şu "o çocuklar dandik motorla gidiyor", "kıçınızı kaldırıp yumurta kıramıyorsunuz" edebiyatına da bayılıyorum.
ulan sanki çocukları sabahtan akşama kadar çalıştırıp afrika ormanlarının derinliklerine gönderiyoruz bize yumurta getirsinler diye.
sana ne benim pişirdiğim yumurtadan kardeşim, ben parasını verip hizmet alıyorum. sen gönderim yapacağını söylüyorsan yaparsın. yağmur varsa, hava koşulları tehlikeliyse gönderim yapma ki bilelim biz de ona göre yumurta mı kırıyoruz başka yerden sipariş mi veriyoruz onu bilelim.
çok saçma yerlerden bakıyorsunuz olaylara. musluğu kapatacağınıza, kapıyı kapatıyorsunuz su dışarı çıkmasın diye. hayatımda gördüğüm en aptalca savunmalardan biri şu "yumurta kıramıyosunuz" muhabbeti.
alt tarafı kurye aq sanki savaşa göndertiyoruz adamları. bizim anamız babamız saraylarda büyüdü zaten, herkesin dünyası güllük gülistanlık ama her gün sipariş götürürken çatır çatır kuryeler ölüyor. yapmacık, içi boş, saçmasapan bir duyarlılık.
0