[]

Sözlükteki evlenme konusundaki başlık ve benim durumum

Sol Frame de yine 3x evlenmeyin başlığı hortlamış ben de 39 yaşında bir erkek olarak ne nişan ne söz ve de evlilik yapmamış ayrıca 15 senedir de hiç ciddi ilişkisi olmamış birisi olarak değişik duygularla okuyorum başlığı kendi durumu yazmak istiyorum ama özel konu olduğu için yazamıyorum. 20 yaşımdan beri psikolojik tedavi alıyorum (konum yurt dışı) hatta o kadar izole yaşıyorum ki bu işler nasıl olur, insanların kendi aralarındaki ilişkileri bile unutmuş haldeyim bayağı paslanmış haldeyim.

Ama arkadaş biri ile bir ilişkiye başlamak yürütmek için en önemli şey sağlık o da ben de yok. Ben de evlenmek isterdim yaşadığım yer küçük Almanlar ile kültür farkı kendini belli ediyor Türk kızları ise yok gibi burada ayrıca boyumda uzun değil bir de ondan kaybediyorum sanki. Bir de bizim evliliğe ayrı bir anlam yükleyen köhnemiş kültür. Ne olacak bu hal.


 
"Boyum uzun değil" ile "boyum çok kısa" arasında çok fark var. Kime göre neye göre'den tut, senin boyuna göre insanlar da var bu hayatta'ya kadar uzar.

Umutsuzluk güzel ve yapıcı bir şey değil, onu bir kenara bırak. İçinde evliliğe ya da sevgi almaya karşı direnç var mı onu öğrenmeye çalış. Direnç varsa evlenemezsin, sevgi alamazsın, veremezsin. O direnci kırabildiğinde işler değişecek.

Kültürümüz köhnemiş falan da değil bu arada, evliliğe önem vermek köhnemek değildir. Bugün o on yıllardır taklit ettiğimiz Amerika'da bekaret bile yeniden gündemde, yeniden değer görüyor. Konuyu anlamaya çalışmak yerine kötülemek sana eksi getirir.

Kadınlar evliliğe önem verirken senin evliliğin önemsenmesini kötülemen kadınları senden elbette uzaklaştırır. Yapma bence.
  • muhayyer divan  (09.07.25 21:31:29) 
Evlenmeyin diyenlerin cogunlugu les gibi evlilik hayatina sahip olanlar. iyi bi kafa ve ten uyumu yakaladigin bi insan ile evlilik gayet keyifli bi seydir bence. Tabii bizim toplumumuzda evlilik de cok zor o yuzden kafa yapina, enerjine uyan birisiyle anlasirsan sahane bi seydir diye dusunuyorum.
Boy mevzusuna da eger cok kisa degilse takilma derim.

Birazdan damlar yurtdisinda yasayip turk kizi mi ariyorsun diyen cakma redpillciler, iste tam onlar evlenmöyüünn diyenler asdsfafs
  • sey mi dostum  (09.07.25 21:37:39) 
evlenenler de bosaniyor zaten takma kafaya. :)
önemli olan kafa dengi birini bulmak. yoksa evlenmissin, nisanlanmissin, damda yasamissin ne fark eder.

ne tarz bir psikolojik tedavi görüyorsun bilmiyorum ama kendin gibi o rahatsizliga sahip birini de bulabilirsin. her türlü grubun özel dating appleri de olabiliyor. bunlar bahane degil.
  • sonsuz  (09.07.25 21:40:05) 
almanya’da küçük şehirlerdeki türk profilini bilirim. aralarından sevgili olunacak birini bulmak çok zor. ama illa ki yakınında büyük bir alman şehri vardır. uygulamalardan birileriyle eşleşebilirsin. artık insanlar çoğunlukla internetten tanışıyor, yaşadığın yerin çok da bir önemi yok. boyum uzun değil vs.’yi dikkate almıyorum. botun uzun değilse sen de kendin gibi boyu uzun olmayan biriyle sevgili olursun.


  • sir gawain  (09.07.25 21:44:20) 
Almanya'da evlilik yapamıyorsan Türkiye'de hiç yapamazsın. Konu evlilik olunca Türk kültüründe damat cash cow olarak görülür.


  • runaway  (09.07.25 21:52:39) 
kime göre neye göre diyen kim varsa şaşmaz, cahil çıkıyor. Arkadaşlar boyum uzun değil diyor ya burada, açıklamış kendisine göre uzun değil ve oradaki insan ortalamasına göre demiş. Direnç falan yok ulan. Ufak bir yerde suriyeli gibi gezen birinden bahsediyoruz. İşin zor. Çevre vilayetlerde dene şansını, dating appsleri dene.


  • Shepard  (09.07.25 21:53:15) 
medeni kanunu okuyan herkes evliliğin sadece kadınlara yarayan bir sözleşme olduğunu bilir. yargıtay evlilik kurumunun ipini çekmiştir. 4320 bile kalkmış yerine 6284 gelmiştir. bu ahval ve şerait altında evlilik akdi imzalamak yalnızca evlenmeden sex yapamayan beta bir loserın yapacağı iştir. üstelik o akit, aldatılmasından kendisini korumayacağı gibi eski karısının yeni sevgilisine sponsor olmasından başka bir işe yaramayacaktır.

40 yaşında bir erkek için türk kadınının yapacağı 2 tane yorum var:
1) 40 yaşına gelmiş ama ilişkisi olmamış, acaba gey mi?
2) bu yaşa gelmişş hala "birikim" yapmamış, sizce evlenilir mi?
  • Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum  (09.07.25 21:59:09 ~ 23:11:36) 
Evliliğin kendisinde sorun yok.
Asıl sorun, evliliğin ne uğruna ne için yapıldığı ve evliliğe hangi mana verilerek bu yola çıkıldığıdır.

Anlık heves uğruna tüm manasıyla yatak odasına sıkıştırlan ve karşı tarafın maddi varlığı için yapılan evlilikler hiç az değil. Boşanma sebeplerine bakıldığında da bu görülüyor. Aşdarmalwr cabası.

Diğer yandan ise maddi imkanları çok olan karşı tarafın , kendisini aldattığını bilerek evliliğine devam eden ses çıkarmayanlar da var. Boşanmaması ise yuvayı kurtarmak istediğinden değil, maddi açıdan bulunduğu level'in altına inme korkusu.

Sen sözlüğe bakma.
Türkiye'ye gel evlen. Bireysel takılan Avrupa beslediği bir kedisitle yalnız ölmeye mahkum şu sıralar.
  • diyecevaplandı  (09.07.25 22:24:49 ~ 22:25:58) 
Sözlükteki başlık ile senin durumun ayrı ayrı şeyler bence anlattıklarına bakınca.

O başlıkta yazanların bazıları bizzat ve/veya cevremde gördüğüm örneklerden, bazıları zaten kültürel/genel şeyler olmasından, bazıları daha spesifik kişisel deneyimlerden bahsediyor. Dikkate alınacak şeyler de var alınmayacak şeyler de var vs.

Senin öncelikli sorun iliskisizlik ve nerede nereden kiminle tanisacaksin bulunduğun yerde sanki. Once buna bir bak evliliğe sonra gel. Yoksa kendi durumun daha cozumsuzlesir, oturup evliliğe aşırı anlam yükleyen köhnemiş kültürü kisisel olarak düşünmeye daha zamanın var :)
  • encokbenisevinnolur  (09.07.25 22:34:32) 
bu kadar evlilik nefreti dolu insanlari ozetleyeyim, les insanlar kendilerine benzer les insanlari buluyor, sonra hem kendilerine hem karsilarina hayati zehir ediyorlar.

erkeklerin bazilari net bir sekilde, iliskilerinde karsi tarafa "eskort" muamelesi yapip, sonrasinda karsiliginda ask bekliyor trajikomik bir sey.


asil mesajinizin cevabina gelirsek, evlilige o kadar anlam yukleyen bir kultur yok aslinda. bence bitmek uzere. birlikte yasayan cok cift var cevremde.
  • aguen  (09.07.25 22:53:45) 
hocam evlenmek istemiyorsan evlenme. ben 32 yaşındayım, yaşıtlarım kaçıncı çocuğunu yapıyor. benim umrumda bile değil valla. evlenmek istesem çoktan evlenirdim. çocukları severim ama çocuk bakma işi kesinlikle bana göre değil. yeğenler iki haftadır bizde, valla daraldım. bir de aynı kişiyle ömür geçmez. insan yeri geliyor kendi anasından babasından sıkılıyor, karısından mı sıkılmayacak. bekarlık gibisi yok kim ne derse desin. yalnızlık kötüyse beraber yaşarsın olur biter. imzaya gerek yok bence.


  • nothing in my way  (09.07.25 22:57:15) 
Evlilik akıl sağlığı yerinde birisinin bile ayarlarını bozabilecek kadar yoğun bir sorumluluk. Çok hevesliyseniz evlenmeden önce birlikte yaşamayı deneyerek başlayın.

Mental gücü kendinizde bulamıyorsanız durumunuzu daha da kötü hale sokmanız olası, yatırım tavsiyesi değildir.
  • kimlanbu  (09.07.25 23:07:32) 
39 yasinda hic evlenmediysen ve cocuk yoksa, ekonomik olarak hayvan gibi rahat hatta bagimsiz olmalisin. En az 15 belki de 20 senelik bir is hayatindan bahsediyoruz sonucta. Mesela sen simdi 27 yasinda guzel bir hatuna, evde oturup rahatca cocuk buyutmesini vaad etmelisinki 39 yasindaki biriyle evlensin.

Yani bu yasina kadar hic evlenmediysen bunun ikamesi zengin olmak olmali. Ben 35 yasindayim ve o yoldayim. Bu yasimda bende bakacaklari en onemli kriter finansal durumum olacaktir, tip, agzin laf yapmasi, serserilik degil.
  • baldur2  (10.07.25 01:49:22) 
evlilik gayet güzel bir kurum. tabi iyi insanlar ve iyi ailelerle karşılaşınca


  • Hallegadola  (11.07.25 08:43:31) 
[]

yabancı borsalardan hisse almak

bu mevzu benim için çok karışık. bi tanesine bakıyorum senelik aidat alıyor, başka birine bakıyorum bilmem ne altında o da bir para alıyor, başka biri saklama parası, bir başkası güvenilir değil vs..

şimdi biz hangi aracı kurum üzerinden dış borsalardan hisse alalım? siz hangisini kullanıyorsunuz ve neden?


 
Midas şu an en mantıklı olanı.

Arayüzü kolay, güvenli ve hızlı.
  • chicha_v2  (09.07.25 22:14:04) 
Her yıl karını beyan etmen gerekiyor vergi için. O sıkıntı.


  • hububrad  (09.07.25 22:35:45) 
teşekkür ederim. başka?


  • günaha davet  (10.07.25 00:55:31) 
Ben 4 yıldır aktif olarak Interactive Brokers kullanıyorum çünkü dünyanın en büyük aracı firmalarından birisi. Komisyon oranları çok düşük, TL para gönderme imkanı var. Çok fazla finansal ve yatırım enstrümanı sunuyor, çeşitlilik yüksek. Türkiye'den üyelik açabiliyorsunuz, bir sıkıntı yok. Önerim IBKR olurdu.

Ayrıca bir üyenin referansı ile giriş yaparsanız ilk senenizde 1000$'a kadar Interactive Brokers hissesi elde etme imkanınız var. Detayları şurada yazıyor, resmi sitesinden okuyabilirsiniz: www.interactivebrokers.com
  • burka  (10.07.25 08:09:22) 
[]

Yaz nasıl geçiyor?

Ne olsa daha iyi olur?




 
biri benim tezimi yazsa süper olurdu.

daha iyi yazlar beni bekliyordur ins.
  • sonsuz  (09.07.25 20:50:46) 
Çok sıcak uyuyamıyorum. Geçen haftalarda klima açıkken uyuyakaldim ve hasta oldum. Kış gelse daha iyi olur.


  • rock n roll  (09.07.25 20:53:08) 
Daha az sıcak olsa iyi olur. Serinlemek için yaldır yaldır buz gibi şeyler yiyip içtim boğazım ağrımaya başladı. Hadi bi enerji alanı oluşturalım da geçirelim şu ağrıyı. Ayrıca 38 derece sıcakta kilise göreyim diye tepelere tırmanmak da zulüm. Denize akşam 7den sonra girebiliyoruz, müdahale edin nolur.


  • beetlejuice  (09.07.25 21:23:50) 
Ofis odam, araba, ev klimalı. Sıcağı pek görmüyorum. Anca plajda. Vakit buldukça bir yerlere kaçıyorum ama iş hayatımın çok büyük kısmını alıyor. Geçen sene çok güzel bir denge vardı, yaz çok güzel geçmişti.


  • gabe h coud  (09.07.25 21:29:36) 
- Yaz Nasıl geçiyor?
+ Esktra bir şeyi yok. Olumlu bir yanı olmadığı gibi olumsuz bir yanı da yok.

- Ne olsa daha iyi olur?
+ İş yerinde sıfır hata ve sıfır sorunla geçirmek istiyorum temmuz ve ağustos aylarını. Eylül ayıyla birlikte o Avrupa şehri, bu Avrupa şehri diye diye gezeceğim inşallah.
  • put it in your appropriate place  (09.07.25 22:04:40) 
sıcak iyidir,
kemiklerimiz ısınsin biraz.

  • designer  (09.07.25 23:17:02) 
meyve sebze reyonundaki üzerine su serpilen otlara özeniyorum o derece bunaltıcı geçiyor.


  • Suursuz  (10.07.25 18:58:31) 
[]

X deki grok olayı nedir? Neden bugün patladı?

....




 
Birileri bunu fitlemiş fitlemiş, grok da bi küfürler savurmuş bi hakaretler etmiş, yeri göğü inletmiş. Sayın cumhurbaşkanı da bu konuya derinden üzülmüş. Olay bu.


  • muhayyer divan  (09.07.25 20:50:29) 
dün ayarını bozdular, herkese ana avrat kaymış. rte de nasibini almış. twitter grok’u düzelene kadar devre dışı bıraktı. türkiye’de de soruşturma açmışlar. bir yapay zekaya ilk kez soruşturma açılıyor olabilir, insanların da komiğine gitti haliyle.


  • sir gawain  (09.07.25 20:54:56) 
groka yeni gelen güncellemeyle politically incorrect davranmaya başladı. hakareti de esirgemedi. tüm dünyada böyle. trye özel değil. insanlar bozmadı yani.


  • jelly bear  (09.07.25 21:05:16) 
@jelly bear +1

Gözün gördüğünü kıvrana kıvrana inkar eden akımdan rahatsızlığını sesli olarak belirten en ünlü kişilerden biri Elon'du. O yüzden bu kilidi kaldırdılar. İnternete kontrolsüz şekilde maruz kalan her AI gibi o da en sert ve karanlık tarafını aldı. Microsoft'un 2016 yılındaki denemesinde AI ırkçı ve pedofili olmuştu. Ona göre bu Grok 3 çok daha iyiydi. Yine de günün sonunda kendini MechaHitler diye çağırmaya ve herkese küfür etmeye başladı :)

Grok 4 yayınlanacaktı bugün. Onda yine bazı şeyleri gözden geçirmişlerdir.
  • nawar  (09.07.25 21:15:23) 
[]

dsg hakkında

arabayı yenileme sürecindeyim ama dsg hakkında eleştiriler kafamı karıştırıyor. çevremde ve internette çok fazla dsg sevmeyen var ve eninde sonunda bu şanzımanın bozulacağından emin gibi konuşuyorlar. ama piyasadaki çoğu otomatik vites aracın şanzımanı ya dsg ya da onun aynısı olan ismi farklı çift kavramalı şanzımanlar. bu insanları ciddiye alırsam piyasada toyota ve honda’dan başka binilecek araç kalmıyor.

neyse uzun lafın kısası, dsg kullanan ve memnun olan birilerinden ikna edici cümleler duymaya ihtiyacım var. sizce de çok abartılmıyor mu bu dsg eleştirileri?

not: iki üç yaşında, maks. 30-40 bin km’de bir araç alacağım. bir vw alıp bu konuyu geçeyim istiyorum.

 
Benzer sürecten geçmiş biriyim. Golf alacakken vazgeçtim. Toyota aldım. Aradan yıllar gecti iyi ki diyorum golf almamışım.

Türkiye gibi ülkede birinci kural: kafan rahat olacak. Başlarım konforuna, süratına...

Maalesef dsg baş belası.
  • luluki  (09.07.25 20:35:42) 
Skoda octavia'ya çok baktım ama dsg aleyhinde yorumlar sebebiyle geri durdum. Opel manuel vites ile devam.

Otomatik vites araçların manuele göre daha çok yaktığı da belirtiliyorken kullanımda kolaylık sağlasa dahi otomatiklerin arıza yapma olasılığını görmezden gelmek olmaz. Masrafı da büyük.
  • diyecevaplandı  (09.07.25 21:09:36 ~ 21:10:07) 
Dsg vites geçişleri çok güzel.
Tek söyleyebileceğim olumlu şey bu:)

A3’ümü sırf dsg arızası yüzünden sattım, bu da söyleyebileceğim ikinci şey..

Araçlar mükemmel. Alabilirsiniz ama kenara 150-160bin tl dsg için ayırın ve hep orda kalsın.
  • artci sarsinti  (09.07.25 21:57:36) 
Ablamlarda 2010 passat var. Geçen sene dsg arıza verdi 140binde arabaları 50 bine yaptırdılar halen kullanıyorlar. Benim araçta dsg ama yeni 5bin kmde daha. Herhalde 5. senede değiştiririm garantisinin bitmesine yakın.


  • mirty  (09.07.25 22:14:48) 
Abi alacağın adamin nasıl kullandığını bilmiyorsun belki de dsg'nin tam da kullanilmamasi gerektiği gibi kullandı. Yani sıfır alsan neyse de ikinci el bence daha riskli.
Toyota gibi araçlarda bu risk daha az işte.

  • logisticsmanager  (09.07.25 23:00:29) 
1) piyasada cogu aracta dsg veya cift kavramali sanziman yok. vw grubu araclarda var. bir de renault'da yaygin. onun disinda genelde spor araclarda falan oluyor. ama normal otomatiklerin cogu tork konvertorlu veya cvt.

2) benim aracta dsg var. 3 yildir bende ve 8 yasinda. bir problem yasamadim.

3) dsg cift kavrama kullanir ve diger otomatiklere gore daha komplekstir. bu nedenle sorun cikarma ihtimali prensip olarak daha yuksektir. bu nedenle daha sik bakim ister, ayrica daha hassastir. yani karmasik sistemler her zaman daha cok bakim ister veya sorun cikarir. ozellikle ikinci el alirsan belki bakim zamani gelmis bir arac alacaksin. hic degilse kavramalar asinacak. tork konvertoru sivi kullandigi icin cok daha az isiniyor. cift kavramada metal parcalari surekli temas ediyor ve daha fazla asinma var.

4) sonuc olarak bence dsg spor araclarda ve performansli suruste iyi. porsche alsam manuel yerine pdk almaya okey olurum mesela. ama gunluk suruste, dusuk hizlarda, trafikte iyi degil. daha fazla bozuldugu ve hassas oldugu dogrudur. mesela normalde vites gecisleri iyidir ama dusuk hizlardayken cok sarsabiliyor arabayi.

5) bunun ustune bir de turkiye gibi satis sonrasi hizmetlerin ve destegin dusuk oldugu bir ulkede garanti kapsaminda sayilmadigina dair bir suru hikaye okudum. yani atiyorum bakimlari yetkili serviste yapilmamis bir arac alirsan sanziman patladiginda problem.
  • antikadimag  (09.07.25 23:32:47 ~ 23:37:41) 
2012'de sıfır Passat aldım 1.6 TDI bluemotion dsg. 2000 yılından beri araba kullanıyordum. 2005'ten beri araç sahibiydim. Kavrama, volan, mekatronik vs. tanımlarına dair zerre fikrim yoktu, kafam rahattı.

Dsg hayatı bana zehir etti, zehir..

2021'den beri corolla hybrid kullanıcısıyım. Kafam rahat...

Bence siz "DSG iyidir ya" diyen kişi aramayın.
  • yadigar  (10.07.25 01:10:07) 
@mirty yazmış, 50bine dsg yapılmış, her usta bu kadar iyi niyetli değil. aynı tamir için 150 bin de isteyebilirdi.(belki de başkasının 10 bine yapacağı işe 50 bin de demiş olabilirler bilemeyiz.)

ayrıca sanayide ustalarla röportaj yapılan bir video vardı en çok sanayiye tamire gelen araçlar alman grubu diyor hepsi.
  • duyuruuser  (10.07.25 08:45:02 ~ 08:45:54) 
[]

600.000 tl ile araba alınır mı?

selamlar hiç borcunuz olmadığı, arabasız olduğunuz bir senaryoda 600.000 tlniz olsa ne yaparsınız? fon, borsa işlerine hiç giresim yok. ülkede her an ne olacağı hiç belli değil güvenmiyorum. vadeye koysam, vadeler de uzun vadede düşecek gibi duruyor. altında bile beklemek çok uzun vadede mal almaya göre zarar ettirdi son 10 yılda. o yüzden aklıma araba almak geldi.




 
araba ihtiyaçsa, 200-300 daha kredi çeker clio, corsa falan alırdım.


  • jelly bear  (09.07.25 21:27:34 ~ 21:27:41) 
ihtiyacın varsa kesin alınır. fiat egea alabilirsin temiz akarı kokarı yok artistlik yapmadan işini yapan bir araç.


