[]

Bu iki kişiden hangisi ayrılmalı sizce?

Bir iş yerinde iki kişi var biri diğerinden daha deneyimli ve yeni gelen personele işi öğretmesi gerekiyor. Deneyimli olana a, yeni gelene b diyeceğim

A ilk başta işi öğretiyor ama ikisinin ortak düzenlemesi gereken saatleri b'ye hiç söylemeden kendi avantajına olacak şekilde düzenliyor. B bunu fark edince bir üstlerine durumu söylüyor saatlerle ilgili sorun kalmıyor ama a o günden sonra b'ye surat yapıyor. İşle ilgili söylemesi gereken şeyleri doğru düzgün söylemiyor. Bu durumda b'yi mi çıkartırlar sizce?


 
A'nın öyle bahsedilen bir iş yükü yok ve üstler b ye hak veriyor. Ancak aralarında bir problem kalmadı sanılıyor.


  • Sonsuzluk ve Bir Gün  (05.06.22 17:12:29) 
@Sonsuzluk ve Bir Gün, A'nın öyle bahsedilen bir iş yükü yoksa B başlangıçta niye işe alındı? üstlerin ne dediğinin bir önemi varsa da, hak-hukuk oyunu oynamaktansa bir zahmet A'yı kenara çekip saatleri düzenlemesini ve B ile eskiye uygun şekilde geçinmesini söylesinler. üstler boncuk dağıtmayı sever :)


  • belki bilardo  (05.06.22 20:18:22) 
[]

Nasıl bir tutum sergilemeliyim sizce

Yeni bir işe başladım. Bir ay oluyor. Maddi değeri olan Bir ürün eksik. İş arkadaşım konuşurken benim alabileceğimi ima ettiğini fark ettim. Bu gün de önceki iş yerinde yapılan hırsızlıkları anlattı. Bu arada üç tane kamera var. Sizce müdüre Bu durumu söylemeli miyim? O da şüphelendiyse zaten kameraya bakmıştır ama arkadaşımın imalarından sıkıldım.




 
Açıkça sorardım ben olsam, ‘benim çaldığımı mı ima ediyorsun?’ diye.


  • orient blue  (30.05.22 21:01:15) 
Samimi olmaya gerek yok o kişiyle.
Yeni gelenler potansiyel olarak hataları yüklenen kişi olarak görülebilirler.

Olabildiğince de bu konuda her şeyi üstlere uygun dille yansıt. Sonradan mesele patlayacağına şimdiden duysunlar.
O kişinin bu konuda senden önce davranması da söz konusu.

Her daim rahatsızlık veren şeyleri konuşanlarla bir yere kadar.
Standart olarak yeni gelen işi/çevreyi tanımaya çalışır.
Eskilerise üst takıma şirin görünmeye çalışırlar her daim.
Üsttekiler ise şikayet gelmediği sürece her şeyin yolunda gittiğini zannederler.
Oysa bu hayatın kendisine ters bir durumdur. Her şey çok iyi yolunda gidiyorsa zaten bir sorun vardır.
  • Erva  (30.05.22 23:12:24) 
Yöneticinle paylaş, kamera varsa bakın netleştirin de.
Ne siz ne de başkası durduk yere töhmet altında kalmasın.

  • burfak  (31.05.22 08:49:46) 
[]

Çalışırken terapiye gitmek

Ayda bir kez terapiye gidiyorum. Bunu iş görüşmesi sırasında söylemeli miyim?

Siz işe gidip terapiye gidenler nasıl yapıyorsunuz, iş yerinizdekiler bunu biliyor mu? İzin sorun olur mu?


 
sorularıyla bunu irdeleyecek kadar ahlaksız ve anlayışsız insanlar olabilir. bu yüzden söylememenizi tavsiye ederim.


  • golgi aygıtı  (28.02.22 16:22:24) 
Çekinceniz nedir? Terapiye ihtiyaç duydunuzun belirtilmesi mi? yoksa Ayda bir erken çıkacağım bu sebeple, bilmeliler mi?

Eğer ilkiyse, hayır, kesinlikle söylemenize gerek yok. İkincisiyse, ben olsam sonraki aşamalarda söylerim çok zorunda kalırsam.

Kimin nasıl düşüneceğini bilemezsiniz.
Bir de sizin işinizi etkilemiyor olabilir durumunuz, ancak bunu karşı taraf böyle algılamaz.
  • burfak  (28.02.22 16:25:19) 
Bu konuda iki türlü düşünülebilir:

1) Ne gerek var... Söylemem olur biter. Belki söylersem bu benim için olumsuz bir etki yaratır.

2) Terapi alıyor olmak son derece doğal bir durum. Sırf bu yüzden benim hakkımda kötü düşünecek bir işletmede ben zaten çalışmak istemem. O yüzden bunu rahatça dile getirebilirim.

Ben olsam iş bulmak benim için hayatta kalma meselesi değilse terapi aldığımı belirtmekten çekinmem. Ama bunu söyleme yeriniz ve tarzınız da önemli. Durup dururken "ben düzenli olarak terapiye gidiyorum" derseniz tuhaf karşılanabilir.
  • pispinti  (28.02.22 16:29:46) 
söylemeniz saçma olur. onlar kim ki özel bilgilerinizi veriyorsunuz? terapi günü işim var deyip çıkardım ben olsam.


