solda far ve sinyaller var. sağdaki kırmızı tuş da şalter. elektriği açar ve keser.

elektriği açmak nedir

kontağı kapatır demek. anahtarı çevirmeden motoru stop edersin.

ray charles - i got a woman

Ray Charles I've got a woman

Motoru iyidir o arabalarin. dedigin gibi mercedesten geliyor. ic aksamlari da ucuz plastik degil kaliteli malzemedir. fakat bir problem oldugunda yedekparca icin cok beklersin. servis agi da az ssanyong un.

bunun hakkında yazmaya bile değmez müdür. teknik meknik boşver. sana evlat olur. satamadıkça yaşlanırsın. benim önerim sana hem tasarımı da güncel olan 99 üstü 4.7 grand cherokee veya ml 320 olur sana. range'e de bişey demem ama bu ikisi daha hayırlı gibi.

13-14 saat sürüyor.

yaklaşık 12 saat olmakla beraber şu anki kış koşllarını da hesaba katarsnız 15 saate kadar yolu var. "haremden bu arada"

sakıınnnn!!! bir defa öyle bi hata yapmıştım.13 saate yakın sürüyor, çekilmez bir durum asla tavsiye etmiyorum.ama durumunuz yoksa yapacak bişey yok dayanacaksınız.

haftaya bugun için pegasusta 92 , anadolujette 104 tl ye bilet var bilginize...

haftaya bugun adana'dan istanbul'a gideceğim, 3 şubatta da döneceğim @hayaletimsi, teşekkürler

neden sökeceksin ki? dursun orda bir sakıncası mı var ki?

geçen ay italya aynısını yaptı. ben çıkarmadım. ama çıkarsan da bişe olacağını sanmıyorum. sadece eski pasaportunu yanında taşıman önemli. girişte görmek isteyebilirler.

sökme abicim, eski pasaportundaki giriş çıkışlarına da baktıkları için zımbalıyorlar. senin için avantaj. bende iki eski pasaport zımbalı yenisine, kapılarda bakıyolar içlerine onları da açıp.

bütün sayfaların görünmesi için o. senin yararına.

hiç bir sıkıntı olmaz eger aldıgınız vize yeni pasaportunuzdaysa. eski pasaportunuzda mevcut vizelerinizi yeni pasaportunuza tasıtın (kimileri taşıtılabiliyor) ya da yeni pasaportunuz için yeniden o vizelere eski pasaportunuzla beraber basvuru yapın, ya da eski pasaportunuzda bulunmakta olan vizenin ülkesine gireceginiz zaman eski yeni iki pasaportu da yanınızda taşıyın. zımbalı olması bir anlam ifade etmez; yalnızca sizin vize işlemleriniz gerçekleştirilirken, eskinin süresi dolmadıysa eger iki pasaporta birden vize basılmamak adına vize merkezinde ya da konsoloslukta zımbalarlar. sizinle bir alakası yok yani. iyi seyahatler!

bazı ülkelere giriş yaptıysanız bazı ülkeler giriş izni vermiyor. mesela kktc ye giriş yaptıysanız yunanistan a girişte sorun çıkarıyorlar. Dolayısıyla eski girişleri mutlaka görmek isterler.

4.6'larda kronik bikaç şey dışında pek bir sorunu yoktur. 4.0'ler için aynı şeyi söyleyemem. en bilineni de yükselme-alçalma olayının sıkça arızalanması, çalışmaması ya da körüklerinin patlamasıdır. ki bu p38'e has bişey değil, daha geçtiğimiz ay 2008 model 45 binde 3.6tdv8 aracın körüklerini değiştirttim. insanların sorunlu olduğunu söylemeleri 300-400 bindeki arabaları 110-120 bin km'lere düşürülmüş halde almalarından kaynaklanıyor. çünkü bunlarda km düşürmek gerçekten 15 sn sürüyor. onun dışında söyleyebileceğim şanzımanın vuruntu, uğuldama falan yaptığını hissedersen kaç. çünkü şanzıman olayı pahalı. eğer haddinden fazla sübap sesi geliyorsa kaç. çünkü sübap ayarları pek tutmuyor bunlarda. göstergeler silinebiliyor, bunun için de beyin değişmesi gerek falan derler, inanma. alırlar mis gibi beynini, bir de beyin itelerler. çok bilmiş ustalara asla emanet etme. bir de teyp kodunu mutlaka al ve girmesini öğren çünkü akü başlığı çıktığı andan itibaren kodun yoksa sıkıntı. ayık ol yani. bunların %80'i servis bakımlı değildir unutma.

