öncelikle fzik tedaviyi yapan uzmanınıza tekrar tekrar sorun. tedavi sürecini ve muhtemel iyileşme sürecini açık bir dille anlattırın mutlaka. hastanın kendisine uygulanan tedaviyi ayrıntılı bir şekilde öğrenme ve gerekirse tedaviyi reddetme hakkı var. içinizi rahatlatana kadar doktorunuzu sıkıştırın.

ikinci olarak valla bundan 22- 23 yıl önce sağ dirseği parçaladım. kesilme ihtimali dahi vardı. platin desteği ve 2-3 ameliyatla kolu kurtardık. sonrasında ise oldukça uzun bir fizik tedavi süreci geçirdiğimi hatırlıyorum. öyle 5-10 gün gibi bir süre değil. baya uğraşmıştım. milim milim açtık kolu. hatta evde de uzun süre sıcak su uygulaması 5 litrelik su bidonları taşıma. sabit bit nesneyi sıkıca tutup kolu zorlama gibi etkinlikler hatırlıyorum. ama fizik tedavi süreci baya zorlamıştı. canımın çok yandığını ve çığlıklar atarak ağladığımı hatırlıyorum. o zamanlar yaş 11-12. sonunda kolu açtık. o günden bugüne teknolojinin geldiği yeri de hesaba katarsak açılmayacağını sanmam. ama bu sürecin 3-5 günlük bir süreç olmayacağına eminim.
allah kolaylıklar versin. geçmiş olsun.

anca açılır. o kadar hızlı açılmaz. sabredeceksin.

kontraktür cihazını dirsek için değil de dizlerim için kullandım. belki boyutundan dolayı belki de normalde öyle, 2-3 sene önce 800 liraya yaptırmıştım. işe yarıyor ama ilk etapta mucize bekleme. yanındaki vidayı yavaş yavaş sıkıp gerdireceksin. tek seferde sonuna kadar sıkayım dersen zaten acısına dayanamazsın büyük ihtimalle. hiç biri işe yaramazsa narkoz altında kolunu tam açık hale getirip alçılarlar. birkaç ay alçıda kalabilir. sonrasında yine fizik tedavi gerekiyor.

dörderli gruplar halinde batak, öğrenci evinde iyi oluyodu. :)

office'de yapılmıştı bu. yalnız bana sorarsan bunu çalışanlarınla tartışman daha yararlı olacaktır

öğle arasında oynarsanız milletin özel vaktinden yemiş olmuyor musun? yapılabiliyorsa çıkıştan önce son bi saat olsun. böyle gruplarda en sevdiğim oyun, alnına yazılan şeyi tahmin etmece oyunu.

turnuva yapın. langırt ya da pes olabilir.

bowling ... falan bu tarz oyunlar guzel ama daha çok birbirimizle iletişim kuralım istiyorum.evden kaçış oyununu bu açıdan güzel olabilir.
öğle arası oynamayı sevmesem de işyeri yogun olduğundan fırsat bulamıyoruz malesef =(( işyerindeki arkadaşlara bi aktivite yapalım dedim onların bildiği tek aktivite yemek yemek akıllarına birşey gelmedi... alnına yazılan şeyi tahmin etmece oyunu gibi oyunlar olabilir mesala

vampir-köylü diye bir oyun var. ilginç bir oyun, ilgi çekici olabilir.

ben de vampir köylü demeye gelmiştim

Vampir koylu ya da tabu ilk aklima gelenler.

şöyle bir televizyon-ps combosu yapsanız, içine bir fifa atsanız ve çalışanları kendi hallerine bıraksanız da bence güzel olabilir.

fun run. herkesin akıllı telefonu varsa indirin oynayın. her zaman 8 kişi oluyor musunuz bilmem ama biz bazen 6 bazen 7 kişi oluyoruz. duruma göre son 3, son 2 veya son 1 çıkıyor sonraki oyunda. bir ara 1.ye 4, 2.ye 3, 3.ye 2, sonuncuya 1 puan vererek puanlama bile yapıyorduk. son zamanlarda sadece birinciliklerimizi sayıyoruz.

gereksiz politika, futbol geyiklerinden kurtulduk <3

televizyon varsa guitar hero super olurdu. iki gitarla. tabi muhabbetten ziyade eglence olur bu.
tabu da kisilerin karakterlerini ortaya doken guzel bir secenek. kim hirsli, kim cirkef, kim uyumlu cikar ortaya.

ucunu de alican. antetli kagida iscimizin su tarihlerde yurtdisina cikmasinda sakinca yoktur gibi. turkce de olabilir.

bildirge

hizmet dokumu

hiç sanmıyorum

Condition belirttiğine göre orijinali diye düşündüm ben.
Eski şeylerin condition'ı belirtilir satış yaparken çünkü.

