Ekşi Duyuru

selam,

erteleme bitim tarihi 30.07.2016
muhtemel sevk tarihi 09.2016 yazıyor.

şimdi ben 09.2016'da master'a başlasam bunu erteletebilir miyim? yoksa 07.2016'da master'a başlamak zorunda mıyım?

Soru başlıkta. Amaç güneşlenmek, denize girmek, takılmak.

www.jabra.com

şunun beyazından aldım ama çok ibnemsi durduğu için değiştireceğim. ne önerirsiniz? ya da bunun siyahı nasıl sizce?

tek şartım min 2 cihaza bağlanabilmesi. bi de şekil olsun biraz kolsentır kulaklığı gibi olmasın.

çok iyi anlaşıyorsun, enteresan ortak noktaların var. böyle bazı sorulara sanki benim vereceğim cevabı veriyor. sanki biri benden önce "roket becks içer, kadıköy sahili sever, bilmemne bilmemne" diye ipucu vermiş. o derece birebir.

ama babasıyla yaşıyor ve her akşam 11'de evde olması lazım. oluru var mıdır beyler ne dersiniz?

bazı günler böyle dışarıda dolaşırken birden kafam gidiyor resmen. kendimi inanılmaz yorgun ve uykulu hissetmeye başlıyorum ve yemek yesem kahve içsem dahi geçmeyebiliyor. böyle bir şey yaşayan var mı ya da neden olduğunu bilen?

şekerle alakalı diye düşündüm ama bazen snickers gömsem bile kurtarmıyor. düzensiz hayattan olabilir gerçi zira bazı günler işten gelir gelmez mal gibi yatıyorken bazı günler 25 saat yaşıyorum.

1) elektronik park freni olan araçlarda, bu apaçi hareketi olan el freni ile 180 derece dönme hareketini nasıl yapıyoruz?

2) hukuk büroları ve avukatlar için reklam yasağı mı var türkiye'de? bu kadar verimli bi işte neden hiç reklam yapılmıyor? yapsak fark ederler mi? cezası nedir?

selam, şimdi diyelim ki bi işte çalışıyorsun. 4000 lira maaş alıyorsun. ayrıca adam altına piyası fiyatı 50 bin lira olan bir otomobili kiralayıp veriyor, alet sıfır. kaskosu, garantisi, bakımı, hasar bilmemnesi her şeyi var. çarpıyorsun gidip yaptırıyorsun, yaptırılmayacak gibiyse yenisini alıyorsun. kış lastiğine kadar karşılıyorlar. benzin masrafın yok, sadece özel kullanımda gittiğin her kilometre başına 35 kuruş ödüyorsun.

sonra başka bi yerden teklif geliyor. diyor ki biz araba vermiyoruz. ama maaş pazarlığı yapar, aynı koşulları sunmaya çalışırız. aynı koşullarda (50k araba + 4k maaş) hayat standardına devam etmek için bu ikinci vatandaştan ne kadar maaş istemek lazım? 4 senelik periyotlarda iş değiştirdiğimi düşünün, birikmiş param yok, 4 senelik krediye girerim araba almam gerekirse.

özet:
4000 + kiralık arabaya karşılık gelen tam maaş değeri nedir?

ön alt dişlerim resmen çapraşık bir hal almış. bir tanesi diğerinin arkasına kaçmaya çalışıyor gibi. bu son birkaç ayda olmuş bir şey. neden olur bu ya?

20 yaş dişi ile alakalı hiç bir şey yaşamadım henüz. nerede bilmiyorum da. alakası var mıdır? geri dönüşü var mı? tel takmayız di mi bu yaştan sonra?

epeydir stresli bi dönemdeyim. son bi süredir şöyle şeyler yaşıyorum. benzer şeyler yaşayanlar varsa lütfen nasıl çözdüklerini paylaşsınlar. doktora gitmek istemiyorum ama gitmek zorunda kalacağım yoksa. ek bilgi olarak belirteyim control freak bi insanım. bu da bulunsun burada. aha semptomlar:

