[]

Hediye beklemek ayıp mı?

Dertliyim bu konuda, uzun yazacağım kusura bakmayın, içimi dökesim var artık. Bunu söylemek, beklemek ayıpsa da ayıp naapiyim.

Şu hayatta en çok özendiğim şeydir birinin aklına gelmek, birinin bana hediye alması. Doğum günümde, yılbaşında eve davet ettğim kişilerin gelirken görev gibi aldığı hediyeden bahsetmiyorum. Hep etrafımda görüyorum, duyuyorum, ben de özeniyorum. Birinin aklına geleyim. İşini gördüğüm, yardımcı olduğum birileri, veya senelerdir çalıştığım, bir dediklerini iki etmediğim, yeri geliyor aylarca ücretimi alamadığım mükelleflerim bir jest yapsın, azıcık motive edip sevindirsin, ama yok.

Mesleğe başladığımdan beri bir mükellefim var. Hatta babam babasının, dedem dedesinin muhasebesini tutarmış, dükkan da muhasebe de üçüncü kuşak, öyle eski, hatırı olan bir yer. Konfeksiyon işi yapıyorlar. Ücretlerini de düzgün verdikleri yok, yeri geliyor aylar yıllar sonra alıyorum. Ooo hoşgeldin abicimler, amcam nasıllar (babamı diyo), selamlar hörmetler. Anca pışpış. Ulan bir günden bir güne bir gömlek hediye et, bir kravat hediye et, bekliyorum lan böyle şeyler, çok mu şey bekliyorum. Aylarca bedava çalıştırmayı biliyorsun. Para verdiğin yok, çıkar raftan bi gömlek ver bari, sevineyim hiç değilse.

Çocuğum oldu, tekstil işi yapan müşterimden gittim nevresim, çarşaf falan aldım çocuğa, çatır çatır aldı parasını. Ulan "bu da yeğenime benim hediyem olsun" de, kaç yıl olmuş birlikte çalışıyoruz. Üç kuruşluk çarşaf be. Çok mu şey bekliyorum cidden? Ayıp mı insanlardan hediye beklemek? İnsan bekliyor lan işte.

Yumurta çiftliği için şirket kurdum, her işini hallettim, koşturdum, istediği ünvanı alamıyordu, araya adamlar soktum onu da oldurdum. Senelerce defterini tuttum, üstelik de arkadaşımdı, birlikte yemişliğimiz, içmişliğimiz vardı. Bir günden bir güne al da bir koli yumurta getir, "al bak bizim yumurtamız, çoluğunla çocuğunla afiyetle ye" diyip ver, ne olacak 10 liralık yumurta. Ben bir şey üretsem eşime dostuma dağıtmak için can atarım be. Ama hiç aklına gelmedim.

Mart'ta eş dost gelir, kira beyannamelerini yaparım. Eşten dosttan da para alınmaz ya, ayıp, öyle görmüşüz. Tahakkukunu alan gider ertesi yıl Mart'a kadar bir daha gözükmez. İçlerinde sürekli yurt dışına giden gelen de var. Yıllardır bir kere de demez ki ulan bu hıyara yıllardır beyanname yaptırıyoruz, para pul da almıyor. Şuradan bi şişe viski götüreyim. Yok abi. Ben küçükken babam her Mart ayında viskiyle çikolatayla bilmemneyle gelirdi, beyannamesini yaptıran eli boş gelmez jest yapardı. Ben de yapıyorum ama bana yok.

Mükelleflerden de yurt dışına giden olur, duty free'den aldıklarının faturasını da koyar evraklarının içine. İçkiler, purolar, çikolatalar, parfümler alınmış herkese. Hep özenirim bir gün aklına gelir de şurdan bana da bir şey alır mı diye, seneler oldu, yok kimsenin aklına gelmem.

