Giriş
(4)

turkiye 2. el piano piyasasi?

cooperr
yurtdisinda cok uygun fiyatli duvar tipi pianolar var, piano cok yaygin. bunlari 3er 5er alip turkiye'ye yollasak, orda da dandik bir dukkan tutsak, satabilir miyiz? boyle bir piyasa var midir?
yurtdisinda cok uygun fiyatli duvar tipi pianolar var, piano cok yaygin.
bunlari 3er 5er alip turkiye'ye yollasak, orda da dandik bir dukkan tutsak, satabilir miyiz?
boyle bir piyasa var midir?
0
cooperr
(19.10.25)
piyano büyük bir enstruman olduğundan satış sonrası nakliye problem. kargoya veremezsin çok büyük. nakliyesi için araç tutman lazım hatta teslimatını kendin yapman lazım ki hasar görmesin. bir de düşün asansöre sığmaz. nasıl taşırsın üçüncü beşinci kata. hadi nakliye de tamam bu sefer akort edilmesi lazım.


tabi satış öncesi bakımlarının yapılması, varsa aksaklıklarının giderilmesi lazım. bu yüzden gerçek piyanonun ülkemizde pek popüler olmadığını düşünüyorum.
0
Fodera
(19.10.25)
kuzenim 2 sene önce 60 yuroya sıfır hata hammond org almıştı fr da bi dayının eski eşyaları arasından. "abi takip etsen kıyamet gibi piyano falan var bu fiyatlara" demişti. sadece düzgün ses çıkaran bir piyanoyu 1000 yuroya havaya atsan satarsın tr de online bile.
kargo, stok maliyetine katlanılır ve takip edecek biri olursa süper iş.
0
dorian greyfurt
(19.10.25)
açınca burdan haber ver
0
hoot
(19.10.25)
Yeni hava alanina Tim Horton's acalim.
0
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
(9)

Evimdeki modeme nasıl bağlanabilirim?

hadi ya la
Evimde internet aboneliği var, fakat modemin şifresini bilmediğim için bağlanamıyorum. Hard reset atsam tekrar kurulum yapabilir miyim? Elimde abonelikle ilgili hiçbir bilgi yok, sadece bu evde internet bağlantısı olduğunu biliyorum ve modeme fiziksel olarak erişimim var.
Evimde internet aboneliği var, fakat modemin şifresini bilmediğim için bağlanamıyorum. Hard reset atsam tekrar kurulum yapabilir miyim? Elimde abonelikle ilgili hiçbir bilgi yok, sadece bu evde internet bağlantısı olduğunu biliyorum ve modeme fiziksel olarak erişimim var.
0
hadi ya la
(19.10.25)
modemin arkasında ya da kutusunda muhakkak ihtiyaç duyduğun bilgiler vardır. yoksa marka model üzerinden kullanım kılavuzunu bul, minik reset butonunu kullanarak "hard reset" yap, varsayılan bilgileri kullanarak kurcalarsın.
0
redlinetheturk
(19.10.25)
Hayır yapma

Kullanıcı bilgilerine ihtiyacın olacak. Onun için de İnternet servis sagkayicinla konuşmalısın yoksa modemi kuramazsın
0
kisa
(19.10.25)
modemin arkasında yanında berisinde isim ve şifre var mı? öyleyse işin kolay. o şifreyi dene. olmazsa modemin arkasındaki reset tuşuyla modemi resetle. resetlenince artık orda yazan şifre geçerli olacaktır.

bir diğer yöntem modem arayüzüne bağlanmak. bunun için modeme lan kablosuyla bağlan. sonra adres çubuğuna 192.168.1.1 gir 2.1 de olabilir bazı modemlerde.
kullanıcı adı şifre gir. genelde admin-admin admin-ttnet admin-superonline falandır. bunları dene. ordaki kablosuz menüsünden modem şifresini görüp değiştirebilirsin.
0
jelly bear
(19.10.25)
Modemin altındaki etikette şifre yazıyor. Reset atarsan bu şifreyi kullanabilirsin.
0
arbre
(19.10.25)
Yeni modemlerde arkasındaki karekodu telefona okutarakta bağlanabiliyorsun. 1.5 ay evvel yeni modem almamız gerekti ve öyle bağlandık. Senin modeminin arkasında da varsa şifreye ihtiyaç duymadan bağlanabilirsin.
0
mermaidd
(19.10.25)
Ethernet kablosuyla bağlayıp arayüze giriş yaptım. DSL ışığı yanmıyor, internet ışığı kırmızı.

Ama Turknet üzerinden adresimi sorguladığımda aktif abonelik var gözüküyor.

Unuttuğum bir nokta mı var acaba? Önceden abonelik varmış, bunu ev sahibi verdi kendi aboneliğimi başlatıncaya kadar ama sorgulama yaptığımda aktif abonelik gözüküyor, o yüzden başvuru yapamıyorum. En azından şimdi internet varsa kullanayım, iş için ihtiyacım var.

Şu an arayüzdeyim, hangi ayarı değiştirsem bilemedim.
0
🌸hadi ya la
(19.10.25)
türknete bi ulaş sen bence. abonelik olduğundan emin misin? çünkü evden kim çıkmışsa iptal etmiştir o aboneliği. yani etmiş olması lazım. varsa bi kullanıcı adı şifre olması lazım onu da sen bilemezsin yine türknete sorcan. kimin adına abonelik var? varsa da neden halen iptal etmedi mesela?
0
jelly bear
(19.10.25)
Onu dedik işte yukarıda
Önce servis sağlayıcıdan abonelik bilgilerini alman lazım.
xxx@ttnet gibi bir şeydir ve şifre
Hızlı. Kurulum de bari öğren gir tamamdır
Türk net ise online işlemlerde kullanıcı. Adı. Şifren vardı
0
kisa
(19.10.25)
Benim modemin uzerinde wps diye bir button var. Bu butona bastiktan sonra 2 dakika boyunca sifresiz baglanabilirsin.
0
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
(11)

yaşıma göre anlamsız bir yerde miyim

sarızeybek
32 yaşındayım, bu hafta 4-5 yıl önce ilişkim olan kız arkadaşımın evlenmiş olduğunu öğrendim. bu kişiyle hiçbir bağlantım kalmadığı için işin bu tarafı "o da mutlu olsun" tadında ama bu haberi öğrendiğimden beri bir kıyasa girdim ister istemez. o benden sonraki partneri ile evlenmiş, benim bu sürede
32 yaşındayım, bu hafta 4-5 yıl önce ilişkim olan kız arkadaşımın evlenmiş olduğunu öğrendim. bu kişiyle hiçbir bağlantım kalmadığı için işin bu tarafı "o da mutlu olsun" tadında ama bu haberi öğrendiğimden beri bir kıyasa girdim ister istemez. o benden sonraki partneri ile evlenmiş, benim bu sürede ilişkim olmadı. ne bileyim o özel sektörde 9-5 işte maaş karşılığı çalışıyor, ben freelance. o düz iş + aile hayatında, ben birden fazla iş + yetmezmiş gibi siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları. ben anne babamın yaşlarıyla ilgili problemlerin çözümüne çalışıyorum, o yeni ailesinde. kendimi o dahil başka yaşıtlarımla da çok boş, zor, geri dönüşsüz zorlanmalarla dolu bir yerde görmeye başladım. aldığım haberin etkisi ve üstüne fazla düşünmenin sonucu boş karşılaştırmalar mı, yoksa gerçekten düzensiz ve yaşıma göre yanlış bir yerde mi kaldım?
0
sarızeybek
(18.10.25)
Eski sevgilinin evlendiğini neden biliyorsun? Bu bilmen gereken bir şey değil. İstemeden öğrendiysen üstünde durmaman gerekiyor. Yaşla hayat paralel gitmiyor. Bazıları geç başlar, bazıları erken başlar. Bulunduğun yeri klasik şeylere göre değil, hayallerine, hedeflerine göre belirlemelisin. Türkiye'de emeklilik sistemi bitti. Ölene kadar çalışacaksın. Bir 30 yıl daha çalışabilirsin.
-1
arbre
(18.10.25)
Benim asla anlayamadığım bir durum içerisindesin açıkçası. Dışarıdan herkesin hayatı muhteşem gözüküyor da içeriden öyle değil. En basitinden kocamı gören herkes hayatını eğitimini boyunu posunu tipini işini her şeyini kıskanır. Ama aslında işinde mutsuz mesela. Ve çözüm bulamıyoruz. Belki de o da içsel kimsenin anlayamadığı şeyler yaşıyor. Takılma geç herkesin hayatında bir şeyler oluyor
0
Hallegadola
(19.10.25)
kimin hayatını nasıl yaşaması gerektiğine dair bir kural yok. dileyen 9-5 çalışır dileyen göl kenarında balıkçılık yapar.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.10.25)
Bende dün tesadüfen(stalk) öğrendim soyadı değişmiş:/ iyi yanından bakıyorum zaten dipteyim sağlık konusu haricinde :)

Her insanın çizdiği yollar farklı ben 8-5 hayatını seviyorum çünkü belirsizliği daha az.
Öyle olmayan biriyle zor olur.
Ama tek kriter bu değil ki hayatı yaşama biçimi, tatilleri, arkadaşlarıyla sınırları, alkolü sigarası herşeyi uyumlu olması gerekiyor insanın.

Bende aynı yaşta olup düzenli işteyim ama bende yanlış yaşadım diye üzülüyorum gezip tozmadım daha çok insanla ilişkim olmadı filan.

Bundan sonraki süreci daha iyi yürütebilirsin. Geçmişe müdahale edemiyoruz.
0
kararsızataletfilozofu
(19.10.25)
Bazen çok seçici oluyoruz. Ondan da yalnız kalıyoruz. Kriterlerini azaltman lazım.
0
ekşi duyuru sever
(19.10.25)
benim bütün eski kız arkadaşlarım evlendi alışırsın
0
nahtoderfahrung
(19.10.25)
herkesin hayatı farklı, karşılaştırırsanız mutsuz olursunuz.

hayattan keyif almaya bakın.
0
gurur
(19.10.25)
Daha iyisini bulamadigin icin bu sekilde hissediyorsun.
0
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
Niye bu kadar önemsiyorsun veya kıyaslıyorsun ki kendini onunla? Yarışmıyoruz ki kimseyle sonuçta. Yarışıyor muyuz yoksa?

(bkz: meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz)
0
vedatchilipeppers
(19.10.25)
ayrıca sen erkeksin, niye kendini kadınla kıyaslıyorsun. onlar evlenirken senin gibi milyarder mi olması gerekiyor. 2 makyaj, 1 yırtmaçla enayinin birini bulabiliyorlar.
-1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(20.10.25)
Nuri Bilge Ceylan'a ait sevdiğim bir sözü var: "Hayatımızdan memnun değilsek nerede olursak olalım, başka yerde mutlu olabileceğimiz avuntusu bize iyi gelir"

Konunun özet cevabı bu.

Mutluluk çoğumuza karşı kaldırımda gibi geliyor. Ama karşı kaldırımda yürüyenler de kendi içinde dertler, kronik problemler taşıyor genelde. Hatta bazıarı senin yürüdüğün kaldırımı hayal ediyor olabilirler.

Mutluluk biraz hikaye bir beklenti bu arada.

Eğer aşırı iyi şartlarda ağzında altın kaşıkla doğmadıysan Hayat=mücadele etmek demek. Ağzında altın kaşıkla doğanlar bile bir anlam problemi, depresyon vb sorunlarla mücadele edebiliyorlar.

Dolayısıyla Hayatta kalma ve stabil kalma mücadelesi veriyoruz hepimiz. Elbette tatlı güzel hatıralar, aile olmak sosyalleşmek çocuk sahibi olmak ya da tam tersi bekar olmak bunlar yerine göre güzel şeyler.