- gece rüyanda ofis görme ve sürekli iş düşünme durumu.
- içilmiş bi cumartesiden sonra pazar günü sabah kalkar kalkmaz iş düşünme
- sabah yanında bi kızla uyanınca bile hemen iş düşünme
- genel mide bulantısı, hazımsızlık, sindirim problemleri
- genel bi hal olmaması durumu, yorgunluk falan
- cinsel isteksizlik, performans düşüklüğü vs
- bel ağrısı (bunun masa başı çalışmamla da alakası olabilir gerçi)
- sürekli 'aq arabanın el frenini çektim mi', 'evin kapısı kitledim mi', 'bu ev yıkılsa şimdi nasıl kurtulurum', 'yangın çıksa nasıl kaçarım', 'ya kardeşim eve gelirken araba çarparsa', 'beyin kanseri olursam ne iyi gelir şu vikipediden bir bakayım' gibi hastalıklı düşünceler

tavsiyeleri alayım. bu arada yukarıdaki şeyler dışında mutsuz değilim. keyfim yerinde yani. sadece yukarıdaki şeyleri yaşadğım için mutsuz oluyorum.

son birkaç senedir sık sık 'ulan ben sinirlenemiyorum ya' diye düşünüyordum. resmen dünyanın en sabırlı, empati yeteneği en gelişmiş insanıyım, her türlü durumda alttan alıp karşımdakini yumuşatıp istediğim yola çaktırmadan çekiyordum.. ama şu arabayı altıma aldığımdan beri tanımadığım bi insan oldum çıktım amk. ya sabır etmeye çalışıyorum ama dayanamıyorum. bok gibi araba kullanmalara sinirlenmiyorum da el kol hareketleri yapıyorlar, bazısı yavaşlıyor yanıma geçiyor küfür falan ediyor, bi sefer lavuğun biri inip üstüme yürüdü trafikte niye selektör yaptım diye. önce bişi yapmıyorum yine sakince davranıyorum ama gece çıldırıyorım bu sefer. bu akşam resmen hırsımdan uyuyamadım.

trafikteki bu şehir eşkiyalarını durdurmak için ne yapıyoruz beyler? silah mı taşıyayım, çekiç mi taşıyayım, elektroşok mu taşıyayım? aracım kiralık ve sigortalı, perte çıkarsam bile sıkıntı olmaz. adamların üstüne falan sürsem ne olur en fazla? herifin biri geldi aracıma kasten çarptı gibi bi durum çıksa başıma en fazla ne gelir? çünkü gerçekten bazılarını ya öldürmek istiyorum ya. her türlü arabaya yayaya yol veren adamdım bu hayvan oğlu hayvanlar yüzünden ben de öküz gibi kullanmaya başladım. bu ben değilim. bu herifleri nasıl görmezden geleceğiz ya da bu tarz durumlarda nasıl hıncımızı çıkaracağız bir ses edin bana.

Avrupa'da bir çok kenti gezdim, asya'da en son tayland'a kadar gittim, şu sıralar gözüme amerika'yı kestirmiş durumdayım fakat bir şekilde faturasını şirkete kitleyebileceğim bir durum oluşturamıyorum.

Sizce 2000 dolar parası olan biri için Amerika'ya gidip bir hafta gitmeye değer bir durum var mı? Uçak bileti dahil 2000 dolarım olduğunu düşünün. Kurtarır mı?

Standartlarım yüksek değil, sokakta falan sabahladığım çok oldu, problem olmaz. Şehir için de karar vermedim. San Francisco'yu görmeyi çok istiyorum ama bi yandan New York'u da görmek istiyorum. Bi yardımcı olun. 2000 dolar kurtarır mı? Benim için ufak bi para değil, yani nereden baksan 4 ay falan çalışsam anca biriktiririm. O yüzden bi haftada gömme konusunda kararsızım.