güzel kasa da işte mudur'un de bahsettiği gibi körük olayı ciddi sorun. zaten LR'nin nerdeyse 2.elde sorunsuzunu bulmak ayrı bir sorun. ingiliz yapmış süper ama işte servisçilerle kanka yapıyor bizim memlekette.

sen gel toyota land cruiser al, daha güzel ;))

ha bir arkadaşımda var p38, bayağı seviyor aracını, ciddi masraf falan yaptı derledi topladı da satar mı bilmiyorum bi sorayım mı?

Yaklaşık 1 ay önde hayalimdeki bu aracı 2000 model olarak satın aldım. Öncelikle yetkili servis bakımlısını bulmak imkansız, kaldı ki aldıktan sonra sen de servise gitmezsin, hele ki fiyatları duyduktan sonra. Ben baktığım araçlarda en uzun süre kaskolu gezenini aradım, kaskoda tespit edebildiğim hasar satıcının söylediklerine uyunca da sanayide bir range rover servisinde kontrol ettirip aracı aldım. Alırken ilk dikkat etmen gereken şey aracın kilometresi, neredeyse tamamı düşürülmüş. Benim aldığım aracın içi, tavan döşemeleri, kaput altındaki malzeme, tuşlardaki yazılar o kadar temiz ve sağlamdı ki 150.000 civarı bir km ile ilan verilseydi kimse anlamazdı (240.000 de aldım). İlanların çoğu 160.000 civarı, benim baktıklarımın hepsi düşürülmüştü, hepsi de eskimeden çiziklerden vs komple boyalı. Ayrıca alırken ufak tefek sesi var sanayide 150 TL diyenleri dinleme, benim aldığım araç noterin önünde şıkırdamaya başladı ve egzost sisteminde 450 TL'lik sorun tespit edildi, satıcı karşıladı. İkinci olarak aracın körüklerini kontrol etmen gerekiyor. Mümkünse satıcıya sen git, aracın senden hemen önce çalıştırılmadığına emin ol. Körükler araç bekledikçe hava kaybediyor ve araç iniyor, bu inişin süresi de aracın körüklerinin sağlamlığını anlamana yarıyor. Aracı çalıştırdığında orta konsolda düz çizgi olan ışık yanıp sönmeye başlayacak, aracı normal sürüş seviyesine getirdiği anlamına geliyor. Frene basarken ve kapılar açıkken sistem çalışmaz. Bu işlemin normal hava şartlarında 1-2 dakika süremsi lazım, hatta araç sürekli kullanılıyorsa 10 saniyede tamamlanıyor. Ancak hava kaçağı varsa 5-10 dakika kadar araç uğraşıyor yükselmek için. 20 dakika sonra zaten hata verir. Şanzımanı ustaya gösterebilirsin ama ben göstermedim, direk kullandım ve geçişler yumuşaktı, ayrıca gaz tepkileri ile senkron hareket ettiği için sağlam olduğuna karar verdim.

Motor ise kesinlikle gösterilmesi gereken yer, özellikle itici denen şeyler ses yapıyor (şıkır şıkır öter) ve değişimi masraflı. Aracın kaloriferi inanılmaz performanslı, ısınmıyorsa / soğutmuyorsa sorun vardır, ve de ucuza çıkamazsın.

Yakıt için güncel fiyatlarla ve tamamen şehiriçi kullanımla 80 TL'lik LPG ile 170 KM yapıyorum. Arada 10-20 TL'lik de benzin yakmış olsam km başına en az 50 kr hesapla. Benim araç 2000 model ve vergisi 6 aylık 1210 TL (kasko değeri indirimi ile). Ayrıca 99-2002 modeller yeni tip motorlu, 98 ve öncesine göre biraz daha verimli olduğu söyleniyor.

