[]

bir insanın hayati kararına fikir verebilir misiniz?

ben.. ben tıp fakültesini 9 yılda bitirdim. nasıl oldu ne oldu diye sormayın. 16 yaşında çocuk olarak o kapıdan girdğimde ne istediğimi bile bilmiyordum. tercihlerim beni bu noktaya getirdi.

okulda herkes tarafından tanınıyorum, ama kötü şöhretimle. bazen esprisini yapıyorum alt dönem üst dönem herkes beni tanıyor çok mehşurum diye, millet de beğenip gülüyor. tıp fakültesinde herşey sabitttir, düzenlidir, herkes çalışkandır. kimi zaman cerrahi stajı alırken erkekler küpelerini çıkarmak zorunda kalır hocanın takmasını engellemek için. grup arkadaşların 6 yıl boyunca aynıdır, sevgilisini, kaldığı sokağı, annesinin adını, sevdiği yemeği, herbokunu bilirsin 6 yılda. mahallendeki komşu gibidir herkes özellikle de grup arkadaşların. kampüs gibi değil bizim buralar anlayacağınız.

sevgili olduğu ilk insanla okul bitene kadar devam etme yüzdesi de çok yüksek, zaten genelde arkadaş grubundan sevgili oluyorlar patır patır. 2 tane bütte kalırsan arkadaşın abi inş halledersin be der, ne olcak kardo koy gtune demez.

bilmem kaç stajı kaç grupla aldım, hangi grupları dolaştım şuana kadar bilmiyorum. insanlar bazen sen bizle şu stajı da almıştın diyor. doğrudur diyorum hatırlayamıyorum herkesi. biryerlerden uzatınca yarım döneme fln bir de bizim okulun sisteminde inanın öyle karman çorman bir hayat yaşadım ki.herkesin düzenli hayatından öyle zıt kutupta bir hayatım oldu ki.

dile kolay 3 yıl da uzattım. bazen toparlamak öyle zor oluyor ki bizim buralarda. herkes iyi toparladığımı düşünüyor oysa. benle aynı dönemde giren bir kız anoreksiya şuan tanınmayacak halde, yüz kemikleri çıkık kızın. ben hala havamdan kendimden enerjimden gezmemden tiyatromdan birşey kaybetmeden çooook iyi toparladım. kendimle gurur duyuyorum ben.

5 yıl önce okuldaki yakın kız arkadaşımın da iki yüzlü olduğuna karar verdikten sonra kimse ile yakın olmadım. dile kolay 5 yıl. 5 yıldır yalnızım lan ben. deliler gibi yalnızım. günlerimi atlatarak geçirdim hayatımı ben. her eve döndüğümde biraz rahatlayarak. günü atlatmayı çok iyi bilirim ben. uzun süreli planlar yapamıyorum artık hayatımda hiçbir konuda.

2 yanımda oturan kız, kalan öğrencilerden bahsederken çok kötülerdi işte samanlar derken de ordaydım ben. duymamazlıktan geliyorum çoğu zaman. gülüyorum geçiyorum herşeye. ama en sonm nezaman gerçekten güldüm bilmiyorum. bitsin diye beklediğim 9 yıl. yalnızlıkla geçen 5 yıl. bitiyor, nihayet..

dedim ya bütün bunların sonunda kendimle gurur duyuyorum ben. dönüştüğüm kişiyi de seviyorum. seviyorum kendimi. iyi toparladım. elimden geleni yaptım.

tıp sadece iç hastalıkları demek değil, psikiatrisi var, mikroskobisi var. birsürü farklı branşı var. bu ileride de başarısız olacağım anlamına gelmiyor. aksine çok iyi olduğum bölümler var, bazen asistanlar bana sen yazsana bizim bölümü çok iyi olursun diyor.

ama bugün farkettim peşimi hiç bırakmayacak.
kötü şöhretim peşimi hiç bırakamayacak. asla. o insanların bana baktıklarında gördüğü ilk şey. önyargılılar çünkü. önyargılılar.

insanların bana bakışı, peşimden konuşması asla değişmeyecek. çünkü buralar bir mahalle. tıp camiası koca bir mahalle. ve ben 9 yılda bitirmiş berbat bir öğrenciyim doktorum onlara göre. bilginin tanrı olduğu bir mahallede ben hiçbirşeyim. herneyse.

