Giriş
(22)

Alman disiplini

dissendium
Alman disiplini gerçek mi yoksa biraz abartılıyor mu? Bir videoda izlemiştim, Celâl Şengör'e bir Alman profesör sabah saat 7 için randevu vermiş. O da ben 12'de uyanıyorum, 7'ye randevu mu verilir diyordu. Gerçek hayatta Almanlar gerçekten çalışmasa bile erken saatte uyanan, zamana dikkat eden insan
Alman disiplini gerçek mi yoksa biraz abartılıyor mu? Bir videoda izlemiştim, Celâl Şengör'e bir Alman profesör sabah saat 7 için randevu vermiş. O da ben 12'de uyanıyorum, 7'ye randevu mu verilir diyordu. Gerçek hayatta Almanlar gerçekten çalışmasa bile erken saatte uyanan, zamana dikkat eden insanlar mı?

Almanya'da yaşayan bir tanıdığım var teyzemin tarafında. Çocukları olduğunda çocuğun uyku saati geldiğinde çocuk ağlasa da çocuğu uyutuyorlardı. Türkiye'de çocuk ağlayınca tamam, uyuma deyip pes ediyorlar. Bu örnek abartılı mı yoksa tüm Almanya'ya yayılmış bir olay mı?
0
dissendium
(23.06.21)
Abartı şeyler bunlar. Nice disiplinsiz alman arkadaslarim oldu, nice almanla calisiyorum hic de öyle makine gibi değiller.
Dakikligi bilemem de öyle herkes 7de uyanıyor falan saçma.
0
logisticsmanager
(23.06.21)
Ortaokul ve lisede anadolu lisesinde Alman hocalarla okudum, net bir şekilde bu konularda karakterime yön verdi. Buraya bile yayılıyor yani :) Tabii ki Alman disiplini olsun diye diye yapmıyorlar, normalleri öyle, bizim gibi sallapati yaşamak diye bir konsept yok. Çünkü her şeyin belli bir günü ve saati var, x şey için yarın alırım diyemiyorsun çünkü kapalı oluyor kesin vs. Ama tabii ki tüm ülkenin her bireyi aynı değil. Yoksa delisi divanesi de çok, niye olmasın.
0
whoosie
(23.06.21)
Adamlar ilkokuldan üniversiteye önemli şahsiyetler olarak Kant, hegel, marx, scheler, huserrl, nietzche filan okuyorlar ya da onları okumuş öğretmenler tarafından yetiştiriliyorlar. Biraz farkları olsun.
0
iddaaci
(23.06.21)
genelleme yapmak gerekirse, almanlar kesinlikle daha sistemli calisiyorlar, isleri belirli bir plana gore ilerliyor ve zamaninda da tamamlaniyor. esneklige, son dakika degisimlilerine acik degiller haliyle. planinin disina cikmak, is taniminda degisiklerin olmasi tolere edebilecekleri seyler degil. bu sadece is icin gecerli degil, sosyal yasantilari da oyle, spontane hadi suraya gidelim gibi durumlar onlara ters geliyor. bulusulup biryerlere gidilicekse cok onceden planlanmis olmasi gerekiyor.
0
Labyrinthe
(23.06.21)
Üniversitedeyken Alman öğrencilerle birlikte okumuştum. Öğlene kadar uyuyup dersi kaçıranı da var projeyi iki hafta önceden bitirip hazır bekleyeni de var. Mesela biri her gününü saati saatine planlar, sabah altıda uyanırdı. Onun yakın arkadaşı kervan yolda düzülür kafasındaydı.
Genelleme yapmak cok zor. Mesela ben Alman olmama rağmen ortaokuldan beri her sabah altıda kalkar, günlük programa göre hareket ederim. Bence milletle pek alakası yok.
0
Anthony McCarten
(23.06.21)
Böyle şeyler genele nispet edilir. İlla zıt örnekler vardır. Benim gözlemimde genel anlamda dakikler. Düsseldorf’ta sabah 6’da tramwaylar dolu oluyordu hep insanlar işlerine gidiyordu erkenden.
0
but that was just a dream
(23.06.21)
@iddaaci, dediğiniz şeyle bağlantı kuramadım maalesef.
0
🌸dissendium
(23.06.21)
avusturya liseliyim.

