aslında sorunun cevabını sen de biliyorsun ama bilmezden geliyorsun. inanmayanlar o kadar saçma nedenlerle bir açıklama yapmaya çalışıyorlar ki pes diyorsun.
zamanında yaşadığım ilden çok uzaktaki bir ilin bir dağ köyünü kısa bir süreliğine ziyaret etmiştik. orda ilk kez tesadüfen denk geldiğimiz yaşlı bir adam bi akrabamızın özel yaşantısı ile ilgili bir bilgi vermişti sonra hiç gitmediği şehrin bilmem ne köyündeki bu akrabamızın evini tarif edip evindeki gizli bir yeri söyleyip orda saklanmış büyü ile malzemelerinin yerini söylemişti. dediği her şey doğruydu ve tarif ettiği yerde normalde doğa kanunları ile açıklanamayacak mahiyette bir şeyler bulmuştuk. bu adamdan, gençliğinde yine böyle şeyler bildiği için yakınları korkmuş ve deli diye senelerce akıl hastanesinde yatırtmışlar. sonra adam sırf ordan çıkmak için artık bir şey görmüyorum, duymuyorum diye yalan söyleyip de ordan çıkabilmiş.
neyse, inanmayanlar bu durumu açıklayabilmek için hollywood senaryolarına taş çıkaran kurgular kurdular.
sizin durumunuza gelirsek oluyor bazen öyle şeyler, burdan detay verip bazı inanmamayı seçenleri üzerime çekme niyetinde değilim. ancak geleceği bilme mevzusu harbi yalan. cismani olmayan varlıklar, birileri ne kadar inanmasalar da, varlar.
bir de arkadaşımın başında şöyle bir şey geçmişti: a isimli birisiyle ilişkisi olan bir arkadaşıma randevu ile gidilen bir kadın b isimli kişiyle ilişkin var demiş. hadi lan demiş kalkmış bizimkisi. bunu arkadaşına anlatmış herifin yüzü bembeyaz. meğer adam herkese ismini a olarak söylerken, aslında hiç kullanmadığı ve nüfus cüzdanında yazılan gerçek ismi b imiş. yani herkes ismini atıyorum poyraz olarak bilirken gerçek ismi cenabettin'miş gibi.
kısaca cin deyeyim siz anlayın
0