[]

her şey zor geliyor

köy değilse de köyden farkı olmayan bir yerde büyüdüm.
soğuğu da sıcağı da hatırlıyorum.
sobalı evde büyüyenlerin hatırlayacağı gibi tuvalete koşa koşa gider ya da üşümekten gitmezdik.

kırsalda çocukluğu geçenler hatırlar daha bir sürü zorluğu vardır.
bakkaldan ekmek almak bile lükstür, yarım saat yürümek normaldir.

şimdilerdeki yaşam tarzımız bundan çok çok uzakta.
çocukluğumdaki normal şeyler şimdilerde inanılmaz zor geliyor.

iki yumurta kırıp omlet yapmak bile zor gelmeye başladı.

mesela eskiden soğuk suyla duş aldığım olurdu.
şimdi yazın bile sıcak su istiyorum.
ayıp olmasın diye plajlardaki suyla yıkanıyorum ama imkan olsa sıcak su seçerdim.

ee bu böyle nereye kadar gidecek?
çok kırılgan olduk.

ne yapmalı?
var mı pratik önerileriniz?

edit: başlığı editledim. toplumsal bir şey değil, kişisel bir serzeniş bu.

 
kampa git. orda böyle imkanlar yok.


  • jelly bear  (13.07.25 17:27:09) 
Bundan 1000 yıl önce sorsak onlar da bunu derdi. Bu her kendisinden sonra gelen nesli eleştirmeye benzemis. Bu mantıkla bundan 100 yıl önce günde 14 saat falan çalışıyorduk, haftasonu yoktu. Şimdi 10 saat çalışsak oluyoruz çok kirilgan olduk. Denir mi? Denmez.

Bahsettiğiniz şeyler sizin derdiniz biraz. Soğuk su da omlet yapmak da hayatımda zorlukla karşıladigim şeyler değil ve yürümeye özen gösteririm. Özel calismalarla yaptığım şeyler değil, oldukça basit sıradan şeyler bunlar.

Bana kendi psikolojik sıkıntılarınıza sosyolojik açıklama arıyorsunuz gibi geldi.
  • logisticsmanager  (13.07.25 17:33:12) 
örnekler belki hatalı daha manalı örnekler vermem gerekirdi belki.
marketten alışveriş yapardım önce, şimdi poşetleri taşımak zor geldiği için online sipariş veriyorum.

birazcık zora düşünce hemen pes ediyorum.

önceden spor salonunda bile kendimi zorlayıp limitlerimi zorlarken, şimdi o da zor geliyor gücümün yüzde sekseni ile kaldırıyorum mesela.

uzun uzun koşarken, hatta maraton bile koşmuşken, şimdi 5 dk koşunca tamam yeter bu kadar diyorum.

bunun gibi örnekler.

çoğul konuşma sebebim sosyolojik bir çıkarımdan öte hepimiz az çok böyleyiz. ama kendim için sordum. toplum ne yapsın diye değil, bu durumdan muzdarip olanlar ne yapsın diye.

hayatın getirdiği konforu reddetmek değil amacım, bu konfor olmayınca neredeyse yakıtı bitmiş arabaya dönecek olmamız bence sorun.

hiç zora gelemiyoruz. evet eski neslin yeni nesli eleştirmesine benziyor bu.
  • geçici kullanıcı  (13.07.25 17:37:42 ~ 17:38:43) 
Biraz gene kendin dertlerin gibi. Evet 10 sene öncesine hatta bir sene öncesine göre daha çok bizi rahatlatacak, hayatımızı kolaylastiracak şey var da bu hep böyleydi. Sana denk gelmedi yani. Misal eskiden su almaya köyün merkezine inerdin yani eğer olayimiz suysa. Ne bileyim bakkal falan yoktu zaten kendin uretirdin. Yani seni 20-30 sene önce köyde durduran ne, 100 sene öncesine neden inmiyorsun?

Abi kusura bakma ama yakın cevremde bahsettiğin şeylerden sikayet eden insan yok. Birazcık zora düşünce pes ediyorum bence senin kendi psikolojik sorunun yani, buna odaklan.

Konfor olmayinca neden öyle olalim sana yemin ediyorum insanin bir şeye alışması max 1 hafta hadi 1 ay alsin. Insanlar toplama kampindaki hayata bile alıştı, sen eve alışveriş gidince patlariz diyorsun yani.
  • logisticsmanager  (13.07.25 17:49:57) 
okurken icim daraldi. git bir disari nefes al gel.

pesimist birisin ya da depresyondasin.

hetero erkeklerin ilham aldigi david goggings falan var. onlarin videolarini izle.
  • sonsuz  (13.07.25 17:52:53 ~ 17:54:52) 
Konforun,kolay yoldan elde edilen hazzın köpeği olduk. Bu kadarı fazla, insan zihni için tehlikeli. Bizim gün içinde belli mücadelelere girip kendimizi eylememiz ve doğal yoldan seratonin, dopamim, endorfin salgilayabiliyor olmamız lazım. Mücadele şart yoksa beynimiz de küçülüyor.