  • biravekahve  (09.07.25 21:40:18) 
araba yatırım aracı değildir.

arabaya ne kadar ihtiyacın var. araba kullanmasan bile durduğu yerde para harcar. mtvsi var, kaskosu var, sigortası var, muayenesi var, bakımı var...
  • my fault  (09.07.25 22:36:39) 
Araba masraf anlamına geliyor.
Değeri artar diye düşünenlere bakma.

Sabit masrafları, kaskoyu vs zaten biliyorsun ama bir de araba alınca benzin ve otopark masrafı çıkacak.
Araba var diye ekstra planlar yapacaksın, birilerini arabayla bırakman, alman gerekecek vs.

Hele bir de arıza çıkarttı mı çok fena zarardasın.

Türk ekonomisinin iyi gideceğine inanmıyorsan yabancı ülkelere yatırım yapan fonlara da bak.
  • michael_knight  (09.07.25 22:43:24) 
yeni mtv düzenlemesi ve olası döviz ile araç fiyatları yükselecek olsada gerek elektrikli araçların yaygınlaşması nedeniyle eskisi gibi prim yapmayacak bana göre. Ancak, çok ucuz krediler verilirse tabiki durum değişir.


altın, bitcoin, döviz, mevduat şeklinde ağırlıkları doğru ağırlayarak yatırım sepeti oluşturabilirsiniz.
yeni çıkan bir gayrimenkul fonu var, yine sepet için onuda değerlendirebilirsiniz.

Birikiminizin tamamini kesinlikle mevduata koymanız ıda tavsiye etmem, bir gece ansızın her şey olabilir bu ülkede.
  • Rao  (09.07.25 22:46:08 ~ 22:47:55) 
Yatırım için alınmaz, ihtiyaç ise alınır. sıfır arabalarda bir ihtimal değerlenme ihtimali var ama, bütçenize göre alacağınız araba en iyi ihtimalde 7-8 yaşında olacak. O da vakit geçtikçe değer kaybedecek.
Ama ihtiyaçsa da direk alın düşünmeyin.

  • tss  (10.07.25 00:55:21) 
yukarida arkadaslarin belirttigi gibi,
ihtiyac varsa al,
yoksa araç masraf kapisi,

Mtv,
Kasko,
Trafik sigortasi,
Yakit,
Bakim maliyeti,
Lastik maliyeti,
Otopark maliyeti,
Trafik cezasi,
Oto yikama,cam filmi,cizigi,farı,ampülü,
Tüvtürk muayenesi..
  • designer  (10.07.25 00:58:48) 
Masraflar gözünüzü korkutmasın. 600bin liralık aracın masrafı neticede atla deve değil...

Araç almak asla yatırım olmadığı gibi parayı da öldürür. Ancak, yaşanan şehre bağlı olarak büyük kolaylık/konfor sağlıyor. İhtiyacınız varsa alın.
  • yadigar  (10.07.25 01:06:04) 
ihtiyaç varsa çekebildiğin kadar kredi çekip araba alınır. yoksa fiziki sarı metal alırsın kafan rahat olur. ytd.


  • duyuruuser  (10.07.25 08:49:32) 
alternatifleri yatırım, diğeri mal alma. biri getiri, diğeri götürü.

arabanın hiçbir şey olmasa 50 bin masrafı olur. sigorta, bakım, en az 1 problem de çıkarır etti 50.

ihtiyaç varsa alın arama ama yoksa koyun ppf'ye seneye daha iyi araç alırsınız.
  • gurur  (10.07.25 14:35:24) 
[]

google translate'in otu çoku çevirmesi

durduramıyorum. bu dili asla çevirme dediğim ne varsa çeviriyor, çoğu sitede orijinal sayfayı değil de örneğin xtz-wiki-translate.google.com filan gibi saçma sapan linkler görüyorum. çıldırmadan önce bunu nasıl çözeriz?




 
browser ne?

chrome'sa chrome u sil tekrardan kur. ya da firefox'e falan gec tamamen.

bir bug var belli ki.
  • sonsuz  (09.07.25 19:43:43) 
Firefox'ta aynı şeyi yaşıyorum. Linke tıklamadan önce dikkat ediyorum artık çünkü otomatik olarak çevrilmiş sayfa olarak hazırlıyor linki. Altındaki orjinal sayfayı göstere basıp gidiyorum bağlantıya. Ayarları kurcalamadım hiç ama :/


  • orta buyuklukte bir ulkenin krali  (09.07.25 20:05:39) 
tüm browserlarda bu sorunu yaşıyorum. iki farklı bilgisayar (win10 ve macos) ve her birinde hem chrome hem firefox.

ilk iş çeviri yapıyor zaten, tarayıcıların ayarlarından kapatıyorum. sonra arama çubuğundaki translate şeysinden asla çevirme yazan ne kadar varsa seçiyorum. sil kur sil kur yalama oldum.
  • ahmet oturum cerezi  (09.07.25 23:54:12) 
[]

Bergama'da nerede kalınır ?

iş için buradayım 1-2 gece kalmalık temiz sakin otel lazım. araç var burhaniye'ye mi gitsem ?




 
Gel burhaniyeye ben ordayim


  • beetlejuice  (09.07.25 21:24:33) 
yakinlik durumuna göre dikili,sarimsakli,ayvalik..
Burhaniye uzak degil mi.

  • designer  (09.07.25 23:19:27) 
Ben Bergama girişinde Berksoy Hotel'de kalmıştım. Şehrin içi sayılır, araç park sorunu da yaşamazsınız. Konforlu, güzel bir işletmeydi, tavsiye ederim. Bergama'a ilk gelişimde, bisiklet ile tur yaparken denk gelmiştim. Sonrasında merkezdeki turizm bürosuna merak edip kalacak yer danıştığımda da gene burayı tavsiye etmişlerdi.

www.berksoyhotel.com
  • burka  (10.07.25 08:00:21) 
o kadar aşağı inmedim kozakta bir yer buldum.


  • orpheus  (10.07.25 14:45:20) 
nerede kalınır sorusu da yok bende nerede doyulur sorusu da. geçen sene gittiğimde yolları berbattı hep çalışma vardı, yemek yiyecek lokanta bulamadık hepsi akşam 4 de kapamıştı. bergamayı sevmedim kısacası.


  • Suursuz  (10.07.25 18:59:40) 
[]

kimlik yeniletmek uzun sürüyor mu?

kimliğim ve ehliyetim eski.
yeniletmek için nüfus müdürlüğünden yarım saat ara ile randevu aldım. yarım saat ara yeterli midir?



 
fazla bile. 5 dklık iş. randevun olduğunu belirt de beraber alsınlar bari


  • jelly bear  (09.07.25 19:23:51 ~ 19:24:04) 
Aynı anda yapıyorlar.


  • kibritsuyu  (09.07.25 19:31:50) 
bir de ödeme işi var:
dijital.gib.gov.tr
randevu alırken referans verdi ancak burada hangi kurum seçilecek?
  • late viper  (09.07.25 19:35:43) 
ikametgahinda sorun varsa basin agriyor epey diger turlu evet kolay.


  • feastofthedamned  (09.07.25 19:36:18) 
@feastofthedamned
ikametgahımdaki ilçe müdürlüğünden randevu aldım.

  • late viper  (09.07.25 19:39:19) 
Ehliyet icin gozluk vs varsa ehliyet uzerinde protezli kullanimdiye geciyor ve onun icin seni ilgili bransa sevk ediyor aile hekimi,
sabah aile hekimi ,ögleden sonra goz doktoru derken, randevu saatini kacirabilirsin.

  • designer  (09.07.25 23:44:58) 
Ehliyet raporları ücretli oldu. Aile hekimine gitmeden önce
1) E-devlet’ten “Kişisel Sağlık Bilgi Formu” doldurulması,
2) sbos.saglik.gov.tr adresinden rapor ücretinin ödenmesi gerekmektedir.
  • unalub  (10.07.25 08:53:58) 
[]

2024-2025 en iyi filmler

Son zamanlarda izlediginiz kesinlikle izlenmesi gereken filmler neler? 2024 sonrasi yapimlar ariyorum. 2024 den sonra dizi oyun derken pek film izlemedim gibi :)

var mi soyle kesin izle cok iyi dediginiz aklinizda kalan filmler


 
challengers
nosferatu
sinners
anora
the substance
warfare
companion

hiçbiri şaheser değil, eh iştelik filmler. bu sene ve geçen sene bayıldığım bir film çıkmadı.
  • sir gawain  (09.07.25 20:13:29) 
Kinds of Kindness
Bring Them Down
Şişli Kız
  • auroraaurora  (10.07.25 08:24:49) 
Beter böcek 2

Eğlencelik, yaz akşamı sıkmayacak bir film. izlemediysen ilkini izle önce
  • grimavi  (10.07.25 11:49:20 ~ 11:51:05) 
Mickey 17


  • sonsuz  (10.07.25 12:12:08) 
[]

Yakı ve sıcak kompres aynı mı?

Kas ağrısı için sıcak su torbası koymakla yakı koymak yaklaşık aynı etkiyi mi yapar?

Yakı gerçekten sıcaklık mı veriyor yoksa sıcak gibi mi hissettiriyor ya da başka bir şey mi?


 
Yakı ve sıcak kompres benzer bir amacı taşır, ancak her ikisinin de etkisi biraz farklı olabilir.

Sıcak kompres: Sıcak su torbası veya sıcak bir bez gibi bir şey kullanarak vücuda doğrudan sıcaklık uygularsınız. Bu, kaslardaki kan dolaşımını artırır, kasları gevşetir ve ağrıyı hafifletebilir. Kas ağrısı için sıkça kullanılan bir yöntemdir çünkü sıcaklık doğrudan o bölgedeki kasların rahatlamasına yardımcı olur.

Yakı: Yakı, genellikle doğal bitkiler, toprak veya kimyasal maddeler içeren karışımlar kullanılarak yapılan bir tedavi yöntemidir. Vücuda sürüldüğünde genellikle sıcaklık hissi verir, ancak bu sıcaklık, kullandığınız malzemenin içeriklerine bağlı olarak değişir. Örneğin, bazı yakılar cildi ısıtarak ağrıyı hafifletir, bazen de içerdiği maddeler ciltte serinlik hissi yaratabilir. Sıcaklık verme etkisi, genellikle yakının bileşiminde bulunan maddelerin (örneğin, biberiye, zencefil gibi) vücutla temas ettiğinde uyardığı kan akışından kaynaklanır.

Özetle:

Sıcak kompres, doğrudan sıcaklık etkisi sağlar.

Yakı, sıcaklık hissi verebilir ama genellikle bu his, içerdiği maddelerin kimyasal etkisiyle daha çok ilgili olabilir.

Kas ağrıları için her ikisi de rahatlatıcı olabilir, ancak yakı genellikle sıcaklık etkisinden farklı bir mekanizma ile çalışır. Sıcak su torbası ile yapılan sıcak kompres daha doğrudan ve basit bir çözüm sunar.


chatgpt böyle dedi.
  • art cat chocolate  (09.07.25 19:42:45) 
Sıcak kompres sıcak su torbası veya benzer bir ürünle sıcaklık verir.

Yakı ise acı bibere acılığını veren capsicum içerir. Yani sıcaktan çok acı biber sürmüşsün gibi yakar. Ama vücut onu da ısı olarak mı algılıyor neyse, sıcak kompres gibi iş görüyor.
  • kibritsuyu  (09.07.25 22:07:59) 
Yakının agrı kesici özelligi olmali idi sanirim,galiba.


  • designer  (09.07.25 23:21:19) 
Aynı şey değil. Isı bantları ısıtır. Yakı, kapsikum ile yakar. (Acı biber)

Yakı özellikle yaz aylarında dayanılmaz olabiliyor.
  • yadigar  (10.07.25 01:18:16) 
[]

ankara'da öğlen yemeği

evet havalar çok sıcak farkındayım ama yarın ankara çankaya'da herhangi bir bölgede güzel bir yemek yiyeceğimiz bir mekan önerisi istiyorum sizlerden, teşekkürler şimdiden




 
ne yemek istersin?


  • jelly bear  (09.07.25 18:18:54) 
her türlü mutfak ve mekan olur; hiç sorun değil (ama biraz özel bir yer olmalı, sıradan bir yer değil)


  • sweetoffice  (09.07.25 19:01:14) 
göksu lokantası nenehatun
sıralı kebap

  • jelly bear  (09.07.25 19:24:30 ~ 19:25:19) 
Tatlı için aciktezgah


  • mirty  (09.07.25 22:12:46) 
Goksu+1


  • primetime  (09.07.25 22:59:03) 
[]

Hayatınızı devam ettirme motivasyonunuz ne?

Biraz iç dökmeli uzun bir yazı olacak baştan uyarayım. Öncelikle 28/K kişisiyim. Ülkenin %80 i gibi sorunlu bi ailede sevgi görmeden büyüdüm. Fiziksel ve duygusal sevginin ikisini de evde tatmadım. Sadece kazandigi parayı çocuğun yemeğinden bile kısıp para biriktirip ev arsa alma motivasyonlu narsist bir anne ve kendi annesinden bosanamamis sorumsuz surekli dolandirilan bir babanin ürünüyüm. Hayatım hep maddi manevi kisitlanmak ile gecti. Hicbir zaman yeni seylere cesaretim olmadi cunku basim belaya girse kosabilecegim arkamda duracak kimsem yoktu. Hic sorun cikarmadan buyumek icin kendimi her seyden kistim en ufak sorunda annem kendini yataklara gomup senin yuzunden boyle oldu senin yuzunden olecegim diye manüple ediyordu. Her isimi kendim gordum. “Kiz kismi orospuluk haric her seyi bilip yapacak orospulugu da bilecek ama yapmayacak” denilerek buyutuldum. Yurumeye basladigimdan beri tarla ekme bicme kazma ormandan odun tasima cati tamiri kum cimento tasima siva boya her ise kosturuldugum icin boyun duzlesmem ve ciddi sirt bel agrilarim var.

28 yaşıma geldim. Son 3 yildir calistigim icin maddi olarak kismen bagimsizligim var. Yine de aile evinde yasiyorum istanbulda kira karsilayacak sifirdan ev kuracak getirim yok. Annem kendi aldigi evlerden birinde yasiyor sadece kis aylarinda geliyor. Babam eve 2-3 gunde bir alsamlari geliyor. Evden remote calisiyorum. Hikaye buydu.

Simdi sorum su hayata o kadar gec kalmis ve tecrubesiz basladim ki arkadas edinemiyorum. Maddi bagimsizligimi kazanana kadar arkadasim olmasi yasakti. Annemin kafasinda disari bi cay icmeye bile ciksam butun masanin hesabini odedigim gibi bi senaryo vardi ve bu dusunceye tapiyordu resmen. Arkadas masraf disari cikmak masraf yurumek bile masraf ya yururken susayip su alirsam? Hayatimin buyuk bir kismi evde oturarak gecti. Arkadas edinmeye calistigimda masada herkes cocukluklarini gezdikleri gordukleri yerleri anlatirken benim anlatacak bir seyim olmadigi icin susup oturuyorum. Her seyi kendim hallettigim icin esnafla resmi kurumlarla konusmayi bilirim ama sosyal sohbet bilmem anlamam. Sacmaliyorum anlatacak bir seyler bulamiyorum insanlar garip davranislarimi gorup uzaklasiyor. Gozumun onunde is yerindeki bütün ekibim birbiri ile bulusuyor gorusuyor asla bir yere cagirilmayan tek kisi benim. En kotusu de ekipten birinden 3 yildir cok hoslaniyorum. Benim karekterimin tam tersi oldugu icin muhtemelen asiri disa donuk ve cok rahat bi hayat gecirdigi icin ona olan merakim yuzunden olan bir sey bu. Tahmin edersiniz ki ona bunu beli de edemiyorum. Gorudugum anda put gibi duruyorum. Naz cilve bunlarin hicbiri yok tabiki dduz duvar gibi beton gibi biriyim.

Acikcasi bu saatten sonra da toparlayacagimi sanmiyorum son bir yildir aklimda surekli intihar dusunceleri var. Psikoloğa da psikiyatriste de gittim klasik şemani cizelim ya da sosyallesmeye calis tavsiyeleri daha cok sinirim bozuyor şemamın zaten farkindayim sosyallesebilsem sana neden geleyim? Ya da antidepresan kullanmak istemiyorum. Direk yok olmak istiyorum aslinda. Varligim silinsin kimse icin var olmamais olayim istiyorum. Son bi iki aydir calisamiyorum da bilgisayar basina oturdugumda kusasum geliyor. Hayatimi devam ettirmekte cok zorlaniyorum. En kotusu ve belki yargilayacaginiz kisim da annemin babamin yaslanacak olmasi ve onlara bakacak tek kisi ben olacagim icin basima kalmalari. Benim hicbir ihtiyacimi karsilamayan ben hastalandigimda bile bakmak yerine okula gonderip aman evde tek basina olmesin okulda hic degilse ogretmeni ilgilenir diyen insanlara bakmak istemiyorum. Onlar elden ayakta. Dusmeden yok olmak istiyorum. Soru soru baglamindan cikti iyice karisik anlattim ama durum bu. Ne yapacagimi bilmiyorum.

 
Başka bir şehre ya da ülkeye taşınma ihtimalin var mı?


  • sekizdokuzon  (09.07.25 17:46:27) 
öncelikle her yeni gün umut ve aydınlık demek. bir sonraki gün bugünkü fikirde ve bakış açısıında olmayacağım ve bugün kötü hissediyorsam yarın iyi hissedebilirim. yaratıcı beni kimse için göndermedi ona da bir ahde vefa borcum var. yaşamnın kendisi umut ve motivasyon,nefes alıyor olmak.bu ilahi gücü düşünüp la ilahe diyip tekrar ve tekrar güne başlıyorum. yolun sonu selamet en azından emaneti rabbime teslim ettikten sonrası iyi olsun. ömür zaten çok kısa öyle böyle geçecek sıkıntılar diyorum.


  • Suursuz  (09.07.25 17:53:16) 
Malesef ne cesaretim ne de gucum var. Kendime bi araba aldim onu satip maddi gucu saglayabilirim belki ama orada da ayni sey olacak evimi tutup dosedigimde yine kimse ile konusup tanisamayacagim. Sorun cevremde degil benim temel iletisim yeteneklerimin olmamasinda. Sadece okulda insan goren 24 yasina kadar kimse ile muhabbeti olmayan biriyim. Haftasonlari yaz tatilleri okul onceleri sonralari evde tek basima oturuyordum televizyon izliyordum sadece. Bi ara bilgisayar oyunlarina bagimliligim oldu onu yendim onu yendigimden beri hayatimin rezilliğinin daha cok farkina varip bir seyleri degistirmeye calistim ama basaramadim.


  • ceann deas  (09.07.25 17:55:54) 
Güzelim sen anne babandan uzaklaş, gerisi gelecek.


  • sekizdokuzon  (09.07.25 17:57:38) 
@edmond 4 bile olmus olabilir. 3 haftada bi ofise gidersek goruyorum sadece bir de duruma bu vahimlikten bak. Bu arada dedigim gibi esnafla resmi kurumlarla konusmakta sorun yasamiyorum. Son bi yildir oyun bagimliligimi yendigimden beri bazen ara ara cikip tek basima bir seyler bile yiyip icmeye basladim. Ama insanlarla yakin/sosyal iletisim kuramiyorum. Temastan kaciniyorum. Muhabbetim yok.


  • ceann deas  (09.07.25 18:00:21) 
1. ailene bakmak zorunda degilsin. bakima muhtac bir insan zaten bakim evine gitmeli. evde yeterli destegi göremez. kendi kendine yetecek ama yine de yardimciya ihtiyac duyuyorsa bakiciyla yasiyor. nerden cikiyor böyle bir düsünce? ayrica da allah korusun.

2. 28 yasinda gencecik, eli ekmek tutan bir kadinsin. bunun kiymetini bil. sosyallesmek icinse ne yapabilecegini düsünelim. Spor mu denemek istersin, sanat mi gezi mi? mesela kahve icmeyi seviyorsan bir is arkadasina ögle yemeginden sonra kahve alalim mi demek icin seni tutan ne? ya da pek istemiyorsa da gel yhaa ben ismarliyorum dersin gelirler zaten. masterchef izliyorsun sanirim. yemek kursuna gitmek istemez misin? birlikte yemek yaptigin sonra birlikte yenilen kurslar var.
dünya mutfaklari gibi bir seye katilabilirsin.

pazartesi ofise gelince de ee naptin, haftasonun nasildi dersin kendi yaptiklarini anlatirsin, karsi tarafi dinlersin. eger biri bu hafta persembe tiyatro bileti aldim dediginde cuma günü ee niyatro nasildi yhaa dersen mesela karsi tarafi önemsedigini belli edersin.