  • birmilyonunvarmi  (28.02.22 16:36:09) 
İşinizi etkilemeyecek herhangi bir şeyi beyan etmeniz gerektiğini düşünmüyorum.


  • anon1m  (28.02.22 16:36:21) 
bu bilgiyi vermek zorunda değilsiniz diye düşünüyorum ben de. onun dışında izin konusunda sıkıntı yaşarsanız terapistinize iş dışındaki saatlerde online görüşmeyi önerebilirsiniz, çoğu psikolog online da seans yürütüyor zaten.


  • centrolenidae  (28.02.22 16:49:18) 
terapiyi online yapiyorum. Iste de is arkadaslarimla sohbet ederken gayet normal sekilde, konusu gelirse bahsediyorum terapist de soyle dedi vs diye. Ama bunu insan kaynaklarina veya mudurlerime beyan etme ihtiyaci duymadim. Yani doktora gidiyorken de 'doktora gidiyorum' diyoruz mesela, 'kadin doguma gidiyorum adet duzensizligim var cunku' falan diye detay vermiyoruz, o da bir saglik ihtiyaci ve ozel bir bilgi.

isle ilgili bir etkinlige denk gelirse de terapiyi ise gore ayarliyorum, isi terapiye gore degil.
  • sopiro  (28.02.22 17:15:45) 
su an terapiye gitmiyorum ama psikolojik danismanlik aliyorum ayda bir. ayrica corona sayesinde gelen eczaneden ilac alma olayi da bitti hastaneye gidilecek artik. neyse, bak sana ve buradakilere bunu soyledim cunku kimligim bilinmiyor. :)) sen de soyleme. doktora gitmem gerekiyor de. cok irdelerlerse fizik tedavi falan uydur bir seyler ama psikolojik danismanlik aldigini soyleme. is yerindeki arkadaslarina da soyleme. yoneticine de soyleme.

el cevab:
1- hayir
2- hayir
3- sanmiyorum, en azindan bizde sorun olmuyor
  • nibba  (28.02.22 18:47:01) 
[]

Hayata geç kalmışlık hissi

Bundan kurtulamıyorum bir türlü. Hayatta hiç tecrübem yok ve bundan sonra da hayatımda güzel ne olabilir ki diye düşünüyorum.

27 yaşımdayım ama sadece 7 ay iş tecrübem var araya pandemi girince her şey daha da kötü oldu. Arkadaşlık ilişkilerim zaten yüzeysel. Etrafımda benim yaşmda olan herkes ya evli, ya uzun ilişkisi var. İş konusunda da sıkıntıları yok. Bense Hayatımda bir şeyler degissin diye uğraşıyorum ama olmadığını görünce bu zamana kadar olmamış, bundan sonra da olmayacağını kabul et işte diyorum.

Bu hisleri yaşayıp hayatını yoluna koyan var mı?

 
düşünce o kadar ilginç bir şey ki, neyi sürekli ve yoğun bir biçimde düşünürseniz, sonunda o gerçekleşir. hep "zaten kötüyüm, yalnızım, parasızım hep böyle olacak işte" derseniz daha beter hale gelirsiniz. inanın ya da inanmayın ama hep olumlu olmanız lazım. ben bunları yaşadım ama ders çıkardım ve her geçen gün az az ilerleyeceğim ve gelişeceğim demeniz lazım. sonra da harekete geçmelisiniz.

iş konusunda mesela, ne okudunuz? tecrübeniz hangi firmada ne üzerine? artık insanlar 27'ye yakın mezun oluyorlar, geç bir yaş değil. hergün düzenli olarak kariyer, yenibiriş, linkedin vs. işlere başvurun ama hergün oturup yapın. alanınızda bulamıyorsanız başka yapabileceğiniz alanlara yönelik işlere başvurun. biri olmazsa biri olacaktır illaki. kpss'ye girdiniz mi ya da? 6-7 ay var ona da, çalışmak için yeterli bir süre. bölümünüzü bilmiyorum ama en kötü düz memur olursunuz, 80 küsür puanlarla yapabilirsiniz.

aşk olayına gelirsek de insanlar 30'larda evlenmeye başlıyorlar artık, 27'de daha yeni sevgili bulmak kötü bir şey değil. 27 yaşında 5 senelik ciddi ilişkisi olanı düşünün, ayrıldılar mesela. ee ne oldu? o da sizinle aynı durumda şu an. yaşı dert etmek yerine düzgün birine denk gelmek, güzel bir aşk yaşamak için dua etmek gerek. şu an işsizseniz muhtemelen biraz daha asosyalsinizdir. işe girip yeni insanlarla tanışıp çevreyi genişletince bu problem de hallolur, içinizi ferah tutun.

özetle su akar yolunu bulur. bunları dert etmek yerine oturup "evet elimde neler var, ne yapabilirim, kendime nasıl bir rota çizebilirim" diye düşünüp harekete geçin. çocuk değilsiniz ki ağlayıp oflayıp puflayınca bir şeyler değişsin ya da düzelsin. hayatınızı güzel hale getirecek olan sizden başkası değil.
  • rose parks  (25.12.21 16:08:13 ~ 16:08:52) 
2-3 hafta sonra 30a giriyorum, evliyim, iyi denebilecek bir isim var, yurtdisindayim bende de hayata gec kalmislik hissi var. neden bilmiyorum, bu his herkeste var sanirim :/


  • fakyoras  (25.12.21 16:26:35) 
en.wikipedia.org
Örneklere bakın. 27 hiçbir şey için geç değil.

