[]

birini eşek sudan gelene kadar dövmek için hangi dövüş sporunu öğrenmeliyiz

30una merdiven dayamış bi kadın olarak, yeni başlayıp kolay öğrenebileceğim, savunma amaçlı olmayan, ciddili eşek sudan gelene kadar dövmeyi sağlayacak bir dövüş sporu arıyorum. önerisi olan?




 
kick boks- muay thai


  • dinsiz adam  (08.08.15 21:53:01) 
Boks.


  • ra amin ka  (08.08.15 22:03:28) 
en kısa zamanda en çabuk gelişme sağlayabileceğiniz spor boks olur. karşınızdakinin çenesine vuracağınız bir aparkat/kroşe direk yıkacaktır. kick boks/muay thai için esneklik gerekir, o tekmeleri çıkartabilecek esnekliğe ulaşmak 30 yaşında biri için çok kolay bir iş olmayacaktır.


  • scotty cheese cake  (08.08.15 22:10:05) 
ninjutsu, jujutsu. pek güç gerekmiyor daha çok tekniğe dayalılar. biri ninjaların dövüş sanatı diğeri de samurayların. genel olarak sakatlamaya yönelik hareketleri var. sakatla sonra döv işte.


  • empat  (08.08.15 22:12:36) 
Thai box, boku çıksın diyorsan krav maga. Sadece dövme kısmını ciddiye alıyorum çünkü savunmaya dayalı olmayan, kolay öğrenilen, ve bir kadının dezavantaj sahibi olmayacağı bir dövüş disiplini yok. En ofansifi bile iyi bir savunma ile gardı düşürme üzerine kurulu. Çünkü karşında kalas gibi duran adama ceki çen dahi olsan vuramazsın.


  • gunde 3 litre kola icen adam  (08.08.15 22:42:13) 
Patakütegir diye bi spor dalı var, çin işi bu, buna gir sen.


  • bigbadabum  (08.08.15 23:01:57) 
krav maga. ürojenital bölgeye çalışılan bir teknik. vur kaç usulü. zaten vur ve kaç. şansın yaver gitmezse ergin herhangi bir erkeği eşek sudan gelene kadar dövemen. anca toplara vurup secdeye getirebilirsin.


  • kargn  (08.08.15 23:05:02) 
kzıkardeşim wing chun dersleri aldı. %100 çalışıyor.


  • kahin ahtapot paul  (08.08.15 23:06:25) 
aikido ya da aykido

mazlum sporu gibi gozukuyor ama filmlerde bu sporla ugrasan tipler son sahnede fena patakliyor milleti, tavsiye ederim.
  • konets  (08.08.15 23:10:31 ~ 23:10:59) 
Uzun tırnaklar,biber gazı.Çanta da terlik de bulundurmalısınız.


  • herkese saygili deist  (09.08.15 08:08:26) 
benim önerdiğim brazilian jujutsu değildi. japanese jujutsu. japanese'de yere yatırma olayı yok.


  • empat  (09.08.15 12:54:08) 
Önce kick boks, sonrasında belli bir refleks, kuvvet ve esneklik sağlanınca da krav maga derim ben.

Buyurunuz özsavunmaya: www.youtube.com
  • sevgikusunkanadinda  (09.08.15 12:58:39) 
[]

anahtarlı adam filmi soruyorum

Londra veya paris gibi bi yerde geçen, şehrin bütün anahtarlarının kendisinde olduğu bi çilingir bi adam bişe. neydi bu hikaye kimindi filmi var mıydı kafamda deli sorular olm :S bi help ya...




 
Köprü üstü aşıkları? (les amants du pont neuf)


  • denizkedisi  (04.02.15 09:17:26) 
midnight in paris olabilir mi?


  • baal  (04.02.15 09:18:00) 
İyi de bu verdiğiniz filmlerin anahtarla hiç alakası yok?


  • zipirinsan  (04.02.15 10:42:26) 
[]

supernatural benzeri dizi arıyorum

böyle supernatural benzeri, ama dandik olmayan dizi arıyorum. true blood vs bana çok dandik geliyor. hoşlaşmadım. tavsiyelerinize açığım.




 
grimm olabilir.


  • kislar gecmez beresiz  (10.10.13 20:33:15) 
"buffy the vampire slayer" supernatural'ın atasıdır


  • feykalade  (10.10.13 20:40:29) 
buffy'yi izledim, grimm'i bikaç bölüm izleyip bıraktım. secret circle denen saçmalığı izledim ki zaten yayından kaldırdılar onu. witches of east end güzel gibi. başka böyle cadılı madılı güzel bişi arıyorum


  • zipirinsan  (10.10.13 20:44:42) 
en alalarından carnivale var.


  • kislar gecmez beresiz  (10.10.13 20:48:51) 
misfits
dead like me
fantastik komedi olması dışında pek aradığın tür değil ama çok eğlenceli dizilerdir..
  • feykalade  (10.10.13 20:55:58) 
Sleepy Hallow var yeni dizilerden.


  • nec12  (11.10.13 00:11:03) 
  • sizofren hayaller  (17.10.13 22:25:31) 
buffy the vampire slayer ve angel bu dizilerin ataları sayılır. izlemediysen onları izle.


  • kirazıseviyorum  (17.10.13 22:30:55) 
[]

sümüklü kediye iyileşsin diye nabalım?

selam. ninja üşütmüş hapşırıyor. hapşırdıkça mavimsi yeşil sümüklerini ortaya saçıyor. normalden fazla uyuması dışında oyunculuğu ve hareketliliğinde bi değişiklik olmadı. ateşi 37-38 derece. şimdi sorunum şu ki param yok veterinere götüremiycem ayın birine kadar en azından.

şimdi ilaç dışında, hasta kedi iyi olsun diye nabıyım? ıhlamur mu kaynatayım vikis mi süreyim sonraa ne bileyim işte sebze çorbası mı yapayım?


 
İnsan ilacı vermiyorsun kediye.


  • karlmarx  (27.12.11 00:06:49) 
insanlara verilen tum ilaclar hayvanlara da verilebilir diye duymustum yani evde olan usutmeyle ilgilli ilaclari deneyebilirsiniz ama sorumluluk kabul etmem(:


  • cmr_sa  (27.12.11 00:09:13) 
memeli hayvan olduğu için çok düşük dozda (1/50) semptomatik tedaviye yönelik ilaçlar kullanılabilir diye düşünüyorum. tylol hot gibi.


  • meternity  (27.12.11 00:12:48 ~ 00:13:13) 
2 bira ver gecer coooo.ne demısler cıvı cıvıyı soker dıye.


  • anti silence  (27.12.11 00:24:06) 
istanbuldayım. ben insanlara verilen ilaçların, özellikle aspirinin zehirli olduğunu biliyorum. öyle kendi kedisini zehirleyen çok kişi gördüm. sorun şu ki bir veterinere gösterip ilaç alamıyorum o nedenle evde nane limon kaynatsam iyi gelir mi meraktayım sadece. sümükleri aktıkça üzülüyorum.

tuvaletinde de bir problem yok. düzgün silindirler halinde, ama iğrenç kokuyor. çişinde renk değişimi yok.
  • zipirinsan  (27.12.11 00:30:59) 
Bebeler için olan portakallı vitaminden ağzına şırında edin 5 ml kadar. Belki toparlanmasına yardımcı olur. Kedim 1 yaşına gelene kadar vitamin verdim, gelişimine (ve tosun gibi olmasına) çok yardımcı oldu. İyileştirici ilaç olarak bir şey tavsiye edemiyorum maalesef.
Ya bu arada kedi nasıl üşütür ki? Dışarı çıkan bir kedi mi bu?

  • felina  (27.12.11 01:20:42 ~ 01:28:41) 
burnu kuru mu kontrol edin. bol bol su içsin.


  • mea maxima culpa  (27.12.11 03:30:41) 
immunex verin 3-4 gün.
eğer hastalığı çok ilerlememişse hemen toparlanır.
veterinere götüremiyorum demişsiniz gerçi, ama evde vardır belki diye söyleyeyim dedim. fiyatı 20-25 lira civarında.
  • blatta hiberna  (27.12.11 17:28:07) 
[]

kedi problemleri

merhabalar, benim 4 aylık bir kedim var. yaklaşık 1.5 aydır benimle. şöyle ki, birbirimizi çok seviyoruz. alıştık da. dibimden ayrılmıyor, başucumda yatıyor. yanıma uzanıp kafasını elime sürtüyor vs. ama kucağıma gelmiyor, kucağıma alınca kaçıyor. bir de oynarken yahut durduk yerde hart diye ısırıyor. önceden annemi filan ısırıp beni ısırmazdı. şimdi annem evde yok diye mi ne, beni ısırmaya başladı. ısırmasın diye ne yapabilirim? kucağıma gelsin, oynarken ısırmasın istiyorum. hani azıcık ısırsa tamam neyse de, kanatıyor yaa jiletçiler gibi geziyorum ortalıkta.




