Ekşi Duyuru

pazartesi günü hayatımda ilk kez iş sözleşmesi imzalayacağım. yapacağım iş, aylardır yapmamak için uğraşıp işsizliğe katlandığım bir iş ancak bu işten kurtulmam için öncelikle kendimi başka alanlarda geliştirmem, bunun için de para kazanmam lazım. alacağım para, bana görüşmede söylenen şartlara göre çok iyi. sırf o yüzden kabul etmek zorunda kaldım zaten.

sözleşmenin hiçbir maddi yaptırımının olmayacağı, sadece kaçak işçi çalıştırıyor gibi görünmemek için, yasal sürece uymak için bir formalite olacağı söylendi ama yine de çok bilgisizim bu konuda. imzalamadan önce nelere dikkat etmem lazım? ne yazıyorsa "hacı sen burda bi dur" demeliyim?

başlık saçma oldu biraz.

hani hep düşünürüz ya, "acaba şu model saç bende nasıl durur", "acaba şu renk saç bana gider mi" vs diye - tamam belki hep biz kadınlar düşünürüz böyle. ve çoğu zaman da risk alamayıp aslında çok beğendiğimiz şeyleri yaptırmayız kuaförde.

işte ben o "nasıl durur" diye düşündüğümüz modeli kendi yüzümüze uygulayabileceğimiz biz program ya da android uygulaması arıyorum uzun zamandır - program daha iyi olur aslında.

var mıdır böyle bir şey?

photoshop falan istemiyorum, çünkü bilmiyorum nasıl yapılabileceğini. benim istediğim daha ziyade, kendinden hazır saç modelleri falan olan, özellikle bu iş için geliştirilmiş şeyler.

varsa paylaşırsanız çok güzel olur. yoksa bu işten anlayanlar, neden böyle bir program yapmıyorsunuz? bence çok güzel satar özellikle biraz üst kesime hitap eden kuaförlerde falan. müşteriye ek hizmet olarak bunu sunup ekstra para bile alabilirler.

sadece kitapları okuyarak mı?
online dersler falan dinleyerek mi?
dershaneye yazılanınız var mı?!

hiç çalışmadan girmek gibi bir seçeneğim yok çünkü 1,5 yıl önce mezun olduğum alanımdan tamamen alakasız bir bölüm olarak insan kaynaklarını seçtim ve şimdi ders çalışmak çok zor geliyor. taktiklere açığım.

emailler için bunu kullanayım dedim ancak pek başarılı değilim sanırım.

gelen kutusu ya da diğer klasörlere baktığımda hepsi boş görünüyor. hatta gelen kutusunda sadece 2011 ve daha eski mailler var, başka hiçbir şey yok.

ne yapmam lazım bunu normal hale getirebilmek için?

yakın zamanda sakız ya da diğer yunan adalarına gidecek biri var mı?

aradığım bir şey var orda görebilecek misiniz, göremeyecek misiniz diye soracağım da, eğer varsa ona göre bir ara ben de gideceğim almak için. yoksa gitmeyeyim boşuna diye sormak durumundayım. mesaj atarsanız sevinirim.

öncelikle "ne maymun iştahlıymış, gördüğü her işe başvuruyor" diye tepki alabileceğimi düşünüyorum, ancak işsizlik zor bir durum, özelllikle de alan dışı bir iş bulmaya çalışınca.

geçenlerde bir online satış şirketine başvurdum ve benden motivasyon mektubu ve aynı zamanda o ülkeye taşınmak mı yoksa evden çalışmak mı istiyorum, maaş beklentilerim ne vs gibi bilgileri de içeren bir mail atmamı istediler.

şimdi bilemediğim nokta, bu maaş ve çalışma yeri vs konularına motivasyon mektubunda mı bahsedeyim, yoksa onda sadece bu iş için ilgimi isteğimi vs belirtip diğer bilgileri maile mi yazayım?

