xenophobe'un dediği gibi hrant dink cinayetini neredeyse birebir ele almışlardı. ileriki bölümlerde birebir olmasa da ahmet şık ve nedim şener'e de kuvvetli göndermeler oldu. kadına yönelik şiddeti de bir bölümde çok kapsamlı işlemişlerdi, sol siyasetin karşılaştığı baskılar da bölümlere yayılmış bir biçimde işleniyor. bunların yanında hiçbir resmi kurumu cici gösterelim, hani "arada çürükler de var ama aslında iyi bunlar" diyelim çabası yok. yani bana batmadı hiç böyle bir şey.
başröller de kahramanlaştırılmıyor. herkesin kendine özgü öküzlükleri, hayvanlıkları, cinslikleri var. ve oyunculuk birinci sınıf. bence bu sırayla olmak üzere, behzat, harun, hayalet ve akbaba gerçekten çok iyi oynuyor ve karakterleri çok gerçekçi.
bir sürü detay var dizide ve bunları yakalayıp eğlenmek izleyiciye kalıyor, hiçbir şeyi gözümüze sokmuyor. hani "subtle" denir ya ingilizcede, işte öyle öğelerden çok var. illa aman hiçbir şeyi kimse kaçırmasın diye bağıra bağıra anlatmıyorlar her şeyi.
her bölümün kendi polisiye hikayesinin arka planındaki, dizinin ana hikayesi çok güzel, adım adım, acele etmeden ama çok iyi bir devamlılıkla işleniyor.
0