Ekşi Duyuru

çok refah bulamazsın ama balkan ülkelerine bak derim. türkiye'den gelenlere kapısı açık olan ülkeler var. keşke paran olsaydı vizesiz ülkeleri araştır derdim ama en azından seni 1 ay idare edecek kadar para olmalı

çok sağol cevabın için. intihardan bir önceki aşamadayım ruhsal durumum çok kötü çok çok az refahta bulsam yeter.bu arada o kadar para bulabilirim. bilgisayarımı vs. satarım bi 3000 TL bulabilirim. ona göre de cevap yazabilirsiniz.

seni anlıyorum ama elde çok iyi meslek olmadıkça gidilecek ülke cidden az. yine ingilizce bilen her iş yaparım diyen garibanın gidebileceği en iyi yerler kanada, amerika, avusturalya ve yeni zelanda. son ikisinin vize olaylarını bilmiyorum ama araştır. ben derim ki burada 1 sene falan çalış para kas. sonra atıl öyle bir maceraya avusturalya'da böyle başarıya ulaşmış biri var eski sevgilimin abisi. yeni zelanda zaten çok garip bir ülke tanzimat döneminde ülkeden hayattan bunalan yazarlarımız bile oraya kaçmak için can atıyorlarmış. hayatın daha sakin paranın daha az önemli olduğunu söylerler hala yerliler falan varmış zaten turistlerle uğraşan. gürcistana git dicem ama orada da iş yok para yok. balkan ülkelerinde dil sorunu iş sorunu var. japonya 3 aya kadar vize bile istemiyor ama dil yok ablam 3 aylığına gitmişti orada senin hesap çalışan türkler olduğunu anlatıyordu 1 ay çalışıp 2 hafta barlarda takılıyorlarmış biri kasmış iyice kendine bar açmış falan. ama gidiş bileti bile kendi başına 3bini geçiyor işte

vize pasaport isleriyle ugrasacak olsan da bulgaristani deneyebilirsin.. 3000lirayla orda 6-8 ay hatta daha fazla hic calismadan yasayabilirsin. bu sürede evlenecek birini bulma sansin olabilir.. türkce sayesinde bircok yerde isini halledebilir calisabilirsin(kacak).. evlenirsen bütün avrupanin kapilari sana acik demektir..

bunun disinda.. avrupaya ögrenci olarak gitme sansin var.. bu dönem basvurular gecti sanirim ancak, ocak ayi itibariyla almanya gibi bir ülkede ögrenci olma sansin olabilir.. almanyada ögrenimin tamamen ücretsiz oldugu cok okul var.. ingilizce egitim veren bir lisans ya da yüksek lisans bölümüne basvurabilirsin.. resmi calisma iznin de olur resmi oturma iznin de.. b1-c1 seviyesinde almanca bilsen istedigin hemen hemen her üniversiteye kayit yaptirabilirdin..

alman okullarindaki ingilizce egitim verilen bölümleri arastirmani siddetle öneririm.. basvuru kosullari ekseriyetle dil yeterliliginden ibaret..

bu secenegi degerlendirirsen, hem mevcut problemlerden uzaklasir hem yukari dogru da bir adim atmis olursun..

katılıyorum dediklerinize. resmi dili ingilizce olmayan yerlerde çok zorlanırım bence de. avusturalya ve yeni zelanda ikisi de vize istiyor ve en az amerika kadar zor almak sanırım. kanada'da ise daha önce paramın olduğu zamanlar paramı gösterip geçici vize alıp gidip tatil amaçlı yaşamıştım bir süre. çok pahalı ve iş bulmak zor böyle ülkelerde benim gibi spesifik mesleği olmayanlara. şu an çulsuz ve çaresiz kaldım hayatta. www.2013mersin.net burda vize istemeyen ülkeler var ama hepsi ingilizce'nin neredeyse hiç konuşulmadığı ülkeler. bir insan hayatı bu kadar kısıtlanmış olmamalı.

Bulgaristan iyi gibi abi ya az çok ingilizce ve bazen türkçe ile geçinebilirsin orada dandik işler de bulursun belki 3 ay sonra şimdiki ruh halinden de kurtulmuş olursun. böyle bir maceraya atılırsan arada bana da gelişmeleri yazmanı rica ederim ben de düşünüyorum çünkü havacılık sektörüne tutunabileceğim ülkelerde

@pollyx mümkünse resmi evrak vs. işlerler minimum uğraşarak ve para harcayarak gitmek istiyorum. böyle bir yer arıyorum. bulgaristan artık çok ama çok zor vize veriyormuş diye duydum. ne kadar doğru bilemem ama isterim oraya gitmeyi.

eğitim olaylarına ise girmek istemiyorum bu yaştan sonra. direk ne olursa çalışmak ve en ufaktan hayat kurmak istiyorum yurt dışında. hiçbir şeyim ve hiç kimsem yok ama ne varsa da artık bırakmaya hazır ve razıyım arkamda.

