ve işin komik yanı, bu sefer abdullah gül ve bülent arınç gibilerin ona hak vermediğini, ama arkasını toplamaya çalışırken, bir türlü işi yoluna sokamadıklarını düşünüyorum.
çünkü hem kendi aralarında organize görünmeliler, hem direk olarak başbakana karşı çıkmamalılar, hem de ortamı sakinleştirmeliler.
döndüğünde kesinlikle yine kızıştıracak ortalığı.
ben öyle düşünüyorum.
edit:
yani ben hayatımda akp'ye hiç oy vermedim, ama açıkçası şimdi bakınca abdullah gül'ün yüzünden üzülüyor olduğunu ve durumdan etkilendiğini anlıyorum.
ya da bana öyle geliyor.
çünkü başbakan kişisel karar veriyor.
yüzde 50'yi zor tutuyormuş.
o yüzde 50'nin (her zaman dediğim gibi) sadece yüzde 83'ün yarısı olan, yani toplamın yüzde 42'si olduğunu unutuyor.
oy kullanmamış olan kesim çok büyük.
üstelik o yüzde 42'nin de nasıl yüzde 42 olduğunu tartışırım.
huzur evinden oy toplamakla olmuyor o iş.
ha, tabii ki aslında azıcıklar demiyorum.
yani bu dediğimin etkisi olsun olsun yüzde 5 olsun.
bunun yanı sıra, mhp böyle bir şey dese korkarsın, adamlar ülkücü, ülkü ocaklarını üstüne salar falan, yani bir nebze tehdit oluşturur.
ama akp seçmeninin "çoğu" zaten belli bir yaş üstü, evli barklı, eğitimsiz, çoluklu çocuklu, sadece dayılanmayı bilen insanlar.
elbette yandaşı vardır, biz nasıl genciyle yaşlısıyla sokağa döküldüysek, onlar da dökülür sonuçta.
ama işin büyük kısmı blöften ve topluluğu paniğe sürüklemekten ibaret bana göre.
o sokağa çıkacak olan ak gençlik de zaten sokakta bu arada.
tophane civarında bıçak çekip çekip höt dedin mi kaçıyorlar bu olaylar sırasında.
üstelik bu süreçte kimsenin fikir değiştirip "akp'ye oy vereceğim" dediğini sanmıyorum.
aksine, kendi tabanından da kayıp verdi.
ha, yüzde 5 vermiştir, yüzde 10 vermiştir.
yani seçim olsa yine kazanır, ama sonuçta bu süreç kazandırmadı, kaybediyor.
olayların ekonomiye olan etkisi aynı hızla devam ederse, daha fazla insanın rahatsız olmaya başlayacağını ve krizi idare edemedikleri için olayın kopabileceğini düşünüyorum.
o zaman gemiden atlamaya başlayanlar olacaktır.
0