önerebilecek olan var mı?

selamlar.

ağustos sonunda, bir ay öncesinde başvurduğum dev bir petrol şirketinde bir işin son aşama mülakatlarına gitmiştim çek cumhuriyetine. ancak ben mülakat için vizemi aldıktan bir gün sonra ve mülakattan sadece 5 gün önce bu mülakatı iptal etmişlerdi o süre içinde benim yerime bir başkasını aldıkları için. uçak biletimi vs aldığımı ve bunu değiştiremeyeceğimi söylediğimde de "o zaman mülakatı yine de yapalım, bu pozisyon için olmaz artık ama ilerde açılması muhtemel başka bir pozisyon için olur" dediler. mülakat sonunda bana en geç 10 gün içinde geri dönüş yapacaklarını söylediler ama 20 gün geçti, ses çıkmadı, ben de mail attım noldu bu iş diye. dedikleri şey, mülakat sonucum olumluymuş ancak hala bir pozisyon olmadığı için benimle bir şey yapamıyorlarmış. yine de ilanları takip etmemi, yeni bir pozisyon bulmam durumunda yine iletişime geçmemi istediler - benimle iletişimde olanlar her zaman her pozisyondan haberdar olamıyormuş şirket çok büyük olduğu için, bu da nasıl bir işleyiş, anlamadım ben. bu durumda tekrar mülakata gerek kalmadan, eski mülakat sonuçlarıma dayanarak alacaklarını söylediler beni.

geçen hafta orada çalışan bir türk aracılığıyla yeni bir ilan açtıklarını duydum, hem de tamamen aynı pozisyon için. yine başvurumu gönderdim, ve daha önceden benimle yazışmaları yapan kişiye de durumu anlatan mail attım. sadece birkaç saat sonra bir başkası cevap verdi, "bizimle çalışmayı çok istiyor olmanız ve işe alım departmanı tarafından kabul edilmiş olumlu mülakat sonuçlarınızın olmasından dolayı sizinle ilgileniyoruz. ancak ilk olarak burada çalışma vizesini ne kadar sürede alabileceğinizi bilmemiz gerekiyor bir planlama yapabilmek açısından" diye. aynı gün içinde konsolosluğu aradım, gereken bildileri aldım ve hemen arkasından "böyle böyleymiş, en fazla 2 ay" diye açıklayan bir mail attım.

bugün tam 1 hafta oldu, hala ses soluk yok. daha önceden de benzer iletişim probleminden dolayı yüzüp yüzüp kuyruğuna geldiğim fırsatı kaçırdığımı düşünüyorum.

bu adamları dürtmek adına dün akşam mesai saati dışında bir mail daha attım, "vizeyi kolaylaştıran şöyle bir şey de varmış, yani 2 aydan bile kısa sürer işe alınmam durumunda" dedim. tamam daha yarım gün geçmiş, adamların işi vardır falan ama toplamda 5. iş günü bitecek bugün ve hala ses oluk yok adamlardan.

ne yapayım şimdi? dürtmek için başka bir bahane daha bulup yine bir mail atayım mı? yoksa bu kez "ööeehh yeter bee" gibi tepki mi alırım?

fikirleriniz benim için çok önemli. aşırı stresli bir dönemden geçiyorum her açıdan ve bu iş zaten 3 aydan fazla süredir psikolojimi bozdu. şu an kim ne derse onu yapacak durumdayım bu konuyla ilgili. "takma, unut o işi" derseniz unutamayacağım, o ayrı tabii :/

2-3 gün önce bir kurumun yayınladığı bir ilana başvurmuştum. bugün baktım, bana daha çok uyan başka bir pozisyonları daha varmış. şimdi bu ikinci olarak gördüğüm ilana da başvursaö, "bu kız da her yere başvuru sallıyor" gibi bir izlenim mi uyandırırım? başvurmalı mıyım yoksa il yaptığım başvuruyu da riske atmayayım mı?

ikinci üniversite olarak insan kaynakları'na kayıt yaptırdım, bugün de kitaplarımı aldım. ancak büyük bir eksiğim var: bundan sonra ne olacak? sınavlar ne zaman? geçme notu kaç? sınavlar için ayrı bi başvuru falan yapmak mı gerekiyor nasıl oluyor?

