şüşkoluk.
çözebileceğim konusunda büyük umudum var zira ağustos sonunda tekrar okula, dolayısıyla sosyal hayata döneceğim. bu otomatik olarak daha az yemek, daha çok hareket etmek demek. üniversiteye başladığımda taş gibi heriftim, o zamana kadar da hiçbir şekilde kilo problemi yaşamamıştım. sonra yaşadığım psikolojik problemler, aşırı yeme isteği, evden çıkmama, özellikle yurttayken "ulan gece karnım acıkırsa bi şey yiyemem" düşüncesiyle vücudun ihtiyaç duyduğundan çok daha fazlasını yeme vs. derken iğrenç bir şey olup çıkıverdim.
şu an bu duruma zemin hazırlayan her şeyden uzaklaşmış durumdayım. geçen 20 günlüğüne annemin yanına gittim mesela. ekstra dikkat göstermediğim, gece koca tencere makarna yiyip kola içtiğim halde 4 kilo verdim. neden? çünkü aç değilken öküz gibi saldırmadım. gün içindeki yemeklerimde, "gece acıkırsam bir şey yiyemem çünkü her yer kapalı" düşüncem olmadığından, ölçülü kalabildim.
o açıdan, hala büyük ümidim var çünkü "normal" olan zaten bu değil. şartları normalleştirdiğimde, ben de normale dönerim diye ümit ediyorum. duyurudan/sözlükten kızlara yürümeyi, önüme gelene
dickpic göndermeyi (sürpriz olarak değil tabii ki) çok özledim. insan şüşko olunca kendini her anlamda yarım hissediyor. karşı cins senden hoşlanacaksa bile sen kendi özgüvensizliğinden yanaşmıyorsun mesela. ne bileyim çok çabuk yoruluyorsun. hepsinden önce, sağlıksızsın. hep giydiğin şeyleri giyemez oluyorsun. sürekli olarak aklının bir köşesinde "lan bunu yesem mi yemesem mi?" tedirginliği oluyor. yemesen aç/eksik, yesen yenilmiş hissediyorsun.
ama bitti. istanbul'dan da, yurt ortamından da ayrılıyorum. biz bu yola kefenimizle çıktık. SEKS GERİ DÖNÜYOR.