3. 3 yil platonik olarak birinden hoslanamazsin. saglikli bir iliskide her sey karsilikli olur. tek tarafli olmaz. bunu asla unutmaman lazim. ben senin yerinde olsam dating app acar datelere cikardim.
  • sonsuz  (09.07.25 18:01:54) 
Sosyallesebilsem sana neden geleyim diyorsun da, kimse seni kolundan tutup sosyallesmek icin bi ortama sokmayacak neticede?
Yeni seyler denemek icin cesaretin olmamis. Yeni seyler dene.
Yasadigin seyler aslinda cogu turk ailesinde yasanabilen seyler ve sen surekli bahane buluyorsun gibi.
Kendini bu duzende tutmanin sebebini de gecmise bagliyorsun ve degistirmek icin baskalarinin yardim etmesini bekliyorsun.
İnsanlarla iletisim kurman icin ilginc hikayeler sunman ya da gezip tozman gerekmiyor.
Gulumse, kolundaki saatini cok begendigini soyle, ustundeki hirkasini begendiysen nereden aldigini sor. Kimse seni cagirmiyorsa belki onlar, senden cekiniyordur.
Ailene de bakmak zorunda degilsin, olmayan seyin tasasina simdiden dusup kendine zehir etmen anlamsiz.
Hoslanma mevzusu icin de; 3 yil cok uzun bi sure.
insan kendisiyle olan problemleri cozmedikce ve kendisini sevmedikce kimseyle mutlu olamaz.
Bence de datelere cik :))
  • sey mi dostum  (09.07.25 18:09:51) 
Hocam sosyal olmak illa fırlama olacaksın, dışa dönüş olacaksın diye bi' durum sözkonusu değil öncelikle. Bence sana ilgi duyan, hoşlanan biri olursa sohbetin çok güzel olmasa bile seninle vakit geçirmekten hoşlanır, ilişki dediğini şey daima birbirinize bi' şeyler anlatıp güldüreceksiniz demek değil, bazen beraber konuşmadan da çok güzel vakit geçer.
Onun dışında çok klişe gelecek ama karakterinizi bilmesem de spor tavsiye edeceğim ben. İnsanda her türlü olumlu gelişmeyi sağlıyor, spor deyince buna günlük yürümeyi bile dahil ediyorum, body mody yapmam lazım gibi düşünmeyin. Belli bir seviyenini üzerinde yaparsanız özgüveninize de acaip etkisi oluyor. Kitap okumak mesela yine dolaylı yoldan özgüven artışı sağlayan bi' şey,
Mesela boş boş yürümek bile olsa kendinizi dışarı atmanız lazım, eve kapanmak burda sorun olabiliecek bi' şey.

adım atmak iyidir hocam.
  • kumandanim  (09.07.25 18:10:14) 
ben de uzuuuun uzun yazardım ama "esnafla resmi kurumlarla konusmakta sorun yasamiyorum" bunun üzerinden kendine bir kariyer yolu açabilirsin. kendi ayakları üzerinde, kimseye ihtiyaç duymayan, tek taşını kendi alan tek başına kendi takan kadın olabilirsin.


  • onheil  (09.07.25 18:24:34) 
düşmanlarımı öldürmek.


  • Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum  (09.07.25 18:38:16) 
Öncelikle uzun vadeli düşünme, bunları aklından sil artık annen baban ayaktan düşene kadar yine 10 sene 15 sene en az var. Bu o zamanın derdi olsun. Senin derdin kısa vadeli başarılar, kazanımlar deyim yerindeyse zaferler. Öncelikle arkadaş çevresi ve sosyalleşme, bunun için adım atmadan olmuyor. Ofiste senin gibi biri var bakıp bakıp duruyor ben geçerken, yanına geldiğimde donup kalıyor. Ben adım attım ve tanıştım. Aramızdaki o gerginlik geçti. Cesaret edeceksin her an değil bir tane minik hedef. Üstüne koya koya bir bakmışsın davetlere yetişemiyorsun, kendini hiçbir şey için üzmeye değmez, emin ol senin yaşadığının çok daha fazlasını yaşadım, çocukluk ve ergenlik döneminde. Başkası yapıyorsa ben de yaparım, bunu oturtmuştum zihnimde uzun zaman önce. Üstesinden gelemeyecek, intihari gerektirecek hiçbir şey olamaz. Şimdi dramatik değişiklikler zamanı değil, bunu hedefleyerek hayatı kendini zehir etme.


  • gabe h coud  (09.07.25 18:48:16) 
Aboooo aileye bakma kısmını çok iyi anlıyorum. Çok basit bir şey diyeceğim. Buradaki psikolojik delilere bakma. Aileni bırak, uzaklaş diyorlar. Buna vicdanın el veriyorsa veya sensiz maddi olarak yapabiliyorlarsa yap. Yoksa bu durumu kabullen ve maddi gücünün verdiği özgüven, güç, rahatlık ile kafana göre takıl ama ailenin de ne olduğunu bilerek. Sallıyorum baba kumarbaz. Senden borç istedi. Verirsen paran gelmeyecek. Anan kızımı şey edecekler diye ortamlara girmeni istemiyor, ama gireceksin ve söyleyeceksin de. Yani yüzleşeceksin, biraz savaşacaksın anneyle bu konularda ama sonunda kazanacaksın. Çünkü alışacak. Alışmazsa da umursamayacaksın, neden? Çünkü denedin.

Kısaca kimseyi değiştiremezsin ama duruma adapte olmalısın. Sosyalleşme kısmında ise, benim anlatacak bir hikayem bile yok diyorsan harbiden öyledir. İnsanlarla takılmaya başla, sallıyorum yürüyüşe çık gruplarla. Ofise daha sık git, ben de geleyim olm ben hiç miyim eki eki gibi hareketlerle katıl. Bir yerden sonra hikayelerin olacak.

İntihar boş iş. PSİKolog, psikiyatri boş iş. İlaç boş iş. Sakın bu tuzaklara düşme. Güç içinde. Ciddi diyorum bunu. Bu sorunların daha hızlı bitmesi için bolca para işi kolaylaştırır da diyelim.
  • Shepard  (09.07.25 18:55:14) 
Varligim silinsin kimse icin var olmamais olayim istiyorum.; böyle demişsiniz ya, bu annenizin isteği anlattiklarinizdan anladığım, sizin değil.

Sosyallesmemeniz de annenizin isteği.

Böyle devam ederseniz yok etmiş olacaksınız zaten kendinizi.

Hedefi yüksek koyarsanız her şey yapamadım olmuyor gibi gelir. Ee nereye gidiyorsunuz ben de geleyim mi falan davet ettirin kendinizi gerekirse.

Sözlük vs.den hemcinsiniz online birileri denk gelirse de çaya kahveye çağırın baktınız muhabbet uyuyor. Deneye deneye değişir. Bazı şeyleri de biraz abartmayı ya da uydurmayı öğrenin.
  • encokbenisevinnolur  (09.07.25 19:05:04) 
yazdığın hiç bir şey senin suçun değil. dimdik kalmışsın, nefes almışsın, kimseye yük olmadan tek başına ayakta durmayı öğrenişsin. bu bile mucize, çoğu insanın yapamayacağı bir şey. kendine kızacağın bir şey yok.

şu kişiye hissettiklerin de gayet insanca ama onun hayatının rahat, tasasız olduğunu düşünmen belki de sadece dışarıdan öyle göründüğü içindir. onun da içinde ne kırgınlıklar vardır. bilemezsin. senin ona ilgin, yaşayamadığın gençliği görmenle ilgili bence. bir yandan ona yakın olmak istiyorsun, bir yandan da onun dünyasına ait olmadığını düşünüyorsun. put gibi kalmak, dilinin tutulması, naz cilve yapamamak.. bunlar senin suçun değil ki? hayat sana böyle roller öğretmemiş. sen hayatta kalmayı öğrenmişsin. ama şunu bil, kimse birini sadece cilvesi için sevmez. gerçek sevgi, dürüst bakışlarla ya da samimi gülüşlerle kurulur. biri seni sadece eğlenceli, neşeli olduğun için sevecekse o kişi sana göre biri değildir zaten. sen derin bir insansın. yaraların var, hikayen var.. ve bu seni "az" yapmaz. tam tersine çok daha özel biri yapar. kendini hırpalamana gerek yok. sen duygularını yavaş yavaş, kendin gibi, sakince yaşa. gerekirse hiç açılma ama kendini de aşağı çekme, üzülme. hayat sana beklenmedik yerlerden küçük küçük kapılar açar. sen yeter ki kendini "ben beton gibiyim, kimse beni sevemez" diye mühürleme.

sana sosyalleş diye klişe bir şey söylemeyeceğim. ama gerek burada, gerek başka yerlerde bir dolu insanın seni ilgiyle dinleyeceğini tahmin ediyorum. insanın bazen tek ihtiyacı anlaşılmak oluyor. konuş. anlat. tanımadığın insanlar da olsa anlat. birisi seni anlamasa bile, sen kendini daha iyi anlarsın.
  • co2s2  (09.07.25 19:13:54) 
bir bumble açıyorsun, bilip yapmadığını yapıyor ve biraz rahatlıyorsun. yok olmak, ölmek istemek bunlar olağan düşünceler -hele hele bu memlekette, hayatta kalmak ise içgüdüsel. biraz primitif yanınla ilgilenmek iyi gelir.


  • ahmet oturum cerezi  (09.07.25 19:31:31) 
çözülmeyecek bir derdin yok da yılların verdiği bunalmışlık ile nasıl hareket edeceğini kestiremiyorsun doğal olarak. önce kafayı bir toplayıp toksik insanlardan uzaklaşman lazım. tek başına çıkamıyorsan bir ev arkadaşı bulursun.


  • orpheus  (09.07.25 19:36:25 ~ 19:38:25) 
borçlarım :D


  • baldan kaymak  (09.07.25 19:55:10) 
Yaşamak mükemmel bir şey bunun için ekstra bir motivasyona ihtiyaç duymuyorum yaşamanın bizzat kendisi motive ediyor beni, senin de eminim süper dertlerin vardır ama tadım kaçmasın diye okumadım hakkını helal et.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (09.07.25 20:57:03) 
Eğitimin nedir bilmiyorum, yapabilir misin bilmiyorum ama devletin memuriyet sınavlarına girip Anadolu'ya atanırsan bu derdin epeyce hafifler diye düşünüyorum.

25 yaşımdayken Elazığ'a atandım, tanıdığım kişi sayısı tam olarak SIFIRdı. Anneannemin belki 60 yıllık arkadaşının da asker arkadaşının yardımıyla bir misafirhane bulup 1 yıl kaldım. Toplam 8 yıl kaldım orada, benim arkamı arayan, beni koruyup kollayan kimse olmadan 8 yıl, kadın başıma, tek başıma yaşadım, memur olarak.

Zor muydu, zordu. Ama başardım mı başardım. Sen de yaparsın ve vakti gelince tayinini daha sevimli daha iyi bir yere de aldırırsın. Ailenden uzaklaşmış da olursun, çevre de yaparsın, maddî olarak kendini daha bir sağlama almış da olursun.

Bi dene derim. Konuşmak istersen sık sık uğruyorum buraya, konuşmaktan memnuniyet duyarım.
  • muhayyer divan  (09.07.25 21:03:14 ~ 21:04:11) 
yakın cevremde cok tanidigim var,
benzer konular üzerine sıkıntı icerisinde,tek değilsin.

problemlerini kendine saklama ,
böyle ifade etmen çok guzel,

Herseye bir çözüm bulunur,
bak 20 kisi senin degerli oldugunu anlatmaya calisiyor,

Kiz kardesimle birlikte ara sokaktan carsiya dogru ilerliyoruz,

Motorsiklet gecti yanimizdan,
Üzerinde bir oglan arkasinda da bir kiz vardi,

gecerken motorsikletin arkasinda oturan KIZ bagirdi,
Coooookkk güzelsinnnn...

Gülüstuk,hosumuza gitmisti..
Tanimadigin birisi olumlu bir eylemde bulununca yada karsindaki kisi tebessüm ediyorsa,
ilk basta gülmesen bile,
zihninin ici gülüyor,bu nu bebeklerde daha net görebilirsin,
anne bebek iliskisi,
annenin mimiklerine göre bebek tepki veriyor,
Bizi o bebekten ayiran sey,önyargimiz
önyargilarindan kurtul,
Sevgi paylasildikca cogalir.
Sen değerlisin...
  • designer  (09.07.25 23:06:22) 
Çözüm kolay ya kafanda büyütme.
hemen bulunduğun şehirde bir tane aktive topluluğu buluyorsun.
örnek olarak aşağıdakiler olabilir;

İngilizce konuşma topluluğu
Seramik/toprak yapma
Dans kursu
Eğer bulabilirsen senin ilacın budur: drama/tiyatro topluluğu/kursu.
satranç kursu bile olur.

ilk aklıma gelenler bunlar. ilk önce böyle bir topluluğa girip arkadaş edineceksin, sonra devamı gelecek zaten.

Bu saatten sonra da ailenin ne dediğine takılıp kafanı yorma.
  • duyuruuser  (10.07.25 09:00:32) 
yani psikiyatrist sana yardimci olabilecek tek kisi. psikiyatristi birakip eksi duyuru'dan medet ummak bircok acidan yanlis. sosyallesebilsem sana neden geleyim, diye bir sey yok. psikiyatristin "surada ortam var, gel seni kaynastirayim" diyecek hali yok. sorunlarinin bircok kaynagi aslinda zannettiginin aksine sensin.
ayrica öfke dansi diye bir kitap var, tavsiye ederim.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (10.07.25 09:18:58) 
bütçe varsa iyi bir psikiyatrist çok yardımcı olurdu. yoksa anadolu yakasında devlet hastenesinde nispeten diğerlerine göre iyi bir psikiyatrist önerebilirim.

başlıktaki soruya bir üniversite öğrencisi olarak bir alıntıyla cevap vereyim:

"bugün oturdum ölümü düşündüm
bir daracağında ya da yolda yürürken

bugün oturdum ölümü düşündüm
yirmi yaşında ve hayat bu kadar güzelken"
  • substituent  (10.07.25 09:38:06) 
Asla pes etmemek gerektiğine inanıyorum. Insanın kendisi de, çevresi de, içinde bulunduğu koşullar da değişebilir. Naçizane tavsiyem spora ağırlık vermeniz. Fitness + grup sporu. Gelişimi ve değişimi görünce ozguven artışı da olur. Müzik aleti kursu veya ilginizi çeken farklı bir şeyin kursu gibi grup aktiviteleri ise siz çaba gösterip kendinizi kabul ettirmeden sosyalleşmek olanak sağlayabilir. Kısa grup otobüs turları da hem gezip eglenmenizi hem de sosyallesmenizi saglayabilir.

Hayat motivasyonum ise mümkün mertebe güçlü olmak ve önce kendime sonra çevreme yardim edebilecek kapasitede olmak, doğru bildiğim yolda kendime göre eğilip bükülmeden yaşamak.
  • havadakarada  (10.07.25 11:06:08) 
Anlattığın çevreye göre durumunu çok iyi gördüm. Demek ki çalışkan, irade sahibi ve güçlü durabilen bir mizacın var. Sorunlarını çözebileceğini düşünüyorum. Biraz daha kabullenici ve affedici olmak sana nasıl gelecek denemek isteyebilirsin.


  • osssy  (10.07.25 11:59:41) 
bu kısım önemli: ilaç almak zorundasın.

burda onlarca yazılan yorumu görüyorsun: "şuna odaklan, spor yap, yavaşça sosyalleş, her gün yeni bir umut"... kimse sana bunlardan farklı bir şey söylemeyecek. "heh tamam ya" dedirtecek sihirli bir cümle yok. hiç olmadı.

inanılmaz ajite olmuşsun. ülkeyi geçtim benim çevremde senin durumundan 3-4x kötü durumda olan bir sürü insan var ama herkes bir şekilde bir motivasyonla, ilerliyor, yer yer mutlu günler geçiriyor vs. bu konuyla ilgili de yapabileceğin bir şey yok, yoğun ajitasyon var. ilaçsız geçmesinin bence imkanı yok.

en yakın zamanda bir psikiyatriste gidip antidepresan başlaman lazım. intihar diyorsun keşke varolmasam diyorsun ama antidepresan kullanmak istemiyorum diyorsun, inanılmaz bi çatışmanın içindesin. kendini ve aklından geçenleri boşver, sadece git ve ilaç al. 2 ay sonra etkisini göreceksin, doktor bırak diyene kadar da bırakma ve bırakma talebiyle gitme.

ilaç işini çok kolaylaştıracak. nerdeyse ortada cevap verecek karmaşık bir soru yok. hemen herkes gibi kötü bi aile geçmişi, üstüne onlardan farklı olarak kendi ayakları üstünde durabilen, genç, araba falan alabilmiş biri var. sorun şartlarında değil, geçmişinde de değil, karakterinde de değil. hastalanmışsın, ilacını almalı ve bunları 2 ay sonra düşümen lazım.
  • gitdaddy  (10.07.25 13:10:55) 
ya öncelikle çok üzüldüm, benzer duyguları sizinle yakın yaşlarda yaşamıştım. bütün arkadaşlarımın öküz gibi güzel kariyerleri varken ben aile şirketinde kısılmıştım ve işin kötüsü başka bi şey de becerememiştim zaten.

ama değişebilir, değişiyor. ben hayatımın en kötü dönemini de 23-24 yaşlarımda yaşadım. o dönem delirmemek için yaptığım şey kitap okumaktı. gece, gündüz, insan içinde bile bulduğum her fırsatta kitaplar okudum. bir süre sonra da psikoloji kitapları okumaya başladım. öyle dandik kişisel gelişimler değil, harbi psikoloji kitapları
bunlar bana çok iyi geldi.

bir de olmak istediğin bir versiyonun kesin vardır onu düşün. ben mesela hayallerimi koymuştum karşıma. nasıl bir insan olmak istiyorum? entelektüel birikimi yüksek, small talkta başarılı, yurtdışına seyahat edebilen, ne bileyim mesela ingilizcesi güzel, sosyal sorumluluk duygusu yüksek biri olmayı hayal ediyorum. kendimi o insan olarak gördüğümde, hayal ettiğimde mutlu oluyorum ya, bu fikirlere tutunuyorum. sonra hangisini yapabileceksem kolaydan başlayıp yapmaya çalışıyorum. ingilizceyi bedava geliştirebiliriz, sosyal yeteneklerimizi geliştirebiliriz. paramız varsa ikisini bir arada yapmak için kursa gidebiliriz.

böyle böyle hayal ettiğim insan olmaya yaklaşıyorum. paramı fuzuli harcamayıp tatilimi yurtdışında yapmaya kasıyorum mesela.

ama bence en önemlisi aileyi salmak, aileyi geride bırakmak. fiziksel olarak yapmak zorunda değilsin, affetmek mi kabul etmek mi ignore etmek mi hangisi işinize yararsa fark etmez. ben bunu başardığımda en büyük kazancı bunda yaşadım. ben de annesinin sevgisini hiç hissetmeden büyümüş bir kız çocuğuydum şu an kendisini herkesten çok seven bir kadınım.

bir yerden tutunursan inan ki arkası gelecek
  • ofelia  (10.07.25 16:33:50) 
[]

Siyaset gündemini takip ediyor musunuz?

Ben etmek zorunda hissediyorum. Ruh halimi inanılmaz olumsuz etkilediği halde olup bitenin farkında varmazsam kendimi güvende hissedemezmisim gibi geliyor.

Siz takip ediyor musunuz? Hangi gazeteleri, TV programlarını, YouTube kanallarını takip ediyorsunuz? Günlük hayatınıza etkisini nasıl tanımlarsınız?

Teşekkürler.

 
etmiyoruz. politik çözümlerle bir işimiz yok.


  • Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum  (09.07.25 17:14:03) 
Türkiye, bir de Ortadoğu gündemini takip etmeye çalışıyorum.


  • peki madem  (09.07.25 17:18:48) 
Benim en azından bir müddet için haber, gündem vs. ne olursa olsun uzak kalmam daha iyi olacak.


  • rock n roll  (09.07.25 17:19:13) 
etmiyorum ama maalesef türkiye gündemi bir şekilde maruz bırakarak takip ettiriyor.
mesela instagram'a giriyorsun, hop siyaset. twitter zaten siyaset meydanı olmuş, oradan hiç kaçış yok zaten. ekşi sözlük'ü saymıyorum bile, en alakasız başlıkta bile siyasi entry'ler.

beni en güldüren de a ve b'nin de özünde aynı olmasına rağmen a ve b destekçilerinin birbirleriyle kavga etmesi. türkiye'nin futboldan sonra en boş ve saçma işi siyaset sebebiyle kavga etmek, dalaşmak.
  • m e b  (09.07.25 17:24:04) 
Türkiyede yaşayıp siyaseti takip etmeyen ve bir duruşu olmayan insan market fiyatlarından, ekonomiden, yarın bir gün başına bir iş gelirse adaletsizlikten, çoluğunun çocuğunun veya kendinin eğitiminden şikayet etmeyecek.


  • messina123  (09.07.25 17:25:33) 
Keşke apolitik olsaydım… x’ten takip ediyorum her defasında bir daha girmeyeceğim diye çıkış yapıp ya bir şey olur da haberim olmazsa diye huzursuz olup tekrar bakıyorum. Saçma sapan bir kısır döngü


  • ekimoloji  (09.07.25 17:43:42) 
Apolitik bir insan olan Ayşe Barın aylardır hapiste. Yılan herkesi sokuyor. Potanın dışında kalarak kendinizi güvende hissetmeyin.


  • HellKeePer  (09.07.25 18:16:54) 
Ediyorum.

Hayatim duyuruda vakit geçirmekten ibaret degil.
  • feastofthedamned  (09.07.25 19:02:39) 
Yan odada, annenle baban olur, patronla şef olur, seninle ilgili iki kişi konuşuyorsa bir kulak kabartırsın, bir dinlersin. İnsanoğlu meraklı canlıdır. Hele ki konu da kendisiyse en azından dinler.