Ama özünde yetişkinler olarak mücadele ediyoruz. Ekonomiyle, geçimle, hergün çözülmesi gereken yeni veya eski bir takım problemlerle güne uyanıyor bunların çözümü için ölene kadar uğraşıyoruz.

"This is life" kısacası.
0
mahmuttt
(20.10.25)
(7)

iran mı? ürdün mü?

Phoebe
bu mevsimde sizce hangisi? neden? gittiyseniz tavsiyeleriniz, uyarılarınız, şurayı gezmeden dönme dediğiniz yerler? kültürel gezi çok severim, meraklıyım.tek kadın, daha önce yalnız seyahat ettim yurtiçi&yurtdışı, pratiğim çok var ama hep avrupa ülkesi.special thanx.
bu mevsimde sizce hangisi? neden? gittiyseniz tavsiyeleriniz, uyarılarınız, şurayı gezmeden dönme dediğiniz yerler? kültürel gezi çok severim, meraklıyım.

tek kadın, daha önce yalnız seyahat ettim yurtiçi&yurtdışı, pratiğim çok var ama hep avrupa ülkesi.

special thanx.
0
Phoebe
(18.10.25)
Isfahan Şiraz yazd. Persepolis
Ne Ürdünü? Petra belki
+3
topkapiaksaray
(18.10.25)
firsatim olsaydi ben ürdün taraflarina giderdim.
o civar cok karisik, iyice isler sarpa sarmadan görürdüm.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
iran tabii ki. savasa girme ihtimali olan da urdun degil iran
0
ala09
(19.10.25)
Bence İran’a gitme Ürdün daha güvenli
0
Hallegadola
(19.10.25)
Ben de kitap önermeye geldim, yolda olmak. Bende İran merakı yaratmıştı. Topkapiaksaray in yazdığı şehirlerden de bahsediyor.
0
a perfect lie
(19.10.25)
Iran'a gitmedim ama ben Urdun diyorum. Petra'da gece guzel projeksiyon gosterisi oluyordu. Bunun disinda dead sea'yi tecrube edebilirsin. Cok tuzlu ve yogunluktan dolayi batmiyorsun. Wadi Rum'da kendini baska bir gezegendeymissin gibi hissedersin. Birkac gun icin gidilebilir. Degisiklik olur.

ama kadin olsam ve yalniz seyahat etsem... ikisine de gitmezdim.
0
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
iran derim ben,
0
oscar
(19.10.25)
(10)

hangi marka musluk eviye lavabo bataryası?

istenmeyen evlat
selam. evimizdeki duş, lavabo ve eviye bataryalarının hepsini değiştireceğim. duş için vitradan başladım. sonrasında eca ile Artema arasında kaldım hep. ekşiden okuduğum kadarıyla ise ne alacağımı bilemez hale geldim. beklentilerim: paslanmasın, suyun akış hızında yıllar içinde stabilizasyon olsun,
selam. evimizdeki duş, lavabo ve eviye bataryalarının hepsini değiştireceğim. duş için vitradan başladım. sonrasında eca ile Artema arasında kaldım hep. ekşiden okuduğum kadarıyla ise ne alacağımı bilemez hale geldim. beklentilerim: paslanmasın, suyun akış hızında yıllar içinde stabilizasyon olsun, materyali kaliteli sağlam dursun. başka bir önerisi olan varsa onu da dikkate alabilirim. teşekkürler
+1
istenmeyen evlat
(18.10.25)
Hansgrohe veya grohe.
0
hendek atlayan deve
(18.10.25)
Bölge suyu kireçliyse, perlatör anahtarı plastik ve, veya perlatörü gizli olan bataryalardan uzak durmanı öneririm.
0
Mirket
(18.10.25)
eca 10 senelik eve geçtim tertemiz sorunsuz çalışıyor 10 senelik kullanıma rağmen
0
eja
(18.10.25)
Hansgrohe +1 franke de olur.
0
mikahakkinen
(18.10.25)
eca veya artema. pahalı gelirse ar eca'nın ikinci kalitesi. gröhe falanlar genelde çakma.
0
gurur
(18.10.25)
Gpd de düşünebilirsiniz. Annemlerde var, 5 - 10 yıl kullandıktan sonra bir yerden su kaçırmaya başlamış, servisi gelip ücretsiz değiştirmiş.
0
inheritance
(18.10.25)
Gpd lavabo bataryası kullanıyorum.memnunum.söylediğindiğer markalar hakkında bilgim yok.
0
nıkımneolsun
(18.10.25)
Bende GPD kullanıyorum ve memnun değilim. Aynı evde ECA ve GPD var ve tamamen aynı süredir kullanılıyor, GPD ECA'ya göre 5 yıl daha fazla kullanılmış gibi. Ben ECA diyorum.
0
eisberg
(18.10.25)
grohe +1
yerli olacaksa vitra
0
cooperr
(18.10.25)
Moen cok iyi. Omur boyu garantili.
0
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
(23)

duyurunun yaşını başını almış erkekleri

WithWorth
muhtemelen önümüzdeki günleri meşgul edecek şu üzücü videoda iki adet er kişinin hafif bir müdaheleden sonra ayrıldığını görüyoruz.https://eksisozluk.com/beykozda-eski-sevgilisi-tarafindan-oldurulen-kiz--8036578?a=popularevli, bakması gereken çoluğu çocuğu olan, evde bekleyeni olan bir erkek iseniz
muhtemelen önümüzdeki günleri meşgul edecek şu üzücü videoda iki adet er kişinin hafif bir müdaheleden sonra ayrıldığını görüyoruz.
eksisozluk.com

evli, bakması gereken çoluğu çocuğu olan, evde bekleyeni olan bir erkek iseniz sorum size.
ne yapardınız ?

geri kalanlar da yorum yapabilir ama üstteki kümeyi özellikle merak ettim.
-2
WithWorth
(16.10.25)
Hiçbir şey.
Beni ilgilendirmiyor bende canımı sokakta bulmadım + süper kahraman değilim.

Ayrıca kadınların efendi erkek yerine tercihini kimse sorgulayamaz
+2
artıküyeolmakistiyorum
(16.10.25)
Saldırgan ondan daha şiddetli, agresif bir karşı saldırıyla durdurulabilir. Ama çok riskli. Genelde nefes alışverişini kesmek için diyaframa atak yapılır. O anki ruh hâlime bağlı.
+1
arbre
(16.10.25)
Asla hiçbir şey için oh çekmiyorum. Fakat bile bile lades diyorsanız ne diyelim?
Ayrıca sadece kadına mi şiddet var? Erkeğe çocuğa hayvana her türlü canlıya şiddet var memlekette. Ben kadın olarak ayirmiyorum. Bir erkek olarak kendimi sokakta güvende hissetmiyorum.
0
artıküyeolmakistiyorum
(16.10.25)
sen şimdi mesela bu çocuk benim olsa ve sen gelip bunları zırvalasan seni parçalarım. söylediğin şeylerin bu konuyla hiç ilgisi yok. başka yerde yaz tabi ama burası değil yeri. bu olay değil. eminim hepimiz can güvenliği korkusu yaşadık ama şimdi bir can katledilmiş. sebep de eminim seçim değil.

ya da empati kur bu senin yakının olsaydı kurduğun cümleleri birinden duymaya tahammül edebilir miydin?

yeaa hepimiz can güvenliği bilmem ne mi mesele?
-7
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.10.25)
Geçkin bir bey olmasam da yanıt vereyim. Ben hayatımda hiç bir şiddet eylemine başvurmadım, kesici alet taşımıyorum. Bahse konu videoyu izlerken bile geriliyorum elim ayağım dolanıyor.
Şahıs 100 kilonun üzerinde gözünü kan bürümüş biri, böylesini abd polisinin videolarını izlerseniz silahla bile durdurmanın kolay olmadığını görürsünüz. Bu şartlarda o sıradan insanları kınayan ah orada ben olsaydım diyenleri gerçekçi, inandırıcı bulmuyorum.
Ben ne yapardım muhtemelen donakalırdım.. herkesin kahraman olma fantezisi vardır ama bu oyunda ölünce bir daha geri başlayamıyorsun.
+3
anon1m
(16.10.25)
bu veya benzeri bir durumda polisin dahi kendi canını riske atarak araya gireceğini sanmıyorum.
gözü dönmüş bir adam kadını duraksamadan seri bir şekilde bıçaklıyor, müdahale etmeye çalışan kişi de muhtemelen benzer darbelere maruz kalacak.

benim de bir çocuğum var, böyle bir durumda çocuğumun babasız büyümesi riskini göze almazdım sanıyorum.

ama videoki poşetini önce bırakıp sonra alan adam kadar da olamazdım sanırım.

iki ucu boklu değnek dedikleri durum tam olarak. çok üzücü gerçekten.
+2
emfuzi
(16.10.25)
Kadir şekerci vardı.
0
Kahvedesu
(16.10.25)
dediğiniz ben oluyorum. adamların yaptığı müdahaleyi, şerefsize "abi kurbanın olam, değmez, gel kendini yakacaksın" gibi teskin edici sözlerle denerdim. ama dönüp işime gitmez, pasif ve yalvarır şekilde devam ederdim "bir bıçak az vursa kârdır" hesabı.

eğer 2-3 kişi olsa, "gelin tutun abiyi yazık edecek hem kendine hem karşıya" gibi, şerefsizi daha da gaza getirmeyecek sözlerle çağırır, 3 kişi olsak, tutar, indirirdik.

ama tek başına ne yapacaksın? hem cani, hem ayı gibi, hem gözü dönmüş... tek başıma adamla savaşamazdım. benim de çoluğum çocuğum var. sakin sakin yalvarır modda telkin verir, olayı fiziksel mücadeleye dökmeden omzundan tutup hafif hafif çekerdim.

hak etsin, etmesin, orantısız şiddet gören hiç bir mazluma "oh" çekilmez. canavarlaşmamak lazım.

edit: "kurbanın olam" lafı da ironikmiş. Allah korusun...
+1
dilemma of subscribtionability
(16.10.25)
Sen 'Abi kurbanın olam.' diyorsun da, adamın kafa gitmiş zaten, gözler dönük, işini bitirip, 'Lan görgü tanığı bu.' demeyeceği ve sıranın sana gelmeyeceği ne malum.

Eli bıçaklı adamı gözüme kestirebilecek ebat ve beceride değilsem ve en az adam kadar manyak değilsem, kendimi güvende hissedecek mesafeye kadar uzaklaşır, görüntü alır, polisi arardım. Gereksiz kahramanlık için gereğinden fazla akıllıyım.
0
Mirket
(17.10.25)
en fazla uzaktan polisi ararim. soka da girebilirim. video'yu izlemedim.
0
lemmiwinks
(17.10.25)
tr.wikipedia.orgŞeker_davası
www.birgun.net

başka sözüm yok.
0
Fodera
(17.10.25)
Evli, cocuk sahibiyim. Boyum 190, 98 kilo, kasli muhtemelen de ortalama uzeri kuvvetli biri oldugumu saniyorum.

Ne yapardim?

Araya girmem, ayirmaya calismam net. Guvenli bir mesafeden polisi ararim. Cok riskli bir durum. Ozellikle adamin elinde bicak var ve adam kontrolunu tamamen kaybetmis. Kontrolunu kaybetmis insanla iletisim kurulmaz. Zekice bir sey soyleyeyim de gerginlik azalsin vs gibi senaryolar genellikle isler bu asamaya gelmeden once yapilabileceklerden.

