başlarken
safe word'ümüzü bi belirleyelim. :)
istisna. çünkü binlerce değişken var, karakterlerimizi belirleyen. ama isim de karakter de ortak bazı kodlar taşır genellikle.
aileler çocuklarına isim koyarken sosyo kültürel ve ekonomik durumlarını ve hangi sınıftan, anlayıştan geldiklerini belli ederler. istisnai durumlar dışında, bu durum isimlerle ilgili kimi genellemeleri mümkün kılar. elbette bunlara göre hareket edemez, insanları isimlerine göre yargılayamayız, ama ister istemez bir izlenime kapılırız.
bir sanıdır bu. çok itimat etmedikçe bir zararı yoktur. ve kesinlikle
saçma değildir. buna benzer onlarca, yüzlerce sınıflandırma ölçütü kullanırız insanlarla ilgili. yürüyüşlerinden tutun, yüz yapılarına; seçtikleri kelimelere, saçlarının şekline, ten renklerine vs... yüzlercedir ve tekrar ediyorum, saçma da değildir; yeter ki onları kesin ve şaşmaz birer delil olarak kabul etmeyelim. aşırı önyargılı olmamıza sebebiyet vermelerine müsade etmeyelim. hepsi bu.
soruya dönersek, esasen isime bakıp yaptığımız tahlil, kişilerin karakterleri ile değil de karakterlerini şekillendiren büyüdükleri ortamla ilgilidir. bu ortamlar, insanların karakterlerini doğrudan şekillendirdiği için isimler ve karakterler arasında bir paralellik oluşur.
adı hacer olan bir kız mesela... bana hemen bir izlenim veriyor daha görmeden. nispeten alt ekonomik sınıflardan, düşük gelirli bir aileden geliyor. annesi temizlikçi olabilir. babası kapıcı olabilir. ve şayet tıbbi bir engel yoksa kesinlikle tek çocuk değildir. hatta muhtemelen bir erkek evlat edinene kadar ana babası üretimi durdurmaz. hacer biraz içine kapanık olacaktır. çok fazla tahsil yapmaz. erken evlenir gibi. ev işleri ödevlerinden önce gelebilir. ne bileyim!
esmanur mesela... daha ziyade, biraz daha mütedeyyin ailelerde karşılaşılacak türden bir isim. dolayısı ile esmanur'ların gördükleri muhtemel eğitimi ve aile yapılarınında karşılaşılacak baskın motifleri ilerleyen yıllarda onlarda kişiliklerine sirayet etmiş bir şekilde görürüz. dolayısı ile esmanur'a baktığımızda hakkında kimi öngörülerde bulunabiliriz. mesela esmanurla bir bar tuvaletinde sevişme ihtimalin kuşkusuz var; ama düşünmek bile biraz abestir.
istanbul mesela. okan bayülgen'in daha büyümemiş çocuğu. yine bana bambaşka bir izlenim veriyor. alacağı muhtemel eğitimi ve babasının/annesinin çevresini ve hayatlarını düşününce esmanur ile pek de ortak noktaları olmayacak. hacer'le de bir araya gelebilecekleri ortak bir sosyal zemini pek bulamayacaklar. ama
demre, istanbul'un en yakın arkadaşı olabilir. bilemeyiz. orta halli bir memur çocuğu olan, ailesi tarafından el bebek gül bebek büyütülen pozitif, neşeli bir insan olan
yonca ile de tenefüslerde vakit geçirebilir; ama lise çağına geldiklerinde aralarına bir soğukluk girecektir kuşkusuz. çünkü yonca'nın babası, kızını demre ve başak'la çok samimi görmek istemeyecektir.
kısaca, basit ve yüzeysel izlenimler, diyebiliriz. hesabı yuvarlamaya, pantolona sığmaya yardımcı olur. farkında olmasak da vardır bu ve benzeri önyargılarımız. ve kimi noktalarda hayatımızı kolaylaştırır, karışıklıkları giderir, bizi daha pratik yaparlar vs vs... isim bazında düşünmemek gerekir yalnızca.