ya ben lan neyse
demirde olduğu gibi fark ediyor mu bu da?yoksa vücut için hiçbir farkı yok mu?
demirde olduğu gibi fark ediyor mu bu da?
yoksa vücut için hiçbir farkı yok mu?
yoksa vücut için hiçbir farkı yok mu?
0
hayvansal proteini sindirmek bitkisel proteini sindirmekten daha zordur. daha fazla enerji harcanır, metabolizmayı yavaşlatır. bitkisel protein tüketmek vücut için daha yararlıdır. başlıca bitkisel protein kaynakları; nohut, yeşil mercimek, badem içi, tofu..
ayrıca hayvansal protein almak için tüketilen besinlerde(kırmızı et) çok fazla sinir hücresi vardır. çok fazla kırmızı et tüketmek, uzun vadede anksiyeteye neden olabilir.
ayrıca hayvansal protein almak için tüketilen besinlerde(kırmızı et) çok fazla sinir hücresi vardır. çok fazla kırmızı et tüketmek, uzun vadede anksiyeteye neden olabilir.
0
Oguz Altun
Yanılıyor.
Şimdi bir biyoyararlılık mevzusu var yok değil. Öte yandan hayvansal gıdanın vücuda olan olumsuz etkileri bu biyoyararlılık üstünlüğünün yanında çok daha fazla.
Oksidatif olması, kanser riskini arttırması, lif içermemesi, kalsiyum eksikliğini tetiklemesi, kolesterol içermesi vb negatif yanları var hayvansal gıdaların. Yoksa evet daha yüksek protein içeriyor ama o kadar sadece. Ki bu kadar fazla proteine ihtiyacı yok insanların. Vegan sporcular varken hele 2 halter kaldırıp bana bitkisel protein yetmiyor demek anlamsız.
Yanılıyor.
Şimdi bir biyoyararlılık mevzusu var yok değil. Öte yandan hayvansal gıdanın vücuda olan olumsuz etkileri bu biyoyararlılık üstünlüğünün yanında çok daha fazla.
Oksidatif olması, kanser riskini arttırması, lif içermemesi, kalsiyum eksikliğini tetiklemesi, kolesterol içermesi vb negatif yanları var hayvansal gıdaların. Yoksa evet daha yüksek protein içeriyor ama o kadar sadece. Ki bu kadar fazla proteine ihtiyacı yok insanların. Vegan sporcular varken hele 2 halter kaldırıp bana bitkisel protein yetmiyor demek anlamsız.
0
Bitkisel proteinin kullanılabilirliği ile hayvansal proteinin kullanılabilirliği aynı değil; biri %90 kullanılırken diğeri %60 kullanılır. Onun dışında bitkiseller eksik aminoasit barındırıyor, vücut sistemsel olarak protein geldiğinde onu aminoasitlere yıkıp aminoasit havuzuna atar, tüm aminoasitler mevcutsa ihtiyacı olan yerlere gönderir. O nedenle bitkisel aminoasitler ya diğer bitkisel aminoasitlerle kombine edildiğinde ya da yanında hayvansal protein tüketilirse işe yararlılığı artabiliyor.
0
Google'a sorulduğu zaman farklı amino asitler ihtiva ettiği görülüyor zaten.
0
"İhtiva ettikleri amino asitler farklıdır. Birbirine ikame olamaz"
9 tane esansiyel aminoasit var.
Fenilalanin, valin, trionin, triptofan, lösin, izolösin, metiyonin, histidin, lisin.
Bu 9 tanesi de günlük yenebilecek bitkisel gıdalarda mevcut. Geri kalanları vücut diğer aminoasit zincirlerinden sentezleyebiliyor ki diğer aminoasitler de zaten bitkisel gıdalarda mevcut.
Şu yok! De bana ben de tamam diyeyim madem.
Yanlış biliyorsunuz, yanlış yönlendirmeyin insanları.
9 tane esansiyel aminoasit var.
Fenilalanin, valin, trionin, triptofan, lösin, izolösin, metiyonin, histidin, lisin.
Bu 9 tanesi de günlük yenebilecek bitkisel gıdalarda mevcut. Geri kalanları vücut diğer aminoasit zincirlerinden sentezleyebiliyor ki diğer aminoasitler de zaten bitkisel gıdalarda mevcut.
Şu yok! De bana ben de tamam diyeyim madem.