üst sınıfa geçmeye hak kazanmak üzereyim, bi miktar bonustan feragat edip classic plus olabiliyorum. sizce geçeyim mi yoksa bonus millerle uçak bileti mi alayım? değecek bir fark yaratır mı?

bir de girişte güvenlik için ayrı bir kısım var mı classic plus'lara da? bi de farklı havayolları ile uçarken de gidip cip lounge'a girebiliyor musun?

Bilgi'nin avantajları: yarı fiyatına olması, evime çok çok yakın olması.

Koç'un avantajlarını bilmiyorum. Tam 2 katı fiyata mal olacak + evime 1.5 saat uzaklıkta. Sizce hangisi ve neden? Koç'a bu kadar uğraşmaya değer mi?

Ekleme: yönetim / marketing alanında çalışan mühendis insanıyım, artı 2 dil biliyorum. ingilizce mba şart değil türkçe de olabilir.

100 liraya aldığımız malı 140 liraya sattığımızda karlılığımız yüzde kaç olur?

Edit: Arkadaşlar alttanı üstteni anlamıyorum ben. Bana yüzde kaç kar ederim onu söyleyin.

Çalıştığım firmadan maaş yanında ek bir ücret alacağım fakat bunu parasal olarak direkt yapamıyorum. Şöyle bi teklifte bulundum kendilerine fakat ne kadar mantıklı bilemedim, bi de siz bakın olaya.

Herifler bana direkt olarak para veremiyor şu aşamada. Al sana 2000 lira ekstra diyemiyorlar. Ama o parayı expense yani gider olarak gösterebiliyorlar. Yani faturalandırılmış bir hizmet karşılığında para alabiliyorum. Ben de dedim ki o zaman ben gideyim, araç kiralayayım. Atıyorum her ay 1500 lira kiralama bedeli + 500 lira benzin, her ay faturasını sana yollayayım, sen de parasını bana yolla. Bu mümkün.

Fakat benim tarafımda araç kiralama dediğimiz olay havaya giden bir para. Bunun yerine ben gideyim bi leasing şirketine başvurayım, bireysel olarak leasing'i başlatayım, kiralama sonunda satınalma opsiyonlu olarak alayım aracı. Yani her ay yine fatura ödeyeyim, fakat o faturada bi yandan da aracın taksitleri de olsun, en sonunda ufak bi miktar fark ödeyerek araca sahip olayım.

Bu ikinci anlattığım mümkün değil mi? Hangi markalar, nasıl yapıyor? Bankaya mı araç şirketlerine mi gitmek lazım bunun için? Genel ismi nedir? Teşekkür ediyorum. Bu işi ayarlarsam hepinizi gezmeye çıkarayım :p

hani böyle 'ulan bu kızla çıkarsam kesin evlenirim ben, hiç bulaşmayayım en iyisi' dediğiniz hareketler oluyor mu? bi kişi var böyle tanıdığım, eski bi arkadaşım gerçi kızı da yıllardır görmedim sadece sosyal medyadan falan takip ediyorum, videolarını falan izliyorum. o kadar hoşuma gidiyor ki, bayılıyorum resmen. her türlü it pozisyona girebilen ben, roket usta, bi mesaj atamadım kıza. tam aradığım şey, ve gerçekten bi ilişki kurarsak kesssin evlenirim ben bu kızla, ve bunun için de çok erken. o yüzden hiç yazmıyorum.

böyle doğru zaman bekleyen, bu aralıkta mükemmel ilişki kurabilme ihtimali olan insanlar çıkınca karşısına onlarla kasti olarak görüşmeyen başka insan var mı? sorunlu insanları daha çok seviyorum bu yüzden galiba.

Bir sigorta şirketi var ve gerçekleşen olay karşısında poliçemin gereğini yerine getirmiyor. April Türkiye diye bir aracı firma üzerinden takip ediyoruz olayı fakat durum bu. Bu herifleri nereye şikayet edebiliyorum şimdi? Olası bi uzlaşmazlıkta kim sorumlu?