Ha bak en bombası. Bir mükellefime bir şey imzalatacaktım. Karar mıydı, dilekçe miydi neydi. Kendi kalemimi uzattım. Kalem dediğim de bildiğiniz uyduruk pilot kalem. Aldı, imzaladı. "Ne güzel yazıyormuş kaleminiz" dedi. Beğendiyseniz sizde kalabilir dedim. Yok dedi "bende de var bir sürü kalem". Masasının dolabını açtı, 6-7 tane siyah suni deri kaplı kutu. Birini aldı, açtı. İçinde şık bir kalem ve not defteri. Dedi ki "bana firmalardan bir sürü eşantiyon geliyor böyle. Verecek yer de bulamıyorum, ben de çocuklara götürüyorum naapiyim" dedi. Bak dedi nasıl yazıyor? Aldım kalemi, denedim, güzelmiş dedim. Kalemi geri verdim, kutusuna koydu, kutuyu kapattı, dolaba geri koydu asdfdghkl.

Ben adama cebimdeki kullandığım kalemi teklif ediyorum beğendiysen al senin olsun diye, herif verecek kimse bulamadığı için çocuklarına oynasın diye götürdüğü eşantiyon kalemi çıkarıp, bana denetip, geri alıp dolabına koyuyor abi. Yüzüme yüzüme "verecek kimse de yok, çocuklara götürüyorum" diyip, gösterdiği, denettiği eşantiyon kalemi bile vermiyor ya lan, nasıl lanet bir adamsam. Gerçekten çok gücüme gidiyor artık.

Herkesle de muhabbetim iyidir ha odun gibi adam değilim. Tanısanız seversiniz yani. Belki de çok yavşağım bilemedim şimdi, ondan gıcık oluyorlarsa.

Velhasıl okuduğunuz için teşekkür ederim de, kurşun mu döktüreyim, ne yapayım da insanlar azıcık değer versin, üç kuruşluk jest falan yapsın ya. Nasıl kurtulayım bu lanetten?

Ha "çok şey bekliyorsun, sen yanlışsın, hediye beklenir mi dangalak" derseniz ona da eyvallah.

 
anlattıklarınıza göre sizin beklemeniz ayıp değil, iş yaptığınız insanlar düşüncesiz. özellikle de ücret almadan işinizi halletikleriniz tam hödüklermiş. insanların çoğu çıkarcı zaten diyip boşverin.


  • tabirimekruh  (27.04.19 18:11:36) 
bence çok şey falan beklemiyorsun. uzun süreli muhattaplıklarda, jestler de gayet yapılır böyle şeyler. ama takmayı bırakmalısın sanırım. artık trajikomik hale gelmiş gibi, gül geç. (özellikle kalem olayı falan ahskagd.


  • nilmiye  (27.04.19 18:12:52) 
düşüncesizler +1


  • sutlu nescafe  (27.04.19 18:18:21) 
bazı durumlarda sen yüzsüz olup isteyebilirsin. ''abi bizede bi gömlek hediye etmedin he'' veya ''fazlaysa ben alabilirm kalemlerden lazım oluyor bize sürekli'' gibi. yeteri kadar yavşak değilsin bence :)


  • Muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeyebilece  (27.04.19 18:28:55) 
beklemen ayıp değil aslında en mutlu eden şeydir bu beklemediğin anda gelen bir şey değerini salla onun seni düşünüp jest yapması falan büyük gönül işidir aslında.

bence sende sıkıntı yok düşüncesizler ama bunu dert de etme öyle tipler demek ki de ona göre sende onlara o şekilde davran.
  • basond  (27.04.19 18:28:57) 
Hediye beklemek ayıp değil de, hediye vermemeye de direkt ayıp diyemeyiz sanki. Eşin, sevgilin özel gününde hediye vermez ayıp etmiş olur belki ama iş yaptığın insanlar jest yapmıyor diye ayıp etmiş sayılmıyorlar bence. Yapsalar iyi olur tabi ama İnan bu kadar kafaya takılacak bir mesele değil. Bu arada hatır işleri yapmayı biraz azaltabilirsin belki. Beklentin o yüzden de artıyor olabilir.


