@yapma volkan, yapma :)
ofis yapmak için istiyorum, perpa gibi bir yer olmaz yani. kendimce klas bir yer yapıcam.

geniş, uzun falan çok muğlak kavramlar ya. biraz daha detay verseniz belki daha iyi olur, 500 metrekare mi, 5000 mi mesela?

ben anladım ne demek istediğini.

and hisarı civarında öyle güzel yerler var. ulaşım sıkıntı değilse orada öyle büyük garajımsı yerler alınıp çok güzel ofisleştirilebilir.

loft diyorsun, zor bulursun. galatada vardı biara 130 m2

fatihkkk'nın dediği gibi şehre çok uzak olmayan ama etrafında çirkinlik olmayan garaj tarzı bir yer arıyorum.

galatada 130m2 loft 2500 lira demek. onu kaldıramam. daha uygun fiyatlı, dışardan bakınca bak adam ne güzel ofise çevirmiş denilebilecek bir yer arıyorum.

Karaköy, Tophane civarında ara sokaklarda olabilir belki, baya şahane oluyor daha önce ofis olmuşunu gördüğüm için söylüyorum.

benimde ofisim tophane tramvay duraklarının önunde,uygun kiraladım. Bizim alt kat var ama sana gitmez. Arkalarda mumhane cad. filan çok yer var, sanat galerisi vs çok buralarda, entel havasından geçilmiyor gel katıl ailemize.

günün filmi gerçekten enteresan.

filmin anlatımı daha sanatsal olabilir. bu şekilde sanki biraz 'kaba' duruyor yani alında kaba uygun bir kelime olmamış olabilir. bulamadım uygun kelimeyi.

moviesmoker.com gibi ama değil gibi

hoşuma gitti. aynen devam.

Yemek yapabiliyor musunuz bilmiyorum ama Picard'dan aklınıza gelebilecek herşeyi donmuş alıp, çoğunu sadece ısıtıp yiyebilirsiniz.

otelde kalacağım için yemek yapma şansım olmayabilir. ama yine de aklımda olsun; teşekkürler.

montparnasse ara sokaklarinda uygun fiyatli restoranlar mevcut.. rue de la gâité sokagina bakabilirsiniz. 2 yil evvel uygundu ama suan nasildir bilemeyecegim.. mesuliyet kabul etmem :))

marketlerden sandviç-içecek al, şarap al bi de üstüne, pont des arts a git yi, iç. en ucuzu budur.

Ben ders verebilirim avrupa yakasında.. Ücretsiz kurslar hakkında bir bilgim yok yalnız..

ismek kursları var.

dikkat etmediğin takdirde iyileşmeyecek aman... gerçi alçıya almışlar sağlam olmuştur ama ben yazın birer ay arayla 4 kere ayağımı burkarak kopan bağları zannedersem kalıcı olarak iyileşmekten alıkoymuş bulunuyorum. yere bakarak yürü falan diyebilirim anca zira ayakkabının türü hiç farketmiyor ha ben en son durduğum yerde ayağımı burkup acılar içinde kıvranmayı başardım ama doktor bana yürüme botu değnek falan vermişti alçı yerine burktukça onları kullanıyorum neyse yani sonun benim gibi olmaz umarım

yaşadım, tavsiye vereyim:
zaten doktorun sana söyleyecektir egzersizleri ama ben ön bilgi vermiş olayım.
bu basketbolcuların çalıştığı bilek ağırlıkları var. işte bu bileklerden aldıracak sana büyük ihtimalle ve evde egzersiz verecek sana. o egzersizleri çok iyi yapman lazım. kafadan bir 6 ay topa vurmaman, zıplamaman, gereksiz aktivitelere katılmaman lazım. yani gereksiz derken, şu durumda gereksiz oluyor sakat sakat :) yoksa aktivite gerekli. neyse dağıtmayayım, öyle sakınan göze çöp batar durumu aynen geçerli, sakınma ama üstüne de gitme. geçiyor. ben futbol hayatımı bitirdim bu ve diz menisküs yırtığı kombosu yüzünden. geçmiş olsun :)

kopunca ses çıkmamıştır inşallah. bende çaaat diye ses çıkmıştı da... of ulan.