Türkiye'de bunların erkek versiyonu olan Topman markasının mağazası falan var mı? İstiklaldeki Topshop mağazasını gösteriyor ama orada var mı bilmiyorum. Tayland'daki bi şubesinden süper bi ayakkabı almıştım, TR'de aynısını bulursam 3 tane alıcam da.

saat 7.20 gibi evden çıkıyorum. sabah 6-7 arasında kahvaltı etmeden yüzmeye gitmeyi, kalan 20 dkda yemek yiyip çıkmayı, akşam da 10 gibi uyumayı düşünüyorum. sizce mantıklı bir hareket mi? aç karnına yüzülür mü? yağ yakıcaz diye kas yakmış olmayız değil mi?

bir de haftasonları uyku düzenim alt üst oluyor.

pazartesi cuma 6.50 - 23 gibiyken, cumartesi pazar 12-04 falan oluyor. buna nasıl tekrardan alışılır?

Nereden bulunur? Tanesine 15 TL vermek istemiyorum, 50 tane falan alıcam.

İstanbul.

5 katlı bir binada çalışıyorum, yan binamızda ise kot taşlama atolyesi var. Bazen garip kokular falan geliyor camlar açıkken, binalar arasında 5 metre ya var ya yok. Hep de camlar açık çalışıyorlar.

Kot taşlama sanırım yasak değil zira bir çok kere şikayet ettik yemedi. Oradaki işçileri falan geçtim artık. Merak ettiğim konu bunun bize bi zararı olur mu? 5 metre mesafedeki atolyeden o ufak kum zerrecikleri bize girer mi? Camlar kapalıyken havalandırmanın borularından da gelir mi? (zira havalandırma ızgaralarının alacakları tam yerde)

Selam, çevre mühendisliği okudum ve şu anda mesleğimden bağımsız olarak bir IT distribütöründe marka yöneticisi olarak çalışıyorum. Bundan sonra yapacağım iş de bu tarz olacak hep. Sayısalcılıktan geldiğim için her şeyi sayılara döküp öyle yapmaya çalışıyorum fakat belli noktalarda bilgim tıkanıyor. Eldeki verilerle geçmişi baz alıp hesaplamalar yapabiliyorum, fakat gelecekte yapacağım şeylerin simülasyonunu yapma konusunda eksik kalıyorum.

Mesela elimde son 1 yılın sipariş verisi var, ürünler, adetler, fiyatlar, satan kişi, müşteri, vesaire falan filan. Bu veri üzerinden her ay yapacağım satınalmayı otomatik olarak modellemek istiyorum. Belli süreçleri otomatik ve veriye dayalı hale getirmem gerekiyor ama yapamıyorum.

Acaba diyorum bi endüstri yl patlatsam işime yarar mı? Yoksa birkaç operational research, ne bileyim game theory dersi falan mı izleyeyim, ikinciyi yap derseniz önereceğiniz kaynaklar var mıdır? Her şeyi veriye dayalı ve otomatik yapmam lazım. Bu adamın maaşı şuna göre yüksek çünkü bu bundan x adet satarken bu kadar maliyet yapmış gibi şeyler kastırmam gerekiyor. Excel ile oluyor tamam da bu fikirleri nereden bulacağımı bilmiyorum. Açıp monte karlo simülasyonu okusam bunun gerçek hayattaki uygulamasında eksik kalıyorum falan filan

Lisede Goethe Institut'ün almanca eğitim yapan okullar arasında yaptığı bir almanca okuma yarışmasına mı ne seçilmişim, orada da birinci olmuştum. Bi sertifika gibi bişi vermişler aha bu çocuk birinci helal diye. Bunu CV'ye eklemek mantıklı mı ya ya da sertifikalar kısmına yazmak lazım mıdır sizce?

Bir THY kampanyası var. O kampanyaya sizin faturayla benim katılmamı sağlarsanız 50 TL nakit vereceğim. Siz de telefonu faturayı alıp gitmiş olacaksınız. Prosedür çok basit.

Telefonu ve faturayı alıp kampanya gişesine gidiyorsunuz, benim TK numaramı veriyorsunuz, 50 TL'yi götürüyorsunuz.

Başvuru için ÖM atın.

