"Çocuklarınız sizden gelirler ama sizin değildirler."
Sen çocuğa senin karnında büyüyor diye seninmiş gibi bakarsan, ya da senin değil ama bir tanrının kulu gibi bakarsan ve o tanrı ve kültürün o çocuğu aldırmayı cinayetle eş görüyorsa işin zor. Aldırmazsın. O çocuk büyük ihtimalle hayatı boyunca tarif edilemez binbir eziyet ve güçlükle yaşar, annesi babası kardeşleri büyük ihtimal vicdan, suçluluk, suçlama, utanma ve bilemeyeceğim başka duygularla büyütür.
Büyük ihtimal diyorum, çünkü bence nadir de olsa sağlıklı beklenirken bir özürle doğan, aileye sadece mutluluk getiren, kendi de mutlu yaşayan çocuklar da var. (İstisnai bir örnek vereyim:
www.quora.com Ama karşınıza Türkiye'de engelli/özürlü doğan 100 çocuğu ve ailesini alın ve bakın. Sanmıyorum ki çoğu durumundan memnun olsun.
Doğru, yanlış çok tartışmalı olur bu konuda. Doğru ve yanlış dediğimiz şeyleri de biz, inancımız, kültürümüz oluşturuyor. Ama o çocuğun, anne/babanın, kardeşlerin, toplumun sağlığı için gerekli olan, aldırılmasıdır. Aldırmayan da ömür boyu sürecek, birkaç kişinin yaşayacaklarının sorumluluğunu aldığını bilerek ve isteyerek aldırmamalı. Birileri yasakladığı için değil...