Siyaset dediğin olay da tamamen seninle ilgili. Adamlar alacağın maaşı, giyeceğin kıyafeti, ödeyeceğin borcu, okuyacağın dersi, yapacağın işi, oturacağın evi, alacağın ya da ödeyeceğin kirayı konuşuyorken ilgilenmemek seçeneğinin nasıl pırıl pırıl bir kafa ile mümkün olabileceğini anlayıp saygı duymak istiyorum.
  • Mirket  (09.07.25 19:11:51) 
Etmiyorum. Kendi hayatımı düzeltmeyi yoğunlaştım.


  • lodlest23  (09.07.25 19:38:53) 
Etmiyorum. Hatta Anlatanları da dertleşmek isteyenleri de dinlemiyorum. Oy bile vermiyorum.

Valla mis gibi.

İpucu: nasıl olsa değişen bişey yok. Taktığına değmez.
  • luluki  (09.07.25 20:38:47) 
Etmiyorum, 1 dakika maruz kalınca bile ruh halim bozuluyor. Kendi hayatımı geliştirmeye odaklıyım.


  • mirty  (09.07.25 22:17:43) 
etmek zorunda hissediyorum, çünkü siyaset ekonomiyi, ekonomide hayatımızı belirliyor.


  • Rao  (09.07.25 22:51:53) 
Sam amcanin 51.eyaletiyiz,
Trump'ı izliyoruz.

  • designer  (09.07.25 23:49:02) 
ediyorum ama çok tepkisizim. öylesine bakıyorum. sonuçta elimizden bir şey gelmiyor.


  • nothing in my way  (09.07.25 23:51:01) 
yok. 10 yıldır haberim yok pek.


  • gurur  (10.07.25 14:35:51) 
[]

sigarayı bıraktım - bir hafta oldu

neredeyse 10 yıldır sosyal içiciyim.
genelde ayda 1-2 tane içerdim.
sonra ortalamam senede 3-4 pakete çıktı.
geçen yıl itibariyle ortalama haftada 1 pakete çıktı. ama son aylarda 3-4 günde bir pakete kadar düştü. sık sık canım istiyordu.

ciddi bir bağımlılığım yoktu ama buna rağmen nefesim bozulmaya başlamıştı.
30 yıldır günde bir paket içen insanlar gibi hırıltı olmaya başladı ve spor yaparken, hızlı yürürken nefes nefese kalmaya başladım.

1- ben çok yoğun sigara içmediğim halde neden bu sorunları yaşadım. benden çok daha fazla içenler böyle şeyler yaşamıyor.
2- ne kadar süre sonra bıraktım diyebileceğim? şimdi ufaktan canım istese de, hiç dayanılmayacak gibi değil. ne zaman nefesim vs düzelecek, ne kadar süre sonra ömrümde hiç sigara içmemiş gibi olacağım.

 
2.

ben bu konuyu arastirmistim. bir seye bagimli oldugun zaman iyilesme sansin yok. sen artik bir bagimlisin. sigara icin özellikle cok fazla sigarayla bagdastirilan.

mesela amsterdam'da bir cafede cappucinoyla sigara ictin diyelim. 30 yil sonra tekrar amsterdam'a gidip cappucino ictiginde tekrardan sigara icme isteme potansiyelin var.
  • sonsuz  (09.07.25 16:26:35) 
Önemli olan sigara içmenin verdiği zararı fark edip eyleme geçmiş olman. Öncelikle bu iradeyi gösterdiğin için tebrik ederim. Üç hafta içinde sigaranın sebep olduğu olumsuzlukların ortadan kalktığını fark edeceksin. Tekrar başlar mıyım diye korkma, başlasan da tekrar bitirme gücün içinde bir yerde hep var olacak.


  • sekizdokuzon  (09.07.25 16:31:33) 
benim birinin sigarayı bıraktım demesini ciddiye alma eşiğim 6 ay içmemiş olması en az. sigarayı içmemek kolay, beraberinde sürekli sigara içtiğin alışkanlıkları değiştirmesi zor.


  • nahtoderfahrung  (09.07.25 16:32:40) 
2-sigara içmek anlamsız geldiğinde. bir şeye bağımlı olduğunda iyileşme şansın kesinlikle var. fizyolojik bağımlılık illa ki bitiyor. önemli olan sigaraya yüklediğin anlamları birer birer çürütmen. hiç sigara içmemiş insanlara bile sigaranın keyifli/kederli zamanlarda bir dayanak olduğu fikri aşılanmış.


  • lazpalle  (09.07.25 16:40:11) 
@ sonsuz'un söylediğinde doğruluk payı var. Yaşamış biri olarak anlatayım.

Okulda her tenefüs sigara içerdik. Okul bitti. Sigarayı hayatımdan defettim. Aradan 15 sene geçti. Benim için tamamen tarih oldu derken bir kursa gitmem gerekti. Yine dersler var ve yine teneffüs var. O an işte bir boşluk bir eksiklik hissediyorsun. Ama bu eksiklik hiç kimseyi tekrar sigaraya başlatmamıştır. Nefret ettiğin bir eski sevgilinin zamanında hoşuna gitmiş bir mimiğinin hatırlanması gibi bir his.

İlk bir haftayı devirdiysen işin zor kısmını halletmişsin. Bundan sonra her sabah biraz daha unutmuş olarak uyanacaksın ve sağlığın her geçen gün daha iyi olacak.
  • Mirket  (09.07.25 16:49:57) 
2 sene civari senin dedigin gibi dusuk yogunluklu ictim. en az ictigim donemde 2 ayda bir paket, en cok ictigim donemde haftada 1 paket bitirmisimdir.

sigara benim icin stres seviyeme bagli bir olay. stres kaynagim cozuldukten beri 4 aydir agzima surmuyorum. zerre canim cekmiyor, aklima bile gelmiyor. asiri stres olacagim bir konu olmazsa icme ihtimalim yok.
  • antikadimag  (09.07.25 16:58:50 ~ 16:59:00) 
1. Çünkü daha az sigara içmekle günde bir paket içmek arasında sağlık açısından çok büyük bir fark yok.

2. Ben yaklaşık bir seneden sonra "kullanmıyorum" demeye başlamıştım, on sene oldu. İlk aylarda ara sıra sigara isteği artıyor, öyle ataklar oldukça kendinize "yarım saat beklersem geçecek" diye hatırlatın :)
  • kobuzchu kiz  (09.07.25 17:11:57) 
Vuducun kendini koruma refleksi var,
aralikli ictiginde ,vucud bagimli degil ve tepki gösteriyor,öksüruyorsun.
nikotine bagimlilik gelistikce özellikle 30 lu yaslardan sonra elin ayagin titremeye basliyor,

sigara uzun sureli bir intihar bicimi,
ölmüyorsun, ama hayattan zevkte alamaz hale geliyorsun.

nefes,koku,tad alma duyun kayboluyor,
sinirsel bozukluklara zemin hazirliyor..
  • designer  (09.07.25 23:59:35) 
Bir süre bir kereden bir şey olmaz veya başkaları içiyor, ben içemiyorumlarla sınanabilirsiniz. Bu sürenin ne kadar olacağı ve nelerin tetikleyeceği kişiden kişiye değişiyor. Sigarayı bırakmasının birinci ayını sigara içerek kutlayan var. :)
Sağlığınız hızla iyileşecek. O hırıltılı solunum, eforla veya eforsuz nefes darlıkları birkaç haftada azalıp 1 ayda tamamen bitiyor. Birkaç hafta özellikle geceleri ciğerlerinizde temizlik olacağı için öksürük olabilir. Giderek tüm fiziksel, kimyasal ve psikolojik yoksunluk semptomları azalacak ve bitecek.

  • auroraaurora  (10.07.25 08:11:39) 
[]

yurtdışına kesilen ama ödenmeyen fatura

yurtdışında bir şirkete fatura kestim, iş görüldü bitti ama adamdan haber yok. şirkete de ulaşamıyorum. fatura ödenmemiş şekilde kaldı. ne yapmam gerekiyor? karşı tarafa ulaşma konusunda artık hiç ümidim yok ve 3 ayı geçti bile süre.

not : miktar 500 euro civarında


 
Faturayi iptal edin. E arsiv portala giriyorsunuz faturayi buluyorsunuz iptal talebi olustur diyorsunuz. Ihracat faturalarinda iptal islemleri hizli oluyor


  • nuevo  (09.07.25 18:01:00) 
3 ay geçince iptal edemezsiniz.

ödeme almadan işi bitirmeden fatura kesmeyin. iş ödeme aldığınızda biter.
  • kveldulv  (09.07.25 18:05:03 ~ 18:05:23) 
paranin en azindan yarisini pesin almadan yurtdisina is yapmayin..


  • cooperr  (09.07.25 18:29:13) 
[]

Pakistan nasıl nükleer silah sahibi oldu?

70’lerin sonunda bir bilimadamının Hollanda’dan ülkesine dönmesiyle diye açıklıyor internet.
Aklıma yatmıyor.

50 yıl önce pek de zengin olmayan bu ülke bunu yaptıysa şu anda neredeyse tüm ülkeler yapabilir diye düşünüyorum.
Kaçırdığım kısım nedir konuda ya da farklı bir şey mi var?

 
Hocam biraz bütçesi olan her ülke nükleer silah sahibi olur asıl önemli konu bunu ilişkide olduğun ülkelere bağlı bulunduğun organizasyonlara kabul ettirmek, Pakistanlıların pek böyle dertleri yok gibi.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (09.07.25 15:47:13) 
hindistan nükleer üretince ve bangledeşin bağımsızlaşmasıyla sonuçlanan hindistan - pakistan savaşı çıkınca, pakistan ya herro ya merro deyip nükleere önem vermiş.
hollada'dan dönerken uranyum zenginleştirme ile ilgili bazı şeyleri de yanında getirmiş o bilimadamı.
cia göz yummuş, çin ve kuzeykore gibi ülkeler de desteklemiş hindistan'a rakip olarak pakistan'ın nükleer yapmasını. kimisi altyapıyı çin sağladı diyor.

biz yapamıyoruz. sebebi iyi kötü bir mesleği, toplumda az da olsa bilinirliği saygınlığı olan birinin kaybedeceğini bile bile kurallara uyması gibi bir şey.
çok iyi koşullarda değiliz ama pakistan liginde de değiliz (henüz).
o yüzden uluslarası anlaşmalar, nükleer karşıtı imzalar bizi bağlıyor. işin bir de maliyet yanı var. sanırım 20 milyar dolar falan gerekiyor. bir de yıllık bakımları var. bombayı yaptım kenarda dursun olmuyor. güvenliği, bombanın içeriğinin güncellenmesi (gün geçtikçe etkisini yitiriyormuş, o yüzden periyodik olarak güncellenip hazır tutulması gerekiyormuş) gibi ekstra maliyetleri de var ama asıl sorun bunlar değil. asıl sorun bahsettiğim nükleersizlik anlaşması.


10-11 ülkede nükleer bomba var.
bunların çoğu anlaşmaya dahil değil.

dahil olan ingiltere, fransa, abd gibi 3-4 ülke var onlar da anlaşma yapılmadan önce üretmişler, sonra da bombalarını imha etmemişler.
bazı ülkeler anlaşma yapılırken ellerinde nükleer olsa bile yok etmişler, politik güç elde etmek ve diğer ülkelere iyi görünmek için.
  • biseysorcaktim  (09.07.25 15:56:03 ~ 16:01:42) 
Hindistan'in dizginlenmesi için izin verildi. Ayrica adamların ambargo umrunda bile değildi, gerekirse çimen yeriz dediler.

Teknik kısmına gelirsek uranyum saflaştırmayi başarabilirsen gerisi çocuk oyuncağı. Doğal nötron bombardımanı yapan bir elementle /polonyum berilyumla uranyum cekirdekleri hedeflenir. Zincirleme reaksiyon baslayinca tüpün sağlamlığına bağlı olarak çok sayıda yeni nötron ortaya çıkar. Bam güm rastgele cekirdekle karşılaşınca reaksiyon devam eder. Tek cekirdekten çıkan enerjinin pek bir önemi yoktur. ama trilyonlarca çekirdek bölünür. Bleve asamasinda kapsül ortamı olmayacağı için artık verim düşer süper kritik kütle ortada yoktur. ama zaten yüksek sayıda zincirleme reaksiyon meydana gelmiştir.

Olay tamamen saflaştırilmis uranyum. U235

Bunu parayla da alabilirsiniz. Ya da santrifüj kaskat sistemi kurarak yaparsınız.
  • topkapiaksaray  (09.07.25 16:06:40) 
İki kutuplu dünya var biri Çin diğeri ABD aynı soruyu İran için de sorabiliriz. Bi yerde nükleer varsa aslında o nükleer o ülkeye ait değil de bu iki kutbun nükleeridir, kapişşşş


  • olaylar olaylar  (09.07.25 17:15:49) 
İlk başlatan olay Dr. Abdul Qadeer Khan isimli bir nükleer fizikçinin çok zor şartlarla nükleer teknolojiyi öğrenip/hatta tabiri caizse kaçak yollarla Pakistan’a taşımasıyla oluyor. Hollanda’da çalışırken bu teknolojiyi çaldığına dair söylemler var. Bu ismi araştırın.


  • titanic kemancısı  (09.07.25 17:28:31 ~ 17:29:36) 
250 milyona yakın nüfusa sahip bir ülkeyi bu kadar hafife almamak lazım. Satın alma gücü paritesi bakımından dünyanın en büyük 26. ekonomisine sahip (İran 25 mesela).


  • himmet dayi  (09.07.25 17:45:58) 
youtu.be

Burda ayrıntılı anlatılmakta
  • limonlu eksi  (10.07.25 00:27:10) 
[]

garanti maaş müşterisi vadeli faiz oranları

düştü mü? geçen ay %48 veriyordu 1 aylık, şu an ne durumda bilen var mı?




 
geçen hafta %47.50 ile açmıştım, şu anda %30 gösteriyor.


  • inheritance  (09.07.25 16:14:30) 
[]

beşiktaş osmanbey 101 oynamalık yerler

selamlar. bu civarda kızlı erkekli düzgün 101 oynanacak bildiğiniz yer var mıdır?




 
[]

Cenaze sonrası kayıtsızlaşmak

Merhaba,
Bir yakınımın cenazesinin yıkanmasına tanıklık ettim sanırım 1 saate yakın. Galiba hayatımdaki en unutulmaz anlardan biri oldu bu. Çok detaya inmeyeceğim de o günden beri garibim biraz, kayıtsızım sanki her şeye karşı. Sanki duygularım yok olmuş gibi. Kötü de değilim bu arada, her şey hiç beklemediğim kadar normal geldi. Bu da çarpıcı aslında. Benzer şeyler yaşayanlar varsa, bu hal ne kadar sürüyor? Teşekkürler.



 
1 sene kadar ara ara insanın aklına geliyor. O kişiyle sağlığında çok samimi olmasanız bile hatırası sizin gözünüzde çok fazla değerleniyor. Daha sonra normale dönersiniz.

Çok ani bir trafik kazasıyla sapasağlam amcamı kaybettik, kaza yerinden hastaneye götürülürken yetiştim. Hasta bakıcılarla beraber sedye taşıdık kaldırdık ettik, ilerleyen saatlerde ayağı mora dönmeye başladı acildeyken, sonra bilinç gitti. Gece 2-3 gibiydi çok geçmeden vefat haberi geldi. Eve gidip yattık uyuduk, sabah kalktık cenazeyi yıkamaya babam girmek istedi, kalp hastası adamın yanında durayım diye ben de girdim. Her anı mıh gibi aklıma kazındı. 2 sene geçti üzerinden. Ama kayıtsızlık duygusu 1 sene sonra gider.
  • feel the blanks  (09.07.25 14:44:33) 
hayatınızın gerçekliği gözünüze çarpmış. bir şeylerin artık daha çok farkındasınız. alışınca geçer. düşünmemeye gayret edin.


  • koela  (09.07.25 15:18:40) 
normie olduğunuz için overreact ediyorsunuz hepsi bu kadar.


  • Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum  (09.07.25 17:11:12) 
Babami yıkadım ben geçen sene. Beni babamı öyle görmek etkiledi çok diyemem (o an tabiki de üzerimde onun ölümünün etkisi var, onu ölü görmenin değil).

Açıkçası ben sizinki aksine sağlığıma daha dikkat etmeliyim, hayatı daha iyi yasamaliyim, esimin falan varlığını daha çok takdir etmeliyim gibi bir kafaya gittim. Yani aslında bu duruma bakış aciniza göre sizde etkisi farklı olacaktir. Yakınınizda biri varsa konuşun yani iyi gelir.
  • logisticsmanager  (09.07.25 20:56:08) 
[]

Zeki Demirkubuz mu? Nuri Bilge Ceylan mı?

Evet menemen soğanlı mı olur soğansız mı olur sorusunun klasikleşmesi gibi bu soru da günümüzün en popüler sorusu ve kıyaslaması.

Sizce Zeki Demirkubuz'un filmleri mi daha iyi yoksa NBC'nin mi? ya da size hangisi daha çok hitap ediyor?

Hangisi yönetmenlik ve senaristlikte daha başarılı, hangisinin oyunculuk seçimleri daha iyi?

Bana göre Zeki Demirkubuz Nejat İşler'in söylediği gibi çünkü Zeki insan. Ve onun filmlerini daha çok izledim. Bana daha çok işleyen filmler onunkilerdi.

 
yıldız tilbe-sezen aksu sorusu gibi.

zeki demirkubuz halka daha yakın duruyor ama nbc bence görsel olarak da, derinlik olarak da, anlatım olarak da çok daha başarılı.
  • m e b  (09.07.25 14:35:10 ~ 14:35:25) 
nbc


  • jamswety  (09.07.25 14:35:46) 
ikisi de birbirinden beter, yönetmen geçinen tipler.


  • feastofthedamned  (09.07.25 14:39:47) 
zeki demirkubuzun yaldızı kazınınca altından cinsiyetçi, eril, küfürbaz, seviyesiz biri çıkıyor. filmleri de belli bir yaştan sonra insanda hiç karşılık bulmuyor, klişe bukowski sözleri gibi geliyor. ergenlikte pausede kalmış bir hali var.

nbc kendisini yaldızlamaya dahi ihtiyaç duymuyor, kendi dünyasında.

ayrıca meb+1
  • Phoebe  (09.07.25 15:00:45) 
Reha Erdem.


  • auroraaurora  (09.07.25 15:33:10) 
Nbc Orhan Pamuksa Demirkubuz Emrah Serbes.


  • thracia  (09.07.25 15:46:33) 
Cook gençken Zeki Demirkubuz filmlerinin DVD lerini bulur izlerdim. Daha önce izlediğim hiçbir filme benzemediği için ilgimi çekmişti. NBC filmlerinden çok uzun süre keyif almadım ama zamanla bu denklem tersine döndü. NBC inanılmaz yetenekli, kendine has bir yönetmen, Zeki Demirkubuz ise sanki yıllardır aynı şeyi söylüyor. Zeki Demirkubuz'un yeni bir filmi çıksa merak edip izleyesim gelmez ama NBC ninkine bakarım.


  • sekizdokuzon  (09.07.25 16:10:34) 
nuri bilge ceylanın diyalogları inanılmaz yapay, ben zeki demirkubuzu daha cok seviyorum o yüzden


  • tchuck  (09.07.25 16:34:50) 
ikisi de degil. ama nbc > demirkubuz.

nbc mesela kitap yazar gibi senaryo yaziyor. karakterler uzun, kitabi ve @tchuck'in dedigi gibi yapay konusmalar yapiyor. bunu yapmadan anlatamiyor sanirim meramini.

yine nbc elestirisi olarak hep ayni temayi anlatiyor. "egitimli insanin tasradaki bunalimi" ve tasrali insanla yasadigi kontrast. abicim 1 film cekersin 2 cekersin ayni konuda. adam bir zamanlar anadolu'dan beri 15 yildir ayni temayi farkli hikayelerle anlatiyor.

demirkubuz'a hic girmiyorum.

ben turk yonetmenlerden en cok tolga karacelik'i begeniyorum galiba.
  • antikadimag  (09.07.25 17:10:45 ~ 17:12:40) 
Meb analojide nokta atisi yapmis. Insansa insan, bana ne ki? Yakin arkadasim mi olacak, hayatimin neresine koyayim bu bilgiyi simdi?

NBC seviyorum. Zeki, bir iki film cekti, sonrasindaki isleri vasat veya vasatin altinda. Kendini bir adim ileriye goturmedi, keske goturseydi de birkac sene onceki kahvehane atismalari yerine, filmlerini, islerini konusuyor olsaydik.
  • buf-e kür  (09.07.25 17:26:17 ~ 17:28:41) 
NBC cok bariz sekilde.Insanlarin filmlerinde kusur bulmaya calismasina bakmayin.COk derinlikli, muhtesem filmleri var


  • turkuaz  (09.07.25 18:32:44) 
sinematografi ve görüntü olarak nbc. iyi bir fotoğrafçı olmasının ekmeğini yiyor. zd ise diyalog ve senaryo bakımından daha tatminkar geliyor.


  • onheil  (09.07.25 18:32:48) 
ikisi de değil ama illa birini seçeceksem nbc. zeki demirkubuz’un halı sahacı toksik erkekliği çekilmiyor. nbc’nin hikayeleri (karısının da etkisiyle) daha cinsiyetsiz en azından.


  • sir gawain  (09.07.25 20:29:14) 
Zeki iyice boş konuşan, unutulunca kariyerini nuri nin üzerine kurmaya çalışan küfürbaz, hava yapan ergen irisi oldu. Zamanında iyidi. Masumiyet hele yeraltı çok iyidir. Sonra hep kendini tekrar etti. Yeni bi anlatış getiremedi.