@taqster tabi dostum ne demek. senin için daha kolay olur hele ki pilotsan. sana da hayatta mutluluklar dilerim ve teşekkür ederim tekrar.

pollyx bahsedince şimdi aklıma geldi ya brezilya'da bir süre yaşamış biri vardı uçak bileti hariç (3 sene önce) 3500 lirası varmış gittiğinde 2 ay otellerde falan kalmış çalışmamış döndüğünde hala parası varmış. güney amerika ülkeleri çok salaş yerler özellikle inşaatta çalışırım dersen türkiye'den seni inşaat için oralara götürecek şirketler de mevcut ama araştırman gerekir. 2000 falan vaadediyorlar veriyorlar mı bilmem ama hiç yoktan iyidir. şantiyede türklerle takılırken ufak ufak ülkeyi, dili tanırsın

edit: pilot değilim havaalanı çalışanı gibi birşey olacağım :)

güney amerika cazip. araştıracam onu

bulgaristan icin vize almak zor denemez aslinda.. bankada paran oldugunu gösterecek ve bir otel rezervasyonu göstereceksin hepsi bu.. araci firmalar her seyi senin yerine yaparlar..

egitim konusunu sadece resmi olarak ülkede kalmak icin bir dayanak olsun diye söyledim.. devam etmek zorunda bile olmadigin bölümler mevcut.. polis burda ne isin var dediginde ögrenciyim dersin ve resmi olarak calisabilirsin.. yeni bir diploma alip almamak konusu sana kalmis.. bu, etrafi anlayip yapabilecegin seyleri degerlendirmek icin ve kafani toplaman icin sana baya zaman kazandirir..

bulgaristan vizesi islemleri hakkinda bilgi icin:
(git: akbulutood.com)

almanyada egitim konusunda bilgi icin
(git: www.daad.de)

anlıyorum hocam ama 2000-3000 lira parayı belki bulur belki bulamam sen de beni anla nolur. pasaportun süresini mi uzatayim bu paraya uçak bileti mi alayim yoksa eğitime mi harcayayim yoksa ilk konaklamaya mı. çok zor yani benim işim. öyle lüks istemiyorum. arkadaşın dediği gibi brezilya'da inşaat işçisi olmaya razıyım. verdiğin linkleri araştıyorum. şu an araştırma aşamasındayım verdiğiniz her şeyi okurum çok sağolun

izlemediyseniz hemen baslayin.

firefly, cok guzel ama iptal edildigi icin tadini alamadan bitiyor.

doctor who, sadece steven moffat bolumleri icin bile izlenir seri. ilk sezon guzel bolumler gelene kadar biraz sabretmeniz lazim.

Doctor who'yu kesinlikle tavsiye ederim sadece 7.sezonu çok sıkıcı o kadar.

firefly imdb'de en sevilen sci-fi dizidir, bu yeri de hak eder. eglenceli ve naif bir dizi.

İkisi de çerezlik diziler. Ayrıyetten Stargate SG-1 izleyebilirsin. 5ive Days to Midnight ve Lost Room efsane mini diziler.

samsun burası. ünye tarafı.

2. resimdeki tabeladaki adres yazım biçimine (numara bölge adı şeklinde) ağaçlara, bol bol likör dükkanına, dağın üzerine yapılmış o tür yola, yazılardaki latin amerikan esintisine ve tabi ki güneşin tonuna bakarak california güneyine ait diyebilirim.

3. danimarka'da kongens nytorv yakınlarıdır.

en.wikipedia.org

www.imdb.com
nam-ı diğer rorschach

kadıköy gebze minibüsü tamam sağol. taksiye para vermekten kurtulduk.

metrobüsün son durağında değil ama. uzunçayır durağında inilmeli.

uzunçayır durağında in.kadıköy yönüne giden otobüslerin hemen hepsi gider gataya. kadıköy gebze minibüsü diye birşey duymadım hiç. tekrar diyeyim sondurak değil,uzunçayır.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

ve daha niceleri

www.youtube.com

bunu aramışsın

10 seneye mail durur mu belki hangi teknoloji gelir bu firma yaşar mı gibi anlamsızlıklardan sıyrılıp:

www.eksisozluk.com

internet üzerinde bir yere kaydedilip zamanı geldiğinde gönderilmesi lazım benim için futureme.org gibi ama onda başkasına yollarsan ona aktivasyon da gidiyor gitmemesi lazım :(

yardım!

firefox kullanıyorsanız eklentisi var. gmail'den istediğiniz tarihte gidecek şekilde e-posta gönderebiliyorsunuz.

www.rightinbox.com

outlook gibi bir client ustunden kullanıyorsan orda oluyor.

yemek?

adamların yunuslara bir garezi yok. eti için ve canlı olarak su parklarına satmak için yakalıyorlar, çok da iyi para var bu işte. Yunusların çiftleşme alanları japonyaya çok yakın. Bir de büyük baş balıkları koruma vakfı gibi bişi var. Japonlar bir türlü yunusları büyük baş olarak görmüyorlar ve bunun için saçma sapan ve komik gerekçeler sunuyorlar her sene yapılan konferanslarda.

the cove belgeselinde bunlardan bahsediliyor. İnternetten izleyebilirsin vaktin olursa.

bizim palamut ve hamsiyi öldürme saçmalığımıza(?) sunduğumuz sebep neyse aynısını sundular

hamsiyle yunusu kıyaslamak bana biraz saçma geliyor. doğanın kanunu bi yere kadar tamam da estetik diye bir şey de var. hadi hamsi eti yedik yunus eti yemeyelim. başka küçük deniz ürünleri hiç çıkmıyor sanki japonya'dan.