  • aquarium  (27.04.19 18:35:41) 
Bizim insanımız karşılıklı jestten pek anlamaz..
Ama bence siz yine de vazgeçmeyin.
Ne demişler: iyilik yap denize at balık bilmezse halik bilir.
  • eylul  (27.04.19 18:55:03 ~ 18:57:03) 
valla sizde bir dangalaklık yok. normal insani bir hissiyat bu. biz hiç aksatmayız muhasebecimizin ücretini ama ben yine de arada giderken kuru pasta, kahve, tatlı falan alırım. onlarda aynı şekilde davranırlar ve en önemlisi de işlerime çok titizlenirler. ben ofise telefon hattınının arızasına gelenlere bile kısıtlı zamanlarına rağmen çay-kahve-su sordurturum ofis asistanımıza, sürekli gelen kargocumuza pasta-tatlı ayırtırım, otoparkçılara çay falan göndertirim. bunlar küçük ama önemli gönül almalar, kadir kıymet bilmeler.

ama diğer taraftan muhataplarınızın/mükelleflerinizin toptan böyle düşüncesiz olması, sizin insan ilişkilerinizde alma-verme dengesinde hatalı davrandığınızı gösteriyor sanki? birde burdan bakmakta fayda var. ben yukarda bahsettiklerimi yaparken aradaki mesafeyi de mutlaka korurum mesela. acaba o konuda mı bir sıkıntı var?
  • Phoebe  (27.04.19 18:57:36 ~ 18:59:20) 
Ayıp değil hocam. Sizin durumda biraz naiflik biraz da enayilik var maalesef.


  • Fusha  (27.04.19 19:03:16) 
Üç sene önce şirkette bir kız nişanlısından ayrılmıştı. Kendini kişisel gelişim kitaplarına vurdu. (Sevginin beş dili miydi öyle bir şey.)
Bazı insanlar hediye insanı oluyormuş. O söylemişti bana sen de böylesin diye. Ben de o zamanlar kız arkadaşım düzgün hediye almıyor diye dert yanıyordum. Yapacak bir şey olmadığını öğrendim bu durumda. Ismarlamayı, evde insanları ağırlamayı, tüm içkilerimi paylaşmayı çok seviyorum. Ama karşılık almayı geçtim çoğu zaman insanlar ilginç bakıyor. Herkesin önem verdiği şeyler başka tabi.

Bunu öğrendikten sonra kendime hediye almaya başladım. Böyle yazınca tuhaf oldu. Kendimi kötü hissettim. :)
Pahalı gelen ve çok ihtiyacım olmayan şeyleri hediye kategorisinden alıyorum: Drone, macbook, ugg vs.

Bu yılın başında da her şeyin maddiyat olmadığına karar verdim. Duygusal bir hediye alıp sürpriz yaptım:
Tüm Feridun Düzağaç albümleri...


Not: Arkadaşlar galiba ben iyi değilim.
  • nickini vermek istemeyen uye  (27.04.19 19:13:37) 
hic garip degilsiniz, ben de hediye almayi ve hediye vermeyi cok severim. kuaforumden yakin arkadasima kadar arada minik minik seyler alirim, mesela muhabbeti gecmistir iste ornek veriyorum cilegi cok severim demistir bir gidisimde cilek gotururum fln. pahali olmasi gerekmiyor. ve ne yazik ki ben de etrafimdan oyle cok hediye almam. beni de huzunlendiriyor. insanlar beni sevmedikleri icin degil yani sevdiklerini biliyorum ama neden bilmiyorum :) takmamaya calisiyorum, hala da alirim, bana almiyorlar diye almamazlik etmem cunku cok icimden geliyor bu sekilde paylasim yapmak.

