var mı ki benden başka? sabahın 6sında da kalkacak olsam, saat 3ten önce uyuyamıyorum. resmen yatmamak için uğraş buluyorum kendime. nasıl atlatırım bunu? yatak döşek hastayken bile böyle bu.
şimdi mantıken tabii ki üniversite başvurusunda akademiğe girmek lazım ama üniveristenin sayfasında belirtilmemiş? acaba kimse o mallığı yapıp generala girip de üniversite başvurusu yapmaz zaten diye düşünüp mü yazmamışlardır, yoksa generala girsem de olur mu? tek uyanık ben değilimdir heralde.
kardeşim saçma bir şey için 5 liradan başlayarak teklif vermeye başlamış, bir başkası da hep bu arttırdıktan sonra arttırdığı için almayacağı şeyde inatlaşarak sürekli yükseltmiş teklifi. şimdi o saçma salak şey için 33 lira verecek görünüyorum, üstelik kredi kartı bilgilerim de girilmişti hesabımda. ne olacak şimdi? bitmesine 2 saat kaldığı için iptal de edemiyorum, hesabımı da kapatamıyorum.
ya hani facebookta yorumlara falan böyle gözleri kalp olmuş smiley koyuyorlar ya, nasıl yapıyorlar onu?
işyerinde 1,5 ay kadar sabahtan akşama kadar tek başıma, hiçbir iş yapmadan oturacağım. bu sırada biraz ielts, biraz aöf çalışıp, biraz kitap okuyacağım ama hepsi bir yere kadar. şöyle rahat rahat izlemelik, kafa yormayan, çok karmaşık bir konusu olmayan, insanı rahatlatacak bir diziye başlamak istiyorum. ne önerirsiniz? game of thrones'u baştan alayım, sonuna da yeni sezonu ekleyeyim diyordum ama kafam zaten gereğinden çok fazla dolu, bir de onu takip etmeye yorulmayayım dedim.
elinde hiçbir apple ürünü olmayan birisinin iphone alması ne kadar mantıklı? sonuçta bilgisayarla eşleştirme vs hiçbir şey yapılamıyor sanıyorum. bir de diğer cihazlarla bluetooth kısmı var ki kafamı en çok karıştıran noktalardan biri.
burdan alışveriş yapan var mı? güvenilir mi?
alan var mı? desenleri çok sevimli ama kumaşı, kalitesi nasıldır bilemediğimden almaya çekiniyorum.
az önce bir program indireyim derken ordan burdan çıkan abidik gubidik şeylere tıkladım dalgınlıkla. 10 taneye yakın küçük küçük programlar kurdu hepsini kaldırdım denetim masasından ama şimdi bir baktım, program listesinde sadece 7 tane program var gibi görünüyor, capsteki gibi. mesela office, ne bileyim skype falan hepsini kullanabildiğim halde hiçbirisi bu listede görünmüyor. bir de reg clean diye bir uygulama kalmış, kendi kendine tarama yapıp duruyor. çıkış yapamıyorum, listede görünmediği için kaldıramıyorum da.
ne olacak bu neden böyle oldu? nasıl düzeltirim? tek yol format demeyin nolur :(
ne olacak bu neden böyle oldu? nasıl düzeltirim? tek yol format demeyin nolur :(
çeviri işlerini nerden buluyorsunuz? ilan verdiğiniz site falan var mı, yoksa hep tanıdık eş dost çevre vasitasıyla mı buluyorsunuz?
iki gündür sayfa görüntülenemiyor diyor. ama zenmate'i aktifleştirince girebiliyorum. zenmate inaktifken hiçbir şekilde dns vpn falan kullanmıyorum.
sizde de oluyor mu böyle? olmuyorsa bende neden oluyor? oluyorsa duyuruya da mı bir şey yaptılar? sözlüğe sorunsuz giriyorum bu arada.
sizde de oluyor mu böyle? olmuyorsa bende neden oluyor? oluyorsa duyuruya da mı bir şey yaptılar? sözlüğe sorunsuz giriyorum bu arada.
nasıl oluyor? diyelim ki "yeminli tercüman ayşe kaya" diye bir kaşe yaptıracağız. ya da "kanaryaseverler derneği" diye kaşe olacak. bunlar için, yeminli tercüman ya da dernek olduğumuzu kanıtlayan bir belge vs isteniyor mu? ve aşağı yukarı ne kadara mal olur?
capsteki gibi bir belge var, imzalanıp mail olarak gönderilecek. ama nasıl olacak ki taramadan, direk pdf halinde yine gönderilmesi için? nasıl imzalanacak?
şimdi, bu işlerden çok anlamıyorum, öncelikle bunu söyleyeyim.
elimde külüstür bir bilgisayar var. amd işlemcili, windows xp, version 2002, service pack 3.
bluetooth bağlantısı kurmaya çalıştığımda telefonumu görüyor, ama dosya aktarımı yapmıyor. bluetooth kulaklığı ise hiç görmüyor.