  • ganbatte  (25.12.21 16:27:51) 
23 yaşında ünivden mezun oldum. 2 senede 4 iş değiştirdim. 27 yaşındayken işsizdim ve 2 senelik despot bir ilişkim vardı. annemden aldığım parayla çok ilgilendiğim bi eğitimi aldım. sonra instagram sayfası açtım ve sıfır parayla işimin adımını atmış oldum. bildiklerimi yazarak paylaşıyordum (despot erkek arkadaş kimliğimi açık etmeme izin vermiyordu.)
30 yaşımda asıl okumak istediğim bölüme girdim. 32 yaşıma girerken despotu def ettim. işi şirketleştirdim. 33 yaşında kendi evime çıktım (kira). 34 yaşında bölüm ikincisi olarak mezun oldum (bu temmuzda yani). o araya bi sevgili daha sıkıştırdım. :))) gala da geç kalmış hissetmiyorum, aksine daha çoğu şey için çok erken gibime geliyor.
tamamen hayata bakışınla alakalı. bunaldığın sıkıldığın yaşın geçti gibi hissettiğim anlarda “daha ne yaşadım ki?” diyorum. 80 yıl ömrüm varsa daha yarısına bile gelmedim ve sonra bir o kadar daha var!
  • inanna  (25.12.21 23:25:35) 
hayatımdaki ilk işe 27 yaşımın sonlarına doğru girdim. şu an 38,5 yaşındayım. kariyerim gayet iyi, bir bankanın genel müdürlüğünde bir bölümün yöneticisiyim. 2 yıl önce de evlendim.

hiçbir şey için geç değil, hele 27 ne istediğinize karar verebileceğiniz, yolunuzu çizebileceğiniz bir yaş. hatta şöyle söyleyim 30 yaşına kadar bile geç değil. rahat olun ve hayattan ne istediğinize odaklanın, sonra da ona doğru yürüyün. aceleyle "elimden bir şeyler kaçıyor" diye karar/lar almayın.

hayata geç kalınmaz öte yandan. iş ve evlilik hayatı tanımlamaz. sizin hayatınızda iş ve aşk olmadan da bir şeyler gelişebilir. bunlar da deneyim olarak size geri döner. ileride illa ki kullanırsınız. bir yere geç kalmadınız yani, herkesin gittiği o yolda birazcık geridesiniz o kadar. ama o yola da girmek zorunda değilsiniz.
  • posthuman  (28.12.21 09:22:06) 
[]

Biotinin etkisi markaya göre değişir mi?

ben mantıken değişmediğini düşünüyordum ancak şu an kullandığım biotin öncekinden daha az etki etti. markaya göre değişebiliyor mu?




 
saç için falansa zaten bir etkisi olduguna dair bilimsel bir kanit yok. farketmez o yuzden.


  • robokot  (11.07.21 17:31:16) 
[]

Dışarıda yemek yiyor musunuz?

Koronadan dolayı merak ettim bu soruyu. Bir çok insan görüyorum dışarıda bir şeyler yiyen. Ayrıca işe gidenler öğle yemeklerinde bir değişiklik yaptı mı?




 
Yiyorum ve ne kadar riskli olduğuyla ilgili bir fikrim yok.


  • pass  (27.08.20 19:22:34) 
Dışarda değil de eve sipariş veriyoruz artık. Kendi tabaklarimiza koyuyoruz ve isitiyoruz fırında. Yenmeklerle ilgili bir sürü araştırma yapıldi, sürekli okuyorum. Ve bulaş görüldüğüne dair bir şey yok henüz. Cafedeki tabak çanak kısmını bilemiyorum tabii. Kurye ile temas etmeme, kutuları ev dışında bırakma vs konularından bahsetmiyorum bile.


  • fraise  (27.08.20 19:34:41 ~ 20:13:52) 
yiyorum. bir sorun yaşamadım.


  • black holes in the sky  (27.08.20 19:57:36) 
Evet yiyoruz ama avm'ler eskisi gibi kalabalik degil.


  • Avoiding The Puddle  (27.08.20 20:00:39) 
son altı aydır, bi kere lahmacun gömdüm, bildiğim tanıdığım bi yerde. onun dışında hayır.


  • scudman1  (27.08.20 20:03:54) 
Mart 15’ten beri disaridan sadece 1 kere yedim. O 1 kere haric disarida veya eve siparis seklinde hic yemedim. Yemem de.


  • invictae  (27.08.20 20:24:01) 
Mart agustos arasi toplamda dort kere filan yedim. Eskiden cok fazla idi sayı. Bu dort gidisimde de cok pahali geldi zaten. Bu ne ya dedim. Artık eskisi gibi gideceğimi sanmam.
Is yerinde de oturma duzenini degistirdik. Ayni anda yemiyoruz filan onun disinda bir degisiklik olmadi. Uc ay filan cesitlerde kisitlama olmuştu. Simdi o da eskisi gibi.

  • a perfect lie  (27.08.20 20:24:56) 
Çok yedim, yiyorum, keşke yemesem.


  • Hallegadola  (27.08.20 20:30:23) 
Marttan beri dışarda ne yiyorum ne içiyorum. Açık ya da sebze posetine konulmuş ekmek bile almadım. Ama bu tamamen benim pinpirikligim. Anneannemler teyzemler falan fırından hep aldı mesela neyseki bi durum yok.