Kasko yapmazlar diyenlere inanma, 1645 TL'ye tüm klozları içeren ve muafiyetsiz bir kasko yaptırdım aldığım gün. Yaşım 27 ve ilk kaskom, hiç indirimim yok, sadece İş Bankası müşterisiyim (iş ve şahsi olarak), Anadolu Sigorta'ya yaptırdım.

Sorunlara gelince, aldığım gün kaputu kapatırken ters bir yerden zorladım ve kaputu kaldıran pistonun teki eğildi, henüz yaptırmadım. Hata ekranı cam suyu azaldı diyor ve de bir kere sağ arka ampul yanmıyor dedi. Kontrol ettim yanıyor ve de bu hatayı artık vermiyor. Arac bir süre kullandıktan sonra yani ısınınca, durduktan sonra P'ye biraz daha sert geçtiğini hissediyorum, yani soğukken olduğu kadar yumuşak olmuyor. Kullanması da çok farklı, yani yoldan kesinlikle çıkmıyor ama çok yatıyor, viyadüklerdeki rüzgarda resmen yelkenlideymiş gibi hissediyorum. Bir de araç zor duruyor, gerçi ayağınız gazdan tamamen çekince otobüs gibi yığılıyor ama yine de ağırlığı nedeniyle takip mesafesine dikkat etmekte fayda var.

Keyfine ise diyecek birşey yok. Alırken düzgün bir araca denk gelirsen bence sıkıntı yaratacak bir araç değil. Bir arkadaşım komple boyalı 98 model bir aracı geçen sene 28.000'e aldı, 1 ay sonra motor yağsızlıktan yandı ve diğer hasarlarla beraber 10000 TL gibi bir para harcadı. Şimdi kliması çalışmıyor, vergisini ödemedi, motorunda 500 TL'lik olduğunu iddia ettiği bir hasar mevcut ve 25000TL istiyor. Demek istediğim internette gördüğün içi dışı güzelce makyajlanmış, ilk 2 gününü mutlu geçirecek şekilde toplanmış uygun fiyatlı araçlar hiç güvenilir değil.

Bir de eklemeyi unuttum, LPG'siz almak demek 4000 TL ek masraf demek, Prins, Tartarini, BRC kitli bir araç bulmaya çalış.. Bir de jantlar orjinal olsun (18" Ferrari dedikleri yıldız şeklinde olan benim favorim), bu araçla 20" jant demek 3 ayda ön takım demek, bilgine. Yoksa replikaları 1250 TL 4 tanesi, lastikleri de çıkma takarlar genelde..

Vergisini ve yakıtını bilerek aldım, severek de biniyorum. Ben 29.000 TL ödedim, vergisini ve serviste kontrol ödemesini satıcı yaptı. Bu araçlar genelde aralık ve haziran aylarında vergileri ödenmeden satılıyor, ben almak için ocak ayının sonlarına yaklaşmayı bekledim, sana da tavsiye ederim...

Az önce ustamın yanındayım. Önceki mesajda bahsettiğim pistonu düzeltti ve nasıl kullanmam gerektiğini anlattı. Meğerse kilitli olduğu için ilk önce hafif indirip, sonra geri kaldırıp tümden indirmek lazımmış. 10.000 KM'de bir yapılan bakımın da 300 TL civarında olduğunu (polen filtresi falan da değişiyormuş) söyledi. Trigeri sordum, daha motoru komple elden geçirdiği zamanlar haricinde değiştirmemiş, genelde 500000 de falan rektefiye isteyen olduğunda o arada değişirmiş.. Koparsa dedim, ilk olursun dedi :)

fiyat uçuk. km'nin orjinal olduğundan emin olmak zor. çok yakar ayrıca ikinci eli ağır olur.

alınmaz pejö. 100binden sonra sürekli arıza verir. 11 yıllık km de çok az duruyor

almıyoruz o zaman :)

peyki öyleyse muadil bir şeyler tavsiye edebilecek olan.

14-16bin civarlarında otomatik vites...

citröen xsara alınır.
2004 model 70000km falan.
gayet keyif verir.