bir öğretmenimizin eşi vefat ettiğinde kadın "yasımı kendi boş zamanımda tutabilirim." diyerek ertesi gün okula gelip derse girmişti.
bunun gibi çok örnek hatırlarım lise yıllarımdan.

genel olarak "iş zamanında iş yapılır, boş zamanda boş zamanda ne yapmak istiyorsan o yapılır" kafasındalar.
0
blatta hiberna
(23.06.21)
Almanya'da Erasmus'ta okulda surada burada iki Alman tanidim, onlar soyledi o zaman 85 milyon Alman'in hepsi boyle diyen tipler turemis. Bunlarin Alman versiyonu iki Turk gorunce tum Turkler barbar diyen tipler.

Gercek su, Almanya'da disiplin kulturu var. Kultur var kisaca. Cogunluk bu kulture uyum saglar. Arada 15 milyon farkli insan da secebilirsin, kalan 70 milyon bu acigi kapatir.
0
howfaristhesky
(23.06.21)
cocugu bilmem ama is hayati su sekilde:

mesai girisi: 7:15 olan isler var. 7:15'te gelirsen personeli bulursun.

bir is gorusmesine gittim. berlin'de potsdam diye bir bölge var. berlin merkeze uzak. görüsme 8'deydi. ben 7:50'de vardim. görüsmeciler 2. tur kahveye dönüyordu.

son örnek: asi merkezi 7:12'ye randevu verdi. 7'de gittim. sira vardi ve islemler baslamisti. öyle bir iki degil calisan. ~70-80 kisilik bir ekip var asi merkezinde.

diyecegim o ki is ve saat konusunda hassaslar.
0
helenart
(23.06.21)
Ben size Almanlarda neyin farkli oldugunu soyleyeyim.Elbette Alamanlarda da kaytaran, tembellik yapan, vergi kaciran, kurallara uymayan, toplumsal normlara ters hareket eden kisiler var.Ancak bu gibi davranislarda bulunan kisiler yaptiklarini arkadas grubunda anlattiginda herkes ayiplar.Kimse helal olsun demez.Toplumsal ahlak cok guclu.Bu toplumsal ahlak insanlari dogru ve duzgun olana yonlendiriyor.Bizde ise tam tersi.Ne kadar kaytarirsan, kurallari ihlal edersen o kadar itibar gorursun.Herkes seni takdir eder.
0
turkuaz
(23.06.21)
Almanya'da doktora yapiyorum en caliskan ögrenciler Tr'den gelenler. digerleri saat 17 olunca kaciyorlar. Alman caliskanligi yalan.
Sabah erken kalkiyorlar ama saat 8'de zaten heryer kapaniyo, erken uyuyorlar.
sert bi disiplin degil de, yapilacak isleri programlayip yapiyorlar, ama aklina sert yogun bi is programi gelmesin.

edit: zuhahaha
0
durgunfoton
(23.06.21)
Almanlara spesifik bir disiplin değil bu bana göre. Kuzey ve batı Avrupa'da cehalet az olduğu için insanlar olması gerektiği gibi yetiştiriliyor. Olması gereken bu yani.
Ha Almanlar o bölgenin bayrak sallayanı olduğu için adları çıkmış tabii disiplinli diye.
2. Dünya savaşı ile anilmalarinin da bunda büyük etkisi var işte Nazilerin gümbür gümbür yürümesi gibi :)
0
yarey
(23.06.21)
Alman ekolunde mukemmelliyetcilik kesinlikle var, herseyin perfect olmasi lazim. Liyakat cok onemlidir. Almanlar disiplinde herhalde dunyada ilk uce girer. Oyle olmasa o kadar dunyaca unlu markayi sansa cikartamazlardi.
0
cooperr
(23.06.21)
21. yüzyılda ajanda kullanıp 3 ay sonra yapacağı (çok da önemli olmayan) şeyi yazan Hollandalı gördüm ama Alman görmedim. Belki de Hollandalı disiplinini konuşmalıyız?
0
1195
(23.06.21)
Almanya bizim gibi jenerasyonlar arasi devasa farklar var.