  • sekizdokuzon  (13.07.25 18:00:58) 
Kişisel önerilerim de spor yapmak, hazzi ertelemek (ekran süresini azaltmak gibi), ara sıra sağlam diyetler yapmak. Kolay yoldan ulaştığın sonrasında içini boşaltan ne varsa arana mesafe koymak. Hazzı alt eden acıyı da alt eder.

Yoga felsefesi bana bu konularda muazzam bir perspektif katmıştı, oraları da araştırmanı öneririm. Patanjali yi araştırmakla başlayabilirsin.
  • sekizdokuzon  (13.07.25 18:04:12 ~ 18:08:40) 
bunlar aslında tüketim alışkanlıklarımızın değişmesi ve dopamine çok kolay erişebiliyor olmamızla alakalı. dopamine sık ve kolay erişmek de bize sağladığı doyum hissini azaltıyor, duyarsız hale geliyoruz. böyle durumlarda zor da olsa algımızı değiştirip kendimizi daha zor şeylere itmemiz gerekiyor, yoksa depresyon gibi mental hastalıklara yakalanıyoruz, bu da karar mekanizmalarımızı bozuyor. yürüyüş yapmak, spor yapmak, online alışverişi bırakmak, telefon/tv/pc sürelerini azaltmak hatta tamamen kaldırmak gibi şeylerle kendini tekrar duyarlı hale getirebilirsin, yetmediğinde de yardım alabilirsin.


  • nolmus yani  (13.07.25 18:27:24 ~ 18:28:08) 
  • nolmus yani  (13.07.25 18:29:33) 
Bir de bu sorgularla depresyona giren insan kalitelidir. Depresyon shaming yapanları önemseme. Benden sana full destek, doğru sorular soruyorsun. Okuduğum en nitelikli duyurulardan birini yayınlamışsın.


  • sekizdokuzon  (13.07.25 18:36:05) 
köyde büyümedim, çocukluğumda az pazardan poşet taşımadım. şu an hepimiz aynı durumdayız. çok tembelleştik.


  • gurur  (13.07.25 19:49:00) 
İnsan her şeye alışabiliyor. Sizi tekrar o çocukluğunuzdaki hayatınıza koysalar bir süre zorlanırsınız ama sonrasında bir şekilde uyum sağlarsınız çünkü hayat devam etmek zorunda.


  • peki madem  (13.07.25 20:06:56) 
Bu durum biraz mitokondri sorunu gibi geldi bana, bir de kan değerlerinde eksiklik, depresyon var gibi geldi.

Elbette öncelikle lütfen kan değerlerini kontrol ettir, gerekiyorsa endokrin kontrolünden geç. Diğer şeyleri de doktorlar halleder.

Fakat şu da var, aklımızda olsun:

Ülkecek, milletçek çok çok uzun zamandır çok yüksek seviyede ve çok yoğun stres altında yaşıyoruz. Kiminde bu stres beynin kendini koruyabilmek adına donma tepkisine bürünmesine yani hareket etmeyi reddetmesine sebep oluyor. Bunu pandemide yaşamıştım, o kadar korkmuştum ki, fark edebildiğim en az 3 ay boyunca günün en az 18 saati boyunca uyudum. Öyle bir korkuyu, öyle bir stresti.

Herkesin kendi hayatı kendine zor zaten, bir de ülkenin her konuda çürümesi bizleri kim bilir ne hallere koyuyor, senin bu halin belki de bundan kaynaklıdır.

Çözüm olarak ne diyebilirim bilmiyorum. Doğaya sarılmak, toprağa ağaca güneşe suya sarılmak ve doğada yürüyüş en kestirme yoldur aslında. Ama yapacak yerin ve vaktin var mı o önemli.

Sözlü müziklerden, sosyal medyada gereksiz zaman harcamaktan, haber dinlemekten, şikayet hissinden olabildiğince uzaklaşmak da bir çözüm olur. Şükredilesi çok şey var ama bunu tahrip edilmiş dinsel anlamda söylemiyorum, kendini desteklemek için, var olanın farkına varıp güç toplamak için tavsiye ediyorum.

Kanına muhakkak baktır, magnezyum omega 3 d vitamini çinko takviye et. Demirin folik asidin b vitaminin önemli. Kendini bırakma bak bırakırsa toparlamak ölmekten daha zor olur.
  • muhayyer divan  (13.07.25 23:08:47) 
Ayrıca @nolmus yani +111


  • muhayyer divan  (13.07.25 23:10:06) 
Zorunda değiliz çünkü. Zorunda olduğumuzda o ihtiyaçları karşılamak için illaki kalkıp harekete geçeceğiz ama şu an eve sipariş verme imkanım varken neden kendim o poşetleri taşıyayım diye düşünüyoruz. Ve bu döngü siz kendinizi zorlayana kadar geçmeyecek.
Her hafta bir şeye zorlayın kendinizi, bir süre sonra eski halinize dönmeseniz dahi belirli bir ilerleme kaydedersiniz.
Bu dopamin ilişkisinden bir tık farklı sanki, rahata alışma hali ve bunun sürekli olması isteği, biraz kendinizi rahatsız etmeye çalışın
  • hayalhayal  (13.07.25 23:15:37) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.