1.4 civic hocam Hem otomatik olanı o yıllarda üretilmiş en düzgün otomatik vitestir.. Hem az yakar ve sorunsuzdur. Ayrıca çok kuvvetli 2. eli var.
Fransızlardan uzak durun, hele pejö..

başka önerilere de açığım.

ayrıca lokasyon izmir.
bursa'dan da alınabilir.

chaoslord haklı. baktığın fiyatlarda bulabileceğin en sorunsuz otomobiller japon ve alman üretimi olanlardır. honda, toyota, mitsubishi, daihatsu, vw ve opel marka olanlardan temiz ve bakımlı bir otomobil bulursan hem kullanım sırasında görece sana daha az sorun çıkarır hem de satarken çok fazla değer kaybetmezsin. izmir civarındayım dediğine göre şunlara bir göz atabilirsin:

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com --> bunun fiyatını epey düşürebilirsin

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com


sahibinden.com'da ilanları olan otomobilleri 1000-2000 lira düşük fiyatlı olarak düşünmelisin.

bence passat 1.8'den sonra s40 eksik kalır, hani s40 yeni kasası olsa belki bir nebze denebilir de 2001 model.. bence aracınızla devam etmeniz daha mantıklı olacaktır..

Donanım paketleri denkse binilebilir. Yani denkse derken passat bomboştur S40 ağzına kadar doludur binilir. Onun haricinde ben olsam eğer farklı düşünceler yoksa sınıf düşürmezdim.

valla passat hic dolu degil. baz donanim. turbosuz. kumas koltuk. celik jant bile yok.

bilemedim simdi ya.

passat boş bile olsa satıyorum dedin mi anadolu'dan birisi çıkıp gelir alır gider. s40 evlat olur. satamaz, üzülürsün sonra.

S40 daha güçlüyse (misal S40 T4) ben olsam düşünmeden geçiş yapardım. Ama aynı güçte, benzer donanımdaysa hiç de gerek yok.

passat iyidir. gerçi s40 da iyi bir araç ama, vw'nin 1998-2004 arası ürettiği modelleri çok beğeniyorum o yüzden passat bence.

eski kasaysa binilmez.

panpa sana zahmet forumlara bak s40larda cok sikayet var, ama hangi modellierde vs. bilmiyorum.

sikayetvar.com

forum.donanimhaber

100 km'de 14.3 litre ne olursa olsun aşırı yüksektir. o sınıfta ve o motor hacminde bir arabanın şehir içinde 100 km'de 9 litreden fazla yakması fazladır. hava filtresine, bujilerine falan bir baktırın.

değil tabi, subaru forester 2.0 o kadar yakıyor

acayip yüksek, benim 2000 model 206 var 1.6 motor oda aynı senin gibi kullanımda 8-10 litre yakıyor

araç çalışırken egzoza parmağını sok bi kokla bakalım ham benzin kokusu var mı?
büyük ihtimal enjektörlerin arızalıdır ve çiğ yakıyodur araç. teknik olarak hava yakıt karışımını ayarlayamayıp yakmadığın benzini sıkıyordur yani enjektör fazladan. o da değilse lambda sensörü olabilir.

geç gördüm notu: araba emanetmiş, bence anahtarı yavaşça bırak ve usul usul uzaklaş.

hemen ustaya götür. filtrelere filan baksınlar. böyle bir tüketim mümkün değil. o aracın yakacağı şehir içi en fazla 8-8,5lt.

buji-hava-yag filtresi ve enjektor temizleyici lazım

Hükümet konağının önünde emniyet müdürlğünün karşısında(10 m mesafede) 2 tane bisikletim çalındı. Şase numaralarını emniyete bildirerek şikayette bulundum ama herhangi bir sonuç çıkmadı. Belki park yerinde kamera varsa takip edilerek çıkabilir.

şikayet ettiğiniz takdirde bisikletin size ait olduğunu ibraz edecek bir belge veya fatura isterler. belgeniz var ise bile, bu ülkede çalıntı olup, aynı renk,aynı model farklı araçların plaka klonlamasıyla dolaştığını, hatta muayeneden bile geçebildiğini düşünürsek, yapabilecek pek de fazla bişey yok. sizin bisikletinize binip dolaşsalar bile, bir düşünün bakalım hangi polis eğilip de şasi numarasını kontrol eder yolda gördüğü bir bisikletin ? ancak şebeke işlerinde, toplu çalımlarda falan yakalanan bir ekibin el konulan mallarının arasında bulunabilir ya da sizin kendi çabalarınızla bulup, polise şikayet edip, sahibi olduğunuzu gösterir belge ile teslim alabilirsiniz.. acı.. ama böyle..

alkolik değilim ama cevaplayım. her türlü alışkanlık/bağımlılık için geçerlidir.