 
ısısrmaması için yapmanız gereken tek şey kucağınıza almamak. maalesef kediler aslında bütün hayvanlar insan gibi farklı farklı karakterlere sahip. siz diyorsunuz ki kucak sevmiyor. evet sorun burada: kucak sevmiyor.
ısırması konusunda vurmayı (hafifde olsa) pek önermiyorum. daha çok yüksek sesle "hayır" çok daha fazla işe yarıyor. bir de kanatacak kadar ısırıyorsa biraz ürküyor da olabilir. nedenini bilemem. biraz sabredin zamanla değişebilir o huyu. bakın benim erkek kedim çok samimi iken kızıştığı 3 ay süresince neredeyse yanımıza bile gelmez oldu. ancak geçen hafta kısırlaştırdık ve şimdi artık kendiliğinden gelip kucağımızda bile uyuyor. (ki kızışmadan önceki dönemde bunu da yapmazdı) insan gibi düşünün. zaman zaman davranışları, huyları değişir. acele etmeyin ve kesinlikle zorlamayın. zorlama sizden daha çok uzaklaştırır.

  • ben smyrna  (27.11.11 09:01:13) 
olayı şu; kucak sevmiyor, ısırmayı seviyor. 2 ay kadar sonra dişinin kuvvetini ayarlamayı öğrenecek ve o zaman ısırmalar sona erecek. bir de bunun henüz çocuk olduğunu unutmayın. büyüdükçe huyları değişecektir.


  • tururo  (27.11.11 09:50:58) 
[]

her akşam bu saatlerde başıma ağrı giriyor, neden sizce?

başağrısının saati mi olur ama benim var işte, bu saatlerde başıma ağrı giriyor. bu saatlerde, günün diğer saatlerinde yaptığımdan farklı bi aktivitem yok. kitap okumam, film izlemem, sözlükte takılmam yahut karanlıkta sessizce yatıp dinlenmem farketmiyor. saat sekiz deyince benim başım ağrıyor. her akşam bi apranax içmek dışında bi çözümü olan var mı? yahut sizce hangi doktora görünmeliyim?




 
sinuzit de akşam vakitlerinde başağrısı yapıyor. sinüzitiniz var ise, sabah banyo yapıp dışarı çıkıyorsanız (ki bu sinuzitiniz yoksa da yapar), çok çok az da olsa rüzgar esiveriyorsa filan...


  • paranoid corpse  (22.08.11 20:56:57) 
[]

film tavsiyesi istiyorum

arkadaşlar eski zaman ingilteresinde geçen filmler izlemek istiyorum. eski zaman derken misal 1920lere 40lara kadar eyvallahım var. edebiyat uyarlamaları da olabilir. ama 16,17,18,19. yüzyılda geçen filmler olsa harika olur. fransada geçen yahut fransız filmlerini istemiyorum. her türlü beni boğuyor. misal o yüzyılda geçen değil de arkeologlu tarihli filmler gelir aklınıza, onlar da kabulüm. fantastikli gotikli de olur. frankestein demeyin de asdfsd

sense&sensibility, pride&prejudice, jane eyre, wuthering heights, tenant of wildfell hall, cranford, northanger abbey, persuasion, shadowlands ve the woman in black, oliver twist izlediklerim. bunların dışında güzel bişiler bekliyorum sizden. şimdiden teşekkür


 
bram stockers dracula , tamamı ingiltere de geçmiyor ama ingiltere de geçen sahneleri süper , yine victorian atmoster istiorsan interview with vampire


  • morisnayman  (17.08.11 14:34:18) 
www.imdb.com

böyle aramayı denersen daha çok sonuca ulaşırsın sağdan keyword ekleyip çıkartırsın.
  • eja  (17.08.11 14:37:12) 
miss potter.


  • bipolar  (17.08.11 14:50:30) 
ingiltere-the other boleyn girl
the painted veil

fransa-the dreamers
  • yilmazsec  (17.08.11 14:58:06) 
  • tepedeki psychedelic adam  (17.08.11 15:05:00 ~ 15:55:08) 
(bkz: Elizabeth)
(bkz: Elizabeth the golden age) Bunlar 1500 lü yıllarda geçiyor.
(bkz: The Young Victoria) 1800 ler.
(bkz: Shakespeare in Love) 1593.
(bkz: The King's Speech) 1930.
(bkz: Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street).

Hepsi güzeldi diyemem.
  • iustitia omnibus  (17.08.11 15:31:05 ~ 15:34:19) 
the other boleyn girl +1 demekle birlikte bright star da olabilir diyorum


  • liquidcat  (17.08.11 15:50:43) 
[]

uyurken dişleri sıkmak

bu neden olur? eskiden olmazdı, son birkaç haftadır sabahları uyanınca çenem ağrıyor, böyle dişlerimi sıktığımı farkediyorum. çaresi ne? çünkü artık sadece çene ağrısı değil, başağrısı da yapıyor.




 
Ayni sey bana da oluyor arada. Ruyamda da sanki dislerim kirilsa da o acidan kurtulsam diyorum. O donemdeki psikolojik bir ruh halinin yansimasi olabilir mi? Benim acimdan karar veremedim cunku rahat bir insanim.


  • tbernhard  (24.04.11 19:36:42) 
uyuyan guzel hastaligi da denilir buna :P


(bkz: uyurken dişlerini sıkmak)
  • comptrol  (24.04.11 19:39:22) 
Discim stresten oldugunu soylemisti. Disci'ye gidin gece uyurken kullanmak izere agizlik yaptirin, geciyor :)


  • orqan  (24.04.11 20:13:13) 
dişçiye gidip, kendine gece plağı yaptırman gerekiyormuş. ortalama 200 tl gibi bir fiyatı varmış. sebebi de stresmiş.


  • marisa  (24.04.11 20:28:46) 
bruxism, tedaqvisi yok dıslerı kırma dıye aparat yapıyorlar.


  • bryan fury  (24.04.11 20:45:02) 
tamamen sallıyorum ama gla destekleri alırsanız faydası olabilir, zaten zararı olmaz.


  • joepiscopo  (25.04.11 11:35:05) 
[]

can sıkıntısına iyi gelecek filmler

böyle fantastikli yahut komikli, durum komedisi ve korku olmayan hoş filmler arıyorum ki içim açılsın. önerileriniz neler?

edit: due date'ten çok sıkıldım. öyle filmler değil, gerçekten eğlenceli bişeyler arıyorum.

edit2: izlemediğim 1 tane bile film gelmemiş:((

 
due date
golden compass
how high
  • ronaldo17  (13.04.11 23:39:37 ~ 23:41:47) 
izlemediysen c.r.a.z.y. iyidir. stranger than fiction da baya hoştu.


  • in vino veritas  (13.04.11 23:45:19 ~ 23:46:26) 
kickass
scott pilgrims
tron
  • seyyah kartal  (14.04.11 00:00:19) 
the hangover.
o kadar yazdim, izlemezsen bozusuruz.

  • numbernine  (14.04.11 00:13:59) 
delicatessen olabilir gibi geldi sanki, bilmiyorum.


  • tepedeki psychedelic adam  (14.04.11 00:20:12) 
idiocracy
dogma

  • jassinpera  (14.04.11 00:23:20) 
bak. jay and silent bob diye tipler var. ben hastasıyım. kaliteli komedi bekleme ama kesinlikle sıkılmazsın. aslında çok ters girdim sen kevin smith'in bütün filmlerini izle. özellikle clerks bir ve iki ondan sonra dogma çok güzel. mallrats chasing amy filan var onlar da fena değil. başka film yok zaten. ha bide jay and silent bob strike back var. onu diğerleri kadar beğenmedim ama o da fena değil.


