rüzgarlı bir sonbahar günü, akşamüstüydü ve hava kızılımsı bir renk almıştı. siyah yanları cepli bir montla ve beyaz beremle parkta yürüyordum. üzerine bastığım yaprakların haşırt haşırt sesleri kulağımı çimdikliyordu. ani bir rüzgarla, kafamdaki bere biraz yüksekteki dala uçup iniş yaptı ve dalda takılıkaldı. etraftaki güvercinlerin bana baktığını farkettim, hayvan evladı olmasalar içten içe gülüyorlar zannedecektim. o an içgüdüsel olarak bereye ulaşmak için montla sıçramaya başladım. parkın ortasında montla sıçrıyordum resmen. nasıl bir halet-i ruhiye içerisinde olduğumu bilemedim o an. haşırtılı seslerle biri bana doğru yaklaştı ve kafasındaki beyaz bereyi çıkarıp bana uzattı. Ben Beren dedi. Belediye çukuruna düştü. Ordan zorla çıkarttım ve eve gidip duş aldık. SON.
0