Ekşi Duyuru

www.youtube.com

kendi isteğinle rickrolled oldun.
en.wikipedia.org

1. tabi ki sorunlu makine satma imkanları da vardır. alacağın mağaza yada mağazaları google dan bi arattır önce. hakkındaki müşteri yorumlarına ulaşmaya çalış. mesela nova fotoğrafçılık hakkında olumlu geri dönüşler var. bir kaç mağaza ismi yazmayı isterdim ama şu an aklıma gelmedi.

2. vizör den baktığında toz olmasın. vida yerlerine dikkat et. açılma veya tornavida izi olmaın. body i dikkatli incele sert bir çarpma izi olmasın. ufak tefek çizikler olabilir ama keskin, derin çizik ve yarıkları olan makineden uzak dur bence. ikinci el olur derlerse de kanma ikinci el makinede olacak diye birşey yok. daha detaylısı için www.bascek.com

3. valla dalavereler ve bazı programlar olduğunu duydum bende. yalnız shutter sayısının çok önemli olmadığını da. fotoğrafçılıktan ekmek yiyen birisiyle konuşsan anlarsın. kaldıki shutter da arıza veren parça 15 20 tl ye değiştirilebiliyor. ha ne kadar kullanıldığını anlamaya yardımcı olması anlamında belki ama shutter arızası anlamında çok çekinmen gereken birşey değil bence. şimdiden hayırlı olsun

@armatür

Teşekkür ederim.. Bayramdan önce bir kaç yere telefon açıp fiyat sorduğumda bana en iyi fiyatı hayyam foto teknik ile odak fotoğrafçılık vermişti ki bunlar hakkında da nette kötü yoruma rastlamadım...

Hangi makinayi alacagina internetten arastirip karar ver sonra hayyama git. Fiyatlar hakkinda da bilgin olur.
Problemli makIna satma ihtimalleri her zaman icin var. makinanin butun enstantane degerlerini dene dogru sekilde kapaniyor mu bak. Lensin diyafram degerlerini dene. Lensin icinde toz, yaglanma var mi bak. Timer varsa uzerinde hic bulasma deneyim derken makina elinde kalmasin. Vizore bak. Perdede delik var mi bak.

hayyam yerine tanıdık birilerinden veya fotorğaf forumlarını takip ederek güven oluşturmuş kişilerden almanı öneririm. hayyam'daki gövdenin kaçıncı el olduğu bile belli değildir. tamam işini iyi yapan dükkanlar var ama neticede adamlar bu işin ticaretini yapıyor. yine de tavsiye istersen bozdağ foto-resul bey.

Engellerseniz göremez ama kendi hesabından giriş yapmadan, normal google'dan kullanıcı adınızı yazar ve profilinize girerse yine okur yazdıklarınızı. Onu da engellemek istiyorsanız, profilinizi kilitleyin.

@savina

Profilim kilitli zaten.. yani bu durumda engellemek yeterli oluyor anladığım kadarıyla ?

engellerseniz sizin onu engellediğinizi görür.

Evet kilitliyse, bir de siz onu engellerseniz göremez. Ancak başkasının hesabı üzerinden ya da fake bir profil oluşturup takip isteği yollarsa, siz de bunu yerseniz görebilir bir de.

tc kimlik numarasi, adresiniz gibi bilgiler oldukca kolay temin edilebilir seyler.

dolandirici sahislarin bunlari ogrenmek icin sizden bilgi almasina gerek yok.

her gün bu tc kimlik numarası soruluyor.

1. tc kimlik numarası birisinin eline geçince, o kişiyi sizin aynınız yapan her türlü hakkı eline veren sihirli bir şifre DEĞİL.

2. verdiğin örneklerde de durum ortada. ahmet adında birisi "ben joehigashi tc numaram bu..." aslında bu dolandırıcı burada joehigashi yerine geçmiyor, sizin malınızı mülkünüzü almıyor alamaz da.

3. kargodan sağlıktan ösymden aöf'den.... her yerde 1 trilyon kez verdim tc kimlik numaramı. 11 haneli numarayı görüp güvenip kananlar var ise o numara olmadan da kananlar vardır. millet sahte nufus kagıdı vs vs yapıyor.

EDİT: 4. manyağa çare yok sonuç olarak. sizin adınız soyadınız ile çocuk pornosu sitesi de açabilirim, adresi de yazarım bir de fotoğraf. ne yapacaksınız? yani tc kimlik numarası ile dolandırıcılıktan vereceğiniz 3 örnek varsa 75 milyon içinde, görünen o ki, dolandırıcıların en az tercih ettiği yöntem bu.

yani rahat ol.

tc kimlik numarası = arabanın plakası

bir araba plakasından daha gizli bir bilgi değil. "arabamın plakasını öğrendiler dolandırıcılık yaparlar" diye ne kadar endişe ediyorsan o kadar endişe edebilirsin.

yahu şahıs işletmeleri, esnaf, serbest meslek mensubu bu numarayı alenen kullanıyor. vergi levhasına yazıyor (zorunlu), verdiği fişe faturaya yazıyor. adam günce 80 tane fiş kesse 80 kişiye ayrı ayrı veriyor numarasını kendi eliyle ve kanun zoruyla.

gizli bir bilgi değil. bu yolla dolandırıcılık yapılmaya çalışılsa bile bir şey çıkmaz. hala insanlar çıkıp "nereden buldular tc kimlik numaramı????!!!111birbir" diyorlar. gizli değil. bak o verdiğin duyuru linkinde bir fiş var. ankara'da meşhur bir dürümcü olan yıldız aspava'nın fişi. adamın adı soyadı ve tc kimlik numarası yazıyor. kanuni zorunluluk bu. bu kadarcık bilgiyle sahtekarlık yapılmaz. yapılsa bile bir şey çıkmaz.

araba plakası diyorum. ben sokakta gördüğüm herhangi bir arabanın plakasını word'den aynı fontta çıkarıp kendi arabamın plakasına yapıştırayım, sonra ogs'den mogeseden kaçak kaçak geçeyim. direk seni ararlar ogs'den elli kere kaçak geçmişsiniz diye. kamera incelenir, plakanın sahte olduğu anlaşılır bir şey çıkmaz. ee millet bunu yapmasın diye plakalarınızı mı gizleyeceğiz?

bir şey olmaz. tekrar ediyorum. gizli bir bilgi değildir.

parfümün sahteliginden süphe ediyosaniz parfümün türkiye temsilcisine bildirin durumu.

parfümün kaliciligi günden güne degismez, yani ilk gün iyidir sonra kötüdür diye bir sey olmaz. eser miktarda degisim olabilir, o da kullanim seklinize göre günes altinda birakirsaniz icindeki yogunlasirsa icerde filan.

ben bahsettiginiz ilk bikac gün kalicilik iyidi sonra bozuldu, önünü alamadik kismina takildim, bu sahte parfümde olsa kolay kolay olmaz cünkü.