Araya girsen, yanlis yere yanlis bir yumruk senin yada birinin felc olmasina ya da olumune sebep olabilir. Ayrica adamin elinde de kesici/delici bir sey oldugunda ciplak elle yapilabilecek hic bir sey yok. Polis bile direkt taser ile durduruyor bu sekilde kontrolden cikmis insanlari.

Esim ya da cocugum bu sekilde saldiriya ugrarsa o zaman elimden geleni yapar sonuclarina da memnuniyetle katlanirim.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
herkes kadir şekerden örnek vermiş ama kadir şeker cebinde bıçak taşıyan ve kavga eden bi çift arasına girip adamı kalbinden bıçaklayan biri. bıçaklı, gözü dönmüş bi adamın önüne çıkamazsınız tabi ama çoğu durumda adam bir kadına sadece tekme tokat dalarken bile herkes uzaktan izliyor. kadir şeker gibi bıçağı çıkarıp karşı tarafın kalbine saplamadığınız sürece katil olmazsınız. bir keresinde market manavına sebepsiz yere saldıran bir adamla arasına girmiştim, manav da erkekti. ben de kadınım.

ayrıca baktım şimdi kadir şeker olayı 2020 yılında yaşanmış. önümüzde bu örnek yokken sanki herkes araya giriyordu da kahramanlık yapıyordu... güldürmeyin ya. kendisine tokat atan müşteriye saldıran garson kızı kolundan bacağından çekiştirmeyi herkes biliyor. tam tersi olsa yine kimse araya girmiyor.

kadın erkek özelinde konuşmuyorum. herkeste gereksiz bir duyarsızlık var.

tekrar söylüyorum, elinde bıçak olan silah olan bi adamla hedefinin arasına girmek tabi ki mantıksız. ama bunların olmadığı şiddet durumlarında dahi herkes uzaktan izliyor.

x.com
şunu izleyin mesela. adam çocuğa tekmelerle girişiyor. kimse doğru dürüst müdahale etmiyor. hele amcanın biri uzaktan izleye izleye geliyor.
+1
elorelia
(17.10.25)
Bu işlerde araya girilemiyor çünkü bu düzende suçlu çıkabilirsin. Bunun şahıstaki silah unsuruyla çok ilgisi yok. Müdahale edersin en başta kadın sana kızar. Etkisiz hale getirirsin yargı seni içeri atar. Şanssızlık olur birine bir şey olur, vicdanın seni suçlar. O an kurtarsan kadının ders alıp ertesi gün aynı hatayı tekrarlamaması düşük olasılık. Zaten olayı bilmiyorsun. İşe yaramayacağını bile bile polisi arar, belki uzaktan ses ile müdahale yapmaya çalışırdım ben.
+1
osssy
(17.10.25)
bıçak olmadığı senaryo da (sadece şiddet) kadın yardım için bağırıyorsa polisi ararım ama kadın da adama sövüp sayıyorsa uzaktan izlerim sadece bir süre sonra yoluma giderim. işin içinde bıçak da varsa direkt polisi ararım, asla yanına yaklaşıp da müdahale etmem kesinlikle. bırak araya girmeyi adamı telkin etmeye bile çalışmam.

ben olsam şöyle dalardım adama, yok böyle yapardım falan diyenlerin de yüzde 99u kolpacı. elinde şu insan yarmasını bıçakla görünce saklanacak delik ararlar.
0
bobinhoo
(17.10.25)
Uzun sopa ya da sandalye gibi birşey varsa müdahale ederim, onun dışında sadece polis çağırırım. O da genellikle olay bittikten sonra gelir.
0
parka
(17.10.25)
Gerçekçi olmak lazım, o anda bu adamı durdurmanın tek yolu silahla vurmaktır. Senin elinde bıçak olsa bile bu adamı durdurmak oldukça zor. Polis bile bu tür durumlarda silahı kullanmıyorken normal insanlar olarak bizim bu olaya müdahale etmemiz maalesef çok zor.
0
say something loving
(17.10.25)
güvenli mesafeye çekilip 112 yi arardım. bekar, çocuksuz dönemlerimde olsam gene bunu yapardım.

cinnet esnasında şuurunu kaybetmiş bıçaklı biriyle asla diyaloğa girmem.
0
wilhelmwasmuss
(17.10.25)
Evliyim, çocuğum var, polisi ve ambulansı aramak dışında müdahale etmem.

Bekar olsam ölümüne girerdim.
+1
kimlanbu
(17.10.25)
evliyim çocukluyum önce dur yapma der kavgayı ayırmaya çalışırım, silah görürsem uzaklaşır polisi ararım.
videodaki abiye neden bıraktın diyemem.

kendi çocuğuma bu yapılsa şahit olsam hiç silah vs düşünmem dalar kurtarmaya çalışırım her baba gibi.
0
basond
(17.10.25)
yoldan geçen erkek müdahale etse ve ölmese bu adam ondan şikayetçi olsa yine baş ağrısı; belki müdahale eden kişiye dadanacak, davalık olacaklar? çok korkuyorum böyle olaylara denk gelmekten, yalnızca şahit olmak bile başlı başına bir travma sebebi. ülke içinde (ve dışında) hiçbir erkeğe yaklaşmamak gerektiğini hissediyorum; kıskanç, patolojik sorunlu, düzenbaz insanlar o kadar çok ki.
0
deartheodosia
(17.10.25)
40 yaşına yaklaşmış, çocuğu olmayan, iri sayılabilecek bir avukatım.

Üzerimde tabanca yoksa asla müdahale etmem. Eğitimli birinin dahi bıçaklı bir saldırgana müdahale etmesi aşırı tehlikeliyken bıçaklı kavgaya dair hiçbir bilgisi ve fikri olmayan, bıçağı ancak mutfakta ya da ufak tefek şeyler kesmek için eline alan biri olarak kendi canımı böyle bir durumda tehlikeye atmam. Bu karara varmam için çok düşünmeme gerek yok.

Üzerimde tabanca varsa çok daha zor bir karar. Havaya ateş etmek riskli, başkasına zarar verme riski var. Gözü dönmüş şekilde karşısındakine zarar veren bıçaklı bir saldırgana, durdurucu bir atışı mağdura zarar vermeden yapabilmek herhangi bir polisin de kolayca alabileceği bir risk değil, özel harekat geçmişi olmayan bir polis için dahi çok zor bir durum. Kaldı ki öldürücü olmayan bölgelere yapılan atışlarda, özellikle çekirdeğin bacaklardaki kemiğe denk gelip kemiği kırmadığı senaryolarda saldırgan vurulduğunu anında hissetmiyor ve saldırgan tutumunu bir süre daha sürdürebiliyor. Yani diyelim ki salgırganı omzundan ya da bacak kasından vurdum. Bu sırada saldırgan mağdura saldırmaya veya benim üzerime gelmeye devam edecektir birkaç saniye daha. Bu birkaç saniye boyunca vuracağı bıçak darbeleri mağduru öldürmeye yetebilir. Mağduru bırakıp bana saldırmaya kalkarsa saldırganı durdurmak için benim öldürücü atışlar yapmam gerekebilir.

Saldırganı öldürmeden vurmayı başarsam bile meşru müdafaada sınırın aşılması tartışmaları gündeme gelecek ve uzunca bir süre tutuklu kalma riskim olacak. Onu da beceremeyip tüm işi elime yüzüme bulaştırıp mağdura zarar verme riskim var.

Nereden bakılsa çok boktan iş. Görece kılçıksız bir durum olsa, yani bir erkeğin bir kadını bıçakla kovaladığını görsem ve ben de o sırada direksiyon başında olsam, saldırgan erkeği öldürmemeye gayret ederek arabayla ezerim. Benzer bir durumda saldırganı etkisiz hale getirecek bir şeyle vurma/bir şeyi fırlatma imkanım varsa yaparım. Ancak silahım olmadan silahlı birine müdahale etmem, edemem.
0
10551037
(17.10.25)
amerikan polis videolarından gördüğüm kadarıyla, başından veya omurgasından vurulmadığı sürece defalarca isabet alan insanlar bile saldırmaya devam ediyor. belki cinnet hali, belki uyuşturucu madde etkisinde olmaları sebebiyle bilmiyorum ama belimde silahım bile olsa katil olmayı göze almadığım sürece müdahele etmezdim.
0
Fodera
(19.10.25)
(24)

İnsanlar bu kadar km nasıl yapıyor?

chicha_v2
2020 model araba 150 bin, 180 bin olan bir sürü ilan var. Tek tük olsa anlarım da sürekli şehirdışı kullansan yine olmuyor yine çok yani.Ben yılda 10 bin yaptığım için de abartı geliyor olabilir tabi de normal mi bu km'ler?Siz yılda kaç km yapıyorsunuz?
2020 model araba 150 bin, 180 bin olan bir sürü ilan var. Tek tük olsa anlarım da sürekli şehirdışı kullansan yine olmuyor yine çok yani.

Ben yılda 10 bin yaptığım için de abartı geliyor olabilir tabi de normal mi bu km'ler?

Siz yılda kaç km yapıyorsunuz?
0
chicha_v2
(16.10.25)
@bir sıcak el Memleket neresi Kazakistan mı? 236 bini kaç yılda yaptın?
+1
🌸chicha_v2
(16.10.25)
yilda 30 bin km yapar, az degil tabii ama abartili da degil. Yilda 25 bin km yaptigim olmustu Turkiye sinirlarinda. Ise gidip geldim yakindi gorece, arada bizimkilerin yanina gidiyordum git gel 100 km falan, koye gitmisimdir 2-3 kez, tek yon 1000 km vs vs derken cok gezen insan yapar. Ise de gidiyorsa kolayca yapilir.
0
mbond
(16.10.25)
ben yılda 10-15 arası yapıyorum 2 araç var eşimde benzer km yapıyor
0
basond
(16.10.25)
Zaruret , iş halini anlarım ama genel olarak düşüncem ayrıca tembellikten veya tatili, gezmeyi, zevki abartmaktan bu kadar km yapılıyor olmalı.
Abartı gelebilir ama yürümekten aciz, az ötedeki tuvalete bile aracıyla gidecek olan insanlar var.
Zevkin abartılması ise genelde öyle hayırlı şeyler sebebiyle de olmuyor.

Yürümeye yabancılaşmış ve anne karnındaki embriyo misali sürekli birileri bu kimseleri bir yere taşımalı.
Sonra da haraketsizlik kaynaklı kilodan vs. rahatsızlıklardan bahsederler .
0
diyecevaplandı
(16.10.25)
Pazarlamacıyım. Geçen seneye kadar ayda 8000 kilometre yol yapıyordum. İş değiştirdim de bu sene 4000 km'ye düştüm.
0
etna
(16.10.25)
bizim 2004 model ilk sahibi olduğumuz bir araba vardı, 2020 yılında 100bin km de idi.
ben de anlamıyorum.

aracı sattım adam 3 yılda 200bin km ye getirmişti aracı :(
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
Şahsi araçlarımla ortalama 25 bin

Şirket aracıyla da günde 60 km, ayda 1250 desen, 15 bin
0
gabe h coud
(16.10.25)
Arabamı mayıs ayında 0 km aldım. Şu anda 13xxx km. Senede yaklaşık 30k km yapıyor. Her gün işe git gel için 35-40 km yapıyorum, gerisi seyahat.
0
tss
(16.10.25)
arabayi aldigimizdan bu yana yilda 16-20k arasi (ortalama 18k) yapiyoruz ama sehirde yasamadigimiz icin. toplu ulasimla, 5km mesafedeki yan köye gitmek bir saat sürüyor, o sebeple her yere araba. sehirde yasasak herhalde yilda 5-6k anca yapardik.

is mesafesi uzun, ailesinden uzakta yasayan ve araba sirtinda para kazanan kisiler o km'leri yapiyor olabilir. mesela adamin ailesi trabzon'dadir, kendisi kayseri'de yasiyordur, iki haftada bir ziyarretlerine gidiyordur, üstelik ilac mümessilidir, kapi kapi geziyordur. günde 100 km rahat yapar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.10.25)
işi uzaktır çok geziyordur vs
0
jelly bear
(16.10.25)
Türkiyede eğer şirketiniz karşılamıyorsa, -ki öyle bile olsa- benzine verilen para yazık günah. abd de olsak anlarım da türkiyede bu kadar arabayla gezmeyi seveni ve yakıtı dert etmeyeni anlamıyorum boşa para atılıyormuş gibi geliyor.