Su an disiplin falan yok aldiklari projeleri bitiremiyorlar, berlin havalimani insaatina bakabilirsin.
Asiyi bile vuramadilar kendi urettikleri halde beceremiyorlar.

Iyi zamanlar gevsek insanlar getirir muhabbeti iste.
Projeye turk muhendis almasinlar fabrikalari bile acamazlar.
Biontech gocmenlerden olusmasa 100 yil gecse o asiyi bir alman bulamazdi
0
divit
(23.06.21)
Türkiye ya da diğer orta sınıf ülkelerden giden doktora öğrencileri ABD'de de daha iyi çünkü o ülkenin kendi vatandaşının iş bulmak için ugrasmasina bizimki kadar gerek yok. Lisan bitirdi diye ayda en az 3000 dolar maaşla işe basliyorlar. Bizim lisans bitiren mühendisimiz 1000 dolar maaş alamıyor. Yüksek lisans yapayım doktora yapayım da maaşım 8000'e çıksın en azından 1000 dolar olsun diye uğraşıyor. Bu nedenle Batı'da ortalama biri Türkiye'de ise en iyiler yurt dışında doktora yapıyor. Onların en iyileri dünyanın en büyük sirketlerinde.

Bu nedenle doktora öğrencisi karşılaştırması yapmak yanlış. Hala iki üç Almanla Almanya'yı karsilastiriyorsunuz.
0
howfaristhesky
(23.06.21)
yanlış bulunsa da doktora öğrencisi olarak da yazacağım :D
Tanıdığım tüm arkadaşlarımın ajandaları var, çok yükleri yok ama kesinlikle programlarına uyuyorlar.
bir proje sundular, 10 yılda bitirdik, başarılıyız vs. diye, şok geçirdim. Türkiye'de 3 öğrenci ile 4 yılda yapılır. ama 1 ay çok yapılabilir, 1 ay gevşek yapılabilir, bunlarsa aynı sabit hızla ilerliyorlar. Kendi araştırma merkezimde hiç 10 yıllık proje görmedim, belki askeriyede vardır bizde.
0
Ley
(23.06.21)
Kaç zamandır %90 Almanlardan oluşan bir ortamda çalışıyorum. X jenerasyonundan Z jenerasyonuna kadar her tür her insan var. Ben övülen disiplinlerinden çok gereksiz prosedür ve bürokrasi ile isleri zora sürmelerinden başka bir maharetlerini görmedim.
0
PopeHope
(23.06.21)
Hem Almanya'da, hem Türkiye'de çeşitli projeler için Almanlarla birlikte çalıştım. Almanlar zamanı verimli kullanıyor. Bir de sorumluluk bilinci yüksek. Arada elbette gevşekler var. Ama genel oranda sayıları bizdekinden fazla. Fark bu. Şöyle özetleyeyim gözlemlerimi:

-Ofisten genelde Türk ekipleri en son çıkar. Daha çok çalıştığımız için değil. Gün içinde geyiğe çok sarıp işi yetiştiremediğimiz için. Almanlar iş saatinde iş yapıyor. Bizde 10'a kadar çay sigara eşliğinde güne hazırlanma. 11'e kadar statüs görünümlü sohbet muhabbet. 45 dk iş. 1145'ten itibaren yemek için hazırlanma. Uzun bir öğle yemeği, yemek dönüşü bir sigara. Türkiye'de gerçek mesai 1buçukta başlar. Böyle uluslararası projelerde genelde İtalyanlarla Türkler çok iyi anlaşır:)

-Buna ben akıllı çalışmak diyorum. Genelde yukardaki örnekteki gibi durumlarda Türk ekibi şöyle bir tribe girer... "biz geceye kadar mesai yaptık". Yahu mevzu mesai yapıp kendini yıpratmak değil ki. Akıllı ol günü verimli kullan sen de 6'da çık.

-Paralarını da tasarruflu kullanıyorlar. Genelde savurganlıktan hoşlanmazlar. Bizde her ofis çalışanının mesela bir temizlikçisi vardır. Maaşı kaç olursa olsun. Almanlar'da bu oran çok düşüktür. Dışarda yemek konusu da öyle. Çoğu insan yemeğini evden getirir.

