az önce babamdan dolayı sahip olduğum sigortayla ilgili bir soru için alo 170'i aradım ama onlar da kabataslak bir bilgi verip, daha detaylı bilgiyi emekli sandığından alabileceğini söylediler. şimdi internette özellikle emekli sandığı için ayrılmış hiçbir bölüm veya iletişim numarası bulamıyorum. ne yapayım?
giriş cümlesi bulamadım, başından sonundan anlatacağım. 95 doğumlu bir kız kuzenim var. konu onunla ilgili.
akrabalar içinde en modern, en geniş fikirli aile benimkiler. anneanne ve dede hacı, teyze tam bir büyümemiş ergen kezban, dayılardan biri kendi halinde ama eline 3 kuruş para geçtiğinde kumara kaptırdığı için şimdi zorda kalmış bir devlet memuru, diğer dayı da lise terk, çocukluğundan beri eczanede çalışmış ama 5-6 yıl öncesinde o zamana kadar hep çalışmış olduğu tek eczane kapanınca 1 yıl kadar işsiz kalmış, iş bulana kadar anneannemlerden para almak zorunda kalmış, şimdi asgari ücretle sabahtan akşama kadar eşşek gibi çalışan, yaptığı iş tamamen fiziksel güç gerektiren, ileri seviyeye ulaşmış şeker hastası, birisi bu mevzubahis kız olan 2 çocuk sahibi. diğeri ilkokul yaşlarında bir oğlan.
kız geçen yıl üniversiteye başladı. ankarada yaşıyorlar, aldığı puan en düşük bölümlere ancak yetiyordu. eskişehirde mezun olduğunda hiçbir iş bulamayacağı bir bölümü yazdı tek tercih olarak. aynı bölüm ankaradaki üniversitelerde de tutuyordu. ben tercih döneminde yurtdışında olduğum için konuya çok hakim olamadım ama aile fertlerinden yakın çevredeki arkadaşlara, hepsi ankarada bölüm yazması için binbir dil dökmüşler. hatta aile dostlarından birisi ankarada okursan bütün eğitim masraflarını ben karşılarım demiş. ama bu gerizekalı ankarada kalırsa üniversite öğrencisi gibi yaşayamayacağını, ne olursa olsun eskişehire gideceğini, en yakın arkadaşına söz verdiğini ve onu yarı yolda bırakamayacağını söylemiş, kimseyi dinlememiş. üstelik aileye sormadan diğer kıza ev bile tutturmuş, eşyaları aldırmış, her şeyi ödemek zorunda kalmak için ailesine yani dayımlara baştan duyurmamış. sonra iş orda yurt ayarlama aşamasına geldiğinde ben zaten ev tuttum falan demiş. dayımlar da hayır yurtta kalacaksın diyince evden kaçarım falan diye tehdit etmiş sanırım, o kadar detayını bilmiyoruz.
şimdi bu aile şöyle bir şeydi; ben 1. sınıfta saçlarımı kırmızıya boyattım diye dayım anneme de bana da saymadığını bırakmadı. zaten cahilin önde gideni, öyle cahilce şeyler söyledi ki, ciddiye alınacak gibi değildi zaten. zaten benim ailem de takmadı, dikkate almadı. ama bu kız daha lise 2ye giderken kaşını gözünü dudağını deldirdi, saçlarını ilk ay kırmızıya ikinci ay maviye üçüncü ay mora falan boyadı. anneannem dayıma kızdığında da "e kocaman kız artık kendi kararını kendi versin" diyerek anneanneme çıkıştı. zaten altından kalkamadığı durumlarda hep hakaret ederek karşılık veren bir tip.
neyse, dayımın durumu şu günlerde iyice kötü. adam günde 15 saate yakın çalışıyor, yengem göstermelik işlere girip girip çıkıyor, ay çok zormuş, uf çok sıkıcıymış vs. dayım çoğu zaman koli taşıyor ve onları taşırken de dizlerine falan çarpıyormuş. artık hastalığından dolayı da vücudundaki yaralar iyileşmemeye başlamış. parmakları bacakları hep yara olmuş.
bu arada bizim kuzen ne yapıyor acaba diye facebooktan fake bir hesaptan ekledim. her haftasonu eskişehirden istanbula gitmiş. eskişehirde hep barların tuvaletlerinde falan saçma salak fotoğrafları var. dövme falan yaptırmış. bir de bu kız babasının o durumuna rağmen sürekli ev değiştiriyor (her seferinde aynı arkadaşıyla). bir keresinde laptop'ım çalındı demiş, daha taksiti devam ederken. dayım da yenisini almış göndermiş. ama biz çalındığını hiç sanmıyoruz, muhtemelen satmıştır. en son bi iphone 5s almış, geçenlerde de onu tuvalete düşürmüş, bunu facebookta yazmış. arkadaşları nasıl kurtarabileceğini anlatmış yorumlarda, bu da aman ya boklu telefonla ne uğraşıcam, yenisini aldım bile yihoho gibi şeyler demiş. hatta bir paylaşım daha var ki kanım dondu. bitstripten ev arkadaşıyla kendisini çizmiş, konuşma balonlarında da bir süpermarkette daha önceden yaptıkları hırsızlık gibi bunu da çok kolay halledebiliriz falan diye bir şeyler yazmış. burda kamera yok gel buraya aldıklarını arkadan çantama koy vs.
her geöen gün bu kız iyice boka batıyor, görüyoruz. ama ailesinin hiçbir şeyden haberi yok. hatta geçenlerde kim milyoner olmak ister'den çağırdılar istanbula gidiyorum demiş. güya ilk mülakatta "biz size haber vereceğiz ama mutlaka istanbulda durmalısınız ayrılırsanız çağıramayız" demişler. bu da baya 1 ay falan istanbulda takılmış. daha önce ben de çağırıldım o yarışmadan, tamam gitmedim ama kimse yemez heralde kanalın 1 ay boyunca istanbulda kalacaksınız demesini. ama dayıma da öyle bir demiş ki, işte o parayı kesin alıcam size de yardım edicem vs.
neyse bu kız böyle bi dolu şey yapıyor hala. sizce ne yapmalı? muhtemelen uyuşturucu falan da kullanıyor, paylaşımları, yazdıkları, fotoğrafları falan tam o şekilde. geri dönülmez yola girmiş mi? girmeden biz dayımla konuşup ne pahasına olursa olsun eskişehirden çekip almalı mıyız kızı? inanın ne yapacağımı bilemiyorum ve dayımın o halini düşündükçe, kızın yediği bokları gördükçe üzüntü kızgınlık neyse hepsi birbirine giriyor.
hatta eğer eskişehirde olanınız varsa bu şüphelerim yerli mi yersiz mi diye 1-2 gün takip bile ettirmeyi düşünmedim değil.zaten eskişehirde kim nerde ne yapıyor herkes birbirini tanıyor sanırım. dikkat çeken de bir tip, görmek bulmak zor olmayacaktır.
edit: tekrar okuyunca yobaz bağnaz gibi bir izlenim verdiğimi gördüm. benim derdim dövmesiyle saçıyla başıyla değil. ama biliyoruz ki bu işler dünya para istiyor. babası hala her akşam yemeğini sırf masraf olmasın diye anneannemlerde yerken bu kızın bu savurganlığı, hasta olan babasını düşünmemesi beni çileden çıkarıyor.
edit 2: bahsetmem gereken bir şeyi unutmuşum. bir keresinde bu kız kaburgalarını kırıp ankaraya eve gitmiş. nasıl olduğunu sorduklarında da yataktan düştüm demiş. gerçekten dayım buna nasıl inandı, inanmadıysa nasıl sessiz kaldı aklım almıyor. kaburga nasıl kırılır ki? tek bir arkadaşım kaburgalarını kırdıi o da yamaçparaşütü kazasında. öyle yataktan düşmeyle kaburga kırılsaydı hepimiz çok kolay ölürdük sanırım.
akrabalar içinde en modern, en geniş fikirli aile benimkiler. anneanne ve dede hacı, teyze tam bir büyümemiş ergen kezban, dayılardan biri kendi halinde ama eline 3 kuruş para geçtiğinde kumara kaptırdığı için şimdi zorda kalmış bir devlet memuru, diğer dayı da lise terk, çocukluğundan beri eczanede çalışmış ama 5-6 yıl öncesinde o zamana kadar hep çalışmış olduğu tek eczane kapanınca 1 yıl kadar işsiz kalmış, iş bulana kadar anneannemlerden para almak zorunda kalmış, şimdi asgari ücretle sabahtan akşama kadar eşşek gibi çalışan, yaptığı iş tamamen fiziksel güç gerektiren, ileri seviyeye ulaşmış şeker hastası, birisi bu mevzubahis kız olan 2 çocuk sahibi. diğeri ilkokul yaşlarında bir oğlan.