çözüm olacak sürücüyü kaldırıp yeniden kurmayı düşündüm ama hangi sürücüyü kurmam gerektiğini bilemedim.
soru: hangi sürücüyü kurmalıyım?
elimde külüstür bir bilgisayar var. amd işlemcili, windows xp, version 2002, service pack 3.
bluetooth bağlantısı kurmaya çalıştığımda telefonumu görüyor, ama dosya aktarımı yapmıyor. bluetooth kulaklığı ise hiç görmüyor.
çözüm olacak sürücüyü kaldırıp yeniden kurmayı düşündüm ama hangi sürücüyü kurmam gerektiğini bilemedim.
soru: hangi sürücüyü kurmalıyım?
yahu ben galiba bu işlerden hiç anlamıyorum. ankarada açılan sandık yüzdesi sabahtan beri 99,7. kimse niye çıkıp demiyor ne bitmez %0,3'müş diye? medya neden sessiz? programlara çıkan uzmanlar neden sessiz? hadi ben anlamıyorsam hiç, cidden neden bitmedi o %0,3?
sadece ben miyim? bu oy kullandığım 2. seçim, annemlerin kaçıncı olmuş bilmiyorum ama ilk kez böyle denk geld, daha önce hep EVET gördük.
başkalarında da var mıydı böyle kaşeler? (evet mühür de değil, kaşeydi)
başkalarında da var mıydı böyle kaşeler? (evet mühür de değil, kaşeydi)
Dizimde gecenlerde sadece bacak bacak ustune attigimda hissettigim bir agri basladi. ilk basta onemsemedim ama simdi merdivenlerden inip cikarken hatta birazcik yuksek kaldirimlarda bile sanki diz kapagimin eklemleri arasinda bir sey sikisiyor gibi hissediyorum.
Bunun yaninda, belimde, hani tam bu pantolonun bel kismina denk gelen hizalarda, sag tarafta bir agri var. bazen bacagima vurmakla birlikte, su an iceride bir sey var gibi hissediyorum. her an zarar gorecekmis gibi.
not: ikisi de herhangi bir hareket sonrasi olmadi. dizim belki. ama belime hicbir sey yapmadim. gun boyu oturmak zorundayim ve masa basinda oturus pozisyonuma her zaman dikkat edemeyebiliyorum, hepsi bu.
Sorular geliyor:
1- gitmem gereken bolum ortopedi mi ftr mi?
2- "rontgende bir sey cikmaz" diyenler var. direkt mr mi cektirmeliyim? Fazla vaktim yok hastaneye ayirabilecegim, isim dolayisiyla.
3- ozel hastane mi devlet hastanesi mi? Ozele gitsem mr icin cok mu para isterler? Devlet hastanesi aylar sonrasina gun verir diyenler de var. dogru mudur?
Son olarak; bel fitigi boyle bir sey mi? Korkuyorum.
Bunun yaninda, belimde, hani tam bu pantolonun bel kismina denk gelen hizalarda, sag tarafta bir agri var. bazen bacagima vurmakla birlikte, su an iceride bir sey var gibi hissediyorum. her an zarar gorecekmis gibi.
not: ikisi de herhangi bir hareket sonrasi olmadi. dizim belki. ama belime hicbir sey yapmadim. gun boyu oturmak zorundayim ve masa basinda oturus pozisyonuma her zaman dikkat edemeyebiliyorum, hepsi bu.
Sorular geliyor:
1- gitmem gereken bolum ortopedi mi ftr mi?
2- "rontgende bir sey cikmaz" diyenler var. direkt mr mi cektirmeliyim? Fazla vaktim yok hastaneye ayirabilecegim, isim dolayisiyla.
3- ozel hastane mi devlet hastanesi mi? Ozele gitsem mr icin cok mu para isterler? Devlet hastanesi aylar sonrasina gun verir diyenler de var. dogru mudur?
Son olarak; bel fitigi boyle bir sey mi? Korkuyorum.
yağlı, hassas ve akneye meyilli ciltler için, su bazlı, koruyuculuğu yüksek, fiyatı çok yüksek olmayan hangi güneş koruyucuyu önerirsiniz?
bu son olaylar, dışişleri bakanlığının dinlenmesi vs gibi şeyler dış basında yer aldı mı? var mı uluslararası kaynaklardan link falan?
alışmışız hep hoplaya zıplaya yükselmesine, düşünce garip geldi.
ne oldu ki? neden 10 kuruş kadar bir düşüş oldu? daha da düşer mi?
ne oldu ki? neden 10 kuruş kadar bir düşüş oldu? daha da düşer mi?