-Ben bir toplantıya hazırlanırken şirketin genel müdür yardımcısının elinde paspasla yerleri sildiğini gördüm. Türkiye'de bu pozisyonda bir adam gidip kendi suyunu bile almaz mesela. "AYşe hanım 1 çay 1 su rica edelim...". Hatta Türkiye'de şunu görmüşlüğüm var yediği yemeğin çöpünü odası kokmasın diye kapının önüne bırakıyor adam. KApının önü 100 kişinin çalıştığı ofis. Çöpe atmıyor adam "title"ı yüzünden. Almanlar bunlara çok takılmıyor gördüğüm kadarıyla.

-
0
anten
(23.06.21)
Uzun süre Almanlar ile çalışmış birisi olarak gerçek olduğunu söyleyebilirim.
0
depresif çocuk
(23.06.21)
Alman yöneticileri olan biri olarak iş anlamında konuşabilirim. Disiplinden ziyade sistemli çalışıyorlar bence de. Belirledikleri sistem dışına çıkman, inisiyatif alman, sonuçları olumlu olacak olsa bile onlar için anlamsız. Zaten sistem kendini götürüyor niye ekstra bir şey yapman gereksin ki modundalar.

Alman politikası ile Türkiye'de iş yapmaya çalışmak çok zor, buradaki pazarın farklı olduğunu anlamak bile onlar için zor; sebepleriyle anlatıyorsun ama öyle bir sebebin olacağını bile kavramakta zorlanıyorlar. Açıklıyorsun, olsun yine de normaldeki gibi yapalım diyorlar. Ve işin tuhafı, sistemin dışına çıkıp sıra dışı başarı göstersen bile sonuca odaklanmayıp bi dahakine böyle olmasın diyorlar.

Jenerasyon arası fark olduğuna katılıyorum ama. Eskileri aynı zamanda despot, gençler biraz daha sistem dışına çıkmaya meyilli; en azından seni anlamaya çalışıyorlar.
0
Jux
(23.06.21)
(7)

Erkeklerde kolajen kullanımı

kondansator
çevremdeki 30 yaş üstü kadınların çoğu kolajen kullanıyor. erkeklerde ise hiç kullanan görmedim. kolajen desteği sadece kadınların ihtiyaç duyduğu bir şey mi acaba
çevremdeki 30 yaş üstü kadınların çoğu kolajen kullanıyor. erkeklerde ise hiç kullanan görmedim. kolajen desteği sadece kadınların ihtiyaç duyduğu bir şey mi acaba
0
kondansator
(23.06.21)
kolajenin faydalari kadin erkek icin degismiyor ama kadinlar daha cok kullaniyor galiba. duzenli olmasa da erkek olarak ben de kullaniyorum.
0
do you remember me
(23.06.21)
erkekler reklamlardan daha az etkileniyor.
Cogu arastirma kolajenin bir ise yaramadigini soyluyor.
0
divit
(23.06.21)
ne işe yarıyor?
0
vizivozo
(23.06.21)
Kadınım, kullanmıyorum. Takviye olarak alınan kolajenin ya da salisilik asit gibi yaşlanmayı geciktirdiği öne sürülen madde/kremlerin gerçek anlamda vücut tarafından ne kadar emilip kullanılabildiği muamma. Reklâmlar tabii ki X, Y araştırmasına göre sonuçları, etkileri bunlar diyorlar ama sonuçta finanse ettikleri araştırmada aksi bir sonuç çıkamaz. Az stres, bol aktivite/spor, doğru beslenmeden gerisinin boş olduğuna inanıyorum.
0
PopeHope
(23.06.21)
kolajen ne işe yarıyor? Kolajen dediğiniz şey zaten vücudunuzun ürettiği yapısal protein. Cildinize sürüyosanız cildinizden emilip aynı şekilde kullanılması çok olası değil. Gıda takviyesi şeklindeyse de zaten sindirildiği için normal amino asit olarak alıyorsunuz kollajenlik bi olayı kalmıyor ki zaten az çok beslenen biri yeterli amino asit alıyor bu işler için. Yani gerçekten ne işe yarıyor bu kolajen?
0
nundu
(23.06.21)
40 yaşında erkeğim. Ben de nature’s supreme toz olanı kullanıyorum. Etkisi var mı bilmiyorum. Vücut geliştirme de yaptığım için, daha çok protein takviyesi olarak kullanıyorum. Yanında cilde ve tendonlara da faydalı oluyorsa, ne ala.
0
marcelorios
(23.06.21)
Kolajen yerine kelle paça çorbası için.
0
ketkaratudun
(23.06.21)
(10)

