Aynı korku bende de var. Metrobüste, metroda, vb. geriliyorum. Hem bilcümle gruplardan, hem de fucking machine in my head'in dediği devlet teröründen de korkuyorum. Yapılıp yapılıp bir o grubun, bir bu grubun üstüne atılmaları da bilinmedik şeyler değil; eski MIT üyelerinin itirafları arasında bol bol yer alan şeyler. Hiçbir kurum ve kuvvetin sütten çıkmış ak kaşık olduğuna inanmıyorum.
Zaten IŞİD ve PKK'yı geçtim; normal dışarı çıkmaya bile korkar oldum. Kafana üstgeçit düşer, ölürsün. İskelede yürürken otobüs girer, ölürsün. Dolmuş ezer, ölürsün. Asansör düşer, ölürsün. Metro kaza yapar, böğrüne kocaman demir saplanır, cankurtaran gelmez. Olasılığı ve etkisi küçük olmasına rağmen, bu tür olaylar boku çıkarcasına artıyor her gün.
Dışarı çıkmazsan ne olacak; evinde otururken deprem bekler ve ölürsün. İşyerimin betonları zaten çürük ötesi. İşe yeni geldiğimde bir güvenlik camı vardı, kırılması binanın tehlikede olduğunu gösteriyordu. Cam kırılalı 4 sene oldu, 2 sene sonra bina yıkılacakmış da yenisi yapılacakmış daha. Şu şehirde ileriki 10 yılımı göremiyorum ciddi ciddi. Başına bir şey gelenlerin benden bir farkı mı var ki? Onlar da benim gibi amaçlı veya amaçsız dışarı çıkmış insanlar. Benim tek şansım o zamanda orada olmamaksa, onun da tek şanssızlığı o zamanda orada olmak.
Ama şu da var ki, korkunun ecele faydası yok. Kaderci değilim, "Ölmek varmış kaderde" diye düşünmem asla. Hastalıksız ve zamanında önce olan ölümlerin her biri, birilerinin mallığının işaretidir gözümde ama olasılıklar üzerine hayatımı durduracak, bitkisel hayata girecek değilim. O sinirle "Ölürsem de ölürüm, yeter be" havasına girdim.
0