Aynen katılıyorum, hepsiburada.com dan almış olduğum 2 parfümden biri sahteydi sanırım, emin değilim ama.

Birkaç ay önce indirimde görünce gucci guilty aldım hepsiburada'dan. Uzun süredir kullandığım bi parfüm. Ancak gönderdiklerini parfümün kokusunun orjinaliyle alakası yoktu, güzel dahi kokmuyodu hatta. Sonra hepsiburada'ya mesaj atıp geri gönderdim ürünü, cevap dahi vermeden paramı geri iade ettiler. Artık sahtemi, eski ürünmüydü onu bilmiyorum ama bir daha internetten parfüm almam.

kendi soruma cevap vermiş gibi olacağım ama itüsözlükte bir arkadaş hislerime tercüman olmuş ben 110 tl vermiştim gerçeği :(

-alıntı-
ben yandım eller yanmasın. ürünü hepsiburada.com dan sipariş etmiştim. başka bir yerden almış olsaydım sahte olduğundan kesin emin olacaktım. ama hepsiburada.com olunca şimdilik şüpheleniyorum. öğlen deodorantı ile birlikte en az 15 defa üzerime boca edip çıktım. hiçbir allah'ın kulu ya ne güzel parfümmüş demelerini geçtim parfümü farkeden tekbir kişi bile çıkmadı çünkü piyasadaki 20 liraklık parfümler kadar bile kalıcığı yok. burnum mu alıştı diye düşündüm dayanamayıp arkadaşlara sordum yorum aynen şöyle. çok az bir parfüm kokuyor. 160 liraya aldığıma kimse inanmadı. şimdi bu parfümü bana büyülenmiş gibi tavsiye eden arkadaşı arıyorum. bulur bulmaz deodorantıyla birlikte bir yerine sokacam çünkü evde gördükçe moralim bozuluyor
-alıntı-

abi ayni parfumu yaklasik 6 aydir kullaniyorum. arkadasim yurtdisindan getirmisti. ben de dedim neresi kalici lan bunun?
yok kalici falan degil o. parfumde sorun var. icin rahat olsun.

parfüm olayını bilemem ama hepsiburada'dan her şey beklerim.

1. ekşi'de birisi yazmıştı kulaklığın kenarı sarı imiş. kullanılmışı geçtim bir de pis kullanılmış.

2. koşu bandı aldık. bir süre sonra araz yaptı. içini kontrol kısmını açtı adam dedi içine bir şeyler dokmüşsünüz kola gibi. yok dedim. teşhir ürünümü dedi hepsiburada'dan aldık dedim. harbiden de panelde avuçiçi kadar kola - reçel kalıntısı gibi bir şey vardı.

artık protein7.com pilburada.com kozmedshop.com haricinde (gittigidiyor.com ehh) dışında alışverişi kestim.

hele hele hepsiburada.com asla.

ayrıca kullanılmış ürün dışında şahsen yaşadığım sorunlar da cabası.

ayrıca internetten alışveriş bence gayet depresan.

evden çıkmamak, pazarlık yapmamak, kapıya gelmesini beklemek, görmeden almaya alışmak... psikolojik olarak çok zararlı bence.

dışarı çıkın pazarlık yapın yürüyün terleyin 2-3 geyik yapın tartışın gelin.

hepsi burada sadece tedarikçi/aracı olduğu için, gayet mümkün.

tabiki satabilir adı üstünde hepsi burada !!

carsak bandı olacak. yoksa alma.
asolo ya bak.

Bot çok güzel duruyor. Fiyatı da uygun bence. Hatta çok iyi.

Bu kış Jack Wolfskin aldım ben. Ama 300 TL idi. Eğer o kadar pahalı olmasa onu önerebilirdim.

Dedikleri gibi suya çok dayanıklıysa Lafuma'yı al gitsin. O fiyata zor bulunur. Şahsen ben Jack Wolfskin'i almamış olsam ve bota ihtiyacım olsa onu alır, 300 TL bayılmazdım.

carsak bandi olan herhangi bir 4e 3luk bot isini goror crispi markasina da bak derim. ben aldim cok emnun kaldim

indirim sitelerinde lafuma ürünleri belirli aralıklarla çıkıyor. almak için aceleniz yoksa; "fırsat / indirim" diyerek arama yaparsanız, hangi sitelerde çıktığını öğrenebilirsiniz.

salomon al salomon. indirimlere giriyor o da. ayağımda var şimdi mesela, çok mutluyum.

önemli yerlerin altını renkli kalemlerle çiziyoruz, önemli olayları, kişileri vs. not defterine yazıyoruz. falan filan. herkes değişik yöntemler uygular.

tabii araştırma kitapları okumak da bir alışkanlık meselesidir. bir müddet sonra alışıyorsunuz.

zeytinburnu metrobüs durağından direk dolmuşlar var. geçen sene abdi ipekçi'de kombinem vardı, bu yolu baya izlemiştim. maç günleri de pek sıkıntı çekmiyosun. 15-20 dk'ya ordasın.

dönüşler ama hep sıkıntı oluyor. özellikle euroleague maçları geç bittiğinden hep arabayla gidiyoduk. diğer yollar baya zorluyor.

maç çıkışlarında stad önünde taksim, bahçelievler, topkapı civarına giden birsürü kaçak dolmuş oluyor.

!Bu sölediklerim hep geçen seneki gs ve önceki yıllardaki efes maçları deneyimleridir. tribünler genelde dolu olduğundan, ulaşım alternatifi de çok oluyordu. hacı anlıycağın arz-talep olayı. yarın öbür gün kombineyi alırsın, stad boş olur, dolmuş falan olmaz, bana küfretme o zaman

arabaya binenler motoru çalıştırmadan evvel bir kere kornaya basmayı akıl etse %60 70 bu ölümler ortadan kalkar.

