Birazcık sabretseydiniz uzunca bir cevap yazıp göndere bastım ama duyuruyu silmiştiniz.
Bakın güzel kardeşim, etik denen bir olgu var. Hiç hırsızlık falan gibi şeyleri düşünmeden, diğer kayıtları göz önüne almadan, önce buna bakalm.
Bir bürokratın evinden yüklü miktarda nakit para çıkması (isterse helal kazanmış olsun) etik değildir. En basit devlet memuru bile periyodik olarak mal varlığı beyanı yapar. Eğer beyanının ötesinde bir para hareketi olursa soruşturma geçirir.
Rte'nin şu ya da bu yolla o kadar parası olabilir. Birisi kaşını gözünü sevdiği için bile vermiş olabilir. Ama bunu mal varlığı beyanı ile belgelemesi gerekmektedir. Bunu yapmadığında haklı olarak bir soruşturma geçirmesi gerekir. Devlet, 'kardeşim sen bu parayı nereden buldun, de bakayım' diyebilir. İş o noktaya gelse bile çıkıp paranın kaynağını açıklar ve biz de deriz ki ha demek buradan bu parayı kazanmış.
Halbuki iş bu şekilde ilerlemek yerine bu iddiaları öğrendiğimiz kayıtların montaj olduğunu söylemek ile geçiştiriliyor.
Montaj mı peki? Olabilir (aslında olamaz da biz yine hüsn'ü zan edelim). Bunu anlamanın da yolu var. Bir forensic audio kuruluşu kayıtları inceler ve bir rapor tutar. Bu rapor der ki 'biz şu şu şu yöntemlerle ilgili kayıtları inceledik ve şu gibi bulgular tespit ettik'.
Halbuki bunların ne şekilde montajlandığına dair en ufak bir rapor yayınlanmıyor, bir bakan diyor ki 'tübitak inceledi sı-fır-la diye heceler birleştirilmiş'. İyi de Tübitak zaten başbakana bağlı bu bir, bir ikincisi de öyle ise bile bir rapor yaz da görelim nasıl montajlanmış. Tüm bunlar olurken bir yandan süren kovuşturmalar da hukuka aykırı yöntemlerle sonlandırılıyor.
Sadece şu kadarı bile aslında yeterli ama bu sizi tatmin etmiyorsa diğer kayıtlara ve kayıtlar karşısında takınılan tavırlara bakabilirsiniz.
0