öncelikle belirteyim, dışladığımdan garip bulduğumdan değil, sadece kendileriyle daha önce hiç birebir diyaloğa girmediğim için böyle bir soru soruyorum.
az önce birisi aradı, özel ders almak istediğini söyledi. amacı sadece iletişim kurabilmek, ders açısından zor olmayacak yani. kendisi durumundan dolayı kurslara gidemediğini ve sadece özel ders almak zorunda olduğunu söyledi. ben de zaten o daha bunu demeden de yardımcı olmak istedim.
ancak şimdi şöyle bir şey takıldı aklıma. ben normalde çalıştığım dershanede veriyorum özel derslerimi ama işverenimin, işhanındaki diğer barzoların tepkisinden çekindiğim için ona cafede buluşup da yaparız dersi dedim. hem kendisi de daha rahat hisseder heralde, bilemedim. ama az önce işverenimle konuştuğumda "aman sakın ha öyle işlek yerlerde buluşmayın, onlar insana çok takar, ters bir şey olursa yakanı bırakmazlar. böyle kuytu köşede küçük yerlerde buluş, hem seni onun yanında gören de seninle ilgili kötü düşünür" dedi.
haklı mı kendisi? ben tam tersini düşünmüştüm. küçük yerlerde çalışanlar ya da oralarda takılanlar daha önyargılı olur gibi geldiğinden baya normal, herkesin takıldığı yerlerde buluşuruz diye düşünmüştüm.
ne yapayım ki?
az önce birisi aradı, özel ders almak istediğini söyledi. amacı sadece iletişim kurabilmek, ders açısından zor olmayacak yani. kendisi durumundan dolayı kurslara gidemediğini ve sadece özel ders almak zorunda olduğunu söyledi. ben de zaten o daha bunu demeden de yardımcı olmak istedim.
ancak şimdi şöyle bir şey takıldı aklıma. ben normalde çalıştığım dershanede veriyorum özel derslerimi ama işverenimin, işhanındaki diğer barzoların tepkisinden çekindiğim için ona cafede buluşup da yaparız dersi dedim. hem kendisi de daha rahat hisseder heralde, bilemedim. ama az önce işverenimle konuştuğumda "aman sakın ha öyle işlek yerlerde buluşmayın, onlar insana çok takar, ters bir şey olursa yakanı bırakmazlar. böyle kuytu köşede küçük yerlerde buluş, hem seni onun yanında gören de seninle ilgili kötü düşünür" dedi.
haklı mı kendisi? ben tam tersini düşünmüştüm. küçük yerlerde çalışanlar ya da oralarda takılanlar daha önyargılı olur gibi geldiğinden baya normal, herkesin takıldığı yerlerde buluşuruz diye düşünmüştüm.
ne yapayım ki?
british council ya da idp ielts'de çalışan birileri ya da tanıdığınız var mı?
üniversite başvuru yapacağım, önce akreditasyon gelsin boşa sınava para vermeyim eğer daha akreditasyonu geçemeyeceksem dedim, şimdi british council'de en yakın sınav tarihi haziranda görünüyor, yani übiversiteye başvuru tarihinden bile sonra. idp'de de adam gibi bilgi veren olmadı, telefonla aradım.
ne yapacağımı şaşırdım, izmirdeyim, sınav için nereye gideyim ne yapayım ben şimdi? idp'de kontenjan dolar mı diyorum, bi diyor ki yok daha çok var, ama 2 cümle sonra da her an dolabilir.
tanıdığı olan varsa beni doğru düzgün yönlendirebilir mi lütfen? başvuramayacağım yoksa, beynimden vurulmuşa döndüm lütfen biri yardım etsin.
üniversite başvuru yapacağım, önce akreditasyon gelsin boşa sınava para vermeyim eğer daha akreditasyonu geçemeyeceksem dedim, şimdi british council'de en yakın sınav tarihi haziranda görünüyor, yani übiversiteye başvuru tarihinden bile sonra. idp'de de adam gibi bilgi veren olmadı, telefonla aradım.
ne yapacağımı şaşırdım, izmirdeyim, sınav için nereye gideyim ne yapayım ben şimdi? idp'de kontenjan dolar mı diyorum, bi diyor ki yok daha çok var, ama 2 cümle sonra da her an dolabilir.
tanıdığı olan varsa beni doğru düzgün yönlendirebilir mi lütfen? başvuramayacağım yoksa, beynimden vurulmuşa döndüm lütfen biri yardım etsin.
4 yaşına kadar hiç tasma takmamış bir kedi, bu yaşından sonra tasmaya alışır mı? yoksa işkence mi olur bebeciğe?
örnek:
www.dhgate.com
örnek:
www.dhgate.com
bilgisayarda kullandığımız spotify'ı uzaktan kumandayla yönetir gibi telefonla falan yönetmemizi sağlayan bir eklenti/uygulama var mı?
öncelikle bu duyuru buradan öğrenci bulma amaçlı değil, çevrenizdekilerle ilgili bilgi almak amaçlıdır.
yahu ankarada öğrenciyken her yıl bi dolu özel ders öğrencim olurdu, izmir'e geldim, tamam çevrem yok burda ama özel ders sitelerinden de kimse çıkmıyor. dersverilir'den paralı üyelik aldım, yine kimse yok. ilanlara da yüksek fiyat yazmıyorum, 50 tl ortalama. o da ihtiyacım olduğu için sürümden kazanırım düşüncesiyleydi ama yine de yok yahu. hayır aynı ilanla ankarada o kadar kişi rağbet ederken - ki orada özel ders veren sayısı izmirdekinden de kat kat fazla - buraya geldim, o ilanın üzerine bir sürü de yeni deneyim ekledim, neden böyle ki?
yahu ankarada öğrenciyken her yıl bi dolu özel ders öğrencim olurdu, izmir'e geldim, tamam çevrem yok burda ama özel ders sitelerinden de kimse çıkmıyor. dersverilir'den paralı üyelik aldım, yine kimse yok. ilanlara da yüksek fiyat yazmıyorum, 50 tl ortalama. o da ihtiyacım olduğu için sürümden kazanırım düşüncesiyleydi ama yine de yok yahu. hayır aynı ilanla ankarada o kadar kişi rağbet ederken - ki orada özel ders veren sayısı izmirdekinden de kat kat fazla - buraya geldim, o ilanın üzerine bir sürü de yeni deneyim ekledim, neden böyle ki?