@kisa: çok mantıklı konuşmuşsun.
biri iletişim kuran, yaşanan vahşetten kaçmaya çalışan, canı için mücadele edebilen, hisleri olan, yavrularını korumak isteyen bir memeliyken, diğeri balık.

ha, memeliler yenmiyor mu? yeniyor.
sonuçta inek de memeli.
ama büyükbaş eti yemekle midye yemeyi karşılaştırıyor muyuz?

inek deyip geçtiğimiz, yunuslara nazaran daha "durgun" olan hayvanlar bile alıştığı insana daha güzel süt veriyor.

insanların vicdanen et yememe nedeni bu zaten.

yani benim gibi hayvan ayırmayan, sinek öldürmekten çekinen manyak bir hayvansevere bile bunu söyletmiş oldun, helal olsun.

yanlış mı ifade ettim, yanlış mı anladım emin olamadım.
demek istediğim bizim et üretimi için gösterdiğimiz sebepten farklı bir sebep göstermiyorlar. örneklemeyi hamsi palamut değil de dediğiniz gibi inek yapalım. ana fikri değişmiyor. insan çevresindeki tüketebilecek her şeyi tüketiyor. japonyada rahat ulaşılabilir şeylerden biri yunus, onlar da tüketiyor.
başka ülkelerde gıda açıklarını bizim yüzüne bakmayacağımız böceklerle kurtlarla kapatıyorlar. tavukların ayaklarını kızartıp çekirdek çitler gibi çıtır çıtır götürüyorlar.
kimse yediği şeyin ne kadar akıllı olduğuna bakmıyor,benim yaptığım durum tespiti. adamlar inekten farklı görmüyorlar ki yunusu.
buradan bakıp gördüğümüzle oradan görünen aynı değil

ayarları yaptıktan sonra kaydete tıklayacaktın :/

kullanıcıda yetki olmayabilir. administrator ile oturum açıp yetki vermelisin.

Kadıköy rıhtımdaki büfelerden birinde son 5-6 sayı oluyor. Bir bak oraya.

uykusuzdükkan da satıyolar diyolardı. oraya da bak bi

bence içme onu. kesin bir yerinde son kullanma tarihi yazılıdır zaten. piyasada satılan şarapların bile çoğu yıllandırmaya müsait değil, ki kahlua olsun.

klasik.

başka=

telkin müzikleri falan olabilir belki.

Eleni Karainrou, Loreena Mckennitt, Yann Tiersen.

farid farjad

konum belirtmemişsin ki usta ya. ne diyelim sana.

istanbul'daysan, uykusuz dükkan'da var.

tripodun varsa onun üzerine yapıştırabilirsin. tripod.a ağırlık koyarsan sallanmaz.

walk off the earth bir videolarında kazoolarını metal giysi askısını eğerek bükerek bi tutamaç yapmışlardı oyle bişeyler deneyebilirsin.

www.youtube.com

düzeneği kolaya benziyor
www.youtube.com

çekirdeksiz üzüm, peynir, ekmek.

çekirdeksiz üzüm, çekirdeksiz karpuz, oy oy ne güzel icatlar. onu icat eden ne iyi bilim adamıdır.

Çekirdeği çok faydalı. Hatta çekirdeği faydalı..

zıkkım.. öhüh.

oruç tutan var, tutmayan var.
adi herif.
canım üzüm çekti şimdi.

ben sadece çekirdeksiz yiyorum, çekirdeklisi garip geliyor.

vodka kola güzel oluyor aslında, kola sade olarak da seviliyorsa şayet.

yani aslında ne koyduğun değil ne kadar koyduğun önemli. red bull'u da yanına fazla koyarsan kız içkisi olur. bardağın %20sine vodka koy, gerisine red bull olur, meyve suyu olur ne seviyorsan koy. gayet şeker gibi içersin. ben de öyle seviyorum mesela. vodkanın 2 katı kadar red bull gidiyor :)

sek olarak,

(bkz: binboa satsuma)

evet başka öneriler ?

white russian yapmayı da deneyebilirsin.

kokteyl yapmayı deneyebilirsin. al sana kız içkisi : 8 tane çilek 8 cl votka ve buz. bunları blenderdan geçir. nane koyabilirsin en son yaprak olarak.

sek olarak: smirnoff north

elma, vişne veya burn blue.

white russian aklıma yattı evde kahlua var ama çok eski kesin bozulmuştur o yüzden vazgeçtim başka önerilere açığım daha spesifik detaylı belirtirseniz iyi olur iu markayı al şunu şunu al şöyle yap gibi

asitli içeceklerle iyice şerbete dönüyor, ne kadar az koysan da. sertliğinden değil mideyi bulandırdığından içilemeyecek hale geliyor sonra. en rahatı burn gibi geliyor bana, redbulldan daha hoş.

ben bitter lemon'lu halini seviyorum.

