Merhaba sevgili Romalılar,

Başlıkta da belirttiğim üzere iPhone ana ekranımdan saat, pil ve operatör bilgilerim gitti. Bunu yapmaya çalışsaydım büyük ihtimalle başaramazdım..

İlaveten durum şöyle, ana ekranda bilgi yokken safari üzerinde bilgiler görülüyor.

Biri bana bu sorununu yazılı olarak anlatmaya çalışsaydı büyük ihtimalle “ne diyo la bu bebe” derdim. O yüzden ekran görüntülerini de ekledim.

Şuku aşkına, pil ve saat bilgilerimi bana geri verin!!

Merhabalar, sizce yüksek lisans yapan işsiz birey (26 yaşında) işsizlik oranı hesaplamasına dahil edilir mi? Lisans öğrencileri ile kışladaki askerler "işsiz" sayılmıyorlar, ancak 26 yaşında, dersleri akşam olan, yani "çalışma engeli olmayan birey" bu hesaplamaya dahil midir?

Ps: evet, mülakatta gelebilecek ters bir soruya hazırlanıyorum.
Ps2: kendi görüşüm, bence hesaplamaya dahil olmalı zira literatürde işsiz tanımı, iş arayan (ben), çalışma engeli olmayan (ben) ve her an çalışmaya hazır (ben) 18-60 yaş arası bireylerin toplamıdır.

Siz ne düşünüyorsunuz?

hakikatten, ne var? Petrol mü, doğal gaz mı, su mu, rus kızlar mı?? Yani buradaki çıkar ne? Haritadan şöyle bir baktım da adı gibi dağlık, bağlasan durumlayacak bir arazi.

İçimden bir ses sadece inat diyor ama belki de hatalıyımdır...

Öncelikle şunu söyleyeyim, sigarayı sevdiği için içen birisiyim. "Kurtulamadım şu illetten" tarzı bir bakış açım yok yani. Günde 10-12 sigara içiyorum, haliyle masrafı da çok oluyor.

Sarma sigara ile ilgili birkaç sorum var;

* Yaş tütün mü alınmalı yoksa kuru tütün mü? (bir arkadaş tütün yaş olmalı ve asla kurumaması için çaba sarfedilmeli derken diğeri onu salaklıkla suçlıyor)

* Ağzı, dili kurutup; boğazın canına mı okur?

* Ankara'da en iyi nereden ve hangi fiyat aralığında alınır? (Arkadaşlar, sadece "ulus" cevabı şuku için yeterli olmayacaktır, şimdiden söyleyeyim istedim. Ulus'ta nerede, hangi handa, hangi sokakta, hangi dükkanda?)

* Hiç kullandınız mı, bıraktıysanız neden bıraktınız?

* Son... kağıt meselesi. Western filmlerindeki gibi sadece kağıda mı sarıyoruz. Var mıdır onun filtresi filan? Varsa uğraştıtır mı?


**** Okurken bile yormuş olabilirim, pardon! Bir gencin maddi bağımsızlığa giden yolda bir kilometre de siz inşa ediyorsunuz, sağolun romalılar, sağolun!!

Merhaba Sevgili Bavyeralılar,

Bu perşembe günü A-2 sınavına gireceğim. Yazma kısmından ortalama üstü bir not alabilmek için yardımlarınızı rica ediyorum.

Bildiğiniz üzere sınavda mektup yazılması isteniyor. Çoğu kişi de mektubu şu şekilde yazıyor.

// Mektup için teşekkür ederim. Nasılsınız? Ben iyiyim. Sizi ülkeme davet etmek istiyorum. Gel yanıma sarıl yeniden...//

Yanlış anlaşılmasın, benim de seviyem A-2; yani benim mektubumun dil düzeyi de böyle olacak. Ancak mektubumun bir akışı olsun, şekli şemali düz olsun istiyorum. Yani şu şekilde;

//Merhaba Bayan X. ÖNCELİKLE, Mektubunuz için teşekkür etmek isterim. İKİNCİL OLARAK, sizi ülkeme davet etmek için kuduruyorum.//
##Hi Mrs. X. FIRST OF ALL, I would like to thank you for .... SECONDLY, I really want to ...## gibisinden

Almanca'da da "First of all" , "To begin with" , "Furthermore" , "Moreover" , "Secondly" gibi kalıplar var mıdır? Varsa bunları da ingilizce'deki gibi cümle başında kullanabilir miyim?

