for instance, if a car were simply to be "tapped" by another in a parking lot. But in a case of sudden deceleration, the magnet or spring releases the ball, sending it down a smooth bore. The ball flips a switch, turning on an electrical circuit. This in turn ignites a pellet of sodium azide, which fills the bag with nitrogen gas.
At this point, the highly pressurized nitrogen gas molecules begin escaping through vents. Thus, as the driver's or rider's body hits the airbag, the deflation of the bag is moving it in the same direction that the body is moving–only much, much more slowly. Two seconds after impact, which is an eternity in terms of the processes involved, the pressure inside the bag has returned to 1 atm.
The chemistry of the airbag is particularly interesting. The bag releases inert, or non-reactive, nitrogen gas, which poses no hazard to human life; yet one of the chemical ingredients in the airbag, is so lethal that some environmentalist groups have begun to raise concerns over its presence in airbags. This is sodium azide (NaN3), one of three compounds–along with potassium nitrate (KNO3) and silicon dioxide (SiO2 )–present in an airbag prior to inflation.
The sodium azide and potassium nitrate react to one another, producing a burst of hot nitrogen gas in two back-to-back reactions. In the fractions of a second during which this occurs, the airbag becomes like a solid-rocket booster, experiencing a relatively slow detonation known as "deflagration".
The first reaction releases nitrogen gas, which fills the bag, while the second reaction leaves behind the by-products potassium oxide (K2O) and sodium oxide (Na2O). These combine with the silicon dioxide to produce a safe, stable compound known as alkaline silicate. The latter, similar to the sand used for making glass, is all that remains in the airbag after the nitrogen gas has escaped.



bunu çevirdinmiydi tamamdır. mesleki dersimden kalan bi metindi attım sana.

soyle diyeyim, hukuk türkcesi nin tam ingilizcesi aslında. bi cümle yazıcaz diye 20 satırlık şey yazıyolar :) kurs var mı bilmiyorum da işin zor, kolay gelsin :)

site önerisi: hukukingilizcesi.wordpress.com

hayattaki en büyük zevk yapamayacağımızı düşündüğümüz şeyi yaptığımız zamandır.

direk çeviri değil ama manası bu.

Hayattaki en büyük zevklerden biri, yapamayacağımızı düşündüğümüz şeyi yapabildiğimizi anlamaktır.

ayiadam'ınki ile hemen hemen aynı oldu ama birebir çeviri olsun diye yazdım.

Bir iki küçük tashih yaparsak:

Hayattaki en büyük mutluluklardan biri, yapamayacağımızı sandığımız şeyi yapabildiğimizi keşfetmektir.

Hayattaki en büyük zevklerden biri de, yapamayacağımızı düşündüğümüz şeyleri yapabilmemizdir.

-melankolik, yalnızlığı seven, sessiz. (emo gibi geldi yazınca lan)
-öyle idol derecesinde birini sevmiyorum, "ünlülerin" söyledikleri şarkılar ya da rolleri ilgimi çekiyorsa severim. şu sıralar mesela low denen grubu çok seviyorum. gruptaki kadını biraz daha fazla.
-bilmiyorum.

karizmatik
richard stallman. sesi güzel.
9 basamaklı sayıları çarpabilmem.

google ı hayvan gibi kullanıyorum. biri bişey aramadan önce bana sorar nere baksam diye

çok yakışıklıyım bi de unutmadan.

düz adam.

ağzıyla bok yiyen
kadir mısıroglu
walla buna bende şasıyorum ama nedense insanlar hep beni arıyorlar.mesela adamın istanbulda beş tane arkadaşı var bir kaçıyla benden daha önceden tanışmış benden daha samimiler ama adam kalacak yer için mutlaka beni arar.bir değil iki değil istanbula taşınalı (6ay)misafirsiz bir hafta sonum geçmedi.

munis ve tatlı. kedi gibi canım var. prenses olduğumu söylüyoğla.

- disariya gore cok iyi, kendime gore cok kotu bir insanim. kimseye zararim yoktur, kendime zararim coktur.

- cok genel olmus bu soru. hepsini yazmaya kalksam iki sayfa surer.

- fiziksel veya metafizik hic bir cisim ve eylemden korkmam. karanliktan yilandan akrepten orumcekten bocekten ciyandan kediden kopekten attan domuzdan soguktan sicaktan atesten yuksekten kapali mekanlardan cinden periden hayaletten ruhtan gecenin bir yarisi sokakta yalniz dolasmaktan bir dagin basinda yapayalniz kalmaktan erkeklerden silahtan hizdan tehlikeli maddelerden hastalanmaktan... insanlarla sosyallesme eylemlerinden korkarim.

duygularını belli etmeyen bir insanım. arada komiklikler filan yapıyorum. sevdiğim ünlülerse sık sık değişir. sabit biri yoktur.

isimtescil.net ten 1 yıllık alan adı+ekonomik hosting 37TL ye geldi. Aylık 5gb kota var, yetmeyebilir sana, diğer hosting paketlerine bakarsın.

Diğer üniversitelerden farkı yok kamuda. Ancak özel sektörde iş değişiyor.

Okusan bir şey kaybetmezsin ama bilgi kazanırsın.

Kamuda farketmez. Ancak özel sektörde fark edebilir.
HARAÇlar örgünle yarışıyor, ben kamu yönetimi okuyorum yaklaşık 500 lira ödedim.
Not: Diplomalarda açıköğretim yazmıyor.

aöf okuyan öğrenci,ilk sene kaymakam olacağını,birkaç sene kalınca mezun olduktan sonra idari hakim olacağını söyler.ayıplamayınız çünkü teoride mümkün,pretikte imkansızdır.

türkiye genelinde aöf çıkışlı idari hakim 1 tane(o da duyum),kaymakam ise ortalama 0 (sıfır)tane görevde bulunmakta.
not:aöf 4.sınıf kamu yönetimi öğrencisiyim :) kaymakam adayı yani

muhtemelen ücretlidir. (maaş hesabı veya bazı başka tur hesaplarda ucretsiz olabiliyor.) yapmak istediğiniz işlem EFT olarak gecer. internet bankacılıgı menusunden para transferi/eft bularak yapacaksınız. ücreti işlem onayından once soylemesi lazım

ücret 1.25 TL idi en son EFT yaptığımda. işbankası hesabının IBAN numarası ile yapılıyor. menülerden para aktarma>EFT sekmesini kullanacaksın.