satın alma hastalığı

duyurukullanıcısı
nasıl kurtulucaz gereksiz şeyleri almaktan?
nasıl kurtulucaz gereksiz şeyleri almaktan?
0
duyurukullanıcısı
(22.06.21)
Kredi borcuna girerek bir şey satın alın, ıvır zıvıra paranız kalmasın.
0
anthemis nobilis
(22.06.21)
Bir şeyi almak üzere iken kendinize bu şeye ihtiyacım var mı? Almasam sıkıntı olur mu eksikliğini hisseder mi şeklinde kendinize sorular sorun. Bu şekilde alış veriş yapmaktan vazgeçiyorum.
0
creedwar
(22.06.21)
Netflixdeki minimalizmi izleyin:) fikir verebilir
0
suicides underground
(22.06.21)
Sizi yoldan çıkaran sitelere girmeyin, hatta engel koyun. Uygulamaları silin. AVM, çarşı, pazar gezmeyin. Aldığınız herşey için birşey elden çıkarma ya da bir yere yardım etme gibi bir karşılık belirleyin.
0
zihua
(22.06.21)
kredi kartı kullanarak alisveris yapiyorsaniz. gozunuzun gormeyecegi bir yere kaldirin veya ondan kurtuldum, yok mentalitesine alistirin kendinizi. arastirma okumustum, kredi karti devamli almayı tetikliyormus.
0
evimin paspasi
(22.06.21)
online alışveriş yapıyorsan reklam engelleyici kullanmak, kredi kartlarını kaydeden sitelerden kartları silmek ve uygulamalardan uzaklaşmak kesinlikle faydalı oluyor.
0
roket adam
(22.06.21)
Kendimizi değerli hissettiğimizde alinan başka şeylerle kendimize değer katma çabası sona eriyor. Hiçbir zaman alışveriş yapma hastalığım olmadı. X marka telefon bende olmayınca değersiz hissetmedim. Çalıştığım yer itibariyle gayet lüks yaşam biçimi ve harcaması olan kişilerle etrafım çevrili ama markalar kendi markamın önüne geçmedi, hor da görülmedim bundan dolayı:) Alışveriş yapmadan duramamak sadece bir sonuç oysa neden bambaşka, temelde bu çözülmeli bence.
0
PopeHope
(23.06.21)
sahip oldugun her seyin bir listesini yapacaksin ama her seyin, kiyafet ev esyalari vs vs.
sonra gereksiz olanlari ayirip ya satacaksin ya da ihtiyac sahiplerine vereceksin.
almaktan kurtulmak icin oncelikle sahip olma kavraminin zihnindeki karsiligina mudahale etmen lazim bence.
0
bay b
(23.06.21)
bağımlılık halindeyse kesinlikle terapi işe yarar. ama değilse bence finans tasarruf ve minimalizm hakkında kitaplar çok güzel birer rehber olur. kişisel gelişim şeylerinden hoşlanmam ama size somut tavsiyeler veren davranış değişikliğine motive eden kitaplardan yardım alabilirsiniz.
ayrıca tasarruf etmek insanı mutlu ediyor ve bildiğim öğrendiğim kadarıyla insanın mutlu olmasını sağlayan şeylerin genelde tecrübeler olduğu yapılan çalışmalarda ortaya çıkmış. yani bütçenizi yapın tatile gidin ya da bir müzik aletine ya da sevdiğiniz bir sproun lisansını almaya çalışın ya da öğrenmek istediğiniz bir dilin kursuna gidin. bence hem kendinize yatırım yapmış olursunuz hem de harcama alışkanlığınız boyut değiştirir. bir kumaş parçasına ya da statü sembollerine değil de yapıcı değişikliklere odaklanın.
0
windymimas
(23.06.21)
kredi kartlarına limit koyun. İnternet alışverişine mutlaka engel koyun.