öncelikle evet teknoloji çok gelişti. sensörler artık hayvan gibi olmaya başladı. ben de aynı dönemlerden kalma bir nikon d80 kullanıyorum hala. bu gelişen teknoloji sensörlere nasıl yansıdı? artık daha ufak sensörler bile o dönemin (5 yıl öncesinden bahsediyorum) sensörlerinden daha fazla dynamic range ve color depth sunuyor, en belirgin farklılık ise yüksek isoda daha keskin ve daha az kumlu sonuçlar veren sensörlerin var olması piyasada. e tabi sensör boyutu büyüdükçe de performans artıyor.

atıyorum şimdi bir 4/3 sensör bizim d80 ve de 450d den daha iyi performans verebiliyor.

teknolojideki gelişimin fotoğraf makinesine yansıması sadece sensörle sınırlı değil. live view, gps, timelapse, full hd movie, nd filter falan filan gibi bir çok özellik eklendi artık makinelere. net fark derken makineni kullanım şekline göre değişir. atıyorum, gündüz güzel havada istediğin lenslerle çekim yapıyorsan fark daha azdır. özellikle raw çekmiyorsan fotoğraflarını dynamic range i anlayamayablirsin bile... ama gece düşük ışık koşullarında yüksek iso da bu fark çok ama çok daha anlaşılır olucaktır. ya da raw çekip makinenin over exposed ya da tam tersi durumlarda aşırı pozlanmış ya da az pozlanmış kısımlarını kurtarmaya çalışırken...

2- 60d bildiğim kadarıyla 550d ve 600d ile aynı sensoru kullanıyor. ama gel gör ki body çok daha gelişmiş bir body. daha ileri düzey kullanıcılara yönelik. ve evet 450d ile 60d arasında dağlar kadar fark vardır tahminime göre, ama dediğim gibi bu birazcık da sizin nasıl ve ne amaçla kullandığınıza bağlıdır.

3- piyasada daha ciddi anlamda ff fırtınası başlamadı. nikon da canon da her dönem işte iki makine sürüyor piyasaya var olanların yerine... ama işte nikon d600 düşük fiyatlı ff makine sürecek deniyor, işte o zaman fırtınayı görün. türkiyede fiyatlar çok salakça, ama yurt dışında bu dediğiniz uygun fiyatlarda ikinci el bulma ihtimali daha yüksek.

4- full frame in bariz avantajları, daha yüksek iso da daha iyi eprformans vermesi, daha fazla ayrıntı elde edilebilmesi, dynamic range ve color depth, ve benim en sevdiğim özellik daha fazla alan derinliği vs... yani gene makineyi ne amaçla kullandığınıza bağlı olarak bu sorunun cevabı değişir. yani aps-c sensör size yetiyorsa neden ff e geçesiniz ki? ff demek daha pahalı lensler demek, daha ağır ekipman ve body demek. daha fazla masraf yani. tutup da 18-55 lensiniz ff makinede kullanamazsınız, çünkü onlar aps-c sensör makineler için üretilmiş lenslerdir. kullanırsanız da her şeyi bir çember içinde görürsünüz. aratın google da fullframe camera with aps-c lens diye images da. sonuçlar öyle çıkar.
dediğim gibi profesyonel kullanıcılara yönelik makinelerdir ff ler ama ben profesyonel değilim ama ff in özelliklerini arıyorumd erseniz ve paranız varsa tabiki de ff alınabilir. yani iş tamamiyle sizin ne istediğinize bağlıdır.

5d mk2 muhteşem bir makina fakat sana biraz aşırı kaçar gibi, aynı seriden 550/600d ile devam edersen senin için daha rahat olur gibime geldi. olmadı 60d alabilirsin o da body kalitesi olarak XXX D serisinden daha üstün velhasıl kullandığı sensör 550/600d ve 7d ile aynı.

sınavların olduğu günler açık olabiliyor bazen, özellikle de büyük sınavların olduğu zamanlar. onun dışında resmi tatillerde kapalı durumda.

1 günden birşey olmaz.hatta 2 gün bile gelmeyebilir.bizde besledik. reddetmez ama kızar. bazen gidip 1 hafta sonra dönüyor.büyüdükten sonra daha az uğraması normal bir durum yani.annesi her türlü gelecek.hatta 4 yavru ise 4 gün üst üste gelecek ve her seerinde birini alıp gidecek.yani beraber uçuruyor sonraki gün gene geri geliyor.ilginç ama öyle.3 yavru vardı tek tek aldı annesi götürdü.
sen bakamazsın olmaz o iş.annesi gelir zaten panik yapma. camı çerçeveyi kapatma nereden girdi ise o girer oradan.

@ottoturk

eyvallah.. Bizzat yanıbaşlarında olmadığım için durumu tam olarak bilmiyorum beni sıkan anneannemin devamlı hayvanları stres altında bırakacak hareketlerde bulunması ve bu sebepten hayvanların yuvayı terketme ihtimalleriydi.. Eğer dediğin gibi reddetme gibi bir durum söz konusu değilse içim rahatlar..

yavrucekler (büyüme zamanlarına bağlı) 2-3 gün anne-babalarını bekleyebilirler, yuva çok taciz edildiyse bırakıp gitmiş olabilirler. en güvenlisi 2-3 gün boyunca yuvanın bulunduğu alana hiç girmemek. perdeyi, ışığı açmamak.
eğer tüyleri tam olarak çıkmamışsa yavruların yaşatılma ihtimalleri yok denecek kadar az. vereceğiniz tüm yiyecekler (evde yapabilecekleriniz) yavruları yeterince besleyemeyecek. eğer tüyleri çıkmış, bayağı hareketlenmişlerse veterinere danışıp vitaminli, proteinli kokteyller hazırlayarak büyütebilirsiniz. besleme şırınga ile olacak.
burada anahtar nokta yavruların yeterince palazlanmış olmaları. yoksa zor iş.

@thebug

aslında o kadarda küçük değiller ama tam olarak tüylenmediler henüz.. öğlen fotoğraflarını çekip koyacağım..

eskiden, ben öğrenci iken, askerlikle ilgili sorun oluyordu. yani ön lisanstan sonra lisansa izin var ama tersi mümkün değildi askerliğini yapmadıysan. ama kural değişmiş olabilir. açık öğretimse zaten tamamen farklı olabilir. yani kız veya askerliğini yapmış erkek için sorun olmaması lazım. (hemşirelik lisans bitirip, bilgisayar programcılığı önlisans okumuş birisini tanıyorum)

@oda sicakliginda saklayiniz

askerliği yaptım hani ne bileyim askerlik dışında eğitim sistemi ile ilgili bir prosedüre ya da istisnaya takılmayız herhalde :/

Sorun yok okuyabilirsiniz.

aöf mezunlara sınavsız ikinci üniversite okuma hakkı veriyor. ygs'ye falan girmeye gerek yok yani.

bir sigortacıya sor. çünkü hemen hemen bütün sigorta şirketleri pert araçalrı kaskolamıyorlar. yani demem o ki sigorta şirketleri pert kayıtlı araçları görebiliyorlar.