  • cagdassalur  (14.04.11 00:27:20) 
be kind rewind
as good as it gets
little miss sunshine
wall-e
it happened one night
erin brockovich
fried green tomatoes
it's kinda a funny story
love actually

son 3u haric hepsi kendini iyi hisset filmlerinin iyilerinden.
  • entrapmen  (14.04.11 00:33:09) 
(bkz: big fish) %99 beğeneceksin bu haldeyken


  • seni sevenleri bir kere uzdun  (14.04.11 01:04:52) 
monsters inc. ne zaman izlesem keyfim yerine gelir.


  • yue  (14.04.11 01:23:53) 
crank


  • dieselsingle2  (14.04.11 01:26:22) 
Ben ne zaman film izlemek istesem ama ne izleyeceğime karar veremesem Groundhog Day izlerim. Fantastik, komikli falan deyince söylemek zorunda kaldım.


  • david lynch  (14.04.11 02:55:50) 
Kerity, la maison des contes


  • nezareten taharet  (14.04.11 09:12:20) 
dinner for dummies


  • halanne  (14.04.11 10:11:05) 
Groundhog Day i de izlemişsindir o zaman


  • melankomik  (17.04.11 11:29:16) 
I Spit on Your Grave.


  • melankomik  (17.04.11 11:32:05) 
[]

linux'ta dvd oynatamama sorunsalı

yeni kurduk bu zımbırtıyı ancak dvd oynatmıyor. hangi medya playerı denediysek olmadı. codec mi eksiktir nedir bir el atıverseniz bize?




 
vlc de kurduk. binlerce medya playerımız var ama hiçbiri çalışmıyor:(


  • zipirinsan  (23.03.11 23:23:37) 
demedik, nasıl diyoruz?


  • zipirinsan  (23.03.11 23:35:05) 
yanlis soylemisim restricted drivers ati ve nvdia driverlari icindi.

restrictedformats olacakti dogrusu.

surayi bi inceleyin;
help.ubuntu.com

dvdleri calistirmak icin sunlari konsola yazmanizin yeterli olmasi gerek;

sudo apt-get install libdvdread4
sudo /usr/share/doc/libdvdread4/install-css.sh
  • entrapmen  (23.03.11 23:43:20) 
[]

kitap soruyorum

evliya çelebi seyahatnamesinin, özet geçilmiş versiyonunu değil de, tam metin versiyonunu nereden bulabilirim? baskısı var mı? varsa hangi yayınevinden basılmış? benim tüm bulabildiğim "evliya çelebi seyahatnamesinden seçmeler" saçmalığı.




 
yapı kredi yayınlarıdan çıkan tam çeviridir. eşi benzeri yoktur.


  • komurluk  (08.03.11 11:09:02 ~ 11:09:42) 
Seyahatnamenin tamamı YKY tarafından yayımlanmıştır. Hem eski yazıyla yazılmış halinin transkripsiyonu hem de günümüz Türkçesiyle olan halleri ayrı ayrı birkaç cilt halinde YKY'de mevcut. Başka da bir yerde yok zaten. YKY bunu büyük bir proje olarak yaptı zamanında. Ama ayrıca yine YKY'den yayımlanma seçmeler de mevcut, onunla karıştırmayın. Benim dediğim tam metin birkaç cilt halinde yayımlandı.


  • microfiction  (08.03.11 11:12:13 ~ 11:13:32) 
@komurluk: iş bankası yayınlarının internet sitesinde evliya çelebi için hiç sonuç çıkmadı


  • zipirinsan  (08.03.11 11:14:11) 
yapı kredi'den çıkanı muhteşemdir. yayınlayanlardan biri, rahmetl yücel dağlı hocamdı.


  • yildirimba  (08.03.11 19:25:02) 
[]

kafa derim yüzülüyor

arkadaşlar normal bir kepek sorunu olduğunu sanmıyorum. resmen kabuk kabuk kafa derim kalkıyor. saçlarımı neredeyse kel ettim, boyattım, kepek şampuanı da kullandım ama bana mısın demiyor. naapayım sizce? kaşınıyor, kaşınmasını geçtim çok kötü duruyor yaa...




 
aaaa! yeni mi türedi? (bkz: seboreik dermatit) olsa gerek. doğru dermatoloğa. oynama sakın onlarla. azarlar, çıldırırlar, sinirlenirler, saldırırlar vuuuu. dermatolog evet. sen bi şey yapma yani, en fazla şampuan kullan hassas deriler için olan kaliteli bi şeylerden.


  • applebite  (11.05.10 22:36:10) 
seboreik dermatit ile aynı sey mi bilmiyorum ama saç derisi egzaması da olabilir. eger yıkamadan sonra bile hemen kepeklenme ve genelde aynı yerde oluyorsa bu kabuklanmalar, bence odur. ve losyoları, ilaçlarıyla cok rahatlatıyor.


  • lazuri  (11.05.10 22:56:39) 
Seboreikliler klübü filan kuralım artık. :) Dermatoloğa danışın hemen. Yalnız öyle pekte tedavi edilebilen bir şey değil sağolsun. Ya da bende işe yaramıyor bilemeyeceğim. Deride yaramsı görüntüler oluyor, siz oynadıkça kabuk kabuk dökülüyor. Kaşınıyor, kaşıdıkça daha beter oluyor. Nacizane önerim mümkün olduğunda kaşımayın, kaşıdıkça görüntü de çirkinleşiyor.

Edit: Geçmiş olsun demekte lazım.
  • neskafefincanindaturkkahvesi  (11.05.10 23:03:23 ~ 23:07:00) 
saç egzaması. çözümü yok ancak düzenli kullanlan losyon ve şampuanlarla filan sakinleştirilebiliyor bu olay. sakal varsa orada, hatta kaşlarda bile çıkabiliyor bu saçma sepelek iş. tedavi edilmezse saç kaybı kaçınılmaz oluyor orası daha da kötü. (travmatik ölçülerde yaşıyorum oradan biliyorum :))
her insanın ihtiyacı olan tedavi dozajı farklı olduğundan dermatolog en iyi kararı verir. saç yapınıza, kafa derinize göre ph değeri uygun olan bir şampuan verecektir muhtemelen, bir-iki tane de losyon ile rahatlayabilirsin büyük ölçüde.

  • exexex  (12.05.10 12:12:20) 
[]

eklenti soruyorum

sözlükte sol frame'i ve okuduğumuz başlıkları otomatik güncelleyen bir eklenti var mı? mesela maç izlerken o maçla ilgili sözlük başlığını açıyoruz, ben f5'e basınca salak bi reklam çıkıyor, bugün'e bas, ordan başlığı bul, kaldığın yere geri gel... bunu otomatik yapan bişi olması lazım. sadece maç başlıkları için değil, sözlükte populer olan tüm başlıkları okumak için gerekli bence:) var mı böyle bişi? varsa nedir, nerden indirip yükleyebilirim?




 
alt f5 ile sadece freymı refresh edebilrisin


  • bryan fury  (10.05.10 12:52:04) 
tam olarak istediginiz gibi olmayacak ama, entryleri tersten gosteren bir script vardi yanlis hatirlamiyorsam. onu yukledikten sonra manuel olarak, sag tiklayip reload frame diyebilirsiniz. en son girilen entry en ustte cikacagindan bir daha kaldiginiz yeri bulmaniz gerekmez uzun basliklarda.


  • dahicocuk  (10.05.10 12:53:58) 
@bryan: denedim olmuyore:/

edit: yahu ne türlü yenile desem, istersem sağ tıklayıp yapayım, istersem türlü f5 kombinasyonları deneyeyim hep o salak reklam çıkıyor! çıkmasın istiyorum!
  • zipirinsan  (10.05.10 12:55:06 ~ 12:58:00) 
ne reklami cikiyor ben asil onu anlamadim. maci izlediginiz sitenin tika karsi reklam olayi olsa gerek. sayet oyle ise o sitede noscript ile bircok seyi engelleyip yalnizca maci gosterecek hale getirebilirsiniz. bu sayede diger sitelerde herhangi bir sorun cikmaz.


  • entrapmen  (10.05.10 13:07:05) 
başlığı yeni pencerede açarsan frame'siz gelir, orada istediğin kadar refresh yaparsın


  • desdinova  (10.05.10 13:10:36) 
@entrapmen: yahu reklam nickli yazar yok mu sözlükte? misal bugün sürekli etifest çıkıyor. yarın efes çıkar öbürsü gün başka bir reklam entrysi. maç başlıkları örnek, misal lost günleri aynı şey lostta da oluyor.