Danke Schön!
Bis Bald!

Sınavlardan önce arkadaşlardan binbir rica ile aldığım concerta'nın muadili ritalin'e sahip oldum, o da beni yan etkisiyle vurdu.

Şimdi sevgili romalılar,

Dikkat eksikliğime bir türlü çare bulamayınca ben de en sonunda psikiyatriste gittim. Önce hafiften rica ettim yazıver ilacı diye. Yok olmaz onun özel testi var dedi, testi yaptı sonra "aaa! şaşırdım valla, hakikatten de dikkat eksikliği varmış sende" dedi, ritalin yazdı. Yan etkileri konusunda da uyardı, kalp çarpıntısı, uykusuzluk en yaygınlarıdır dedi.

Bende hiçbiri yok, uyumamak için kendimi zor tutuyorum mesela. Ama şu kabızlık öldürüyor beni, öldürüyor...

Bütün diyetim lifli gıdalar üzerine. tam tahıllı ekmek, kuru kayısı, kuru incir, erik, havuç, elma.. hiçbiri s.çmama yardımcı olmadı, bolca gaz yapıyorlar orası ayrı.

Bir tek ilaç; dulcolax ile tuvalete gidebildim bugün, yoksa içim çürüyecekti.

Activa aldım bugün, kahvaltı için olanından, yardımcı olur mu dersiniz?

Bir de bu ilaç bağırsakta emildiği için böyle yapıyormuş. dozunu düşürdüm ama hiçbir etki yapmadı.

tam tahıllı ekmek, activa, erik, elma, kayısı, incir, havuç fazla gelir mi? Yoksa yine bolca gaz mı yapacaklar?

Bir de en çok şunu merak ediyorum; ilaç bağırsakta emildiği sırada etken maddesi bağırsağı uyuşturuyor sanırım, benim bunları yemem amaçsız olmaz değil mi? Yani çalışmayacak motora benzin koymak gibi olmuyordur inşallah.

Var mıdır hiç antidepresan kullanıp kabız olan; ama sonunda sindirimi rayına oturan?

Merhaba sevgili romalılar,
Bildiğiniz üzere;

* I love you; İngilizce

* Ya lublu tebya; Rusça
Gülmeyin gözünüzü seveyim, orta seviye rusça biliyorum, ben de bilirdim oraya kiril alfabesi ile yazmayı; ama o zaman da siz bir şey anlamazdınız.

*Ich liebe dich; Almanca seni seviyorum demek.

aşk, aşık olmak fiillerindeki bu benzerliğin nedeni nedir? "love", "lubit" ve "lieben" fiilleri oldukça yakın kelimeler gibi geliyorlar, ortak bir kelimeden türedikleri çok açık ama hangi kelime acaba?

Bu dillerdeki bir benzerlik de kardeş kelimesi için geçerli; "Brother", "brat" ve "bruder" kelimeleri de etimolojik olarak benzerler ve kökünün arapçadaki "birader" kelimesine dayandığı söylenir.

Bu da mı öyle bir şey acaba?

Hukuk ingilizcesini bir türlü anlamıyorum, anlasam da düzgün hukuk türkçesine çeviremiyorum. Yardım eder misiniz?

Final Acceptance Certificate: The written acceptance issued by the Principal 2 (two) years after signing the acceptance of Start of Production (SOP) and the receipt of the Contractor Technical Documentation, as per Article 12 below......

$ukela'ların en büyükleri sizin olsun.

Genel kültür, genel yetenek ve alan bilgisinden sınava gireceğim. gerçi büyük ihtimalle sınav bana girer ama yine de merak ettiğim birkaç şey var.

1) Genel kültür ve genel yetenek sınavları aynı oturumda oluyormuş sanırım. kaç saat verilecek ona?

2) Genel yetenek ile genel kültürün kitapçıkları bir mi oluyor? Zamanımı ikisi arasında eşit bölmek zorunda mıyım?

3) Az önce bir puan hesaplama sitesine girdim. Genel kültür ile genel yeteneği ful çektiğimi varsaydım, yine de 100 tam puan alamadım. Bu puanın hesaplamasında iki testten fazlası mı var? Full çekeceğimden değil de eğer başka puanlar da etkiliyorsa onlara da kasmak lazım.