18 yaşına girecek bu hafta. Bugün çıkıp bişi almam lazım. Teknolojik bişi alamam her boku var. 150-200 arası güzel bişi var mı aklınızda?

Buyrun. Nedenini de açıklayın.

Carry-on bagajı olarak bir bavul almam lazım. Sizce bu üçünden hangisi veya başka önerisi olan var mı?

www.thenorthface.com

www.thenorthface.com

www.thenorthface.com

Longhaul carry on kurallarına uymuyormuş, pardon çıkardım :)

Güzel soru. Bırakıyor mu? Seviştiğiniz insanlardan mı hoşlanıyorsunuz yoksa hoşlandığınız insanlarla mı sevişiyorsunuz genelde?

ama aslında ilaç değil. Prospektüsü var, şekli falan öyle, eczanelerde satılıyor, 'bir hastalığa çare' olarak veriliyor ama sağlık bakanlığından vs. izni olmadığını düşünüyorum ve ciddi marketing aktiviteleri ile satılıyor diye düşünüyorum. İsviçre'de altı boş bi firma üretiyor görünüyor, ki logoları bile çalıntı, Amerika'da FDA onayı olmadığı için satılamıyor, bazı ülkelerde bi şekilde piyasaya sokmuşlar, içerikleri de hiç bi yerde yazmıyor, bi iki yerde bişiler gördüm orada da etken madde adı kesinlikle verilmemiş (BİLMEMNE-6 gibi bi madde yazmışlar, kimyasal bi açıklaması yok yani ne var o BİLMEMNE-6 içinde bilmiyoruz)

İlacın adını verip sağlık bakanlığına sormak istiyorum ithalat izinleri vs. var mı ve usulüne uygun mu yapılmış diye. Bu konuda nereye başvurmam icap etmekte sizce?

Sürekli bi gerginlik hali var üzerimde. Hiç bi yerde kendimi tam olarak rahat hissedemiyorum, kendi evim, başka bi ev, arkadaşımın evi, tatil yeri, vesaire. Hep bi koşturmaca ve 'bundan sonra ne yapıyorduk' hissi var, işlerim inanılmaz yoğun ondan kaynaklanıyor olabilir. Buna nasıl bir çözüm bulunur? Psikoloğa falan mı gideyim? Git seviş demeyin, adam akıllı sevişmemi bile engelleyecek derecede gerginlik ve huzursuzluk mevcut. Anksiyete bozukluğu bu mu oluyor?

İş için bir günlüğüne Erbil'e gitmem gerekebilir. En yakın havaalanına ineceğim, elemanın adamları beni alıp götürecek, güvenliğimi sağlayacaklar, bilgisayarlarla alakalı çok kısa bi işim olacak ve sonra geri döneceğim. Sizce güvenliğimden endişe etmeli miyim? Erbil merkezde şu anda bir sıkıntı var mı?

Neden derseniz birincisi tek günde güzel para (min 3 bin çarparım birkaç saatte) ikincisi merak da ediyorum, üçüncüsü kaşınıyorum.

Listeyi alayım. 3 günüm var. Şimdiye kadar çoğu tatilimi Bodrum'da geçirdim, deniz kum güneş eğlence modunda takılıyorum. Bu sefer biraz daha sakin olacak sanırım. Tavsiyelerinizi beklerim.

Ya ben bu kadar boktan bir organizasyon hayatımda görmedim. Miles Smiles yüzünden kullanmak durumundayım, ama şöyle sıkıntılarım var:

1) AMEX ile Mastercard'ın ekstresi ortak, limiti ortak diyorlar, lan borcunu ödüyorum sadece MC'nin limiti açılıyor, AMEX'in borçları ödenmemiş görünüyor. Ayrı ayrı borcu öde mi diyeceğim oturup?

2) Bunun dışında iş bankası kullanıyorum, tek kartım var. 5 haneliye varan limitim var orada, bi o kadar da mevduatım. Garantici arkadaşlar 500 TL limitli Platinium kart göndermişler sağolsunlar. Limit artış için şubeye gidin mesajı geldi, gittim bizim yetkimiz yok call center'ı arayın dediler. Aradım onlar da bizim yetkimiz yok dedi. En son SMS attım, talebim reddedildi.