Aynı senin gibi bağları kopardıktan 1 ay kadar sonra adam akıllı yürüyebilmeye başlamıştım fakat şu ayağı saran destekli bilekliklerden kullanmamı söylemişti doktor yine de. Bir süre de onu kullandım.

2 sene kadar geçti çok şükür tekrar etmedi ama yine de lap lap diye dikkatsiz yürümemeye özen göstermekte fayda var, bi daha hiç çekilmez :/

maçta koptu, ses gelmedi diye sevinmiştim hatta kopuk yok diye ama fark etmedi.
doktor da düzgün iyileşmesi lazım yoksa hep tekrarlar o zaman sıkıntı dedi evet.
yalnız 6 ay spor yapmamak falan çok korkutucu geldi ya. ben aralıkta topa başlarım sevdasıylaydım halbuki :)

genelde hafif kokuları seviyorum ben, bilmiyorum parfüm adlarını

bir de kozmetik ürün fıçısına batırılıp çıkarılmış insanlardan nefret ediyorum.

hot couture.

GreenApple

DKNY Be Delicious

Lacoste Touch of Pink

Lancome Miracle

Cacharel Amor Tentation


açıklamaları da burada: www.eksiduyuru.com

Beğendiğim; 212 Sexy
Aşık olduğum; Clinique Aromatics Elixir

gucci rush olmasın demişsin ama gucci on numara onun disinsa paris hiltonun parfümü iidir.

Dün hediye ettim armani mania.
güzel kokuyor, hafif hafif, sabun gibi.

dolce gabbana the one

açik ara farkla thierry mugler-alien git dene orgazm...

burberry classic

burberry weekend

hypnotic poison

gap'in kokusu. çok hoş.

bayılıyorum, hastasıyım

www.artofcosmetics.com

ange ou demon

bu acık mavi olanı ama..

(bkz: calvin klein euphoria)

emporio she

antalyada kfc var mı bilmiyorum ama kfc'nin sitesine gidip orda mobilhediye şeysine tıklarsan ısmarlayabiliyorsun. Ne kadar sürede gidiyor bilemiyorum

böyle bir sorunu ben de yaşadım. başka semtte oturan kardeşime parasını ben ödemek kaydıyla yemek gönderemedim. keşke yemek sepetinde, isteyenler için kredi kartı ile ödeme seçeneği de olsaydı.

tarlabaşına doğru necmi usta var. o yapar

necmi ustada sneaker yok ne yazık ki

en son yaptırabiliyordun diye hatırlıyordum ben iki sene önce yapıyordu

biraz arayarak: www.facebook.com

bi arkadasina kufurlu porno resimli filan bi mesaj at, o da seni sikayet etsin.

fadonet denen sitede şöyle var, hesabım yok o yüzden onun yalancısıyım.

Hadi şu lanet olası facebooktan kurtulalım! (burda dergi konuşuyor). Facebook hesabımıza girip ‘Settings (ayarlar)’ kısmını seçip ‘Deactıvate (etkinliği kaldırma)’ seçiyoruz. Ama seçmeden önce dur bi dakika!

Meltem’de kimmiş? bir bakalım…

Facebook’tan ayrılırsam beni özleyecekmiş. hımm… güzelde kızmış, hemen bir davetiye göndereyim şuna.
Kusura bakmayın değerli okurlar ama Meltemi gördükten sonra bu iş biraz bekleyebilir. Zaten bu, sadece hesabı geçici süre donduruyor. Bilgileriniz saklı tutulmaya devam ediyor. Ben şimdilik silmekten vazgeçtim.

Hesabını tamamen silmek isteyen arkadaşlar şu şekilde yapabilirler; Hesabınızına girin, sayfanın en alt kısmına gidip ‘Help (yardım)’ kısmını seçin, açılan sayfada ‘Search (ara)’ bölümüne ‘Delete‘ yazın. Bundan sonra Facebook size bazı talimat seçenekleri gösterecek. Yazıları dikkatlice okuyun.Şöyle bir şey göreceksiniz ‘I want to permanatly delete my account (Hesabımı kalıcı olarak silmek istiyorum)’ onu seçtigimizde bir yazı kısmı açılacak ve paragrafın en altında ki ‘Here’ tıkladığınızda Meltem’in resmi tekrar ekrana gelecek.

Kanmayın siz onun güzelliğine ve seçenekler eşliğinde devam edip kurtulun şu lanet olası hesaptan! (dergi tekrar lafa girdi).