4) Bu sene okulda son senem. 2 senedir Ales'e girip oldukça iyi puanlar alıyorum. Eskesa genel kültür testini de iyi yapıp şöyle iyi bir puan alırsam bunu mezuniyet sonrasında kullanabilir miyim? Örneğin 1,5 sene önce aldığım Ales puanım oldukça yüksek ve hala geçerliliğini koruyor. Kpss'de onun gibi mi?

5) İş yapan puanlar ne kadardır? Ales gibi 90 ve üzeri mi, yoksa 70-80'de beni yaşatır mı?

6) Bölümüm iktisat, okul da iyi bir okul. Eşek değilsem iktisattı iyi yaparım. Peki diğer testleri de yapmak zorunda mıyım? Örneğin hukuk, muhasebe.. bunları sadece 1. ve 2. sınıflarda giriş düzeyinde aldım. Bu testleri de yapmak zorunda mıyım?

7) KPDS'den sıçtım, 53 aldım. Ama elimde oldukça yüksek bir Toefl puanı var. Bu test sonucunu kpds puanlamasına göre convert edip kullanabilir miyim?

Şimdiden sağolun Romalılar! Biliyorum okuması uzun, yazması daha da uzun olabilir. Ama şimdiden teşekkürler...

Merhaba Romalılar,

Araba aldım. :) 2004 model Ford fiesta 1.4 tdci comfort hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Araba dizel, ankara trafiği için uygun gibi gözüküyor; ama aklımda bir sürü soru var.

1) Arabanın turbo özelliği var. Arkadaşlarıma sordum, kimisi benim arabadaki turbo özelliğinin 2. viteste daha güçlü olmasını sağlayacağını, kimisi hangi viteste olursam olayım 2.500 deviri geçince turbonun devreye girip arabayı daha güçlü kılmaya çalışacağını ve bunun yakışı arttıracağını, kimisi de turbonun yakılan mazotu tekrardan dolaşıma katacağını böylece mazot tüketimimin azalacağını söylüyor. Hangisi doğru?

2) Hemen hemen herkes ortalama bir kullanımla (şehir içi tabi ki) 1 ayda 1 depo benzinle idare edebileceğimi söylüyor. Bu ne kadar doğru? Hakikatten de şehir içinde 1 depoyla 600 km filan gidebilir miyim?

3) Bazı arkadaşlar arabayı her zaman devrinde kullanmamı tevsiye ediyorlar. (onlara göre vites sadece araba 2.500 devirden sonra değişitirilmeli) diğerleri ise mümkün olduğu zamanlarda 1 vites üstte gitmem gerektiğini tavsiye ediyorlar. ( aynen şu cümleyi kullandılar; "3'te gidebileceğin hızda 4 ile gitmelisin") Hangisi doğrudur? Ben şahsen hep vitesimde gidiyorum. Ama öyle olunca da bütün yolu 2 ve 3. viteslerde gidiyorum. Dün 12 km.lik yolu full 2'inci viteste gittim. (2.500 deviri geçmeden vites atmayayım dedim.) Araba böyle mi sürülmeli, yani 1800 devirde 3'e atıp yolu öyle gitmek daha mı tasarruflu olur?

4) sıkıldınız biliyorum, son sorum debriyaj ile alakalı. dün farkettim de dönerken ya da yavaşlarken hep debriyaja basıyorum, bu yanlış mı?

şimdiden teşekkür ederim saygıdeğer sürücüler, sağolun romalılar!

Öğütün dedim, olmaz dediler. 1 yat bir de kat önderdim, meslek ahlakımıza ters dediler. Öğütülürse yarım saat içinde tüketilmesi lazımmış. Nasıl tüketilir bu keten tohumu ya? Tohum halinde alınırsa sindirime uğramadan atılma ihtimali de varmış. Siz nasıl tüketiyorsunuz?

Avrupa kupaları için 90'lı yıllarda değişmişti galiba sistem. hatırlıyorum eskiden iki yarılı sistem vardı. nasıldı o sistem? kaç dakikadan oluşuyordu devreler. 20 derseniz ağlarım, nasıl bir kondisyon ister lan o?

Merhaba Romalılar,

Yavaştan yazdığım bir hanım arkadaşımız var. Kendisi odtü'lü. Yana yakıla bu t-shirtü arıyor. Şimdi diyorum ki, hani o bulamadan ben bir tane alsam da ona hediye etsem, ardından boynuma sarılsa, ellerimi beline dolasam, o an bir elektriklenme oluşsa, dudaklarımız buluşsa...... herneyse, bütün bunları yapabilmem için o lanet t-shirte ihtiyacım var.