Yanlış biliyorsunuz, yanlış yönlendirmeyin insanları.
0
yetersiz veri
Merhaba edebiyat tutkunlari,Son yillarda roman yayinlamis, yeni Turk yazarlari ariyorum. Boyle illa okunmasi gerekiyor, aman cok basarili dediginiz yeni yazar onerilerine acigim(yazar-kitap olursa cok sukela)Tesekkurler!
Merhaba edebiyat tutkunlari,
Son yillarda roman yayinlamis, yeni Turk yazarlari ariyorum. Boyle illa okunmasi gerekiyor, aman cok basarili dediginiz yeni yazar onerilerine acigim(yazar-kitap olursa cok sukela)
Tesekkurler!
Son yillarda roman yayinlamis, yeni Turk yazarlari ariyorum. Boyle illa okunmasi gerekiyor, aman cok basarili dediginiz yeni yazar onerilerine acigim(yazar-kitap olursa cok sukela)
Tesekkurler!
0
Ben okumadım ama Sezen Ünlüönen- Kıymetli Şeylerin Tanzimi çok iyi diyenleri duydum.
0
Şu an Zeynep Rade'nin Yeniköy'de Bir Yalı isimli kitabını okuyorum. Biraz eski bir dil kullanmış olmasına rağmen, oldukça güzel ve sürükleyici anlatmış. Tatlı ve bu topraklara ait bir hikayesi var. 2017'de basılmış, öneririm
Onun dışında Alper Canıgüz'e ait kitaplar güzeldir, Tatlı Rüyalar, ya da Oğullar ve Rencide Ruhlar güzel bir başlangıç kitabı olabilir.
Son olarak; Can Batukan'dan Anima-lizm isimli kitabı öneririm. İnsan, hayvan ve bitkilerde ruh üzerine bir kitap, felsefik ve tinsel. İnce bir kitaptır, altıkırkbeş yayınlarından bulabilirsiniz. ayrıca bu kitapla alakalı sözlükte ufak bir yazım da var, kitaptan sonra onu da okuyabilirsiniz isterseniz(tavsiye olarak tabi ki).
iyi okumalar şimdiden :)
Onun dışında Alper Canıgüz'e ait kitaplar güzeldir, Tatlı Rüyalar, ya da Oğullar ve Rencide Ruhlar güzel bir başlangıç kitabı olabilir.
Son olarak; Can Batukan'dan Anima-lizm isimli kitabı öneririm. İnsan, hayvan ve bitkilerde ruh üzerine bir kitap, felsefik ve tinsel. İnce bir kitaptır, altıkırkbeş yayınlarından bulabilirsiniz. ayrıca bu kitapla alakalı sözlükte ufak bir yazım da var, kitaptan sonra onu da okuyabilirsiniz isterseniz(tavsiye olarak tabi ki).
iyi okumalar şimdiden :)
0
dire straits
gençler merhaba. bir tabloyu kimin yaptığına dair bilgiye ihtiyacım var. şöyle anlatabilirim: Tabloda bir kaç tane adam var. içlerinden biri, bir diğerinin karın bölgesinden içeriye, yani kaburgasına doğru parmağını sokuyor. parmağı içeri doğru giriyor yani. diğerleri de garip ifadelerle bu duruma b
gençler merhaba. bir tabloyu kimin yaptığına dair bilgiye ihtiyacım var. şöyle anlatabilirim: Tabloda bir kaç tane adam var. içlerinden biri, bir diğerinin karın bölgesinden içeriye, yani kaburgasına doğru parmağını sokuyor. parmağı içeri doğru giriyor yani. diğerleri de garip ifadelerle bu duruma bakıyor. gayet gerçekçi çizilmiş. kaburgasına parmak sokulan adam, diğerlerinin kucağında gibi hafiften. eski bir tablo olması lazım, rönesans dönemlerine ait olabilir yani. var mıdır hatırlayan?