asistan oldum gittim diyelim ist ya da ank ya da izmir de bir universiteye. gittiğim hastanede en az 2-3 tane beni tanıyan genç asistan olacak. daha fazla hatta. tanımayanlarsa mezun olduğum fakülteyi söyleyince, sonraki soruları kaç dönem mezun olduğum, ondan sonraki soruları da aa benim arkadaş vardı sizin dönem demek olacak. tanıştığı arkadaşın da neler diyeceğini bilmek zor olmasa gerek.

iyi bir yere gelemem burda. daha fazla yaşamak istemiyorum bunu. zaman bana malesef iyi bir gözlemci olma yeteneği verdi. ve bu beni çoğu zaman üzüyor. daha fazla aynı bakıştan görmek istemiyorum insanların gözünde. kimse şimdiki olduğun insan bakmıyor buralarda. herkes senden önce gelen dedikoduna bakıyor ilk.

ha tabi bir de kadın olmak var. bu ülkede kadın olmak var. üstelik bir de bizim okulda kadın olmak var. bizim okulda kadın olduğunun bilinmesi var. hiç tanımadığın üst dönemlerden bir adam facebooktan mesaj atarak istediği kadar yazabilir, yavşayabilir, akşam ne yapıyorsun diyebilir, bunu kendinde hak görür. sevgilim var diye yerslediğinde yavşak yavşak sen yanlış anladın benimm de var zaten diyebilir. bu mezun olunca da devam edecek mi bilmiyorum. bu konuya girmek dahi istemiyorum. sevgilim yok ya okuldan düzenli, ondan oluyor bunlar. ah ben ne ahlaksızım. ah bu ben.

gitmeli miyim?
seçeneklerim var. almanya. gitmek için içimde hiçbir istek yok. kaçmak olacak bu biliyorum. orada da ikinci sınıf insan olacağım biliyorum. hangisi daha çok acıtacak ama onu bilmiyorum. ama orda uzmanlaşıp 5 yıl sonra döndüğümde göreceğim saygıyı tahmin edebiliyorum. belki de dönmem zaten. o da ayrı mesele.

gitmeli miyim?
yeni bir ben olabilir. iyisi ile kötüsü ile. yeni bir başlangıç.

ama yapmak istediklerim vardı burda. bu ülkede para kazanmak çok zor değil biraz sermayen varsa. bizim okulun önüne bir yemek dükkanı açsam, maaşımdan çok kazanırım biliyorum.

bu ülkede insanlarla nasıl iletişim kurmam gerektiğini biliyorum, kültürümü biliyorum, bazen erkeklik egomanyasından nefret etsem de. bir esnafa gitsem nasıl konuşucam biliyorum, bir köy kahvesine otursam nasıl muhabbet kurulur biliyorum. nabzına göre şerbetini verebilirim.

bütün bunlardan vazgeçmem gerekecek. bildiğim kültür, tanıdığım insan davranışları, işlerin nasıl yürüğünü bilmek vs, iş kurma fikirleri, ve ailemden, kısacası herşey.

sizce gitmeli miyim?
bir tarafta yeni bir başlangıç.
diğer tarafta burda kalıp yapabileceklerim, ama belki hep eksik, hep yarım bir saygı. belki bir gün tamamlananana kadar.

cevap veren herkese çok teşekkür ederim:)

dipnot: tıp fakültesinin bir boğaziçinden bir itüden nasıl bir farkı olduğunu bilmeyip, nasıl bir köy mahalle olduğunu bilmeyenlere ortamı yeniden anlatmayı düşünmüyorum. satır aralarından çıkarabilirsiniz diye düşünüyorum.

 
öncelikle, hikayede garip bir taraf göremiyorum. çok da istemediğin bir bölümü gezip eğlenerek makul bir sürede tamamlamışsın. mezun da olmuşsun, başarılı olacağım bölüm de var diyorsun. okuduğun okulun olduğu şehirden çık git kimse de kimseyi tanımaz bir daha. cidden düşünüyor musun iş hayatında biri diğerini parmakla gösterip ay bu da okulu uzattııııe desin. sen işinde başarılı olduktan sonra ancak bok diyebilirler. bence en büyük sorun hikayede en az 456 ben demiş olman. senin hikayen olduğunu anlamıştık :)

soruya gelirsek, abi türkiyeden gitme şansın varsa neden gitmiyosun? ayıp bi şey bu sorduğun. +doktor olarak mezun olduğun okulun önüne dükkan açmıcan herhalde ya tövbe est.
  • freya  (30.05.16 17:12:51 ~ 17:13:32) 
bir kısmını özelden yazacağım ama düşüncelerinin çoğu yanlış.