kız geçen yıl üniversiteye başladı. ankarada yaşıyorlar, aldığı puan en düşük bölümlere ancak yetiyordu. eskişehirde mezun olduğunda hiçbir iş bulamayacağı bir bölümü yazdı tek tercih olarak. aynı bölüm ankaradaki üniversitelerde de tutuyordu. ben tercih döneminde yurtdışında olduğum için konuya çok hakim olamadım ama aile fertlerinden yakın çevredeki arkadaşlara, hepsi ankarada bölüm yazması için binbir dil dökmüşler. hatta aile dostlarından birisi ankarada okursan bütün eğitim masraflarını ben karşılarım demiş. ama bu gerizekalı ankarada kalırsa üniversite öğrencisi gibi yaşayamayacağını, ne olursa olsun eskişehire gideceğini, en yakın arkadaşına söz verdiğini ve onu yarı yolda bırakamayacağını söylemiş, kimseyi dinlememiş. üstelik aileye sormadan diğer kıza ev bile tutturmuş, eşyaları aldırmış, her şeyi ödemek zorunda kalmak için ailesine yani dayımlara baştan duyurmamış. sonra iş orda yurt ayarlama aşamasına geldiğinde ben zaten ev tuttum falan demiş. dayımlar da hayır yurtta kalacaksın diyince evden kaçarım falan diye tehdit etmiş sanırım, o kadar detayını bilmiyoruz.
şimdi bu aile şöyle bir şeydi; ben 1. sınıfta saçlarımı kırmızıya boyattım diye dayım anneme de bana da saymadığını bırakmadı. zaten cahilin önde gideni, öyle cahilce şeyler söyledi ki, ciddiye alınacak gibi değildi zaten. zaten benim ailem de takmadı, dikkate almadı. ama bu kız daha lise 2ye giderken kaşını gözünü dudağını deldirdi, saçlarını ilk ay kırmızıya ikinci ay maviye üçüncü ay mora falan boyadı. anneannem dayıma kızdığında da "e kocaman kız artık kendi kararını kendi versin" diyerek anneanneme çıkıştı. zaten altından kalkamadığı durumlarda hep hakaret ederek karşılık veren bir tip.
neyse, dayımın durumu şu günlerde iyice kötü. adam günde 15 saate yakın çalışıyor, yengem göstermelik işlere girip girip çıkıyor, ay çok zormuş, uf çok sıkıcıymış vs. dayım çoğu zaman koli taşıyor ve onları taşırken de dizlerine falan çarpıyormuş. artık hastalığından dolayı da vücudundaki yaralar iyileşmemeye başlamış. parmakları bacakları hep yara olmuş.
bu arada bizim kuzen ne yapıyor acaba diye facebooktan fake bir hesaptan ekledim. her haftasonu eskişehirden istanbula gitmiş. eskişehirde hep barların tuvaletlerinde falan saçma salak fotoğrafları var. dövme falan yaptırmış. bir de bu kız babasının o durumuna rağmen sürekli ev değiştiriyor (her seferinde aynı arkadaşıyla). bir keresinde laptop'ım çalındı demiş, daha taksiti devam ederken. dayım da yenisini almış göndermiş. ama biz çalındığını hiç sanmıyoruz, muhtemelen satmıştır. en son bi iphone 5s almış, geçenlerde de onu tuvalete düşürmüş, bunu facebookta yazmış. arkadaşları nasıl kurtarabileceğini anlatmış yorumlarda, bu da aman ya boklu telefonla ne uğraşıcam, yenisini aldım bile yihoho gibi şeyler demiş. hatta bir paylaşım daha var ki kanım dondu. bitstripten ev arkadaşıyla kendisini çizmiş, konuşma balonlarında da bir süpermarkette daha önceden yaptıkları hırsızlık gibi bunu da çok kolay halledebiliriz falan diye bir şeyler yazmış. burda kamera yok gel buraya aldıklarını arkadan çantama koy vs.
her geöen gün bu kız iyice boka batıyor, görüyoruz. ama ailesinin hiçbir şeyden haberi yok. hatta geçenlerde kim milyoner olmak ister'den çağırdılar istanbula gidiyorum demiş. güya ilk mülakatta "biz size haber vereceğiz ama mutlaka istanbulda durmalısınız ayrılırsanız çağıramayız" demişler. bu da baya 1 ay falan istanbulda takılmış. daha önce ben de çağırıldım o yarışmadan, tamam gitmedim ama kimse yemez heralde kanalın 1 ay boyunca istanbulda kalacaksınız demesini. ama dayıma da öyle bir demiş ki, işte o parayı kesin alıcam size de yardım edicem vs.
neyse bu kız böyle bi dolu şey yapıyor hala. sizce ne yapmalı? muhtemelen uyuşturucu falan da kullanıyor, paylaşımları, yazdıkları, fotoğrafları falan tam o şekilde. geri dönülmez yola girmiş mi? girmeden biz dayımla konuşup ne pahasına olursa olsun eskişehirden çekip almalı mıyız kızı? inanın ne yapacağımı bilemiyorum ve dayımın o halini düşündükçe, kızın yediği bokları gördükçe üzüntü kızgınlık neyse hepsi birbirine giriyor.
hatta eğer eskişehirde olanınız varsa bu şüphelerim yerli mi yersiz mi diye 1-2 gün takip bile ettirmeyi düşünmedim değil.zaten eskişehirde kim nerde ne yapıyor herkes birbirini tanıyor sanırım. dikkat çeken de bir tip, görmek bulmak zor olmayacaktır.
edit: tekrar okuyunca yobaz bağnaz gibi bir izlenim verdiğimi gördüm. benim derdim dövmesiyle saçıyla başıyla değil. ama biliyoruz ki bu işler dünya para istiyor. babası hala her akşam yemeğini sırf masraf olmasın diye anneannemlerde yerken bu kızın bu savurganlığı, hasta olan babasını düşünmemesi beni çileden çıkarıyor.
edit 2: bahsetmem gereken bir şeyi unutmuşum. bir keresinde bu kız kaburgalarını kırıp ankaraya eve gitmiş. nasıl olduğunu sorduklarında da yataktan düştüm demiş. gerçekten dayım buna nasıl inandı, inanmadıysa nasıl sessiz kaldı aklım almıyor. kaburga nasıl kırılır ki? tek bir arkadaşım kaburgalarını kırdıi o da yamaçparaşütü kazasında. öyle yataktan düşmeyle kaburga kırılsaydı hepimiz çok kolay ölürdük sanırım.
Lanet olasica su zikkim daha boyle artmaya devam edecek mi? Ne zaman elime toplu para gecse 2.90larda oluyor, ben aliyorum 80e dusuyor. Napayim bekleyim mi bikac gun daha?
www.doppelherz.de
Linkteki urunden 1 adet almanyadan turkiyeye istesek bu yasal acidan sorun olusturur mu? Olusturursa nasil bir sorun olusturur?
Linkteki urunden 1 adet almanyadan turkiyeye istesek bu yasal acidan sorun olusturur mu? Olusturursa nasil bir sorun olusturur?
eğer kabul edilirsem, yurtdışında tekrardan lisans okuma durumum var, ama aslında durumum yok. yani maddi olarak. aileden sıfır destekle gideceğim, "kız başıma" ne iş bulsam yapacağım. şimdiden o şehirdeki iş ilanlarına bakıyorum da, seçenekler baya kısıtlı. hatta seçenek yok, sadece mühendis arıyor adamlar. ben de olur da gidersem diye gitmeden iş bulma şansımı artırmak için mümkün olduğunca "şey" ekleyeyim istiyorum kendime. karnımı doyurmam, en azından kiramı ödemem lazım. karnım doymasa da olur, razıyım.
karşıma en sık çıkan şartlardan biri de sap bilgisi. ne olduğunu az çok öğrendim, hatta eski bir duyuruda bunun çok geniş kapsamlı olduğunu, o yüzden "sap nasıl öğrenilir" gibi bir sorunun net bir cevabı olmadığını da okudum. ama yine de, nasıl öğrenilir bu sap? illa ki kursuna gidip sertifika mı almak lazım işverene kendimizi kabul ettirmek için? değilse ben bu programı şimdi kurcalaya kurcalaya öğrenmek istiyorum, ama sanıyorum programı satın almadan bu mümkün değil. peki ona yakın, benzer, ücretsiz ya da deneme sürümü olan, veya crack yapabileceğim başka bir yazılım daha var mı? onu öğrenip en azından onu söylerim, "sap bilmiyorum ama muadili olan şunu şunu biliyorum" diye. olmaz mı?
karşıma en sık çıkan şartlardan biri de sap bilgisi. ne olduğunu az çok öğrendim, hatta eski bir duyuruda bunun çok geniş kapsamlı olduğunu, o yüzden "sap nasıl öğrenilir" gibi bir sorunun net bir cevabı olmadığını da okudum. ama yine de, nasıl öğrenilir bu sap? illa ki kursuna gidip sertifika mı almak lazım işverene kendimizi kabul ettirmek için? değilse ben bu programı şimdi kurcalaya kurcalaya öğrenmek istiyorum, ama sanıyorum programı satın almadan bu mümkün değil. peki ona yakın, benzer, ücretsiz ya da deneme sürümü olan, veya crack yapabileceğim başka bir yazılım daha var mı? onu öğrenip en azından onu söylerim, "sap bilmiyorum ama muadili olan şunu şunu biliyorum" diye. olmaz mı?