  • superfluid  (27.08.20 20:35:14) 
Yiyorum. Şirkete gittiğimde mecburum. Evde de haftada bir dışarıda yiyoruz. Bu korkunun sonu yok maalesef.


  • kumulatifvergimatrahi  (27.08.20 20:48:10) 
genelde dışarıdan besleniyorum. virüs sürecinde de böyle devam etti.


  • spirit crusher  (27.08.20 20:55:47) 
sadece aşırı pişmiş yani komple fırınlanan; pide, lahmacun gibi şeyleri.
ve paket veya eve siparişle mecbur kalınca yiyorum.
dışarıda herhangi bir cafe/restorana oturmuyorum bile.
  • jimjim  (27.08.20 20:56:32) 
Disarida bir kez oturdum onda da lahmacun yedim. Ama gitmem bir sure daha

Eve siparis verdim iki uc kez

Hic avnye gitmedim bu surecte
  • exlibris  (27.08.20 22:07:29) 
Hemen her gün çiğköfte/börek yiyorum. Bazen dışarıda, bazen evde.


  • ryhmer  (27.08.20 22:09:02) 
Yiyorum, restaurantin icine girmiyorum. Bahcesi, terasi olanlari seciyorum ve kalabalik gunlerde ya da saatlerde maalesef gitmiyorum. Sali aksami gidiyoruz mesela, masalar zaten bos oluyor.

Öglen yemegini es geciyorum, ilk büyük ogunu 5-6 gibi yiyorum. Calistigim yerin yakininda hep iceri girip oturmam gereken mekanlar var, o nedenle es geciyorum ogle yemegini.
  • buf-e kür  (27.08.20 22:38:26) 
Avm'lerde yemedim ama dışarıda olan mekanlarda yemişliğim var. Daha bugün yedim hatta.


  • put it in your appropriate place  (27.08.20 23:20:20) 
[]

Narsistlerle ilgili bir soru

narsistlerle ilgili okuduğum bir yazıda narsistler zamanı acı çekmemek için dondurmuştur ve bu nedenle aslında gerçekten bir şey hissetmezler diyordu. En önemli kendileri oldukları için de etrafındakileri umursamazlar.

Buna göre;
Çevresinde üzücü bir şey olduğunda gerçekten hissetmediğini kendisi de biliyor mu yoksa o da üzülüyor mu?

Bir de narsistin narsistliğini gösterdiği kişi kim olur? Kendisini gerçekten sevdiğini düşündüğü biri mi? Onu hayatından çıkaramayacak biri mi? Yoksa varlığı ve yokluğunu umursamadığı birini mi seçer?

Teşekkürler

 
birini seçmez zaten başka türlü davranma repertuarı yok. yani narsistik davranışları herkese karşı gösterir. örneğin eşiti birini aşağılayıp üste çıkmaya çalışabilir, altındaki kişilerde hayranlık oluşturmaya çalışabilir, sevgilisini sürekli hayran etmek isteyebilir onu bulamazsa terk edebilir vs.

ilk soruya da gelirsek bunlar bilinçdışı süreçler, yani empati becerisinin düşüklüğü, öteknin duygularına yabancılık bilinçli gerçekleşmiyor ve farkındalığı düşük kişinin o yüzden acı çekmeye biliyor. ancak narsistik kişi kayıplar karşısında deprese olabilir. statü kaybı, hayranlık kaybı, çok yakın ilişki kaybı, iş kaybı gibi. aslında hiçbir zaman otantik ve çok samimi ilişki kurmasa da (çünkü bilinçdışında kaybetmekten korkar) yine de kayıplar sonrası depresif duruma geçer. genelde böyle durumlarda terapiye başvurabilirler.
tabii söylediklerimin hepsi genelleme. her narsisist böyle olacak değil.
  • red g  (24.08.20 20:14:45) 
Üzücü bir şey olduğunda gerçekten hissetmediğini kendisi de biliyor mu? Bunu hem adeta narsisizmin sözlük tanımı Olarak yaşayan bir insanı tanımış olmaktan dolayı yaşadığım tecrübeden hem de bir uzmanın ağzından duymuş biri olarak cevaplıyorum. Kesinlikle hayır. Narsistler duyguları genelde taklit ediyorlar. Üzülüyor gibi görünüyorsa da aşık gibi görünüyorsa da... kendisinden başka bir şeyi sevme yetisine sahip olmayan bir canlı neye üzülebilir? Mesela sevgisizlikten dolayı üzülür diye düşünürdüm başta ama sizin onu sevmemeniz mesela onun yetersizliğinden değil sizin onu anlamayışınız / kendi problemleriniz / sizin yetersizlikleriniz sebebiyle oluyor.

Narsistliğini gösterdiği kişi herhangi birisi olabilir. Kitaplar bunu “av” olarak tanımlıyor. Varın gerisini siz düşünün...