(bkz: votka fındık)

kız içkisi için sodayla dene bence. seversiniz siz sodayı.

votka fındık

nar ekşisi

elma,çilek,ananas ben bunlardan oldukça verim almıştım.içimi oldukça keyifli oluyor

greyfurt suyu dene. harbi çok güzel.

burn+1 . tadı da farklı oluyo rengi de. votkanın tadu bile gelmez sadece kafanı güzelleştirir

kimse soylememis sasirdim: tabiki de tonik super gider. cintonik gibi yapabilirsiniz direk; ben bir olcek votkaya uc olcek gibi tonik koyuyorum, icine de birkac damla limon damlatiyorum. daha da ferahlik icin buz koyulabilir.

ben ananas suyuyla yapıyorum süper oluyor. olmadı elma suyu.

Özel adı var mı bilmiyorum bu işlerden anlamam ama bir arkadaş votka+enerji+bira yapmıştı. Tadı mükemmeldi. Tat olarak soruyorsan tek geçerim.

kendi sıktığın meyva suyu.

portakal + greyfurtu bi' sürahiye sıkıp içine lime limon ve buz koyduktan sonra votkayı boca et, karıştır güzelce, müzik aç, pencerenin kenarındaki fesleğen saksısını masaya karşına koy, öbür sandalyeye de kediyi oturt, geç karşılarına, müzik çalsın, sen onlara anlat, dinlesinler, iç, iç, iç.

popurls.com
newsmap.jp

şu yardımcı olabilir www.eksiduyuru.com

sucuklu yumurta susatır ayrıca bütün gün ağzında sucuk kokusu taşırsın.Tost iyidir.

Karışık tost daha doyurucu olur, çünkü onunla birlikte yemek zorunda kaldığın gıda bol lifli ekmek, ki ekmeksiz tost mu olur, mecbur yiyeceksin? Oysa sucuklu yumurtada, sucukları götürmekten ekmeğe fazla abanmaz insan, dolayısıyla yeterince ekmek yiyememiş olur. Yani bu muhteşem gizemi çözdüğüm için mağrur bir ifadeyle birlikte "karışık tost" diyorum.

kardes guzel cevap vermissin bende her ikisi diyorum

sucuklu yumurta. protein var hayvan gibi, daha uzun süre tok tutar kesinlikle.ama oruç fln tutacaksan tavsiye etmem, inanılmaz susarsın gün boyunca

oyum superbad'e.

maskeli beşler kıbrız

en sürükleyici "28 days later"

superbad

A Single Man tabi ki.
Hatta diğerlerini şu filmin yanına yazmamalıydın bile.

winamp için konuşuyorum 2. ki genelde öyledir herhalde.

wmp'de sıfırlamıyor.

iphone için soruyodum ben

denesen daha kolay olurdu herhalde. benim iphone'um yok o yüzden deneyemiyorum. iphone'da aradığım en önemli özellik budur diyosan bilemem.

Htc android stock playerda sifirlaniyor hatta belli oluyor mesela karisikta suan 3 şarkıda olduğunu gösterirse, benim seçtiğim şarkı 1. Şarkı olarak başlıyor.

böcek kaçmış olabilir.

iltihap kapmış ve bence çok ağrıyacak korkuyorum bi tane aferin kapsül içtim iyi gelir mi acep

kulak kiri tıkamış olabilir. (buşon) doktor şu ince vakumlu aletle alacak eğer sorun buysa.

östaki borusu kısmında iltihap olabilir.

ben de dun ılk defa gıttım. sımdı kadıkoyden vapurla gıttım. ılk kınalı ada sonra heybelı ada son durak da buyuk adaydı. 1 saat fln suruyordu buyuk arada 1 saat 15dk fln. kınalı ada sırın bır yer.plajları daha guzel dıyorlar. kumluk plajına gıttım. cok yosun vardı. su guzeldı. ama gırdıgımde taşdan baska bırsey yoktu vede rahatsız oldum baya dıyebılırım.

heybelı ada dısardan cok etkılemedı benı ınmedım o yuzden.

buyuk ada guzeldı oraya daha cok yuzmekk ıcın degılde gezmek ıcın gıtmek lazım bence. daha sosyal bır yer. bısıklet kıraladım saatı 5 lıraya. 3 tllık yerlerde var. gunluk 15 tl kıralanıyor. arkalarına gıtmeye yuregım yetmedı cok yoruldum cunku bısıkletle. sahıl tarafında turladık. sonra balık restoranları var ordada balık fln yedık. aya yorgı kılısesı varmıs oraya gıdemedım. faytonlar 50 60 lıraya adayı gezdırıyorlar. 2 kısıyız dıye bınmedık. etraf bazen at kokkuyor. yanı pıs kokuyor bıraz. buyuk adada denıze gırılecek rahat yerler vardı. en azından ucretsız rahatca gırebılıyorsun. tıplerde gayet duzgundu.

