bir fransızdan bir şey rica ederken "lütfen"i eksik etmeyin. lütfen denilmediyse ölecek hastalığı var çünkü. örneğin bizde ".... yapar mısın?" gayet kibar bir rica iken bir fransız bunu buyurmak olarak algılayabiliyor. bu yüzden ofiste birbirine girdi alman ve fransız iş arkadaşlarım.
yine fransızlar karşılaştığınızda öpmezseniz bunu ciddi kabalık kabul ediyorlar. aynı şey vedalaırken de geçerli.
yine fransa'da birine merhaba demeden bir şey sormayın. çok aceleniz var, "pardon, şu nerede?" diye sormayın. "merhaba, .. nerededir?", "teşekkür ederim" makbul karşılanır.
almanlar size ayılıp bayılsa da verilen sözler konusunda takıntılı olabiliyor. zamanlama da dahil. bahaneler onlar için pek önemli olmayabiliyor. başkaları için çok geçerli de olsa sonuca bakıyorlar.
benim çalıştığım kurum ve insanlara mı hastı bilmiyorum ama fransızlar eğer yeni yıllarını kutlamadıysanız ve yeni yıla girdikten sonra ilk yazışmanız, konuşmanızsa yeni yıllarının kutlanması önemli.
estonyalılar, özellikle yeni nesil (sovyetlerden ayrıldıktan sonra okula gidenler) "rusça biliyor musun?" sorusuna karşı fazla çok hassas olabiliyorlar. peşinden ruslarla estonyalılar farklıdır konulu bir tirat gelebilir.
tanıdığım pek çok rus putin eleştirisi konusunda hassas. o rusya'yı küllerinden doğurdu, yabancılar çekemiyor vb. gibi bir savunmaları var.
makedonlar'la yapılan yazışmalarda
fyrom u kullanmak aynı şekilde yunanlar'la yapılan yazışmalarda makedonya'yı kullanmak ciddi tepki görebilir.
sırplar'a (genelde) "kosova sınırında geçerken zorluk çıkıyor mu?" diye sormak, kosova'nın bağımsızlığıyla ilgili soru sormak hiç hoş karşılanmıyor. "kosova sırbistandır !" diye dellenebiliyorlar.
flaman bir belçikalı'ya aynı dili kullanmalarından hareketle
dutch demek. aman diyim.
tüm bunlar benim karşılaştığım ve sonrasında da üzerine konuşup vardığım sonuçlar, bu yüzden böyle kişisel bir genellemeye gittim aksi her zaman mümkündür.