nazım hikmet şöyle demiş benzer başka bir kıta hakkında :
saat beşe on var.
kırk dakka sonra şafak
sökecek.
"korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak"
tınaztepe'ye karşı kömürtepe güneyinde,
on beşinci piyade fırkası'ndan iki ihtiyat zabiti
ve onların genci, uzunu,
darülmuallimin mezunu
nurettin eşfak,
mavzer tabancasının emniyetiyle oynıyarak
konuşuyor :
-bizim istiklâl marşı'nda aksıyan bir taraf var,
bilmem ki, nasıl anlatsam,
âkif, inanmış adam,
fakat onun, ben,
inandıklarının hepsine inanmıyorum.
meselâ, bakın :
"gelecektir sana vaadettiği günler hakkın."
hayır,
gelecek günler için
gökten âyet inmedi bize.
onu biz, kendimiz
vaadettik kendimize.
bir şarkı istiyorum
zaferden sonrasına dair.
"kim bilir belki yarın..."
(bkz:
kuvayı milliye destanı)