hiçbir bilgim yok aöf konusunda. bu cahili bilgilendirirseniz sevinirim.

daha önce uzun uzun anlatmıştım. acil bir şeye ihtiyacım var. bir numara var, hemen şimdi arayıp telefondakı kadın ya da erkek öğrenebilecek kimse var mı? hasanı hüseyini ne bileyim bilmemkimi aradım aa yanlış oldu diye. başka bu yardımı isteyebileceğim kimse yok kendim de arayamam numaram çıkacak ben olduğumu bileck diye

her cinsiyet cevap verebilir tabii ama benim aradığım kadın iç çamaşırları.

hangi marka hoşunuza gidiyor? nereden alıyorsunuz? (sütyen-kilot esas konu. çıtçıtlı badi aramıyoruz)

olup olmadığını öğrenmenin basit, uğraştırmayan bir yolu var mı? mesela vodafon'da sorgulama vs gibi bir şey?

hangi uygulamayı kullanıyorsunuz?

edit: spotify dışında.

aklıma takılan bir şey var. biliyoruz ki türkiye'de onbinlerce-milyonlarca insan resmi nikah olmaksızın imam nikahı adı altında birlikte yaşıyor.

peki şimdi eğer bu saçma yasa yürürlüğe girerse, bir denetlemede ya da ne olacaksa işte, aynı evde kalıp evli olmayan kişiler "biz imam nikahlıyız" derse ne olacak? sonuç olarak bildiğim kadarıyla imam nikahının bir kanıtı yok. illa "sadece resmi nikahlılar aynı evde yaşayabilir" derlerse, kendi kıllarından olan onca imam nikahlıyı napacaklar?

evde kendi başıma uyguladığım, karın bölgesi yağ yakımına yönelik ve yaklaşık 30-45 dk süren, ağır olmayan bir programım var. ancak ben bunu yemekten ne kadar önce ya da ne kadar sonra yapmam gerektiğini ve spordan sonra ne tür gıdalardan özellikle kaçınmam gerektiğini bilmiyorum.

yardımcı olursanız sevinirim.

şimdi vizeye başvururken genel olarak yapılması gerekenleri artık hepimiz biliyoruz. yalnız benim bu noktadan sonra merak ettiğim, konsoloslukların bu vize sürecinde ne yaptığı. emniyetle mi iletişime geçiyorlar, belgeleri okumak-işlemek mi bu kadar uzun sürüyor, tam olarak ne yapılıyor yani?

diyelim ki çok büyük bir şirket var ve sizinle çalışmayı çok istiyor, bu durumda süreci hızlandıracak güçleri de var. konsolosluğun benim belgeler vs dışında şirketle görüşmesi de kesin olumlu yani. ama neden bu kadar uzuyor bu işler?

bahsi geçen ülke de diyelim ki öyle herkesin çalışma vizesi için başvurduğu bi almanya, hollanda vs değil ama yine de bi avrupa ülkesi.

sorum/derdim yeterince açık oldu mu bilmiyorum ama kısaca konsoloslukların vize sürecinde nasıl bir yol izlediği ve bu süreci hızlandırmada ne gibi faktörler olabilir, budur.

durum şu:

3-4 hafta önce ailece memleketimiz olan ankaraya gittik. 1 hafta durup döneriz diyorduk ama kardeşimin bok yemesiyle, "siz kalın yeaa biz gideriz ablamla" demesiyle anne babayı orda bırakıp biz evimize geldik.

o hafta kardeşim babamın hal ve hareketlerinden şüpheciydi. adam yolda yürürken bile elinde telefonla ergenler gibi uğraşıyor, suratına çarpasım geliyor, ses çıkaramıyordum. facebook oyunlarından birinden birbirlerine can vs göndermeleri için de kardeşimde babamın facebook şifresi var, babam biliyor onun hesabına girdiğimizi.