4-5, belki de daha çok sene önce facebookta guitar hero gibi bir oyun vardı. mantık guitar hero ile aynı, klavyedeki sayılarla şarkıyı çalıyorduk. adı neydi?
yahu yemin ederim artık nefret ediyorum şuraya gelmeye. daha önce şöyle durumlar vardı:
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
ben tahammül edemiyorum bu insanlara. geçtiğimiz dönem hep emrivaki yaparak "ay canııım, x bey bugün hasta olduğu için gelemeyecek, akşam 9'a kadar sen durur musun" diyerek yüzümün yumuşaklığından yararlanarak sabah 10-akşam 9 çaıştırdılar 2 hafta kadar. hatta birisinde "x bey hasta" demesine rağmen, ertesi gün x beyle karşılaştığımda "yoo ben hasta değilim ki" bile dedi.
bugün ayın 16sı. malum dün pazar olduğu için çalışmadık. ama cumartesi günü hepimiz burdaydık. maaşı vermediler. belki bugün ayarlarlar diye umutlanıyordum, ama yine yok. ve bu x bey yine 5 gün gelemeyecekmiş, rahatsızmış biraz. bana yarın da gelebilir misin dediler, ben de "aaa ben yarına güzellik salonundan randevu almıştım, yarın gitmezsem 1 ay sarkacak" dedim, ben bunu diyene kadar canımlı cicimli konuşan kadın "ama sağlık problemi olduğu için önemli. sen gelmezsen başkasını bulayım" dedi. ben de bu kez gerçekten önemli bir şey var diye düşünüp yine tamam dedim. ama sonra da öğrendim ki kayıt yaptıran öğrencilerin sayısı az diye canı sıkkınmış adamın. tansiyonu yükselmiş vs.
şimdi yine aptal yerine koyuldum gibi hissediyorum ama yapamadım işte. size nasıl bu durum?
evet aslında yine adam akıllı soru yok. yine sadece içimi dökmüş oldum.
edit: o değil de adam burayı takip ediyorsa çok kötü be.
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
ben tahammül edemiyorum bu insanlara. geçtiğimiz dönem hep emrivaki yaparak "ay canııım, x bey bugün hasta olduğu için gelemeyecek, akşam 9'a kadar sen durur musun" diyerek yüzümün yumuşaklığından yararlanarak sabah 10-akşam 9 çaıştırdılar 2 hafta kadar. hatta birisinde "x bey hasta" demesine rağmen, ertesi gün x beyle karşılaştığımda "yoo ben hasta değilim ki" bile dedi.
bugün ayın 16sı. malum dün pazar olduğu için çalışmadık. ama cumartesi günü hepimiz burdaydık. maaşı vermediler. belki bugün ayarlarlar diye umutlanıyordum, ama yine yok. ve bu x bey yine 5 gün gelemeyecekmiş, rahatsızmış biraz. bana yarın da gelebilir misin dediler, ben de "aaa ben yarına güzellik salonundan randevu almıştım, yarın gitmezsem 1 ay sarkacak" dedim, ben bunu diyene kadar canımlı cicimli konuşan kadın "ama sağlık problemi olduğu için önemli. sen gelmezsen başkasını bulayım" dedi. ben de bu kez gerçekten önemli bir şey var diye düşünüp yine tamam dedim. ama sonra da öğrendim ki kayıt yaptıran öğrencilerin sayısı az diye canı sıkkınmış adamın. tansiyonu yükselmiş vs.
şimdi yine aptal yerine koyuldum gibi hissediyorum ama yapamadım işte. size nasıl bu durum?
evet aslında yine adam akıllı soru yok. yine sadece içimi dökmüş oldum.
edit: o değil de adam burayı takip ediyorsa çok kötü be.
elle hazırlamam gereken bir "şey" var. fotoğraflardaki gibi bir fontla bir yazı yazmam gerekiyor ama ben S harfiyle başa çıkamadım. google'dan çeşitli fontları araştırdım ama ordan da bir esinlenme olmadı.
bu yazı tipine uyacak nasıl bir S harfi çizerdiniz?
imgur.com
bu yazı tipine uyacak nasıl bir S harfi çizerdiniz?
imgur.com
şimdi şehirfırsatlarından bu cinemaximum grouponundan alınca bunu istediğimiz film, sinema salonu ve koltuk için bilete dönüştürebiliyor muyuz? yoksa sadece belli koltukları mı groupon'a ayırıyorlar? aldıktan sonraki süreç nasıl işliyor?
kardeşimin odasına kuş girmiş. muhtemelen dün gece falan girmiş çünkü sabah kardeşim odasına girdiğinde yatağın üstünde ve odanın çeşitli yerlerinde kuş pisliği gördü, ama kuşun kendisi yoktu. az önce yatınca "hala çırpınan bir şey var gibi ses geliyor" diyince odayı aradık, yatağın arkasına bu bebecik düşmüş. 1 tam gün orda kalmış yani. babam çıkardı, eline tutarken hiç kaçmaya çalışmadı. uçmaya çalışmıyor bile. şimdi çamaşır sepetini ters çevirip o şekilde salonda tutacağız su falan koyup da bu hayvancık ne yer ki? çok korkmuş, bir de babam eline alır almaz kakasını yaptı, kuyruğu falan battı. acaba hasta mı ki? yarın veterinere götürün dedim ama umarız hastaysa yarına kadar sağ çıkabilir. bir de, cinsi ne ki bu kuşun? yavru mu yoksa böyle küçük türlerden mi bilemedik.
not: ben bunları yazarken salonda 5-6 tur uçmuş kendisi.
edit: birkaç farklı açıdan foto da ekledim. first, second, third, fourth diye gidiyor resmin hemen yukarısında.
imgur.com
edit: bilen kimse yok mu ya? yarın akşama kadar evde kimse veterinere götürebilecek durumda değil. 1 gün daha bizimle yaşayabilmesi için bir şey yapmamız lazım. durumu çok kötü duruyor. kafes gibi yaptığımız yerin içine su ve ıslak ekmek koyduk ama o köşede yatmış hiç kıpırdamadan duruyor. su tabağını biraz ağzına değdirdik su olduğunu anlasın diye ama yine kıpırdamadı. baya yere sıfırlamış gövdeyi, yatıyor. ayakta falan durmak yok. ölürse çok üzülürüm :(
not: ben bunları yazarken salonda 5-6 tur uçmuş kendisi.
edit: birkaç farklı açıdan foto da ekledim. first, second, third, fourth diye gidiyor resmin hemen yukarısında.
imgur.com
edit: bilen kimse yok mu ya? yarın akşama kadar evde kimse veterinere götürebilecek durumda değil. 1 gün daha bizimle yaşayabilmesi için bir şey yapmamız lazım. durumu çok kötü duruyor. kafes gibi yaptığımız yerin içine su ve ıslak ekmek koyduk ama o köşede yatmış hiç kıpırdamadan duruyor. su tabağını biraz ağzına değdirdik su olduğunu anlasın diye ama yine kıpırdamadı. baya yere sıfırlamış gövdeyi, yatıyor. ayakta falan durmak yok. ölürse çok üzülürüm :(
Iddaayla ilgili bilgim sifir. Kuponunun neye benzedigini bile bilmiyorum, o derece. Yarin tamamen sallayarak bi iddaa oynayayim diyorum ama bu cahil halimle bu iddaa oynanan yere (evet, nerde oynandigini da bilmiyorum) gitmeye utaniyorum. Yanimda gelip de bana yardimci olabilecek kimse de yok. Online falan oynanir mi bu? Ne yapayim ki?
www.trendyol.com
bu kremi kullanan var mı? işe yarıyor mu ki? bu kadar para vermeye değer mi? değmezse işe yarayan, daha ucuz bir muadili var mıdır?
bu kremi kullanan var mı? işe yarıyor mu ki? bu kadar para vermeye değer mi? değmezse işe yarayan, daha ucuz bir muadili var mıdır?