Siteye girip ayrıntılı baktıktan sonra:
Bence orijinal. Fiyatları nadirliklerine göre değişiyor. Adamın zaten koleksiyonu var. En kötü, almadan önce bir mail.
Daha önce de e-bay'de antik kısmısındaymış mağazası zaten. Gibi detaylar.

gelibolu olabilir

www.dizimag.com

flashla yapilabilir.

tasarim, renk kombinasyonu, efekt ve hiz olarak muhtesem olmus.

edit : sunu da cok begenmistim. after effects + flash + 3d ile yapilmis.

www.youtube.com

türk kültüründen birşey olabilir. nazar boncuğu mesela.

onun dışında bütçenle ve onların nelerden hoşlanabileceğiyle de alakalı bir durum.

(bkz: rakı)
(bkz: rakı ansiklopedisi)
(bkz: nargile)

kartpostal dahi memnun eder onları yahu..

en kolayı word'de find - replace (bul - değiştir) yapmak sanırım. ben başka bilemedim.

replace olmuyor ya 1 er sayfalık 30 40 tane metin .... yine de teşekkurler

Word'te field denen bir zımbırtı var. onunla yapabilirsiniz. burada bir örneği var. Docproperty olarak custom değerler yaratın, sonra bunları field olarak dokümana ekleyin, docproperty değerini değiştirince bütün dokümandaki değerler değişecektir.
www.dummies.com

wallbase.cc ?

deviantart olabilir mi?

www.istockphoto.com

Www.gettyimages.com

www.bbc.co.uk

buraya bir goz at

www.voanews.com

audio bookları da kullanabilirsin, yazı olarak da aynı kitabın e-bookunu indirirsin, ohh miss... hatta özel tavsiyem şu anda stephen frydan harry potter serisini dinlemen. kesinlikle muazzam.

Araştırmadım ama spread'leri düşük olan,
Para çekerken komisyon almayan
İşlemlerde spread dışında işlem ücreti almayan
Minimum para yatırma miktarı sana uygun olan
Kaldıraç oranı sana uygun olanı seç. sitelerinde vardır mutlaka bilgiler.

www.forexlive.com tek geçerim.

bak kardeşim işin aslı şu şekilde çok degerli ama yakında biz işletemeyecekmişiz yabancılara satilıyormuş bize çalışma yaptırtmıyorlar

bora gelene kadar sen önce kendi fındığından çikolata yapmayı öğren demek yeterlidir heralde. hep boru işlesek şöyle olur böyle olur deniyor, sanki çok kolaymış gibi. evet çokça abartıldığı da ayrı bir olay tabi.

ne bora mı?
hep amerikanın oyunları bunlar.

bor, değerli ve önemli bir maden. Abartılmasının nedeni ise yanlış bir şekilde "geleceğin enerji kaynağı" olarak öne sürülmesinden kaynaklandı. Böyle bir şey yok. Büyük ölçüde endüstriyel hammadde olarak bakmak lazım.
Bor ile ilgili bence önemli olan konu, ne kadar abartılmış ya da abartılmamış bir maden olsun, dünya rezervlerinin yüzde yetmişinin Türkiye'de olması.

bor kapani diye bir kitap var hasan cetin yazari.

www.idefix.com

sen okumaya basla gerisi gelir zaten

değerli bir madendir ve türkiye'de bolca bulunur; buraya kadar doğru. lakin o maillerdeki "memlekette x trilyonluk bor var. bi satsak var ya, türkiye kalkınır." geyiği temelsizdir. çünkü en basit mantıkla düşünmek gerekirse; herhangi bir ürünü talep edilenden fazla miktarda piyasaya sürersen o ürünün fiyatı düşer. yani azar azar çıkarmak en mantıklısı, o da hakkında atılıp tutulan miktarda borcu ödemez.