şüphelerinin üzerine hareket geçmişine bakıyor babamın ve nerdeyse her gün bir kadını arattığını görüyor - bu kadın bizim yaşadığımız şehirde yaşıyor. hatta bir keresinde mesaj kutusu yerine yanlışlıkla arama kısmına "karım geliyor çıkmam lazım öpt bb" yazmış, arama geçmişinde bu da görünüyor. ama o hesapta başka hiçbir şey bulamadık. bunun üzerine başka hesabı olabileceğini düşündük. bilgisayardan girmiyor tabii kesinlikle, hep telefonundan. ve telefonu ne bahaneyle istediysek isteyelim kesinlikle vermiyor, agresifleşiyor. kendisi telefonuyla bir şeyler yaparken yanına yaklaşan olduğunda da hemen kaldırıyor telefonu, aynı benim 13-14 yaşındayken mesajlaşmalarımı görmesinler diye yaptığım gibi.

neyse, anne baba ankarada 1 hafta kalırız derken 2 hafta kaldılar ve baba olacak gavat her gün bir bahaneyle sanayiye gitmiş, yok arabanın şurasında şu var, yok şu parça eksik vs - kendisi tamir işleriyle yakından ilgili olduğu için hep kıvırmanın bir yolunu buluyor.

dün akşam geldiler, eve gelir gelmez iğrenç bir tavır, surat asma, sinirlilik... onlar gelecek diye yaptığımız yemeği bile yemedi, kardeşim de "e bizimle yeseydin ya" diyince azarladı, "keyfimden mi yemedim ben, bagajdan eşyaları çıkardım canım çıktı" gibi bağırdı.

yaklaşık 1 saat önce tuvaleti kullanmak için banyoya girdim, benden önce orda bir su borusunu vs tamir ediyordu. telefonunu unutmuş içerde, ben de fırsattan istifade hemen baktım. telefonda facebook uygulaması var ama onu bizim bildiğimiz hesapla kullanıyor. ama internete girer girmez tahmin ettiğimiz üzere sahte facebook hesabını buldum. bir kadın adıyla açmış hesabı, ve mesajlaşmalarında 2 kadın daha vardı. hatta başka biri daha vardı ama o anki duygu karmaşasından ona bakmayı unuttum. iki kadından biri yeni bir mesaj göndermiş, bir resim. ama okunmamış olarak göründüğü için açamadım o mesajı, başkasının okuduğunu anlamasın diye. diğer kadınla da çok fazla mesajlaşma vardı, okuyabildiğim kadarından anladığım kadarıyla bunlar ankaradayken görüşmüşler, ve kadın da evli. onun hesabı da fake hesap ve birbirlerine aşkım falan diyorlar, kadının problemi olduğunda babam olacak adam teselli ediyor falan.

ne yapayım ben şimdi? annem olaydan tabii ki bihaber, çünkü adam sürekli bir şekilde onun etrafında olmayı da başarıyor, hatta fazla sıkıcı bile oluyor. her yere birlikte gitmek istemeler, her şeyde annemi düşünmeler falan. annem de doğal olarak şüphelenemiyor bile.

elim ayağım bağlı duramam. babamın karşısına geçip de bir şey demeye cesaretim yok, o an bütün hayatım boyunca kahraman, süper baba rolünü oynamış adam kesin olarak yok olup gidecek gözümün önünde. ve annemin haline olan üzüntümden de dolayı gözyaşlarına boğulacağım için cümlelerimi bile tamamlayamam. kardeşime de söylemedim, ikimizin bilmesi illa ki bir şekilde birbirimizi fişekliyor çünkü.

bu arada cinsiyetler önemliyse, kardeşim de kız. ben nerdeyse 25, o nerdeyse 20 yaşındayız.

edit: adam 46 yaşında, bir devlet dairesinde üst düzey yönetici, başmüfettiş. ve anlamadığım bir şekilde hala bizim için de varını yoğunu ortaya koyup - ya da öyle yapıyor gibi yapıp - uğraşıyor ama benim gözümde bu onu artık hiç yüceltmiyor.

ne yapayım bu orospu çocuğuna?