Nuri yse hep yenilendi. Ortalıkta gezip racon kesmedi. Çıtayı hep yükseltti. Ve haddini biliyor. Mesela Son filmi cortladı. Bi daha film çekmeyeceğim diyor.
  • luluki  (09.07.25 21:02:08) 
NBC


  • deartheodosia  (09.07.25 23:35:48) 
nbc aynı filmin değişik veriyonlarını çekiyor gibi. kubuz ise daha renkli daha değişik ortam ve hikayelerle dolu. nbc nin filmini 2. kez izlemek istemeyebilirsiniz ama kubuzun aynı filmini defalarca izleyebiliyorsunuz. en azından ben de öyle.


  • ground  (10.07.25 10:13:55) 
[]

Babama pantolon ve sapka

Alicam, klasik aile babasi. Gobekli, renk sevmez. Duz adam Sami gibi dusunun. Cok fiyatli olsun istemiyorum, dikkatli kullanmaz pek. Onerebileceginiz marka, magaza, avm var midir? Erkek giyim hiz uzmanlik alanim degil.

Cesidi bol, fiyati uygun


 
lcw, de facto


  • sonsuz  (09.07.25 14:17:11) 
Büyük Bi lcwye gidin. Direkt baba reyonları var.


  • glamdr1ng  (09.07.25 14:49:19) 
lcw +1


  • eja  (09.07.25 14:54:06) 
lcw'de çok güzel parçalar oluyor, polo t-shirtler, kanvas pantolonlar, kısa kollu gömlekler vs. bence oraya bakın. şapkaolarak da kasket tarzı bir şey olabilir, babanız çok genç değilse beyzbolcu şapkası fakan çok yakışmaz. kasket tarzı daha güzel olur.


  • exlibris  (09.07.25 15:20:31) 
[]

biyopsi örneğiyle şehirlerarası seyahat

babamın damağından yarın sabah biyopsi örneği alınacak ve bunu aynı gün ankara'ya götürmesi gerekecek. dokunun sıcak vb. sebeplerden zarar görmemesi için hastane malzeme yardımıyla bir önlem sağlıyor mu, nasıl muhafaza etmesi gerekiyor?




 
Hastane göndermiyor mu genelde? Biyopsi değil ama annem geçenlerde bir test için kan verdi, Ankara'ya gitmesi gerekiyormuş. Kendisi değil hastane gönderdi.


  • inheritance  (09.07.25 14:19:07) 
köpük içinde buz vs yaparak vereceklerdir size. arabada otobüste uçakta şöyle şöyle gidecek, nasıl olacak da olacak derseniz hastanede size yardımcı olurlar. elinde tutuşturup bırakmazlar diye tahmin ediyorum.


  • co2s2  (09.07.25 19:17:48) 
[]

Bu kadını ve paylaşımlarını yorumlayalım

Yine bir yorum sorusu... www.instagram.com

Çok mu güzel? Ya da fazla estetikli, özenti mi size göre? Paylaşımları hakkında ne yorum yaparsınız? Bir de Dubai'ye sık giden bir hanımefendi anladığım kadarıyla.


 
çirkin DOĞALLIK YOK ördek dudak, tırt feyk. Siz misiniz lan bu paylaştıklarınız?


  • Shepard  (09.07.25 14:01:42) 
Evet Şepırd, şarkıcı kız da fenomen kız da bendim :D


  • 64654942  (09.07.25 14:04:19) 
Kız güzel, umarım illegal işlere girmemiştir.


  • sekizdokuzon  (09.07.25 14:08:54) 
full estetik kasa. öyle translar bile best modele dönüşebiliyor.


  • koela  (09.07.25 14:14:46) 
bu kadar makyaja, estetiğe rağmen çirkin. gülüşü bile doğal değil


  • my fault  (09.07.25 14:32:20) 
Çok itici


  • mirty  (09.07.25 14:36:50) 
bu tiplerin çoğu aldığı kıyafetin etiketlerini sökmeyip geri aide eden tipler kanmayın inanmayın :)


  • jamswety  (09.07.25 14:37:43) 
yine suni, badanalı, boyalı güzellik fabrikasından çıkmış seri üretim bir kadın daha.

kadınların itildiği bu güzellik(?) yarışından yenilerek çıkmalarına çok üzülüyorum.
  • m e b  (09.07.25 14:58:50) 
O dudaklar, burun ve çene olmasa güzel olabilirmiş. Detaylı incelemedim.


  • nawar  (09.07.25 14:59:33) 
ameliyatla angelina jolie'ye benzeyen kız diye bir geyik vardı. o kıza benziyor.


  • tabudeviren  (09.07.25 15:23:55) 
Meme ve dudak estetiği bir arada olan kadın olarak bana hitap etmiyor.


  • Bruce  (09.07.25 15:28:24) 
  • encokbenisevinnolur  (09.07.25 16:07:24) 
Tay gibi kız maşallah çok güzel


  • messina123  (09.07.25 17:28:34) 
güzel değil yok beğenmedim diyenler çok komiksiniz yahu nerede yaşıyorsunuz. o kızlar bu sayede reklam alıyorlar siz burada 1 alana 1 bedava kovalıyorsunuz :))


  • joooper  (09.07.25 17:44:39) 
Bayat balık gibi bakiyor

Kalca dumduz adeta firinci kuregi

Yaşı da genc olduğunu dusunursek yaninda bol kapris, kıskançlık, bebeksi ses tonu ile konusma vb..

Author'u da analım: kollar patlıcan
  • duster  (09.07.25 18:24:37) 
Artık doğal güzellikte farklı bir kadın bulamayacağız sanırım 3-4 tane fenotip var ve çoğu kadın bu 3-4 fenotipe benzemeye çalışıyor.

bana göre default bir kadın
iyi ki instagram kullanmıyorum
  • onheil  (09.07.25 18:37:22 ~ 18:38:12) 
cok güzel giyiniyor. vücudu da iyi. yakistirmis.
spor yapmiyor. yas biraz artinca salar.

surati da aman aman olmasa da güzel.

sari sacli, beyaz tenli oldugu icin de türkler ve araplarin da ilgisini cekecek bir tip.
bir de hintiler bayilir böyle tiplere.
  • sonsuz  (09.07.25 20:49:30 ~ 20:49:50) 
burun estetik ve sanırım revizyonlu, yüz dolgu dolu, dudaklar da şişirilmiş. saçta kaynak var, saçları da boyalı ve yapılı. yüzünde bir sürü makyaj var, fotoğraflarda da photoshop.

güzel mi evet ama doğal değil, yüzünden makyajı silip güzellik merkezinden çıkartınca geride bir şey kalmayacaktır. pek zeki olmadığını az çok tahmin edebiliriz. gelecek hedefleri ünlenmek, ilgi çekmek, hava atmak çemberinde dolanıyordur.

tüm buna rağmen ortalama bir türk erkeğinin salya akıtacağı kadın profili budur. kapısına kamyonla gül dökerler, aşık oldum derler falan. toplumumuzda dengini çok kolayca bulabilir.

detaylıca yorumladım.
  • deartheodosia  (09.07.25 23:15:28 ~ 23:16:51) 
Bundan sanırım 153536291 tane falan var


  • tuborg yesili  (10.07.25 15:22:34) 
Yeni nesil escort bu


  • runaway  (10.07.25 15:30:22) 
komple bir yüz var herkese aynı estetiği yapıyorlar herkes kardeş gibi geziyor çok ilginç


  • Hallegadola  (11.07.25 08:41:18) 
Günümümüzde her 5 fenomen kadından 7'si bu şekilde.
Cidden sıkıcılar.

  • rakicandir  (14.07.25 17:11:40) 
[]

içinde olduğunuz en cool whatsapp grubu

sanatçı olabilir, iş olabilir, NASA olabilir, çok süpermodel hatun/erkolar olabilir.

ne var öyle? çok merak ediyorum


 
whatsap gruplari toxic ve lestir. cool olmak filan hayal.


  • feastofthedamned  (09.07.25 14:40:47) 
yaşadığım yerin whatsapp grubu, herkes zengin. teknik direktörümüz, topçumuz da var. ilk500'de şirket sahibi de.

aldığım uluslararası lisansın whatsapp grubu var. yüzlerce kişi. hepsi gm, gmy, cfo, director vs.
  • gabe h coud  (09.07.25 14:49:59) 
[]

SP500 ü euro ya da BIST i USD cinsinden nasil takip edebilirim

böyle bir site var mi?

ben istiyorum ki bist100 ü mesela usd olarak gelisimini göreyim.
ya da sp500'ü eur olarak göreyim avrupa'daki bir hisse senediyle kiyaslayayim falan.

olabilir mi böyle bir sey?

 
tr.tradingview.com

aramaya mesela xu100/usd yazarsan dolar bazlı bist gelir
sp500/eur yazarsan euro bazlı s&p500 gelir.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (09.07.25 13:51:32) 
[]

aöf

aöf'de yaz okuluna kaydoldum. kayıt oldum ve ücreti ödedim. sistemde de aktif görünüyor ancak bugün mesaj geldi ders kaydı yapışmışsınız ancak ödeme yapılmamış diye. banka hesabından da baktım ödeme yapılmış. bir sorun olmaz değil mi?




 
arayıp bilgi edinin, telefondan ulaşamazsanız büroya gidin. teyit etmekte fayda var.


  • duyuruuser  (09.07.25 14:05:22) 
[]

Yavru kediye mama

Merhaba,

Yaklaşık üç aylık kadar hasta bir yavru kedi var. Veterinere götürüp tedavi ettireceğim iyileşene kadarda evde bakacağım yavruya ama daha önce hiç kedi bakmadım. Kuru mama yiyor mu bilmiyorum, ben ara sıra yaş mama veriyorum bayılarak yiyor. Evde baktigim süreçte bu hayvana ne alıp yedirmeliyim? Günde kaç ogün beslenmeli? Nelere dikkat etmeliyim?

Teşekkür ederim

 
Küçük taneli yavru kedi mamaları var, onlardan alabilirsiniz, Royal canin kitten olur mesela.

Mama paketlerinin üzerinde yaşına göre ne kadar vermeniz gerektiği yazar ama bizim ikinci kedi geldiğinde veteriner mamayı ölçülü vermeyin istediği kadar yesin demişti. Dışarıda uzun süre kalıp bayatlamayacak şekilde sabah akşam tazeleyerek ufak bir kâseyi dolu tutabilirsiniz.

Temiz içme suyu bol bol olsun. Maması suyu kum kabından uzak, ayrı bir yerde olsun. Hatta ne kadar gerçek bilmiyorum ama su ve mamanın birbirinden uzak olması da daha iyi, öyle olursa daha çok su içer diye bir görüş de var.

Edit: Ayrı kaplar, kedinin suyunu mama kabına düşen yemek artıkları veya kum ile kontamine olmaktan korur. Ayrıca, kediniz su içerken yiyecek kokularından rahatsız olmaz, bu da su içme isteğini artırabilir.
Böyle bir açıklama buldum.
  • kobuzchu kiz  (09.07.25 13:27:23 ~ 13:29:42) 
hastalığı varsa yaş mama arttırılabilir yaş mama daha hızlı toparlanmasını sağlar, gourmet pate yani kıyılmış olanların hindi, etli ton balıklılarından alın en sevdiği olursa onunla devam edersiniz
royal canin kitten +1
mümkünse kumu ile maması uzak yerlerde olsun, proline kumları iyidir hızlı topaklanır
maması ile su da çok yakın olmasın birbirine.
şimdiden taramaya alıştırın evdeki acıtmayan tarakla bile taramayı deneyin hoş taraklar petshoplarda 50 lirayada var
birde resimsiz kedi duyuları kabul edilmediği söyleniyor duyuruda(resim isteriz)
  • eja  (09.07.25 14:59:56) 
[]

Malt içecek şişe vergisi mi var?

Altın rengi kutuda satılan ünlü bir malt içecek.
Zam gelmiş.
50’lik kutu 95TL
33’lük kutu 80 TL

Bu fiyatların birbirine oranı firmanın fiyat politikası ile mi ilgili yoksa ürün başına belli bir vergi var da o yüzden mi öyle?
Peki 50’lik biranın ne kadarı vergi, bardaki fıçı biranın ne kadarı vergi? Fıçıda ziyan oluyor mu?

 
bir kutu içeceğin maliyetinde kutunun, şişelemenin, paketlemenin, depolamanın, sevkiyatın payı sandığından daha yüksekmiş demek oluyor.


  • emfuzi  (09.07.25 13:06:59) 
biradaki vergileri biz son kullanıcılar değil firmalar bizzat devlete ödüyor. yani marketten ya da mekandan alıp içtiğin birada zaten vergisi ödenmiş oluyor.

sarı renkli biranın 24lü kasasında %167 oranında ötv var iken aynı bira fıçıya girince %113 oranında ötv çıkıyor.

bunların üstüne bir de kdv biniyor ve market fiyatları öyle oluşuyor.

ortalama bir adet kutu biranın üreticiye maliyeti 15 lirayken ötv ve kdv binince 50 tl gibi birşey oluyor. yani şu an 50 tl altında ve civarında zaten bira bulursanız bedavaya yakın almış olursunuz.
  • bigcaptain  (09.07.25 14:52:59) 
[]

Mezarlık kedisinden sokak kedisi olur mu

2 ay önce babam vefat etti. Yattığı mezarlıkta bir tekir var, her gün gidip beslemeye çalışıyorum ama gidemedigim günler de oluyor ve üzülüyorum. Mezarlık yerleşim yerine uzakta ve görevlisi yok. Etrafında birkaç müstakil var ama onlarında köpekleri var dolayısıyla ben olmasam kedi aç belki kuş ile besleniyorsur. Ben bu kediyi alıp bizim siteye getirsem ona kötülük yapmış olur muyum? Sitede içinde kedi evi olan kediler var güzel güzel takiliyorlar. Ama bu sıpa alişabilir mi? Yola çıkıp arabanın altında falan kalır mı?




 
başınız sağ olsun. mezarlıklar hayvanlar için güzel bence eve götürmene gerek yok


  • ala09  (09.07.25 12:55:58) 
Orada aç susuz kalıyor olsa başka yer arardı kendine. Bir de halinden anlaşılır çok zayıf vs gorunmuyorsa ellesmemek de bir seçenek olabilir.


  • encokbenisevinnolur  (09.07.25 13:19:07) 
kediyi eve alamayacaksan yerini değiştirme. çünkü korkuyla eski yerine dönmeye çalışırken başına bir iş gelebilir.


  • orpheus  (09.07.25 19:11:57) 
Oprheus +1
O bölgede bir şekilde yaşıyor demek ki. Sadece kuş olarak düşünmeyin. Bunun faresi, böceği, solucanı vs. var...
Ara ara besleyin işte. Yoldaşınız olur ziyaretlerinizde...
Başınız sağ olsun.
  • yadigar  (10.07.25 23:49:44) 
[]

Linkedin İlanlarında Firmaların İsmini Gizlemesi?

Bu firmalar neden ilanlarını ismi gizli şekilde veriyorlar? Büyük firmalar mı? Çekinceleri ne? Şahsen ben bu tip ilanlara başvuru yapmıyorum bile yarın öbürgün benim de arkamdan iş çevirirler yerime adam alırlar diye.

Sizin düşünceniz nedir?


 
Genelde cok kucuk sirketler ve bireysel kisiler o sekilde ilan veriyor


  • nuevo  (09.07.25 13:12:46) 
Mevcut çalışanın görmesini istemiyorlar genelde. "
Arkandan iş çevirmeleri" senden memnun olmadıkları anlamına gelir, isimsiz ilan sebep değil sonuç.

Acil işe aramıyorsam ben de başvurmam bu ilanlara, ilan ilgi çekici değilse. Şirketi araştırmadan ilana başvurmak vakit kaybı.
  • Bruce  (09.07.25 13:15:20) 
ben mesela x şirketi veya holdingine çalışan bir yönetici veya İK'yım. linkedin'e ilan çıkıyorum. ben ilan çıkınca aynı şirkette çalışan dümbelekler gelip bana ağlıyor:
"ben bu pozisyona uygundum neden teklif gelmedi neden şirket içindeki kaynakları değerlendirmiyorsunuz" diye ağlaşıyorlar.

Fakat ben bu gebeş kaplumbagalarına : "sen aslında vasat bir insansın ve bu pozisyon için yetersiz kalıyorsun" da diyemiyorum.

onun için milletin dırdırını çekmemek için böyle gizli ilan çıkıp hedefimdeki çalışana odaklanıyorum.
  • limonlu eksi  (09.07.25 15:19:19) 
[]

size her şeyin doğalını isteme hakkınızın olduğunu düşündüren nedir?

selamlar.

soru biraz yargılayıcı gibi olmuş ama cidden merak ettiğim konulardan biri.

mesela ülkemizde tarım-hayvancılık bitti, hiç doğal bir şey kalmadı diye serzenişlerde bulunuyoruz vs vs. örneğin ne kadar teşvik verilirse verilsin ben hayvancılık-tarımcılıkla uğraşmak istemem, istanbul'dan ayrılıp mevsimsel koşulları gözeterek profesyonel/konvansiyonel üretime geçmek istemem. sanıyorum ki çoğu kişi de mevcut işindeki rahatlığından feragat edip de bu tür işlere girmez. girmek istese zaten bu konuyu konuşmazdık.

kısacası, üretmeye gönüllü olmayıp aynı zamanda mevsimi dışında ürünler tüketmek ve bu ürünlerin hem sürekli hem de doğal olmasını istemek, bu üretimi de başkaları yapsın istemek hakkımız mıdır size göre?

 
Yani yasamak icin birseyler yememiz lazim. :) "mesela ülkemizde tarım-hayvancılık bitti" neye gore bitti, daha az mi uretiyoruz?

Gunumuz sartlarinda hem az para verip, hem cok dogal olsun demeye hakkimiz var desek de piyasa gercekleri cok farkli. Sonucta belirttiginiz gibi kimse bu isleri yapmak istemiyor, tarim-hayvancilikla ugrasana kiz bile vermek istemiyorlar. Ulkemizde bu isler rezillik olarak goruluyor, biraz da oyle zaten. Neyse gunun sonunda parasi olan en iyisini aliyor, fakirler de ne bulursa onu aliyor. Onlarin dogal arayisi falan yok zaten uygun fiyatli bulup aliyorlar.
  • mbond  (09.07.25 12:17:19) 
ayni mantikla demokratik bir ulkede yasama hakkimizda yok.
bir cogumuz bir stk, sendika, parti uyesi degiliz, aktif bir mucadele vermiyoruz o zaman boyle bir hakkimiz da olmamali.

tarim konusunda ne kadar yazsak eksik kalir, sadece konuya yaklasim konusunda bir ornek vermek istedim.
  • bay b  (09.07.25 12:23:55) 
ailem çiftçi ben de üzüm bağlarının arasında büyüdüm, ünide iken bile yazları yardıma giderdim. çok da severim. ancak üretici - çok büyük ölçekliler dışında- gerçekten zor durumda. insanca yaşamaya yeteceğini bilsem zaten çok ciddi bir meslek alternatifi olurdu benim için.

hak meselesi değil bence bu arada, serbest piyasa ekonomisinde arz/talep dengesine bakar. talep varsa birileri her zaman üretir. ancak doğal/organik tarafına gelirsek kocca bir aldatmaca. belli başlı değerler var gıda kodeksinin belirlediği organik/doğal etiketiyle satışa sunulabilmesi için; arkası çok aranmıyor.

zaten ata tohum da artık neredeyse yok olduğu için monsantonun (vb. büyük tohum firmaları) ıslah ettiği tohumlar kullanılıyor çoğunlukla. bu tohumları da yetiştirme standartları var. belirlenmiş ölçüde ilaç kullanmadan, bu tohumları kullanmadan günümüzde insanın gıda ihtiyacını gidermek gerçek dışı. biraz distopik ama ne yazık ki bilgim dahilinde durum aşağı yukarı bu şekilde.

organik/doğal ürün yetiştirilmesi gerçekten çok zor süreç ve üründen alınan verim de çok düşük. bu yüzden de haliyle fiyatlar fazlasıyla fahiş.
  • lüzumsuz adam  (09.07.25 12:24:40 ~ 13:39:36) 
İnsanların çiftçi olmamasının nedeni getirisiyle götürüsünün birbirini tutmaması. Onca riske ve fiziksel emeğe istinaden asgari ücrete yakın bir para kazanacak adam bunu gidip başka bir işle çok daha kolay bir şekilde yapabiliyorsa tabi ki çiftçilikle uğraşmaz. Kaldı ki çözümün çiftçi nüfusunu arttırmakla ne kadar alakası olduğu da tartışılır, zira endüstriyel tarım artık yüksek teknolojinin, bir sürü bilimsel ekim tekniğinin, gübrenin, katkı maddesinin vb. kullanıldığı sermaye yoğun bir alan. Örneğin Hollanda bunu yaparken siz gidip klasik yöntemlerle bunlarla zaten rekabet edemezsiniz.

Doğallık konusu da biraz bununla alakalı: "Doğal" diye bir şey yok; milyonlarca insana yetecek gıdayı üretmek için ona göre geliştirilmiş tohum, gübre, katkı maddesi, ilaç vb. lazım. İnsanlar çiftçiler can sıkıntısından ya da parayı bol bulduklarından bunlara tınla para gömüyor sanıyor herhalde... Sorun bunların kullanılmasından öte çoğunlukla yanlış kullanılması, ortada doğru dürüst devlet denetimi olmayınca da zehir tüketiliyor.