Çok kabaca olacak ama gezmeye Büyükada'ya, pikniğe Heybeli'ye, denize girmek için Kınalı ve Burgaz'a gideriz biz.

onu izledim kankü başka yok mu

baktım buralara da bulamadım. yok heralde. broken sword oyunu ayarında bir şey arıyordum.

www.imdb.com

Açık havada yaptıgın egzersizlerde daha fazla kalori harcarsın. Bunun nedenleri arasında dışarıdaki arazinin tamamen düz olmaması, hava akımları vs...

hiçbir şey güneş batmaya yakın açık havada yaptığın kardio kadar iyi olamaz.çünkü ihtiyacın olan iyonları havadan alıyosun.

@want2die
çaban gözümden kaçmıyor bu benim bir cavabıma yaptığın ikinci referen.senden ziyade direk soruyla muhattap olmaya çalışıyorum.soruda da bi şehir belirtilmemiş.hangisi daha faydalı demiş ben de faydalı olanı bildiğim kadarıyla yazmaya çalışmışım.seninle yüz göz olmasam olur gibime geliyor.buna saygı duy.

j.d. salinger'ın filmlerden zerre hazzetmemesi olmasın? kitapta bunu yüzlerce defa vurgulamıştı yanlış hatırlamıyorsam.

evet aynen. ben de biraz bilgi edindim kitaptan sonra ve kameralardan röportajdan falan nefret ederek uzakta dağ başında bir yerde yaşamış. demek öldükten sonra da vasiyet bırakmış bu konuda. ama esinlenilen bir film de yok senaryo uyarlaması falan.

salinger kitaplarının kapağının bile olmamasını yayınevine zorunlu kılan bir zat. o yüzden vasiyetinde filmle ilgili bir ibare de olabilir. yoksa kesin çekilirdi.

eskisi kadar sık yazmıyoruki.3.bir kitabı dolduracak kadar yazılı materyali var mı?
ben mi yanlış hatırlıyorum yoksa?

guzelde bunu bilen cıkarsa helal olsun bence :)

londra 33. cadde

soluce.jeuxactu.com


Oyundan bir kare.

oyun (bkz: dead to rights)

sehrin adi oyunda Grant City, nerden modellemisler bilmiyorum.

emin misiniz ki? oyunun görüntülerine baktım pek olamaz gibime geliyor

goo.gl

dead to rights: retribution

dead to rights retribution
goo.gl

gercek olsaydi 70li yillarda chicago olmasi muhtemeldi buranin. 'el' trenyolundan dolayi soyluyorum.

Cizim bu. Oyun ici degildir artwork tadinda

bana shameless'ı(u.s) anımsattı ama o nerede çekiliyor araştırmak lazım

arizonaluxuryhomepros.com

pebble beach, california

architecture.desktopnexus.com

ha, orasi hong kong.

hong kong'muş.
www.google.com.tr

hongkong a benzettim

bizim hong kong işte.

hong kong , ama biraz adana ya benzetim ha :)

abi hong kong bunu bilemiycek ne var

yoo, ilk dönem sonunda da oluyor kayıt. olmayanı da vardır belki ama birçok okulda dönem arasında da kayıt olunur.

hem guz hem bahar icin kayit olur. enstitu diye aratin google da akademik takvimlere bakin.

marmara akademik takvime bakıyorum kış aylarında hiç kayıt gözükmüyor ondan sordum. askerlik tecili bitti diyelim kayıt yaptıramıyor muyuz hiçbir türlü?

okulların internet sitelerine gidin, okumak istediğiniz yüksek lisans bölümü için başvuru tarihlerine ve koşullarına bakın. eğer uygunsa gerekli evrakları toplayıp başvurun, varsa mülakata girin ve sonucu bekleyin.

edit: okul ve program bulabilmeniz için şöyle bir site varmış, ne kadar doğru bilgi veriyor bilmiyorum -> www.yukseklisans.com.tr buradan bir program belirledikten sonra okulun kendi internet sitesinden bilgi almanız en doğrusu.

yalnız tezlilerin başvuruları bitti galiba birçok okulda

kron kullanan arkadaşlar bu sene geçen seneki kadar kaliteli kadrolara sahip olmadığını söylemişlerdi. bence o paraya daha iyi ikinci el bir bisiklete de bakılabilir.

sıfırsa fiyat süper. 2. el ise normal. o bisiklet alınır.

önm maşasında kronik sorunları var haberin olsun.Almadan önce Efor Bisikletle konuşmanı öneririm.

özelden mesaj yolluyorum.

bs playerde açınca otomatik düzeliyor o

değildir fakat kaliteli bişey düşürmen zor bence

hoca 200tlye birinci el bile bulursun ama çok kaliteli olmaz.ama ikinci el sağlam birşey bulabilirsin.

