[]

danton'u yazdığında 22 yaşındaymış

selamlar,

danton'un ölümü adlı tiyatro oyunu yazan büchner, bunu yazdığında 22 yaşındaymış. Alman bir yazar olmasına karşlın fransız ihtilalilini çok iyi yazmış. ben bu oyunu okurken neredeyse bir şey anlamadım. dipnotları falan vardı, onlara bakarak anladım da bir sürü şeye temas etmiş.

o adam 22 yaşındaymış. almanya doğumlu. fransız ihtilalini çok iyi biliyor. ben de aynı yaştayım. onun gibi bir şey yazmasını değil, okumasını bile beceremiyorum. benim cahilliğime verin bunu. ancak toplumca kör-topal olduğumuz konusunda hemfikiriz. yeni nesilin ne kadar boş bilgilerle donatıldığına dair bir başlık bile vardı, sözlükte de tartışılıyor sürekli.

italyanca ve fransızca alanında da uzmanlaşmış, ve öldüğünde 23 yaşındaymış bu adam. ben ingilizce ve fransızcayı öğrendim yine türkçe'nin yanına, gak-guk'tan hallice. bir şey yazacak olsam, namümkün yabancı dilde yazxmam.

türk edebiyatında da var çok nadide örnekler. yirmili yaşlarda başarmışlar bir şeyler. onların o yaştaki bilinçleri, bizim nesildeki 8 10 insana bedel!

fatih'in istanbul'u fethettiği yaştasın minvalinde bir soru oldu bu. ancak gerçek şu ki, boş geçiyor günlerimiz. çok belli ki iyi bir şey yapamayalım diye çabalıyorlar. öğrenelim diye değil itaat edelim diye pompalıyorlar sürekli. bunun ayrımına varmak istiyorum, birilerinin güdümünce değil, bireysel olarak kazanmak istiyorum bu bilinci.

kendimi geliştirmek, öğrenmek, tefekkür etmek, çalışmak istiyorum. olabildiğince filtreliyorum kendimi gerekli ve gereksiz konusunda. ancak yeterli değil. bahsettiğim şey bir bilgi açgözlülüğü değil. eskiyle kıyasladığımızda boş yaşıyor olmanın getirdiği bir sorumluluk.

sorum şu;
ne yapmalı? ne okumalı? ne öğrenmeli? yerli yabancı vardır aydınlar bu konuyu ele alan. fikir aşılayan değil, çözüm arayan. balık veren değil, balık tutmayı öğreten.

zaman değerli, zaten kısıtlı boş zamanım var. bir şeyler okuyor inceliyorum zaten, belki farketmediğim ayrıntılar gözüme çarpar diye bu soruyu tartışmaya açıyorum.
iyi günler.

 
carl sagan'ın karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı isimli kitabı da okuyacaklarınızın arasına eklemenizi tavsiye ederim. Bu kitap, doğru sorgulamanın, bilimsel düşüncenin ve şüphenin kullanımı hakkında müthiş bir yol göstericidir.

Ayrıca öğrenmek bir çemberdir. Neresinden başlarsanız başlayın başladığınız yer başlangıçtır. Okuduklarınız, öğrendikleriniz size çemberde daha hızlı hareket etmenizi sağlayacak. Herkesin yolculuğu sonunda kendine varır.
  • thracia  (08.12.14 16:00:32) 
thracia - e^{i/pi}

bertrand russell-sorgulayan denemeler
michael shermer-insanlar neden saçma şeylere inanır
kitapları ile komboyu tamamlayıp bilimsel yöntem ve safsatayla başa çıkma gibi mühim meselelerde temel oluşturulabilir.
eski bilim ve teknik sayılarını içeren dvd edinilirse arada iki makale atıp iki çeviri haber okuyup, neticede evrenin gerçekçi bir temsilini kafada oluşturabilirsin.
yakın tarihte de mesela liberalizmi sosyalist eleştiriyle, sosyalizmi anarşist düşünceyle, anarşist düşünceyi otoriter ve/veya liberal düşünceyle karşılaştırmalı okuyup, tongaya basmaktan kaçınabilirsin. tarih tahriften ibaret olduğu için, gerçeği bulabileceğini ben zaten sanmıyorum. ama amaç yine gerçeğe yakın bir görüş sahibi olabilmek.
dünya klasiklerini 80 öncesi basımlarından okumak ayrı bir kültür katacaktır. oblomovun mesela 3 ciltlik eski bir çevirisini okudum, ortasıda bir teşhis sonucunu anlatır bir doktor raporu vardı. bugün hala o metni arıyorum. güncel çeviriler bok gibi afedersin. o ruh, o tıkır tıkır yerine oturan dede kelimeleri yok artık.
mesleki nosyonunu kullan. hukuk, mühendislik, tıp gibi nosyonların varsa, yardırıp gideceksin zaten. fen bilimleri okuduysan da böyle bir kanal bulman zor olmayacak.
snrasında sırasıyla sosyoloji, psikoloji, iktisat, coğrafya, tarih eğitimi çoktan aza doğru, entelektüel birikime katkı yapan şeyler. bunları silah olarak kullanabilirsin.
ben mesela bizim bir derste bir reaksiyon kinetiği denklemine adını veren mikrobiyoloğun, mikrobiyolojinin evrime uygulanmasında öncü olduğunu öğrenmiştim. bu adamın en has kitabını, bizim okulun inşaat mühendisliğinden mezun olan bir "şantiyecinin" çevirdiğini, bu şantiyeci adam bizim alan dışı felsefe dersine konuk olarak katıldığında fark etmiştim. nerden nereye. piyuv. merakını besledikçe büyüyecek. yolun yol değil. allah yar ve yardımcın olsun :D
  • namus ninjası  (08.12.14 17:26:39) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.