"telefon çekmiyordu, yazdım ama gitmedi" gibi bir şey var mı, basit palavra mı?

ben bana olduğunu hatırlıyorum, tiklerin çıkması gereken yerde kırmızı yuvarlağın içinde ünlem vardı ama ne durumda oldu hatırlamıyorum. ama telefon çekmese de yazılanlar şebeke gelince gönderilmiyor mu zaten?

aşağıdaki parfüm sorusunu görünce merak ettim. kadın-erkek herkesin fikrini merak ediyorum.

the body shop'ın üretimini durdurduğu neroli jasmin'i nasıl bilirdiniz? yeni çıkan indian night jasmin'le ilgili fikriniz nedir?

selamlar. bu kez bu sevgiliye hediye konusu biraz acil bir hal aldı.

couchsurfing'den tanıştığım bir kız, pazartesi günü sevgilimin yaşadığı ülkeye ve hatta şehire gidecekmiş, az önce öğrendim. diyorum ki hazır giden birini bulmuşken ufak bir hediye tarzı bir şey göndereyim. kasımın sonunda da doğum günü vardı zaten. ancak sadece pazar öğleden sonrası ve pazartesi sabahı var elimde bir şey bulabileceğim. kaldı ki bir şey satın almaktansa ya kendim yapmayı, ya da zaten kendimin olan bir şeyi göndermeyi tercih ederim, o da bunu daha çok sever. ama o şey ne olsun? ne yapayım?

o güzel fikirlerinize acilen ihtiyacım var.
sevgili kişisi 28 yaşında, duygusal mı duygusal bir alman erkek.

kremalı fesleğenli makarna yapayım demiştim evde krema yokmuş. onun yerine var mı kullanabileceğim bir şey, sütle falan yapılan?

geçen hafta kayıt yaptırdık, haftaya (yani bu hafta) gelip kitapları alabilirsiniz dediler. eğer yarın da almazsam, ofisi açık bulamaz mıyım ya da alma hakkım yanar mı? çok cahilim bu aöf konusunda, lütfen bilgilendirin beni.

bitki-çiçek bakımında iyi değilimdir. daha önceden 2 adet kocaman, sapasağlam atatürk çiçeğini 1 haftada öldürdüm (fazla su vermişim, bilemedim). şimdi de azıcık fesleğenlerim var, büyüsünler de yiyeyim diye yetiştiriyorum. bir hafta evde yoktum, o zaman kendi kendilerine çok güzel durmuşlar. ama ben geldim, 2 günde bir su azıcık vermeye başladım, şekilleri falan bi tuhaf oldu, resimlerdeki gibi. ne yapmam lazım ben bunların düzelmesi, sağlıklı büyümesi için?

3. resim de burada: tinypic.com

hani millet okyanus ötesi ülkelere falan gidip tablo vs gibi zarar görmeyi gayet muhtemel şeyleri getiriyor ya, nasıl yapıyorlar, nasıl taşıyorlar o eşyaları? ben italyadan bi kar küresi getirirken kırdım her yeri mahvettim, bu insanlar nasıl sapasağlam bir halde getiriyor onca eşyayı? sık sık da seyahat etmiyorlar, öyle olsa boş valizde gelir ne var ki diyeceğim. el bagajı boyutlarını da aşıyor ayrıca dediğim eşyalar.

aöf'den 2 yıllık bir bölüm diploması mı, yoksa aynı bölümün eğitimini veren sertifika programlarının sertifikası mı?

aöf için 2 yıl beklemek + ders çalışmak lazım ama sertifika programları en geç 2 ayda veriyor sertifikayı, daha kolay bir seçenek oluyor. ama daha kolay olduğu için de iş başvurularında geçerli olmaması gibi bir durum var mı?

bölümlerin halkla ilişkiler, insan kaynakları ya da işletme yönetimi olması düşünülüyor.

ingilizce öğretmenliği mezunuyum, orta seviyede almanca bilgim var. alan dışına kaymak, özel sektörde bir pozisyon bulmak istiyorum ama açıktan başka bir bölüm okumadan ya da sertifika programlarına katılmadan bir şey bulmam pek mümkün değil gibi görünüyor.

bu bölümlerden hangisini seçersem daha avantajlı olur? bu sektörlerde çalışanlar, sizler yaptığınız işten memnun musunuz? şu anki durumunuzu, bu işlere girmeden önce bilseydiniz, yine de aynı şeyi yapar mıydınız ya da başka alana mı yönelirdiniz?