arkadaş listemden çıkarmak istediğim ÇOK FAZLA kişi var. profili hala aktif olanlardan kurtulmak kolay oluyor, listeye girip aşağı inip arkadaşlıktan çıkar diyoruz. ama hesabını dondurmuş olanlarda sorun çıkıyor. diyelim ki x, y ve z kişileri var dondurmuş olan. listede onlara geliyorum, tam x'in yanındaki "arkadaş" ibaresinin üzerine gelip "arkadaşlıktan çıkar" dediğim zaman otomatik olarak sayfa kendini yeniliyor. hemen yanında duran y kişisini bulmak için kocaaaa listeyi tekrar gezmem gerekiyor.
bunlardan kurtulmanın daha kolay bir yolu yok mudur? bu arada dondurulmuş hesapların hepsini silmek istemiyorum çünkü bazıları var ki ara sıra kapatıp ara sıra açıyorlar.
bunlardan kurtulmanın daha kolay bir yolu yok mudur? bu arada dondurulmuş hesapların hepsini silmek istemiyorum çünkü bazıları var ki ara sıra kapatıp ara sıra açıyorlar.
almanyadan herhangi bir eczaneden ihtiyacım olan bir ürün var ama önce fiyat öğrenmem gerekiyor. var mıdır bugün yarın eczaneye yolu düşecek olan? bi fiyat öğrensek?
sitelerinde sanki sağlıklı bilgi bulamadım gibi geldi. son başvuru tarihi gibi bir şey de göremedim zaten. sosyal bilimler enstitüsü ne zaman açar başvuruları? yoksa açtı da bitirdi bile mi?
yüz için la roche posay kullanıyorum ama sanırım vücut için o kadar yüksek korumaya gerek yok. gerçi lekelerin renginin iyice koyulaşmaması falan da gerekiyor, bilemedim. yağsız falan, ne alınmalı?
yaklaşık 1 ay önce masaya çotonk diye vurduktan sonra çok acımıştı, sonrasında çok fark etmedim ama mouse kullanırken falan böyle bir yee temas ettiğinde hala sızlıyor fotoğraftaki bölge. doku zedelenmesi mi ne deniyor buna? hiçbir zaman tamamen geçmeyenlerden mi?
yaptığım bi başvuru için self assessment test gönderdiler, süreli falan stres ola ola çözdüğüm bir şeydi. benden istenen, test bittiğinde "data -> save as" adımını takip edip, sonuçları pdf veya doc olarak kaydetmek, kaydettikten sonra o belgeyi istenen email adresine göndermek ve en sonunda alttaki submit butonuna basarak sisteme göndermekti. ama ben dedikleri adımları takip ettiğim halde html dışında hiçbir formatta kaydetmenin yolunu bulamadım ve öyle olunca süreyi de aşmamak için direkt submit ettim. ilgili kişiye sormak için mail attığımda 25 hazirana kadar ofiste değilim diye otomatik cevap geldi ama bu testi göndermenin son tarihi de 20 haziran.
ne yapayım ki şimdi ben? sadece submit edince zaten sisteme düşmüyor mu aslında bu tür test-anket vs'ler? testi tekrar çözebiliyorum sanırım-umarım. eğer söyleyebileceğiniz bir çözüm yolu varsa şansımı son kez deneyebilirim diye umuyorum.
ne yapayım ki şimdi ben? sadece submit edince zaten sisteme düşmüyor mu aslında bu tür test-anket vs'ler? testi tekrar çözebiliyorum sanırım-umarım. eğer söyleyebileceğiniz bir çözüm yolu varsa şansımı son kez deneyebilirim diye umuyorum.
haftaya negatif başladım, öyle de gidecek anlaşılan. içimi dökmek istiyorum sadece.
zaten sığlıklarına, gerizekalı espri anlayışlarına, elit gibi görünmeye çalışarak aslında tam birer görgüsüz olmalarına, savurganlıklarıyla ilgili uyarınca duyarsız olduklarını kabul etmelerine ama bunu değiştirmeyeceklerini söylediklerine sinir oluyordum. son 10 gündür bu sinir olma durumu iyice arttı.
- kahvaltımı her sabah işe gelince yapardım. sadece cornflakes ve süt. bunun için de mutfakta bir kasem vardı. bu sabah geldim, kase yok. ara tara hiçbir yerde yok. neyse yemek tabağı tarzında bir şey buldum, ama dolabı açtım, sütlerim yok. 3 tane süt almıştım daha geçen hafta, 1 tanesinin yarısı içilmiş içinde pipeti bırakılmış şekilde dolaba geri koyulmuş, diğerleri yok. mecbur poğaça almaya çıkacağım birazdan.
- cumartesi günü buranın sahibi olan kadın sabahtan giriyor derse, ben de öğleden sonra. kadın dersi bitince gidiyor nasıl olsa artık bana gerek yok diye. ama onun dersi olduğu zamanlarda da bana gerek olmadığı halde ben de sabahın köründe geliyorum. hadi tamam, kendimi patronlar bir tutmamalıyım belki ama, onun ders araları 15er dakikayken benimkileri hiç benim fikrimi bile almadan 5er dakikaya düşürdüler. kadın kendisi gidince öğrenci işlerine bakan kocası kalıyor burada ben dersteyken. zaten bu üçümüzden başka da çalışan yok. benim teneffüsleri 5 dakikaya indirmelerinin sebebi de, adam cumartesi gününü biraz daha fazla kullanmak istiyormuş, ders erken biterse çabuk çıkacakmış. o gideceği yere yarım saat daha erken gidebilsin diye ben 4 saat hiç susmadan, teneffüs yapmadan, totomun üstüne oturamadan ders anlatmak zorundayım şimdi. çünkü teneffüste de öğrenciler gelip soru sorup durduğu için daha sınıftan çıkamadan diğer ders başlıyor. bunu adama söylediğimde de "teneffüste soru kabul etmiyorum dersin" diyor. ama o zaman o öğrencilerin soruları hiç cevaplanamayacak. zaten diğer kadına sormaları gereken soruları da oluyor, onlar benim alanım olmadığı için cevaplayamıyorum ama kadın dersi bittikten sonra 5 dakika bile beklemeden uçup gittiği için onun alanı da bana kalıyor. bu durumda öğencilere "teneffüste soru kabul etmiyorum" diyebilecek durumda değilim ki zaten öğrenci dediklerim de yetişkin insanlar, kimisi 40ından fazla.
şimdilik aklıma sadece bunlar geldi. zaten ya sözleşmem bitince ya da üniversite başvurularımdan kabul alırsam eylülde çıkıp gideceğim ama o zamana kadar nasıl dayanacağım bilmiyorum. o gerizekalı tavırları olmasa, uyanık geçinmeye çalışmasalar çok çalışmaya da razıyım ama resmen kendi mallıkları yüzünden ben onların açığını kapatmak zorunda kalıyorum her seferinde.
edit: bu arada bu insanlar hem ön hem arka kapısı olan bir mekanın aslında 2 farklı mekan olduğu konusunda ısrar eden insanlar. şöyle ki,
kadın: aşkıığm, bak burası da varmış, bi gün de buraya gelelim olmaz mı?
adam: yok hayatım, arka taraftaki daha temiz, hem yemekleri de daha güzel.
adam kendinden o kadar emin ki bunu söylerken, ama bir ke dahi oraya gitmiş olsa, yani o diğer mekan diye konuştukları yeri biliyor olsa zaten menüsünden bile aynı yer olduğunu anlar. isimleri aynı ya, onu bile görmüyorlar.
ay çok doldum ben.
zaten sığlıklarına, gerizekalı espri anlayışlarına, elit gibi görünmeye çalışarak aslında tam birer görgüsüz olmalarına, savurganlıklarıyla ilgili uyarınca duyarsız olduklarını kabul etmelerine ama bunu değiştirmeyeceklerini söylediklerine sinir oluyordum. son 10 gündür bu sinir olma durumu iyice arttı.
- kahvaltımı her sabah işe gelince yapardım. sadece cornflakes ve süt. bunun için de mutfakta bir kasem vardı. bu sabah geldim, kase yok. ara tara hiçbir yerde yok. neyse yemek tabağı tarzında bir şey buldum, ama dolabı açtım, sütlerim yok. 3 tane süt almıştım daha geçen hafta, 1 tanesinin yarısı içilmiş içinde pipeti bırakılmış şekilde dolaba geri koyulmuş, diğerleri yok. mecbur poğaça almaya çıkacağım birazdan.