Ama bakış açınız değişmeli. Niye satın alıyorsunuz sürekli bunu düşünün.
0
anten
(23.06.21)
(9)

Instagram'da takip isteğimi onaylamayan bu arkadaşların sorunu ne?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Çok sosyal medya kullanan biri değilim. Kısa bir süre önce Instagram hesabı açmam gerekti ve açmışken de okuldan arkadaşlarımı falan eklemek istedim.Şimdi burada "derdini seveyim" butonuna tıklayabilirsiniz ancak bazıları ya direk siliyor takip isteğini ya da bekletiyor. Bunların
Merhaba arkadaşlar,

Çok sosyal medya kullanan biri değilim. Kısa bir süre önce Instagram hesabı açmam gerekti ve açmışken de okuldan arkadaşlarımı falan eklemek istedim.Şimdi burada "derdini seveyim" butonuna tıklayabilirsiniz ancak bazıları ya direk siliyor takip isteğini ya da bekletiyor. Bunların arasında zamanında çok samimi olduğum arkadaşlar da var çok samimi olmasak da belli bir muhabbetimin olduğu arkadaşlar da var. Hepsi de okuldan arkadaşımdı. Birbirimizi en son 5-6 yıl önce gördük.

Bu takip isteğimi bekletmeleri ve silmeleri acayip dumura uğrattı ve üzdü açıkçası. Ya tamam sosyal medya delisi değilim ama kafama takıldı, sinirden gülüyorum o derece. Ben naptım bu insanlara? Tamam 5-6 yıl uzun bir süre ama ne değişti bana karşı bakışlarında? Herkes tarafından sevilen biriydim. Kimseye karşı bir kusurum olmadı, herkese karşı sevecen ve saygılı davrandım. Elimden gelen yardımı yaptım. Uyduruk bir sanal dünyada birilerinin takibini hayat memat meselesi yapacak değilim ama cidden merak ediyorum: Ne değişti? Cidden değişik kafalar. Her neyse siz ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

Not: "Derdini seveyim" de diyebilirsiniz.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(22.06.21)
Hiç gönderin yoksa hesabın fake gibi görüniyordur. Bu arada malum kişiyi ekledin mi:)
0
suicides underground
(22.06.21)
Bazen ben de hatırlamak istemediğim dönemlere ait insanları silip reddediyorum. 16 yıllık okul hayatımdan 16 arkadaş bile ekli değildir. İlla olumsuz bir şey yaşanmış olmasına gerek yok. Sizinle ilgili bir problem olmayabilir.
0
ruhen hastayim ben
(22.06.21)
Ben instagram hesabımı sınırlı tutuyorum. Uzun süredir görmediğim, demek ki hayatımı paylaşmaya gerek görmediğim insanlar neden benim özel hayatımı görsün. Facebook değil ki fotoğraf paylaşılıyor sadece instagramda. Hal hatır soracak olan mesaj atabilir numaram varsa. Belki tatil fotoğrafımı koyucam, belki çalıştığım yerden atıcam herkes görürse çok da güvenli olmaz mesela
0
eatpraylaw
(22.06.21)
Ben de amaaan bu kisi su saatten sonra benim profilimi gorse ya da ben onunkini gorsem ne olacak ya deyip kabul etmiyorum ama zamaninda yakin arkadassak ederim sadece siniftan biri ve okulda muhabbetimiz olmamis ve bende merak uyandirmayan biriyse gerek duymam
0
matilda
(22.06.21)
bu olay beni de cok uzuyor. ben de hic kimseyi kabul etmiyorum normalde. isteklere bakmiyorum bile ama tamamen kullanmamazliktan. ama ekledigim kisiler kabul etmezse veya beni arkadasliktan silerlerse cok ezik hissediyorum :'D

yani baktiginda konuscagimiz hicbi seyimiz de yok ama ben istiyorum ki stalk edeyim ne yapmislar arada bakayim, yasadiklarini bileyim...
0
yoggi
(22.06.21)
hiç paylaşım yapmayıp, takip isteği gönderiyorsanız bu yüzden olabilir.