Bu arada hesabınızı sildikten sonra 14 gün boyunca giriş yapmamanız gerekecek. 15. günde artık Facebook yok. Meltem ile tanışmak için elinizde ki son şansta gitmiş olacak. İyi düşünün bunu.

böyle bi site var orda olay açık açık anlatılıyor.

bilgisayamiyorum.com

Kısa ve Net çözüm.

@MURDOC söylemiş. sewmediğini biri varsa ismini değiştir ilk önce, sonra ona bol bol küfür et. sonra hoop güm :D

dövme yaptırmak için en iyi bölge ama bana kalırsa sag kola yap. :)

sağ kola başka bir şey düşüüyorom. :)

faithless bana çok güzel gelmedi açıkcası. 50 yaşında faithless dinlio olmıcaksın. 10-15 yıl sonra çocuğun olunca da ben böle bunalımlar geçirdim, intihar eşiğinden döndüm açıklaması yapılmaz. ama sen bilirsin tabii.

faithless bence de olmamış, ama hikayene bakınca 'dum spiro spero' yazdırsan diye geçti içimden, nefes aldıkça umut vardır gibi bir anlamı var, faithless negatif bir algı yaratıyor bende, müzik grubu olması ise zaten eksi puan benim gözümde, anlamsız bir fan gibi görünme ihtimali yüksek.
bu arada hikayesi olan dövmeleri seviyorum :)
dövme yeri için de istediğin zaman kapatabileceğin bir bölge olması daha iyi demişti benim konuştuğum dövmeci, yarın kimlerle çalışacağın veya aynı ortamda olacağın belli olmaz demişti, mantıklı gelmişti. yazın ortasında uzun kollu giymek zorunda kalmayın sonra?
dövmeciyle defalarca konuşup dövme yaptırmayanlar sınıfındayım ben de, o yüzden fiyat bilgisi veremeyeceğim. yaptırırsan fotoğraf koy da belki gaza geliriz :)

iş konusunda hiç bir problem yaşamam.
yapmayı düşündüğüm meslekte dövmesi olmayanı dövüyolarmış zaten :)


müzik grubu olması konusuna gelince.
ikilemdeyim orda.
müziğe gerçekten çok önem veriyorum. hatta vücudumda başka bir yere müzikle ilgili bir dövme yaptırmayı da düşünüyorum. hatta kesin yaptıracağım ama bu 'faithless' dövmesi, yaşadığım zorlu dönemi atlatmamda yardımcı olacağı için öncelikli. yani müzik grubu olması bana o kadar da kötü gelmiyor. evet belki liseli ergen gibi gözükebilir başkalarına ama kendi içimde bir hikayesi olmuş olacak.

yaptırdıktan sonra da koyarım fotoyu, no problem :)

bence biraz bekle. ilk dövmemi 19 yaşımda çok severek ve isteyerek yaptırdım. 20 yaşıma geldiğimde hala memnundum. 21 yaşıma geldiğimde biraz şüphe etmeye başladım. şimdi 22 yaşındayım. üzerini tamamen kapatmayı veya daha iyi bi' hale getirmeyi düşünüyorum. kim bilir bu yaş 23-24 olduğunda ne düşüneceğim.

illaki yaptıracağım diyorsan;

herhangi bi' şey yaptırmaktansa anlam yüklemeyi başardığın bi' şeyi yaptırmak istediğin için bence gayet mantıklı.

bahsettiğin yer gayet iyi. ama geride bırakabildiğin bi' şey olduğundan belki ensene veya ensenin biraz daha altına yaptırabilirsin. (değişik bi fikir benimki de. mantıklı gelir veya gelmez.)

font konusunda internetten araştırma yapabilirsin ama gittiğin dövmeci de mevcut tecrübeleri sayesinde daha uygun bi' şey önerebilir.

bahsettiğin yeri bilmiyorum ama (eğer istanbul'daysan) danny garcia (inkstanbul artcore) veya çağatay ateş (negatif) önerebileceğim iki isim olur. ikisini de biraz araştırırsan ne kadar iyi olduklarını görürsün.

fiyat seçeceğin fonta bağlı. ama iyi bi' şey yaptıracaksan en az 300 lirası var derim.

son olarak; bence sen yine de biraz bekle.