1) Ankara'da bunu bulabileceğim bir yer var mı?
----- Bu sorunun doğru cevabını bilmiyorum elbette, ama cevabın "odtü'ye git" olmadığını biliyorum. Kız orada aramış bulamamış.

2) Sizde varsa ben onu da almaya hazırım. Kullanılmamış ya da kullanıldığı belli olmayan bir şey olabilir. Fiyatta anlaşırız.

Pek çok kere yardımlarınıza nail oldum ey Romalılar. Beni bir sefer daha mutlu edin. N'olur!

Saygıdeğer Romalılar,

İnternette gezinirken birden sanki bilgisayarıma Morpheus girdi sandım. isteğim dışında birden kendimi iki programı indirirken buldum. Biri desk 365, diğeri de 22find adlı bir program. desk365'i program ekle/kaldır'dan sildim. ama 22find denen yaratık resmen benim tek göz ağrım chrome tarayıcımı esir etti. ben de sırasıyla;

* chrome://plugins'e baktım 22find yok.
* chrome://extentions'tan sildim.
* chrome-(sağ tık)- kısayollar bölümünden sildim
* en sonunda 22find'i de sildim.

ama hala çözümsüzüm. bildiğim bilgisayarım saldırı altında. :(

bir yardım ey Neo'lar, Mr. Andersson'lar.

Merhaba Romalılar,

Oyunu indirdim, internetteki oyundan atma sorununa çözüm olacak bütün yamaları da yükledim ama yine de 3 gündür sezona başlayamadım. Oyunda geçirdiğim her günü kayıt mı etmeliyim şimdi ben? 22 Temmuzda lige başladım, 3 gündür oynuyorum daha ağustosu göremedim valla

İkincisi, ulan ekşisözlük'te football manager 2013 başlığında 1090 tane entry var. bütün kullanıcılar orjinal oyun mu satın almışlar? İşte buna asla ama asla inanmam.

Tek istediğim güzide memleketim Sökespor'un süper lig havasını soluması. Bu hayalin selameti için eğer oyundan atma problemine bir çözümünüz varsa lütfen benimle de paylaşın.

not: www.kerimpotuk.com.tr linkindeki bütün eklentileri zaten yükledim.

Bilenler bilir, Yüzüklerin efendisi serisi film olmadan çok çok önce çizgi film olarak sinemaya sunulmuştu. Az önce onu izledim de orada şöyle bir detay vardı; Gandalf yüzüğü Bilbo'dan alıp Frodo'ya veriyor. Aradan 10 yıl geçince ziyaret ediyor ama Frodo'da bir haller, bir tavırlar. Bildiğin benimsemiş yüzüğü. Gandalf bunu Allah'a havale edip evden çıkınca yüzüğün o güç yüzüğü olduğundan şüpheleniyor. 1 sene boyunca araştırıyor ki haklıymış. 11 sene sonra tekrardan Shire'a gelince Frodo'yu Sam ile yoldaş edip onlarla Sıçrayan Midilli'de buluşmak üzere yola gönderiyor. Gerisi film ile aynı.

İki Kule ve Kralın Dönüşü'nü okuma fırsatım oldu ama Yüzük Kardeşliği'ni okumamıştım. Gerçekten de kitapta da Frodo yüzüğü Shire'da 11 sene saklıyor mu? Çünkü filmde o yüzüğü 2 günden fazla saklamamış gibi bir intiba yaratılmış.

90'lardan birisinin şimdiki hali ama kimin?

Merhaba Romalılar,

Sınavlar bittiğinden dolayı bir haftada paramın çoğunu orada burada yedim bitirdim. İktisat bölümünde okuduğum için önümü görmek adına kendime bir finansal tablo yaptım. tablonun sağına zorunlu giderler, eğlencelik giderler ve süpriz giderleri; soluna ise elimdeki parayı yazdım. Tahmin edin ne oldu? 200 TL açığım var. Bunu açığı kısa vadede kapatmanın yolu da bildiğiniz üzere iddia!