Edit: red g’nin cevabını şimdi okudum. İlk soruya çok güzel yaklaşmış. “Çevresinde üzücü bir şey olduğunda” diye sormuşsunuz ama bu üzücü şey genelde statü/hayranlık kaybı yaratırsa acı olarak tezahür ediyor. Terapiye yönlendirilmeleri çok zor gerçekten. Ama kendilerini üzerinden tatmin edecekleri yeni bir durum yarattıklarında bu acı geçiyor bu arada genelde.
  • irene  (24.08.20 20:27:52 ~ 20:35:20) 
narsist bir yakınım olmuştu; üzülüyor gibi gözüyüorlar ki aslında başrolde oldukları için kendi dertlerine konu sizin acınız üzerinden kolaylıkla evrilebiliyor. yani özetle sizin üzüntünüz bile onun spot ışıklarını kendi üzerine çekebileceği bir araç.

genelde sizi çok önemsiyor gibi görünüp davranıyor bir süre, buna kendisi de inanıyor muhtemelen ve bilinçdışı denildiği gibi. planlı hareketler değil.

benlik duygusu aşırı olduğu için bir süre sonra tüm özne kendisi oluyor ve sizi kendi uzantısının bir parçası olarak gördüğü için tüm duygusal ihtiyaçlarını ve egosal tatminlerini üzerinizden gerçekleştiriyor.

bir nevi, eğer zayıf anınızda yanınızda olmuşsa durum daha tehlikeli demektir =) av olarak sizi belirlemesi çok daha kolay.
  • apurucikipi  (24.08.20 21:34:30) 
narsist özür dileyince gerçek mi değil mi nasıl anlıyoruz
kendi başına mı tedavi etmesi gerekiyor bu durumu

kendisinin ön planda olduğu çok açık ama tamamen duyarsız da değil
rol mü geçrek mi
  • bir soru sorcam  (17.12.22 13:43:49) 
[]

Romantik film bulmaca

Adamla kız eskiden sevgililermiş. Ancak ayrılıp uzun süre görüşmüyorlar. Yeniden bir araya gelip bir kaç gün geçiriyorlar. Ayrıldıklarında adam trafik kazası geçiriyor ve kalbini kadının oğluna veriyorlardı.

Bu filmin adını bilen var mı?


 
aşk tesadüfleri sever. o değil sanırım ama konu bayağı bir benziyor.


  • anarsika  (17.08.20 19:32:25 ~ 19:33:16) 
The best of me


  • carmenta  (18.08.20 16:44:04) 
[]

Aile ilişkilerinin iç içe olması

Bilmiyorum sadece benim çevremdekiler mi böyle ama bu durum tuhafıma gidiyor.

Çocukluğum zaten aile apartmanında geçti. Herkes herkesin her şeyini bilirdi. Kim nereye gidecek ne oldu vs.

Sonra mesela bir tanıdığım var. Evlendi, annesine çok ısrar etti onlar da evlerini satıp, onun oturduğu semte taşındılar. Kocasının hafta da bir gün izni var. Onu da eşinin ailesinin evinde geçiriyor. Tatile mi gidilecek birlikte gidiyorlar.

Yine bir tanıdığım var. Evlenince aile apartmanında oturmaya başladı. Sürekli kaynanasıyla iç içe. Eşinden çok kaynanasını görüyor sanırım. Bir diğeri ailesinden farklı şehirde yaşıyor. Ama annesi beş altı ay yanında duruyor senede.

Bir diğerinin eşi iş için seyahate gittiği zaman eşini ailesinin yanına bırakıyor sonra da gelip alıyor falan. Bunlar sizce de fazla iç içe durumlar değil mi? Sadece bana mı düşüncesi bile boğucu geliyor merak ediyorum.

 
Bence de fazla. ama onlar mutluysa sıkıntı yok. öyle mutlu oluyorlar demekki.


  • fezagezgini_4  (12.08.20 20:15:00) 
bizim aile de boyle. ozellikle anne tarafiyla. igrenc, vicik vicik, sacma iliskilerimiz var ve nefret ediyorum


  • batlegolas  (12.08.20 20:18:03) 
yalnız değilsin, bana da düşüncesi bile boğucu geliyor. benim çevremde de çok var öyle. onlar da beni yadırgıyor :)

bu konudaki düşüncelerimi yazdım yazdım sildim. çok dertli olduğum konudan sormuşsun :)

ilave: kazık kadar olmuş, işi gücü olan, yeterli para kazanan insanların, bekar da olsalar, aileleriyle yaşamalarına da akıl erdiremiyorum.
  • pati  (12.08.20 20:19:04 ~ 20:26:40) 
Bunlar anormal şeyler. İnsan kendi anne babasına tahammül edemezken nasıl bir başkasınınkine edebilsin? Mesafe varsa saygı da kendini korur. Önemli olan bu.


  • ruhen hastayim ben  (12.08.20 21:07:06) 
Bayağı bu şekilde yaşayan aile var. Mesela iki çocukluk arkadaşım evlendi; ikisi de sabah çocukları alıp annesinin yanına geliyor; akşam kocaları alıp eve götürüyor. Kaç senedir sadece uyumak için evlerine gidiyorlar. Gayet de mutlular. Ben sıfır akraba ile mutlu oluyorken onlar da böyle mutlu oluyor demek ki. Sıkıntıdan birbirlerine sardıklarını düşünüyorum.


  • wish i could find a way to disappear  (12.08.20 21:21:49) 
Türk toplumuna dair en nefret ettiğim şeylerden biri. Böyle bir ailem olmadığı için çok şanslıyım. Toplumca kişisel alan diye bir kavramımız yok. Bana çok ezikçe ve zavallıca geliyor. Resmen sürünün parçası. Başka bir şey değil.


  • denizgonen  (12.08.20 23:02:45) 
Ne guzel iste. Hayati acisiyla, tatlisiyla sevdigin ve seni sevenlerle beraber paylasarak yasamak kadar guzel ne olabilir?