@maraba onu hiç söylemek istemedim, çünkü süper marketlerde satılan bisikletler genelde çocuklara hitap ettiği ve ucuz olduğu için çok çok dandik oluyor. ya ilk düşüşte direksiyonu kıranlar bile gördüm.

ayrıca şuda var abi, ben mesela 2007 de salcano city sport aldım 330 liraydı, çok paraydı o zamana göre, baktım göbekler dandik, gittim shimano deore göbek aldım arka ön, jantları telledim , baktım arka ruble yetersiz onu değiştirdim, kilometre çanta manta taktım. 10 numara alet oldu, geçen satayım dedim 600 lira yazdım kimse cevap yazmadı. sıfırı 1200 lira, benimki satılır mı? satılmaz, ama o fiyattan aşağıda hiç satmam.

bisiklet aliminyum şase, edirneden tekirdağa bile gitmişliğim var, yani kaç senedir kenarda duruyor mesela aluminyum olduğu için pas problemi bozulma problemide yok.

imkanlarını bilemem, ama doğru seçim yaparsan sittin sene binersin, gider bu süpermarket bisikletlerinden alırsan(ucuz olan 26 jant bisikletleri kastediyorum) 2 günde elinde kalır.bide dağ bisikleti kalın lastik, ne bileyim azcık geziye katılayım edeyim dersen, şişiricek seni yarı yolda.tür de çok önemli.

mcmanus un dediği doğru bianchi taş gibi bisiklet, ama şase demirse çok ağır olucak bu seferde.99da arkadaşa bisiklet vermiştim bianchi, hala biniyor ama adamlar azcık sağlam yapalım şaseyi demişler, düşse yerden zor kaldırırsın :)

bisiklet konusunda seni çok iyi anladığım düşünüyorum. bi sabah evdeyim, birden bisiklet almam lazım bisiklet almam lazım diye yanıp yanıp tutuştum, cebimdeki para yetmedi arkadaştan istedim ettim ama, çok garip bişey

gayet bulursun.o fiyata temiz bir bianchi bulursan ki bulursun, kaçırma.

Jehan Barbur'u youtube'dan bi dinleyin beğenirseniz indirin :)

elif çağlar, julide özçelik gibi isimleri bir dinleyin.
sararsa ecnebi bayan vokallerle devam edin.

isterim. istemeyene şaşarım ama saygı da duyarım.

ben arada yaşıyorum. evde. balkona bir çıkıyorum, böyle, aman allahım! her yeri tavuklar ele geçirmiş lan.

laaan büyük bir kediyi söndürüyorlar.

www.google.com

link uzun googledan die ama bu bence seninkine 100 basar.

isteörüröömmmm

muhtemelen ödüm bokuma karışırdı bi yandan da ama isterdim yine de.

isterim ama az daha yaklassin :).

stumble kur. zibilyon tane site var.

ben twitter'dan ünlülerin twitlerini okuyorum. ciddiyim. vakit çok hızlı geçiyor.

stumble upon firefox'a kuruyorum.

böyle uzayı izleyeceğimiz insanlarla düzeyli entel sohbetler edeceğimiz siteler arıyorum ?

Kendime yapmistim ama insanlığa hediyem olsun: www.xvidbox.com :P

Onun geriye dönük izini sürmek zor da şunlar var:

Argo kelimeleri çoğunlukla bir zümrenin kullandığı terimlerden doğar. Mesela dilimizdeki «fertiği çekmek» sözü şöyle doğmuştur: Türkiyede ilk trenleri işletenler Almanlar olduğu için, bir katar kalkacağı zaman Almanca «fertig» (tamam) sözü kullanılırdı. Bu söz üzerine trenin kalkıp yola koyulmasından dolayı «fertiği çekmek» çabucak gitmek, sıvışmak anlamına kullanılmıştır.
www.nkfu.com

tr.wikipedia.org

diğerleri hakkında fikrim yok ama lan, oğlan kelimesinin zaman içerisinde değişime uğramış halidir. eski filmlerden hatırladığım kadarıyla da 80'lerde olması lazım.

en yakın argo sözcük "panpa" buradan gidebilirsin.

hulki aktunç'un büyük argo sözlüğü'nü tavsiye ederim. bu arada siktir gir, amına koyayım vb. bunlar argo değil, küfür. argo bambaşka bir şey. bizde her sokak konuşmasına, her küfre, kaba konuşmaya argo deniliyor. gerçekte ise argo kapalı bir alt-dildir. sözgelimi panpa bir argo sözcüktür. veya ejderha kovalamak, alafortanfonik, pilavından yemek, fortlamak, otuzbir çekmek vb.

ayrıca küfürler vb. sözcükler içinse etimolojik sözlük işinizi görecektir. www.nisanyansozluk.com sözgelimi lan sözcüğüne bakın bakalım ne çıkıyor? veya sikmek'e bakın bakalım ne çıkacak?

bundan alıcan usb'den kurtarıcan

www.ebay.com

evet tam aradığım şey. yalnız hdd bozulmuşta olabilir eğer öyleyse boşuna almış olurum ama almadan da test edemem di mi?

Muhtemelen apple'ın koyduğu firmware dolayısıyla, ipod haricinde çalışmayacaktır. GG v.b. bir sitede satıp o parayla harici disk alsan daha doğru bir hareket olur bence...

