"gidip söylemezse içindeki aşk bitmez mi" diye sormuşsun ya, bakılabilecek en yanlış bakış açısı bu herhalde.
onun içinde ne olup bittiğinin önemi yok ki şu an. önemli olan sensin. senin içinde neler olduğu.
evlenecek kadar seni seven, seninle nişanlanan biri, ilişkinizin en yoğun en tatlı zamanlarındayken o arada başkasına da aşık olabildiyse, ve bu süreçte halen seni terketmeyip "ne yardan geçerim ne serden" modunda takılıyorsa...şimdi o kişiyi unutsa ve tekrar seni sevdiğini söylese dahi, sen ona aynı gözlerle bakabilecek misin?
hayat boyu ona güvenebilecek misin? karşı cinsle arkadaşlık ettiği her durumda "ya gene aynısı olursa" diye içinden geçirmeyecek misin? kalbindeki bu kırıklık geçebilecek mi? affedebilecek misin?
bunların cevabı evet'se, mantıklı olarak yapılması gereken ayrılmak olsa da, dur bekle demekten başka çare yok. sen sineye çekmeye ve muhtemelen sonunda hayatını boka sardırmaya gönüllüsün demektir..
4 senelik evliyim. bu arada öğrendiğim tek bir şey varsa o da birine gözü kapalı güvenmeden evliliğin yürüyecek bir şey olmadığı.
ben şu dünyada eşini aldatacak son insanımdır muhtemelen. ama şöyle diyeyim, benim eşimi aldatma ihtimalim, onun beni aldatma ihtimalinden daha çoktur herhalde.. inan bu kadar çoktur kocama itimadım.
zaten bir insan eşi ile ilgili bu cümleyi kuramıyorsa, o işten hayır gelmesi de mümkün değildir. sen şu yaşadıklarınızı atlatsanız, sonunda hiçbir şey olmamış gibi evliliğini yürütebileceğini ve "ben eşime sonsuz güveniyorum" diyebileceğini düşünüyorsan, amenna.
ama yok ben bu kuyruk acısını unutamam diyorsan, yapılması gereken şey belli ama yine belli ki senin için zor.. üzüleceksin, aşk acısı çekeceksin, sürüneceksin.
ama yanlış biriyle yapılan hatalı bir evlilikten iyidir inan bana.
0