şahsen bu durumda olanları bende kabul etmek istemiyorum. aaa dur millet ne yapıyor ne ediyor, kimse beni bilmesin ama ben herkesin ne yaptığını sinsi sinsi takip edeyim demiş gibi hissediyorum, hoş karşılamıyorum.
0
wilhelmwasmuss
(22.06.21)
ben günlük hayatta muhabbetimin olmadığı kimseyi eklemiyorum. Bu yüzden Facebookta 50 arkadaşım falan vardı en son ki hesabı kapattım sonra. İnstagramda da okulda konuşup ettiğim ama şimdi iki kelime konuşmayacağım insanları eklemiyorum. Bazen takipleşip sonra sıkılıp takipten çıkıp block/unblock yapıyorum. Eskiden b/ub de yapmıyodum da biri ayıp oluyor o seni takip ederken senin çıkman dedi diye onu da yapmaya başladım :D
0
nundu
(22.06.21)
Ben biriyle anlık ekleşmediysek açıp ekleme taleplerine bakmıyorum. Takipçi kasan satış sayfaları ve tanımadığım insanlar dolu o kısım, girip silmiyorum da, tanıdık ekledi ve bildirimden bakmadıysam o an kalıyor o yığının arasında.
Belki benim gibi olan arkadaşların da vardır.
0
somethinginthewayshemoves
(23.06.21)
Ben şu anda yakın cevremde olmayan, halihazırda konuşmadığım kimseyi kabul etmiyorum. Hatta hesabımda olan ama işten ayrılma, ülke değiştirme vs sebeplerle bir daha görüşme durumum olmayacak herkesi özenle anında çıkarıyorum hesabımdan. Sizinle alakalı bir durum değil bence, tamamen diğer kisinin gizlilik seviyesi ve hesabını nasıl kullanmak istediğiyle alakalı.
0
PopeHope
(23.06.21)
(9)

Yüksek lisans fikir

dissendium
Merhabalar. Makine mühendisliği mezunuyum. Kendi bölümüm dışında aşağıdaki bölümlerde yüksek lisans yapma şansım var. Sizce hangisi ya da hangileri kariyer olarak daha iyidir? Bölüm ya da bölümler hakkında bilgisi olanlar fikirlerini paylaşırsa sevinirim. Teşekkür ederim.Elektro-Optik Sistem Mühendi
Merhabalar. Makine mühendisliği mezunuyum. Kendi bölümüm dışında aşağıdaki bölümlerde yüksek lisans yapma şansım var. Sizce hangisi ya da hangileri kariyer olarak daha iyidir? Bölüm ya da bölümler hakkında bilgisi olanlar fikirlerini paylaşırsa sevinirim. Teşekkür ederim.

Elektro-Optik Sistem Mühendisliği

Biyomedikal Mühendisliği

Havacılık Bilim ve Teknolojileri

Enerji Sistemleri Mühendisliği

Otomotiv Mühendisliği

Deniz Ulaştırma Mühendisliği

Tümü tezli yüksek lisans.
0
dissendium
(22.06.21)
Kariyer olarak derken iş hayatında bir noktaya gelme açısından kendi bölümünüz daha iyi olur. Türkiye'de yüksek lisansa yüklenen anlam çok fazla. Üstteki alan dışı bölümler 3 yılınızı alacaktır. Sonuç olarak da bir şey vermeyecektir.

Tavsiyem akademi düşünmüyorsan hiç bu işlere girme. Gireceksen de tezsiz falan yap geç. Özellikle iyi üniversitelerin tezsizine pas parayı.
0
dekart
(22.06.21)
Akademik kariyer planı yoksa önce kendinize uygun olduğunu düşündüğünüz alanda iş bulun.
O alanda gelecek görüyorsanız eğer kariyer fırsatları kovalarken avantajlı duruma geçmek için o alana uygun bölümü tercih edersiniz.

Akademik kariyer planı varsa eğitimini aldığınız alana en yakın olanları seçmek daha mantıklı.
otomotiv, enerji sistemleri müh gibi.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(22.06.21)
@dekart, bu bölümler alan dışı değil baktığım üniversitede. Bilimsel hazırlık yok. 2 yıl sürer bir sorun olmazsa.

Tezsiz yüksek lisansa anlam veremedim. Ortalama üniversitelerde bile 10 bin lirayı buluyor. Zaten bölüm çok yok. Nasıl bir faydası olacak?