Diğer yandan "Gidip X olmak istemiyorsan daha iyisini talep etme hakkın yok" anlamsız bir mantık. Daha iyi futbol izlemek istiyorsak futbol kulübü başkanı, restoranda daha iyi yemek yemek istiyorsak ahçı, daha kaliteli tişört giymek istiyorsak konfeksiyoncu mu olacağı bu mantıkla? Koca bir sektör, onun nasıl denetlenip nasıl yönetileceği devletin işi, daha iyi/doğal vb. gıda tüketmek isteyen bireylerin değil.
  • salihdt  (09.07.25 12:38:20) 
tarımı gönüllülük işine düşürenler utanmalı ya. senin istanbuldan(neresinden çok merak ettim) feragat etmene gerek yok ki tarıma dönüş olsa bir anda sudan cıkmıs balık gibi olmaz adım adım ilerlemeli, teşviki çok olmalı, yapanlar övmeli(beyaz yakaya geçiş dönemi gibi) vs. insanlara yeterli maddi imkan sağlanırsa terk etmeyecekleri şehir de yok. bireysel bakarak zaten hataya düşüyorsunuz. sosyal hayatın anlamı bu.


  • ala09  (09.07.25 13:01:07) 
Yukarıdakilere katılıyorum, bir toplumda yaşıyoruz ve iş bölümü yapıyoruz. Bu mantıkla hastalanınca doktora da gitmeye de hakkınız olmuyor mesela.


  • peki madem  (09.07.25 13:07:54) 
Meyve sebze uretmesek de biz de sonucta birsey uretiyoruz.
Birseyi istemek icin illa o seyi uretiyor olmak mi gerekiyor?

  • nuevo  (09.07.25 13:14:21) 
Sizin mantığıniza göre mesela belli bir süre işsiz kalan birinin o süre zarfında hiçbir toplumsal haktan faydalanamamasi gerekir çünkü üretmiyor hakkı yok. Ya da emekli vs olanların, ya da geçmişte 40 yaşında falan emekli olanların da.

Ha demek istediğiniz "hem herkes şikayet ediyor hem kimse elini taşın altına koymuyor" ise katiliyorum buna.
  • encokbenisevinnolur  (09.07.25 13:22:48) 
galiba tam izah edemedim, onu görüyorum.

benim vurgulamak istediğim şey ideal ve sosyal yaşamın gerekliliği üzerinden meslek ayrımına gitmek değildi ki... daha çok kişisel anlamda kişinin kendine sorabileceği "ulan bu işi ben de yapmam. yapmayanlar da olabilir ve yapanların azlığı sebebiyle talep ettiğim şeylerde kalitesizlik/yetersizlik/memnuniyetsizlik olabilir. ben bu işlerle ilgilenmeyeceksem neden başkalarından bu işle ilgilenmesini istiyorum?" gibi bir eleştirel soruydu.
  • m e b  (09.07.25 13:47:36) 
Olaya çok yanlış bakıyorsunuz. Herkes, dilediğini ister. Bunda bir sorun yok.

Bunları yemek için bir takım kişilerin, bu işlerde çalışması ve bu kişilerin gönlünü yapmak lazım diyorsanız, bunda haklısınız. Ancak bunu sade vatandaş yapamaz. Devlet denen organizmanın bunu yapması lazım. Ne kadar, hangi cins domates, nerede yetişecek, ne kadarı salça olacak? Ne kadarı ihracata gidecek? Hangi cins ilaçlar ve ne kadar kullanılacak? vs. vs. Hepsinin planlanması ve regülasyonların koyulması lazım.

Biz de artık devlet = tek kişi olduğu için, her şeye yetişemiyor.


.
  • kartallar yuksek ucar  (09.07.25 13:59:30 ~ 14:01:44) 
kendin yapmayı istemediğin için sanki kimse yapmak istemiyormuş gibi düşünebilecek kadar özgüveni nereden buluyorsunuz merak ediyorum.

seralar bulunalı çok oldu ve belki inanmazsınız ama buradan üretilen ürünler satılarak karşılığında para kazanılabiliyor ve bence bu üretim için yeterince teşvik edici.

ayrıca şahsen her şeyin doğalını istemeyi bırakalı çok oldu, hileli olmasın derdine düştük bilginize.
  • duyuruuser  (09.07.25 14:12:20) 
Hakkımızdır.
Burada yanlış yönetim politikalarının sonucu biz bu sağlıksız gıdalara maruz kalıyoruz.
Mesela Cargill istedi diye cumhurbaşkanı paketli gıdalardaki glukoz oranını değiştirdi.
Ya da mesela aynı mantıkla rusyanın kabul etmediği domatesi biz yiyorsak rusya da ithal etmesine ve üretmemesine rağmen vatandaşını gözetip bunu almıyorsa bizdeki bakan da "pestisit oranını vatandaşın bilmesine gerek yok" diyorsa sülalelerine sövsem yine hakkımdır diyorum.
  • Kediyi üzdün  (09.07.25 14:16:25) 
@duyuruuser: çünkü tarım ülkesi olmamamızdan? çünkü tarımın gsyih'deki payının düşüklüğünden? çünkü tarımda dışa bağlı oluşumuzdan? çünkü köy-kırsal yaşamdan şehirlere göç edişinden? çünkü tarım kültürünün ülkemizde hala oturmamasından?


  • m e b  (09.07.25 14:19:58) 
normal olan doğal olması değil mi? yani anormal bir durumu istemiyoruz ki? zaten olması gerekeni istiyoruz? ne bileyim, kafam kadar domates olsun demiyoruz mesela, domates temiz bir toprakta yetişsin istiyoruz, çöplerin atıldığı, plastik parçalarının gömüldüğü bir toprakta değil, sunni gübre yerine kompost ile yetişsin diyoruz, tarım zehiri kullanılmasın, kullanılması elzem ise, kullanan kişiler eğitilsin, 15 gün ömrü olan zehiri attıktan sonra 7 nci günde toplanıp insanlara satılmasın, abi az daha koy etkili olsun kafası ile kullanılmasın, dönüm/kök başı şu kadar su için bu kadar ml ise o kadar kullanılsın istiyoruz.

gdo'lu gıdalar da bir sorun, sadece daha yuvarlak ve daha parlak görünüyor, tüketici bunu tercih ediyor diye genetiği ile oynanmış ve uzun süreli etkilerini bilmediğimiz ürünleri istemiyoruz. bu bir tercih olabilir, iki ürünü yan yana koyarsın kim neyi tercih edecekse eder. öyle bir tercih hakkı sunulmuyor.

sen belki çalıştığın konum/kurum açısından rahatsındır, tarım/hayvancılık ile uğraşmak istemezsin, başkasına zul gelir, senin hayatını yaşamak istemez. zul gelenler de ayrılıp çiftlik falan uğraşıyor bir şeyler zaten.

üreticinin yozlaşmasını istemiyoruz, üreticinin çakallık yapmasını istemiyoruz, elbette yapanlar çıkacaktır, milyonlarca insan var sonuçta, onlarında denetlemeye takılmasını istiyoruz.

doğalı derken, olması gerekeni istemek normal. sahte bal, sahte margarin, sahte yağ, sahte ürün/hizmet istemek garip.
  • selam  (09.07.25 14:37:17) 
valla bana kalırsa sadece var oluşum her şeyin en iyisini hak etmem için yeterli, çok megalomanca gelecek ama değil. ben isterim, istemeye devam edeceğim ister hükümetlerden, ister yerel yönetimlerden, ister evrenden, ister tanrıdan önüme kim gelirse. her şeyin en güzelini en doğalını istiyorum.

hee dersen ki kardeş peki isterken yaptığın bi şeyler var mı? var. mesela etiket okurum, üreticilerden daha az katkı maddesi kullananınkini satın alırım. hem kendi sağlığım için hem de çöp içerikli ürün üreten insanlara param gitmesin diye, bütçem yettiğince bazı ürünleri organik alırım mesela sirkeyi.

ya da daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak için civarımda gördüğüm olumsuzlukları dile getirir, yerel yönetimlere dilekçe ile şikayet ederim. üretim yapmayı da çok isterdim, çeşitli araştırmalarım ve denemelerim oldu aronya berry yetiştirmek istedim mesela ama vakitsizlikten kaldı ama 2 tane aronya berry ağacım var, 3 yıl önce dikildi bu sezon meyve alırım diye umuyorum.

sorunuza cevap, ben kendime hak görüyorum her şeyin iyisini doğalını istemeyi
  • ofelia  (09.07.25 14:38:23) 
Devlet bunun için var, vergiyi bunun için veriyoruz.

Dünyanın tarımsal ihracatı en yüksek olan ülkelerinde organik tarım alanındali iş gücü katılım oranını diğer alanlarla karşılaştırarak söylediğin denklemin yanlış olduğunu görebilirsin.
  • Bruce  (09.07.25 15:31:58) 
e tabi hakkimiz her kompleks ekonomide oldugu gibi. uretmek dedigin seyi calisan herkes yapiyor ipsiz sapsiz gezmiyorsa. biri excel'de spreadsheet uretir biri tarlada domates.

ben istedigim urunu almak icin onu uretmek zorunda degilim. insan talep eder, arz varsa alir. arz yoksa talebi goren arz edip para kazanir. bundan daha dogal olan nedir anlamadim? bunu organik tarima degil her seye uyarlayabiliriz.
  • antikadimag  (09.07.25 17:17:46 ~ 17:19:45) 
@m e b

Ben müzisyenim, anamın karnından itibaren üniversite bitene kadar Klasik Türk Müziği eğitimi aldım, şu anda da devlette Klasik Türk Müziği yapmakla görevliyim.

Sana soruyorum, bu milletin bir geçmişi, bir tarihi, çeşitli alanlarda oluşturduğu mirasları var. Biri de müzik mirası. Halkın çoğu dinlemiyor diye Klasik Türk Müziği yok olmalı mı sence? Peki sen yapabilir misin Klasik Türk Müziği? Yapmalı mısın? Her Klasik Türk Müziği dinlemek isteyen bunu yapmalı mı?

Hayır.

Ama yapamasa da dinlemeyi seviyorsa yahut sevmese bile kendi halkının tarihine ve mirasına saygısı varsa, bunların devamlılığı için, yeni nesillere aktarımı için uygun bir şeyler yapabilir değil mi? Daha doğrusu yapmalıdır.

Ne yapmalı mesela, Klasik Türk Müziği ne demek onu bi kafasında netleştirmeli mesela. Çocuğu veya yeğeni veya öğrencisi veya biri sorsa verecek doğru bir cevabı olmalı. Ayrıca belli başlı eserlere âşinâ olmalı, tavsiye edebilmeli. Müziği sanat halinde dinlerken eğlenceye meze etmemesi gerektiğini, bir âdâbının olduğunu bilmeli ve çevresine öğretebilmeli. Konser dinleme âdâbını bilmeli, müzisyenlere duyduğu saygıyı ve sevgiyi onlara kıyafetiyle, dakikliğiyle, dinlerkenki sessizliğiyle, rica edildiğinde alkışlamayışıyla... gösterebilmeli.

Bak, Klasik Türk Müziği yapmadığı halde destek oldu, varlığını sürdürmesine yardım etti, saygıyı devam ettirdi.

Yani sorunun cevabı, bir şeyin olmasını istemenin yeter sebebi her zaman onu yapmak değildir. Onun varlığına saygı göstermek de yeter sebeptir. Ben bir müzisyen olarak mali müşavirlik yapamam mesela, ama onun "şunu yapın şunu yapmayın" demesine kulak verir, sorum varsa sorup öğrenir, hatta mantığını anlamaya çalışır ve gerekeni yaparsam bir mali müşavirlik destekçisi olurum. Bu da hem o mesleği ve işi devam ettirir hem beni destekler.
  • muhayyer divan  (09.07.25 20:47:59) 
[]

Cilt bakımında olmazsa olmazınız ürünler var mı?

Varsa hangileri? Ben ordinary’nin aha/bha, miseca’nın niacinamide serumunu seviyorum onun dışında bir içeriği sürekli kullanmıyorum sanki sürekli kullanınca etkisini göremiyor gibi hissediyorum.




 
Güneş kremi Retinol (Retinoik Asit) C vitamini serumu Aha-Bha serum Niacinamide sürekli kullandıklarım, ara ara da Arbutin ekliyorum duruma göre.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (09.07.25 11:59:39) 
q10 icerikli kremler. bana cok iyi geliyor.


  • sonsuz  (09.07.25 12:00:57) 
Güneş kremi yazma gereği duymamışım nemlendirici gibi sıradan geldiği için.


  • ekimoloji  (09.07.25 12:04:10) 
kiehl's brew rejuvenating facial essence ve night repair serumu, dr ceuracle yıkama jeli, alphascience regen kremi


  • ala09  (09.07.25 12:29:27) 
Gunes kremi, nemlendirici, goz kremi. Baska bi sey yok. Anlamsiz ve uzun vadede zararli olacagini da dusunuyorum daha fazlasinin.
Gunes kremi shseido, nemlendirici clinique (kiehls aldim gecen bu da guzel, galiba artik onu alirim), goz kremi (estee lauder advanced night repair).
Bir de aklima gelirse advanced night repair serumunu sadece alnima suruyorum geceleri. Yanakta botoks etkisi gosteriyo krem bence duzenli kullanimda. Cogu kisi icin iyi olabilir ama ben sevmedim.
  • Kittie  (09.07.25 13:06:43) 
Bir de la roche yuz yikama jeliyle biodermayi donusumlu kullaniyorum. Bence cok bile sey suruyorum yuzume :(


  • Kittie  (09.07.25 13:07:26) 
retinol türevi, c vit + e vit + ferulic serum, peptit serum, nemlendirici, ve güneş kremi. niacinamide'e ara verdim ama seviyorum. led maske ve microcurrent cihaz.


  • eileengray  (09.07.25 14:42:50) 
Nemlendirici ve güneş kremi sadece. Marka takıntım yok herhangi birini kullanırım. Ama şu an Nemlendirici icin cerave, güneş kremi icin de la roche kullanıyorum. A bir de cerave'nin yuz temizleyici köpüklü jeli var.


  • Amaranta ursula  (09.07.25 16:26:28) 
sadece gunes kremi.


  • antikadimag  (09.07.25 17:21:10) 
[]

Bu durum normal mi?

Merhaba. Kız arkadaşım 36 yaşında. Daha önce bir evlilik yapmış ayrılmış çocuk yok. Kendi evinde tek yaşıyor, ailesi farklı şehirde. 2 yıldır beraberiz. Fakat hala daha örneğin tatile gidiyoruz, tatile gittiğini ailesine söyleyemiyor. Veya mesela benim evimde beraberiz, veya dışardayız. Benimle olduğunu ailesiyle görüştüğünde söylemiyor. Anladığım kadarı ile ailesi biraz muhafazakar. Ama bu yaşta hala bişeyleri gizliyor olabilmek bana sağlıklı gelmiyor. Ben erkek tarafıyım, ama kendi ayakları üzerinde duran ve 36 yaşına gelmiş bir bireyin de artık bişeyleri gizli saklı yaşaması bana çok abes geliyor. Fikirleriniz nedir?

Teşekkürler.


 
bu senin hayatını etkiliyor mu? bu şekilde belli bir konfor içinde hissediyordur kendini. istersen böyle olmaz diye zorla ve ilişikini açıklamakla ayrılmak arasında bir tercih yapmak zorunda kalsın.
hayatını etkilemiyorsa ailesiyle oluşabilecek bazı sorunları bertaraf etme yolunu seçmiştir. çok da sıkıntılı gelmedi bana.

  • kisa  (09.07.25 11:33:34) 
Turkiye gibi bir ulkede, bir kadinin ailesinden gizli sakli birseyler yapmak zorunda hissetmesi, kadinin degil, ailesinin sucudur.
Kadinda bir sorun aranacagina, ailesine bakmak daha yerli olur kanaatindeyim.
Kiz arkadasim diyorsunuz, daha once evlenip bosanmis diyorsunuz, aileden gizli yapiyoruz herseyi diyorsunuz.
Size de biraz psikopat ucuncu sayfa "muhafazar" aile gibi gelmiyor mu koku?
Birakin sizinle nasil rahat ediyorsa oyle yasasin, belli ki bazi seyler netlesmeden insanlarin kulagina giderse kendisi icin skinti olusturacak bir cevresi var. Siz de kendinize dikkat edin bu arada.
  • quaker  (09.07.25 11:33:52 ~ 11:34:43) 
bana da bir insanin ailesiyle olan iletisimine sevgilin dahi olsa salca olmak sacma geliyor.

belli ki karsilar. ergen gibi kavga cikarip aralari bozulacagina idare ediyor. bu gayet olgun bir davranis. ailenin malligi. acik görüslü olmak yerine kapali olur caga ayak uyduramazsan yeri gelir cocugun evlenir onu bile sonradan ögrenirsin.

daha önce evlilik yapmis detayin icin de sagol. e evlenmis bosanmis dul kadin salin bir zahmet diyorsun heralde. ya da hic evlenmemis olsa ailenin bu yobaz bakis acisini "hakli" bulurdun.
  • sonsuz  (09.07.25 11:36:25 ~ 11:41:45) 
yukardakilerin tamami ve kizini boyle bir duruma soktugu icin ailenin yanlisi +1
ne yapsin kadin, 70-80 yasindaki insanlara cag degisti artik boyle yasiyoruz deyip meydan okuyup onlari degistirmeye mi calissin?
siz ileride cocuk sahibi oldugunuzda boyle ebeveynler olmayin ki, kiziniz da oglunuz da nasil tercihler yaparsa yapsin ailesiyle paylasayabilecegini, ebeveynlerinin onu sevip saygi gosterecegini ve birey olarak saygi duyacaklarini bilerek buyusun, yedi el yabanci gibi cocugunuzun hayatinda olan biteni bilmeden yasamayin.
  • kassiopeia  (09.07.25 11:44:19) 
Türkiye'de yaşıyoruz. Evet ideal koşullarda tuhaf olabilir ama standart muhafazakâr Türk ailesinde kadın 36 yaşında da olsa, evlenip ayrılmış da olsa böyle şeyler sorun olabiliyor.
İlişkinin ciddileşip evliliğe doğru gittiği yerde uygun gördüğü şekilde paylaşır ailesiyle, şu an abes bir durum yok.

  • kobuzchu kiz  (09.07.25 11:44:44) 
Bana da gizli saklı olması rahatsız edici geliyor. Aynı aileden çıkan erkek olsaydı ailesi ile paylaşmakta sıkıntı olmayacaktı ama. Neden? Çünkü erkek. Erkek adamın kız arkadaşı tabi olur. Ama bir kızın 36 yaşında bile olsa erkek arkadaşı aslaaa olamaz.


  • deepest  (09.07.25 11:52:37) 
Normal. Erkeklerin bu durumu anlamaması empati yapamaması da ayrı tuhaf.


  • ekimoloji  (09.07.25 11:55:55) 
yukardakiler zaten+1 ailesi öğrenmek istemiyor da olabilir bizimkiler öyle mesela bazı detayları bilmek istemiyor nasıl oversharinglediysek. bunu sadece erkek arkadaş için söylemiyorum mesela sigara içme muhabbeti gibi "içiyorsan iç ama bana çaktırma" kafası. Diğer aklıma gelen şey de şu; ilişkinizden memnunsunuz ve evlilik düşüncesi yoksa aileye sevgilisi olduğunu söylediği anda tamam o zaman evlenin baskısı başlar. aksi halde birbirinize değer vermediğinizi falan düşünüp dertlenirler. Özetle aile yapısı bu tarz bir şey seni rahatsız ediyorsa uzak durabilirsin ama durduk yere ailesiyle niye paylaşmıyor bilemiyorum buna sevin yani evli olunca zaten yeterince muhatap oluyorsun karşı tarafın ailesine durduk yere başına iş mi çıkarıyorsun tanışacaksın falan...


  • ala09  (09.07.25 12:22:52) 
Normal.
Kendi ailemden biliyorum. Tutucu ve aşırı kontrolcü bir aileye ne anlatacak ki. İte bulaşacağına çalıyı dolaş demişler.
Erkeklerin bu durumu anlayamaması da hiç şaşmaz. Anlayamama yanında, eziklik olarak görüp kadını aşağılayanlar da oluyor.
  • pro9it9is9  (09.07.25 14:15:45) 
Maalesef ülke gerçekleri.
Asıl boşandığı için daha çok sorun ederler diye saklıyordur. Eğer ciddileşirseniz söyler zaten.

  • Kediyi üzdün  (09.07.25 15:49:28) 
Sevgilinin ailesiyle olan iletisimine karismak bence cok sacma ya. Senin iliskini etkileyen tarafi nedir? Evlenme teklifi edersin falan o zaman soyler.
Henuz sevgiliyken ailesine boyle bi bilgi vermemesi, belki de kadinin basinin etini evlen evlen diye yiyecek olmalarindan sebeptir.

  • sey mi dostum  (09.07.25 17:24:32 ~ 17:26:05) 
Seni sıkan ailesi ve onun ailesiyle ilişkisi mi, yoksa 2 yıldır ailesine neden bahsetmedigi ve onun gözünde nasıl olduğun mu?

Eğer ikincisiyse açıkça konuş bence usturupluca o tarafını, senlik bir şey yoksa ailesi ile ilgili durumu da isterse paylaşır, ya da sen sorabilirsin anlatmak ister misin vs yeri gelirse.
  • encokbenisevinnolur  (09.07.25 23:13:46) 
ülkemizde normal. kadını boğmayın.