  • zipirinsan  (10.05.10 13:13:54) 
haaa, simdi anladim olayi ya...

benim buna yonelik cozumum su, f5 yerine, sagdaki rakama basmak. ornegin 2. sayfadasiniz, 2. sayfanin rakamina basarsaniz sayfa yenilenmis olur.
tek sayfalik olanlar da ise bugune cok basmiyorum, sabit tutuyorum. veyahut orta tus ile yeni bir sekmede aciyorum. bu sayede en rahati. orta tus ile actiktan sonra istediginiz kadar f5 yapabilir, isterseniz rakamlardan da refresh yapabilirsiniz.
  • entrapmen  (13.05.10 00:58:25) 
[]

iş güvenliği?

mesela bir işçi doğru düzgün yolunda yordamında işini yapıyor olsun. işveren de o işin yapılmasıyla ilgili her türlü güvenlik önlemini falan almış olsun. farzedelim ki başka bir işçi geldi, işini doğru düzgün kendi halinde yapmakta olan adamı "şakaaaaaa" diye itekledi, adamın uzvu koptu, yahut öldü.

şimdi bu durumda işveren tazminat ödemek zorunda kalır mı, "şakaaa" diye iten adamın durumu ne olur? o da tazminat öder mi? hapis yatar mı? yatsa ne kadar yatar? mesela işveren de adamı dava edebilir mi?


 
hapis yatar tabi ki.


  • xenophobe  (07.05.10 12:45:55) 
ya asıl merak ettiğim o değil ki. onu mantıken zaten çözebiliyoruz.

konu şu: işveren, iş kazasında kusuru ölçüsünde işçiye tazminat ödemekle yükümlüdür. burada işçinin de işverenin de kusuru yok. ama bir kaza var. bu durumda tazminatı kim öder? işçi niyazi mi olmuş olur konu budur. işveren, kazadan müteselsil sorumlu mudur? yani davayı işverene açıp parayı kazaya sebebiyet veren işçiden mi alırız? yok mu bir iş hukuku bilen?
  • zipirinsan  (07.05.10 13:13:01) 
sevgili zipirinsan..:)

sen koskoca mustafa ateşten ders al:D bunları bilme..tabi işletme ekonomini veriodu sahi o da ayrı konu...

işe girerken, yapılcak ve yapılmaycak maddeler de işçiye, operatöre sıralanır..tabii şaka olarak yazamasada maddelerin birinde mutlaka bu tarz ayrıntılar yazılmalıdır.. yani çalışan operatörü gereksiz rahatız etmeyeceğim, baret takacağım, işimi yapacaım gibi gibi adam aldtına imza atar.

yani böyle durumda işveren sorumluluk almaz. ama 2. konu ise herkesin kendiişini yapabilmesini sağlayabimek. ve de tehlike oluşturacak parçaların iş dısı kullanımını engelelyecek uyuarı yazıları asarsın. bu durumdada nispeten engelelrsin.

ve en başta işe girerken vereceğin iş başı eğitimi ile bunu sözlü ve yazılı oalrk bildirisin.

bildirmezsen bildirmediğin için senn de gayri resmi sucn olur. ama her ihtimale karsı böyle durmlarda iş hukuku kanunları hep işçiden yana olur hatrlatayım:)

yani eğitim şart:D
  • raki masasinin degismez adami  (07.05.10 13:20:39) 
sevgili zıpırinsan,

iş bu noktada soruşturmada ortaya çıkacak durumlar önemlidir çünkü;
eğer işveren personeline bu aletler amacı dışında kullanılmaz, tehlikeleri budur şudur diye uyarıda bulunmuşsa, sözleşmesinde, görev tanımında adama neleri yapmaması gerektiğini anlatmışsa kusur olarak sadece o işçinin diğer arkadaşına şaka yapmak için kendi işini aksatıp aksatmadığını tespit etmediği için yani işçisini kontrol etmediği konusunda cezai işlem görebilir.
ama bunun dışında iş kazasına sebebiyet veren kimse, işverenin tüm uyarı, önlem ve eğitimlerine rağmen bunu yapmışsa asli kusurlu sayılır.
işverenin tüm önlemleri aldığını varsayarsak tabi.
ama bunun dışında işveren eksikliğine göre asli kusurlu da olabilir.
her türlü iş kazasında işveren suçludur diye garanti yoktur unutmamak lazım.
  • icemanr  (07.05.10 14:53:08) 
her turlu kazada az yada cok isveren sucludur. senin soyledigin durumda saka yapilan adamin ilgili makinaya kolunu gotunu kaptirmasini engelleyecek proses dizaynini yapmadigi / yaptirmadigi ve gerekli onlemleri almadigi icin bir miktar suclu bulunacaktir.


  • jupiterianvibe  (07.05.10 15:05:18 ~ 15:05:33) 
[]

film soruyorum.

şu torununu tavlayan nine haberini okuyunca aklıma geldi, hani bi film vardı adam çok olumsuzdu her şeye muhalefetti. sonra olumlu olma bişiysine katılıyordu her şeye evet demek zorunda kaldığı için yaşlı bi teyzeyle sevişmek zorunda kalıyodu, teyze takma dişleri çıkarıp adama müthiş bi oral yapıyordu... adı neydi bu filmin?




 
yes man. jim carry


  • pposeidon_1  (30.04.10 10:39:33) 
[]

spoiler scripti

yaa sanki böyle bişi vardı, tarayıcına kuruyordun, spoilerları görmüyordun. ben mi kıçımdan uyduruyorum? varsa link verirseniz sevinirim paylaşım için teşekkürler emeğe saygı + rep:))




 
  • dambil  (26.04.10 02:58:47) 
[]

attorney, lawyer ve advocate arasındaki fark ne?

ben hepsini birbiri yerine kullanıyordum, ama kullanılmaması gerekmiş. neden? farkları ne biri bi zahmet açıklayabilir mi? eheh sonra da behavior ve manner arasındaki farkı da açıklarsa hatta sevinirim. gerçi onu az da olsa çıkardım ama bu lawyer meselesi çok kafa karıştırdı.




 
şimdi anladığım kadarıyla şöyle. sallıyor da olabilirim.

lawyer: bu bizim bildiğimiz anlamda avukat.
advocate: bildiğimiz anlamda avukatı da kapsamakla beraber, bir tarafı savunan kişi. avukat da olabilir, savcı da olabilir sanki.
attorney: bunun hukulla alakası yok. sadece vekil olan kişi. avukat kastediliyorsa attorney of law deniyor. ama herhangi bir durumdaki vekil için de kullanılan bir kelime.
  • kibritsuyu  (19.04.10 11:21:11) 
behavior davranış demek, nasıl davrandığımız durumu. manner ise hal, tavır, tarz demek, attitude gibi. manner genelde behavior'dan biraz daha soyut denebilir.


  • fotrsapka  (19.04.10 11:29:02) 
"... mahkeme size avukat bulacaktır ..." ın aslını da cogu filmde attorney oalrak kullanıyorlar ?


  • bryan fury  (19.04.10 11:31:03) 
aslında hepsi kullanılabilir gibime geliyor. advocate'i avukat olarak pek kullanıldığını duymadım gerçi ama. attorney, daha çok amerikada kullanılan bir terim. "vekillik eden" anlamına da geliyor ama zaten avukat da bu anlama gelmiyor mu (burasından emin değilim)? belki de amerika'da kullanıldığı için her yerde kullanılmaması gerekiyordur, bilemedim.

lawyer bildiğimiz avukat zaten.

advocate'in ise daha çok "savunucu, yandaş" anlamında kullanıldığına eminim. mesela "abortion advocate" gibi, yani kürtaj savunucuları veya kürtaj yanlıları.

manner ise daha çok genel bir tutuma işaret ediyor kanımca. bir insanı tanımlayan hal ve tavırların tamamı yani. behavior ise belirli durumlara karşı nasıl davrandığına işaret ediyor. ayrıca behavior'un bilimsel araştırmalarda falan bir duruma karşı gösterilen reaksiyon anlamında kullanıldığı da oluyor.

önemli not: ne hukukçuyum, ne ingiliz dili ve edebiyatı, ne tercümanlık. genel kültür + genel ingilizce bilgisi üzerinden fikir yürüttüm. dolayısıyla bir bilen onaylar veya düzeltirse süper olur.
  • resistance is futile  (19.04.10 11:31:26) 
şimdi ben manner'ın huy anlamında kullanıldığını, yani bir alışkanlık süreklilik içerenlerde kullanılması gerektiğini, behavior'ın ise anlık davranışlar için kullanılması gerektiğini çıkardım. hani böyle kullanıyorum artık, doğru mudur?