bu konularda genel olarak fikirlerinize ihtiyacım var.

teşekkürler

var mı?

canım çok sıkkın. hiç tanımadığım birisine bile sarılıp ağlayabilirim. şu an evdeki ortamdan dolayı zor tutuyorum zaten ağlamamak için kendimi dışarı atmam lazım. arkadaşım yok. kimseyle görüşmüyorum.

kızılayda falan buluşabileceğim birisini arıyorum sırf kafa dağıtmak için.

cinsiyet kadın, konuşma rahatlığı açısından kadın olanlar tercihim.

almanya'nın bavyera eyaleti içinde almanca dil kursu sebebiyle vize almış olan, ya da bunu yapmış tanıdığı olan var mı?

özellikle bavyera diye belirtmemin sebebi, orada konuşulan almancanın "hochdeutsch" olmaması ve bundan dolayı da konsolosluğun kıllık yapıp yapmamasını merak etmemdir.

izmirde capsteki gibi topraktan şarap kadehi satan yer var mıdır? nerden bulabilirim bu tür ürünleri?

göndermek ne kadar güvenli/risklidir? deneyeniniz var mı? hangi şirket iyidir?

teşekkürler.

daha önce bu soruyu şöyle sormuştum: eksiduyu.ru
çok güzel cevaplar aldım, ancak hala içime sinen bir şey bulamadım.

böyle daha bi sevgili hediyesi olsun istedim, bir de ayrı yerlerde yaşıyoruz, birbirimizi görme imkanımız da çok zor şu sıralar. o yüzden biraz daha özel bir şeyler olsa?

sevgilinin profiline ek olarak, yemek yapmayı ve şarap içmeyi çok sever.

teşekkürler.

edit: bense hödük bir kadınım, bu kadar ilgi alanı olan bir adama bile hediye bulamamamdan anlayabileceğiniz üzere.

alakasız bir bölüm mezunu olup, 2 yabancı dil bilip, bu sertifikalardan birini alınca özel sektörde iç güveysinden hallice bir iş bulma imkanı nedir?

gidip de ceo olayım, yok beni hemen bir yerde müdür yapsınlar değil beklentim. ama çok da düşük olmayan bir pozisyondan başlayabileceğim bir şey arıyorum ve eğer gerçekten hatrı sayılır bir şeyse, paraya kıyıp böyle bir sertifika almayı planlıyorum.

şu paragrafı birebir olmasa da anlatmak istediği kadarıyla çevirebilir misiniz?

"Die türkische Lehramtsausbildung für den gesamten Bereich der Sekundarstufe (aufsteigende Klassen 6-11 bzw.12) findet im Rahmen eines Lisans-Studienganges statt (vgl. dort). Entweder wird während des 4jährigen Fachstudiums eines Faches ein pädagogisches Begleitstudium absolviert, oder es wird im Anschluss an ein reines Fachstudium eine (kurze) zusätzliche Lehrerqualifikation erworben (Ögretmenlik Sertifikasi, Ögretmenlik Formasyonu). Damit ist der akademische Teil der Ausbildung abgeschlossen. Für den Erwerb der vollen Lehrbefähigung nach türkischem Recht ist außerdem das erfolgreiche Absolvieren der Probezeit für ein türkisches Lehramt nachzuweisen, das i.d.R. 1 Jahr umfasst und durch einen entsprechenden Auszug aus dem türkischen Dienstregister nachgewiesen wird."

teşekkürler

sevgili erkek kişisi. 28 yaşında. türkiye'de yaşamıyor ve türk değil.
yaklaşık 1 yıldır tanışıyoruz ancak ilişkimiz henüz 4 aylık.
ilgi alanları; seyahat etmek, yabancı diller, gitar, elektronik, ıvır zıvır bi dolu tamirat aletleri, inşaat malzemeleri falan - "kendin yap"tan da öte bir hobi çılgınlığı var. ayrıca çok duygusal bir insan.