Şimdi dostlar, durum karışık. İddia'ya yatırabileceğim maksimum tutar 40 TL. Yani yatarsam 2 gün sigara otlanıp öğle yemeğimden de feragat edersem içeride olmayacağım en yüksek mebla bu. O yüzden gözünüzü seveyim, kuponuma bir bakar mısınız. Yapılabilecek en garanti kuponu yapmaya çalıştım. Tutarsa benim 40'ı geri çekip hedefim olan 200 TL'ye ulaşmak için gerekli bahis parasını elde edeceğim.

yorum ve tavsiyelerinizi bekliyorum.

merhaba sevgili romalılar,

benim şöyle bir sorunum var. benim evden alt daireye su sızıyor. bu nedenle alt dairenin mutfağının tavanı akıtıyor. Adam 2 hafta önce geldi ve evine bizden su sızdığını söyledi. Ben de uzun zamandır borularında çatlak olduğunu düşündüğüm çamaşır makinesinin borularını değiştirttim. 2 gün sonra geldi, su kesilmedi dedi. Ben de bir tesisatçı çağırdım. tesisatçı çamaşır makinasının temiz su hortumunun akıttığını söyledi. Onu da değiştirdim. Bu gün sabah bizim komşu yine geldi ve evinin hala su sızdırdığını söyledi. Ben de kendi tesisatçısını çağırmasını söyledim. adam geldi, eve baktı ve kombiden çıkıp fayansın altına giren sıcak su borusunda çatlak olabileceğini söyledi. Bunu 300 TL'den aşağıya aşağıya da yapmayacağını üstüne basarak vurguladı. Komşu hazretlerim de 1-2 güne yaptır deyip gitti. Öğrenci olduğumdan dolayı evdekileri arayıp arızayı gidermek için para istediğimde babam bahsi geçen boru tesisat borusu olduğu için komşunun probleminin artık apartmanın problemi olduğunu söyledi.

öncelikle sormak isterim. babam haklı mı? yani bu sorun aslında apartmanın ortak çözmesi gereken bir sorun mu? demek istediğim; çatıdan adamın terasına su akınca tamir masrafı daireler arasında bölüşülür ya bu da öyle bir sorun mu?

ikincisi, eğer öyleyse bunun hukuki bir dayanağı olmalı. daireler hukuki nedenlerle meblayı bölüşüyor olsa gerekler. o kanun nerededir? nasıl erişilir? özellikle bu konuda yardımlarınızı rica ediyorum.

not: benim evimde hiçbir sorun yok. en son gelen tesisatçı evimde gözle görülür hiçbir sızıntı olmadığını doğruladı.

iyi pazarlar sayın romalılar,

www.youtube.com

cidden merak ettim de burada japon veledin çalmaya çalıştığı ya da fazıl say'ın adeta öttürdüğü senfoni nedir, kimindir? tamamını dinlemeyi gerçekten de çok istiyorum.

Malum dün 3 tane maç vardı. (Beşiktaş, Efes Pilsen, Milli takım) Ben de biramı, cipsimi aldım ama şu hazır patlamış mısırlardan bulamadığım için mısır alıp kendim patlatmaya karar verdim. Anneciğimin hediyesi çelik tenceresinin etrafı her mısır patlatışımda daha da siyahlaştı. Bu olaya el attığımda denediğim çözümler sırasıyla;

* Bulaşık teli ile temizledim (Netice: Başarısız)
* Yağ çözücü döküp lekenin temizlenmesini bekledim (Netice: Başarısız)
* Tencerenin içine su döküp kaynattım, ardından yine tel ile sildim. (Netice: Lekeyi yaraladım; ama öldüremedim. Temizlendi sayılır ama çember şeklindeki siyahlık bu sefer de yer yer kahverengiye döndü.)
* Öldürücü vuruş için internetten bulduğum gizli çözümü kullandım. Suyun içine pril döküp kaynattım. (Netice: Evet çoğu yerde eski metal parıldıtısını yakadım; ama hala yer yer koyuluklar mevcut.)

Kabul ediyorum, güzelim tencereyi mısır patlatmak gibi gereksiz bir amaç için kullanmak hayatdı; ama aklınızda bir parçacık da olsa yeni fikir varsa lütfen benimle paylaşın. Yemeğin yandığı ya da tencerenin dibinin tuttuğu o günlere dönün ve tencereyi nasıl hayata geri döndürdüğünüzü hatırlayın. Deneyimleriniz benim deneyimime dönüşsün!

Üye olduğum bir kartpostal değişim sitesi sayesinde 100'e yakın yabancı pula eriştim. Hiç aklımda yokken birden pul koleksiyoncusu oldum. Onları çekmecemde değil de layık oldukları şekilde özel bir albümde saklamak istiyorum (şu linkte olan albüm gibi urun.gittigidiyor.com) Belli başlı kitapçılara sordum. 1970'lerden kalma hokkalı kalemler satmaya devam ediyorlar ama pul albümüne benzeyen en ufak bir ürünleri dahi yok. Nerede satılıyor bu albümler bilen var mıdır?