Aynı durum bizim tribündede geçerliydi.. Zaviye her ne kadar çok iyi olsada çökçökçü illet tayfa yüzünden o güzel yerin keyfini süremedim tezahürata bile doğru düzgün katılmıyorlar.. Önümde yüzlerce adam ayağa kalkıyor bende görmek için ayağa kalkıyorum arkadan aristokrat tipli bi amca montumdan çök diye çekiştiriyor.. şu maçlara gittiğimde en nefret ettiğim anlardan biri bu ot gibi oturan, tribünün ritmine ayak uyduramayan, istisnalar(çocuğunu getiren aileler dışında) dışında sinema izler gibi maç izlemeye çalışan heriflerdir.. Sanki bir tek hususi olarak ayağa ben kalkıyorum binlerce kişi gol tehlikesiyle ayağa kalkmış tam o sırada çökçökçüler yine iş başında.. maçın keyfini yaşayamadım bu herifler yüzünden..

bu sene bir kere kale arkası üstte(pgs tribünü değil), bir kere de doğu tribünü üstte izledim. ikisinde de yerimde değildim. kimse de "kardeşim git burdan" demedi. oturarak izleyenlere de mahalle ağzıyla konuştum. "oturarak maç mı izlenir mına koyim" dedim.uzatmadılar.

arena'da iki defa maça gitme şansım oldu. ilkinde güney tribündeydim. en alt bölümde. numarama sadık kalmadan görüş için uygun bir yere oturdum. sonra birisi geldi yanıma kombinesini gösterdi ve bu koltuk benim dedi bir sağa kaydım buyur ettim.
ikncisinde yine güney tribündeyim ama bu sefer en üst bölümde. maç başladıktan 2-3 dk sonra giriş yapabilmiştim. boş bulduğum yere oturdum. aslında kaldırabilirsiniz hakkınız var. saha içi güvenlik görevlilerinden yardım isteyin. kavga için değil. yerinizi bulmak için. size gösterdiklerinde görevli yanınızdayken oturan kişiye pardon burası benim derseniz zorluk çıkaracağını zannetmiyorum.
herkesin de böyle yapması gerekli. tabi stadda müsait yer varken değil. büyük bir kısmı dolmşsa insanlar aldığı bilete göre oturmalı. bu alışkanlığı da oturtmalı.

atlı okçuların skirmish modu açık olsun,düşmanı oklarken hücuma uğrarsa geriye kaçabileceği alan olsun yani arkası boş olsun,okları bitince savaşı kaybetmeyi göze alarak bütün birimlere geri çekilme emri ver.ertesi savaşta mühimmatı tam olacaktır.böyle böyle moğolları bile erite erite bitirebilirsin.bir de broken crescentte durumu bilmiyorum ama mw2'de türklerde akinjis ve turcomans birliklerini kullan bu işler için.sipahilerin zırhı olduğundan yavaş olurlar kovalayan süvarilere yakalanıp kılıçları çıkarırlar.

teşekkür ederim.. Peki geri çekilme derken bu sağ alttaki beyaz bayrağa tıklayarak mı ya da exit diyerek savaştan çıkarak mı oluyor ?

exit dersen savaşın kalanını otomatik oynatır genelde de zorluğa bağlı olarak çökerler üzerine,ünitelerin altındaki beyaz bayrakla geri çekilmelisin tek tek

özel ders almasına gerek vardır eğer ankara istanbul gbi büyük bi şehirde sürecekse.
kesinlikle otomatik tercih edilmemeli hem o yaştakiler çok arıza çıkarır hem de manuelle başlamak öğrenme açısından büyük avantaj sağlar.
önereceğim arabada 93-94 model efsane kasa toyota corolla.

otomatik vitese alışırsan manuele geçince çok zorlanırsın. iki yakınım otomatikte alıştıkları için şimdi manuel araç kullanamıyorlar. otomatik vites daha fazla yakar, daha masraflıdır ama pek rahattır. ikinci el araç için ben tam 4 aydır araştırıyorum burada yazılmayacak kadar çok ayrıntı varmış onu öğrendim. yedek parçası ucuz araç al çünkü vurup kıracağın neredeyse kesin. araba kullanmak bisiklete binmek gibi ne kadar çok kullanırsan o kadar hareketlerin otomatikleşir. o yüzden özel dersten ziyade şöför koltuğuna otur tenha yollardan başlayarak gez, arabayı kaldırıma yanaştır, geri git, yokuşta kaldırmaya çalış kavrama yaparak.

dostum ben de aynı durumdayım ama bende para olmadıgından henuz alamıyorum. bence sen bi tane 2000 model 1.4 palio al. 10bin liraya bulursun.

93-94 değil de 96-97 model corolla alırsan daha iyi olur. 93-94 olanlar genelde hidrolik direksyona sahip değil. otomatik vites alma.

özel derse de gerek yok, ne kadar ders alırsan al hiç bi zaman küçük yaştan beri arabalarla haşır neşir olan biri kadar arabana hakim olamayacaksın. onun dışında ders almak seni gereksiz kuralcı yapar başka da bi şey yapmaz.

merhaba,
makinenizi ve bilgisayarınızı alıp bakın. başka küf olabilir, fotoğrafı etkileyen çizik, toz vs.' ye dikkat edin. af varsa, motor sesine, halkaların tepkilerinde sıkışma veya gevşeme gibi sorunlara bakın. bukadar.
selamlar.

olabilir. bozulmuştur. rastgele bi yerde tamir edilmiş ardından kalibre edilmemiştir. bence en azından internetten almayın 2. el olsa bile.