0
iamelf
40-50 senelik, dört katlı bir apartmanın giriş katında oturuyorum altı senedir. Şu son bir senedir derin sıva çatlakları oluşmaya başladı. Hatta bir duvarda ta demire kadar çimento düştü yere durup dururken. Alt kat yok, biz direkt girişiz. En azından hissedilen aşırı bir nem yok evde, ama İstanbul,
40-50 senelik, dört katlı bir apartmanın giriş katında oturuyorum altı senedir. Şu son bir senedir derin sıva çatlakları oluşmaya başladı. Hatta bir duvarda ta demire kadar çimento düştü yere durup dururken. Alt kat yok, biz direkt girişiz. En azından hissedilen aşırı bir nem yok evde, ama İstanbul, malum nemli şehir. Altı senedir boya-badana yaptırmadık. İçeride bir boru falan mı akıyor desem çatlakların olduğu bazı duvarlar oda tarafında, o tarafta boru olma ihtimali çok düşük, üst katlarda da orada odalar var nitekim.
Bizim katta sadece tek bir daire daha var, oradakilerle konuştum onlarda sadece 1-2 ufak nemlenme varmış duvarda. Apartmanın holünde bir şey yok, her şey sapasağlam duruyor orada. Üst katlarda bazı çatlaklar varmış 2-3 dairede ama görmedim, ne kadar derin çatlaklar bilmiyorum.
Bir hafta önce belediyeden inşaat mühendisi çağırdım gelip baksınlar diye, hala bekliyoruz, dayanamadım bir de buradan sorayım dedim. Deprem korkusundan gayet tırsmaktayım her gece.
Bizim katta sadece tek bir daire daha var, oradakilerle konuştum onlarda sadece 1-2 ufak nemlenme varmış duvarda. Apartmanın holünde bir şey yok, her şey sapasağlam duruyor orada. Üst katlarda bazı çatlaklar varmış 2-3 dairede ama görmedim, ne kadar derin çatlaklar bilmiyorum.
Bir hafta önce belediyeden inşaat mühendisi çağırdım gelip baksınlar diye, hala bekliyoruz, dayanamadım bir de buradan sorayım dedim. Deprem korkusundan gayet tırsmaktayım her gece.
0
yazdığınızdan ne demek istediğinizi anlamak gerçekten çok zor. ben anlamadım en azından.
0
merhabalar. bir inşaat mühendisi olarak yorum yapacak olursam, çok büyük bir tehlike olacağını sanmıyorum. sizin derin sıva çatlakları olarak gördüğünüz şeyler, gerçekten de derin sıva çatlaklarıdır yüksek ihtimalle. o da kötü işçiliği ifade eder diye düşünüyorum.
çatlakların nerede olduğu da çok önemlidir. kolonun veya kirişin orta yerindeyse onarılabilir. ve genel itibariyle onarılması basittir. yani, olası bir depremde binanın nasıl davranacağını bu çatlaklar değil, binanın iskelet sistemi(kolon-kiriş) belirler.
önemli nokta şu ki, demirlerin gözüktüğü yerin kısa sürede onarılması lazım. demir korozyona uğrayabilir, yani paslanmaya. eğer demir paslanırsa, bu paslanma yayılır ve demirin ömrü azalır. bu da istemeyeceğimiz bir şey. her ne kadar binanız 40-50 yıllık da olsa, yani demirin ömrü büyük oranda azalmış bile olsa yine de demirin paslanmasını istemeyiz. demirin gözüktüğü yere, bu işten anlayan bir kaç usta çağırılarak tamir harcı ile onarılması istenebilir. ama belediyeden bir inşaat mühendisi, yerinde gözlem yaparak size daha iyi sonuç aktarabilir. onu beklemenizi öneririm.
çatlakların nerede olduğu da çok önemlidir. kolonun veya kirişin orta yerindeyse onarılabilir. ve genel itibariyle onarılması basittir. yani, olası bir depremde binanın nasıl davranacağını bu çatlaklar değil, binanın iskelet sistemi(kolon-kiriş) belirler.
önemli nokta şu ki, demirlerin gözüktüğü yerin kısa sürede onarılması lazım. demir korozyona uğrayabilir, yani paslanmaya. eğer demir paslanırsa, bu paslanma yayılır ve demirin ömrü azalır. bu da istemeyeceğimiz bir şey. her ne kadar binanız 40-50 yıllık da olsa, yani demirin ömrü büyük oranda azalmış bile olsa yine de demirin paslanmasını istemeyiz. demirin gözüktüğü yere, bu işten anlayan bir kaç usta çağırılarak tamir harcı ile onarılması istenebilir. ama belediyeden bir inşaat mühendisi, yerinde gözlem yaparak size daha iyi sonuç aktarabilir. onu beklemenizi öneririm.