Şehir: Ankara

Bu gün izmir'de son günüm. arkadaşlarım işe gittiğinden bu gün tek başıma dolaşacağım. daha önce milyon kere gelmeme rağmen doyamadım bu şehre. şöyle herkesin bilmediği, kıyıda köşede kalmış ama mükemmel olarak etiketlediğiniz bir yer varsa (müze olur, cafe olur, park olur) mutlaka görmek istiyorum.

Çok küçükken izlediğim bir reklam filmi geldi aklıma. Penaltı noktasında bir kola otomatı durmadan kaleye doğru teneke kola atıyor ve kaleci onu tutuyordu. Aradım taradım bulamadım reklamı, olur ya daha önce şurda burda gördüyseniz linkini bir paylaşırsanız çok sevinirim.

2 gün üst üste sınavım vardı. gündüz hava ok sıcak olduğundan günümü minimum çalışma ve bol uyku ile, akşam ve geceleri ise minimum uyku ve yüksek çalışma temposu ile geçiriyorum. hal böyle olunca hem uykuyu açmak hem de dikkatimi toplamak için 48 saatliğine kendimi enerji içeceğine, kahveye ve kolaya vurdum. Hepsini diyet (şekersiz) olarak içiyorum. Yarın da sınavım var. Bu akşam bitirmeyi düşündüğüm stok ile son 1 günde 5 enerji içeceği, 5 kahve ve 2-3 litre kola içmiş olacağım. Aldığım bu fazla kafein bende kısa vadede bir sağlık sorununa yol açar mı? bir yanım temizlenir gider yahu derken diğer yanım 3-5 gün daha böyle gidersem diyalize girmem gerekeceğini söylüyor. siz ne dersiniz?

Ödev değil, sadece merak. O yüzden kenardan köşeden duyduğunuz her şeyi yazabilirsiniz.

Bilindiği üzere Almanya birinci dünya savaşından sonra o zamana kadar görülmüş en büyük hiperenflasyonla boğuşuyordu. O anda ekonomik krizi çözeceğini vaadeden hitler meşru yollarla iktidara gelip krizi çözmüş ve sonrasında almanya büyük bir atılım yapmıştı. Merak ediyorum, hitler ne yaptı da almanya krizden çıkabildi? Nasıl ekonomik araçlar kullandı? Hem de büyük buhran'ın hemen sonrasında ne yaptı da ülke ayağa kalktı?

90'ların sonunda çekildiğini sandığım bir programdan bir kesit vardı, karakolda çekilmişti. esas adam gömleği yırtık biçimde komisere dert yanıyordu. hatta bir ara kavga ettiği adamı kastederek "amirim bu o. çocuğu" filan diye bağırıyordu. baya ünlüydü bu video ya, biraz kurcalarsanız bulacaksınız. ben bulamadım gerçi ama umarım siz bulursunuz.

Geçen gün para politikası dersinde kur dalgalanmalarını işlerken mevcut kur dalgalanmalarını açıklayan matematiksel modellerin nasıl çöktüğünü konuşurken hoca laf arasında yeni bir modelin geliştirilmekte olduğunu, modeli çalışan iktisatçının adını verdikten sonra bu adamın nobel'in habercisi bir ödülü kazandığını ve dünya satranç şampiyonu olduğunu söyledi. derste uyukladığımdan sadece ilgimi çeken bu bölüme uyandım; ama yine de adamın ismini kaçırdım. araştırmalarına ve oyunlarına bir göz atmak istiyorum ama hiçbir yerde ismine rastlayamadım. Bilen var mıdır acaba?

Facebook'tan aramın kötü olduğu birisine bir özür mesajı attım. Kendileri pek sosyal paylaşım sitesi müdaimi olmadığından okuyup okumadığını bilemiyorum. Facebook'ta atılan bir mesajın okunup okunmadığını anlama yolu var mıdır?

not: mesajı attığım günden beri facebook'ta herhangi bir şey paylaşmadı, yorum yapmadı hatta onu online bile görmedim. ama bunları yapmadan da facebook'a girmek mümkün. okuyup okumadığını anlamanın var mıdır bir yolu?