ben türkiye'deyim ve oraya gitmem şu an için imkansız.
çok para gerektirmeyen (işsizim) ve mümkünse yurtdışına gönderebileceğim, ya da internet üzerinden direkt ona ulaştırabileceğim, gerek satın alma, gerek el yapımı, kendimin yaptığı bir şey olabilir.

ne olsun bu? aklıma hiçbir şey gelmiyor.

ipucu olabilir diye; geçenlerde bir arkadaşı kocaman bir dünya haritası hediye etmiş ve küçük çocuk gibi sevinmişti buna. saatlerce arkasını straforumsu bir şeyle kaplamaya, kenarlarına çerçeve falan yapmaya uğraştı.

telefonuma format atmadan önce back up aldığımı sanmıştım ama kaydetmemiş. çok önemli olan 1-2 mesajlaşmayı eposta yoluyla yedeklemiştim neyseki. peki şimdi o konuşmaları epostadan nasıl geri yükleyeceğim telefonuma?

teşekkürler

telefonumda artık başka bir numaranın sim kartını kullanacağım. peki bu whatsapp ne olacak? kişi listemdeki tüm insanlarda iki numaram da var. ama şu an payment info'ya baktığımda hala eski numaram görünüyor. nasıl değiştireceğim bunu?

yahu millet kimliği ortaya çıkmasın diye fake hesaplardan duyurular açarken ne oldu da birden bire direkt fotoğraflarını ifşa etmeye başladı? yoksa paylaşılan fotoğraflar başkalarının da kendileri gibi mi gönderiyorlar? çok mu fesat düşünüyorum? ama çok garip geldi be ne bu böyle?

eğlenmiyor muyum; tabii ki!

şu an hepsi aklıma gelmiyor, ama mesela avrupada gayet sıradan ürünler olan bir quark, buttermilk bizde neden yok? bizde neden sadece barilla marka fesleğen sosu var? oralarda camembert, mozarella 1'er 2'şer euroyken bizde neden 10 liradan aşağı değil? neden kimse böyle bizde olmayan ürünleri türk marketlerine getirme girişiminde bulunmuyor ve biz de ya dünyanın parasını bayılmak ya da yurtdışına her giden-gelenden bunların siparişini vermek zorunda kalıyoruz?

var mı? varsa nerde?

teşekkürler

29 ağustosta yurtdışında bir şirketin mülakatına gittim güç bela. mülakatın sonunda "cevap ne olursa olsun, en geç 10 gün içinde mail yoluyla sana geri döneceğiz" dediler. ancak bugün haftasonlarını çıkarınca tam 10 iş günü, haftasonlarıyla birlikte de 14 gün oldu, hala ses seda yok. ben burada meraktan dokuz doğuruyorum, her gelen mailde kalbim yerinden fırlayacak gibi oluyor.

sizce ne yapmalıyım? ben mail atayım mı, "böyle böyle dediniz ama hala cevap yok, unuttunuz mu acaba?" diye, yoksa bu sancılı bekleyişe devam mı edeyim? şirket çok büyük, baya büyük, ve bu benim ilk ciddi mülakatımdı. öncekiler hep beni havada kapan dil okulları falandı ama bu tamamen alan dışı, ve dediğim gibi kocaman bir şirket. yanlış bir şey yapıp da kaçırmak istemiyorum eğer hala şansım varsa.

bunları satmak serbest mi? herkes satarsa, satın alanlar dışarıdan olursa, o zaman "ekşi" olmasının bir anlamı kalıyor mu? eleştirmek için değil, daha önce hiç katılmadığım ve gördüğüm duyurular üzerine merak ettiğim için soruyorum.

ne olur?

gideceğim şirketten hala cevap gelmedi. ben her ihtimale karşı 10 gün sonrası için randevu almıştım. bu süre içinde de gelmezse zaten vize alamayacağım. şimdi konsolosluğu arayıp iptal edeyim mi, yoksa kendi haline mi bırakayım? sistemde randevu alanlar da tutuluyor mudur, ileride bakıp "bu randevu almış ama gelmemiş, bizi boşa oyalamış" gibisinden saçma bir şey derler mi, uğraşırlar mı bununla?

android sistemli samsung telefonuma format atacağım ama mesajlarımın gitmesini istemiyorum. sim'e yedekleme dışında yapabileceğim başka bir şey var mı?

birisi lazım bana.