  • zipirinsan  (19.04.10 11:37:06) 
aslında bu ayrımlar, ingiliz hukukunda yapılıyor daha çok. zira onlarda her avukat, her davaya giremiyor. örneğin yargıtay düzeyinde duruşmaya girmek için belli bir kıdem sahibi olmak gerekiyor. ancak amerikalı hocadan öğrendiğim kadarıyla

lawyer: hukuk fakültesi mezunlarının tamamı lawyer'dır.
attorney: daha önce de söylenmiş vekil demek. attorney at law derseniz avukat olur. örneğin vekaletname de power of attorneydir ki, hukuki anlamda avukat olmayan kişilere de örneğin şirket yetkilisine de verebilirsiniz.
advocate: dava, bir tarafı temsil eden avukatlar için kullanılır. Advocates' of the parties (tarafların avukatları) denir mesela.

Bu nedenle nerede kullanacağınıza bağlı olarak bu sıfatlar değişiyor.
  • kahvegibi  (19.04.10 12:10:46) 
bildiğim kadarıyla lawyer'ın birincil görevi hukuki danışmanlıktır. bürosuna gidip derdinizi anlattığınız kişiler lawyer'dır ve her lawyer mahkemeye çıkmaz. attorney sizi resmi olarak temsil eden vekil kişilerdir. attorney at law ise sizi mahkemede savunan kişilerdir. bildiğimiz avukat bu oluyor sanırım.

advocate kelimesini ise şeytanın avukatı filmi haricinde herhangi bir yerde görmedim, duymadım.
  • sir gawain  (19.04.10 12:19:58) 
genel olarak avukat anlamında kullanılan kelime advocate diye biliyorum hatta ingilizce'ye benzer dillerde de avukat denince adfokat falan gibi değişik versiyonlarıyla karşılaştığım olmuştu. lawyer daha çok hukukçu anlamında.


  • overdose  (19.04.10 13:09:23) 
savunma avukatina defending attorney deniyor.
hukukculara genel olarak lawyer deniyor. ama benim avukatim demek istediginde, my lawyer diyebilirsin.
cocuk haklari savunuculari demek istediginde children's advocate diyorsun. buradan da anlasiliyor ki, advocate olman icin ille de hukukcu olman sart degil. bir konunun aktif destekleyicisi, savunucusu olman yeterli.
  • compadrito  (19.04.10 15:30:19) 
[]

göz açtırmak?

benim sorum şu: çekik/küçük gözlü biri estetik ameliyatla kendisini iri gözlü yapabilir mi? serdar ortaç gözünden türkan şoray gözü yapılabilir mi?




 
g. korede benzer ameliyatlar yapılıyor


  • clementine  (06.04.10 23:38:34) 
inanırsak olur bence:)


  • mrwaquras  (06.04.10 23:42:02) 
Double Eyelid Surgery diyolar da asyali olmayan goze yapilir mi bilemem.


  • pinking of you  (06.04.10 23:55:02) 
yaptırmaya niyetli kişi yaptırmasın bence. ilerde dünyanın sahibi çinliler olacak. işimize yarayacak çekik gözlerimiz.

p.s: lisede lakâbı japon olan sözlük yazarı.
  • phonex  (06.04.10 23:58:30) 
jackie chan film çekimi sırasında gözüne bir darbe almış ve ameliyat olmuş. iyileştikten sonra gözü daha iri görünüyormuş. bu yüzden ötekini de açtırmış. olabiliyor yani.


  • ency  (07.04.10 13:21:35) 
[]

su vereydi eyidi?

çok güzel hareketlerde bi skeçte geçmiş bu söz. millet esprisini yapıp duruyor. yutupta ben aradım bulamadım. acaba diyorum bir bilen videosunun linkini bana yollayabilir mi? cahal kalmıyım:)




 
  • la traviata  (08.03.10 14:10:48) 
yehha.org

olabilir mi bu?

naber zipirinsan.:)
  • laughtear  (08.03.10 14:11:44) 
[]

what's the difference between 11818 and 11880?

evet soru açık aslında, nedir bunların farkı?




 
(bkz: #18225969)
(bkz: #18230352)

  • sourlemonade  (27.02.10 20:29:08 ~ 20:29:59) 
bilinmeyen numara hizmetini farklı farklı şirketlere ihale ettiler. adsl gibi oldu yani, hani ttnet var smile var superonline var ya, onlar gibi bişey oldu

hepsinin fiyat tarifesi ayrı yani
  • cisimi yapiyom popom kuru kaliyo  (27.02.10 20:30:39) 
hatta bir de 11811 var.


  • kayranin kedisi  (28.02.10 19:42:35) 
[]

nasıl profesör olunur?

ben merak ettim bunu abi. bi insan nasıl mühendislik fakültesinde prof olabilir? yani düşünüyorum düşünüyorum aklıma gelmiyor. ben ve birçok arkadaşım mezun olalım üniversite kapısından geçmiycez diye adaklar adıyoruz. kendimi asla okumuş prof olmuş düşünemiyorum. ama merak da ediyorum. insan nasıl prof olabilir? çoluklu çocuklu insanlar nasıl o çalışma temposuna motive olabilir. biri bana anlatsın.




 
3000 tl maaş, 3 ay tatil, devlet garantisi vb.. bundan daha iyisi milletvekilliği ki o da 5000 tl maaş, 4 yıl çalışıp emekli olma, 4000 tl emekli maaşı. millet neden yırtınıyor vekil olayım diye, yapılacak iş mi vekillik :)


  • areels  (22.02.10 21:59:23) 
yaa hocalara sorcam ben de, yemiyo gözüm uzattık zaten daha beter uzamasın diye:))


  • zipirinsan  (22.02.10 22:05:21) 
doçentlikten sonra bildiğin kadarıyla yine profesörlük için bir takım çalışmalar yapıp, sınavdan geçiyor. ondan sonra da profesör olarak ömür boyu devam ediyor, tabi ünvanı geri alınmazsa.

müthiş bir yoğun tempo olmayabilir baktığımız. mesela bizim bazı hocalar haftada 2 saat ders anlatıyorlar sadece bize. diğer sınıfa da girdiğini biliyoruz, 2 saat de onlara anlatsa haftada, ayda 16 saat geliyor fakülteye. geri kalan saatlerde de başka okullara gidiyor, avukatlık yapıyor, danışmanlık yapıyor, vs. ama en nihayetinde adamın zevk aldığı ve karşılığında sağlam paralar kazandığı iş bunlar.

günde 16-17 saat çalışan işçiler var, asıl o adamlar nasıl motive oluyorlar bu hayata, onu sormak lazım.

edit: prof. olmak için sınav yokmuş.
  • pomolilik  (22.02.10 22:20:46 ~ 23.02.10 23:05:25) 
okul bitti -> bs.
master / doktora -> ms. / dr
sonra akademik kadro beklerler hangisi boşsa ve hangi kriterleri sağlıyosa (makale, çalışma, boş olan kadronun kriterleri, doktora yeterlilik sınavı, dil vs.... ) ona göre yar.doc ya da doc kadrosuna atama.
sonra mis gibi çalışmalar olursa (türkiye hariç) prof kadrosu varsa bi üni.de başvurur alırlar özelliklerine bakarak ...
  • yoa  (22.02.10 22:22:16 ~ 22:23:19) 
lisans => master + doktora normal geliyor. (doktora da en az bir yayin yapmis olmasi gerekir.) buradan sonra yrd.doc.luk alabilmek adina bazi kriterler var ingilizce bilgisi (kpds veya uds), yayin sayisi, yrd.doc.luk jurisi. juri kismi en kazigi, gecersen ve kadro varsa yrd.doc olursun. sonra yayin + ingilizce dil belgesi (kpds veya uds) {su an icin uds bir kez istenen puan alininca yetiyor.} + yine docentlik jurisi (yine en kazigi bu.) gecersen ve kadro varsa (docentlik kadrosu yani) atanirsin docent. ondan sonra da beklemeye baslarsin yine kadro gelince bu sefer yine bir juriye seminer tarzi bir sunum da bulunursun o ne yrd.doc luk ya da doc.luk jurisine benzer (tabi kimi yerlere gore degiskenlik gosterebilir, her yerde istisna olabilir yani gecirtmezlerse gecirtmezler, ugrastirirlar, surunursun vesaire vesaire falan fistik...) oradan da prof.luk icin yeterli kriterleri saglamis olursun. genelde boyledir.