- cumartesi günü buranın sahibi olan kadın sabahtan giriyor derse, ben de öğleden sonra. kadın dersi bitince gidiyor nasıl olsa artık bana gerek yok diye. ama onun dersi olduğu zamanlarda da bana gerek olmadığı halde ben de sabahın köründe geliyorum. hadi tamam, kendimi patronlar bir tutmamalıyım belki ama, onun ders araları 15er dakikayken benimkileri hiç benim fikrimi bile almadan 5er dakikaya düşürdüler. kadın kendisi gidince öğrenci işlerine bakan kocası kalıyor burada ben dersteyken. zaten bu üçümüzden başka da çalışan yok. benim teneffüsleri 5 dakikaya indirmelerinin sebebi de, adam cumartesi gününü biraz daha fazla kullanmak istiyormuş, ders erken biterse çabuk çıkacakmış. o gideceği yere yarım saat daha erken gidebilsin diye ben 4 saat hiç susmadan, teneffüs yapmadan, totomun üstüne oturamadan ders anlatmak zorundayım şimdi. çünkü teneffüste de öğrenciler gelip soru sorup durduğu için daha sınıftan çıkamadan diğer ders başlıyor. bunu adama söylediğimde de "teneffüste soru kabul etmiyorum dersin" diyor. ama o zaman o öğrencilerin soruları hiç cevaplanamayacak. zaten diğer kadına sormaları gereken soruları da oluyor, onlar benim alanım olmadığı için cevaplayamıyorum ama kadın dersi bittikten sonra 5 dakika bile beklemeden uçup gittiği için onun alanı da bana kalıyor. bu durumda öğencilere "teneffüste soru kabul etmiyorum" diyebilecek durumda değilim ki zaten öğrenci dediklerim de yetişkin insanlar, kimisi 40ından fazla.
şimdilik aklıma sadece bunlar geldi. zaten ya sözleşmem bitince ya da üniversite başvurularımdan kabul alırsam eylülde çıkıp gideceğim ama o zamana kadar nasıl dayanacağım bilmiyorum. o gerizekalı tavırları olmasa, uyanık geçinmeye çalışmasalar çok çalışmaya da razıyım ama resmen kendi mallıkları yüzünden ben onların açığını kapatmak zorunda kalıyorum her seferinde.
edit: bu arada bu insanlar hem ön hem arka kapısı olan bir mekanın aslında 2 farklı mekan olduğu konusunda ısrar eden insanlar. şöyle ki,
kadın: aşkıığm, bak burası da varmış, bi gün de buraya gelelim olmaz mı?
adam: yok hayatım, arka taraftaki daha temiz, hem yemekleri de daha güzel.
adam kendinden o kadar emin ki bunu söylerken, ama bir ke dahi oraya gitmiş olsa, yani o diğer mekan diye konuştukları yeri biliyor olsa zaten menüsünden bile aynı yer olduğunu anlar. isimleri aynı ya, onu bile görmüyorlar.
ay çok doldum ben.
çok severek aldığım ama boyu uzun geldiği için 2 hafta önce terziye yaptırdığım bir kot pantolonum var. kırmızı. çok cici. ancak bu sabah terzideki işlemden sonra ilk kez giydim ve bir terzi gerçeğiyle daha karşı karşıya kaldım. kısa olmuş! kısa converse ile giyecektim ama iyice saçma bir görüntü olacağı için spor ayakkabıyla giydim, onda bile baya oturduğum zaman o iğrenç "pantolon arası bilek görüntüsü" ortaya çıkıyor. çok sevmiştim bu pantolunu ya, napayım ki ben şimdi? resmen içime oturdu, çok üzgünüm.
her ay birkaç yüz euro alıp kenara atıyorum, kısa vadede lazım olacağından dolayı. ama şerefsiz vakıfbank meğer 6 ayda 15 euro kesmiş bankadaki euroladan, ben de evde tutuyorum şimdi.
1- aslında böyle kesinti yapmayan bir banka arıyorum ama sanırım yurtdışındayken ulaşıp paramı çekebileceğim herhangi bir bankanın böyle bir uygulaması yok.
2- enpara nedir tam olarak? şube falan yokmuş ama o zaman ben buraya nasıl paramı yatıracağım? bu konularda bilgim sıfır. anneye anlatır gibi anlatırsanız sevinirim. sözlükte hakkında yazanları okumaya çalıştım ama sıfır bilgiye yönelik bir şey yok gibi pek.
1- aslında böyle kesinti yapmayan bir banka arıyorum ama sanırım yurtdışındayken ulaşıp paramı çekebileceğim herhangi bir bankanın böyle bir uygulaması yok.
2- enpara nedir tam olarak? şube falan yokmuş ama o zaman ben buraya nasıl paramı yatıracağım? bu konularda bilgim sıfır. anneye anlatır gibi anlatırsanız sevinirim. sözlükte hakkında yazanları okumaya çalıştım ama sıfır bilgiye yönelik bir şey yok gibi pek.
makedonyada yaşayan, oralarda tanıdığı olan ya da makedonyada nasıl iş bulunabileceğiyle ilgili bilgisi olan var mı? toplanguagejobs, monster gibi sitelerden sonuç alınamıyor makedonya için.
yatırım işiyle ilgili bilgim, atomu parçalamakla ilgili olan bilgimden daha azdır.
az önce yatırımla ilgili bir soruyu gördükten sonra arsa fiyatlarına bir bakayım dedim ve şunu gördüm: www.sahibinden.com
ne ki bu? baya 1100 metrekare arsaya 1100 tl mi veriliyor? e bu çok saçma değil mi, neresinde olursa olsun istanbul gibi bir yerde? ben mi yanlış anlıyorum bir şeyleri?
az önce yatırımla ilgili bir soruyu gördükten sonra arsa fiyatlarına bir bakayım dedim ve şunu gördüm: www.sahibinden.com
ne ki bu? baya 1100 metrekare arsaya 1100 tl mi veriliyor? e bu çok saçma değil mi, neresinde olursa olsun istanbul gibi bir yerde? ben mi yanlış anlıyorum bir şeyleri?
beklenen ios 8 güncellemesiyle ilgili açıklama yapmış apple:
www.huffingtonpost.com
iyi de, hani iphone muhteşemdi? bunların hepsi (double tap yapınca en sık görüşülen kişileri de görebilmenin dışında) zaten samsung'da, eski modellerinde bile yıllardır olan özellikler? iyi güzel, telefon hızlı ve samsung galaxy wonder'da yaşadığım ve yaşattığım sinir krizlerinden eser kalmadı, ama sanki 2 haftada iphone'dan pişman olmaya başladım. hız dışında sunduğu ayrı bir özellik, bir pratiklik yok sanki.
www.huffingtonpost.com
iyi de, hani iphone muhteşemdi? bunların hepsi (double tap yapınca en sık görüşülen kişileri de görebilmenin dışında) zaten samsung'da, eski modellerinde bile yıllardır olan özellikler? iyi güzel, telefon hızlı ve samsung galaxy wonder'da yaşadığım ve yaşattığım sinir krizlerinden eser kalmadı, ama sanki 2 haftada iphone'dan pişman olmaya başladım. hız dışında sunduğu ayrı bir özellik, bir pratiklik yok sanki.
elimde 200 sayfalık bir pdf dosyası var ama ben bunun içinden 4 sayfayı alıp, ayrı bir belge olarak kaydetmek zorundayım. bu işlem nasıl yapılır?
şu an "hay kafamı seveyim" modundayım. kendi kendime canımı çok sıktım. fikrinizi almak istedim. uzun oldu ama lütfen okuyun.
geçen yıl dünyanın en büyük şirketlerinden birinde (vay annesini, çok havalı) customer professional pozisyonuna başvurmuştum. en çok önem verdikleri şey dil becerileri ve yurtdışı tecrübesi falan. şirket de çek cumhuriyetinde bu arada.
ben telefon mülakatlarını falan geçtim, son aşama için prag'a çağırmışlardı. tam biletimi aldım vizeye başvurdum, dediler ki, sorry canım, biz bu süre içinde başkasını aldık seni iptal ettik. yahu ben biletimi bile aldım, 3 güne vizem çıkacak, ben yine de oraya uçacağım biletimin yanmasındansa. en azından sizi bi ziyaret edeyim diyince de o zaman sen yine de gel, gelmişken mülakatı yine yapalım, pozisyon açılırsa değerlendiririz dediler.
velhasıl, ben geçtiğimiz ağustos sonunda gittim, çok cici bir amerikan bir de fin amcayla mülakat yaptık. onlar çok memnun görünüyorlardı, zaten baya böyle espri falan yapıldı mülakat sırasında. sürekli notlar tuttular ve haliyle benim dikkatim dağıldı, ister istemez gözüm kaydı notlarına. merak etme olumlu veya olumsuz bir şey yazmıoyoruz, sadece dediklerinin kalıcı olması için kağıt üzerine ufak notlar halinde aktarıyoruz dediler. bu arada tabii bütün geçmişimden bahsedildi. o zaman almanyada bir asistanlığı yeni bitirmiştim, onu sordular. daha önca başka bir ülkede gönüllülük yapmıştım, onu sordular. AMA!!! ama ben yanımda koca bir dosya götürdüğüm halde çantamdan çıkarıp da bunlarla ilgili belgelerimi göstermeyi tamamen unuttum. ve bu da şimdi, evet nerdeyse 1 yıl sonra aklıma geldi.