Şu anda bana yıllık maliyeti 200 lira civarında olan 500 TL limitli Platinum kartımla ortada kalmış durumdayım. İş bankasını kapattırsam bana limit açılır mı acaba? Açılmazsa mal gibi ortada kalıcam çünkü harcama yapamicam amk. Bi bilen aydınlatsın lütfen yoksa kırıcam kartı şimdi.

Olduysa kısaca özet geçer misiniz? Nasıl gelişti, kaç kardeş, nasıl sonuçlandı ve suçlu sizce kimdi?

Mesela bi ara Markafoni eğer bi arkadaşını siteye üye yaparsan kupon veriyordu. O tarz türk e ticaret siteleri arıyorum.

Premium bir satış ekibi kuracağımı düşünün. 'Yöneticileri' de dahil herkese şekil takım elbisesinden mont blanc dolma kalemine, kol düğmesine kadar vereceğim, altlarına da minimum BMW vereceğimi düşünün. Bu satış ekibini hangi sektörlere kullanmayı düşünürdünüz?

Bi de nedenleri tabii.

Özelliklerimin çok azını kullanabildiğim ve nispeten az kazandığım ufak bir şirkette çalışıyorum (ufak dediğim 220 çalışanı falan var da global değil, yerel bi firma) Global bi firmaya, daha çok özelliiğimi kullanabieceğim ve gerekirse yine az kazanacağım bir pozisyona geçesim var epeydir, fakat bi yandan bu şirkette de işler gidiyor bi şekilde, bi de el üstünde tutuyolar oraya fazla olduğumu düşünüp, o yüzden bırakıp gidemiyorum. Hep 3 ay sonra, şu projeyi atlatalım, şu markayı sevdirelim, şunu da yapalım sonra diye diye 1.5 sene olacak yakında.

Yöneticileri de seviyorum, adamlar çok ciddi hayal kırıklığına uğrayacak gibi hissediyorum ben gidince (ticari olarak yerime biri hemen gelir de bayaadır tanışıyoruz adamlarla), bi takım çalışanlar da epey rahatlayacak ben gidince (yakın zamanda onların başına geçeceğimi falan düşünüyolar çünkü), işimi de seviyorum aslında ama global firmanın vereceği imajdan epey uzağım şu an.

Comfort zone'u nasıl aşıyosunuz böyle bi durumda?

Bazı devlet ihalelerini takip ediyorum. Pezevenkler adrese teslim şartname yazıp tek markanın girmesini sağlıyor, veya nasıl oluyorsa şartname ortaya çıkmadan sonuçlandırıyorlar, artık EKAP'a mı geç bildiriyorlar ne yapıyorlar bilmiyorum, ne trickler dönüyorsa.

Bunları keriz gibi vergi veren bu memleketin vatandaştan sayılmayan şerefsizlerinden biri olarak şikayet etmek istiyorum ama kocaman İHALE İTİRAZ ÜCRETİ XXX TL yazıyorlar.

Kardeşim istiyorum ki yazayım dilekçeyi X ÜNİVERSİTESİ Y KAMPÜSÜ Z CİHAZI ALIMINDA USULSÜZLÜK YAPILIP YAPILMADIĞININ İNCELENMESİNİ RİCA EDERİM diyeyim, anasını ağlatayım ortalığın. Bunu yaparken adım çıkmasın, para da ödemeyeyim. Var mı böyle bi dünya ya.

Mümkün mü? Bir sözlük yazarını engelleyeyim bir daha entrylerimi okuyamasın logout yapmadığı sürece.

İkincisi de, ispiyon arabirimi kalktı ya, şikayetçi olduğum entryleri nereye bildireceğim? Nefret söyleminden hakarete kadar bi dünya şey var. Napıyoruz bunları?

Tşk

Kimin yanında geçti? Kaç yıl, ve kaç kardeşti babanız/anneniz?