1- kişinin iş ve/ya ders başarısı düşükse.
2- sosyal yaşamını etkiliyor/bozuyorsa.

1 veya 2 den herhangi biri mevcut ise; bir sorun var ve "mutlaka psikolojik yardım alması gerek" demektir.

"çalışabilen ve sevebilen insan sağlıklıdır". birinin işi/dersi iyi gidiyorsa. yeterince arkadaşı da varsa. "sağlığını da bozmadığı sürece" istediği kadar içebilir, istediğini yapabilir.

ama her şeyin fazlası zararlı, onu söyleyim.

İçmek istemediğiniz halde içmek istiyorsanız alkolik olabilirsiniz.
Ed: Soru alkoliklereymiş pardon.

bir yudum veya bir kadeh de olsa hergün veya düzenli bir şekilde içiyorsanız, içmediğiniz zaman rahatsız hissediyorsanız, ''çok içiyorsun'' gibi sözlere sinirlenip, tepki gösteriyor ve insanların bu davranışlarına bir anlam veremiyorsanız, bir uzmana görünmenizde fayda var.

alkoliklere değil yav,oyle yazdığıma bakmayın genel bi soru,bu konuda az çok bilgisi olanlar işte.kimse kimseyi yargılamaıyo alkoliksin diye,ne haddime zaten

içmeden eğlenememek ile başlar içmeden yaşayamamak ile biter. sürecin neresinde olduğunuzu hesaplayın işte.

her gün ve düzenli olarak alınan düşük miktardaki alkol, sağlık için yararlıdır.

bir kadeh şarap derler. ama o 3-4 kadehtir aslında. tekrar ediyorum, zararlı değil yararlıdır. ama içki iç, içme; işin/dersin ve/ya sosyal yaşantın kötü ise; senin psikolojin zaten bozuk oluyor, bilimsel açıdan.

alkoliksin veya değilsin, önemli olan iş/ders başarın ve sosyal yaşantın.

hatta alkol alınca ellerin titremesi durduğu için, pek çok yaşlı cerrah ameliyattan önce içki içer. hatta bizzat tanıdığım bir psikyatr her akşam bir bardak viski içiyor.

alkol davasından bir süre önce çekmiş biri olarak:

-sigara içme isteği gibi alkol almak istemek.
-yemek yemek istememek, onun yerine alkol almak. dikkat edersen alkolik insanlar pek yemek yemez zaten. fena.
-özellikle uyandıktan sonraki zaman diliminde canının çekmesi ve içmek.

böyle böyle derken işte yaşam tarzı haline geliyor. yoksa her akşam zevkine içmişsin, kederle vesaireyle bir hafta alkolle arkadaş olmuşsunla alakası yok..
ciddi manada fiziksel bağımlı olduğunda, söyleyince kulağa karizmatik geldiği kadar güzel olmuyor.

günde ağırlığının kilosu başına 0.8 gr dan fazla alkol tüketiyorsan alkoliksindir.

Sürekli alkol düşünüyorsa.

gunde 3-4 bardak yararli degil kesinlikle. ozellikle kadinlarda gunde 1 bardaktan sonrasinin gogus kanseri riskini cok yukselttigi bilinen bir gercek.
ustelik gecenlerde new york times'da bir makale vardi. doktorlar 'biz gunde bir bardak sarap kalp sagligi icin yararli diyoruz ama sanirim diger degiskenleri yeterince iyi izole edemedik, bu konuda baska arastirmalara ihtiyac var' diyorlardi.
her gun duzenli 3-4 kadeh icki icin bir insanin 20 sene sonra karacigerini gormek isterim ben sahsen.