Ptt'de buyuk boy zarf satiliyor mu yoksa once kirtasiye mi bulmaya calismak zorundayim gonderi yapabilmek icin?
normal posta değil, bu dhl gibi, fedex vs gibi kargoyla gönderirken kaç günde gidiyor aşağı yukarı? ve ücreti ne kadar oluyor yine yaklaşık 500 gram bir paketin? bugün dhl en az 48 EURO fiyat söyledi de, hem hızlı hem de en ucuz yolu bulmam lazım.
çıkıp da avm gezecek ne halim ne vaktim var. almak istediğim belli bir şey de yok ama almasam da en azından vitrin gezesim var. bu yüzden online olmak zorunda. en beğendiğiniz ve güvendiğiniz alışveriş siteleri neler? her türlü içerik olabilir. makafoni, trendyol, morhipo, 1v1y, hepsiburada, gittigidiyor hariç.
nasıl logout yapıyoruz bu uygulamada?
jinekoloji hormon testi için kan tahlili istemişti adetimin 2 veya 3. gününde. bugün 2. gün, sabahtan gittim ama doktorlar grevdeymiş, tamamen unutmuşum. benim doktor vardı da kan alacak kimse yoktu. e yarın da haftasonu olduğuna göre 2. veya 3. günler geçmiş oluyor. bu durumda önümüzdeki ay mı gideyim? doktor pazartesi gelip verirsin dedi ama o zaman ne anlamı kaldı 2. 3. günün?
evde biraz daha uyuyabildiğim tek gün cuma günleri. ama bu üst katta oturan ağzını burnunu dağıtmak üzere olduğum kız her sabah öyle bir müzik açıyor ki, nerdeyse bizim alt kattan da duyulacak. seçim otobüslerinin ses seviyesi düşük kalır bunun yanında.
daha önce kızın kapısına çıktım bir kere, evde olduğum tek günün cuma günü olduğunu ve biraz olsun uyumak istediğimi düzgün bir şekilde anlattım. ama sonraki cuma sabah 9'da yine aynı şey oldu.
neyse, şu an saat 10:30 ama benim için yine de erken bir saat. ama kimisi için değil. size sormak istediğim şey, bu saatte yüksek müzik sesinden dolayı yine şikayete çıksam haksız mı olurum, "abla saat 10:30 olmuş daha ne uykusu" demeye hakkı yok değil mi? sonuçta ben hasta da olabilirim, apartmanı müzik sesinden zangır zangır titretmeye ne hakkı var?
çok fena sinirlendim.
daha önce kızın kapısına çıktım bir kere, evde olduğum tek günün cuma günü olduğunu ve biraz olsun uyumak istediğimi düzgün bir şekilde anlattım. ama sonraki cuma sabah 9'da yine aynı şey oldu.
neyse, şu an saat 10:30 ama benim için yine de erken bir saat. ama kimisi için değil. size sormak istediğim şey, bu saatte yüksek müzik sesinden dolayı yine şikayete çıksam haksız mı olurum, "abla saat 10:30 olmuş daha ne uykusu" demeye hakkı yok değil mi? sonuçta ben hasta da olabilirim, apartmanı müzik sesinden zangır zangır titretmeye ne hakkı var?
çok fena sinirlendim.
nasıl oluyor bu? o zaman profilim de hala göünüyor mu? nasıl hala insanla bana mesaj atabiliyor?
mesajları alabildiğimi az önce hesabı bir mesaja bakmak için tekrar aktifleştirdiğimde gördüm. 2 mesaj gelmiş, ikisi de deaktif olduğu zamanlarda gönderilmiş.
mesajları alabildiğimi az önce hesabı bir mesaja bakmak için tekrar aktifleştirdiğimde gördüm. 2 mesaj gelmiş, ikisi de deaktif olduğu zamanlarda gönderilmiş.
ne demek? derse girmeden öğrenmeliyim 5 dk.da.
