şimdiye kadar sevgili olduğum erkeklerin biri hariç neredeyse tamamı için düşünebilirim bunu herhalde.
Bahsedildiği gibi "piç erkek" mevzusu yüzünden de değil, hiçbiri öyle insanlar değildi neticede. Ama iyi miyi olsalar da, bütün hayat ya da 20-30 sene geçirmek düşüncesi bile içime daral gelmesine sebep oluyor açıkçası.
Mesela çoğu, benim erkeklerde (hatta insanlarda diyeyim) en en en cok sinir olduğum şey olan kendi kendine bakamamak durumundan muzdaripti. Yani adamın önüne yemek koymasa anası, karısı, arkadaşı falan, ya da restoran olmasa etrafta açlıktan ölecek. Kendini doyurmak anlayışı yemek sepetinden pizza söylemekten ibaret. Göbek almış gidiyor. Ya da kirlilerini çıkarıp makinaya atıyor, o kadar eğitilmiş, ama o makinayı siz çalıştırmazsanız çalıştırmıyor. Ya bilmiyor, ya anlamıyor. Gösteriyorsunuz nasıl çalıştırılacağını, her iş yapışı sanki bir tören, bir görsel şölen. Her defasında övgü bekliyor, bir tişört katlaması yirmibeş dakika. Ve bu adamlar bilmem ne şirketinin müdürü, ya da müzisyen, ya da yazar, ya da mühendis. 18 yaşında ergen çocuk değil yani. Bu şekilde yaşayan bir insanla dışarıda sinemaya gitmek iyi hoş, beş yıldızlı otelde tatil yapmak güzel de, aynı evde yaşayıp bir de evlilik gibi o kişinin sorumluluğunu aldığınız bir ortaklığa girmek akıl karı değil.
0