@ben smyrna

ustacım haklısın aslında benimde aklımdan bu geçiyor zaten ama fiyat cezbediyor.. İstediğim objektife hayyamda bu cumartesi günü 1550 tl fiyat çektiler.. Gerçeği bir satıcı 1400 tl dedi ama sanırım onunda garantisi yoktu. Ancak her şeye rağmen hayyamda fiyatlar yüksekte olsa herhalde bir aksaklık çıkması durumunda hiç tanınmadık birinden almaktansa herhangi bir arızada çözüme daha rahat ulaşabiliriz.. 200 tl daha ver kafan rahat olsun hesabı..

götleri kalktı herkes hayyam hayyam dedikçe.

kapital sistem one gecti ve yenildi.

nerde bu hayyam pasajı yahu

atakoy 9. kısımda bıg mammas var. hıc olmadı dusunursun 1-2 kere gıtmıslıgım var mac ıcın

yayla-haznedar arasında bir sürü cafe var. herbirinde minimum 3-4 lcd ekran oluyor. ama eve uzak ve biraz tuzlu oldukları için ben soğanlıda kahvede izliyorum. gürültü vs.. oluyor ama alıştım. güzel bir yer bulursan bana da haber ver.

geniş açı kullanmayıp benzer lens sınıfını kullanan bir bünye olarak bazen bende de bu tip düşünceler oluyor. o zaman kendi kendime sorular soruyorum. elimdeki lens beni tatmin ediyor mu? amacım ne? bu işten para kazanacak mıyım? yeni alacağım lense maddi kaynağım olacak mı? eğer maddi kaynak mevcutsa parayı başka bir yere kullanmam gerekiyor mu? şeklinde. sonunda hep aman devam et böyle diyorum. bence bu konuda en güzel yanıtı kendi içinde bulabilirsin :)

bir tamron 17-50 kullanıcısı olup sonra bunu satıp sigma 10-20 alan biri olarak, çok araştırdım bu kararı aldım iyiki almışım genelde elimden bu lens düşmüyor, geniş açı başka bişey 17mm ile olmuyor o.
tokina ben aldığım zamanda pahalıydı şuanda öyle artısı f2.8 olması gereklimi çok da fazla değil genelde geniş açılar gündüz manzara çekiminde kullanacaksan.
10-20 nin kenarlarında meydana gelen hafif distorsiyonu seviyorum bu sebeple tercihimdir 2.el 600 civarlarına edinebilirsin.

açıkçası ilk etapta bende sigma 10-20 taraftarıydım ama şu araştırmadan sonra hevesim kaçtı:

www.canonturk.com

tokina 12-24 kullanıyorum. distorsiyon sigmaya göre daha az, daha keskin ve f4 sabit diyafram. fiyat ise sigma ile aynı ya da biraz daha pahalıydı sanırsam emin değilim.

tamron elindeki lense alternatif olur, aralık çok da farklı değil. ben kit lensimden kurtulmadım, ama hiç de kullanmıyorum, çünkü o aralıkta zaten elimde sabit odaklı lenslerim var. hem daha hızlı hem daha keskin. bunun yanında ise 12-24 üm var. 18-55 i satmamamın sebebi ise ya ilerde bir gün ihtiyaç duyarsam diye. ama 1 yıldan fazladır 18-55 i takmadım makineme.

neyse bu da böyle bir hikaye.

ultra geniş açı özel bir lens çeşididir. ilgin varsa muhakkak edinmelisin. 17-50 gibi bir aralık geniş açı için tatmin edici olmaz.

eğer durumun müsaitse tokina 10-16 alınabilir. ama müsait değilse sigma 10-20 tam bi f/p canavarıdır. 10mm de distorsiyon çok ama 12mm de bariz bir şekilde düzeliyor. beni en çok etkileyen lenslerden biridir. geniş açı sevdan varsa o fiyata kaçmaz. sigma 10-20mm'nin F4-5.6 ve F2.8 olarak iki farklı versiyonu var.

bu arada sigma 8-16'yı da incelemeni tavsiye ederim. muazzam bir açısı var. geniş açıda 1mm bile çok kıymetli olduğu için çoğu zaman avantaj sağlayacaktır.

beni de genişi kesmiyor samyang 8mm f/3.5 almayı düşünüyorum. sana da alternatif bir öneri olsun

foxit pdf editor yapabilir bunu sanırım.

pitstop diye bir program var (ücretli bildiğim kadarıyla) onunla müdahele yapabilirsin...

Hangi bayonet olduguna dikkat edin, gidip sony bayoneti o fiyata vermesinler :)

VC'siz yani titresim engelleyici olmayan modelse ve tüm vergiler dahilse fiyat uygun gibi duruyor. Sonuçta distribütör garantili alcaksınız. fotografium.com ile fiyat kıyaslaması yapıp ona göre alıp almama kararı verebilirsiniz.

tineye.com ?

dpreview.com'un var lens karşılaştırması, o olabilir mi?

tam olarak böyle değil aslında.. Benim dediğim site aşağadaki linkteki gibi iki farklı objektif ile çekilen aynı fotoğrafın karşılaştırmasını yapıyordu:

www.the-digital-picture.com

merhaba,
bahsi geçen tamron 17-50 diyafram açıklığı 2.8 olan bir lens. dolayısı ile kit lensinizden daha çok ışık alıyor, loş ortamda işinize yarayacak hatta elde çekimde size birkaç stop kazandıracaktır. lenste kullanılan optik elemanlar da kalite olarak elinizdeki 18-55e göre yüksek olduğundan daha keskin fotoğraflar elde etmenize yardımcı olur. kesinlikle tercih edebilirsiniz.
selamlar.

bütçeniz yeterliyse 17-50 vc li olan versiyonu alın.

@ned flanders

açıkçası şu linkteki dikkatimi çekmişti ama fiyat ve teknik olarak ne gibi farklılıkları var ?

www.hizlial.com

sizin yerinizde olsam 18-135mm tarzı bir şey alırdım. Bir taşla iki kuş.

canon ef 50mm f/1.8 ii efsanevi bir lenstir ve her canon sahibinin edinmesi gerekir çünkü gerçekten çok ucuz ve çok işlevsel.
canon ef-s 17-85mm f/4-5.6 is usm dolaş-çek için iyi bir lenstir.
fakat 50mm hariç diğer benzer aralıklı yakın fiyatlı lenslerde gece-gündüz gibi bir fark asla yakalanmaz benim önerim mevcut sistemine;
canon ef-s 55-250mm f/4-5.6 is ve canon ef 50mm f/1.8 ii ekle
param var diyorsan Tokina AF 11-16mm f/2.8 AT-X Pro DX geniş açı olarak renk, keskinlik vs de muazzam fark yaratır
vee en klasik şeyi söylemeden geçemeyeceğim
lens seçiminde ne çekmek istediğiniz çok önemli o yüzden en uygun aralığı belirleyip ona göre lens karşılaştırmak daha mantıklı mesela hayatı boyunca sadece 50mm lens kullanan fotoğrafçılar var ben de genelde bunu kullanıyorum sadece kapalı mekanda sıkıntı olabiliyor açıdan olayı o zamanda kit lense dönüyorum vs

selam aşağıdaki linkte karşılaştırmalar mevcut. VC vibration control anlamına geliyor. Aynı lensi almayı düşünüyordum ancak bütcem olmadığı için 28-135 canon ıs usm aldım. Bir süre bununla devam edeceğim. Eğer pro değilseniz sanırım vc olmayanda işinizi görür. Fiyat farkı baya varmış.

vc tam olarak vibration compensation(titreme telafisi) demek oluyor ki bence pro değil ise gerekli bir özellik sonuçta saniyenin bilmemkaçta birinde kare yakalıyoruz ve deklanşöre basma anında bile makineyi düzgün tutamazsak titreşim meydana gelmekte.