@emcekare olmadi einstein olsun bari, akademik kariyerle doğrudan ilgisi olduğunu düşünmüyorum günümüzde. Yüksek lisans yapan mühendislerin büyük bir kısmının akademiyle bir ilgisi yok ama yapmışlar yine de. Otomotiv mühendisliğine olumlu bakıyorum ben de.
0
🌸dissendium
(22.06.21)
Bence kendine asıl sorman gereken sorular şunlar:

1) Bu bölümlerde ders verecek öğretim üyelerinin araştırmacı profilleri nasıl? 1 atıf almış profesörün olduğu bir ülkede yaşıyoruz; bu adamdan zerre bir şey öğrenemezsin. Genelde bu çöplük profesörler, doçentler de Boğaziçi, ODTÜ, İtü, Koç, Sabancı haricindeki üniversitelerdeler. Yani, bu saydığım üniversitelerin dışında bir üniversiteden bahsediyorsan, çok daha iyi araştırman ve didiklemen lazım

2) Hangi bölümün dersleri ilgini çekiyor? Kendine karşı dürüst ol ve gerçekten ilgini çekiyor mu çekmiyor mu onu düşün. 6 bölümün dersleri de ilgini çekiyor olamaz. İlgini çekmeyen bir bölümde yüksek lisans yapmak, tamamen ahmaklık olur. İstediği kadar iş imkanı fazla olsun, sen o alanda UZMANLAŞMAK üzerine okul okuyacaksın
0
hümanist tabutçu
(22.06.21)
Akademik bir hedef yoksa, mühendislik yerine alternatif bir alanı seçerdim. Marketing, işletme gibi. YA da iyi bir MBA. ÖYle ya da böyle mühendis olarak kariyerinizi bir noktadan sonra yönetici pozisyonda sürdüreceksiniz ve bu alanlarda bir eğitim rekabette çok avantajdır.

Yöneticilik ayrı bir disiplin ve yönetici olduktan sonra artık mühendislik bilginiz yetmeyecek başarı için
0
anten
(22.06.21)
emcekare +1

Yazdığın yüksek lisanslar güzel görünmekle birlikte, çok genel oldukları için sana fazladan bir yetkinlik kazandırmazlar gibi duruyor. Yüksek lisans yapmamış bir yeni mezuna göre avantajın olur ama bu işin ideali önce özel sektörde deneyim kazanmak. Örnek olarak otomotiv mühendisliği YL'sı yapmak yerine Daimler'de işe girebilsen, daha sonra üzerine çalıştığın iş hoşuna giderse onunla ilgili teknik bir alanda YL yapsan çok daha verimli olur.

Eğer iyi bir universiteden mezun oluyorsan, kariyerin için iş deneyimi kazanmanı tavsiye ederim.
0
archmage mahmut
(22.06.21)
yükseklisans hem zamanını alacak, hem de endüstride deneyim elde etmeni erteleyecek. üstelik yüksek lisansın var diye verecekleri maaş farkına değmeyecek. daha kötüsü sırf yüksek lisansın var diye farklı alanlara yönelmeyi göze alamayıp seçeneklerini sınırlandıracak.

önerim ilgin olan alanda işe başlayıp deneyim kazanman. çalışırken de kitap, döküman, eğitimler ile kendini geliştirebilirsin.

yüksek lisans yapmış makinesi mühendisi olarak yazdım.
0
sttc
(22.06.21)
Hem akademik hem de iş dünyasında belli bir süre çalışana kadar yüksek lisansın çok önemli olduğunu düşünürdüm ama gerçekten laf olsun diye yapıldığı sürece kişiye diploma haricinde bir katkısı olmuyor. Çok klişe bir cevap olacak ama zamanınızı harcadığınız her diploma ya da mesleki yeterlilik/sertifika mutlaka "Uzun vadede ben bunu yapabilirim." diyeceğiniz bir şey olmalı.
0
PopeHope
(23.06.21)
Mesela şöyle düşün.

Yukarıda saydığın branşlar için aklında bir tez konusu var mı, bu tezi yapabileceğin şahsi imkanların var mı, seni süpervize edecek konu ile ilgili uzman hoca var mı?

Bir de oldu ki derslerde kastılar falan. İş hayatından koparsın.
0
dekart
(23.06.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.