gordugun hangi calisma temposunu kiyasliyorsun bilmiyorum belli bir seviyeden sonra (dr.<yrd.doc.<doc.) zaten kendi yuksek lisans ogrenci(ler)i ya da asistan(lar)i oluyor bu kisilerin. onlarla ilgilenerek yayin yapmalarini arastirma yapmalarina katki sagliyorsun yoksa atiyorum bir docent olmus birisinin lab.a girip temel deneyleri yapma ve/veya deney gerecleri/duzenekleri kurma-calistirma gibi tempo yasamasi beklenmez, ugrasmazlar. ancak deney sonuclari dahilinde yorumlariyla katki saglarlar ki zaten bu adamlar kariyerinin buyuk bolumunu o islerle gecirmis oldugundan ongorusu ve bilgisi asmis seviyede olur. neyse buradan hareketle makale cikar, bu durum ise akademek kriterlerin en onemlilerinden biridir.


akademik atama ve yükseltme kriterleri uzerinden her universiteye gore degisebilen maddeleri var ama cok cok farkli seyler yok genel butunluk icinde. istersen bu kelime anahtariyla arama yapabilirsin hangi universite ne istemis neyi gereksiz gormus neyi sart kosmus gibi...

tabi bir de soyle bir sey var es gecmeyelim ayip olur, buyursunlar,
(bkz: pijamalı profesör).
  • lejant  (22.02.10 22:52:25) 
Nasıl diye sormuşsunuz ama anladığım kadarıyla asıl öğrenmek istediğiniz "niçin profesör olunur?" sorusunun cevabı (nasılını öğrenmek isterseniz bana yazabilirsiniz). İki gruba ayırmak mümkün:

1. Özel sektörden korktukları için profesör olanlar: Bunlar özel şirkette tutunamayacak türde insanlar. Çoğunu bir iş mülakatına soksanız iki kelimeyi biraraya getiremez, zaten işe alınmayacaklarını bildikleri bu ortamdan kaçmak için üniversiteye sığın(dırıl)mışlardır. Bunlar üniversitede de bir işe yaramaz, senelerce aynı dersi anlatır, profesörlüğü aldıktan sonra bilimsel çalışma yapmazlar (öncekileri de birine yapışmak suretiyle yapmışlardır zaten). Adamını tutma yoluyla yükselirler.
2. Bilim insanları: Bilim aşığı bu insanlar bilimsel çalışma ortamında olmak için üniversitelerde çalışırlar, bilim yaparlar. Bir şeyler keşfederek mutlu olurlar. Yeni bir şeyler bulmanın keyfi hiçbir şeyde yoktur ama bunun için "eşşek gibi" çalışmak gereklidir. Bu tür tiplerin kafasında o sonuca ulaşmak olduğu için çalışmak ağır gelmez, aksine zevkli olur. Bunlarla evlenen de bunu bilerek evlenir, işine gelmezse boşanır :)

Ben asıl özel sektörde şirket sahibinin servetini yükseltmek ve sırf para kazanmak için hiçbir haz almadan nasıl çalışılır onu merak ediyorum. Üniversitede çalışırken sevdiğiniz işi yaparak üstüne para alırsınız :)

Aslında sevdiğiniz bölümde, dersleri ders olarak değil de merak ettiğiniz için okuyor olsaydınız akademisyenleri daha iyi anlardınız.

@areels: Tatil üç ay değil, bir ay.
@pomolilik: prof.luk için sınav yok ve sanırım beş sene prof. olarak geçirmeden işten ayrılırsanız ünvanınızı kullanamıyorsunuz.
@yoa: doktora yeterlilik sınavı sadece doktora tezine başlamak için gerekli.
  • sourlemonade  (23.02.10 08:05:46) 
bir de akademik calismak isteyip de kadro acilamamasindan dolayi ozel sektore gecmek zorunda kalip geri donemeyenler var ki ne sen sor ne de ben anlatayim. para tatli geliyor, donemiyorsun. icinde kaliyor.

ama bir gun sira bana da gelecek.
  • fdegir  (23.02.10 11:26:29) 
"çalışma temposu" dediğin asıl özel sektörde olur.


  • alembic  (23.02.10 18:42:36) 
12 eylülden sonra yökün adamıysan 3 5 çeviriyle bal gibi olur.


  • Mokele  (13.03.10 23:17:06) 
[]

bağsurdan ölünür mü?

hayır bağsur falan değilim. ihsan oktay anar'ın suskunlar isimli kitabında bir yerde, kadı'nın birinin bağsur yüzünden öldüğünden bahsediyordu. çok güldüm okurken. olabilir mi böyle bir şey?




 
kan kaybından ölmüştür belki ? : o


  • vurursa gol olur  (02.12.09 23:27:08) 
kanlı basur kitapta geçen, yani hemoroid. hemoroid zamanla fournier gangrenine dönüşebilir, bu da öldürücü olabilir.


  • ansitu  (02.12.09 23:47:25) 
kanlı basur , kanlı isal/ishal olarak geçen bi hastalık biliyorum: dizanteri. 1hafta içinde engellenmezse ölümle sonuçlanıyo.

Belki kastedilen budur.
  • hayırkaramuratbenim  (03.12.09 22:01:28) 
[]

izmitte mantı yenecek yer

mantı aşeriyorum resmen. şöyle ev mantısı gibi mantı yapan güzel biyer var mı bildiğiniz?




 
çiğ halde alabileceğin bir yer biliyorum. aşıklar caddesi'nde sokağın sonuna doğru sağda ufak bir dükkan. dersen ki aşıklar caddesi neresi, o da sanat sokağına geçmeden önceki cadde, yani fethiye caddesi ile sanat sokağını bağlıyor.


  • pentagram  (16.10.09 17:42:26) 
bana pişmişi lazım:( pişirecek bi mutfağım yok:(


  • zipirinsan  (16.10.09 17:43:29) 
yürüyüş yolundan devlet hastanesine doğru giderken sağ tarafta ''hasıraltı'' diye bir yer var, ev yemekleri, çiğköfte, mantı, ne ararsan var. oraya bi uğra o zaman..


  • pentagram  (16.10.09 17:58:03) 
etken dershanesinin altında olması lazım güzel bi mantıcı.


  • derectus  (16.10.09 19:17:06) 
benim bahsettiğim yer de orası zaten


  • pentagram  (16.10.09 19:24:34) 
[]

şu belirtiler hangi hastalığın olabilir?

idrarı yaparken yanma hissi, sanki çok çişi varmış gibi tuvalete gidip de bi damla bişi yapmak ve idrarın aşırı koyu renkli(neredeyse kırmızı) çıkması hangi hastalıkların belirtisi olabilir? basit bi idrar yolları şeysi mi yoksam daha başka bişiler olabilir mi?




 
yanma hissi ve çok çişim varmış gibi 2 damla bırakıp gelme olaylarını bende yaşıyorum ara ara ama bir hastalık olacağı hiç aklıma gelmemişti. idrarın rengini de yediğiniz şeyler belirleyebilir. ciddi bir şey varmış gibi gelmedi bana.

edit: sürekli oluyorsa bilemicem tabi.
  • emrag  (23.07.09 13:17:43 ~ 13:18:09) 
böbrek iltihaplanması, böbrek taşı, kan iltihaplanması..


  • ztpz  (23.07.09 13:17:49) 
(bkz: sistit)


  • kahvegibi  (23.07.09 13:18:40) 
söylediğiniz rahatsızlık, az yıkanmı$ ıspanak, marul vs. gibi gıda tüketimlerinden oluyor.
yiyip içtiklerinize özen göstermeniz gerek. :))
geçici. mevsim geçişlerinde ve özellik yaz ayların da oluyor.
  • clavelander  (23.07.09 13:23:25) 
çişinde koyuluk varsa hemen hastaneye koşmanı öneririm. kanama geçiriyor olabilirsin.


  • clementine  (23.07.09 13:46:42) 
idrar rengine kadar sistit olduğunu düşündüm ama rengine gelince böbrek taşı olduğunu düşündüm.
lütfen bir doktora (ürolog) git hemen zıpırım.

  • aithra  (23.07.09 14:03:02) 
şimdi bende daha önce idrar yolları enfeksiyonu-böbrek taşı kumu-böbrek iltihabı falan hepsi oldu. ancak belirtiler tutsa da ateş/şiddetli ağrı filan yok. ondan doktora gitmeden önce bir sorayım dedim. doktora gitmekten pek hoşlanmıyorum da.