Bir de aracı çok yakınca normal karşılayan var aslan besleyen yemini düşünmez falan... diyorlar. Ağır gerizekalılık başka bişey değil sanki benzin ucuzmuş gibi.

Bazı arkadaşları biliyorum kafaları dağılsın diye çevre yolunda turluyorlar iyi geliyor diyorlar.

Yani şahsen bana iyi gelse bile yaktığı yakıtı düşününce nötrler hiç bişey anlamam.
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
Evle okul arası 35 km. Ayda 1120 km yapıyor. Günde 5 km günlük işler olsa +150 km. Haftasonları da 100 km gezi olsa, +400 km. Ayda 1700 km yapar yuvarlak. Yılda 20bin km yapıyor. Yılda 15-20bin İstanbul için normal bir rakam.

Hibrit araç kullanarak bütçeme ve çevreye karşı vicdanımı kısmen rahatlatmış oluyorum. Toplu taşımayla gitsem yolum git-gel toplam 3 saat daha uzayacak.

Araç üreticilerinin periyodik bakım aralıkları genelde 1 yıl/15bin km şeklinde oluyor.

5 yıl için 75bin km normal yani. Ama İstanbul'da 5 yaşında 75binde araç çok düşük km kabul edilir. Genelde 100-110bin civarı oluyor 5 yaşındaki arabalar.
0
yadigar
(16.10.25)
işim git gel 130km. ayda 2500 km. yılda 30 bin. işte böyle yapılıyor.
0
mikahakkinen
(16.10.25)
benim 2020 model, 120 bin km. normal geldi ya, yılda 20-25 bin km işte.

ev-iş arası 20 km ise bile ayda 2x20x20'den 800 eder. bi de yazın istanbul-ege, kışın istanbul-ankara tarzı bi kaç şehir dışı yol yapsan 20 bini rahat bulur.
0
gitdaddy
(16.10.25)
iş ev arası mesafe uzaksa ondan oluyordur, biz de geçen düşündük 7 ayda 10 bin falan yapmışız, işe gidip geliniyor her gün istanbul olunca mesafeler uzak malum. arada uzak ilçelere akraba ziyaretlerine vs de gidiyosun, 1 defa tatil, 3-4 defa izmit edirne gibi mesafelere aile ziyareti derken oluyor yani. arabasız da gitmek istemiyoruz bir yere çünkü arabayı zaten o konfor için aldık.
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
kimisinin işi mobil. yılda 60-70 bin yapıyorlar. zaten bi şehir dışı git gel 2 bin km. yılda 30 40 yapan var.

kimi de gezmeyi çok seviyor. bi arkadaşım ben yemek yemeyi çok severim. eşimle tüm türkiyenin köylerine kadar gezdik demişti. o da yılda 80 mi ne yapmış. ilginç yani.
0
gurur
(16.10.25)
eski arabayı 2016da 0 almıştım. 2020de 10000 km anca olmuştu. 2024te 55000 km iken sattım. yeni arabayı 2024te 0 aldım, şimdi 19000 km.
0
inheritance
(16.10.25)
evle isim cok yakin, benden baska araci kullanan yok, is disinda haftada 2-3 gun bir o kadar daha yol yapiyorum, ekstar avm, yemek, etkinlik, senede birkac tatile de arabam ile gidiyorum senelik 15bin'i kolay kolay gecmiyorum
0
sweetoffice
(16.10.25)
Sahaya gittiğimde şehrin öteki ucuna tek yön 100 km yol gidiyorum. Servis pahalı ve az yoğun olan bu yolu kullanmadığı için hergün kendi aracıyla giden nice arkadaşım var. 200x20x12 senede 48.000 km yapar. Bunun marketi haftasonu gezmesi yaz tatili derken bu rakam daha da artıyordur.
0
cilekli pasta
(16.10.25)
Pandeminin zirvede olduğu dönemde bir ara her şeyin fiyatı ve maaşlar bile artarken benzin fiyatları sabit kalmıştı.
İşe başladıktan 1 ay sonra pandemi patlamıştı ve ben iş için şehir değiştirmiştim.
Pandemi patlayınca tüm şirket tamamen evden çalışmaya geçti 2 sene boyunca. Benim gibi bazı kişilere de haftada 1 işe gel dedi ama taksi parası verdi fiks.
Oturdum hesapladım haftada 1 kalkıp izmirden istanbula gidip akşam da dönmek daha mantıklı.
2 sene boyunca ayda 2500-3000 km arası yaptım. Arada bodruma falan da yazlığa kaçamak yaptım.
5 yıllık sadece 40.000 km'deki arabam 2 yılda 80.000 km'ye yakın yol yaptı.
0
denizgonen
(16.10.25)
ortalamam senede 30.000, altina pek dusemedim.
evde iki araba var, toplam 50.000 civari yapiliyor her sene.
0
cooperr
(16.10.25)
5 yilda 1250 is gunu var. 150.000km/1250gun= gunde 120km.

Ev-is arasi 60km olan biri sadece ise gidip gelmek icin 5 yilda 150.000km yapar. Normal bence.

Ayrica, mesela yeni arac satin alirken 2021 model araclari 2020'de aliyoruz. Bunun da km'nin yuksek gorunmesinde etkisi vardir.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
bir ara evden işe 35 km mesafem vardı. git gel 70km. günde ortalama 5km ekstra sağa sola illa gidiyordum (annemlere uğramak gibi) x yılda 260 gün = 19500 km.

ayda 3 kere çanakkale'ye gidip geliyordum. 360 km tek yön. 30-40 en az orada yapıyorumdur. 800 x 3 x 12 =28.800

toplam 48300 km yaptı. illa ıvır zıvır olmuştur 50binin üzerine tamamlıyorumdur.
0
co2s2
(17.10.25)
Günde ortalama 30 km senede maksimum 10 bin yapıyorum ben.
0
titanic kemancısı
(17.10.25)
(13)

Kıskançlık psikolojisi

arbre
Kıskançlığımın patolojik seviyede olduğunu düşünüyorum. Kız arkadaşımı (sevgili değiliz) kıskanabiliyorum bir erkekle konuştuğunu görünce.Normalde sevgilimin başka erkeklerle yakın olmasını, konuşmasını istemem. Ama ben sevgilisi olan kızlarla yakın olabiliyorum ve şunu düşünüyorum. Bu kızlar benim
Kıskançlığımın patolojik seviyede olduğunu düşünüyorum. Kız arkadaşımı (sevgili değiliz) kıskanabiliyorum bir erkekle konuştuğunu görünce.

Normalde sevgilimin başka erkeklerle yakın olmasını, konuşmasını istemem. Ama ben sevgilisi olan kızlarla yakın olabiliyorum ve şunu düşünüyorum. Bu kızlar benim sevgilim olsaydı olay çıkarırdım. Ama ben sevgilimi kıskanacağım o erkek konumumdayım gerçekte. Anlatabildim mi bilmiyorum. Ya da cinsellik konusunda geçmişini bilmek beni rahatsız eder, ama ben de neler yaptım. Kendi psikolojimi çözemiyorum. :D Psikoloğa mı gitsem?
-8
arbre
(16.10.25)
Psikologla alakası yok kişiliğin gelişmemiş.
Bu yaştan sonra gelişir mi inan bilemiyorum.
+17
Gradient_tabanlı_mor
(16.10.25)
kaç yaşındasınız bu aslında önemli bir kriter.
eskiden ben de böyleydim. mesela erkek arkadaşım (şimdiki eşim) bir kız arkadaşının sadece oturduğu semti biliyor diye yapmadığım kalmamıştı sen nerden biliyosun demek ki evine gittin vs. çok utanıyorum o hallerimden ama çok küçüktüm, 19 yaşındaydım. şu an eşim kız arkadaşlarıyla bensiz buluşur, görüşür, bi kıskançlığım kalmadı ara ara kıskanıyorum ama sorun çıkartacak, kavga çıkartacak düzeyde değil.

bence siz biraz niyet okuyorsunuz. karşı cinsten arkadaşı olması iyidir insanın her zaman. benim de karşı cinsten arkadaşlarım var. bunda yanlış bir şey yok. biraz empati yapmayı öğrenmeniz lazım. eğer aşırı kıskançsanız ve bu durumu çözemiyorsanız psikolog şart bence de. insan onunla konuşurken anaaaa diyip kendini çözüyor tabii doğru psikoloğu bulursa.

edit: kullanıcı adınıza bakmamıştım arbreymişsiniz çok genç olduğunuzu düşünmüyorum orta yaştasınızdır herhalde 35 civarı falan.
+2
matilda
(16.10.25)
matilda, 32'yim :)
0
🌸arbre
(16.10.25)
Böyle yaparak hem kendini hem karşınızdaki kişiyi bunaltirsin. Psikologa gitmek iyi fikir bence zaten farkındalığın olmuş bu konuda.
0
pembediken
(16.10.25)
Toksik maskülenite konusunu araştırmanı öneririm.
0
rock n roll
(16.10.25)
Gradient_tabanlı_mor, kişilik ne anlamda? Kişiliğimin ortalama üstü olduğunu düşünüyorum. Laf sokma mı, yardımcı olmak için mi bu yorum
-8
🌸arbre
(16.10.25)
abicim son derece sağlıklı bir erkeksin. bu devirde herkes alt alta üst üste diye de bu rezil ortamdan midenin bulanmasını garipsemene lüzum yok. herkes böyle olmak yada sosyal medya-hızlı sadakatsiz ilişkiler çağının getirdiklerini kabullenmek zorunda değil. hem kadın hem erkek olarak farklı bakış açısına ve karşı cins ile mesafeli insan ilişkileri kurabilme kapasitesine sahip kişiler de yaşıyor aramızda.

kız arkadaşın bir erkekle konuşursa elbette ki kıskanırsın, anında müdahil olmadığın sürece sorunlu bir durum yok. bu konuşmaların sıklığı artar , tonu değişirse de müdahale etmen son derece sağlıklı bir tepkidir. utandırma söylemlerine takılma bence.
-6
loch ness
(16.10.25)
reyiz gün gelecek eşin otobüse metroya binecek yanına elin adamı oturacak napacaksın.
iş arkadaşlarıyla çay kahve sohbeti yapacak engel mi olacaksın?

kendini eğitmeye çalış bir şekilde.
0
Hallegadola
(16.10.25)
Shepard nerlerde ya?
-1
mikahakkinen
(16.10.25)
mikahakkinen, 1 günde kurtulduk hepsinden. Compumaster sağ olsun. Komik olan Shepard beni engellemiş. HAHAHA. Ulan engelleyecektin neden her soruma cevap yazdın. Kafalar pırıl pırıl.
-1
🌸arbre
(16.10.25)
bence bu klasik erkek ikiyüzlülüğü :)) sevgilin olduğunda bu huyunu şu şekilde değiştirirsin, sen de artık kızlarla yakın olmazsın, senin kız arkadaşın da erkeklerle yakın olmaz, karşılıklı uzlaşma sağlanırsa sorun da kalmaz. pskologa gidecek bi durum olmaz. benim eşimle aramdaki anlaşma bu şekilde, kimsenin karşı cins arkadaşı yok, böyle anlaştık.
+1
Sadece soruyorum
(16.10.25)
Bu kiskanclik olayi bende sifir. Hic kiskanmadim.