Tamron SP AF 17-50mm'yi 500d ile kullandım uzun süre, kesinlikle almanı tavsiye ederim. Kit lensini kullanma zaten, sat. Bunun yanında kesinlikle 50mm 1.8 öneririm.

bayılıyorum ben bu banka tarzı firmaların götünden uydurdukları terimlere. tahminen reklam/promosyon olabilir. tekrar aradıklarında her ihtimale karşı bir iki dk dinleyin sizinle ilgili bir sıkıntı yoksa müşterimiz geldi vs deyin kurtulun.

sefaköy belediye önünden 98i veya 98s falan uyar sanırım.. yön doğru da şoföre de sorabilirsin.. avcılar sefaköy belediye metrobüsle.. ordan dediğim (98s 98i benzeri olmadı atakent mh) veya şoföre sorarsın.. nası fikir ?

taksime git
taksimden bostancı dolmuşuna bin sahilden giden , şöfürede uyar geldiğimde indir

metrobüsden söğütlüçeşme'de ineceksiniz. inip duraktan çıkınca sarı bir dolmuş göreceksiniz. 2.75 liraya sizi caddebostan'a götürür bu. şoföre "caddebostan migros'da ineceğim, nerde bilmiyorum ama söyle bana kaptan" diyeceksiniz.

inice ışıklardan karşıya geçip, barların arasından sol tarafta ogün sokağı bulacaksınız. "L" şeklindedir ogün sokak. köşeyi dönün solda haldun taner sokak olcak. ckm ilerde soldaki kocaman bina. kime sorsanız gösterir.

metrobüsle söğütlüçeşme'de inip 4 numaralı otobüse bineceksiniz. otobüsten caddebostan durağında indiğinizde kolayca bulursunuz zaten.

sayın achatla yanıltmasana arkadaşı:D metrobüsten indiğin yerden 4 geçmez. zira geçse de sahilden gidiyo tam önünde inemezsin. söğütlüçeşmeden trene binip suadiyede inip on beş dakika yürüyerek veya otobüse binerek tam önünde inebilirsin.

Ek olarak Söğütlüçeşme'de indikten sonra Kadıköy boğaya gidip, oradan geçen 4, 16, 16D, ER1 numaralı (16, 16D çift bilet olabilir) otobüslerden herhangi birisine binip caddebostan durağında (Burger King'de) inin. İndikten sonra ışıklardan karşıya geçip barlar sokağı (iskele sokak) boyunca yukarıya doğru yürüyüp ilk sol,sağ ve tekrar sol yapıp ilerlediğinizde sol tarafınızda kalıcaktır.

söğütlüçeşme'de inip boğa'ya yürüünmez ya. sarı dolmuşlara binin.

23:15 gibi bitiyor gösterisi metro zaten yakın oradan da metrobüslerle avcılara kadar gidebilirsin . o saatte bekleyen taksi oluyor avcılar durağında.

biz gittiğimizde 12 gibi bitmişti. son metroya 30 sn ile yetiştik. yoksa orda kala kalıyorduk. tavsiyem biter bitmez metroya koşun.

darüşşafaka metrosuyla 5 dk arası koşarsanız 3 dk

Satıcının böyle bir durumda "hayır ben iade almıyorum" gibi bir şey deme şansı yok.

www.gittigidiyor.com

adama mesaj atmaktan başka çaren yok önce mesaj atıp böyle böyle ben bu ürünü gönderiyorum bilginize diyeceksin. Peşinden de gg'ye mesaj attım iade etmek istiyorum diye iade edeceksin ürünü

ikisi içinde bir çok örnek bulunabilir ama sorunsuz kullananların sayıları daha çoktur. neticesinde şanş işi.

garantisi tabiki olmaz. yan sanayi ürünler de kendi arasında kalite bakımından farklılaşıyor. kullananan tanıdıklarım var problem yaşayanını duymadım şimdiye kadar.

hic bisi olmaz rahat ol.

ben yıllardır canon için gitti gidiyordan aldığım bataryayı kullanıyorum.
hangisi orjinal, hangisi yan sanayi bilmiyorum :)

yarın subeye git erkenden durumu anlat. sayıp bakarlar paraları. işlemlerı kontrl edıp ıade ya d ahesaba gecirirler.

sabah 9da banka açılınca dikilin şubeye. saatini vaktini vererek olayı anlatın. hemen orada halledin. bankaya ve şubedekilerin keyfine bırakırsanız bir bardak soğuk su içme ihtiyacı bile hissedebilirsiniz bence.

ben arkadaşın tuttur mu bilyoner mi ne adresine para yatıracaktım iş bankasından. kartsız işlemden arkadaşın tel numarasını falan girdim. derken fazla beklemişim bankamatik işlem yapmadınız, paraya el kodum gibi bir şey dedi. tam da cuma akşamı oldu olay. pazartesi gittim şubeye. bir dilekçe yaz dediler. şöyle böyle oldu paranın iadesini istiyorum diye yazdım verdim. hemen parayı verdiler. kimlik fotokopin gerekebilir ekstradan.

herşey kayıt altınta tutuluyor,

sıkışmış parayı kontrol edip, kayıtlardan kimin olduğunu çıkarırlar.

otomatik olarak hesabına işler para.

@emrag

anladığım kadarıyla benim işlemimde parayı geç sürmemden kaynaklandı ama senden farkım mevduat hesabım olması yani kartlı işlem. Yarın gidelim bakalım neler diyecekler.. inşallah senin gibi hemen işlemim gerçekleşir..

işbankası müşteri hizmetlerini ara, parayı alan bankamatiği belirterek paramı yuttu, bakarsanız bankamatikte 90tl fazlalık göreceksiniz de, oradan yönlendirirler.

3- Meblağ bulunması şart değil, zaten büyük transfer ve meblağ yoksa başkan ipleri eline alıyor ve transferi yapıyor.

2-Ben yüksek olanları tercih ediyorum.