Will Hunting ve A beautiful Mind tarzı bir dahinin yaşamını anlatan bir film arıyorum. Aklıma bir tek bunlar geldi, var mıdır başka bu konuyu işleyen film?

Pes'te ofsayt taktiği için taktik menüsünden ofsayt tuzağını açık hale getiriyorum; ama yine de deli gibi gol yiyorum. üstelik gollerimin hepsi kaleci ile karşı karşıya iken oluyor. yani birisi ofsaytı bozuyor. ofsayt tuzağı modunda savunmada iken kareye basılı tutarak bu tuzağı kendim tetikleyebiliyorum ama çoğu zaman olmuyor. arkaya atılan toplardan gol yemekten sıkıldım. Yardımınıza muhtacım. Yoksa arkadaşlarla oynarken hep yenilmeye devam edeceğim.

Hücum anlamında mükemmel bir oyun anlayışım var. çoğunlukla forvetten başlamak gerekirse 1-5-1-3 taktiği ile oynuyorum. gol sıkıntım yok. sadece savunma anlamında zafiyetlerim var. onu da siz giderin kurbanınız olayım!

Beşevler liva'nın orada vardı, artık satmıyormuş galiba. şöyle ucuz fiyata çizgi roman bulabileceğim neresi var ankara'da?

Kardeşimle şu ana kadar kulaklarımızın duyduğu en kötü şarkıları listelerken aklımıza 90'larda bir dönem adı duyulan ata'nın "ben sana tapardım" adlı şarkısı geldi. Yeniden dinlemek istiyoruz ama internette bir türlü bulamıyoruz. eğer bulabilirseniz lütfen paylaşın, kulaklarımızın pasını silmemize yardımcı olun.

Şarkının ne kadar kötü olduğunu ve neden bu kadar bulmak istediğimizi merak ediyorsanız eğer şarkının sadece "ben ben ben ben sana ben ben ben sana, taaapaaaarrrdııımm" sözlerinden oluştuğunu söylemek isterim. istiyorum bu şarkıyı, evet istiyorum.

Siz yeni John Nash'ler, sizlerin ocağında düştüm. İlk olarak merak ettiğim bu lanet centiede'nin ekonomi sözlüğündeki anlamı nedir? Bu centipede game ile bulabildiğim tek mantıklı yazı bu; ancak o da yetersiz. Yarımlarınıza muhtacım. Şimdiden sağolun.

The experimental research on the Centipede game has focused exclusively on individual behavior. The goal of the present paper is to examine how groups act in this game. Studying group behavior is important since the decision agents in many real-life strategic situations are groups (e.g., families, boards of directors, committees, governments), and group behavior is not readily inferred from individual-level experiments.

Geçen gün televizyonda izlediğim, çok beğendiğim; ancak gelen bir telefon yüzünden sonunu izleyemediğim bir filmi sormak istiyorum. Adını bilmiyorum, merak da etmiyorum (yani açıp izlemeyeceğim) tek bilmek istediğim filmin sonu. Şimdi efendim;

Gülşen Bubikoğlu ablamız çok güzeldir, annesi adle naşittir ve baba figürü ortada yoktur. Gülşen ablamız çok çalışkandır ancak bütün patronlar buna yazdığından dolayı durmadan iş değiştirmek zorunda kalıyordur. mahallede manav, bakkal ve kasap da gülşen ablamıza yanıktır ve ikide bir adile annemizden kızı istemektedirler. adile annemiz de bu teklifleri durmadan reddetmektedir. lakin gülşen bubikoğlu son işinden maaşını almadan istifa etmiştir, elde avuçta yoktur. geçen ayki veresiyeleri ödemedikleri için bakkal da manav da kasap da veresiyeyi keserler, tekrar veresiye yazmak için kızın onlarla evlendirilmesini şart koşarlar. neyse en sonunda adile annemiz kızı sağlam bir başlık parası karşılığında üçüne de verir. ertesi gün gülşen ile annesi evi boşaltırlar ve bir konağa yerleşirler. dolandırıldıklarını anlayan 3 kafadar istanbul'u talan edip bunların evini bulurlar ancak gülşen ile annesi uludağ'a tatile gitmişlerdir. orada gülşen ablamız fabrikatör sandığı bir şoföre verir, şoför istanbul'a kaçar...

gerisini seyredemedim. beni 1,5 saat de televizyona bağlamayı başarmıştı..ne oldu şimdi bundan sonra? adamın şoför olduğunu öğrendi mi? bizim kafadarlar dolandırılmanın hırsını çıkardılar mı? ne oldu, N'olur söyleyin.