Buraya bir anektod birakayim; Gecenlerde is yerime oglende bir arkadas geldi. Esimi restoranda gordugunu soyledi. Ben " umarim yanindaki adam benden yakisiklidir" dedim. Guzel bir kahkaha koptu is yerinde :) Evde falan da sormam o kim bu kim diye. Hic merak etmiyorum.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
psikolojik özellikleri tek tek anlatıp hepsi bende bok gibi demenize gerek yok, genel olarak psikolojik/psikiyatrik problemleriniz olduğu ortada. psikolog ve psikiyatrist takibi şart.
+1
co2s2
(17.10.25)
(17)

Eski sevgilinin hediyesini atamamak

kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
Çok uzun süreli bir ilişkinin bitimine yakın bir tişört göndermişti bana. Paketini açmadan bir köşeye atmıştım. Ayrıldık. Birkaç yıl geçti. Ciddi bir ilişkim var şu an. Açıp giymedim ama atamıyorum da. Veremiyorum da. Orada evin en ücra köşesinde, paketinde, poşetinde duruyor. Evimi taşırken yakın z
Çok uzun süreli bir ilişkinin bitimine yakın bir tişört göndermişti bana. Paketini açmadan bir köşeye atmıştım. Ayrıldık. Birkaç yıl geçti. Ciddi bir ilişkim var şu an. Açıp giymedim ama atamıyorum da. Veremiyorum da. Orada evin en ücra köşesinde, paketinde, poşetinde duruyor. Evimi taşırken yakın zamanda, getirmemek için çok uğraştım ama bir şekilde girdi kolilere.

Medenice bir ayrılık oldu. Sonrası beni çok yıprattı ama alıştım. Sosyal medyada minimal de olsa iletişimimiz var. Beğeni, minik yorum gibi. İkimiz de alıştık zamanla. Şu anki sevgilimle aram da gayet iyi. Belki de evliliğe doğru gidiyor.

Ama atamıyorum da, giyemiyorum da... Neden?
0
kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
(13.10.25)
Bir tişörte bu kadar anlam yüklediyseniz onu alan kişiye karşı da içinizde hala bir şeyler var demektir bana göre. Normal halükarda bir kaç yıl geçmiş üzerinden, üstelik bir ihtimal evliliğe doğru giden ilişkiniz varmış. Eskilerin adı üstünde eski kalması ve sizinle olmaması gerekirdi.
0
mermaidd
(13.10.25)
Ölmüş gibi oldu ya, hatirasina saygi :)
+2
abuzer
(13.10.25)
Bana yeni sevgilim eski sevgilimin şeylerini attırmıştı. Helal olsun kıza. Ağzıma sça sça yola getirdi. At gitsin.
0
arbre
(13.10.25)
Yardım dolabına atınız :) birinin mutluluğu olur
+1
baldan kaymak
(13.10.25)
Eğer içinizde bir yerde hâlâ yeniden birleşme umudu olmadığına eminseniz, aklıma tek sebep geliyor:

Yaşanmışlığınız çok. Şu an durduğunuz yerde çok farklı kişiler oldunuz belki ama eski güzel günler sizde derin izler bırakmış. @abuzer’in dediği gibi, ilişkinizin ölümünü kabullenmişsiniz ancak yasını tutuyorsunuz. Atmayın. Kafaya da takmayın. Zamanı gelince ya giyeceksiniz, ya atacaksınız…
+2
yadigar
(13.10.25)
Yeni iliskim var evlilige gidiyor diyorsun...eski sevgilinin hediyesi tshirt diyorsun... Sentimental bir degeri de yok. Abicim ya kullan ya toz bezi falan yap.

Sen simdi o tshirti alip, gidip cope atsan hafiflersin :) Harika hissedersin. Tum problem cozulur. Tekrar bir sey dusunmek ya da hissetmek zorunda kalmazsin.
0
thetruenorthstrongandfree1
(13.10.25)
Hediyesi paketi bile açılmadan kenara atılan sevgilinin emeğine üzülen sadece ben miyim:'(

Bir ihtiyaç sahibine verirdim +1
0
kullanicadi
(13.10.25)
Eski sevgiline karşı hislerin olmasaydı ve hala bir ihtimali düşünmeseydin atardın. Şu hali ile şu anki sevgiline üzüldüm açıkçası. Eğer tişörtü üzerine anlam yüklemeden kullanıyor olsaydın (yıprandığı halde atmamak gibi durum dışında) bence atmana gerek yoktu. Bence üstüne başka bir anlam yükle ve ihtiyacı olan birine ver. Sonra da ya o sayfayı kapat ya da şimdiki sevgilinle vedalaşıp tekrar dene. Bu kopamama sağlıklı değil.
+5
nawar
(13.10.25)
Nereye kadar saklamayı düşünüyorsun? Diyelim ki şu anda hayatında olan kişiyle evlendin, çocuğun oldu ve 10 sene geçti, hâlâ tutacak mısın?

Bir şekilde vedalaşman lazım. İhtiyaç sahibi birini bulamıyorsan bir poşete koy ve çöpün yakınlarındaki yüksek bir yere as. İllaki gelen geçen birisi alır.

Ben de ilk kız arkadaşımdan ayrıldığımda dünyam başıma yıkılmıştı. Bende fotoğrafları vardı (basılı ).. Arada sırada çıkarır bakar ağlardım. Sonra bir gün fotoğrafları aldım evden çıktım, boş bir araziye gidip hepsini yaktım. Çok iyi geldi. Vedalaşmayı ve kafamda bitirmeyi bu şekilde sağlayabildim.
+2
tabudeviren
(13.10.25)
Çok ayrıntıya girmek istemiyorum ama o iş bitti. Ben bitirdim zamanında. Karşı da kabullendi. Ben de kabullendim. Çok özel ve güzel şeyler yaşadık ama dediğiniz gibi hayat bizi bambaşka kişiler yaptı. Bugün tekrar birlikte olsak kavgasız geçinemeyiz. Evlensek ertesi yıla kalmadan boşanırız. Şu an da çoooook farklı hayatlar yaşıyoruz. İnanınki inatla incinmişlikle yazmıyorum. Ortaokulda masum duygularla başlayan ve lise, üniversite, askerlik vesaire bir çok badireyi atlatmış bir ilişkiydi. Çoğu yönden birbirimizin ilkiydik. Fakat çok farklı insanlara evrildik. Gündelik hayatta çok şey var kullandığım onun hediiyesi. Problem olmuyor. Ama orada açılmamış duran o son tişört bende tarifi zor bir huzursuzluk, üzüntü yaratıyor. Belkide ben pes etmişken onun çabalamasının hatırası olmasından doğan vicdan azabı.
0
🌸kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
(13.10.25)
unutamamışsınız, hala bi umut var içinizde.

olur da dönerse bak senin hediyen diyeceksiniz içinizde.

veya ben ne bileyim. milyon varyasyon olabilir :)
+1
gurur
(13.10.25)
Yaklaşık dört ay önce, bu nedenle üç yıllık ilişkimi bitirdim. Başta geçmişine saygı duyduğum için eski hatıralarını sorun etmedim. Ancak zamanla onu gerçekten unutamadığını fark ettiğim bazı olaylar yaşandı ve ayrıldık. Ayrılıktan birkaç hafta sonra ise onunla yeniden iletişime geçtiğini, yani geri dönmeye çalıştığını öğrendim. Anlayacağın yukarıdaki kuşkucu arkadaşlara hak vermemek elde değil. Kısacası şunu söylemek istiyorum: eğer şu anki sevgiline gerçekten değer veriyorsan, elinde geçmişe ait ne varsa hediyeler, fotoğraflar, mesajlar hepsinden kurtulmalısın. Aksi halde farkında olmadan bir başkasına büyük bir kötülük yapmış oluyorsun.
0
ruzgarr
(13.10.25)
"atamıyorum" çok acizce bir bahane. Koliye girmiş bir şekilde falan, kendini kandırıyorsun biraz.
0
Bruce
(13.10.25)
çöpe at. atamıyorsan kendini sorgula şimdiki sevgiline de haksızlık etme.

minik yorum, beğeni falan da atma, sana mı kaldı bunları yapmak?

aynı şeyi şimdiki sevgilinin yaptığını düşün. empati yapın biraz
0
Hallegadola
(14.10.25)
cevabı basit. unutamamışsın ve hala seviyorsun. hissizleştiğin an atarsın.
0
koela
(14.10.25)
Umarım aynılarını yaşarsınız. Bir de evliliğe gidiyor denmiş. Nefret ediyorum sizin gibilerden. Ne istediğini bilmeyen, bırak hayatındaki kişiye kendine bile dürüst olamayan kim varsa layığını bulur umarım.
-1
iggy pop
(14.10.25)
@iggy pop ne bu şiddet bu celal!

@herkes
Ya unutamayacağım tabi. Ömrümün yarısından çoğu -ama uzakta ama yakında- beraber geçti. Hatıralarımın yarısının içinde o da var. Hayatımın yarısını silememki ama bitti işte. Ne yapayım? Öldü ilişki. Ölüye yıllarca kalp masajı yapılmazki. Napayım? Kalan ömrümde niye yalnız kalayım? Şu anki kız arkadaşımla iki yılı aşkındır çok güzel şeyler yaşıyoruz. Sorun geri dönmek istemem değil. Bazışeylerin dönüşü olmaz hayatta. Şu anki kız arkadaşıma fiziksel, duygusal, direk, dolaylı bir ihanetim de olmadı. Eksi sevgilimleyse ayrılalı beri hiçbir defa bi kere bile içimden "keşke yeniden birlikte olsak" diye geçirmedim. Ayrılık acısı çok yaşadım. Yalnızlık acısı yaşadım. Ama dönüp birleşmek istemedim tekrar. İstemiyorum da. Sadece keşke o tişört bana hiç gelmeseydi. Anlatması zor.

Gereksiz ek bilgiler: Ailelerimiz ilişkimize karşı değildi. Kimse bizi zorla ayırmadı. Önce o hata yaptı. Ben affetmedim. Ben ayrıldım. Zamanla oda kabullendi. Benden sonra iki ilişkisi oldu en az instagramdan gördüğüm kadarıyla.
0
🌸kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
(16.10.25)
(11)

kira sözleşmesi devredilir mi - nasıl olur

biseysorcaktim
bir kaç ay sonra evde 5inci yıl dolacak. ben o evden ayrılıyorum. evde iki kişi kalıyorduk. kontratı o evde kalan diğer kişiye vermek istiyorum. diğer kişi ile hukuki bir bağım yok. eski sevgili. 5 yıldır ödediğim kira hep piyasa koşullarındaydı. covid döneminde bile %25 değil iki-üç kat arttırdım k
bir kaç ay sonra evde 5inci yıl dolacak. ben o evden ayrılıyorum. evde iki kişi kalıyorduk.
kontratı o evde kalan diğer kişiye vermek istiyorum. diğer kişi ile hukuki bir bağım yok. eski sevgili.