mülakat sonucuna gelince. gayet olumlu olduğunu ve benimle çalışmayı gerçekten istediklerini söylediler daha sonraki mailleşmelerde. HOWEVER, pozisyon yokmuş arkadaş. koca şirket her ay türkçe bilen eleman alımı yapıyor ama pozisyon yok. çünkü her seferinde 1 hafta içinde işe başlayabilecek şekilde olanları alıyorlar. ama benim vize-çalışma isni vs 2 ay kadar sürecek en iyi ihtimalle. bu yüzden de almıyorlar. hatta bu kadar detayı da, linkedin'de iletişime geçtiğim şirket çalışanları (bu pozisyonun supervisorları-türk) söyledi. sağolsun birisi baya uğraştı, hatta beni mülakata alanlarla falan da görüştü. o adamlar da beni gerçekten çok beğendiklerini, başvuruğum pozisyondan daha üst bir pozisyonda bile değerlendirilebileceğimi söylemişler.
ama işte, durum böyle. ben o şirkete alınmadım ve şu an bok gibi bir ingilizce kursunda öğretmenlik yapıyorum.
soru şu: eğer ben o gün mülakat sırasında dosyalarımı çıkarıp belgelerimi göstermiş olsaydım az da olsa değişen bir şey olur muydu? demişler midir kız buraya elini kolunu sallaya sallaya gelmiş, mülakata geliyor ama belge bile getirmemiş diye? başvuru formumda zaten her şey vardı gerçi ve hepsi hakkında da konuştuk. ama o sertifikalarımın onlar tarafından görülmüş olmasının bir artısı olur muydu?
EDİT: şu an yine türkçe bilen eleman alımları var ve ben cover letter'ımı biraz modifiye edip, "böyle böyle bir süreç oldu aslında ama ben yine de şirketinizde çalışmayı çok istiyorum" gibi aşırı istekli olduğumu da ekleyerek yeniden başvuruyorum. sizce ne olur? ters teper mi?
geçen yıl dünyanın en büyük şirketlerinden birinde (vay annesini, çok havalı) customer professional pozisyonuna başvurmuştum. en çok önem verdikleri şey dil becerileri ve yurtdışı tecrübesi falan. şirket de çek cumhuriyetinde bu arada.
ben telefon mülakatlarını falan geçtim, son aşama için prag'a çağırmışlardı. tam biletimi aldım vizeye başvurdum, dediler ki, sorry canım, biz bu süre içinde başkasını aldık seni iptal ettik. yahu ben biletimi bile aldım, 3 güne vizem çıkacak, ben yine de oraya uçacağım biletimin yanmasındansa. en azından sizi bi ziyaret edeyim diyince de o zaman sen yine de gel, gelmişken mülakatı yine yapalım, pozisyon açılırsa değerlendiririz dediler.
velhasıl, ben geçtiğimiz ağustos sonunda gittim, çok cici bir amerikan bir de fin amcayla mülakat yaptık. onlar çok memnun görünüyorlardı, zaten baya böyle espri falan yapıldı mülakat sırasında. sürekli notlar tuttular ve haliyle benim dikkatim dağıldı, ister istemez gözüm kaydı notlarına. merak etme olumlu veya olumsuz bir şey yazmıoyoruz, sadece dediklerinin kalıcı olması için kağıt üzerine ufak notlar halinde aktarıyoruz dediler. bu arada tabii bütün geçmişimden bahsedildi. o zaman almanyada bir asistanlığı yeni bitirmiştim, onu sordular. daha önca başka bir ülkede gönüllülük yapmıştım, onu sordular. AMA!!! ama ben yanımda koca bir dosya götürdüğüm halde çantamdan çıkarıp da bunlarla ilgili belgelerimi göstermeyi tamamen unuttum. ve bu da şimdi, evet nerdeyse 1 yıl sonra aklıma geldi.
mülakat sonucuna gelince. gayet olumlu olduğunu ve benimle çalışmayı gerçekten istediklerini söylediler daha sonraki mailleşmelerde. HOWEVER, pozisyon yokmuş arkadaş. koca şirket her ay türkçe bilen eleman alımı yapıyor ama pozisyon yok. çünkü her seferinde 1 hafta içinde işe başlayabilecek şekilde olanları alıyorlar. ama benim vize-çalışma isni vs 2 ay kadar sürecek en iyi ihtimalle. bu yüzden de almıyorlar. hatta bu kadar detayı da, linkedin'de iletişime geçtiğim şirket çalışanları (bu pozisyonun supervisorları-türk) söyledi. sağolsun birisi baya uğraştı, hatta beni mülakata alanlarla falan da görüştü. o adamlar da beni gerçekten çok beğendiklerini, başvuruğum pozisyondan daha üst bir pozisyonda bile değerlendirilebileceğimi söylemişler.
ama işte, durum böyle. ben o şirkete alınmadım ve şu an bok gibi bir ingilizce kursunda öğretmenlik yapıyorum.
soru şu: eğer ben o gün mülakat sırasında dosyalarımı çıkarıp belgelerimi göstermiş olsaydım az da olsa değişen bir şey olur muydu? demişler midir kız buraya elini kolunu sallaya sallaya gelmiş, mülakata geliyor ama belge bile getirmemiş diye? başvuru formumda zaten her şey vardı gerçi ve hepsi hakkında da konuştuk. ama o sertifikalarımın onlar tarafından görülmüş olmasının bir artısı olur muydu?
EDİT: şu an yine türkçe bilen eleman alımları var ve ben cover letter'ımı biraz modifiye edip, "böyle böyle bir süreç oldu aslında ama ben yine de şirketinizde çalışmayı çok istiyorum" gibi aşırı istekli olduğumu da ekleyerek yeniden başvuruyorum. sizce ne olur? ters teper mi?
ielts sınav günü saat kaçta başlıyor? hala giriş bilgilerim gelmediği için bilmiyorum ama haftaya cumartesi iznimi ayarlamam için bugün içinde öğrenmem gerekiyor.
yok mu izmirde bu filmin gösterimi? vardı da bitti mi? kaçırdık mı?
telefonda bir siteye bir hesaptan giriş yapmıştım. ama ona parolayı hatırla vs demişim. başka hesaba giriş yapmak için o web sayfasını yeniden açtığımda hep diğer hesaptan giriş yapılmış şekilde açılıyor. cookieleri temizledim, auto fill'leri sildim, geçmişi de temizledim ama o hesap hep açılıyor. istemiyorum, kurtulmam lazım. yapmadığım ne kaldı ki daha?
bu uygulamayı kullanan var mı? sign up yaparken sitede farklı seçenekler var ve farklı sitelere yönlendiriyor. hangisini seçmek en iyisi, bilemedim.
ilk kez sigortalı olarak çalışıyorum ve bu konuyla ilgili çok bilgim yok. okuduğum şeylerden edindiğim bilgi, tam zamanlı çalışıp yarı zamanlı sigortası yatırıyolarsa benim "sömürüldüğüm" ve dolayısıyla çalıştığım yeri şikayet etme hakkımın olduğu.
ben 2013 kasım ayında bir dil kursunda öğretmen olarak işe girdim. her ne kadar tam zamanlı olsam da, haftada en fazla 12 saat derse giriyorum. diğer zamanlarda buraya sabahtan gelip, akşama kadar bazen hiçbir şey yapmadan oturmak, ders vermenin dışında yaptığım tek iş. belli dönemlerde (kayıt dönemi vs) sekreterliği de bana yıkıyorlar. günde 200'e yakın telefon konuşması yapıyorum. bu arada burası bir aile şirketi. benim dışımda buranın sahibi olan çiftten başka çalışan yok. 3 kişiyiz.
aldığım maaş 1600 tl ve benim sigorta primim part time olarak yatıyor-aylık 1071 tl görünüyor e-devlette. bu bana ilerisi için büyük sorun olur mu? olursa nasıl bir sorun olur? patron sözleşmeyi yaparken bundan ağız ucuyla bahsedip "biz de part time görünüyoruz" gibi bir şey demişti yanlış hatırlamıyorsam.
bu durumda ben burayı şikayet etmeli miyim? "böyle işi bulmuşsun, ne şikayeti?" m denir yoksa bana? şikayet etsem ne olur? etmesem, 1 yılı doldurana kadar böyle çalışsam ne olur? zaten sözleşmem bitmeden de çıkıp gitme ihtimalim var yaptığım üniversite başvurularının sonucuna göre. ama bu durumda maddi hiçbir yaptırım yok yaptığımız sözleşmeye göre. hem zaten 1 yılı doldursam da 2. yıl burda çalışmaya kesinlikle dayanamam. her ne kadar çok rahat bir iş olsa da, gidip geldiğim saatler normal bir işe göre gayet esnek olsa da sevmiyorum bu işi ve bu alanda daha fazla zaman kaybetmeden farklı bir alanda çalışmak için adım atmak istiyorum.