1-Takımdaki tecrübeli oyunculardan ders almalı ve maça çıkmalı, bi tane oyuncu buldum 18 yaşında özellikleri bendeki forvetlerden çok çok iyi alıyorum şampiyonlar ligi maçına çıkarıyorum lig maçında oynatıyorum artıyor valla.

bahsettiğin iki şirket hangileri bilmiyorum ama biz tin tin tur'la iki sene önce günübirlik yedigöller'e gitmiştik ve gayet memnun kalmıştık. şimdi bir tura katılmayı düşünsem yine o şirketle giderdim. (reklam yapar gibi oldu ama neyse)

eyvallah, ne reklamı canım benim aradığımda tam olarak bizzat giden birinin yaşadığı tecrübelerdi. Mesela dediğin yedigöllere bir kaç ay önce bende farklı bir tur şirketiyle gittim ama açıkçası tur şirketinin bazı yaklaşımlarından memnun kalmamıştım.

sülüklügölde bol bol fotoğraf çekilebilecek bir yer ben görmedim. o kadar yol gidip bir tarafı ulaşılamayan bir amaç diğer trafıda bir gül kıyısı olan ufak bir manzara görmüştük. etrafında gezilcek dolaşılacak bir yer de yoktu.

yolda hatırladığım kadarıyla 3 saat gidiş 3 saat kadar da dönüş sürmüştü.

yedigölleri tavsiye ederim ama bu mevsimde gidilmez.

Yedigöllere birkaç ay önce gitmiştim dediğim gibi totalda 12 saatlik yolculuk yüzünden daha da günibirlik olarak gideceğimi sanmıyorum..

www.markapon.com

şöyle bişey var.

Bende amatör fotoğraf çekiyorum.Aynı zamanda Boluluyum.Oraya fotoğraf gezisi düzenlemiştim.Sadece sülüklü göl tek başına sıkar.Onunle beraber göynük ve mudurnu yuda eklemelisin.Tur şirketi yerine 13-14 kişilik bir grupla minibüs kiralamak çok daha iyi olur

ben de muzdaribim bu sıkıntıdan. 2k12 de yeni özellikler var önceki oyunlara göre. muhakkak bir açıklaması yolu yordamı vardır fakat benim takımımnda iyi performans gösteren kevin love'ın puanı arttı mesela ama bu yapılan antremanla mı alakalı yoksa tesadüfen mi oldu bilmiyorum.

sözlükte paylaş face de paylaş, burda paylaş, içine bol key word koy... vs.

diğer flickr üyelerinin fotolarına yorum yap, beğendiklerini favorilerine ekle. alakalı gruplara fotolarını ekle. ingilizce ve türkçe tagler ekle.

fotografinizla alakali gruplari bulup fotografinizi onlara ekleyin.

panoramio.com

Spotçulara bu konuda güvenemiyorum, tanıdık olsa belki. Bimekste satılan şu ürün sanırım bir DS3, fiyatı iyi gibi.

www.bimeks.com.tr

Hemde baya iyi bir fiyat

5 değil de 3 deseydin daha fazla fanatiği çıkardı :d

HoMM 3 deseydin buralar hep cevap dolduydu.

3 hocam, hadi bilemedin 4

Arkadaşlar bende heroes 3'ü çok oynadım ama 5'de acaip hoşuma gitti yapmayın bunu :/

1- Eminönü'nden: Tek vesait yok. Önce tramvayla Kabataş'a. Kabataş'tan da pekçok otobüs Boğaz'dan, Rumelihisarı'nın tam önünden geçiyor... Örneğin, 22'ler(hepsi)... Buradan otobüs bulmak hiç sorun değil yani. Rumelihisarı'nı görünce düğmeye basarsanız durağında inersiniz.

2- Rumelihisarı'nın hemen giriş kapısının yanında oldukça güzel bir çay bahçesi var manzara açısından. Fiyatları ise ortalama üstü. Örneğin ufak çay 2 liraydı sanırım. Daha ucuzu bulunmaz zaten oralarda.

3- Yönlendirmedim.

mavi dolmuşlarla yenibosna yap sonra 31e'ye binip müze durağında in.

ben alsam alttaki tek büyük fanlıyı alırdım. zira 2 küçük fanın sesi her zaman bir büyük fanın sesinden çoook daha fazla olur.

performansını bilemem ama..

aslında benim için ses çokta önemli değil performans taraftarıyım daha çok

cooler master notepal u3

ben olsam çift fanlıyı alırdım.

benim laptop aşırı ısınmadan yandı. tavsiye ederim. yalnız 10 tl likler bir işe yaramaz. almışken kaliteli bir şey alın.

thermaltake ve zalman ürünlerine güvenin alın aldırın. birçok forumda incelemeleri var bu iki marka hariç bin liralık dahi olsa çoğu ske sürülmez şeyler. özellikle zalmanınkiler çok taşaglı

sade soğutucu değil, harici disk yuvası ve ek usb portları gibi ek özellikleri olanlar oluyor. bilgisayarın eksiklerine göre onlardan tavsiye ederim.

şurdan modelleri inceleyebilir, internetteki diğer incelemeleri okuyabilirsiniz.

www.hepsiburada.com

ama hepsiburada hakkında sözlükte okuduğum şeylerden dolayı, oradan alışveriş yapmanızı tavsiye etmiyorum.

şu benim hoşuma gitti mesela - www.hepsiburada.com

bu arada sadece soğutucu tavsiye etmişim. evet soğutucular gerçekten etkili. işlemcinin boşta çalışma sıcaklığını 10 15 derece aşağı çekenleri var ki bu da süper bir rakam laptop için. bildiğimiz üzere sıcaklık düştükçe metallerin iletkenliği arttığından bu sıcaklık düşüşüde size hız olarak geri dönecek. ayrıca alet yalnızca işlemciyi değil tüm laptopu soğutur. en efektif olarak işlemci ve ramler soğur genelde ama diğer parçalarda dolaylı yoldan soğur boardın sıcaklığı düştüğünden ve hava akışı arttığından. ayrıca alt yüzeyide soğuduğundan aletin harddisk dahil heryerin sıcaklığı düşecektir. everest falan kurup fanlı fansız modda karşılaştırabilirsiniz bilgisayarınızın parçalarının ısılarını.dediğim gibi iyi birşey alırsanız kesinlikle farkı göreceksiniz. yazın binlerce kurban veriyoruz fansız kullanılan laptop anakartları olarak.