5 yıldır ödediğim kira hep piyasa koşullarındaydı. covid döneminde bile %25 değil iki-üç kat arttırdım kirayı. adamın malına çökmedik, değerini verdik yani. şuan piyasanın altında belki, yılbaşı zammı ile yine normale ulaşacak.

ben evde kalmaya devam etsem yine makul ve piyasa ölçüsünde kira verirdik ama orayla bağımı koparmak istiyorum, ev sahibi bunu fırsat bilip diğer kişiden çok kira istemesin, sözleşmeyi haklarıyla devretmek istiyorum.

bu mümkün mü, pratikte nasıl işliyor süreç?
evsahibi seneden seneye kira zamanı konuşuruz sadece, başka hiç muhabbetimiz olmaz. her seferinde de fakiriz her şey pahalandı muhabbeti yapar. başka şehirde, hiç yüz-göz olmak da istemiyorum kendisi ile.
0
biseysorcaktim
(13.10.25)
Sözleşme yeni kişi adına baştan düzenleniyor aksi halde evde sevgiliniz oturduğu için ev sahibi hukuksal bi açıklık bulup başını ağrıtabilir. Ev sahibi ile isterseniz konuşabilirsiniz. Aynı koşullara sahip kalan arkadaşım adına yeni bir sözleşme yapabilir miyiz diye
0
mermaidd
(13.10.25)
eski sevgilimle aramda problemli bir durum yok. kimse kimseye kötülük yapacak değil ama artık ilişkimiz bittiği için bu tarz şeyleri de ayırmak istiyorum. bir kaç ay sonra kontrat yenilecek.

ev sahibi biraz paragöz bir insan, evde zaten yaşayan biri var, taşınmak istemiyoruz, kontrat yeniden yapılacağı için fahiş bir şey istemesinden endişe ediyorum. her şey kurala uygun olsun, sonra kimsenin başı yanmasın. o yüzden evsahibini de durumdan haberdar edeceğiz ama fırsatını bulup da kimse kimseyi kazıklamasın istiyorum.
0
🌸biseysorcaktim
(13.10.25)
@biseysorcaktim ben orada başını ağrıtabilir derken ev sahibiniz eski sevgilinizin başını ağrıtabilir demek istemiştim. cümlemde bi anlatım bozukluğu olmuş kusura bakmayın. kaldı ki kira en fazla o ay olan tüfeye göre zamlanıyor fazlasını asla talep edemez. dolayısıyla fahiş bir fiyat da talep edemez üstelik sözleşme yenileneceği için otomatikman 5 sene daha (kira artış oranı sözleşmede belirlenmişse) ev sahibinin kira tespit davası açma hakkı da yok. haliyle çok bi zam olacağını zannetmiyorum. sözleşmedeki maddelere dikkat etmek gerek
0
mermaidd
(13.10.25)
Standart sözleşmelerde kontratın devredilemeyeceği maddesi oluyor. Benimkinde var. Bir kontrol edin kontratı. Böyle ise devir söz konusu olmuyor yeni sözleşme yapmak kalıyor tek seçenek. Onda da evet teknik olarak yeni kiracı oluyor eski sevgiliniz.
+2
benim bir gizli bildiğim var
(13.10.25)
5. yıl doldugunda zaten rayiç tutara geliyor, ev sahibi yeni tutara ikna olmazsa kira tespit davası açılıyor.

10 sene de neredeyse ev sahibi kiracıyı çıkaramadıgı için en güzeli ev sahibi ile konuşup eski sevgilinin adına kira kontratosunu yapmak, burda tek handikap ev sahibi sen kefil ol diyebilir.
+2
liberal
(13.10.25)
Ev sahibinin bilgisi ve onayı olmadan sözleşmeyi ve dolayısıyla sözleşmeden doğan haklarını başkasına devredemiyorsun. Yani bu işin kanuna uygun tek yolu ev sahibiyle görüşüp onun sözleşmenin devamıyla ilgili onayını almak. Ancak ev sahibi "Hayır yeni sözleşme olsun" diyebilir ve hakkıdır.

Tabii ev sahibi tarafından bakacak olursak yeni bir 10 yıllık sözleşme yapmış olacak. Haliyle kiracı çıkmak istemediği sürece ev sahibinin kanuni gerekçe olmadan sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği en erken tarih 5 yıldan 10 yıla çıkmış olacak. Bu anlamda ev sahibi "yok devam edelim ama kira da şu olsun" da diyebilir. Çünkü zaten @liberal'in de söylediği gibi kira tespit davası hakkı doğmuş ev sahibi için.
+1
himmet dayi
(13.10.25)
Kira sozlesmesi devredilemez. O kirtasiyeden alinan en basit sozlesmede dahi devredilemedigi yazar.
0
isminivermekistemeyensuser
(13.10.25)
Sozlesmede ikinizin adi varsa, biriniz evden ciktiginda sozlesme iptal olur. Kalan kiracinin yeni sozlesme yapmasi gerekir.

Tek yapman gereken ev sahibini arayip, x tarihinde evden ayrilacagini, ev arkadasinin kalmaya devam edecegini soylemen olur.

Gerisi ev sahibinin insiyatifinde. Isterse sozlesme iptal oldugu icin diger kisinin de cikmasini talep edebilir isterse diger kisinin kalmasi icin onunla yeni bir kontrat yapar.

Ev sahibi acisindan yeni kiraci bulmak riskli, maliyetli. Kalan sorunsuz kiraciyla devam etmesi daha mantikli.
0
thetruenorthstrongandfree1
(13.10.25)
Kira hukukuna göre alt kiracılık hakkı verilmemişse bunu asla yapamazsınız. Diğer kişi işgalci durumuna düşer ve çıkartılır. Genelde matbu bir kira sözleşmesine imza atmışsınızdır orada da alt kiracılık hakkı yoktur. Siz çıkarsanız sözleşme tamamen sona erer. Ama şunu kullanabilirsiniz ev sahipleri için beş yıl kirasını Ödemiş birisi yerine ne olduğu belirsiz yeni bir kişiyi tercih etmezler. Buradan girin sıfırdan yeni bir sözleşme yapın.
0
ground
(13.10.25)
mümkün değil.

kira sözleşmesinde sadece size kiralandığı yazar.
0
gurur
(13.10.25)
bunu en güzel ev sahibi ile konuşarak çözebilirsiniz. kira sözleşmeleri devredilemez. ancak şunu yapabilirsiniz "bir normalde bu evde iki kişi kalıyorduk en başından beri, beraber ödüyorduk, çeşitli sebeplerden dolayı ben çıkıyorum, diğer arkadaş devam edecek, bir problem olmaması adına sözleşmeyi onun üzerine geçirelim" gibi bir şey söyleseniz , ev sahibi yapabilir gibi gibi düşünüyorum.
0
co2s2
(14.10.25)
(18)

nerelerde asla araba süremezsiniz?

i'm gonna start a revolution from my bed
az yoğunluğu olan şehir içlerinde bile aşşırı panik oluyorum, tek yollarda birde. ya da soruyu şöyle düzelteyim en zorlandığınız yerler.
az yoğunluğu olan şehir içlerinde bile aşşırı panik oluyorum, tek yollarda birde. ya da soruyu şöyle düzelteyim en zorlandığınız yerler.
+1
i'm gonna start a revolution from my bed
(13.10.25)
arabanın gidebildiği her yerde sürerim.
0
gercekdunya
(13.10.25)
İstanbul ve genel olarak türkiye. Yollar dar, sokağa atlayan insan çok, belediyecilik ve iklim kötü.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(13.10.25)
Şarampole yuvarlanma ihtimalimin olduğu tüm yollar.
Virajlı tali yollar.
0
auroraaurora
(13.10.25)
Her yerde sürerim sürdümde ama sevmediğim yerler dar olup karşıdan kamyon falan gelip teğet geçtiğimiz yerler
0
basond
(13.10.25)
Asla araba süremediğim yer yok. Belki Tahran gibi yerlere alışması 1-2 hafta sürer. Yurt dışı sağdan/soldan direksiyonlu ülkelerde de kullandım. NY, LA gibi metropollerde de, ehliyet kasaptan alınan arap ülkelerinde de...

Altımdaki araç, yolun fiziksel ve coğrafi koşullarına uygun bir araçsa, her yerde kullanırım. Düzenli ve korkmadan araba kullanınca, kısa sürede adapte oluyorsunuz.

İlk 2-3 yıl /50bin km acemilik olabilir. Araba kullanmak roket bilimi değil. Sınırları kesin bir pratik.

Trafikte sevmediğim şeyler çok. Kural bilmeyen/takmayanlar, sağdan soldan çıkan motosikletler, kavşağı boş bırakmayı akıl etmeyenler, dar yerlerde geçmekten korkanlar, yaya geçidinde durmayanlar, kış lastiği gereken zamanda takmayanlar, magandalar, yoğun saatler vs...

Edit: Kiralık yahut emanet araç kullanıyorsam huzursuz oluyorum çok.
0
yadigar
(13.10.25)
Dümdüz gideceksem her yerde sürerim, hahah sürdüm de, kağıthanenin arka sokakları gibi hem bayır hem tek yön dar yerlerden hoşlanmıyorum tabii, stress olurum ama sürerim,
Dar ve onü uçurum gibi yerlerde dönmeye çalışmak berbat, orada arabayı bırakırım, sürmem.
0
a perfect lie
(13.10.25)
her yerde kullanırım +1 ama istanbul’da trafikli yerlere gitmektense toplu taşıma ya da yürüyebiliyorsam yürürüm. trafik kilit konumlar beni çok geriyor.
0
deartheodosia
(13.10.25)
hollanda ve isvicre bana cok karisik geldi trafik kurallari ogrenmek lazim, ceza da ceza ama. suremem demiyorum ama sikintiya sokan yer kagithane gibi yerlerden nefret, hele zemin islaksa. cogu sebep arac kaynakli oluyor kar yagiyor ama kis lastigi yok gibi, ikincisi tek serit ama cift yon yollar. beni son zamanlarda geren bi mevzu var o da gece suruculeri, ucmalari, sahildeki yarislar bir de ustune kazalari gordukce
0
ala09
(13.10.25)
en zorlandığım gece sürmek tabii ki ve genelde gece sürmemeye çalışıyorum. gece karşıdan gelen farlar çok rahatsız ediyor. ışığın az olduğu yollar da cabası. zifiri karanlık yolda da mecburiyetten sürmüşlüğüm oldu. uzun otoban yolculuklarına da sabahın köründen başlıyorum o yüzden, yolculuk en geç günbatımına kadar olsun diye. ıssız yerler de tedirgin edici olabiliyor.

bir de çok bozuk yollara girmemeye çalışırım.

detroit şehrinde de mecburiyetten araba sürmüşüm zamanında, kabus gibiydi. google maps bile ters yola girdirdi beni. kanada kurallarından sonra çok farklı gelmişti. bir de abd'de eyalete göre bazı şeyler değişebiliyor heralde. yani farklı ülke ve şehirlerde zorlanmak mümkün. trafiğin bize göre ters olduğu ülkeler de var, ingiltere, kıbrıs, hindistan gibi.
+1
ermanen
(13.10.25)
türkiye'de. süremem cünkü. ehliyeti yurtdisinda aldim. türkiye'ye geldigimde hatasiz süren adam görmedim. trafik kurallari da bir garip. 82 diye hiz siniri var. tolerans limiti icin hesap makinesi cikarman gerekiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.10.25)
Çok turistik yerlere asla arabayla girmem. Keşmekeş ve kaotik yerlere toplu taşımayla gitme taraftarıyım

Dik yokuşlardan nefret ederim, ehliyeti yeni aldığımda yağmurlu bir İstanbul gününde bebek yokuşunda trafikte kaldım elim el freninde yarım saat ecel terleri döktüm. Travmam var
+1
kullanicadi
(13.10.25)
düz vitesle trafiğe girmek istemem, işlenceye dönüyor. yoksa her türlü her yerde kullanırım.
0
co2s2
(13.10.25)
süremem değil de sürmek istemem dediklerim: dar sokaklar, aşırı yokuşlu yollar, tek gidiş gelişli virajlı şehirlerarası yollar.
0
inheritance
(13.10.25)
avrupa’nın birçok ülkesinde sürdüm, hala sürüyorum. araba sürmek kolay.

amerika’da doğu yakasında sürdüm. üstelik minivan gibi aşırı büyük ve hantal bir araç. aşırı kolay.

türkiye daha zor, özellikle istanbul ama yine de çok zor diyemem.

hiç gitmedim ama muhtemelen pakistan, hindistan, bangladeş gibi kuralın olmadığı ve yolların tuktuk’la dolu olduğu yerlerde alışması zor olur gibi düşünüyorum.

ha bir de gece karanlıkta dağ yolları, uçurum kenarları vs. sıkıntılı olabilir. sürmem zaten.
0
sir gawain
(13.10.25)
her yerde sürerim de yabancı olduğum gelişli gidişli yollarda sürmeyi pek sevmiyorum. özellikle geceleri.
0
lazpalle
(13.10.25)
Bayrampaşa sokakları.
0
baldan kaymak
(13.10.25)
Cin'den Fransa'ya bircok ulkede surdum. En zoru sanirim zamaninda Irak'ta trafik kurallari yokken zirhli land cruiser suruyordum. Belli bir kural olmadigi icin araclar, sag/sol farketmeden bos bulduklari her yerden size dogru gelebiliyorlardi. Kimsenin o zamanlarda ehliyeti oldugunu da sanmiyorum. Yine Irak'ta kum firtinasinda arac surdum. Bildigin gormeden ilerliyorsun. Ondeki aracin dortlulerini cok az gorup, tamamen kaybettigini dusun. Bu da cok zordu.