2-3 aydır ing'nin pegasus plus'ını kullanıyorum. çok güzel, mis gibi puanlarım geliyor hatta 50 puan da hediye ettiler, ama limitim 300 tl ya! hiçbir şeye yetmiyor, her alışverişten sonra gidip kartın üstünü tamamlıyorum. 3 kez limit yükseltme talebinde bulundum, hatta ilkini kartı çıkartırken kendileri teklif etmişti, ama hep reddettiler. ödemelerim düzenli, son ödeme tarihini bile beklemiyorum. neden böyle yapıyorlar? daha çok az süredir kullandığım için mi?
gerçi bu banka 30 yıllık devlet memuru olan ve farklı 3 bankadan da 20bin tl'lik limiti olan babamın kredi kartı talebini bile reddetti, ben 300 tl limite şükretmeli miyim?
gerçi bu banka 30 yıllık devlet memuru olan ve farklı 3 bankadan da 20bin tl'lik limiti olan babamın kredi kartı talebini bile reddetti, ben 300 tl limite şükretmeli miyim?
öncelikle, şu başlığı komple okudum: eksisozluk.com
sonralıkla, çok eğlenceli değil mi yahu bu adamların yaptığı? cici cici kızlar da yapıyor o işi, ben de yapsam, ben de olsam onlardan ne güzel olur.
peki, ne deniyor ki bu elemanlara? yer ekibi mi? okulu falan mı var, yoksa başvuru şartında bölüm sınırlaması vs yok mu? ilk amacım bu değil ancak, olur da ilk amacıma ulaşamazsam bu işi yapmak istiyorum ben.
sonralıkla, çok eğlenceli değil mi yahu bu adamların yaptığı? cici cici kızlar da yapıyor o işi, ben de yapsam, ben de olsam onlardan ne güzel olur.
peki, ne deniyor ki bu elemanlara? yer ekibi mi? okulu falan mı var, yoksa başvuru şartında bölüm sınırlaması vs yok mu? ilk amacım bu değil ancak, olur da ilk amacıma ulaşamazsam bu işi yapmak istiyorum ben.
Henuz guncelleyen var mi? Nasil? Su sicak mi, gelelim mi? Yoksa mumkun oldugunca guncellemeden idare mi edelim?
bir ingilizce kursunda çalışıyorum. öğretmenliğin yanında test hazırlama, sınav yazma vs gibi işlerimiz de oluyor.
ben küçüklüğümden beri, ilkokul öğretmenime borçlu olduğum kağıt tutumluluğu özelliğimi hala koruyorum. her atık kağıdı mümkün olduğunca ayrı yerde biriktirip, çöpe değil, çöpün yanına koyarım her ne kadar geri dönüşüme gitmese de. en azından kağıt toplayarak geçimini sağlayanlar çöpün içine girmek zorunda kalmasınlar diye düşünüyorum.
bu çalıştığım yerde de doğal olarak her gün onlarca kağıt atılıyor. ilk zamanlar söylemeye çekiniyordum ama artık o samimiyetin oluştuğunu düşündüm ve ilk öneriyi birkaç hafta önce ortay attım, "neden kağıtları ayrı yerde biriktirmiyoruz?" gelen cevap ise "e sen ayırsan da gideceği yer aynı". sonraki diyalog:
-nasıl ya? nasıl aynı?
+basbayaaağğ. geri dönüşüm yok ki.
-e olsun, çöpün yanına ayrı koyarız?
+ohooo hocam ya kim uğaşacak onunla
en son tamam dedim, kimse taşımazsa aşağı, sorun değil ben taşırım. gelin görün ki bunlar hala bildiğini okuyor, ben sadece kendi atacağım kağıtları biriktiriyorum.
az önce de yine bir konu geçti. yarım sayfaya çok rahat sığan bir yazıyı tam A4'e basmamı istedi kadın. dedim bu yarım sayfaya sığar, yazık koca kağıt gitmesin. "ama altına da not alırlaağğr *sanki defterleri yok*, hem nolcak ki bi kağıttan."
yahu, bir kağıt diye diye 1000 kişiye aynısını yapıyoruz, iki katı kağıt gidiyor boşa. ha bir de bu testleri arkalı önlü fotokopi çekmek de yok. neden? çünkü kötü görünüyormuş
ben ne yaptıysam bu kağıt tutumluluğu sağduyusunu geliştiremedim bu adamlarda. bir de çok görgülü vs geçinirler, zenginlikleriyle övünüler, adi plastikten yapılmış ürün kullanmazlarmış çünkü doğaya daha çok zarar veriyormuş vs.
yahu, napayım ki ben daha bu adamlara? çevre kuruluşları falan yok mu ki gelsin ceza kessin? içim acıyor onlar her kağıdı öylece çpe atınca.
ben küçüklüğümden beri, ilkokul öğretmenime borçlu olduğum kağıt tutumluluğu özelliğimi hala koruyorum. her atık kağıdı mümkün olduğunca ayrı yerde biriktirip, çöpe değil, çöpün yanına koyarım her ne kadar geri dönüşüme gitmese de. en azından kağıt toplayarak geçimini sağlayanlar çöpün içine girmek zorunda kalmasınlar diye düşünüyorum.
bu çalıştığım yerde de doğal olarak her gün onlarca kağıt atılıyor. ilk zamanlar söylemeye çekiniyordum ama artık o samimiyetin oluştuğunu düşündüm ve ilk öneriyi birkaç hafta önce ortay attım, "neden kağıtları ayrı yerde biriktirmiyoruz?" gelen cevap ise "e sen ayırsan da gideceği yer aynı". sonraki diyalog:
-nasıl ya? nasıl aynı?