@tribal: bildiğin çiş yaaa, sidik işte:))
  • zipirinsan  (23.07.09 14:17:33) 
aynı şeyleri yaşamıştım ilk aklıma idrar yolu enfeksiyonu geldi antibiyotikle tedavi ediliyor.cinsel yollada bulaşabilir.hatta partnerde etkileri görülmese bile size bulaşıp görülebilir.ama en güzeli doktora gitmek kesinlikle yoksa işin ucunda prostatit olabilirki düşman başına hiç tedavi edilemeyedebilen bir hastalık çünkü.en kısa zamanda doktora görünmelisiniz.geçmiş olsun.


  • layer26  (23.07.09 16:21:28) 
çeşitli sebepleri olabilir ama genelde bu durumun en iyi tedavisi günde şöyle en 2,5-3 litre su içmek.çok çektim, ordan biliyorum.


  • canimnicknameyazmakistemiyor  (24.07.09 00:27:35) 
[]

aniden artan cilt hassasiyeti

zaten hassas bir tenim vardı, biri dokunacak olsa morarırdı falan ama bu ara bu durum iyice azıttı. dün sandalyede iki saat oturdum diye bacaklarımın arkası yara oldu. bildiğin yara yahu! bugün de terlik giyip yüz metre yürüdüm ayak parmaklarım yara oldu. bileğimi klavyeye dayadım diye bileğimde de yara oldu.

niye olabilir bu? hani morarma kızarma vs şeylere alışkınım da, resmen derimde yaralar açılıyor. hangi hastalıkların habercisi olabilir? hangi doktora gitmeliyim?


 
doktor değilim:
hematolojiye git. o morluklar kan sorununu (bi milyon tane) işaret edebilir. nekroz meydana geliyordur cilt altında. bir ilaç kullanmaya başladıysan veya ilacın dozu arttıysa o da bu etkiyi yapabilir. hassas bir cildin varmış zaten üstüne kan sorunu da eklenmesin. geçmiş olsun.

  • cinematography  (22.06.09 13:26:52) 
ailede şeker var mı? baktırmakta fayda olabilir.

sorun cilt olduğu ilk akla cildiye geliyor tabii. ikinci tercihim geniş spektrumlu olduğu için dahiliye olurdu.
  • no avalon  (22.06.09 15:49:25) 
acilen dermatoloğa görünmen lazım,
acıbadem hastanesi bağdat caddesi polikliniğindeki doç.dr.yasemin saray'ı şiddetle öneririm, hatun işinin ehli.
geçmiş olsun.
  • mocha  (22.06.09 16:18:11) 
[]

simulasyon

simülasyon yapmayı öğrenmem lazım. gpss kurdum. ancak simscript ve gasp gibi başka alternatifler de varmış. neler bunlar? yeni başlayan için ne önerirsiniz?




 
her amaçla. yani öğrenciyim. lojistik, sağlık, finans vs gibi konularda olabilir mesela.


  • zipirinsan  (27.05.09 13:38:07) 
[]

altın çikolata

ben küçükken vardı böyle bir şey. çizgi filmlerdeki altın paralara benziyordu. bunlardan hala var mı? varsa nerden bulabiliriz? sözlükte bile başlığını bulamadım. bizden başka hatırlayan yok mu yahu?




 
starbucks'da var.


  • blackdog  (20.05.09 07:31:15) 
golf diye bir marka vardı en güzeli oydu öyle kalmış aklımda.

eklemiş olayım şölen' in varmış şu an böyle bir çikolatası:
www.solen.com.tr
  • prodeq  (20.05.09 08:50:03 ~ 09:12:52) 
bazı pastanelerde de satılıyor.


  • merry shelly  (20.05.09 09:17:26) 
koskanın var.
ama tadı yaramaz..
sunum güzel.
kesenin içinde satıyolar altın kesesi hesabı..
  • zeki baba  (20.05.09 10:10:27) 
görünüşü güzeldi ama tadı kötüydü . 50bine satarlardı sanırım. yaz aylarındada eriyip yapış yapış olurdu. angelofdeath dogru diyor halen satıyorlar .


  • alokozay  (20.05.09 11:36:40) 
koska'da var hem de cam sandıkların içinde satılıyor, hazine hesabı.


  • vusvuslat  (20.05.09 14:59:53) 
bunların altın kaplarını düzleyip biriktirirdik biz ilkokulda. kemal diye bi eleman vardı ikibin civarı tomar yapmıştı. hey gidinin. yok şimdi. ne golf ne de kemal.


  • swallowed arsenic  (21.05.09 02:15:33 ~ 02:15:56) 
[]

amele yanığı

bunu geçirecek ne kullanabiliriz? ben beyaz halimi seviyorum, bronzlaşmak istemiyorum. zaten tatile/havuza vs gidemeyecek bir durumdayım.




 
açıkta kalan yerlere yüksek koruma faktörlü krem sürmekle başlayın bence.


  • karamell  (14.05.09 08:25:40) 
eczanelerde yanık durumlarında kullanılabilecek kremler var. genelde 2 adet veriyorlar birisi yanıkların acısını azaltmak için, diğeri yanık alanların iyileşmesini hızlandırmak için. isim veremeyeceğim ama 2 günde geçiriyordu tamamen.


  • vampir akrep  (14.05.09 10:29:56) 
[]

cinsel istek azaltıcı

samimi bir arkadaşım, cinsiyeti erkek, cinsel isteğinin azalması gerektiğini, sonunun kötü olduğunu düşünüyor. resperdal dışında önerebileceğiniz bişi var mı?




 
şap!


  • aysiku  (18.04.09 01:10:40) 
peikiyatr'a gidecek. basitçe halledecek. buradan aldığı tavsiye kötü sonuçlar doğurabilir. (depakin bu işi hallediyor diye biliyorum. ancak kendisi epilepsi (sara) hastalığı içindir. bilinçsizce kullanılmamalıdır.)


  • hakkibulut  (18.04.09 01:28:59) 
şimdi, erkekliğin doğasını ben bilemem. açıkçası çok da merak etmiyorum:)) hani, bana bir soru geldi. ben de arkadaşa yardımım dokunsun diye duyuruya danıştım.


  • zipirinsan  (18.04.09 01:44:17) 
turp
ıhlamur

  • can see  (18.04.09 03:39:21) 
askere gitsin


  • ermanen  (18.04.09 05:05:00) 
seks yapsın.


  • kabal  (18.04.09 05:56:14) 
mont giysin, gerisi hallolur.

pff. uzayayım.
  • schimsonique chaiselongue  (18.04.09 06:45:18) 
erkeğin doğasını bilmiyorum dediğinize göre kadınsınız. samimi bir arkadaş da olsa erkek cinsiyetinde biri size bu soruyu soruyorsa başka bir şey ima etmek istiyor bence. ben de erkek doğasını biliyorsam böyle bu.


  • kibritsuyu  (18.04.09 08:57:41 ~ 17:35:29) 
@kibritsuyu
duyuruya şukela olsa direkt verirdim:)

söz konusu sıkıntının çözümü bulunsaydı dünyada açlık kıtlık ve savaş olmazdı... ama kessinlikle olayın hem psikolojik hem de fizyolojik sebepleri olabilir. psikolojik sebepleri için doktora gitsin; fizyolojik sebepler içinse naughty america diye bir site var... bir baksın belki işine yarar:)
  • seyuranto  (18.04.09 10:31:22) 
saç çıkartıcılar dhtyi bloke eder. eleman kıllı biri değilse bu da çözmez işi yalnız.


  • arnold schwarzeneger  (18.04.09 12:14:11) 
[]

bilgisayar milgisayar internet bağlantı dalgaları

arkadaşlar, evde internet bağlantım yok. zaten eve iki ayda bir geldiğim için, eve geldiğimde pc suit üzerinden cep telefonumla bağlanıyordum. ancak, dün tel şarjda ve laptop da kendi piliyle çalışmakta iken telefonu bağlayınca, farem kitlenmeye başladı. usb kabloyu çıkardığım anda fare düzeliyor. sonra, telefonu şarjdan çıkarıp laptop u taktım. yine aynı şey. ancak ikisi de prizde değilken farem çalışıyor. niye? yani, eskiden hiç böyle sorunlarım yoktu. nasıl düzelecek bu? yanlışlıkla biyerine bişi mi yapmışım acep?




 
voltaj usb'leri etkiliyodur belki.