kesinlikle danny garcia'ya yaptırmalısın. tavsiye dersen belki de yazıdan ziyade sana bunu hatırlatabilecek bir figür bulsan söylesen çizim konusunda danny yardımcı olacaktır zaten. daha orjinal olur bodos bodos yazıyı yazmaktansa. ha yok ben yazıda kararlıyım dersen font bulmasan bile kendisine anlatırsan yok çok keskin harfler olsun yok şöyle olsun böyle olmasın diye, o hoşuna gidebilecek şekilde yapar diye düşnüyorum

bu arada ben kendisine üç adet dövme yaptırdım şimdiye kadar. onun dışında bir üç tane daha dövmem var. ilk dövmemi 16 yaşımda yaptırmıştım ve bi anlık karardı ve hiç pişman olmadım. bi an bile pişman olursam diyorsan hiç yaptırma.

fiyat konusuna gelince de verdiğin paraya acıma derim zira her doktora muayene olmadığın gibi her dövmeciye de gitmemelisin.

chillout hostel var ama çift kişilik yatakları yoktur.

taksimdeki otellerin çoğu evlilik cüzdanı soruyo. bitane tünelin orda bulmuştuk sormayan iyi de bi oteldi ama adını hatırlıyamadım şimdi.

poffff kadıköyede yok mu

chillout hostel ın çift kişilik yatakları vardır ve banyolu odaları 80 lira civarındadır.
cüzdan müzdan da sormazlar.

aygün plaza taksim

www.ihouseistanbul.com

hem taksim in göbeği, hem de öyle çok ortada değil, iki kişilik odaları da gayet kaliteli. test edildi onaylandı. ayrıca chillout çok dumanaltı ve kalabalık bi yer. sevgiliyle zor olur.

www.esanshotel.com u deneyebilirsin

senin canından kıymetli mi bu kadar sıkıntı, iyice bi süşün.. olmuyorsa olmuyordur, hangi mesleği olmak istiyorsan en dandiği de olsa o bölüme gir yapacaksan işini orada yap nedir yani bi okulu kazanamadın diye canına eziyet etmek hoş mu sence?

siktiriboktan bir bölüme gidip 4. sınıfında bıraktım, zerre de üzülmüyorum. azıcık sakin ol bakalım fene gir bi.. işini güzel yapabileceğin bir bölüm seç en kötüsü, o alanda kendini geliştir... bu ülkede kaç kişi hakettiği veya istediği yerde ki? onu düşün. her zaman olmuyor işte istekler.. (: mala falan da bağlama bir insan kendini böyle küçük kelimelerle eşleştirmemeli.

Pek öyle değil ya geçen sene bi gram ders çalışmadan dersaneye fln gitmeden bundan çok daha iyi yapmıştım dedim seneye çalışırsam ben kim bilir neler olur... ama görünen o ki boşuna çabalamışım resmen.. bu mudur yani? zamanıma mı acıyım o kadar masrafa dersanelere kitaplara verilen paralara mı acıyım? ygs de hafif girdiğinde kıllandıydım zaten ama şimdi resmen girdi... fende de açarlar şemsiyeyi... sıkıldım ulan sınav değil aslında sorun sınav sonucu sadece hayatın aslında çok saçma olduğunu düşündürttü bana bu da daha çok canımı sıkıyor... ne seçmek istediğim bi meslek var ne çabalamak istediğim bir şey...

valla ben ilk defa girdim bugün sınava. ygs'de yaptığım puan resmen bir mucizeydi. dersaneye gitmedim birsürü problemle uğraştım durdum ders çalışmadım okula gitmedim zırıl zırıl ağlayarak ve haftalarca yataktan kalkmayarak bi sene geçidim. integral ne demek hala bilmiyorum o dersleri hep kaçırdım. türev ne demek biraz bi öğrendim sınavda herşey süper giderken (integral çözmeyeceğimi biliyordum)ben 30. sorudayken 15 dakika kaldı dediler zaten sınava sinir krizi sonrası girdim sabah ağlaya ağlaya. elim kolum titreyerek bitirdim sınavı. niye anlattım şimdi bunları ya ben hala bi yere (ki kalburüstü bi yere) girerim diye düşünüyorum(bak bak bak). dur bakalım matematikle bitmiyor ya..

sevgililer de yaşadığın stresi ancak "tamam bak geçicek yapıcaksın biliyorum ben sakin ol" seviyesinde anlayabiliyorlar. üzücü ama böyle. küçük çaplı bir atak geçirdim sınav sonrası ama sevgilim götünde pireleriyle akşamdan kalma haliyle uyuyordu telefonu da kapalıydı falan filan hayat bok gibi lan moral verici olmadı bunlar hiç.