0
Dairemdeki birkaç duvarda kabarma ve çatlak var, en uzunu 1 metre kadar, çoğu yaklaşık 50-60 cm. Sıvanın sadece üst tabakası değil kabaran (hani banyoda nemden sıva kabarır, öyle değil), duvarın içindeki demirlerin üzerine sürdükleri şey bile kabarıyor. Bir tanesi tabaka halinde düştü, içeriden demir göründü o kadar derin yani kabarma.
0
nemlenme ve rutubet konusuna gelecek olursak, su, yapının içinde hareket eder ve kendisini en çabuk dışarı atabilecek noktalara kaçmak ister. bazen kaçamaz ve bir bölge içinde sıkışır, ardından, buharlaşana dek orada kalır ve nemlenme, yani rutubet oluşturur. rutubet olan bölgede bir boru veyahut onun gibi bir tesisat olması gerekmez. rutubeti yaratan su, çatıdan bile gelmiş olabilir. tabi genel olarak, banyo altı veya mutfak altı rutubetli olur. belki çatıdan gelen su, merdivenlerden sızarak sizin oda duvarlarınıza kadar gelmiş bile olabilir. bu yüzden, suyun hareketi pek kestirilemez.
0
Teşekkürler, @dire straits. Bu kısa zaman ne kadar olmalı? Yaklaşık bir ay oldu, şu an onarım için inşaat mühendisini bekliyoruz bugün yine aradım, önümüzdeki hafta bitmiş olur diye umuyorum ama geç kalmış mıyız şimdiden?
0
bence geç kalmadınız. ama siz aramayı ihmal etmeyin, kendinizi hatırlatın. çünkü sektörün içinde olduğum için istanbul'dan ve istanbul'daki belediyelerden biliyorum, umursamıyorlar ve baştan savıyorlar. bu yüzden devamlı arayın derim. rica ederim ne demek ;)
0
Bu hafta gelene kadar arayacağım her gün. Tekrar çok teşekkür ederim zaman ayırıp yardımcı olduğunuz için, iyi günler. :-) @dire straits
0
dire straits
selam arkadaşlar. ben yeni mezun bir mühendisim. bugün başvurduğum şirketlerden biri arayıp diplomamı kiralamak istediklerini söyledi. henüz herhangi bir işte çalışmadım. acilen para kazanmaya da ihtiyacım var. sizce diploma kiralama işine girmeli miyim? tehlikeleri nelerdir? beni aydınlatırsanız ço
selam arkadaşlar. ben yeni mezun bir mühendisim. bugün başvurduğum şirketlerden biri arayıp diplomamı kiralamak istediklerini söyledi. henüz herhangi bir işte çalışmadım. acilen para kazanmaya da ihtiyacım var. sizce diploma kiralama işine girmeli miyim? tehlikeleri nelerdir? beni aydınlatırsanız çok sevinirim. teşekkürler.
0
15 sene sorumluluğun oluyor o binalarda ama şantiye şefi kadar değil, sen kontrol elemanı olacaksın, senden önce denetçiler falan da var ama yine de hoş bir durum değil tabi.
inşaat mühendisiysen 1000 liradan aşağıya kabul etme bence. gerçi şehirden şehire piyasası değişir de bazen acil iş geleceği zamanlarda eleman bulamazlarsa zor duruma düşüyorlar, kabul etmek zorunda kalabilirler. asgari ücret olsun en azından.
inşaat mühendisiysen 1000 liradan aşağıya kabul etme bence. gerçi şehirden şehire piyasası değişir de bazen acil iş geleceği zamanlarda eleman bulamazlarsa zor duruma düşüyorlar, kabul etmek zorunda kalabilirler. asgari ücret olsun en azından.
0
bi de bisürü evrak gerekecek noter onaylı... birkaç ay sonra ayrılırım iş bulunca diyorsan hiç girme gerek yok. Sisteme kaydın olacak, üzerine iş girecekler sonra sen ayrılınca o işler üzerinden düşecek falan uzun iş.
0
@benim adim kerim hepinizi severim, aynen inşaat mühendisiyim. çok güzel açıklamışsın ya, gayet net anladım. evet bir kaç aya başka bir iş bulurum gözüyle bakıyorum ve bulaşmıyorum o vakit. teşekkür ederim :)
0