Bu munis iklimden uzak, hayata kablolarla bagli metropol uygarliginin insanlari bunu nefret edilesi bulabilir. Onlar icin en buyuk sans bol sayida plastik kredi kartlari olsa gerek.

"şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin"
  • Kirmizibavul  (12.08.20 23:17:09) 
[]

Ne sıklıkla film izliyorsunuz?

sb




 
normalde haftada 1 civarıydı, evde kalmaya başladıktan beri haftada 3-4'tür ortalama. bazı hafta sonları günde 2 film izledim mesela.


  • Bruce  (11.06.20 16:27:47) 
jrr +1

o da sevdigim bir oyuncu oynuyorsa. onceleri deli gibi film dizi izlerdim. bi yerden sonra insan birakiyor galiba
  • baldan kaymak  (11.06.20 16:39:51) 
bazen günde iki tane, bazen birkaç haftada bir.
belli olmuyor.

  • blatta hiberna  (11.06.20 16:41:01) 
Haftada 2 3


  • Topalordek  (11.06.20 16:46:04) 
hafta 1.


  • sizofren06  (11.06.20 16:51:52) 
Belli bir sıklığı yok. 11 Mart'tan bu yana (eve kapandığım tarih) saymadım ama on film izlemişimdir sanırım. On filmin altı tanesini son iki haftada MUBI'den izlemişim.


  • vedatchilipeppers  (11.06.20 16:54:13) 
Benim de degisiyo, bazen ayda bir film bile izlemiyorum, bazen günde iki film izliyorum. Karantina başladığından beri ortalamam haftada üç film.


  • epistemic_regress  (11.06.20 17:20:12) 
Ramazan ayındayken ve bayramda hemen hemen 1 tane izliyordum. Bu ay biraz sekteye uğradı ama son 4 gündür, bir film izliyorum.


  • put it in your appropriate place  (11.06.20 17:36:06) 
değişkenlik göstermesine karşın, haftada 4'ü ortalama olarak kabul edebilirim. geçen hafta her gün 1 film izlerken bu hafta sadece 1 film izledim.


  • belkider  (11.06.20 17:43:07) 
Senede 1-2


  • paramolacak  (11.06.20 19:33:52) 
vizyona giren her filmi izlerim genelde.

netflix'in filmlerini bile izliyorum.
  • ozdek  (11.06.20 19:35:13) 
Haftada 1-2.


  • iwasbornonamountainside  (11.06.20 19:38:58) 
Haftada 2-3


  • hayirsiz  (11.06.20 19:47:19) 
[]

Sizce hangi kolye günlük kullanıma uygun

Arkadaşlar kendime bir kolye almak istiyorum sizce baget kolye alsam günlük kullanılır mı? Yoksa tektaş kolyeler mi daha uygun olur?




 
Link verseniz.


  • elorelia  (24.05.20 16:03:24) 
bu kadar kısıtlı bilgiyle; baget kolye günlük kullanım için tek taş kolyenin bir adım önünde.


  • kumandanim  (24.05.20 17:15:34) 
ikisi de gunluk kullanilir +1


  • 65 derece  (24.05.20 18:12:59) 
günlük kullanımda tektaş+1


  • rayde  (24.05.20 19:31:01) 
[]

Bu durumda ne yapardınız?

şimdi diyelim ki başında yakın olduğunuzu düşündüğünüz bir arkadaş grubu var. Ancak sonradan diğerleri daha yakın oluyorlar. Ayrı whatsapp grubu kuruyorlar, içlerinden birinin bir daveti oluyor ve sizi çağırmıyor. Siz buraya kadar onların sizi istemediğini anlamıyorsunuz sonrasında dışarıda kaldığınızı anlıyorsunuz ve uzaklaştığınızı düşünüyorsunuz. Ancak en başından beri sizden yardım istedikleri bir konu var. Sizde onlardan uzaklaştığınız halde devam ediyorlar. Bu yardım istekleri de tamamen onların sorumsuzluğundan kaynaklı olan bir şey ve başkalarından da yardım alabilirler ya da kendi başlarına yapabilirler ama siz bir kere alıştırdığınız için artık görev gibi oldu. Bu durumda artık benden bu konuda bir şey istememelerini nasıl söylemeliyim?




 
yara bandını nasıl çekersin? ben cart diye çekerim.

eğer seni uzaklaştırdıklarını düşünüyorsan kibarca çok yoğunum artık bu işi yapamayacağım kusura bakmayın mesajı at gruba.

sonra senin dedikodun döner öteki grupta biraz ondan sonra unutur giderler.

meraktan soruyorum iş ya da okul arkadaşı grubu mu bu arkadaş grubu dediğiniz?
  • ozdek  (20.05.20 14:40:08) 
bir anda yapma taraftarı değilim. önce ne yapacağını planla sonra adım gerçekleştir.
önce geç yazmaya/cevaplamaya başla. sonra da gruptan "çok yoğunum, takip edemiyorum, sessize almaktansa gruptan çıkayım, işler hafifleyince dönerim" diyip mesafeyi aç.
ya da o noktaya yakınsan hemen yap.
daha sonra dozu artırırsın. başka şeylerle meşgul ol. ve gerçekçi olalım; zaten kısa bir süre sonra tamamen kopmuş olacaksınız, bu ortamın kimseye ne bir faydası var ne de anlamı. o yüzden süründürmemek lazım. yolları ayır
  • MtKrt  (20.05.20 14:51:09) 
istiyorsan yaparsın, istemiyorsan yapmazsın. doğrudan söyle, çok ince düşünme.