@cizmedinkikesesin, süpersin biraz daha yazsaydın moralim düzelcekti yani, seansına kaç dolar ödüyoruz :) o değil niye hayat bok gibi cidden ya..

bir ingiliz atasözü: felaketler üstüste gelir.

ben de atamdan duyduğumu diyeyim; dağına göre duman olur aga. seni olgunlaştıracak şeyler bunlar. hayatı boyunca mutlu mesut yaşayan insanın karakteriyle her türlü zorlukla karşılaşıp üstesinden gelemese de en azından deneyen birinin karakteri arasında dağlar kadar fark olur.

sen de kurtulacaksın, biraz zaman ve biraz da senin çabanla.

saçmalamayın yahu, hayat bok gibi falan değil..
tamam, birçok yönüyle sevmiyoruz onu, süründürüyor çünkü, çünkü bazen içimiz/kafamız rahat bi biçimde kendimize bi saat bile ayıramıyoruz..

geçen yıl girdim össye, ilk girişimdi ve son girişim olmasını umuyorum. berbat bi sene geçirdim, evdeki sağlık sorunları nedeniyle. çalışmak istedim, çalışamadım, sonra o istek tamamen gitti, tam kendime bi hedef koymuşken ondan da vazgeçmek zorunda kaldım..

sonuç olarak yapabileceğimin bence en kötüsünü yaptım ve haliyle de tercihlerimi ona göre yaptım. şimdi iyi kötü bi okulda, ilgimi çeken bi bölümdeyim, iki gün sonra birinci sınıfı biririyorum işte.. geçen yılın hüznü, sıkıntısı hiçbir şey kalmadı. dönüp baktığımda sadece biraz daha büyüdüğümü görüyorum ya da onu görmek istiyorum, böyle olması gerekliymiş demeye çalışıyorum, kadere falan inanmam yoksa..

ama mutluyum.. kendimi ilk kez bi şeye aitmiş gibi hissediyorum.. siz nereye giderseniz gidin çünkü okul/bölüm/şehir olarak, orda sizi siz yapacak, mutlu olmanızda ya da intiharı düşünmenizde en büyük rolü üstlenecek şey edineceğiniz ya da edinemeyeceğiniz dostluklar olacak. bu böyle. sonrasını düşünüyorsanız, iş hayatı falan, o da şans işi. şimdiden onlarla sıkmayın canınızı.

gerçekten hayat güzel ve bence onun amacı içini istediğimiz gibi doldurabilmemiz, eldeki imkanlar dahilinde tabi, sorumlulukları çok boşlamadan ama işte olabildiğince istediğimiz gibi, içimizden gelerek, kendimiz olarak yaşamak..

mevlanayı oku.

yok.

atay'dan:

"ben de anlamamışım onları: ne onları, ne de onların beni nasıl anladığını görmemişim aslında. verdiğimle ilgilenmişim yalnız. ne kadar kolay bağışlıyorlar kusurlarımı: dolayısıyla kendilerini. neden birlikte yaşıyoruz? bir anlam aramamalı. anlam kadar insanın hayatını zehir eden bir kavram yoktur. insan akıllı bir görünüşle, en saçma sözleri bırakabilir çevresindeki insanların yarattığı boşluğa. çok fazla da üzülmüyordu. duyuların zayıflıyor mu oğlum turgut? içindeki o tarifsiz, kuvvetli duygu, başka duyguları körleştiriyor mu? insanlar! neden kaybolup gitmeme seyirci kalıyorsunuz? benden ne kötülük gördünüz? insanlar, duygusuz bir telaşla kaçışıyordu. çok zayıfladım insanlar! belki de kaçmak istediğim bir işe farkına varmadan sürüklüyorsunuz beni. oysa, ne kadar korkuyordum beni tutmanızdan. ne kadar tutucu görünüyordunuz. ne hileleriniz vardı. ne kadar zayıf bağlarla bir arada tutuyormuşsunuz toplumu. benim ayrılmama seyirci kalmanız ne kadar dehşet verici."