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (10.07.25 17:21:01) 
söylese de söylemese de size tam bir etkisi yok. takmayın bence.


  • enteg  (11.07.25 08:33:26) 
ben normal karşıladım. aynı durumda olsam aynı şeyleri yapardım. erkeklerin anlayamayacağı türk kadını problemleri...


  • elorelia  (11.07.25 08:36:10) 
evet ülkemizin geneli böyle canım


  • Hallegadola  (11.07.25 08:40:26) 
[]

Didim - Milyonfest

27 temmuz pazar günü Bulutsuzluk Özlem, Yeni Türkü ve Pentagram konserlerine gitmek istiyorum. Daha önce hiç Didim'e gitmedim, İzmir'de yaşıyorum. 26 Temmuz cumartesi günü yola çıkıp 1 gece otelde kalma fikrim var. Sizce keyifli olur mu? yoksa günübirlik mi gideyim. not:etkinlik düşüncesi olan varsa iletişim kurabiliriz.




 
sadece festivali soruyorsan kisiye gore degisir; ama buyuk resme bakarsan didim'e gidip otelde kalmak plaj konser falan derken tam tatil kafasi oluyor. ben olsam 3-4 gun bile oncesinden cikip takilirdim.


  • buenosdias  (09.07.25 11:20:38) 
[]

askere giderken götürmelik tuşlu telefon

arkadaşıma lazım da, anadolu yakası'nda 3 haftalığına ödünç verecek veya uygun fiyattan satabilecek olan var mıdır?




 
herhangi bir telefoncuya gidip alabilir ya da şahsi telefonununu götürebilir. telefon yasak herkes kullanıyor gidince anlar.


  • koela  (09.07.25 14:20:00) 
[]

Göktürkçe sembol anlamı

ibb.co

Sb


 
  • m e b  (09.07.25 09:58:12) 
[]

Online sebze meyve alışverişi

Hiçbir yerde lezzetli sebze/meyve bulamıyorum. Nadiren bulsam devamlılığı yok, bir markette domates iyiyken patlıcanı çok kötü vesaire. Yıldım.

Deneyip memnun kaldığınız, devamlılığı olan, tüm ürünleri kaliteli, online satış yapan yerleri (fiyattan bağımsız olarak) yazar mısınız?


 
Bazı mahallelerde vardır, bizde de birkaç tane vardı “pahalı manav”
Trendyol market ile oradan sipariş verdiğimde her şey lezzetli geldi.
Domates de meyve de sebze de karpuz da.

Ama fiyat az değildi.
  • michael_knight  (09.07.25 09:50:05) 
hocam pahalı marketlerde gerçekten lezzetli oluyor, avrupa süpermarketleri gibi kaliteli ürünler de buralara gidiyor. macrocenter mesela. ama gidip kendiniz almanız lazım, online olunca ürünleri seçen eleman istemeden de olsa çürük/ezik ürünler seçip alabiliyor.


  • elektr10  (09.07.25 09:53:09) 
ben ipek hanımın çiftliğinden pandemiden beri ara sıra mail ile sipariş veriyorum
incelemek ve denemek isterseniz mail adresi Pınar Kaftancıoğlu ipekhanim@ipekhanim.com


dükkanları da var adresinize yakın yerde varsa bakabilirsiniz


İPEK HANIM DÜKKANLARI

Listedeki ürünlerin tamamını (ve fazlasını) İstanbul, Ankara ve İzmir dükkanlarımızda da bulabilirsiniz.

İstanbul dükkanları Ataşehir, Balmumcu, Cihangir, Göktürk, Feneryolu, Maslak ve Teşvikiye'de bulunuyor.

Ataşehir Dükkanı, Eston Çamlıevler Sitesi'nin tam karşısında, Secretcv Plaza'nın altında;

Balmumcu Dükkanı, Sabah / ATV (eski) binasının hemen yanında, Hoşsohbet Sokak girişinde;

Cihangir Dükkanı, Yeniyuva ve Havyar sokaklarının kesiştiği köşede;

Göktürk Dükkanı, 3M Migros'un 200 metre ilerisinde, sağda;

Fenerbahçe Dükkanı, Fener Kalamış Caddesi No: 98'de, Yako Ocakbaşı'nın hemen yanında;

Maslak Dükkanı, Atatürk Sanayi Sitesi bitişiğindeki Nazmi Akbacı Ticaret Merkezi'nin arka (Vodafone'a bakan) tarafında. No:73'te.

Teşvikiye Dükkanı, Teşvikiye Camii'nin hemen arkasında. House Cafe'nin yanından cami solunuzda kalacak şekilde yürürseniz tam karşınızda. :)

Ankara'daki dükkanımız Çayyolu'nda, Tavacı Recep'in arkasında. Açık adresi Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı mah. 2815 sk. No:8 Çankaya

İzmir dükkanı İzmir'in en güzel sokağında. :) Asansör'de, Dario Moreno'nun tam ortasında.
  • devilone  (09.07.25 09:55:29) 
Teşekkürler arkadaşlar. Valla bulunduğum yerde denemediğim yer kalmadı, pahalı manavı da macro’su da. Dediğim gibi bazen iyi olsa bir sonrakinde kötü oluyor. Hasanbey çiftliğinden alırdım ara ara, uzun zamandır almadım, ipek hanımla birlikte onu da deneyeyim.


  • orient blue  (09.07.25 10:06:04) 
Domates için: daze.com.tr


  • mor oje  (09.07.25 11:06:03) 
her semt pazarı iyi değildir. ama bazı semtlerin pazarı çok iyidir . sizin öyle bir pazar bulmanız lazım. bunu da tabi araştırmak lazım. mesela izmirden örnek vereyim. çoğu semt pazarı ve marketin sebze ve meyveleri çöp gibiyken , Bornova Merkez Kapalı Pazar Yerindeki sebze ve meyveler çok taze ve çok iyi oluyor


  • limonlu eksi  (09.07.25 11:06:42) 
yeşil limon da güzel oluyor tavsiye ederim


  • sweetoffice  (09.07.25 11:24:40) 
[]

Muhafazakar dugun

Annemin patronunun 3 hafta sonra kizi evleniyor. Muhafazakar bir dugun olacakmis. Dugun yeri kucuksu kasri. Dua okunuyormus sanirim devami nasil ilerliyor bu tur dugunlerin? Dugun baslangic saatinden bir saat sonra nikah varmis elimdeki bilgiler bunlar. Bir de disi kisisi ne giymeli elbise olmaz sanirim blazer yelek- pantolon kombini uygun mudur?




 
böyle bir düğüne katılmıştım. ilahi gibi bir müzik oluyor başta, sonra nikah dua vs. sonra yemek.
bence pantolon yerine dizaltı-bilek hizasında bir elbise daha uygun olur, tercihen kolları uzun, ama uzun değilse de üzerine bir şal/ceket vs. alır.

  • wendyangelamoiradarling  (09.07.25 09:38:26) 
blazer pantolon olur ya, dizalti etek elbise de olur bir ceket ile. hicbir sey olmuyor, dua okunuyor, nikah, yemek belki biraz muzik ya da ilahi dinletisi ve evlere dagilmaca bir de benim gittigimde kadin erkek ayri oturtulmus paravanla ayrilmisti. didisinin didisi ve bu tarz bir organizasyon icin yeni bir kiyafet almaya da degmez.


  • kassiopeia  (09.07.25 10:35:27) 
ben de böyle bir düğüne katılmıştım müzik günah olarak kabul edildiği için öyle halay falan yok. ilahi dinletisi oluyo, bi de semazen gelmişti benim gittiğim düğünde. açık giyinmediğin sürece dikkat çekmezsin istediğini giy.


  • turuncu tonlarda  (09.07.25 11:07:10) 
böyle düğünlerde kadın ve erkekler ayrı oturuyor. oyun havası yok. ilahi şeyler çalıyor. takı takıyosun evine dönüyorsun. hiçbir eğlenceli ya da matah bir yanı yok.


  • koela  (09.07.25 14:21:13) 
[]

Sakız adasında mutlaka ne yapalım?

Nokta atışı tavsyeniz var mıdır? 3 gün kalacağım ve tek başıma gideceğim.




 
Ada merkezinde sirali restoranlarin oldugu bir yer var. Adini hatirlamiyorum tabii ama deniz urunleri agirlikli bi restoran var. Sahibi turk. Aksansiz tr konusuyor. Tek kaziklandigim, tek kaba karsilandigim yerdi. Ona dikkat et. Her turlu red flag olustu kafamda orda bulundugum sirada ve yemek yerken sonra bi baktim adam biriyle takir takir tr konusuyor. Mavra volia cok ovuluyor ben gitmedim. Karfas otele daha yakindi onu tercih ettim. Orasi da guzel. Hazir begenmisken ikinciye de yine oraya gittim. Mavra kaldi.
O restoranin hemen bir iki yaninda da balik restorani var orasi guzeldi. Genel olarak hepsi iyiydi. Cok da gezecek bi numarasi yoktu bence. Ada merkezinden ic kesimlere dogru gittim ama oyle bi koy havasi iste. Turkiyedeki kirsaldan farki kiliseler var. Sakiz esittir deniz bence. Su cok guzel. Insanlari da cok kibar.

  • Kittie  (09.07.25 09:47:55) 
Mavra ve karfas, plaj


  • Kittie  (09.07.25 09:48:33) 
Pirgi ve Mesta sokaklarında dolaşın.

Mavra Volia güzel ama geniş bir sahil, benim gibi koy meraklısı iseniz deniz için bir yer tavsiye edicem ama önce adını bulmam lazım, maps.app.goo.gl

Denizi muhteşem bir başka yer de Agia Dinami Beach maps.app.goo.gl

Mavra Volia'ya yakın Emporios adında bir yer var, ben orada kalmıştım, denk gelmesi biraz zor olabilir ama muhteşem bir gün doğumu manzarası vardı.

Yemek için Lagkada tavsiye edilmişti bize, şirin bir kasaba, yemekler de iyiydi ama 'mutlaka' der miyim bilmem, her köşesi ayrı şirin bir ada zaten.
  •   (09.07.25 10:39:04) 
(git: 1604464) şurada birkaç restoran önermiştim ama genel olarak hepsi iyi +1


  • kobuzchu kiz  (09.07.25 11:25:04) 
Kanellos’ta lokmalı kahvaltı edin, feta ve domatesli olanını denemiştim çok hoşuma gitti.

maps.app.goo.gl
  • phoarbix  (09.07.25 11:50:52) 
araba kiralayacaksan eğer restoran olarak to asteriyi önerebilirim. çok güzel ve değişik et yemekleri mevcut.

deniz ürünleri içinde to bachari güzeldir.

onun dışında Mavro volia plajına gitmelisin. çok değişik siyah taşlardan oluşan bir plaj ve suyu çok hoş.
  • bigcaptain  (09.07.25 14:59:53) 
Makro volia yi önermem. Volkan taşı plaji var deniyor ama.karaneizdekimklasik siyah çakıl taşları. Denizi derin ve bir esprisini göremedim. Oraya yakın emprios plaji var ama yemek yemek.icin. Bu bölgeye yakın komi plaji benim.en sevdiğim oldu. Karkas plaji diyenleri de anlamıyorum. Çünkü çok temiz değil ve geç derinleşiyor. Belki çocuklu aileler için karkas uygun. Ama bence coxuk varsa yine kimi plajına gidin derin.
Aya dynami plaji en güzel plaj ama ondan 2 tane var. İlkinden ziyade 2. Yi öneririm.
Sakiz adasinda bütün plajlar çok soguk o yüzden keyifli değil
Ama görselliği iyi. Gloria plaji da çok güzel. Merkezde kuduri rsteronı öneririm. Birde sahildeki restoranları onermem.kale içindekilere bakın.
Gezebildiginiz kadar köy gezin. Birde gerçek taverna da müzik yok. Gittiğin yer müzikli ise turistler içindir. Sakızdan 3 gün önce döndüm. Sorun varsa yaz
  • hacirotti  (10.07.25 01:50:38) 
[]

eskinin forumları neye döndü

2010-15'lere dek forumlar hala popülerdi.
sanırım facebook grupları ile forumlar birer birer azaldı.

ama artık facebook da eskisi kadar yaygın değil bir çok insan için.
eskiden forumlarda gördüğümüz ihtiyacımızı şimdi nerede karşılıyoruz?

şunu nasıl yaparım, bu nasıl olur gibi sorulardan bahsediyorum.
ben genelde bu amaçla burayı kullanıyorum.
arama motorlarında arıyorum -muhtemelen yerli/yabancı bi yerde bahsi geçmiştir.
bir de AI chatbotlara danışıyorum.

başkaları nerelere danışıyor?

koskoca internet büyük çoğunluk için instagram/twitter oldu gibime geliyor.

çoğunlukla iyi-kötü aradığımı buluyorum
ama kitlesi düzgün bir forum olsa güzel olurdu.


---
gerçi itiraf etmek gerek, forumların popüler olduğu zamanlarda kitle de içerik de çoğunlukla boş beleş şeylerdi. onun güzellemesini yapmak istemiyorum, ama yine de faydalı oluyordu.

 
bir çok konuda hatta niş konularda facebook grupları hala en iyi kaynak.
teknoloji forumlarının bazıları yaşıyor, donanımhaber de yaşıyor buralarda da cevaplar geliyor.

  • duyuruuser  (09.07.25 09:23:48) 
muhasebe ile ilgili konular için biz hala facebook grubu kullanıyoruz.

ya da şu sıralar epey karşıma çıkıyor, tesisat, tamirat, elektrik, elektronik, arduino, plak, otomobil vs. hepsi facebook grupları üzerinden yürüyor. her marka otomobilin ayrı grubu var mesela, hatta modellere göre birden fazla.
  • kibritsuyu  (09.07.25 09:29:48) 
facebook grupları. inanılmaz aktifler. her sorduğunuza anında cevap geliyor.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (09.07.25 09:32:17) 
Facebook +1
Facebook sahibi olmamın tek sebebi.

  • logisticsmanager  (09.07.25 09:56:56) 
Reddit.

Facebook'un hâlâ yasadigina inananiyorum.
  • feastofthedamned  (09.07.25 10:58:33) 
Güzel konu +rep. Eskiden wardom r10 iyinet forumtr gibi yerlerde gezinirdik. Şimdi gezdigim bir yer yok. Demek olay Facebook'ta dönüyormuş


  • onheil  (09.07.25 13:47:35) 
forum işi 2005'te falan bitti hiç de öyle 2015 lere kadar sürmedi. frmtr gibi forumsiteleri kaldı sadece. r1o da zaten webmaster sitesi. facebook sonrası forum sitesi diye bir şey kalmadı.


  • koela  (09.07.25 14:25:35) 
reddit. baska bir foruma ihtiyac yok. her sey derli toplu istedigin kitleyi bulup iletisime geciyorsun. bulamiyorsan sen yaratiyorsun.

quora.
  • antikadimag  (09.07.25 17:22:37) 
Yerli icerik olarak facebook gruplari ve telegram gruplari. (Donanimhaber bitti, en azindan teknik konularda)

Yabanci icerik reddit. Muthis bilgili adamlar/kadinlar muthis yardimseverler hala.
  • brkylmz  (09.07.25 17:36:40) 
Forum isi 2010 civari bitti
Inci + fb bitirdi. Fbnin sicramaya basladigi yillardi.
2005 forumlarin en iyi zamanlari. 2005te muadil yoktu yanilsam da mantiken bitemez gibi geliyor.
  • help im alive  (11.07.25 15:38:00) 
[]

Ekonomi, para pul işlerinden anlayanlara bir soru..

Örnek veriyorum mevduata, fonlara ne bilim borsaya vs yatirimlarimlarinizdan, kârinizdan şu kadar stopaj kesiyorum, bu kadar vergi aliyorum deniyor ya. Bunun üzerine de “insanları zorla dövize yastık altına itiyorlar” diye şikayet ediliyor.

Abi alınan dövizlerde veya kuyumcudan gidip aldığımız altinlar için de yüzde bilmem kaç vergi koydum veya işte yukarıdaki gibi stopaj keseceğim denmemesi için bir sebep var mı?


 
yok. sen bu yazıyı yazdın diye tutuklanmayacağının da bir garantisi yok mesela.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (09.07.25 09:00:17) 
döviz alımında kambiyo vergisi var zaten. altın için ise makas ortada. insanları bir nebze uzak tutuyor. ayrıca altın kısa vadeli al sat ürün olmadıgı için her halükarda yastık altına gidiyor. vergi konulması bu süreyi uzatır iyice


  • merkep gibi adam  (09.07.25 09:16:27) 
[]

Türk Telekom ve Vodafone

Turkcell kullanmak istemiyorum. Hangisi daha kaliteli, daha uygun? Sağ olun.




 
Yaşadığın bölgeye göre değişir ama genelde TT daha iyi çekiyor, Vodafone birçok yerde sıkıntılı gördüğüm kadarıyla


  • mustafakesekci  (09.07.25 08:22:03) 
Türk telekom.


  • duyuruuser  (09.07.25 08:27:55) 
Vodafone tekte alir


  • tahirkemalbozoglu  (09.07.25 08:58:58) 
telekom.

vodafone interneti leş.
  • jelly bear  (09.07.25 09:40:19) 
İnternet kullanacaksan Vodafone çok üzer.


  • infernalcadre  (09.07.25 09:56:46) 
Türk Telekom daha uygun geldi. Askerlik yaparken kullanmıştım. Ona geçeyim. Sağ olun. İnşallah telefon İnternet çekme problemi yoktur.


  • arbre  (09.07.25 10:11:37) 
vodafone berbat bir şirket türkiye'de yatırım falan yapmıyor markasının ekmeğini yiyor. tt iyi.


  • archmeister8  (09.07.25 11:14:57) 
Telekom diyenlerin akıl sagligindan şüphe duyuyorum


  • topkapiaksaray  (09.07.25 12:22:28) 
iki aydır vodafone kullanıyorum (öncesinde turk telekom'du -öncesi avea, daha da öncesi aycell :))-)

istanbul'da olduğumdan sanırım hiçbir fark yok bence.

hatta turk telekom'a gittim, oğlum dedim kaç yıllık müşterinizim bak vodafone'un böyle bir kampanyası var yok mu bana özel bir teklifiniz?

"abi dedi biz de hep tarife bitince uygun fiyatlı diye hat değiştiriyoruz" cevabı geldi :)

istanbul'daysan bence hiçbir fark yok aralarında.
  • makbur  (09.07.25 13:36:27) 
topkapiaksaray, neden


  • arbre  (09.07.25 13:45:22) 
[]

plak kayıtlarının neden daha güzel olması

o gelen cızırtılı ses, ruhuna doğru üflenmesi, canlılık çok daha kaliteli değil mi? teknik detaylarını bilmiyorum ancak 60 senede daha ileriye gitmesi gerekmiyor muydu bu kayıt işinin? ne zaman plak kaydı dinlesem müzik dinlediğimi hissediyorum. bu nedendir yoksa ben mi hülya görmekteyim?


çok net fark yok mu ya?

open.spotify.com
www.youtube.com

 
Çünkü daha kaliteli. Bana da dijital hiçbir şey analog şeyler kadar kaliteli değilmiş gibi geliyor. Muhakkak ki bi fark var


  • olaylar olaylar  (09.07.25 01:12:08) 
buna cogu kisi bir fark yok diyor ama bence de plaklar cok daha guzel geliyor kulaga.


  • antikadimag  (09.07.25 02:06:03) 
Bence biraz nostaljik bakıyorsunuz. Ancak kalite sübjektif olmasa da güzellik öyle; haliyle analog kayıttaki kusurlar (Mesela bahsettiğiniz cızırtı) ve kendine ait tınısı onu sizin için daha otantik ve ilgi çekici yapıyor olabilir.


  • salihdt  (09.07.25 05:04:57) 
romantizmden başka bir şey değil bence. adamlar bilmem kaç kanaldan kayıt alıp 3 boyutlu tertemiz milyon dolarlık ses sistemleri yapıyor. hâlâ çıkıp plak en güzeli ya demek biraz düz vites araba övmek gibi geliyor bana.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (09.07.25 08:53:39 ~ 08:54:55) 
Teknik açıdan cd ve dijital kayıpsız kayıtlar elbette plaktan daha kaliteli. Aksi plağın doğasına aykırı. Fakat sizin hissettiğiniz biraz plasebo ile plak çaların ürettiği harmonik bozulmaların insan kulağına hoş gelmesinden ibaret. Tercih meselesi yani biraz. Kimisi hiç bozulmamış ses istiyor (cd gibi), kimisi bu teknik ‘kusurları’ daha çekici buluyor. standart bir dslr fotoğraf makinesi aslında son model iPhone’dan daha iyi resim verir fakat çoğunluk iPhone’nun kasıtlı olarak ‘bozduğu’ fotonun göze daha hoş geldiğini söyler. Tam doğru örnek olmadı ama anlaşıldı herhalde.