en başta tıbbı 9 senede bitirmek çok bi olay değil, sen bu durumu büyütmüşsün gözünde. çoğu kişide sana dediğin gibi bakmayacak zaten.

doktor olarak yurtdışı hele almanya eğer almanca+ingilizce bilmiyor isen çok çok zor. almanca tıp için minimum 1,5 senede öğreneceksin bu arada mesleğinbe ara vereceksin, daha çok soğuma ihtimalin var. çevrendeki herkes ya türk ya suriyeli olacak şu anda.

bundan sonra öğrenciğin almanca ile yapmaya çalışacaksın çok daha zor olacak.

canın ne istiyosa onu yap istersen çaycı aç bence kafanda yık bunu, doktor adam çaycı olur mu diye, isteyen istediğini olur mutlu olduğu sürece.

sen kendi mutluluğuna odaklan başkasının sana bakışına değil.

bunlar dışında o 3 seneyi pratisyenlik gibi düşün.
  • kurnaz  (30.05.16 17:20:17) 
üniversiteyi gec bitirmeyi kafaya fazla takmissin. Bence gereksiz hele ki senin bölümünde, önümüzdeki sene 4 yıllık bi üniversitede 9. yılım benimde ve bitiyor. Su an istedigim yerlerde staj vb gorusmelere gidiyorum, hic sorum olmuyor. Calistim bi süre diyorum,kimse takmiyor.Önemli olan okulun ve bölümün bence.Herkes ayni surede hayata atilacak diye bi kaide yok.


  • Lola90  (30.05.16 17:21:23) 
Lan doktor cikmissin doktor! 9 yil diyor adam. Hahahaha neler var ya. Insan sasiriyor.


  • duyurumvar  (30.05.16 17:25:53) 
Yahu kaç yıl pratisyenlikten sonra tus kazananlar var sen ilk yılında kazansan zaten tamamsın işte amma takmışsın okulu uzatmayı. Bırak allah aşkına ya.


  • ekaterina  (30.05.16 17:34:55) 
yazdıklarına istinaden hayatta ki beklentinin saygınlık dışında ki beklentini anlayamadım. sadece önünde iki seçenek var ve tercih edemiyorsun? saygınlık hepimiz istiyoruz. tıp fak. mezunu birisinin ticaret yapmasın da anormal bir durum yok elbette ama bu biraz da imkanlar doğrultusunda olabilecek bir şey.

ben tercihimi ticaretten yana kullandım (tıp fak.mezunu değilim). sebebi de o koşturma zorluk, farklı hayat mücadelesine katıyor insanı ve en önemlisi sabit monoton bir hayatın olmuyor. sürekli yeni insanlar tanıyorsun, aralarında ufkunu genişletecek insanlar da çıkıyor (tanımaktan kastım hepsiyle arkadaş oluyorum değil bu arada) insanlara hizmet veren bir sektördeysen, iyi analiz ediyorsun.. insan tanıyorsun, kiminle nasıl konuşulması gerektiğini çok iyi öğreniyorsun.

ticaret yıpratıyor mu kısmı da, yine bu kişinin hayattan beklentisiyle alakalı bir durum. bir işten kazanacağın maksimum para bellidir, fazlasını yıpranarak kazanmak, ne için çalışıyoruza dönüyor konu. bu da kişisel tercih oluyor ama en güzeli de ne uzalır ne kısalırım demiyorsun. her iki ihtimalde oluyor.

bildiğim kadarıyla (yanlışsa lütfen düzelt) tıp, kendi içine kapanık bir ortam ve toplumdan daha farklı yaşayan camia. yazdıklarından şunu anladım. tıp, senin için olmazsa olmaz değil.
  • gokhan atestepe  (30.05.16 17:38:16) 
Tıp fakültelerindeki mahalle ortamına az çok ben de şahit oldum. Tipci bi tip hoslanmisti benden ve bütün arkadaşları bizi buluşturmak için seferber olmuşlardı resmen. Elemanın sınıfindan bi hemcinsim "Ya falanca da senden hoşlanıyor, ben seni bi akşam şuraya cagirsam, onu da cagirsam, hatta bikac arkadaş daha gelse. Önce birlikte takilsak, sonra siz başbaşa konuşsanız" falan demişti. Bayağı dedikodulu, atraksiyonlu bi ortamları var ama benim gordugum kadarıyla o insanlar herkes hakkında konuşuyor; okulu uzatanlar, staja gelmeyenler, sevgilisinden ayrılanlar, bilmemnekolojiden en yüksek puanı alanlar... Yani okulu altı senede bitiren random bi tip olsan da konuşacak bi şey bulacaklardı.