edit: evet part time değil, asgari diyecektim aslında.
ben 2013 kasım ayında bir dil kursunda öğretmen olarak işe girdim. her ne kadar tam zamanlı olsam da, haftada en fazla 12 saat derse giriyorum. diğer zamanlarda buraya sabahtan gelip, akşama kadar bazen hiçbir şey yapmadan oturmak, ders vermenin dışında yaptığım tek iş. belli dönemlerde (kayıt dönemi vs) sekreterliği de bana yıkıyorlar. günde 200'e yakın telefon konuşması yapıyorum. bu arada burası bir aile şirketi. benim dışımda buranın sahibi olan çiftten başka çalışan yok. 3 kişiyiz.
aldığım maaş 1600 tl ve benim sigorta primim part time olarak yatıyor-aylık 1071 tl görünüyor e-devlette. bu bana ilerisi için büyük sorun olur mu? olursa nasıl bir sorun olur? patron sözleşmeyi yaparken bundan ağız ucuyla bahsedip "biz de part time görünüyoruz" gibi bir şey demişti yanlış hatırlamıyorsam.
bu durumda ben burayı şikayet etmeli miyim? "böyle işi bulmuşsun, ne şikayeti?" m denir yoksa bana? şikayet etsem ne olur? etmesem, 1 yılı doldurana kadar böyle çalışsam ne olur? zaten sözleşmem bitmeden de çıkıp gitme ihtimalim var yaptığım üniversite başvurularının sonucuna göre. ama bu durumda maddi hiçbir yaptırım yok yaptığımız sözleşmeye göre. hem zaten 1 yılı doldursam da 2. yıl burda çalışmaya kesinlikle dayanamam. her ne kadar çok rahat bir iş olsa da, gidip geldiğim saatler normal bir işe göre gayet esnek olsa da sevmiyorum bu işi ve bu alanda daha fazla zaman kaybetmeden farklı bir alanda çalışmak için adım atmak istiyorum.
edit: evet part time değil, asgari diyecektim aslında.
evet, cevap gelmedikçe sorularım da artıyor.
1- mesaj engelleme yok mu bunda? arama değil, gelen reklam mesajlarından kurtulmak istiyorum sadece. operatörden çözülecek bir şey değil yani.
2- pilin %kaç kaldığını göstermenin telefonun kendisinden bir yolu var mı yoksa uygulama mı indirmem lazım? cevap ikinci seçenekse, hangi uygulama?
3- telefonun dilini ingilizce yaptığım halde saati 11 a.m yerine 11 ö.ö diye gösteriyor. facebook uygulamasında da çoğu şey ingilizceyken bazı kısımlar - mesela "3 saat önce" gibi - türkçe çıkıyor. kapatıp açıyorum, dili değiştirip yine ingilizce yapıyorum düzelmiyor. bu neden oluyor?
4- androiddeyken 3g watchdog kullanıyordum internet paketimi takip edebilmek için. ios için o yokmuş. muadili nedir?
5- günlük hayatta bana pratiklik sağlayacak hangi uygulamalar vardır? siz neleri kullanıyorsunuz?
1- mesaj engelleme yok mu bunda? arama değil, gelen reklam mesajlarından kurtulmak istiyorum sadece. operatörden çözülecek bir şey değil yani.
2- pilin %kaç kaldığını göstermenin telefonun kendisinden bir yolu var mı yoksa uygulama mı indirmem lazım? cevap ikinci seçenekse, hangi uygulama?
3- telefonun dilini ingilizce yaptığım halde saati 11 a.m yerine 11 ö.ö diye gösteriyor. facebook uygulamasında da çoğu şey ingilizceyken bazı kısımlar - mesela "3 saat önce" gibi - türkçe çıkıyor. kapatıp açıyorum, dili değiştirip yine ingilizce yapıyorum düzelmiyor. bu neden oluyor?
4- androiddeyken 3g watchdog kullanıyordum internet paketimi takip edebilmek için. ios için o yokmuş. muadili nedir?
5- günlük hayatta bana pratiklik sağlayacak hangi uygulamalar vardır? siz neleri kullanıyorsunuz?
1) (uluslararası) işletme okuyanlara dersler ve içerikleri konusunda danışmam gereken şeyler var. mesela, sayısal ağırlık aşırı fazla mı? sayısalı gerçekten kötü olan birisini çok zorlar mı? sayısal sayılabilecek hangi dersler var ve bu dersler için matematiğin hangi konularını bilmek gerekli?
2)en son lise 1'de matematik görmüş ve yaklaşık 8 senedir matematiğin yüzüne bakmamış, hatırladığı en kompleks konu oran-orantı olan birinin
faiz hesaplama
matris-doğrusal denklem
olasılık teorisi
differansiyel
gibi dersleri tek seferde vermesi mümkün müdür?
2)en son lise 1'de matematik görmüş ve yaklaşık 8 senedir matematiğin yüzüne bakmamış, hatırladığı en kompleks konu oran-orantı olan birinin
faiz hesaplama
matris-doğrusal denklem
olasılık teorisi
differansiyel
gibi dersleri tek seferde vermesi mümkün müdür?
scontent-b-lhr.xx.fbcdn.net
yoksa gerçek mi? ben kendimi "montaj" olduğuna inandırmıştım hakkında bir şey okumadan.
yoksa gerçek mi? ben kendimi "montaj" olduğuna inandırmıştım hakkında bir şey okumadan.
yılların android kullanıcısı olarak sonunda ben de iphone'a geçtim. evde, işte falan kullanan kimse olmadığı için yine buraya sormaya muhtacım.
süekli kullandığım uygulamalar;
whatsapp
viber
skype
office
spotify
shazam
dropbox (bunun cloud'dan farkı nedir? hangisini kullanayım cloud mı bu mu?)
linkedin
bankacılık uygulamaları
adobe reader
bunların dışında, günlük hayatta bana pratiklik sağlayacak hangi uygulamalar vardır? siz neleri kullanıyorsunuz? android market daha bi pratikti sanki. listelefiği "top" uygulamalar daha güzeldi ama bunda tabiri caizse çok uyduruk geliyor listelenen uygulamalar.
bir de, androiddeyken 3g watchdog kullanıyordum internet paketimi takip edebilmek için. ios için o yokmuş. muadili nedir?
süekli kullandığım uygulamalar;
viber
skype
office
spotify
shazam
dropbox (bunun cloud'dan farkı nedir? hangisini kullanayım cloud mı bu mu?)
bankacılık uygulamaları
adobe reader
bunların dışında, günlük hayatta bana pratiklik sağlayacak hangi uygulamalar vardır? siz neleri kullanıyorsunuz? android market daha bi pratikti sanki. listelefiği "top" uygulamalar daha güzeldi ama bunda tabiri caizse çok uyduruk geliyor listelenen uygulamalar.
bir de, androiddeyken 3g watchdog kullanıyordum internet paketimi takip edebilmek için. ios için o yokmuş. muadili nedir?
tam 18 gün önce almanyaya üniversite başvurusu için ek belgelerimi gönderdim (hepsi fotokopi). her zaman 10 günde almanyaya ulaşan posta, bu kez 18 günde gitti. şu an sistemde alıcıya teslim edildi diye görünüyor ama yine de emin olamayıp okula mail atıp sordum. iyi ki de sormuşum çünkü onlar biz senin ek belgelerini falan almadık, biraz daha bekleyelim belki gelir dediler. e ama ptt'nin sorgulama sayfasında alıcı adına teslim edildi yazıyor?
neden böyle olmuş olabilir? postayı kabettiler de sorun çıkmasın diye iletişdi mi yazdılar? gerçi taahütlü gönderdim zaten. sonradan bana kağıt göndermek zorundalar teslim alındığına dair ama daha önce böyle bir şey yaşayan var mı?
neden böyle olmuş olabilir? postayı kabettiler de sorun çıkmasın diye iletişdi mi yazdılar? gerçi taahütlü gönderdim zaten. sonradan bana kağıt göndermek zorundalar teslim alındığına dair ama daha önce böyle bir şey yaşayan var mı?
neden "seçim depremi" diye adlandırılıyor? neden italyanlar hala beyinlerinin çalıştığına dair yorumlar yapıp seviniyor? fransa neden tüm avrupadan özür diliyor?
bu ve benzeri soruların cevabını alabileceğim, bu seçimleri kısa ve öz analizleyen bir kaynağa ihtiyacım var.
bir de, bu adamlar sandığa daha dün gitmedi mi? ne çabuk açıklandı sonuçlar da hemen sonuçların etkisi tartışılıyor?
bu ve benzeri soruların cevabını alabileceğim, bu seçimleri kısa ve öz analizleyen bir kaynağa ihtiyacım var.
bir de, bu adamlar sandığa daha dün gitmedi mi? ne çabuk açıklandı sonuçlar da hemen sonuçların etkisi tartışılıyor?