  • ebabil curnatasi  (20.05.20 15:04:27) 
Ben çok dan dan söyleyen biriyim.

Yapmamı bekledikleri sürenin sonuna kadar beklerim. Ne oldu bizim iş dediklerinde de yeni kankalarınızla beraber yaparsınız artık. Madem çok da mikinizde değilim yeni işçi arı bulun derim.

İnsanlara direk sokup sokup çıkarıyorum lafı ben. Bana dert olacağına ona dert oluyor.
  • tessera  (20.05.20 15:17:08) 
Dümdüz söyle.


  • funl  (20.05.20 15:27:30) 
sen onların arkadaşlığına ne kadar muhtaçsın? asıl cevaplanması gereken soru bu. buna vereceğin yanıta göre ya gemileri yakarsın, ya da o grubun bir parçası olmak için ödün vermeye devam edersin. kendi ilkelerimi çiğnediğim bir iki kişi olmuştur bu hayatta, o bile insanın kendine olan saygı ve sevgisine zarar veriyor.


  • bugisme  (20.05.20 15:53:17) 
Dürüst olmak gerekirse açıkça dışlanmışsın ama seni kullanmaktan da çekinmiyorlar. Kötülük bu. Ben kötülüğe iyilikle cevap vermem dersen o işi batır ya da hiç yapma ama bunu da onlara bildirme ki biraz sıkıntıya girsinler. Yok ben yapamam dersen güzelce siz yolunuza ben yoluma konuşması yapabilirsin ama muhtemelen seni suçlarlar üstüne gereksiz tartışma olur. Sessizce her yerden engellemek vs. de çözüm olabilir.


  • influx  (20.05.20 17:10:07) 
Kaba bir şekilde değil ama açıkça söyle. ''Artık yapmak istemiyorum, bu işi bırakıyorum'' vb. olabilir. Kaba söylersen uzar gider bu mevzu bence.


  • wmeh  (20.05.20 18:05:41) 
[]

Hastanelere gidiliyor mu?

korona şüphesi dışında diğer bölümlerden randevu alıp doktora gittiniz mi bu sıralar?




 
Gittim


  • giovanne  (16.05.20 15:45:18) 
özel hastaneye gitmiştim. iki hafta önce bomboştu rahattı.


  • anarsika  (16.05.20 16:03:01) 
[]

Birine çok mutsuz gözüküyorsun demek

Bunu birine demek için ne amaçlıyor olmak gerek sizce. Eğer herhangi bir biçimde ''Evet öyleyim'' dediğinde bir şey yapılmayacaksa tamamen merak gidermek için mi soruldu demektir.

Bizi tersleme ihtimalini yakınlık derecesine bağlı olarak göz önünde bulundurmalı mıyız?


 
Eger birine bunu soruyorsam, tamamen merak gidermek icin soruyorumdur. Yardim edip etmeyecegime verilen cevaba göre bakarim.


  • VIPCH  (13.02.20 17:42:21) 
bana çok derler bunu ya. çok mutsuzsun, çok yorgunsun. öyleyim yani napayım..

soruna cevap değil :(( ama takipteyim.
  • damla sakızlı dondurma  (13.02.20 17:44:09) 
ben bunu birine onu iyi hissettirmek için sorarım.

Behzat ç.'ye iyi misin diye de sorsan, nasılsın diye de sorsan saçma sapan konuşma la der. ama abi mutsuz görünüyorsun dersen. he la, akşam bi meyhane yapak da dertleşek biraz der.

yani dökülür.

bana da biri hayırdır karadenizde gemilerin mi battı dese boş yapıyor derim.

ama biri gelip de çok mutsuz görünüyorsun derse içimden içten bir vay be çekerim.
  • onemoremile  (13.02.20 18:18:16) 
Yardim amacli olabilir.
Ama cogu baskalarinin mutsuzluklarindan beslenen insan bozuntulari bana gore.
Cevremde ikisi de var.
Ilkinin orani yuzde 5 diyeyim.
  • Flipsflops  (13.02.20 18:29:18) 
şimdi ben mutsuz görünebilen biriyim genel olarak. yani mizaç gereği olsun, herşeye gülmeyen biri olduğum için, bu tarz yorumlar alabiliyorum. bir insan güldüğümü görmüşse ya da beni tanıyorsa bu tarz yorumlar yapmıyor.
ama bu tarz yorumlar yapan insanlar benim hakkımda önyargılı olan insanlar oluyor ve böyle bir cümleyi mutsuz olan, öyle görünen birine söylemek yapılmaması gereken birşey diye düşünüyorum.
çünkü benim sinirimi bozabiliyor. düşün sen cidden zaten mutsuzsun, biri geliyor, çok mutsuz görünüyorsun diyor. sonra ne konuşmaya davet ediyor, ne başka birşey. bu mantalitede insanlar şöyle düşünür: "bu çok mutsuz görünüyor, benim de enerjimi sömürür". buraya kadar tamam, saygı duyarım.

karadenizliyim. karadenizde gemilerin mi battı diyenlere de gıcık oluyorum.