Kim baktı dedenize yani?

linki olan var mı? Nette bulamadım, eskiden free olarak dağıtılıyordu bunlar ya.

Nasıl oluyor? Masraflı ve masrafsız olarak bölebilirsiniz bu arada.

Selamlar, bayaadır hem blog yazıyorum hem de youtube hesabımdan salak salak videolar paylaşıyorum, ikisinin de reklam gelirlerini takip ediyorum. Blog bazen on binlerce ziyaretçi almasına rağmen ayda max. 1 lira falan gelir getiriyor, videolarda ise birkaç bin izlemeye 25-30 liraya varan bir gelir getiriyor.

Şimdi gerçekten bir çok öğrencinin işine yarayabilecek bir rehber hazırladım (erasmus stajı - avrupada stajla ilgili), yazılı halde. Yalnız yayınlama konusunda kararsızım. Sizce bunu iPhonedo'nun videoları gibi bir konuşma videosu haline mi getirsem, yoksa bloga mı eklesem? Bloga eklersem harbiden yazık olacak, videoda ise 100-200 lira alırım kısa vadede gibi duruyor ama çok da uğraşmak istemiyorum. Reytingi daha da artırmak için memeli bir arkadaşa da hazırlatabilirim videoyu gerçi ya da bilmiyorum.

Bizim halkımız okumayı sevmiyor, ama video olarak yayınlama konusunda da kararsızım. Napsam?

Hobi olarak yapıyorum bu arada bu işi.

Sabaha karşı 3-4 gibi olmak üzere nasıl yaparız?

Arıyorum. Hayırlı bi iş için. Kazan-kazan ilişkisi.

Buradan yazın, size ulaşacağım.

Kasası kaliteli olsun, 15 inçten küçük olmasın, sorun çıkarmasın. Flight simulator'ü düşük ayarlarla çalıştırsa yeter. İdareten 1600-1700 TL civarında bi cihaz bulabilirseniz süper olur

6 ayda saçlarımın sağ sol önleri açıldı abi. Alından açıldı resmen. Belirgin, bildiğin net belli. Ne bok yiyeyim?

Şampuandan dedim şampuan kullanmyı bıraktım. Haftada bir şampuanlıyorum artık. Havuz klorudur dedim girmeden önce saçları iyicene ıslatıyorum ki çeksin suyu, çıkar çıkmaz duş alıyorum. Alkolden dedim zaten az içiyorum. Spor falan da yapıyorum. Babamın da saçları var.

Dayım kel sadece. Ondan mıdır. Napıcaz abi. Ektirme noktasına gelicem yoksa bi 6 ay sonra. O derece kötü. Ektirince eskisi gibi oluyor mu uzuyor mu yine?

Var. Bi tane de Travis var dilerseniz.

Fiyatı şöyle belirliyoruz. Biletler size bedavadan gelse kaça satardınız onu söyleyin. Konuşalım. Kafamda bir şey yok.

Bu arkadaşların oluşmasını yüzme ile engelleyebiliriz değil mi? Zira 6 yaşından beri bilgisauar başındayım ve son 1 senedir kelimenin gerçek manasıyla tutuştum. karpal tünelidir, otudur bokudur bi dünya şey çıktı, böyle bişi de olacak diye ödüm patlıyor, o yüzden yüzmeye başladım. Yoksa hiç boşuna kasmiym.

Geçenlerde bi arkadaşımın tanımadığım bi arkadaşının evinde kaldım, kısa süreli kaldığım için soramadım da. Bahçeşehir üniversitesinin tam karşısında, o yol üzerinde bi apartmandaydı, en üst katta, çatı altı bi evdi. odaları falan biçimsizdi bayaa, çatı eğiltisi vardı bazı odalarda. gökyüzüne açılan pencereleri falan vardı evin.

ne kadardır sizce buranın kirası? eski püskü bi bina. ama terasından boğaz görünüyor hafiften. inanılmaz güzeldi ya. tam aradığım ev resmen.