  • damdanakan  (30.05.16 17:45:26) 
herkes okul uzatmaya takmışssın demiş
evet malesef takmak, evet malesef taktırılmak zorunda kaldım. siz hiç muaneye gittiğiniz o sert profesörlerden ders aldınız mı? hiç sözlünüze girip sen zaten kalan öğrencisin soru bile sormak istemiyorum ama dendi mi size. bir hoca benim okul numarama bakıp yavrum sen okulu uzattın diye sorıuyorda bunu 30 kişi içinde sorabiliyorsa yadırganmıyorsa, tek yadırganan benim okulu uzatmam ise ben burda kafaya fazla taktığımı düşünmüyorum.

siz hiç hocalar eski öğrenci olduğunuzu duyunca dersten sonra benim odaya gel bir konuşalım diyip, "arada denk geliyorum bazı öğrenciler okulu uzatmış oluyor, neden oluyor yavrum bu iyi mi çalışmıyorsunuz sıkıntılarınız mı var, siz bir hekime bunu yakıştırıyor musunuz. biz yakıştırmıyoruz. benim geçen dersime geldi bir arkadaş 3 yıl uzatmış şimdi o okulu bitirse ne bitirmese ne benim gözümde" diye açık açık aşağılandınız mı?

oyüzden duyuruma yazmadan dedim bi rboğaziçi değil burası bir itü değil. bilmiyorsanız fazla takmışssın demeyin lütfen.

ben de isterim itüde okuyup her yıl ders bırakıp bunun hiç önemi olamamasını. kimsenin dikkatini dahi çekmemesini. ama burda o işler öyle değil. daha kaç örnek vermem gerek?
  • mobydick  (30.05.16 17:48:40 ~ 17:53:30) 
Mobydick cim nereye gidiyosun ya, cok istiyolarsa onlae gitsinler:) Bence bu konuyu fazla kafaya takmissin, ben oyle dusuneceklerini sanmiyorum ama varsayalim ki dusunduler. Ee, yani? Kafaya taktigin sey aslinda hic dusunmemeni gerektirecek kadar gereksiz bir ayrinti, bence tabi. Ayrica belki sen beni hatirlamazsin ama ben senin verdigin kuponla waffle gömmüs kisiyim, seni hic unutmadim, arkandayim:) Yapabilecegim birsey olursa da burdayim.

Not1: Ciddiyim
Not2: Waffle da guzeldi simdi.
  • balpolen  (30.05.16 17:56:32) 
Belki sizin okul böyledir, gideceğin yerde de böyle karşılanacağına emin misin, benim bi arkadaşım yeditepeyi 9 yılda bitirdi bi gün de ay beni şöyle eziyorlar demedi.


  • ekaterina  (30.05.16 18:07:26) 
seni o kadar iyi anladım ki. ben de tıp fakültesindeyim. ve gerçek bir köy. bunu pek kimsenin anlayabileceğini düşünmüyorum. bir mahalle. yaşadıklarının benzerlerini ben de yaşıyorum. böyle bir şansın varsa gitmelisin. en olmadı geri dönersin baska bi yerlere gidersin. bir sürü sey. güzel olur umarım.


  • yuvarlanantencereninkapagi  (30.05.16 18:12:20) 
ben şunu söylemeye geldim, üst düzey almanca bilmiyosan almanya'da tıp biraz sıkar söyleyeyim... bi de zaten almanyada uzman hekimliği burdaki
gibi gezip eğlenerek bi 10 yılda falan bitirirsin... geç bitirmeye çok kafa takmışsın bunu da göz önünde bulundur, ani karar verme.