42.

Hayat bok gibi değil. Senin hayatının çok kısa bir bölümü geçici bir süre için bok gibi. 4-5 sene sonra bir haziran pazarı kim bilir hangi şehirde koyayım össye diyip eşek ölüsü gibi uyuyor olacaksın.

true story

lys için giriş belgeleri geldi mi? pardon alakasız oldu ama

hayır henüz gelmedi.ama bu hafta içersinde gelir diye düşünüyorum.

aczimendi sakalıyla gitmedikçe bir şey olmaz :/

aynen öyle @zımparakağıdıylaotuzbirella

..."neden olabilirim" konmalıydı oraya. "kötü hissemeyi sağlamak" diye bir şey yok, "iyi hissetmeyi sağlamak" var, kötü hissetmeye neden olunur.

Eger bu bir sınav sorusuysa ve sadece dilbilgisi olarak değerlendireceksek,evet, yanlışlık var. Dediğin gibi neden olabilirim, ya da yol açabilirim doğrusu.Ama bir film ya da hikaye repliğiyse tartışılır. çünkü, söyleyen kötü bir insansa ve karşısındaki insanın kötü hissetmesi kendine bir yarar sağlayacaksa sağlayabilirim de olur. Ama tekrar etmekte yarar var, taştışmaya açık bir konu. Ben Türkçe öğretmeni olarak bu tartışmadaki tarafımı belli ettim heralde.

aynı şekilde bende tartışmaya açık bi konu olarak görmekteyim.. zor bi durum. aklım karıştı dolayısıyla.

peki bi soru daha; neden olmaz " kötü hissetmeyi sağlamak " ?

cunku saglamak'ta pozitif bir anlam var.

neden olmak ise nispeten notr (neutral). iyi seye de neden olabilirsin, kotu seye de.

kotu hissetmene yol acabilirim denemiyo mu?

lule'ye katılıyorum.

mesela adam mazoşisttir, o zaman "sağlayabilirim" dersin :) kapiş?
ama sanıyorum ki sizin bahsettiğiniz çeviri, sakat dublaj çevirileri türevinden. o yüzden türkçe kullanımı açısından, tek bir cümle olarak değerlendirdiğimizde yanlıştır.
yani neymiş?
önemli olan sözcükler değil, senin anlatmak istediğini karşılayıp karşılamadıklarıdır.
verdiğin cevaptan hala biraz yanlışlık olduğunu seziyorum.
"sağlayabilirim" demen için yapacağın kötülüklerin onu "iyi" hissettirmesi gerek. :) böyle bir durum varsa karşılamış olursun anlatacağını ancak.

sağlamak skalanın iyi tarafında yer alan bir sözcük.
çok derin bir edebi oyun yapmıyorsan da bu cümle yanlış yani.

çeviri falan değildi. anlatmak istediklerimi karşıladı, evet. ama zaten ben onun için sormamıştım. yanlış mı değil mi diye sordum. neyse sağolun.

adam mazoşistse yapılan kötülüğü kötü hissetmeyecektir yine.

Doğrusu bence "Bir kez daha kendini kötü hissetmeni sağlayabilirim."

anlatım bozukluğu cümlenin "bir kez daha" kısmının net olmayışı. yani onun bir kez daha kötü hissetmesini mi sağlıyorsun yoksa sen birkaç kere kötü hissetmesini sağladın, bir daha mı sağlıyorsun. kötü hissetmeni bir kez daha sağlayabilirim şeklinde apayrı bir cümle de olabilir.

Fazla genizden konustugu icin milli birlik ve butunlugumuzu tehdit etmis olabilir. o yuzdendir..

o değil de çok kötü bir reklam o yaaaa. erzurumlu çay bardağı ne be.

ilk yayınlanan reklam erzurumlular tarafından şikayet edildi çünkü söz konusu bardak erzurum şivesiyle değil yanlış hatırlamıyorsam daha çok kürt şivesiyle konuşuyordu. hatta yerel kanallarında dile getirildi bu olay. sonuç olarak o gece yayından kaldırılıp düzeltildi artık erzurum şivesiyle konuşuyor.

aylin kontente. daha önce kampüsistanda oynuyordu, mine karakterinde.