6-8 bacaklı apple logolu bir çip varmış onu sökünce oluyor diye duydum. Devre kartının bi fotosunu koysana.

usb den bagladıgında görmüyor mü görüyorsa disk olarak açabilirsin. ki batarya ölsede usbden baglayınca görmesi gerek harici enerji falan

yok görmüyor demekki aletin kendisi ölmüş

ilk seferinde pili kullanma. çıkar koy bir yere.

oyun bilgisayarı diye pili hep şarjda kullanmışsın, pilin pide gibi olmuş. büyük ihtimalle de bozulmuş. sen şimdilik kullanmayıp bir iki gün serin bir yere koyuver. geri taktığında şarj olmuyorsa balkondan aşağı at

şarjdayken bitmiyor yani. çıkarınca bitiyor kapanıyor. sonra bir yere kadar şarj edip duruyor yani.

gece soğutayim o zaman ama sanmam düzeleceğini. pili çıkarıp sürekli şarjda kullansak nolur bu saatten sonra?

sarj olmuyor iste, zaten eger bir laptop un 2 yıllık garantisi varsa pillerin de salliyorum 6 ay garantisi olur. senin pil artik sana en fazla ups görevi gorur bu saatten sonra. sarj kablosu cikinca pit diye kapanmaz. bak benim canavara, filmin ortasında bir uzvum çarpiyor kabloya çaat kapaniyor alet. balkondan asagi gidicek te bir gün hayırlısı.

asus pil yönetim programı var, otomatik yönetimde pili %90dan fazla şarj etmiyor uzun süre dayansın diye, belki seninki yanlışlıkla %37 seviyesine çekilmiştir?

Pilde kullanmanın bir zararı olmaz ama sürekli boşaltıp doldurduysan, artık ömrünü tamamlamaya yaklaşmıştır pil. Ortalama 500-1000 defa boşaltıp doldurulabiliyor günümüzdeki piller.

Pil kullanımıyla ilgili adam gibi bir makale vereyim:

www.enpedi.com

şöyle bir şey var
www.youtube.com

(bkz: oci ciornie)

www.youtube.com

ben oynuyorum panpa hala, onun gibisi yok

aynen. ek paketlerini indirelim bari

rollercoaster tycoon 2 oynuyorum ben, 1'den daha zevkli bence.

pardon panpa bende 2 oynuyorum...

hayır. çoğunlukla da öyle değildir.

aliden ziyade hasan ve hüseyin daha yaygındır. nasılki bizde muhammaedden çok onun türevi mehmet olması gibi.

Böyle bir şart tabi ki yok.

Tarikatlarda yer almış bir Sunni tanıyorum, oğlunun adı kombo alevi ismi Ali Haydar.

ali genelde başka bir isimle kombine edilir. ali ekber veya ali ali haydar gibi

türkiyede yaygın bir mezhep ismi yok.. benim baba taraf alevi, alevi kökenli bi ismim var ama verilişi sunni anne tarafındaki dedemin ismi olması.

evet adı musa olanlar yahudi, isa olanlar da hıristiyan.

@oglumbakgit yanlış.

@inancsiz deve yanlış.

devres handa distribütör var. adı metan. oradan alabilirsin. gümüşsuyu caddesinde.

gerçi şimdi satıs yaparlar mı bilmem ama ben 3 sene önce ie4 kulaklıgı piyasanın altına almıstım.

bi kul yardım etse ya

hocam cümlenin türkçe bir anlamı yok ki ingilizcesi olsun. cümleyi biraz değiştirip 50 milyon kere örnek dememesini sağlamak lazım önce.

aynen ben de öyle düşündüm ve kafama göre çevirdim ben de

cube.

cube

bir tek x man izlenebilir gibi duruyor, cube te fena değil.

hatırladığım kadarıyla; equilibrium, cube (serinin 3 bölümü de güzel), 127

muhteşem değil ama yine de güzel(matrix, 1984-big brother meselelerini seviyorsan): Equilibrium

X men kesinlikle

cube

equilibrium

four lions
Kara komedi seviyorsan tabi.

yuh ulan insafsızlar.

eastern promises kesinlikle

x man iyidir. eastern promises de iyidir. 127 hours ise düşündürücüdür. üçünden hangisini izlersen izle memnun kalırsın.

cube'ü izlemedim. yorum yapmıyorum.

blackbox'dan bahsediyor ise 27gb olanından hiçbir farkı yok. sadece sıkıştırılmış hali. Bunda indirme çabuk biter ama oyun yüklerken aynı zamanda sıkıştırılmış dosyaları çıkardığı için yükleme uzun sürer(1-2 saat)

Ayrıca blackbox oyunları kırmaz, sadece orjinal oyunları sıkıştırır. Yani indirdikten sonra oynamak için ya key olmalı ya da malum yasadışı çözümlere başvurmalısın.

blackbox sürümü sıkıntılı, açılmıyor.

yeni bi sürüm daha gelmiş zamunda'tya sürüm adı yazmıyo ama 10 gb ona ne dersin?

bu arada cevap için sağol bilan. yani hiçbir farkı yok sadece sıkıştırma yöntemi farklı ve uzun yükleme süresi.

az önce black box sürümünü bitirdim.. zamunda'da releoded ilacı var onu black box sürümüne uygularsan oynayabiliyorsun.. son olarak gene ilaç klasöründe güncelleme dosyaları bulunuyor onları yükle.. oyuna girince loading ekranında bekletir ardından ' home ' tuşuna basıp social club'de oturum açman gerekiyor.. ardından sorunsuz oynayabilirsin.. ;)

the city of lost children geldi direkt aklıma, ikisini de çok severim.
www.imdb.com

edit: brazil

equilibrium belki.

batman returns'deki gotham city de epey karanlıktı diye hatırlıyorum.