ayrıca hiçbir maden de "toprağa iki kazma vur, sonra her yer tam işlenmiş bor." şeklinde çıkmıyor. bunun çıkarılması, işlenmesi, pazar yaratılması falan gayet masraflı ve zorlu işler. kısacası; "amerika istemiyomuş" falan gibi saçmalamalara inanmayın. hayat ne yazık ki "herkes bir lira verse x yapılır." hesabındaki adamların dediği gibi işlemiyor.

türkiyede çok pis bor var. bi çıkarsak, bi de o çıkardığımızı işleyebilsek var ya amerikaydı çindi hepsi sıraya girer g.tümüzü yalamak için. ama yapmıyoruz işte. mazoşistiz ya biz.
ya da yıllardır kimsenin aklına gelmedi "lan şu bor denen maden baya işe yarıyomuş çıkarsak mı?" diye. ya da geldi de "amaaan. sktiret be hafız. kim uğraşcak şimdi borla falan." mı dedi zannediyorsunuz.
ülkedeki borun bi kısmı yıllardır çıkarılıyor. hammadde olarak satılıyor. büyük çoğunluğu almanya ve amerikaya. türkiye işlenmiş bor alıp ne yapacak.nerede kullanacak? o alt yapı var mı? yok.
(az bi miktar aldığını duymuştum)
zira boru işleyecek fabrikayı da o yüzden yapmıyor. ya da akı b.kunu geçtiği için. (lisedeki kimyacım kurmuştu bu son cümleyi)
her kuşu s.ktik bi leylek kaldı.sen önce bi çakmak üret, ne biliyim anadolun varken arapdan buğday alma. ondan sonra boru işlersin.

edit: imla.

bor araştırma enstitüsü gibi bir kurum bile var. akademisyenlere bütçe sağlayan. o kadar önemli bir maden. ekonomik boyutu filan palavra ama yakıt pili teknolojisinin temel taşlarından biri olmaya aday kendisi.

ayrıca bor yağı, bor karbürler vs inanılmaz çok kullanılan ve önem taşıyan malzemeler. bu gün bölüme bu enstitünün broşürlerini bırakacam fırsat olsaydı da size de gösterseydim. Boş konuşmaktan iyidir.

www.nitropdf.com

sony'nin e-reader modellerine bak, onlarda not alma fonksiyonu vardı diye hatırlıyorum. ayrıca sırf kalemi var diye asıl işlevi erader olmayan dolayısıyla ekranı uzun süre okumaya elverişli olmayan bir alet alma sakın.

sony nin yeni cıkardıgı reader wifi tam size göre. 2 ekimde satışına başlanıyor abd de. bende bekliyorum sabırsıklıkla.

bi inceleyin derim.

paypal ile yapıyorsanız paypal ın bir yerlerde menüsü vardı oradan ayarlayıp, hiç kur falan yansıtmıyorsunuz. ekstrenizde dolar olarak yansıyor, dolar olarak yatırıyorsunuz. eğer kur çevrimi gibi bir şey isterseniz paypal ın kendi kurundan çevrilir o da biraz yüksektir

kredi kartından çekecekse, o günkü bankanın hesapladığı kurdan oluyor.
mesela yapı kredi world card'sa, sitesine girip dolar bazına bakıyorsunuz o vakit. misal.

yurtiçi için pgeasus kart
1. evet
2. evet ama az.

saniyorum miles & smiles'in puan tablosuna bakiyorsun. 50,000 gozukse de bu yer kisitli puan kategorisidir. thy her ucakta cok kisitli sayida bu siniftan yer aciyor. 50,000e gidip gelebilmen icin rezervasyonunu en azindan 4-5 ay once yaptirman gerekir.

turkiye'deki mil kartlari ve programlari amerikadakine gore oldukca kotu. ben american expressimle yaptigim her harcamadan 3 puan kazanirken amerikada, turkiye'de kotunun iyisi olan wings'inki sadece 1 puan veriyor.

yine de en iyisi wings sayilir. hic yoktan avans cekmene musaade ediyor.

toplamda 2 tane bildiğim ben de iki tane getirdim ordan satın alıp ama kimse fatura sormadı gerçi hatta bir tanesi aşağıda bagajda geldi.