  • orient blue  (09.07.25 08:56:18) 
Spotify ve YouTube gibi mecralardaki düşük kaliteli des kayıtlarını ana kartlara entegre ses kartlarına bağlı ortalama hoparlörler ya da asıl işlevi iletişim kurmaktan ibaret olan kablosuz olduğu için de bir miktar kayıp yaşayan kulaklıklarda müzik dinlemeye alışık olduğumuz için hissedilebilir fark olduğu doğru. Plak kaydı ve dinlediğimiz cihazlar elbette günümüz mp3'lerinden daha doyurucu. Kalanı için @orient blue +1

Bu arada cızırtı sesinden etkilenmek direkt romantizm. Cızırtısız temiz, güzel ses duyman lazım normalde ama o plaklar çok yapay gelir muhtemelen. Çünkü nostaljik ya da popüler havaya sahip değiller.
  • nawar  (09.07.25 12:29:57) 
plak kayıdından dinlemek dijital kayıttan dinlemekten açık ara daha kaliteli.
çünkü dijital kayıt en temelde 0 ve 1 ile oluşuyor.
teknik detaylarını yanlış verebilirim o yüzden fazla detaya girmeyim ama ama mesela spotify premium en fazla 320kbit/s ses kalitesi veriyor. free'si 120-160 civarı.
bu ne demek?
1kbps -> 1000 bit demek. 1 bit ise 0 ve 1'lerin her biri
320 kbps -> 320000 bitrate anlamına geliyor 1 saniye içinde.

bir de sample rate diye bir şey var, o da videolardaki frame'e denk geliyor gibi düşünebiliriz.

nasıl ki videolar aslında farklı karelerin peşisıra slayt gösterisi gibi değişmesiyse, ses dosyaları da öyle.

bu kbit sayısı ne kadar yüksekse ses kalitesi o kadar iyi oluyor.
hatta tidal gibi lossless müzik veren yerler de var.

sen stream yerine flac, lossless, wav dinlersen ses kaybı minimum oluyor. ama yine de oluyor (analog -> dijital çevrimi olduğu için)

plaklarda ise böyle bir çevrim yok.
bitrate olarak tanımsız diyebiliriz. 0 ve 1 gibi fragmanlardan oluşmuyor, ses bir dalga formatı şeklinde.

o yüzden daha doğal geliyor.

bir de plakları bluetooth olmayan bir kulaklık ile dinlersek yine dijitalleştirmiş olmuyoruz ve sesi doğal duymaya devam ediyoruz. ancak bluetooth ile dinlersen o zaman bozulma olabilir. çünkü bluetooth'un çalışma mantığı da datayı nano-saniye cinsinden bölüm veri paketi olarak göndermek.

---
bu şeye benziyor.
çabuk bozulan, raf ömrü kısa olan doğal ve ev yapımı bir yiyecek ile, pazarlaması raflaması satması saklaması uzun olan ama lezzetinde kayıp olan başka bir ürünü kıyaslayamaya benziyor.

----
ama sizin verdiğiniz bu iki kayıttaki fark neden?
biri youtube biri spotify.
üstelik spotify'dakinin müzik kalitesi daha yüksek.

farklı mastering sürümleri olabilir, aynı kayıt değildir belki ya da işlenme biçimleri farklıdır.
spotify’daki sürüm fazla işlenmiş, “temizlenmiş” görünüyor. aşırı filtreli fotoğraf ya da yapay zeka ile restore edilip fps'si arttırılmış film gibi.
ama muhtemelen en büyük sebep nostalji algısı, hafif cızırtının verdiği “gerçeklik hissi” etkiliyor olabilir (plasebo etkisi).

benim plakçalarım var. basit bir ürün ama buna rağmen mutlu ediyor oradan dinlemek.
radyo ya da kasetten çıkan müziği de seviyorum çoğu zaman.
bunlar kesinlikle bitrate'i yüksek bir dijital kayıttan daha az kaliteli ama çok daha doyurucu ve keyif verici.
  • biseysorcaktim  (09.07.25 13:11:44 ~ 13:14:47) 
teroride dijital analog farkı vs. ama eğer plağı direkt dinlemiyorsan yani arada youtube-spotify vs. bir platform varsa zaten dijital halini dinliyorsun. sana hoş gelen kısmı ses kalitesi değil nostalji hissi olmalı.


  • orpheus  (09.07.25 19:14:03) 
[]

İzmir'in en yaşanılası ilçesi hangisidir?

İzmir'in en yaşanılası ilçesi hangisidir?




 
Ben Urla derim


  • etna  (09.07.25 07:05:09) 
Araç var mı? İşe gidip gelme derdi var mı? Deniz mi seviyorsunuz yoksa sakinlik mi? ucu acık soru


  • HellKeePer  (09.07.25 08:07:21) 
ilçe merkezdeyse karşıyaka bostanlı. merkeze yakınlık açısından narlıdere urla en mantıklısı.


  • mikahakkinen  (09.07.25 08:30:22) 
Altyapı, ulaşım, demografik yapı, konum, iklim, trafik yoğunluğu gibi birçok kritere göre bence; Karşıyaka’da Bostanlı ve Atakent, Güzelbahçe’de sahil hariç Kahramandere ve Yelki tarafı, Urla’da da merkez.


  • orient blue  (09.07.25 08:49:11) 
ilçeden çok semt/mahalle fark eder bence. evka 3’te oturabiliyorsanız bornova da iyidir, sahilevleri’nde oturabiliyorsanız narlıdere en iyisidir.

işe gidip gelmek için yolda olmayacaksanız urla, güzelbahçe, seferihisar iyidir.
  • phoarbix  (09.07.25 09:07:19) 
ilçe değil bölge diyelim.

bostanlı/atakent
  • tchuck  (09.07.25 09:09:42) 
Güzelbahçe yelki
Bostanli

Yelki tabi güney fransa fiyatlarında. Uçmuş halde.
  • logisticsmanager  (09.07.25 09:21:15) 
Urla değil, kesinlikle tavsiye etmiyorum. Çünkü;
Bir kere ufak bir ilçe hatta kasaba, sıkıcı yazlık beldesi

Alışveriş vs sıkıntı sürekli izmire bağımlısın gitmesi gelmesi bi dert

Çok şaşırtıcı ama urlada deniz yok, urla merkezi yolun üst tarafında dağlık tepelik düz yolu olmayan bir yer

Deniz yolun altındaki mahallelerinde var

insanlar urlada yaşıyorum diyor ama kilometrelerce uzaktaki mahallelerinde yaşıyor çok dağınık bir şehir.

Ev bulmak filan çok zor evler hep eski ve 2 katlı

Sonuç olarak Urladan uzak dur.
  • infernalcadre  (09.07.25 09:54:56) 
yaşanılası ifadesi sizin için ne ifade ediyor? nasıl bir hayat tarzınız var, beklentileriniz neler? eğlence & sosyal hayat mı, doğa mı, kültür sanat mı, ulaşım kolaylığı mı, çocuk varsa düzgün kreş veya okul mu?

mesela urla yazılmış, benim için bakımsız, pis, aşırı pahalı, yazları aşırı kalabalık, overrated bir sahil yerleşimi ama bir sürü urla aşığı var ve bambaşka bir gözle bakıyorlar gibi gibi.

daha spesifik tarif ederseniz daha isabetli önerilerde bulunabiliriz.
  • Phoebe  (09.07.25 10:11:58) 
evden çıkmıyorsanız ödemiş-tire


  • 9kuyruklukedi  (09.07.25 10:17:27) 
Karşıyaka dışında izmir'de yaşamalık düzgün ilçe yok. Karşıyaka'nın da Bostanlı veya mavişehir tarafı iyidir. Genel olarak süper diyemeyiz.


  • runaway  (09.07.25 12:05:19) 
[]

ÖTV muafiyetli araç kullanımı

Selamlar. Ailem ananem uzerinden yüzde 90 engelli raporuyla ÖTV muafiyetli araç alacak. Bu otomobili araç sahibinin torunu olarak ben de kullanabilir miyim? Noterle atanmış şoför ibaresi sayesinde kullanabileceğim yönünde bilgiler mevcut. Konu hakkında bilgisi olan aydınlatırsa sevinirim. Teşekkürler




 
hayır kullanamazsın. eşi, çocukları ve damadı kullanabilir. (şoför olarak yazılabilir)


  • yazar yazmaz yazan yazar  (09.07.25 08:15:38) 
Önceden kolaydı, torun veya kan bağı olmayan kişi ile noter onaylı iş akdi yapılıp kullanılabiliyordu. İş akdi hala yapılabiliyor, fakat bunu defterdarlığa bildirmek gerekiyor. İş akdinin resmiyete dökülmesi gerekiyor. Sigortası olmalı (yanılmıyorsam minimum maaş 35bin gösterilip sgk ve primler bunun üstünden ödenmeli), işveren en azından basit usül vergiye tabi olmalı.

Trafikte yakalanırsa trafik durumu defterdarlığa bildirir, Ötv muafiyeti iptal edilir, muafiyete giren ötv için ödeme emri çıkartılır ve usül cezası kesilir.
  • krtkartal  (09.07.25 09:14:19) 
bulaşma. Zaten artık engelli araç almanın bir esprisi kalmadı 10 yıl bir aracı satamıyorsun. engellilerin doğru düzgün bir hakkı var dı onunda kötüye kullandıkları için o hakları devlet geri aldı.


  • jamswety  (09.07.25 14:49:42 ~ 14:50:28) 
[]

Kafa dinlemelik sakin yer onerisi

2 kadin olarak gidilebilecek fiyatlari arsa cikmamis, ulasimi kolay 2-3 gunluk tatil icin neresi var?




 
kaz daglari


  • ala09  (08.07.25 22:10:26) 
ulaşımı nerden kolay?


  • jelly bear  (08.07.25 22:32:04) 
Neredesin? Ona göre mekan söylemek gerek.

Ankara yakınlarında şöyle 1-2 saatlik yolculuğu göze almak şartıyla çevre ilçelerdeki bungalovlar evler iyi fikir olur bence.

Hatta ben bu aralar şuraya gitmeye niyet ettim, bakalım ne zaman yapacağım:

www.airbnb.com.tr

Resmen kafa dinlemelik.
  • muhayyer divan  (08.07.25 23:32:35) 
Cok pardon soylememisim, izmir- mugla civarlari


  • tuborg yesili  (08.07.25 23:32:41) 
datça


  • jelly bear  (09.07.25 00:24:21) 
izmir muğla civarında öyle bir ortam kalmadı. sağolsun istanbul ankara tayfası her yeri çoşturdu. datça yazmışlar, artık datça eskisi kadar sakin değil. araba varsa çeşme göründüğü gibi yoğun olmuyor. datça koyları da sakindir, yani diğer tatil yörelerine göre.


  • mikahakkinen  (09.07.25 08:33:20) 
kaz dağları +1


  • IcedFlames  (09.07.25 09:24:41) 
assos


  • cooperr  (09.07.25 09:32:21) 
Bodrum mazı köyü. 10 yıla yakındır her yaz gideriz. Sakin, temiz ve ıssız. İstersen pansiyon da tavsiye ederim. Golden sunset resort. Fiyatı da makul.


  • luluki  (09.07.25 10:41:36) 
Datça gayet de sakin. Marmaris Turunç Kumlubük de sakin ama merkezden ulaşım biraz sürüyor.


  • ekimoloji  (09.07.25 12:02:32) 
ulaşımı sıkıntı etmeyecekseniz Palamutbükü olabilir.


  • efx  (09.07.25 16:31:36) 
[]

Düzenli kitap okuyanlar

Fictional kitaplar okuma listenizin kaçta kaçına denk geliyor? Neden fictional romanlar okuyorsunuz?

Teşekkürler.


 
su aralar %99'u cünkü rahatlamak icin okuyorum. kafam zaten 40 seyle dolu, sabahin 7:30'unda da calismaya baslamisim, eve geliyorum, bir de sahsen ghent katedralindeki poliptigin hikayesini okuyamicam.


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (08.07.25 22:09:46) 
Yılın ilk altı ayına baktım, kurgu kitaplar yüzde 56’sını oluşturmuş
Ruh halime göre değişiyor neden okuduğum. Nitelikli kurgu kitaplardan da çok şey öğreniyorum. İyi bir kurgu eserin gücünü, etkisini küçümseyemem

  • bir fincan kahve ile film izlemek  (08.07.25 23:01:03) 
Sadece kurgu okuyorum, çünkü içinde milyonlarca ibret var. Bi de oturduğum yerden bi sürü yer geziyorum, bi sürü insanla tanışıyorum.


  • ciglik  (09.07.25 00:33:36) 
%10? belki daha az. universiteden sonra cok az fiction okudum. o da cok iyi referansi olan dostoyevski, tolstoy gibi klasiklerse veya cok iyi referans aldigim ilginc bir kitapsa.


  • antikadimag  (09.07.25 02:07:08) 
Yarı yarıya - Bazısını sırf eğlence olsun diye okuyorum. Hele bir önceki kitap uzun ve akıcı olmayan bir kitapsa. Mesela Richard Osman'ın Cinayet Kulübü romanları çok iyi gidiyor. Bazısını da başlı başına sanat eseri olduğu için.


  • salihdt  (09.07.25 06:28:24) 
'Fictional', kurgusal demekmiş Arkadaşlar. Siz de böyle cümlelerinizi İngilizce kelimelerle süsleyin. Daha havalı görünün.

Okuduğum kitap ilerlemiyorsa, okuyabilmek için şartları zorlamaya başlamışsam ikinci kitap olarak bir kurgu kitaba başlar, okumaya iki kitap paralel devam ederim.
  • Mirket  (09.07.25 06:38:13) 
@mirket: andropozunu başka yerde yaşa


  • sekizdokuzon  (09.07.25 09:42:24) 
benim de %99'u. daha çok seviyorum açıkçası.
polisiye, gerilim çok severim.
arada bilim kurgu tarzı şeyler de okuyorum.
ipek sabahlık'ı okumuştum mesela 2-3 kitap öncesinde. biraz zor okudum çünkü alışmışım bu türe. iyi kurgu candır. eğer güzel tasarlandıysa 14 dalda oscar almış filmden daha çok sarar.
  • matilda  (09.07.25 11:58:35) 
feminizm kitaplarini okumayi birakmalisin ve kitap okumayi azaltip, biraz da spor yapmalisin. depresyon ve hareketsizlik obeziteyi arttiriyor.


  • feastofthedamned  (09.07.25 14:43:44) 
171 boya 65 kiloyum, uza.


  • sekizdokuzon  (09.07.25 15:05:54) 
fictional kitapları okumamın sebebi: can sıkıntısı.


  • koela  (09.07.25 15:17:43) 
Kurgu da seviyorum ama elime ne geçerse okurum. İlk çağ tarihi de okurum, dünya tarihi de kurgu da.

Fictional olarak herhalde 3 kitaptan 1'i diyebilirim. Genelde kafa dağıtmak istediğimde Fictional romanlarına bakıyorum.
  • drako  (09.07.25 16:39:27) 
ağır betimleme çekemeyeceksem fiction okuyorum, genelde çok konsantrasyon gerektirmeyen public yerlerde okuyorum.


  • 9kuyruklukedi  (09.07.25 16:49:53) 
[]

İkinci kez yurtdışı gezisi yine heyecan veriyor mu?

Geçen hafta italya daydım. Harikaydı. Bu defa başka bi ülke istiyorum. İspanya ya da çekya macaristan sırbistan. Fotolara bakıyorum hep benzer mimari ve sokaklar...

Bu defa heyecanı olmaz sanki diyorum. Ya da aradan ne kadar zaman geçsin bi sonraki gezi için?

Akıl verin, dinleyelim...

 
heyecan veriyor da farklı tipte yerleri gezebilirsin belki. araya biraz zaman koyulabilir.


  • jelly bear  (08.07.25 21:55:36) 
Nasil benzer mimari? o_0


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (08.07.25 21:57:16) 
cek ve ispanya guzel rahat ol. he avrupa beni zerre heyecanlandirmiyor o ayri


  • ala09  (08.07.25 22:00:16) 
pbs.twimg.com :large

artık şehirleri, meydanları gezme devrinin kapanması gerekiyor. ülkelerin kasabaları, köyleri, göl kenarları gibi yerlerinin moda olması lazım. arkadaşlarımın insta hesabı okul gezisine dönmüş durumda, fransa italya bilmem ne tüm türkiye aynı yere gidip aynı şeyi yiyip geri dönüyor. fotoğraflar, açılar pozlar bile aynı lan .d
  • avatar is back  (08.07.25 22:05:42) 
Bana heyecan vermesine veriyor ama bir noktadan sonra üç yukarı beş aşağıya aynı olmasına hak veriyorum.

Gerçi bana heyecan vermesinin sebebi; hem imkanlarımın var olması hem neredeyse her gezide farklı bir tecrübe/deneyim elde etmem.
  • put it in your appropriate place  (08.07.25 22:27:43 ~ 09.07.25 22:13:09) 
Biraz fazla basite indiriyorsun gibi ve daha yeni bir yere gitmeden karamsarlık başlamış.
Sonuçta gittiğin yer sadece bina ya da sokak değil ki. Her şehrin kendine özgü bir ruhu var. Yemekleri, sokak lezzetleri, tarihi yapıları, müzeleri, gündelik yaşamı, etkinlikleri, gece hayatı... Şehir dışı doğası da bambaşka olabilir. Aynı ülkede, şehirden şehre farklılıklar da olur.

Hep şehir merkezinde takılmak zorunda da değilsin. Kısa çevre turları, yürüyüş rotaları, hatta yemek turları bile keyifli olabilir. Çoğu şehirde özel turlar da oluyor. Zaman konusu da kişiye bağlı ama illa çok uzun beklemek gerekmez, bir daha fırsat olmayabilir belki.

not: Fotoya göre karar da verilmez. Gidip görmek lazım. Faydalı youtube videoları da oluyor şehirler hakkında, onlara bakabilirsin.

mimari hakkında edit:

Büyük Avrupa şehirlerinde mimari ilk bakışta benzer gelebilir ama her yerin kendine özgü detayları var. Rönesans, Barok, Gotik gibi mimari akımlar birçok şehre yayılmış, bu da benzer cepheler, taş binalar, kemerli pencereler gibi ortak görünümler yaratmış. Ayrıca eski şehir planlarında dar sokaklar, büyük meydanlar, merkezi katedraller gibi benzer yapılar sıkça görülüyor. Ama biraz dikkat edince farklar ortaya çıkıyor. Bazı yerlerde modern yapılar, bazılarında ünlü mimarların dokunuşları öne çıkıyor, mesela Barselona'da Gaudí eserleri gibi.
  • ermanen  (08.07.25 22:45:55 ~ 23:02:10) 
kültürün bağlamını anlamaya çalışırsan 100. gezi de heyecan verir. seni tenzih ederim ama sırf pisa kulesi, eyfel vb. önünde selfie çekip paylaşmak için gezenler var. bu şekilde gezilirse aynı tip kilise ve binalardan sıkılırsın. ama ispanya'ya gittiğinde prado müzesinde 1 gün geçirip önceden seçip üstüne okuma yaptığın resimleri görürsen heyecan duyarsın. veya tapas kültürünü araştırıp orda farklı yerlerde tapas denersen daha fazla zevk alırsın. mümkünse oranın insanıyla sohbet edersen bağlamı anlamana katkısı olur.


  • merhum  (09.07.25 08:23:27) 
neden vermesin ama 4 den sonra falan daha az heyecanlı? benzer mimari olabilir ancak kültür farklı. ya dünyada her yer aynı kafasındaysanız. o zaman yeterli. ben param olsa her hafta başka ülkeyi gezerim.


  • mikahakkinen  (09.07.25 08:29:21) 
İtalya ile Çekya'nın yapısı-mimarisi farklı. Sırbistan'ı önermiyorum bu tip Balkan ülkeleri vize sorunu nedeniyle popüler oldu. Y.dışı diyince kendini Avrupa ile sınırlama. En son Avrupa gezimi 2019 yılında yapmıştım, Schengen saçmalığı nedeniyle artık kendi çapımda boykot ediyorum. Üzerine farklı tatillerde 9 farklı ülkeye gitmişim ve her birinde farklı bir heyecan duydum. En son Nisan ayında tatilden döndüm, bugün fırsat olsa aynı heyecanla giderim zira önümde yapmak istediğim en az 4-5 farklı tatil turu var.

Bütçen-fırsatın varsa elbette gez. İmkan varsa farklı coğrafyaları da gör, özellikle Asya ülkelerini. Tatilini çeşitlendirmeni öneririm, yani sadece 1-2 tane şehir merkezi görüp geri gelmemelisin. Örneğin Tayland'a gidersin; nefis plajlarda deniz tatili yaparsın, doğasını görürsün, gece hayatını deneyimlersin, bambaşka bir inanç sistemi var onları görürsün gibi. Örnekleri çeşitlendirebilirim.
  • Lethe  (09.07.25 09:07:46 ~ 09:10:21) 
abi sen bi daha gitme bir kere gitmissin yeter :)


  • bay b  (09.07.25 10:20:59) 
ilki kadar heyecanli olamaz.

ben gürcistan'a yürüyerek gecmistim ilk yurt disi tecrübemde. siniri gecince paranin degismesi, dilin degismesi, her sey cok sasirtmisti beni. kaldi ki gürcistan sinir komsumuz yine de bize benzeyen bir ülke denebilir.

sen italya'ya gitmissin. daha da uzak bir ülke.

ama her ülke farkli, zaman gectikce bir daha gidisinde de farkli olabilir. heyecan, keyif her zaman var ama ilkinde yasadigin deneyim kadar olamaz bence.
  • sonsuz  (09.07.25 11:15:33) 
ayrica avrupa genel olarak fazla konforlu ve belli bir standarda sahip bir kita.

daha uzak daha farkli yerler istiyor insan.
  • sonsuz  (09.07.25 11:17:06) 
1 ... •2345678910• ... 11727   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.