+basbayaaağğ. geri dönüşüm yok ki.
-e olsun, çöpün yanına ayrı koyarız?
+ohooo hocam ya kim uğaşacak onunla
en son tamam dedim, kimse taşımazsa aşağı, sorun değil ben taşırım. gelin görün ki bunlar hala bildiğini okuyor, ben sadece kendi atacağım kağıtları biriktiriyorum.
az önce de yine bir konu geçti. yarım sayfaya çok rahat sığan bir yazıyı tam A4'e basmamı istedi kadın. dedim bu yarım sayfaya sığar, yazık koca kağıt gitmesin. "ama altına da not alırlaağğr *sanki defterleri yok*, hem nolcak ki bi kağıttan."
yahu, bir kağıt diye diye 1000 kişiye aynısını yapıyoruz, iki katı kağıt gidiyor boşa. ha bir de bu testleri arkalı önlü fotokopi çekmek de yok. neden? çünkü kötü görünüyormuş
ben ne yaptıysam bu kağıt tutumluluğu sağduyusunu geliştiremedim bu adamlarda. bir de çok görgülü vs geçinirler, zenginlikleriyle övünüler, adi plastikten yapılmış ürün kullanmazlarmış çünkü doğaya daha çok zarar veriyormuş vs.
yahu, napayım ki ben daha bu adamlara? çevre kuruluşları falan yok mu ki gelsin ceza kessin? içim acıyor onlar her kağıdı öylece çpe atınca.
hiç bilmediğim için soruyorum, abes gelirse kusuruma bakmayın, cehaletime verin.
zıpkınla balık avlamak ya da ticaretini yapmak neden yasak? balığı daha kötü şekilde öldürdüğü için mi?
zıpkınla balık avlamak ya da ticaretini yapmak neden yasak? balığı daha kötü şekilde öldürdüğü için mi?
yakın zamanda ankara'da olgunlar tarafına yolu düşecek olan varsa, bana paulo coelho - the witch of portobello'yu alabilir mi? ikinci el almak istiyorum, izmir'de bulamadım. gittigidiyor'dan da görmeden almak istemiyorum çok dağılmış falan gelir diye.
karşı ödemeli kargoyla da verilebilir, ya da her şey ödenirse ben kargoya verildikten hemen sonra hesaba eft de yapabilirim tüm ücreti.
karşı ödemeli kargoyla da verilebilir, ya da her şey ödenirse ben kargoya verildikten hemen sonra hesaba eft de yapabilirim tüm ücreti.
bir an durup düşündüm, facebook'ta yaptığım bir şey yok. hep başkalarının ne paylaştığına bakıp durmak aslında çok sıkıcı değil mi? kapattım ben de hesabımı. ama şimdi çok büyük boşluk içindeyim. iş yerinde çok fazla iş yüküm yok, işim bittiğinde hep bilgisayarda takılıyorum.
facebook da olmadığına göre, artık ne yapayım? stumbleupon demeyin, bütün sayfaları hatmettim, tekrar başa dönüyor bir süre sonra. biraz almanca aktivitelere bakıyorum ama ondan da sıkılıyorum bir süre sonra.
facebook da olmadığına göre, artık ne yapayım? stumbleupon demeyin, bütün sayfaları hatmettim, tekrar başa dönüyor bir süre sonra. biraz almanca aktivitelere bakıyorum ama ondan da sıkılıyorum bir süre sonra.
var mı?
ultra colour rich saten ruj serisinin buttered rum'ı var mı hala katalogda?
ultra colour rich saten ruj serisinin buttered rum'ı var mı hala katalogda?
nerelerde kendisi?
haziran ayında hollandalı bir arkadaşımın liderliğinde 9 tane 16 yaşında alman öğrenci türkiyeye geliyor. 3 günleri istanbulda geçecek. ben gezilecek yerleri bildiğim kadarıyla söyledim ama kalacak yer konusunda benim de hiçbir fikrim olmadığı için yardıma ihtiyacımız var. ucuz ve güvenli olacak şekilde nerede kalabilirler? eğlenmek için ne yapabilirler? yaşları biraz büyük olsa istiklalde beyoğlunda takılsınlar diyeceğim ama okul gezisi olduğu için çok içmeli falan ortam istemiyorlar her ne kadar alman olup biranın dibine vuruyor olsalar da.
kısacası, önerilerinize ihtiyacım var.
öptüm.
kısacası, önerilerinize ihtiyacım var.