  • polifonik osuruk  (05.04.09 02:28:02) 
[]

sıfır hata?

kalite yöntemleri dersi için, sıfır hata konusunu araştırıyorum. şimdi, sıfır hata nın tarihçesi, yöntemleri, araçları vs hakkında ayrıntılı bilgi bulabileceğim linkler verebilir misiniz? ingilizce olması mühim değil. ama japoncam, almancam falan yok:( türkçe de yeterli kaynak bulamadım nette, yahut da benim beceriksizliğim ama türkçe kaynaklar olsa ekstra güzel olur.




 
0 hata imkansızdır ama işte kalite felsefesi olarak böyle bir inanış var. 6 sigma olarak araştırırsan bi sürü kaynak bulursun. six sigma olarakda geçer =) ki kendisi 99.9997% gibi sağlam ürün üretmeyi hedefler.
kaynak olarak yok.gov.tr'ye gir ordan tezleri arama kısmında
kalite yönetimi
6 sigma
gibi başlıklarla arat aradığını mutlaka bulursun.
  • voice of the mysterons  (01.04.09 00:22:59) 
kaizen olarak da aramayi deneyin; sürekli iyileştirme ile sıfır hata hedeflemesi.


  • queen of losers  (01.04.09 01:09:51) 
[]

göz çevresi morluğu

ya, morluk da değil aslında, kahverengilik diyim siz anlayın. basbaya kahverengi far sürmüşüm, hatta fazla kaçırmışım gibi duruyor. ben beyaz tenli insanım, böyle rakun gibi.. hiç hoş değil? durduk yere niye böyle oldu ki? nasıl geçer?




 
uykusuzluk.


  • ocanal  (27.03.09 20:37:27) 
eğer sonradan oluştuysa çok uyumaktan yada uykusuzluktan olabilir, yani kısacası düzenli uyumamaktan. bir diğer ihtimal karaciğerde bi problemden dolayı(ilaçlara karşı alerjik reaksiyon vs.). son ihtimalde ailede ırsı ise. ben de benzer durum söz konusu ama muhtemelen bu yukarıda olanların hepsine sahip olduğumdan :)


  • roadrunner merlin  (27.03.09 21:11:40) 
@roadrunner merlin: ailede falan bir şey yok. ama son biriki gündür böyle. ilaç da almıyorum:( nasıl geçer peki, onu bilen var mı?


  • zipirinsan  (27.03.09 21:15:20) 
uykusuzluk, yorgunluk sebep olabilir, medikal olarak ne yapılır bilmiyorum ama eğer şansınızı kozmetikte deneyecekseniz , özelikle Shiseido ,Kanebo, Kose gibi japon markalarının envai çeşit beyazlatıcı kremleri var. belki işe yarar. geçmiş olsun.
ha iyileşinceye kadar da kapatıcı olarak, estee lauder double wear i öneririm.

  • pinking of you  (27.03.09 21:23:06) 
buz?


  • szqnn  (27.03.09 21:25:20) 
Sallama çay poşetleri var ya, onları sıcak suya batırın, biraz ılınınca gözlerinizin üzerine koyun ve bekleyin biraz. iyi gelir gözlere.


  • endless dream  (27.03.09 21:27:05) 
sallama çay poşetlerini içtikten sonra atmayıp buzluğa atın, sonra çıkarıp kullanın. Bu kalıcı bir çözüm değil elbet ama önemli günlerde işe yarayan bir çözümdür.
Bir de patates vardı sanırım böyle ama ondan emin olamadım pek bak şimdi:)

  • dinza  (27.03.09 21:33:49) 
@zipirinsan, uykuna ve aldığın gıdalara dikkat etmeni tavsiye edebilirim(düzenli uyku, dengeli ve düzenli beslenme vs.). eğer geçmez aksine artarsa bence bi doktora git, en azından neden olabileceğine dair daha sağlıklı bilgiler alırsın. ayrıca yok sallama çay poşeti, patates vs. bunlar esas sorunu çözmekten çok görünümü düzeltmeye dair şeyler, senin durumun daha çok durup dururken oluşmuş sanırım. umarım sadece stress ve uykusuzluktan dolayı geçici birşeydir


  • roadrunner merlin  (27.03.09 21:57:06) 
pc başında çok durma.


  • yuceonder  (27.03.09 23:24:27) 
geçmişte sinüzit geçirmişliğiniz varsa bazen sinüslerde iltihap kalıntısı (bu da ne demekse) olabiliyormuş ve de bu göz altılarına vurabiliyormuş. geçen bir tanıdığımın son birkaç yıldır göz altlarındaki koyuluğa böyle bir yorum getirdi doktoru. ama tabii bu sebepten birkaç günde peydahlanır mı böyle bişey bilemem. yine de bir baktırmakta fayda olabilir.


  • gabircik  (28.03.09 07:50:17) 
[]

rüya yorumu

şöyle kallavisinden rüya yorumlayabilecek birileri varmı buralarda?




 
en kallavisinden yorumlarım ben. ne var ki bunda? isterseniz size de öğretirim. bundan sonra kendi rüyalarınızı kendiniz yorumlarsınız.


  • cruor  (13.02.09 00:46:27) 
ben de bisiler okumustum freuden. bagsibani@gmail.com


  • bryan fury  (13.02.09 10:25:53 ~ 10:26:20) 
aynı şeyi ben de arıyordum, benden önce davranmışsınız. bryan fury ve cruor, sizden yardım alabilir miyim ben de ?


  • ahandanick  (13.02.09 10:59:55) 
olur olur sen de gonder. bakalım.


  • bryan fury  (13.02.09 17:03:32) 
[]

acil!! algoritma ödevi

ya, benim bir ödevim var. algoritma yazmam, bu algoritmaların efenim c# kodlarını, akış diyagramı ve form grafiklerini yapmam lazım. sorun şu ki bu dersi ikinciye almama rağmen hiç bir şey bilmiyorum, iki sayıyı toplayan algoritmayı bile yazamıyorum, hadi algoritmayı akış şemasını falan hiç değilse duydum ama form grafiği ne lan? ekşi duyurudaki yardımsever insanlar bana bir el atabilirse sevinirim. ne olur bana yardım edin. soruyu da yazalım tam olsun:

1-klavyeden girilecek 25 adet pozitif tam sayıdan, en küçük ve en büyük olanını bulup gösteren program
2-50 adet tam sayıdan oluşacak bir dizide, 3 katının 5 eksiği 3 e kalansız bölünebilen elemanları ayrı bir diziye depolayıp bu elemanların toplamını ve sayısını ekranda gösteren program.

şimdi, bu algoritmaları, algoritmalara ait c# kodlarını, akış diagramlarını ve form grafiklerini yapıp gönderebilecek var mı?

 
Direkt programı yazsak?


  • alkolik imam  (07.01.09 19:54:34) 
abi sen bu sorulari simdi birine yaptirsan da sinavlarda ve finalde cakarsin gibime geldi.hep proje mi dersin notlandirilmasi? degilse bence 10 milyona gidip bi kitap alsan yukarida dedigin seyi yazmayi ogrenmen sifirdan 3 gun surer maksimim. iki sayiyi topyalan "algoritma" icin de:

x = y+z
  • orioner  (08.01.09 22:00:15) 
en temizi bölüm değiştir, hiç kasma algoritma filan :)


  • kenny  (02.02.09 18:37:14) 
[]

lingo nedir, nasıl kullanılır?

endüstri mühendisliği öğrencisiyim. lingo ile herhangi bir problemi analiz edip çözmemi gerektiren bir ödevim var, bu işi bir hafta içersinde yapmalıyım ama sorun şu ki lingo deyince aklıma lingo lingo şişeler den başka bişey gelmiyor:) programı google da aratıp indirdim. sözlükten de baktım nedir ne değildir diye ama bu zımbırtıyı nasıl kullanacağımı bilmiyorum. bir bilen anlatırsa çok sevinirim.




 
O dediğin lindo olmasın? Lindo lineer denklem çözer, sensivity analiz yapar, optimizasyon yapar sanırım aradırğın o. Eğer ıysa göreceksin ki Objective function'u yazıp constraintlerini de belirleyince anlarsın sanırım sensitivity analysis i yorumlanam gerekebilir.

Ayrıca excel in solver eklentisi de işini görebilir
  • thefin  (22.10.08 15:31:10) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.