(kaynak: manyaklık derecesinde çalışkan ve akıllı kuzenim almanyadaki çok iyi bir okulda tıp okuyor)
  • ambrosia  (30.05.16 18:29:26) 
@balpolen ne demek. çok teşekkür ederim:)


  • mobydick  (30.05.16 18:35:52 ~ 19:08:05) 
@yuvarlanantencereninkapagi, duygularıma tercüman olmuşsun. bazı şeyler yaşanmadan, içine girmeden öğrenilmiyor, bilinmiyor. anlaşılamıyorsun anlatamıyorsun. bu da onlardan biri.


  • mobydick  (30.05.16 19:08:12) 
Birkaç şey söyleyeyim, bir başkalarının ne düşündüğünü çok feci takmışsın, bi 10 sene sonra bakınca ulan ne gerzeklik etmişim dersin. Tıp dünyası tahmin ettiğin kadar büyük değil, ülke de istanbul, ankara, izmirden ibaret değil. Tıp okusam zaten çalışacağım son şehirler bunlar olurdu. Tıpın en güzel yanını kaçırmışsın, her yerde sana ihtiyaç var. Bir yatırım bankacısı olmak isteyen boğaziçi mezununun çalışabileceği yerler levent ve maslakla sınırlı mesela(bak istanbul bile demiyorum), ama bi dahiliye uzmanının en ücra köyde bile isteyeni olur. Zaten oralarda bi 10 sene geçir, tıp dünyasının düşündüğün kadar mahalle hayatından ibaret olmadığını iyice kabul edersin. Evet yine insanları az çok bilebilirsin, ama bana istanbulda güvendiğin bir kardiyolog söyle dersem uzun süre bakıp, bulamama ihtimalin yüksek.

Bir de Tusu hiç kazanamayanlar var, onlar ne yapsın? Başarısızlıktan kafalarına mı sıksınlar(ki alternatif yollar izleyip hayvan gibi kazananları çok var)? Daha yolun başındasın, güzel bir mesleğin var, önünde birçok fırsat var. Takma bazı şeyleri kafana. Mağlup kafasıyla devam etme.

Bu arada gitme konusuna değinmedim çünkü belli hiç istemiyorsun, gitme o yüzden. Biraz istek görsem direkt git derdim.
  • noluyo yaa  (30.05.16 19:35:29 ~ 19:36:11) 
bazı kişiler doktorluğu bırakıp esnaflık yapmayı düşündüğümü sanmış, öyle düşünmüyorum okadar okuduktan sonra elbette. hatta olmak istediğim branşlar da var. ama gözümü korkutan bu önyargıların arasında sıkışıp kalmak. buna göre tekrar cevap verirseniz sevnirim.

en fazla annemin kasada oturduğu bir yemekçi açabilirim diğer konuda. ek iş fln yani.
  • mobydick  (31.05.16 03:15:25 ~ 03:16:57) 
cok iyi anlamamis olabilirim ama sanki kisirdonguye girmis gibisiniz. ille de gitmek istiyorsaniz, doctors without borders'a katilmayi dusundunuz mu? almanya dil yuzunden yanlis bir tercih gibi geldi bana da. bir de arkanizdan konusulmasi konusunda emin misiniz? belki de hickimsenin umrunda degildir tum bunlar, size oyle geliyordur..


  • bir varmis bir yokmus  (31.05.16 03:36:45) 
tıp dünyası mahalle gibi sizi darlaybilir ama iş dünyasının geneli performansınıza bakar. performansınız iyiyse, yani işini iyi yapan biriyseniz kimse nerden mezun olduğunuza, kaç yılda bitirdiğinize bakmaz. çok iyi olduğunuz bölümler var diyorsunuz, bu o önyargıları kırmaya çok yarar, hatta yegane şey. başka türlü önyargıları nasıl kırabilirsiniz ki zaten?

"9 yılda bitirmiş ama branşında bir numara". 9 yıl ibaresini asla sildireyemeceksiniz belki ama devamını duymak isteyeceğiniz gibi söyletmek sizin elinizde.

yalnız ne istediğinizi bilmeden tercihleriniz doğrultusunda bu bölüme geldiğinizi söylediniz. eğer önyargıları kırsanız bile yapacağınız işin size anlamlı gelmeyeceğini hissediyorsanız gitme seçeneğini düşünün derim. kaldı ki tıp okuyup da medya, turizm gibi başka sektörlerde başarılı olmuş işini keyifle yapan birçok insan var.
  • asdasdas  (31.05.16 05:21:56 ~ 05:22:53) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.