öptüm.
evdeki bilgisayarda var zaten de, iş yerindekine de indireyim dedim, "the app is currently unrechable" diyor. google'dan mı kaynaklı, yoksa bu internet yasası falan şeyinden mi? artık gerçekten sorun mu var yoksa engelleniyor muyuz anlayamıyorum.
istemeye istemeye öğretmen oldum. şu an başlangıç için çok güzel bir maaşla, çok hafif şartlard çalışıyorum - tamam önceki duyurumda şikayetleniyordum am yine de haftada sadece 9 saat derse girerek 1600 tl para almak bence bir öğretmen için çok güzel.
ama bu iş benim kendimi 1 yıl sonra bile yaparken gördüğüm bir iş değil. sırf boş durmayım para kazanayım diye başladım. ama şu anki yerde devam edersem seneye 2 katı belki daha da fazla kazanıp, üstüne bu dershaneyi devralma durumum bile var. tabii ki net değil.
bu arada ben almanya sevdamdan vazgeçmeyip orada tekrar lisans okumak için başvurular yapıyorum. lk eleme sonucumu nisan gibi, onu geçersem son sonucu da ağustos gibi alacağım.
ama az önce ir mil geldi. thy'de kabin memurluğuna başvurmuştum birkaç ay önce. oradan ingilizce sınavına çağırıldım. boy sınırını geçersem kılpayı geçeceğim ve gerisinde hiçbir sorun kalmayacak. maaşı da ilk etapta 2500 civarı, birkaç ay sonra 6000 gibi bir şey oluyor.
ben aylardır bi çıkış yolu aradım, bir şey bulamadım, şimdi hepsi üst üste geliyor. öğretmenliği sevmiyorum ama kabin memurluğuna göre kolay iş, ama parası yarısı kadar. kabin memurluğu ilk başta havalı geliyor ama bazen otobüs muavinliğinden bile kötü olduğu kanısına kapılıyorum çünkü tuvaletler, yolcuların kaprisleri vs... ama maaş 6000. altı bin! bir şirkette genel müdür olsam görürüm heralde ancak o kadar parayı ama zaten genel müdür de olamam :D bunların dışında, ben almanyada ne iş olsa yaparım, sefalet de çeksem yaşarım kafasındayım. dolayısıyla üniversite başvurusu benim için şu an daha cazip geliyor, ama hadi kabul edilmezsem? işte o zaman kabin memurluğu şansı sonsuza dek yok olacak.
sizin böyle seçenekleiniz olsa hangisini seçerdiniz? neden? evet herkesin kararı kendine ama fikir almak istiyorum.
öptüm.
ama bu iş benim kendimi 1 yıl sonra bile yaparken gördüğüm bir iş değil. sırf boş durmayım para kazanayım diye başladım. ama şu anki yerde devam edersem seneye 2 katı belki daha da fazla kazanıp, üstüne bu dershaneyi devralma durumum bile var. tabii ki net değil.
bu arada ben almanya sevdamdan vazgeçmeyip orada tekrar lisans okumak için başvurular yapıyorum. lk eleme sonucumu nisan gibi, onu geçersem son sonucu da ağustos gibi alacağım.
ama az önce ir mil geldi. thy'de kabin memurluğuna başvurmuştum birkaç ay önce. oradan ingilizce sınavına çağırıldım. boy sınırını geçersem kılpayı geçeceğim ve gerisinde hiçbir sorun kalmayacak. maaşı da ilk etapta 2500 civarı, birkaç ay sonra 6000 gibi bir şey oluyor.
ben aylardır bi çıkış yolu aradım, bir şey bulamadım, şimdi hepsi üst üste geliyor. öğretmenliği sevmiyorum ama kabin memurluğuna göre kolay iş, ama parası yarısı kadar. kabin memurluğu ilk başta havalı geliyor ama bazen otobüs muavinliğinden bile kötü olduğu kanısına kapılıyorum çünkü tuvaletler, yolcuların kaprisleri vs... ama maaş 6000. altı bin! bir şirkette genel müdür olsam görürüm heralde ancak o kadar parayı ama zaten genel müdür de olamam :D bunların dışında, ben almanyada ne iş olsa yaparım, sefalet de çeksem yaşarım kafasındayım. dolayısıyla üniversite başvurusu benim için şu an daha cazip geliyor, ama hadi kabul edilmezsem? işte o zaman kabin memurluğu şansı sonsuza dek yok olacak.
sizin böyle seçenekleiniz olsa hangisini seçerdiniz? neden? evet herkesin kararı kendine ama fikir almak istiyorum.
öptüm.
konuşmacı olarak sunum yaptığımız bir konferansa ait bilgileri cv'ye hangi başlık altında yazmak gerekir?
öptüm.
öptüm.
üniversite başvurusu için istenen cv "tabular form"da olmalıymış. google'da arayınca gayet bildiğimiz cv formatları çıkıyor. europass formatında yazıp göndermek, tabular form'da yazmak olmuyor mu?
eğer olmuyorsa, tabular form'un belli bir şablonu var mı? paylaşır mısınız?
öptüm.
eğer olmuyorsa, tabular form'un belli bir şablonu var mı? paylaşır mısınız?
öptüm.