çünkü ben bunu kimseye yapmam. birini mutsuz gördüysem mutlu etmeye çalışırım, ya da boş boş yorum getirmem. ben nedense bu tarz yorumlar getiren insanların genel olarak iyi niyetli olmadıklarını düşünürüm.
  • resimci  (13.02.20 18:30:45) 
birine saçını mı boyattın gibi bir şey sormak bence. birine bakarsın gözleri üzgün suratı yıpranmış bende olsam az samimiyetim varsa derim üzgün görünüyorsun diye. ne var ki bunda? herkes bazen üzgündür.
karşıdaki insan bu durumu çok takmıyorsa evet keyfim yok der biter zaten muhabbet.

evet öyleyim derken de sert söylemişse konuyu açmam, ama konuşmak ister gibi bir hal görürsem tabi ki konusurum elimden geleni yapmak isterim
  • speranza  (16.02.20 13:38:34) 
Daha bu sabah birine "siz de hiç iyi gözükmüyorsunuz' dedim, hitabımdan da anlaşılacağı üzere samimi olduğum biri değil, nasılsınız sorusuna cevaben iyi olduğumu söyleyip bunu sordum ve hemen pişman oldum, hoş bir şey değil, bariz bir şekilde iyi gözükmüyosun demiş oldum, zaten belli ki iyi olmayan birine. Amacım yoktu, öyle gelişti.

Yakın olduğum birine söylersem dertleşme amacı güdüyor olurum herhalde, ya da elimden gelen bir şey varsa yardım etme amacı.

Tersleme değil de hoşuna gitmediğini belli etme durumu göz önünde bulundurulabilir.
  •   (16.02.20 14:07:44) 
[]

Beyin Mr sonucu yorumlama

Beyin mr sonuçlarından anlayan bir doktor var mı acaba aramızda bir şey sormalıyım.




 
Var.


  • pro9it9is9  (17.12.19 14:55:34) 
[]

İnternette en çok vakit geçirdiğiniz siteler

En çok vakit geçirdiğiniz siteler hangileri?




 
duyuru, sözlük, youtube arasında dolaşıyorum.


  • basond  (16.11.19 19:13:32) 
reddit, sözlük, duyuru, YouTube.


  • unalub  (16.11.19 19:15:25) 
Youtube duyuru sozluk twitter


  • exlibris  (16.11.19 19:17:46) 
Youtube, Twitter, duyuru.


  • epistemic_regress  (16.11.19 19:18:59) 
Youtube ve duyuru. Gerçi pcde spotify kullandığımdan beri youtube a daha az girmeye başladım.


  • Amaranta ursula  (16.11.19 19:25:21) 
duyuru,twitter


  • mikahakkinen  (16.11.19 22:14:04) 
Youtube, sözlük ve log.


  • halitkin  (17.11.19 10:14:48) 
[]

Kulaktan gelen nabız sesi

Yatarken kulağımdan nabız sesine benzer bir ses duyuyorum, çınlama değil. Ayaktayken olmuyor sadece yattığım zamanlar. Sesi dinlemekten uyuyamıyorum. Doktora da gideceğim gerçi ama nedenini bilen var mı? Veya size de oldu mu böyle bir şey?




 
Geçmiş olsun. Aynısı oldu. Havuza gidiyordum o dönemler. Doktora gidince iltihap oluştuğunu, bunun da kulak zarını damara yaklaştırdığını (!) söylemişti. Bu nedenle sessiz ortamda pıt pıt nabız sesi duyuluyordu. Bir şey de yapamıyorsun, bir zaman sonra çok rahatsız edici hale geliyordu. Neyse kulağımı yıkattım, iki gün ilaçlı pamukla gezdiğimi hatırlıyorum. Sonrasında tamamen geçti. Tekrar havuza gitmeme sebeplerinden biridir benim için.


  • panamera  (11.11.19 14:37:23) 
Bende de oluyor arada. Geçen kahve içtiğimde oldu. Normalde kahve içmem. Kulak tıkacı kullanıyorum bazen uyurken. Onun pisliğinden olmuştur diye düşünüyorum ya da tansiyon falan. Kbbye gidicem yakın dönemde


  • glamdr1ng  (11.11.19 15:26:34) 
nabzın yükseliyor olabilir, panamera nın dediği gibi kulak iltihabı da olabilir. tansiyonuna bak yüksekse olur. kahve içiyorsan yatmadan yine olabilir.


  • walter white kilikli  (11.11.19 17:46:23) 
[]

Sizden Hoşlanmadığını Belli Eden Biri

Aynı ortamda olmaya mecbur olduğunuz biri var ve bariz bir şekilde sizden hoşlanmadığını, sevmediğini belli ediyor. Bu kişiye karşı tavrınız nasıl olurdu? Aynı şekilde davranmak yorucu olmaz mı?




 
Zorunlu haller dışında muhattap olmam, ben de onu sevmediğimi belli ederim.


  • diffarentiationation  (26.10.19 17:07:28) 
Görmezden gelerek ciddiye almadığını belli ederim. Görmemeye çalışmak da bir çaba gerektiriyor sonuçta tabi ama benim kastettiğim mümkün olan en eforsuz şekilde o kişi ve davranışları üzerinde durmamak.


  • Olive  (26.10.19 17:14:46) 
Görmezden gel, yokmuş gibi davran +1

Daha güzel bir yanıt olmuyor bu tiplere, kuduruyorlar :)
  • aksi kanitlanmadikca cocuktur  (26.10.19 17:34:02) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.