merhaba. yönetmenin diğer filmlerini izlersen kıyaslama yapabilirsin. özellikle güneşin oğlu filminde de aynı iki oyuncu vardı, bundan bahset. günesin oğlunun konusu bambaşka bi şeydi. poliste cami sahnesine değinebilirsin 10 sene olmuş ben izleyeli hatırlıyorum mesela.
muhtemelen siz de kontrol etmişsinizdir ama gözünüzden kaçtıysa diye ekleyeyim;
www.google.com www.cinerituel.com diğer eleştirilerden fikir edinin. orjinal dvdsinde yönetmenin yorumuyla film analizi yok sanırım. öyle bi şey bulsanız işiniz kolaylaşırdı.
filmde kullanılan renkler, özgü namal kendi bi şarkı seslendiriyodu diye hatırlıyorum, o döneme orjinal aslında neredesin firuzede falan vardı oyuncunun kendi sesiyle şarkı söylemesi.
filmin finalinde haluk bilginerin "seviyorum de lan" gibi bi çıkışı vardı. o çıkışın bi benzeri masumiyette var. sevilmediğini anlayınca çaresizce çirkinleşmek (ben de yapıyorum) derya alaboraya orospu diye çıkışması. filmin film noir olup olmadığına değinebilirsin. kirli bi polisti sanırım. kodları örtüşüyo mu örtüşmüyo mu.
ölü kurşun olayı o yıllarda istiklalde gerçekten sıradan birinin ölümüne sevep olmustu diye hatırlıyorum fransız kültür derneginin önünde. o dönemin güncel daha önce duymadığımız bi olayıydı ölü mermi kavramı. kolay gelsin güzel film, bi seyler yakalamaya çalışırken tekrar tekrar izlediginde sıkılmayacağınız bi film olduğu için sanslısınız bence. seviyorum de lan dediği sahne ayazağa beykent üni kantininde çekilmisti benden size ekstra gereksiz bir bilgi.