burdan oaraya goturecegin bisi yok ama ordan getirilecek cok sey var. apple dan i pad al 2 tane 2 tane mac pro al i phone falan al .. ama herseyden hakkin 2 2 den fazla alirsan kacakci olursun dikkat et herseyden 2 adet :) faturalarida mutlaka yaninda olsun problem olursa gosterirsin .. birde orada yiyicekler cok kotu bagaja yiyecek at hazir corba vakumlu kasar peynir sucuk falan hic biri orada yok :)

hazır çorba, peynir falan tabii ki var.
belki naar boncuğu götürebilirsin, tanıdıkların vasıtasıyla satarsın..

rakı götür. türk kahvesi götür iyisinden.

ona bakarsanız pınar ülker peynir de var. ama 1 kg peynir 16$ idi en son gördüğüm. rakı al. para kazanmak için değilse de maliyetine sat. ayrıca kahve vardır da... izmir kızlarağasından taze çekilmiş sakızlı kahve yoktur herhalde. vakumlu.. böööö.

@ little miss rejectee New jersey e gidiyorum inşallah

singapur, eğer düşünüyorsan sıcak ve nemli bir iklime sahip. ama öyle böyle değil, good morning vietnam'da tanımlandığı üzere: "It's gonna be hot and wet! That's nice if you're with a lady, but ain't no good if you're in the jungle!" ve "It's hot! Damn hot! Real hot!" kelimelerini gün içinde defalarca kurabileceğiniz bir yer :D bunun yanında tabi ki 21.yüzyılda yaşadığımızdan buna karşılık bütün iç mekanlarda klima bulunakta. bu da bir sıcak ve nemli, bir soğuk ve kuru hava demek ani değişimlerle. bir sinüzit hastası olan beni oldukça zorlamıştı bir hafta süresince. bir de yemekleri var tabi, ailemizin hamburgercisi mcdonalds tarzı yerleri bulmak kolay olsa da içerik olarak bildiğimiz hamburgerleri bulmak oldukça zor olmakta. ben dayanıklı adamım yemekten ve iklimden sorun çıkmaz dersen ama national university of singapur dünya üzerindeki en iyi 34 ve asyadaki en iyi 4.üniversite olarak (2010 verilerine göre) tabi ki kesinlikle tercih edilmesi gereken bir yer =)

edit: edit üzerine ben de bir ekleme yapma hissiyatı duydum. hayatı yukarıda aşağı yukarı açıkladım ama ek yapmak gerekirse: çok iyi işleyen bir sistem ve aşırı sıkı kurallar var: örneğin joy walking tabir edilen karşıdan karşıya öyle istediğin yerden geçme olayı yasak. yaya geçidinden geçeceksin :D aksan konusunda ise tabi ki shinglish tabir edilen yani (benim bilmediğim başka bir adlandırması varsa) bir çinli ya da japonun ingilizce konuşması tarzı oldukça baskın. ilk başta oldukça değişik gelse de kısa sürede alışabiliyorsunuz. tabi adamlardan bir ingiliz asilzade aksanı beklememeniz lazım, her ne kadar eski bir sömürge olsa da :D

amerika tabi ki.

ben de bi edit yapayim bari:

amerikada okudugun okulda her milletten ogrenciler olacak dogru, belki asyalilar daha cok olacak o da dogru ama kesinlikle sadece onlarla iletisime girmeyeceksin. her yerde anadili ingilizce olan insanlar olacak. hep ingilizce duyacaksin, kulak asinaligi olacak -ki bu cok onemli-

ayrica daha cok sosyallesebileceksin. sonucta amerikalilar cok cana yakin insanlar (genel kaninin aksine)

ben hic dusunmez abd'yi secerdim ama sen bilirsin.

hocam singapur gelişmiş bir ülke o konuda sıkıntı olmasın. konuşacağın kişiler asyalı olacak fakat amerika'da gideceğin okuldaki öğrenciler de genelde asyalı olacaklar. bunu da ben ekleyeyim.

www.theblossomvillage.com

aktarlardan baksana kesin vardır.

aktarlara baktım ordan da bi kayısı çekirdegi yagı tavsiye ettiler onu aldım
kayısı çekirdegi yagı içinde soyle bişey dediler. organik nemlendiricilerde fazla vitamin ondan olmadıgından nemlendirici kullandıktan sonra yatarken kayısı çekirdegini surmekte fayda varmış

meme ucu olarak okudum soruyu yaw. gidiyorum ben hacı.

niveanın bir serisi var %95 doğal falan diyorlar

www.inlight.com.tr