öğrenci halimle konuşuyorum; bütün parasını alkole yatırmaya başlaması. benim için etkili bir aydınlanma olmuştu bunu farketmem. bıraktıktan 5 ay sonra tekrar başladım ama artık kararında -nasıl diyor siz "sosyal"- içiyorum.

içmeden yapamıyorsanız alkoliksinizdir, ister az için ister çok..

bence bir insan gündüz (iş vakti, hatta işte) içiyorsa alkol sorunu vardır.

muhtemelen evet. 1-2 yılın altına baya zor.

hadi ya tüh canınız sağolsun cankuşlar..

sokak arası diye tabir ettiğimiz ve üzerinde ''kiralık oto'' yazan otomobil kiralamacılarının bir çoğundan kiralanan otomobiller oto kiralama şartlarına uygun tescil edilmedikleri ve buna göre sigortalanmadıkları için, onlar da kendi araçlarını garanti altına almak için bilmem kaç yıllık ehliyet ararlar ya da tipinize, kılığınıza bakarlar. birçoğu da, kaza yapmanız dahilinde aracın kiralık olduğunu söylememenizi vs. isterler ki kaskoları karşılansın. bu yüzden kiralamacılar arasında müşteriyi ölçme-tartma sistemi mevcuttur. ancak avis-intercity gibi bilindik firmalar ehliyet tarihine falan bakmazlar. evet biraz daha pahallıdırlar zira bu kiralamalarda araçla kaza yapma halinde telefon açarsınız ve yeni bir araç tahsis ederler.. diğer firmalarda kredi kartınızdan boş slip çekilir ya da senet imzalattırılır. ve allah korusun bir kazadan sonra, pek de başetmek istemeyeceğiniz sorunlar doğurması olasıdır.

tenks so maç for yor helps

belgen surucu kursuna gelir gelmez aynı gun ıcınde alabilirsin ehliyetı de. o sure nedir onu bilmiyorum 2-3 hafta olabilir.

hadi ya ben 3-4 gün içinde alınabilir diye duymuştum ama emin değildim çünkü bazıları 2 gün sonra bile alabilrsin dediydi :S

nerden aldığına da bağlı biraz. bana üsküdardan 3 haftada vermişlerdi. kuzenim antalyanın bi ilçesinden 2 günde aldı. bildiğim kadarıyla hala karakoldan alınıyor belge(ben karakoldan almıştım). çok acelen varsa 40-50 lira veriver görevli memura, yarım saat içinde hazır olur belgen.

sınav sonuç belgesiyle birlikte istenen diğer evraklardan sonra trafik şube müdürlüğünden bir dosya satın aldırılır ve bu dosyayı oraya teslim edersiniz.size genellikle yarın 3'ten sonra gel derler. gittiğinizde kimlik kontrolü sonrası dosyanızın kenarına iliştirilmiş ehliyetinizi teslim ederler ve arkasını imzalatırlar. ilk arkadaşınızın kenarını dişlemesinden sonra, ehliyetiniz kullanıma hazır hale gelir.

www.ysk.gov.tr
buraya girip kimlik nonu yazarak kaydın olup olmadığını olduys nerde oy kullanacağını öğrenebilirsin. eğer yoksa da muhtarlığa başvurman gerekiyor bildiğim kadarıyla.

Tesekkurler bunu ogrendigim iyi oldu..

Baktim, sonuc su:

---
ADRES 1.MURAT MAH./ EDİRNE MERKEZ/ EDİRNE
---

Simdi ben ne yapacagim, adres degisikligi icin nufus mudurlugune gitsem kac saat ugrastirirlar beni? Mesela yarin sabah kalkip gidebilirim. Bu saatten sonra adres degisikligi yaptirsam, Istanbul'da oy verme sansim olur mu?

Nüfüs müdürlüğüne adres değişikliği başvurusu yaptıktan sonra oturduğun mahallenin muhtarlığına gidip evraklarını teslim etmen gerek.Tabi oturduğun evde aynı soyadından birisi yok ise ev arkadaşıyım diyebilirsin veya ev kira ise,kontrat sahibi evin reisi sayılır,yanında gelmesi gerekebilir muhtarlık kaydı için.Çünkü bazen problem çıkarabiliyorlar soyadları tutmadığı zaman.Neyin oluyor falan diye sorabiliyorlar.Bunlar toplasan 5'er dakika sürecek işlemler ama bulunduğun nüfus müdürlüğünün yoğunluğuna bağlı olarak bekleme süren değişebilir.