Mizahta "kalite" nedir ki? Çok göreceli...
Mesela "şafak sezer, recep ivedik" denmiş. Kolpaçino 1, son 30 yılda çevrilen en sağlam 2-3 Türk komedisinden biri. Şafak Sezer de Özgür rolünü muazzam oynamış. Şahan Gökbakar da inanılmaz yetenekli. Dikkat Şahan Çıkabilir'in çoğu skecini yıllardır açar açar izlerim. Recep İvedik'te de kahkaha attığım yerler yok değil...
Mizah birçok şeye bağlı. Yaş, nesil, dil, kültür, ülke, ortam, alkol vs... Mesela benim oğlan 2 ay boyunca E harfine güldü. Bana sorsan dünyanın en saçma şeyi. Gençler arasında popüler bir meme imiş oysa o günlerde. Biz de mesela birbirimize nah işareti yedirince anıra anıra gülerdik.
Bizim hanım çoğu şeye gülmez. Oturup Seinfeld, Curb, Arrested Development, gibi çok başarılı dizileri izledik. Ben bayılırken, o saçma ve gereksiz buldu. Zaten kendisi bir düşene bir de osurana güler. Şimdi kendisine "espri anlayışı kalitesiz" desek; Cem Yılmaz (Bir tat bir doku), Friends, It's Always Sunny in Philadelphia, Ölümlü Dünya gibi "kaliteli" işleri beğenirken, Kemal Sunal filmlerini izlemiyor.
Ben mesela Curb, Seinfeld, IASIP gibi dizilere bayılırken; Louie, The Office gibilerine tahammül edemiyorum. Örüntü bozuluyor yani. Natuk Baytan'ın Kemal Sunal filmlerini mizahta zirve olarak görürken, Zeki-Metin komedilerine gülmüyorum bile.
Mizah anlayışı aşırı subjektif bir şey. Mizahta kalite kimine göre fiziksel komedi (jest, mimik, pandomim, sakarlıklar vs.), kimine göre siyasi taşlamalar, kimine göre ince göndermeler, kimine göre anlaması zeka isteyen imalar ve ayrıntılar, kimine göre günlük hayattan ilginç tespitler, kimine göre uygunsuz, garip ve yerine göre aşırı kaçan söz ve davranışlar, zıtlıklardır, kimine göre ise sizi rahat ve güvende hissettiren, yüzünüzde sıcak bir tebessüm bırakan şeylerdir.
Monty Python filmlerinde tebessüm dahi etmezken, Big Lebowski'ye bayılıyorum. Kutsal Damacana'ya tahammül etmezken, Kolpaçino'ya bitiyorum. Ferhan Şensoy'a pek tebessüm etmezken, Münir Özkul'dan gözümü alamıyorum. Levent Kırca'yı kahkahalarla izlerken, Atilla Arcan ve Hamdi Alkan'ın yüzüne bakmıyorum. Şener Şen, Kemal Sunal filmleri hayatımda özel bir yerdeyken İlyas Salman'a uyuz oluyorum. Bunlar mizah anlayışımı "kaliteli" yahut "kalitesiz" yapmaz.
Bir de bazı şeyler sizi hayat boyu güldürürken bazıları bulunduğunuz yaşa hastır. Yani olayın bir de değişkenliği var.
Gereksiz uzattım. Özetle, bir şey sizi güldürüyorsa, sizin için işini yapmıştır, yeterince kalitelidir.
Mesela ben şu videoyu gösterirdim:
www.youtube.com 
Yahut Bunu:
www.youtube.com