çalıştığım yer, toplamda 3 kişi çalıştığımız bi dil kursu. kadın benim dışımda derse giren diğer öğretmen, kocası da öğrenci işleri, hesap vs işlerine bakıyor.
normalde akşam derse giriyoruz ve benim dersim yoksa sabah erken gelip (10) akşam erken çıkıyorum (18). dersim varsa da geç geliyorum (13) ve ders bitince yani geç çıkıyorum (21).
bu insanla bugüne kadar bana hep iyi davranmış olsa da sanki alttan alttan oynatıyorlar gibi geldi. daha önce çok kez olan şey "x'cim, y bey rahatsız biraz bugün, akşama kadar sen durur musun? açıklama: diğer kadın akşam dersteyken gelen olursa onlarla ilgilenmek için kocası duruyor. ben dersteyken de kocası duruyor ama adam zaten hep geç geliyor yani sabah 10'dan akşam 9'a kadar duma diye bir şey yok. ama ben hep normal saatime uyacağım diye sabah 10'da geliyorum dersim yokken, ama işte gün içinde emrivaki yapıp "canım yhaa y bey hasta sen durur musun" dediklerinde de sabahın 10'undan akşamın 9'una kadar burda beklemek zorunda kalıyorum.
hastalıktı, tamam dedim ben hep ama bir seferinde adam güya hasta olduktan 1 gün sonra geldi, turp gibi maşallah. bir de kadın öyle bir anlatıyordu ki ay ateşten ölüyor, titriyor çok hasta vs. ben de ertesi gün adama endişeli olarak sordum ya iyi misiniz nasl oldunuz vs. adam da gayet normal "ben iyiyim ya bir şeyim yok" dedi.
bugün yine aynısı oldu. sabah geldim, öğlen bir mesaj, "y bey hasta, sen durur musun akşam ders bitene kadar". dururum demekten başka seçeneğim yok gibi hissettim. ben sanıyorum ki adam hasta. ama kadın az önce telefonda konuşurken "ya işte y'nin de bugün pek keyfi yok, sabah evden çıktık, havanın bozuk olduğunu görünce çalışası gelmedi geri eve döndü" dedi. ben de bunu duydum tabii. ve bozuldum, sinirlendim. ben neşeden ölmüyorum, mükemmel hissetmiyorum hatta kafamdaki bi dolu düşünceden dolayı sadece 3 saat uyuyabildim, sabah 10'da geldim ve şimdi o adamın keyfi yok diye akşamın 9'una kadar burda duruyorum.
eminim ki bir daha isteyecekler benden böyle bir şey. o zaman ne yapayım? ne diyeyim?
bu arada, bu çift doğal olarak benim işverenlerim, ama yine de böyle bir şey istemeye hakları olduğunu düşünmüyorum sonuçta bana ekstra ödeme yapmıyorlar daha fazla çalıştığım için.
normalde akşam derse giriyoruz ve benim dersim yoksa sabah erken gelip (10) akşam erken çıkıyorum (18). dersim varsa da geç geliyorum (13) ve ders bitince yani geç çıkıyorum (21).
bu insanla bugüne kadar bana hep iyi davranmış olsa da sanki alttan alttan oynatıyorlar gibi geldi. daha önce çok kez olan şey "x'cim, y bey rahatsız biraz bugün, akşama kadar sen durur musun? açıklama: diğer kadın akşam dersteyken gelen olursa onlarla ilgilenmek için kocası duruyor. ben dersteyken de kocası duruyor ama adam zaten hep geç geliyor yani sabah 10'dan akşam 9'a kadar duma diye bir şey yok. ama ben hep normal saatime uyacağım diye sabah 10'da geliyorum dersim yokken, ama işte gün içinde emrivaki yapıp "canım yhaa y bey hasta sen durur musun" dediklerinde de sabahın 10'undan akşamın 9'una kadar burda beklemek zorunda kalıyorum.
hastalıktı, tamam dedim ben hep ama bir seferinde adam güya hasta olduktan 1 gün sonra geldi, turp gibi maşallah. bir de kadın öyle bir anlatıyordu ki ay ateşten ölüyor, titriyor çok hasta vs. ben de ertesi gün adama endişeli olarak sordum ya iyi misiniz nasl oldunuz vs. adam da gayet normal "ben iyiyim ya bir şeyim yok" dedi.
bugün yine aynısı oldu. sabah geldim, öğlen bir mesaj, "y bey hasta, sen durur musun akşam ders bitene kadar". dururum demekten başka seçeneğim yok gibi hissettim. ben sanıyorum ki adam hasta. ama kadın az önce telefonda konuşurken "ya işte y'nin de bugün pek keyfi yok, sabah evden çıktık, havanın bozuk olduğunu görünce çalışası gelmedi geri eve döndü" dedi. ben de bunu duydum tabii. ve bozuldum, sinirlendim. ben neşeden ölmüyorum, mükemmel hissetmiyorum hatta kafamdaki bi dolu düşünceden dolayı sadece 3 saat uyuyabildim, sabah 10'da geldim ve şimdi o adamın keyfi yok diye akşamın 9'una kadar burda duruyorum.
eminim ki bir daha isteyecekler benden böyle bir şey. o zaman ne yapayım? ne diyeyim?
bu arada, bu çift doğal olarak benim işverenlerim, ama yine de böyle bir şey istemeye hakları olduğunu düşünmüyorum sonuçta bana ekstra ödeme yapmıyorlar daha fazla çalıştığım için.