1984 (git:www.imdb.com)

(bkz: Blade Runner) aklıma geldi.
Ayrıca "Tech noir" veya "Sci-fi noir" olarak arama yapabilirsiniz. (Kara film çeşitleri bunlar)
en.wikipedia.org
wiki'den kara film başlığından alıntı:
Psiko-kara film
Bu akımın kökeni Taksi Şoförü (Taxi Driver), Beyin Fırtınası (Brainstorm), Zirve (White Heat) ve Üçüncü Kattaki Yabancı (Stranger on the Third Floor) hatta Fritz Lang'ın filmi Mye kadar izlenebilir. David Lynch'in çalışmaları olan Mavi Kadife (Blue Velvet, 1986), Benimle Ateşte Yürü (Fire Walk With Me, 1992), Kayıp Otoban (Lost Highway, 1996), Mulholland Çıkmazı (Mulholland Drive, 2001) adlı filmler, İkiz Tepeler (Twin Peaks, 1990-91) serisiyle birlikte kara filmin giderek kendine özgü bireysel bir bakışa yöneldiğini gösterdi ve ruhsal sorunları olan yahut sosyopat eğilimler gösteren başkahramanlar, Lynch'in o kadar karakteristik yönleri haline geldi ki, çalışmaları diğerlerinden ayrı bir sınıfa, psiko-kara film sınıfına dahil edilmeye başlandı. Mavi Kadife filminin ardından David Cronenberg tarafından yönetilen Çıplak Şölen (Naked Lunch, 1991) ve Çarpışma (Crash, 1996) filmleri iki benzer adaptasyondur. Yönetmen David Fincher da bunu Yaratık 3 (Alien 3, 1992), çok başarılı bir yeni kara film olan Yedi (Se7en, 1995) ve artık piyasaya sürüldüğü zamankinden daha çok ses getiren bir psiko-kara film olan Dövüş Kulübü (Fight Club, 1999) filmleriyle izledi. Nolan'ın Memento'su da, Takipçi (Following, 1998) adlı filmiyle birlikte bir psiko-kara film sayılabilir. 2000'li yıllarda Park Chan-wook adlı Güney Koreli yönetmen psiko-kara film türündeki en ünlü yönetmenlerden biri haline gelmişti.
Kara bilim kurgu
Klasik dönemden sonra kara filmi etkileyen en önemli trendlerden biri bilim kurgu oldu. Groundstar Komplosu (The Groundstar Conspiracy, 1972) adlı film Welles adlı amansız bir dedektif olan amnezik bir karakteri merkezine alır. Soylent Green (1973) distopik bir yakın gelecek dünyasını resmeden ilk büyük örnektir. Başrolünü Charlton Heston'un oynadığı filmde kara filmin izleri açıktır. Filmin yönetmeni Richard Fleischer daha önce pek çok başarılı B türü kara filme imzasını atmıştır, bunlar arasında Zırhlı Araç Soygunu (Armored Car Robbery, 1950) ve Dar Sınır (The Narrow Magrin, 1952) gibi filmler vardır. Klasik kara filmin kinik ve üslupçu perspektifi, 1980'lerin başında bilim kurgu türünün siberpunk alttürüne ilham verdi ve yönetmenliğini Ridley Scott'un yaptığı Blade Runner (1982) adlı film bundan doğrudan etkilenenlerin başında gelir. Film klasik kara film türüne pek çok açık saygı gösterisinde bulunur (Scott sonradan keskin bir kara suç melodramı olan Biri Beni İzliyor (Someone to Watch Over Me, 1987) adlı filmi çekecekti). Siberpunk'ın ve kara bilim kurgunun sonraki örnekleri arasında Alien 3, Gattaca (1997), Dark City (1998), On Üçüncü Kat (The Thirteenth Floor, 1999) ve Azınlık Raporu (Minority Report, 2002) filmleri gösterilebilir. Kabuktaki Hayalet (1. ve 2. filmler) (Ghost in the Shell, 1995/Ghost in the Shell 2: Innocence, 2004) adlı ikileme de kara bilim kurgu olarak gösterilebilir.

iki saattir konuşuyorux bir kere matrix demedik.

Şarküteri (Delicatessen) vardı:
www.imdb.com

fiziki atmosfer olarak: the crow. alex proyas sanki aynı sette çekmiş gibi.

ateistler hadi bunu da açıklayın!!!!

kenks saçma sapan şeylerin erişimine izim vermişsindir o da otomatikmen atıyordur twit. sil onları. yani nasıl siliniyor tam hatırlamıyorum da takip ettiklerinden kaldırınca oluyordu sanki ama olmaya da bilir. arkadaşlar aydınlatacak seni.

sağ üstteki adama tıklayıp settings'e gir. solda apps var, ona bas. orda güvenmediklerine revoke access yap.

bilgisayarını combofix ile tarat, şifreni değiştir.

sorun hallolur :)


hadi atayisler, twitter nasıl kendi başına tweet atıyor o zaman, hadi atayisler o zaman bunu açıklayın.

:) güldürdün lorenzen

hallettim heralde. o değil de ben ateistim galiba.