Hava olaylarini takip etmeden arac surmem bundan sonra.

2 yil once Tr'de tatildeydim. Tatil donusu Istanbul'a donerken. Sakarya nasil bir yermis bir bakalim dedik. Donel kavsaklari cok kotu kullanan, en sabirsiz, cok gereksiz korna calan surucu grubu gormedim.

Bunun disinda Kanada'da Quebec'te bir indian reserve'den bir tanidik yardimiyla vergisiz araba dolusu icki aldim. Taa Prens Edward Adasina arkadasin dugunune goturecegim. Hava durumuna hep bakarim ama yolda oldugum icin bakamadim. Donuste kar firtinasina yakalandim. Aracim o zaman Toyota Tundra. V8 motor. 5.7 litre. Yeni Nokian kar lastikleri var uzerinde. Kasa da icki dolu. Agirlik da var yani. Bundan daha iyi bir arac lastik kombinasyonu dunyada yoktur diye dusundum. 4x4 aldim. Yolda tampona kadar kar birikti. Biraz tedirgin olsam da devam ettim. Hani Star Trek'de uzay gemisi isik hizina ciktiginda geminin sagindan solundan kayan isinlar gorunurdu ya. Aynen tek gorebildigim buydu. encrypted-tbn0.gstatic.com Bu da cok zor bir arac kullanma tecrubesiydi.
+2
thetruenorthstrongandfree1
(13.10.25)
asla surmem demem hicbir yer icin.
denemedim ama trafigin ve direksiyonun ters tarafta oldugu (i.e. ingiltere) ulkeler beni tedirgin ediyor.
0
cooperr
(16.10.25)
(10)

Muğla’da, Bodrum’da vs 1+1 ev satın alıp, yazın Airbnb yapmak?

damba
Mantıklı mı? İstanbul’da eski dökük bir ev alıp, kiracı ile hır gür yaşayacağıma, yazlık yerlerden 1+1 alıp Airbnb yapmak hayal mi? Sezonluk işçi gibi çalışıyorum, yazın genelde boş oluyorum, dolayısıyla yazın bununla ilgilenilirim ama tabii İstanbul’dan bu işi yürütmek nasıl olur bilemiyorum :) kon
Mantıklı mı? İstanbul’da eski dökük bir ev alıp, kiracı ile hır gür yaşayacağıma, yazlık yerlerden 1+1 alıp Airbnb yapmak hayal mi? Sezonluk işçi gibi çalışıyorum, yazın genelde boş oluyorum, dolayısıyla yazın bununla ilgilenilirim ama tabii İstanbul’dan bu işi yürütmek nasıl olur bilemiyorum :) konu hakkında fikirleriniz neler merak ediyorum
0
damba
(12.10.25)
Bence mantıklı değil. Yaz en iyi ihtimalle 4 ay sürüyor. Kalan 8 ay boş kalacak. Airbnb araştırdığımda havuzlu, ferah evler bulmuştum. 1+1 iyi bir seçenek değil. O fiyata otel bulunabilir. Otel daha uygun olabilir.
+1
arbre
(12.10.25)
ilgilenecek birisini bulmak önemli. her seferinde evi temizletmen gerekecek. onun için biriyle anlaşman lazım. tatil yörelerinde işçi ücretleri fazla.

ayrıca yetki belgesi falan alman lazım. kafana göre günlük kiralık veremiyorsun artık. bunları halledersen iyi para getirir.
+1
jelly bear
(12.10.25)
AirBNB ile 4 ayda alacağın para nomal kiralamadan gelecek 12 aylık paradan çok olur. Maddi olarak mantıksız değil. Ancak jelly bear'ın dediklerine katılıyorum. Biriyle anlaşman lazım ki o temizlik işlerini halletsin, evin anahtarını misafire versin (veya kilit sistemi yaparsan kilitli kutuya bıraksın).

Eğer evin içini düzgün tasarlarsan otelden daha çok tercih edilir. İşim gereği bir çok otelde kalmışımdır. Çoğunda ütü bile bulmak imkansız. Geçen yıl iki ayrı AirBNB evinde kaldım stüdyo şeklinde. Tencere tavadan tut çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, kurutmak için askılık, ütü, dev gibi son teknoloji akıllı TV... Her şey oluyor AirBNB evinde. Benzer fiyatlarda bir otel odasında bunların neredeyse hiç biri yok.
+1
himmet dayi
(12.10.25)
3-4 aydan fazla omru yok ve orada yasamiyorsan zor. istanbul 12 ay aktif bir yer. ist yasadigim halde kac kez airbnb tutmak durumunda kaldim. kiyas kabul etmez yani
0
ala09
(12.10.25)
O iş biraz astarı yüzünden pahalı hale gelmeye başladı, turizm belgesi almak, apartman dairesi ise apartman sakinlerinden izin almak, vergi mükellefi olmak, fatura kesmek vs gibi şartları var, bu başlangıç için gerekenler, sonrasında da misafirlerle ilgilenme, temizlik vs, işletme maliyeti var. Kullanmadığım bir evim var, bu amaçla kullanayım devri bitiyor gibi. Bu işletme tarafı, müşteri gözüyle bakacak olursak, ben uzun süredir otel yerine ev kiralama tercih ediyorum tatillerimde.
0
(12.10.25)
Airbnb'nin uzun donemli ev kiralamaya gore avantajlari var ama daha fazla efor gerektiriyor; turist eve, evde 2 yil oturan kiraci kadar hasar vermiyor, Airbnb ile yilin 4 ayinda, 12 ayda kazanabileceginden daha cok kazanc elde edebiliyorsun. Bunlar guzel yalniz Airbnb'den para kazanmak biraz ince hesap gerektiriyor. Sabun, sampuan, tuvalet kagidi, bulasik, camasir deterjani, sarap, cicek, yastik, yorgan, internet, Netflix, elektrik, su faturalari, site aidati, temizlikcisi, vergiler... ivir zivir bunlar hep harcama. Bunlari yillik olarak hesaplaman gerek sonra 365'e bolup gunluk operasyon giderini hesaplaman gerek. Buna gore fiyat belirleyip, cevredeki airbnb'lerle karsilastirman gerek... Yapilabilitesi tamamen rakamlara bagli.

Ha uzaktan yapilir mi? Yapan vardir eminim ama bence yapilmaz. Her musteriden sonra hasar olup olmadigini kontrol etmek gerek, kimlikleri, kalan sayisini falan kontrol etmek onemli. Turistler gece parti verdiler. Sarhos oldular. Sagi solu rahatsiz ettiler, esyalara zarar verdiler. polislik bir durum oldu... Guvendigin lokal birileriyle isbirligi yapsan bile 1+1 airbnb icin elinde pek bir sey kalmaz gibi geliyor bana.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(12.10.25)
O işte sağlam para var fakat orada olup tskip etmen gerekiyor. Öyle uzaktan yapılscak bir iş değil.
0
neira
(12.10.25)
Ben birkaç sene önce bir aylığına arkadaşım aracılığıyla Datça’da ev kiraladım. Sahipleri İstanbul’daydı. Bakım, onarım, temizlik, anahtar teslimi vb. işler için bir emlakçıyla anlamışlar. Komşuların anlattığına göre bizden önce kısa süreli kiralayan yabancı turistler hor kullanmış. Biz kendi evimiz gibi kullandık ve memnun kaldık. En güzeli sezonluk veya aylık kiralamak olur.
0
auroraaurora
(12.10.25)
Türkiye'de kiraya vermek için ev alınmaz artık. Pişman olursunuz.

Hiçbir şey bulamıyorsanız, altın-gümüş yapıp, yastık altına atın.

.
0
kartallar yuksek ucar
(12.10.25)
Ben yapıyorum. Harika bir kazanç kapısı.
0
gabe h coud
(12.10.25)
(4)

10ders PT ile ne olurum ne olmam?

duyurukullanıcısı
boy 180 kilo 90 30+ erkek10 özel ders aldım crossfit hoca iyi sayılır2 ders yaptık baya tükendim derslerden sonra10 dersin sonunda ne olurum? artı neler yapmam gerekir?
boy 180 kilo 90 30+ erkek
10 özel ders aldım crossfit hoca iyi sayılır
2 ders yaptık baya tükendim derslerden sonra

10 dersin sonunda ne olurum? artı neler yapmam gerekir?
0
duyurukullanıcısı
(11.10.25)
kendimden biliyorum yediğine dikkat etmezsen hiçbirrşey olmuyor
0
€xpolerer
(11.10.25)
Beslenme beslenme beslenme. 10 ders seni çok iyi hissettirir, disipline girersin, işin mantığını da çözer kendin devam edersin. Ha kimi insan da illa hoca ister, yoksa disipline olamaz. Eğer öyleyse 10 ders daha uzatırsın.
0
gobekliraki
(11.10.25)
Crossfit'den bağımsız. Ben 3 kilo vermiştim.

Ayrıca disipline girersin +1
+1
put it in your appropriate place
(11.10.25)
9 tane temel hareket var. Bunlari guvenli ve teknige uygun sekilde yapmayi ogrenirsin diye tahmin ediyorum. Sonunda fiziksel bir degisim olmaz. Fiziksel degisim zaman aliyor ve disiplin gerektiriyor. Crossfit hakkinda iyi bir fikrin olusur. Sana uygun olup olmadigina karar vermen icin yeterli bir noktaya gelirsin.

Bu spor burada (K. Amerika) cok populer. Etrafimda disilpinli calisma ile terminator'e donusen 3-4 cocuk annesi 40'li yaslarda kadinlar var, hatta icelrinden birinin crossfit olimpiyatlarina katilacagini soyledigini hatirliyorum.