ama benim boyle is yaptigim insanlardan falan bekleme/alma durumum yok, oyle bir is yapmiyorum, bu nedenle sizin durumunuzda tavsiyem, bedavaya isini yaptiginiz adam bir kucuk sey alip getirmiyorsa o essekliktir, o nedenle kendinizi kullandirtmayin.
  • kassiopeia  (27.04.19 20:39:37) 
bence tam da dediğin gibi tanıdığımızda sevilecek adamsın, o kadar sevilecek adamsın ki herkesin arası senle iyi. kimseye bi höt demişliğin yok. kibritsuyu şeker gibi adamdır diyolar. iş yaptığın insalarla aranda profesyonel bi ilişki yok, hepsi aile eş dost gibi. o yüzden de sende yılların dostluğundan dolayı hatırları olduğunu düşünüyor ve kendilerini borçlu hissetmiyorlar.

profesyonel olup dostluk ve işi ayıramayacaksan bu iş böyle gider. demem o ki borç borçtur. tanımadıığn kişiden nasıl faturanın ödenmesini istiyorsan tanıdıklarından da isteyebilmelisin. herkes evine ekmek götürmeye uğraşıyor.
  • sttc  (27.04.19 22:15:22) 
anadolu kültüründe genel olarak hediye almak, jest yapmak gibi bol gönüllülükler yok; o yüzden sen değil hediye alanlar özel bence. hediye beklemek ya da beklememek çok kişisel bişey ama bunu bu kadar sorun etmeye gerek yok diye düşünüyorum. ister istemez ediyorsan sen de bundan sonraki iyiliklerini yapmazsın, en azından için soğur.

bi de tanısanız seversiniz diyorsun, doğrudur ama belki de içten içe çok sevmiyor olabilirler seni. "seni sevmiyorlar" değil de, senin sandığın kadar sevilesi bir insan olduğunu düşünmüyor olabilirler. ben de mesela gayet kibar, yardımsever ve dürüst bir insanım ama bir yandan da kıl bir tipim. beni şu ana kadar tanımış kimsenin benden nefret ettiğini sanmıyorum(belki 1-2 ex) ama kimsenin de dünyada en sevdiği insan değilimdir(aile hariç). anlattığın örnekler sanki senin de insanlarda "çok sevilesi" biri olmadığın izlenimin olmadığını düşündürdü. bir örnek olsa adamın cimriliği, düşüncesizliği derim ama sanki kasıtlı gibi o örnekler. bi yandan bi kıl mı oluyorlar nedirse artık.
  • Jux  (27.04.19 22:26:35 ~ 22:29:58) 
Kesinlikle ayıp değil. Muhatap olduğunuz kişiler düşüncesiz, öküz :) sizde yukarıda birinin de dediği gibi yüzsüz değilsiniz. İkisinden birinin olması gerekiyor bu hediye işlerinde :)) ya siz söke söke şakayla karışık alacaksınız ya da düşünceli insanlarla karşılaşacaksınız.
Ben de bayılırım beklenmeyen anlarda hediye almaya/vermeye. Ne bileyim dandik bir kalem de olsa düşünülmüş olduğunu hissetmek sanırım İnsanın gününü aydınlatıyor.
Doktorum iğne verdi, sağlık ocağına gittim iki gün oradaki hemşire vurdu. Ay dedim eliniz çok hafifmiş haftasonu ne yapıcam bakalım :( kadın hemen, evim çok yakın isterseniz gelin ctesi pazar sabahtan dedi. Nasıl sevindim, bu sabah gittik eşimle, eşi ve kızıyla kahvaltı hazırlıyorlardı. Hemen bizi davet ettiler, zorla reddedebildik utandık ;) iğnemi vurdu sıkıla sıkıls para sorduk asla kabul etmedi. Hemen çıkınca eşime dedim yarın giderken bi canlı çiçek alalım olmaz böyle. O da onu düşünmüş zaten.
Ben bana da bu yapılsın istiyorum, sizin de istemeniz çok normal.
  • somethinginthewayshemoves  (28.04.19 01:30:45) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.