İnsanlar neden bir spor kulubün başkanı olmak için kırk takla atarlar? Tamam eğer büyük bir takımın başkanı/yöneticisi olursan bu sana prestij sağlar; ama öte yandan hem maddi hem de manevi olarak yıpranırsın. Bütün işini gücünü bırakıp takımla ilgilenmen gerekir. Hadi büyük bir takımın yöneticisi/başkanı isen belki manevi getirileri bütün götürülerinden fazla olabilir ama haberlerde okuyoruz anadolu'da bilmemne sporun kongresinde kavga çıktı yazıyor. neden insanlar bu kadar meraklı bu işe? maddi bir getirisi mi var? Bence hem maddi hem de manevi olarak çok yıpratıcı ama insanlar yönetimde olmak için deli gibi çırpındıklarına göre bu işle ilgili bilmediğim bir şey olmalı ama ne?

Ödülleri kimin aldığını biliyorum da kimin verdiğini bilmiyorum. vali ya da belediye başkanı vermiştir herhalde. hakikatten kim verdi bu ödülleri?

Final dönemi yaklaşıyor, geçen senelerin aksine bu sefer 60'ın benim için yeter bir not olmamasını istiyorum. Final dönemlerinde yaşadığım dikkat bozukluğunu gidermem, hayvan gibi ders çalışmam lazım. bu dönemde ilaç kullanmak istiyorum; ama çok kararsızım. zaten anladığım kadarıyla ne kadar istesem de bu ilaçları öyle eczaneye gidip alamam gibime geliyor. (kırmızı reçete muhabbetini okudum) ama kendimi derse de adamam gerekiyor, ne yapmalıyım? İlacı direk eczaneden alabilir miyim ya da bana kimin reçete etmesi gerekiyor?

Uluslararası iktisat dersi için bir ödevim var, 1990-2011 yılları arasında ithalat ve ihracat değerlerini cari ve 1998 sabit fiyatlarıyla bulmam gerekiyor. Tüik'te bu veriler mevcut; ancak değerler sadece sayılardan ibaret. Sorum şu; bu değerleri nasıl cari ya da 1998 sabit fiyatlarına indirgeyeceğim? örneğin X ülkesi ile 2000 yılında 20 bin TL'lik ihracat yapmışız. Bu 2000 yılının sabit fiyatlarıyla mı belirlenmiş bir değerdir? Eğer öyleyse bunu nasıl cari ya da 1998 yılının sabit fiyatına çevirebilirim?

Hep merak etmişimdir, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye'ye karşı açılan davalarda Türkiye'yi kim savunuyor? Kurumların kendi avukatları savunuyor desem yersiz olur çünkü bu davalar illa ki devletin üst kurumlarına karşı açılmıyorki, dsi'ye ya da belediye'ye karşı bile dava açabiliyorsunuz. her kurumun da yüksek nitelikli avukatlara sahip olduğunu düşünmüyorum. ikincil olarak, tazminatı kim ödüyor? hazine mi yoksa kurum mu? Kurum ödüyorsa o kurumun vay haline. hem avukat tut, hem kendini savun, hem de binlerce lira tazminat öde. O kurum batar resmen. Muhakkak ki mantıklı bir düzeni vardır ama nasıl?

Canım anneciğim geçen ay bana hediye olarak nokia c5-03 aldı, satan arkadaş "insanlar neden i-phone alıyor anlamıyorum, bu onlarla eş değer bir telefon" demiş, annemi keklemiş. her neyse telefonu kullanmaya çalıştıkça yepyeni sorunlarıyla boğuşuyorum. bir kere ne zaman internete girsem iki dakikadan sonra hafıza dolu uyarısı verip interneti kapatıyor. onu geçtim, her hafta bir dünya dersten quiz oluyorum. itiraz süresi bir gün. notlar bildiğiniz üzere excel dosyasına kaydedilip maillere gönderiliyor. internetin hafıza dolu uyarısı vermediği ender anlarda mailden notlara bakmak inanılmaz bir rahatlıktı. şimdi telefondaki quickoffice programı da sapıttı benden 10 dolar istiyor. silip başka bir office programı yüklemek istiyorum; ama telefon silmeme bile izin vermiyor. yardım edin bana dostlar yoksa canım annemin hediyesini göz göre göre üçüncü kattan aşağı atacağım.