Ben crossfitcilerin fiziklerinin vucut gelistirmecilerden cok daha iyi oldugunu dusunuyorum. Yemene dikkat edip duzenli devam edersen kisa surede biraz newbie gains uzun surede de cok iyi bir fizige ulasabilirsin.
0
thetruenorthstrongandfree1
(11.10.25)
(1)

Akademik makale sorusu

minik patates puresi
Farklı yerlerden alıntılar yaparken alıntıları kronolojik olarak mı yapmalıyım yoksa konu bütünlüğüne göre mi? Örneğin konu bütünlüğüne daha uygun şekilde gidersem paragraf başında Kelsy (2004), sonrasında Kelsy'ye eleştiri olarak Connell (2011), paragraf ortasında Scott (1995), paragraf sonunda Tay
Farklı yerlerden alıntılar yaparken alıntıları kronolojik olarak mı yapmalıyım yoksa konu bütünlüğüne göre mi? Örneğin konu bütünlüğüne daha uygun şekilde gidersem paragraf başında Kelsy (2004), sonrasında Kelsy'ye eleştiri olarak Connell (2011), paragraf ortasında Scott (1995), paragraf sonunda Taylor (2019) şeklinde alıntı yapsam zamansal açıdan uygun olmaz mı? Kronolojik gideyim dediğimde de alıntılar arasında bağlantı kurmakta zorlanacağım. Alıntıları paraphrase ediyorum yani direkt alıntı olmayacak hiçbiri.
0
minik patates puresi
(26.09.25)
Simdi scott 1995'te yazdi diye makalenin basinda olmasina gerek yok. Makale nasil daha anlasilir oluyorsa oyle yazardim ben olsam. Konu butunlugune gore.
0
thetruenorthstrongandfree1
(26.09.25)
(19)

Duyuru genelinin politik görüşü

sekizdokuzon
Bana merkez sağ gibi geliyor. Burada aktif yazarların çoğu 30+ işinde gücünde, üniversite mezunu insanlar ama özellikle kadınlara yaklaşım, güncel meseleler konusundaki tutum, yazı dili, agrasyon katsayısı gibi parametreleri hesaba katınca en iyi ihtimalle İyi Parti tabanı gibi bir tablo çıkıyor. Si
Bana merkez sağ gibi geliyor. Burada aktif yazarların çoğu 30+ işinde gücünde, üniversite mezunu insanlar ama özellikle kadınlara yaklaşım, güncel meseleler konusundaki tutum, yazı dili, agrasyon katsayısı gibi parametreleri hesaba katınca en iyi ihtimalle İyi Parti tabanı gibi bir tablo çıkıyor.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
sekizdokuzon
(18.09.25)
Kısaca liberal. Özgürlükçü. Bir de koftiler var bolca. Parti işi 20. Yüzyılda kaldı artık.

Parti, muhafazakar, demokrat, kıl , tüy kafalar suni tenefüsle yaşatılıyor.

Yaşlılar ölünce bu işler de tamamen bitecek.
0
luluki
(18.09.25)
Anarko revizyonist Troçkist kırması Menşevik alaşımı yeni Oportünist ülkücüler.
+1
anon1m
(18.09.25)
merhaba. 41 yaş erkeğim. bence biz ülkece sağ/sol nedir dünyanın diğer ülkelerinden farklı bir algımız var. yani kavramı komple kavrayamıyoruz en temelinden. bu 3 dine inanmıyolar diye doğu öğretilerini anlayamamız kadar net. bir abdlinin demokratları sol sanması gibi. chp de sözde en avrupa'daki en büyük sol parti ama avrupada herhangi bir sol partiyle ortak herhangi bir noktası yok.

türkiye ozelinde sağ o derece sağ ki, o derece din tandaslı işine gelince de milliyetçi, bağnaz sözde tutucu ki onlara biraz benzemeyen parti solcu sayılıyor.

doğrudan pkklı ya da pkk sempatizanı olduğunu saklamayan, ağır kürt milliyetçilerin kurduğu parti sol parti sayılabiliyor.

Atatürk'ün kurduğu parti olmakla övunen chp nin de anlaması gereken aslında Mustafa Kemal Atatürk'ün solcuyum ben sol parti kuralım vs. gibi bir derdi yoktu. derdi bu topraklar içinde yaşayan insanların insani standartlar (o dönem[ve şimdi] için avrupa) da, insanca Türk olduğunun bilincinde, insanca yaşamasıydı. Ülkemizde yaşayan her çocuk, özgür, yaşıtlarıyla aynı standartlarda, iyi bir eğitim alsın, sağlıklı olabilmesi devlet güvencesinde olsun, iyi beslensin, dini, kavmi baskılardan kurtulsun, bedenen zihnen kendi hür olsun. yani buna açıkçası nasyonel sosyalizm diyebiliriz. bu kavram hitler öncesi şu anki olumsuz imajına sahip degildi. bir fransız, bir alman, bir çinli liderin de esas amacı ülkesinin yaşayanlarının gelecek nesli olan çocuklarının en iyi standartlarda yaşaması önceliğidir.

bana ne ümmetten, aşiretten, kavimden. türkiye de yaşayan çocuklar kahvaltıda simit yiyorsa ve bir türk ögretmen bunu alta müzik döseyip, video ya alıp "bakın her öğrenci evden yemek getirmiş" diye paylaşıyorsa bu utanç vericidir. arabın, farsın, afganın çocuğunun derdiyle uğraşacak lüksüm yok benim. sol bana kadar sol. önce kendi çocuklarımız.
0
libertine
(18.09.25)
@libertine +1 idris küçükömerin sözü gibi bir türkiye "Türkiyede sol sağdır sağ soldur".
Ülke olarak solu sağı tam oturtamamışız. Solcu ezilenin yanında olur, ezilende sola verir. Türkiyede hali vakti yerinde olan sola veriyor, ezilen sağa veriyor. Merkez partiler sağcıdır ki bu ülkenin en merkez partisi chp olması gerekirken chp solda kalmıştır. Yukarıdaki arkadaşın dediği gibi sol bana kadar sol. Ben yıllarca ezilenleri savunup ezilenin benim karşıma geçtiğini görüyorsam en faşist benim.
0
mikahakkinen
(18.09.25)
iyi parti mi? ne kadar masumsun ya. düpedüz şeriatçı ve sempatizanı doldu burası. tıpkı ekşisözlüğü ele geçirdikleri gibi. sahip oldukları maddi gücü ve sosyal medyaya saldıkları elemanları unutma lütfen.
0
yurtsuz john
(18.09.25)
Huzur anarko-komünizmde
0
bahçedekisandal
(18.09.25)
Ben burada insanların kendilerini tam olarak açık ettiklerini düşünmüyorum. Herkesin aklında bir fazladan dikkat ettiği bir parti veya bir ihtimal var. Çoğunluğun da iktidar veya muhalefet yanlısı olduğunu da düşünmüyorum, bence herkes mecbur kalmasa asla politikayla ilgilenmez.
0
muhayyer divan
(18.09.25)
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.09.25)
Toplum bilinci yüksek, temel insani değerler konusunda hassas ve sağduyulu olan tipler kalmadı burada. Kalanlar da sokaktaki ortalama vatandaşla aynı seviyede.

Bu sadece buraya özgü değil bu arada, ekşi de kendini genele açtı ve ortalama tipler içeri doluştu.

Duruşlarını bildiğim insanlar az da olsa hala aktifler ama kaydadeğer bir tartışma olmayacağını bildikleri için fikirlerini sunmuyorlar diye düşünüyorum.
0
Bruce
(19.09.25)
Ben 15 sene önce katıldığımda bdpliydi. O zamanlar siyasi iklim öyleydi Mustafa Kemalin askerşeriyiz diyenlere it sürüleri falan diyordu çıkıp Kürtçü siyasetçler. Ya da sırrı seçim kampanyası için rastgele bir evin kapısını çaldığında "sizi mahallemizde istemiyoruz" tepkisiyle karşılaşınca bizi istemezseniz yarın bir komutan kapınızı çalar oğlunuz şehit oldu der diyerek insanları alenen tehdit edebiliyorsu, enver aysever ılığı bejan maturla röportaj yapıp abd'nin ırak işgalinden devletçik devşirmek sizce doğru mu diye sorup bijonun ne var ki bunda diye bıdı bıdı etmesini izliyordu millet televizyonlarda veya türküm ama tedavi oluyorum gibi ya aslında öyle demedi denilen laflar konuşuluyordu televizyonlarda. doğuda siviller kışla basıp gönderdeki türk bayrağını indiiryordu o yıllarda. bu beyinsiz millet bunları çabuk unuttu. kasnak yuvarlandı elek oldu, akp milliyetçi oldu.

Ben şahsen radikal sağcıyım, öjeniyi savunuyorum, benim için Türklük, Almanlık, Ermenilik, Kürtlük ırktan ibarettir, kişinin kültürü beyanı aidiyet hissinin politik anla da hiçbir hükmü bence yoktur. Nüfusun ekonomiden hızlı büyümesini engelleyecek politikaları sonuna dek savunuyorum bu gerekirse zorunlu kürtaja dek varır. Türkiye'ni bangladeşleimesini srilankalaşmasını engelleyecekse böyle radkal fikirlere varım. Hayatımda AKP'ye hiç oy vermedim. 2015 seçiminden sonra oy kullanmadım. Ümit Özdağ'ı hiç sevmem. Demokrasiye karşıyım, illa seçim yapılacaksa oylar gizli kullanılmamalı.
0
Batuhanolabilir
(19.09.25)
Tespitin komiğime gitti 20lerinde olmalısın ve en fazla bikaç yıldır burda takılıyosun. İyi partiden önce burda neleri vardı ve hala var :):)
0
cccbehzatccc
(19.09.25)
Politik bir görüşüm yok. Kendime, aileme, etrafıma, yaşadığım ülkeye faydalı olmaya çalışıyorum o kadar.
0
gobekliraki
(19.09.25)
merak eden varsa benimki aşırı sağ. hitler'i ılımlı buluyorum.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.09.25)
çoğunluk kafatasçı, faşist, şeriyatçı. değilim diyen bile 1-2 entry'de rengini belli ediyor hemen. bundan 10 sene kadar önce arkama bakmadan kaçtım geldiği hali görünce, yakın zamanda kendi ekosistemim dışında neler oluyor haberdar olmalıyım diye tekrar göz atmaya başladım da çok fena, çok kötü.
sokak da rezalet. ahlaksız şerefsiz dolu ülke.

bu arada parti bazlı bakmışsın mevzuya, iyi parti'den tut chp'ye, ak partisi'nden mhp'ye hepsi aynı soydan, birbirlerinden bir farkları olsaydı bugün bu durumda olunmazdı. hepsi kendisini ve etrafını kurtarma peşinde. bütüncül yaklaşan yok. hepsi bir noktada faşist.

edit. mevzuya o kadar doluyum ki sözlük olarak algılamış cevap yazmışım. pardon. burası ordan hallice, biraz daha kurtarılmış bölge gibi.
0
nwnd
(19.09.25)
Sağa yakın bence ama bu olabildiğine bilinçsiz bir tercih. Redpilden sağa varmışlar, tam tersi olması lazımdı.
0
thesomberlain
(19.09.25)
Sadece duyuru da değil, internette "yiğitliğe halel gelmesin diye biraz solcu gibiyim ama ibneleri de sevmem, kadın değil mi evde otursun çocuk baksın, patronunuz size o kadar ekmek veriyor fazla sikayet etmeyin, o saatte orada ne işi varmış; yani özünde sağcı" görüşü yaygın bana kalırsa.
0
encokbenisevinnolur
(19.09.25)
Benimki için Ahmet Kaya’dan gelsin:
“Oportunizme bulaşmış tipik bir orta yolcusun”
hizliresim.com
0
yadigar
(17.10.25)
hmmm mesela simdi beni biri woke culture ile iliskilendirse yenilige cok acik anlayisli biri olmama ragmen bunu hakaret olarak goruyorum...
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
bu guruh max. genc partiye oy atar, ya da o gun oy atmaya gidene kadar sandiklar kapanir..
0
cooperr
(17.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.