Ben 2 yıldır Zalman ZM-NC 1000 notebook soğutucusunu (alüminyum, siyah) kullanıyorum, çok ama çok memnunum gerçekten... Kesinlikle tavsiye ederim.

thermaltake'in katlanabilir 2 fanlı soğutucusu var bende. pek ihtiyaç duymuyorum. 50 tl'ye bırakırım.

www.newegg.com

1000 tl ye zor biraz ama ttnet in kampanyası vardı aylık 50 tl 36 ay harika bir bilgisayar lenova markası.

şunu 3 ay önce 1.080'e aldım 6 taksitle. kampanyaları yakalarsan bulabilirsin yani.

www.vatanbilgisayar.com

öyle yeni doğmuş küçücükken yaşarlar. büyüyünce, elbette yaşamazlar. balıkların uzunlukları toplamının santim cinsinden değeri kadar litre su lazım düzgün koşullarda yaşamaları için.

bir tek (benim bildiğim) betta'lar, süper dayanıklı harika balıklar oldukları için, bir bardak suda bile uzun süre yaşayabiliyorlar ama, hayvanlara işkenceden başka bir şey değil tabii.

-ki bir hayvan sahiplenmek de heveslik bir durum değildir.

gönderen kişi ben sağlam gönderdim derse suç kargo şirketine kalır. ve tutanak tutturmak için ürünü kargocunun yanında açmanız gerekti, sonradan tutmazlar. o yüzden sitelerde kocaman yazar, ürün geldiğinde imza atmadan önce kontrol ediniz diye. eğer hakikaten suçun satıcıda olduğunu düşünüyorsan gg müşteri hizmetlerine buraya yazdığının aynını yaz.

gg sana bir hazır mesajla dönecek. Aynı zamanda alıcıya da bu mesajını iletecek. Ben uğraşma derim. çünkü satış sözleşmesinde de eğer kargoyu getirenin yanında kontrol etmezsen, aldığın ürünü iade etmek istersen kargo ücreti sana aittir.

satıcıyla iletişime geç senden olumsuz yorum geleceği için bir çağresine bakmaya çalışır zaten aldığın ürün 2$ adam bu maliyette bir şey için olumsuz yorum almaktan çekinecektir.

Visual Studio 2010 da SP3 istiyordu, ben de kurdum. Bir zaman sonra bilgisayar açılırken ya da açıldıktan kısa bir süre sonra bilgisayar kitleniyordu ve reset atmadan da gelmiyordu. Bu arka arkaya da tekrarlayabiliyordu. Biraz araştırınca SP3'ten kaynaklandığını öğrendim. SP3'ü kaldırınca sorun düzeldi ve Visual Studio 2010'u da kullanmaya sorunsuz devam ettim. Anlamadım ama Visual Studio 2010 hala çalışıyor yani :)
Bu da böyle bir anım idi. :D

var evet. (bkz: #14563036)

co.uk olmasın o?

siparişinizi tamamlama (ödeme aşamasına gelmeden) girdiğiniz teslimat adresine göre "bunu bunu bunu gönderemem, ya farklı adres gir veya sepetten sil" diye uyarı çıkıyor. amazon.com'da böyle. co.uk'den alışveriş yapmadım hiç. yani kafanıza göre ekleyin. bazen bazı ürünlerde farklılık olabiliyor. yani ücretini ödediğiniz bir ürünü size göndermemeleri gibi bir durum yok. eğer adres uygun değilse söylüyor ücret öncesi. (geçen duyurudan birisi mouse almıştı. normalde göndermedikleri halde gelmişti)

öncelikle neden sadece iki lense odaklandınız geniş açıda onu anlamadım. tokina 12-24 f4 kullanıyorum ben, gayet de memnunum. haricinde canon un 10-24 (ya da 10-22 tam emin değilim) çok iyi bir lens olduğunu okudum. özellikle tokina 12-24 ü tavsiye ederim.

ikinci olarak da 18-55 in üstüne 55-200 ya da 250 gibi bir lens alınacağına en baştan 18-200 gibi bir lens almanızı tavsiye ederim. tak çıkar lens değiştir aman orasına burasın toz girdi çıktı gibi şeyler çok bayıyor bir süreden sonra. ayrıca baya bir inceledim ve gerçekten 18-200 vs gibi lensler çok iyi sonuçlar veriyor.

400 tl ye kadar sigmanın 70-300 leri falan var da okuduğum kadarıyla bu 55-200 , 55-250 gibi lensler çok daha iyi sonuç veriyormuş.

bence elinizdeki 18-55 i de elden çıkarıp daha geniş aralıklı bir objektife yönelin.

ya da bütün ehpsini boşverip 35mm ya da 50 mm gibi sabit odaklı lensler alıp onlarla takılın. falan filan.

kitlensi elden çıkarmam imkansız gibi bir şey çünkü canon makinelerle birlikte gelen bir lens. Tokina 11-16'da ısrarlı olmamın sebebi de araştırdığım kadarıyla piyasadaki en iyi geniş açı lenslerden biri olmasıydı. Hani bir alt modelini alırsam ilerde daha iyisi acaba nasıl diye kafamda soru işareti oluşturmamak içinde.. Dediğiniz gibi bende sigmayı yeni gördüm hatta sahibinden.com'da 275 tl ye dahi var. Bu arada sizin tahmininizce tokina'nın 11-16 sı ile 12-24'ü arasında bariz fark var mıdır ? En azından 12-24 benim için daha alınabilir şu an için.

e 12-24 ün en büyük avantajı daha büyük bir aralığa sahip olması. ayrıca sabit f4 diyafram olamsı da süper. 11-16 ise daha düşük diyafram değeri ve daha geniş bir açısı var.

yani en iyisini almak gibi birtakıntınız yoksa bence tokina ya da sigma gayet gideri olan lensler. ben tokinayı alırken daha kesin olduğu ve sabit diyafram olduğu için tercih ettim. Ayrıca geniş açı nedeniyle meydana gelen distorsiyonlar da daha az. 10-20 de ise distorsiyon çok daha fazla. bu tamamen tercih meselesi. kimisi daha fazla distorsiyon siter kimisi daha az.

tabiki param olsa 11-16 yı alırdım ben de.. ama şu saatten sorna da ne kadar param olursa olsun elimdekini satıp 11-16 almam. ama arada acaba sigma 10-20 yi alsa mıydım acaba diye düşünüyorum. çünkü o distorsiyon çok hoş bişiy..

he bir de sigmanın 8-16 mı ne zoom fisheye lensi var. oan da bir bakın.

maps.google.com

meydandan aşağı doğru inerken, sağ tarafta diye hatırlıyorum.