çok alakasız bir bölüm mezunu olarak (ingilizce öğretmenliği) almanya'da tekrar lisans okumak için uluslararası işletme bölümüne başvuruyorum. şimdilik kabul edilme şansın yüksek gibi görünüyor ama olur da kabul edilirsem bazı endişelerim var.
bu makroekonomi-mikroekonomi vs gibi derslerde sayısal ağırlık çok fazla mıdır? mesela bir arkadaş türev-integral gibi ileri seviye (en azından benim için) matematik derslerinden bahsetti. ben he gözümü karartıp bir şekilde yaparım diyordum ama zaman yaklaştıkça endişenin boyutu artıyor.
1- böyle işletle gibi bölümlerde sayısal derslere çok ağırlık verilir mi?
2- en son 7 sene önce matematik dersi görmüş birinin türev-integral gibi konularla münasebeti çok zorlayıcı olur mu? zaten kabul edilirsem gitmeden hemen özel ders falan alayım diyorum gidince tamamen sıfırdan başlamamak için.
edit: derslerle ilgili daha detaylı bilgi olsun diye: www.th-nuernberg.de
bu makroekonomi-mikroekonomi vs gibi derslerde sayısal ağırlık çok fazla mıdır? mesela bir arkadaş türev-integral gibi ileri seviye (en azından benim için) matematik derslerinden bahsetti. ben he gözümü karartıp bir şekilde yaparım diyordum ama zaman yaklaştıkça endişenin boyutu artıyor.
1- böyle işletle gibi bölümlerde sayısal derslere çok ağırlık verilir mi?
2- en son 7 sene önce matematik dersi görmüş birinin türev-integral gibi konularla münasebeti çok zorlayıcı olur mu? zaten kabul edilirsem gitmeden hemen özel ders falan alayım diyorum gidince tamamen sıfırdan başlamamak için.
edit: derslerle ilgili daha detaylı bilgi olsun diye: www.th-nuernberg.de
gençlik, şimdilik birkaç sorum var.
1- hava durumu: burada konuma göre hava durumunu göster dediğimde, benim aslında bulunmadığım ve hatta yaşadığım şehirde bile olmayan bir yerin hava durumunu gösteriyor. nasıl değiştireceğim? bir de, ankara ve istanbulun hava durumları otomatik olarak gelmiş. onları nasıl kaldıracağım?
2- şarj bitince şarja taktım, ama bir süre sonra kendi kendine otomatik olarak açıldı telefon. bu neden oluyor? çok saçma değil mi?
1- hava durumu: burada konuma göre hava durumunu göster dediğimde, benim aslında bulunmadığım ve hatta yaşadığım şehirde bile olmayan bir yerin hava durumunu gösteriyor. nasıl değiştireceğim? bir de, ankara ve istanbulun hava durumları otomatik olarak gelmiş. onları nasıl kaldıracağım?
2- şarj bitince şarja taktım, ama bir süre sonra kendi kendine otomatik olarak açıldı telefon. bu neden oluyor? çok saçma değil mi?
eski android telefonumdaki rehberi iphone'a aktaramıyorum. şu linkteki gibi yapıyorum ama yeni kişiler yarat dediğimde hiçbir şey olmuyor. dr4iphone.wordpress.com rehber hala boş. ne yapmam lazım?
whatsapp'ı da aktaramadım zaten.
whatsapp'ı da aktaramadım zaten.
Samsungdan iphone ani bir gecis yaptim. eski telefonumdaki whatsapp konusmalarimin yedegini iphone'a aktarmam mumkun mu? Mumkunse nasil?
capste de göründüğü gibi, 8 mayısta izmirden yola çıkan önemli bir belgem var. bu posta ayın 16sında almanyaya giriş yapmış görünüyor, ama 5 gündür alıcıya iletilmemiş. daha önce hep 10-11 günde iletilmişti postalarım. bi sıkıntı var mıdır? ptt'yi arasam muhtemelen bilgiye ulaşamayacaklar almanya içinde olduğu için ama deutsche post'u arayıp peşine düşmeme gerek var mı ki? yoksa normal mi? stres yaptım çok fena.
bir yds kursunda ingilizce öğretmeniyim. 7 haziranda ielts'e gireceğim (akademik). ingilizceyi sosyal çevremde de günlük olarak kullandığım halde özellikle writing kısmından aşırı korkuyorum. çalışamıyorum da.
az önce kursa gelen birkaç kişi ve burdaki diğer öğretmenin konuşmasını dinleyip sinir oldum biraz. yok işte "ielts'in kalktığı iyi oldu, parası olan ona girip yüksek puan alı geçiyordu ama yds'ye girmek zorunda olanların işi daha zor", "aman ielts'i bu hafta geçemezsen haftaya kesin geçersin, iş paraya bakar" vs. yahu ben yusufluyorum resmen akıcı ingilizce konuşan, yazan, anlayan dinleyen biri olarak. yds'den 20 - yazıyla "yirmi" - almış insanlar ve dahi öğretmenler ielts'i küçümsüyor.
ben mi çok gözümde büyütüyorum ki? geceleri uyuyamıyorum artık hem stresten, hem de çalışamadığım için vicdan azabından. yapmayayım mı bu kadar?
almam gereken not 6.5 ama ne kadar yüksek, o kadar iyi tabii ki.
az önce kursa gelen birkaç kişi ve burdaki diğer öğretmenin konuşmasını dinleyip sinir oldum biraz. yok işte "ielts'in kalktığı iyi oldu, parası olan ona girip yüksek puan alı geçiyordu ama yds'ye girmek zorunda olanların işi daha zor", "aman ielts'i bu hafta geçemezsen haftaya kesin geçersin, iş paraya bakar" vs. yahu ben yusufluyorum resmen akıcı ingilizce konuşan, yazan, anlayan dinleyen biri olarak. yds'den 20 - yazıyla "yirmi" - almış insanlar ve dahi öğretmenler ielts'i küçümsüyor.
ben mi çok gözümde büyütüyorum ki? geceleri uyuyamıyorum artık hem stresten, hem de çalışamadığım için vicdan azabından. yapmayayım mı bu kadar?
almam gereken not 6.5 ama ne kadar yüksek, o kadar iyi tabii ki.
Facebookta soyle bi tur attim, bi baktim ki turku yabancisi butun eski sevgililerim benden sonraki sevgilileriyle ya evlilik hazirliginda, ya da 4+ yillik iliskileri var. ben de hala imkansizdan mucizeler yaratmaya calistigim bir durumun icindeyim su an. cok mutsuz oldum. Bende mi bir sorun var acaba? Kederlendim resmen.
o kadar asılsız şey dönüyor ki ortada, hangisi gerçek hangisi değil bilemiyoruz. şu linkteki için de yaşım yetmiyor: www.facebook.com
Doktora gidecek zamanım yok. 3 gündür sinüzit ağrısından ölüyorum. Kronik sinüzitim var zaten.
Hangi antibiyotiği kullanayım? Doktora danış demeyin, bugüne kadar hep kendi kendime aldım antibiyotikleri çocukluğumdan beri kbb doktorlarının yanında staj yapmış sayılırım. Ama uzun zamandır antibiyotik kullanmadığım için isimlerini unuttum şimdi.
Çok ağrım var, bi yardım.
Hangi antibiyotiği kullanayım? Doktora danış demeyin, bugüne kadar hep kendi kendime aldım antibiyotikleri çocukluğumdan beri kbb doktorlarının yanında staj yapmış sayılırım. Ama uzun zamandır antibiyotik kullanmadığım için isimlerini unuttum şimdi.
Çok ağrım var, bi yardım.
yarım saat sonra ofisten çıkıp eve gideceğim ve evde lazım olacak bana. çıkaramıyorum, açılmıyor cd rom. okumuyor da zaten. bilgisayarım'a girip odan deneyim bir şeyler dedim ama cd rom'un üzerine tıkladığım anda kilitleniyor bilgisayar.
ne yapabilirim bu cd'yi çıkarmak için?
ne yapabilirim bu cd'yi çıkarmak için?
televizyonlarda verilen sayı doğru mu? sözlükte yazılmış, gerçek sayı ortaya çıkmasın diye gönüllüler kabul edilmiyor vs diye. bu iddialar gerçek mi?
tertemiz takım elbisesiyle tam bir beyefendi olur kendisi. 300 kişi birden ölünür mü öyle? sinirden ne hale getirmişler adamı.
evet soruysa soru; 300 kişi birden ölünür mü öyle?
evet soruysa soru; 300 kişi birden ölünür mü öyle?