Estee Lauder Sensuous Nude isimli parfümün fiyatını soracağım. çok fark yoksa salı öğleden sonraya bir şekilde dışarıdan bulup almam lazım, o yüzden biraz acele.

teşekkürler

uzun uğraşlar sonucu çek cumhuriyeti için vizeye başvurdum bugün ama aklıma şimdi bir şey geldi.

tüm belgelerden birer tane isteniyordu, ben uçak bileti, davet mektubu ve otel rezervasyonumun çıktısını ne olur ne olmaz diye 2 tane almıştım.

ama otel rezervasyonu şöyle: birisi hala geçerli olan rezervasyonun çıktısı, ama diğer çıktının olduğu rezervasyonu iptal etmiştim, yani geçersiz. ama onu dosyadan çıkarmayı unuttum.

yani şu an adamların elinde 2 farklı rezervasyon var. biri geçerli, diğeri değil.

bu durumda bir sorun çıkar mı acaba? yarın sabah arayıp söylesem olur mu ki?

orada yaşadığım sorundan dolayı kafam allak bullak oldu ve böyle bir mallık yaptım. sorun da şu: vize danışma şirketinin yanlış yönlendirmesi üzerine yanlış tip için randevu almışım ve kadın ben senin başvurunu alamam dedi. o anda durumu nerdeyse ağlamaklı açıkladıktan sonra tamam dedi ve kabul etti belgelerimi. ama şimdi de o rezervasyon sıkıntısı var.

edit: rezervasyonlar aynı otel, hatta aynı oda için, ama ilk başta yaptığım rezervasyonu yanlışlıkla iptal ettiğim için ikinci kez randevu alıp yeni rezervasyonun çıktısını almıştım, eskiyi çıkarmayı unuttum. farklı olan tek şey, iki çıktı üzerinde yazan rezervasyon numarası.

çarşamba günü vizeye başvuracağım ve banka hesabında bir miktar para göstermem gerekiyor. sağdan soldan bu parayı topladıktan sonra hesap dökümümle gidip yapacağım başvurumu ama evrakları teslim ettikten sonra, vize elime geçene kadar o paranın bankada kalmasına gerek var mı yoksa dökümü konsolosluğa verdikten sonra tekrar parayı çekip aldığım kişilere dağıtabilir miyim? sonuçta banka hesabıma girip inceleme yapamıyorlar heralde?

teşekkürler

gideceğim şirketin bana davet mektubunu faxlaması gerektiğini söyledi konsolosluk, ama adamlara on bin kere söylememe rağmen bir fax gönderemediler. ilk önce mail attılar o belgeyi, sonra faxladık dediler ama ortada fax falan yok. konsolosluğa da ulaşamıyorum böyle soruları sormak için.

daha önce hiç fax belgesi görmediğim için soruyorum. o mail çıktısını götürsem, bu fax değil diyip reddederler mi o belgeyi?

var mı bu tür şeyler yapanlar? varsa bana bi mesaj atsanız? çok zor durumdayım, bir şekilde siz yapıyorsanız size, tanıdığınız birisi yapıyorsa ona ulaşmam lazım. iş görüşmesine gideceğim, pahalı biletler yüzünden gidemiyorum.

selam.

hakkında burada milyonlarca soru sorduğum bir iş görüşmem var prag'da, bu ayın 29'unda. konsolosluk vizeyi muhtemelen sadece 2 günlük verecek ve o tarihlerde uçak biletleri yaklaşık 500 euro civarı ve benim o parayı ona verirsem, işe alınmam halinde ilk ayda harcayacağım param olmayacak.

yarın şirketi arayıp mülakat tarihlerini değiştirmeyi mi talep etsem diyorum. gerekçe olarak da şu ikisi var:

1- açık açık paramın olmadığını, eğer mülakatı 10 gün sonrasına alırsak fiyatın yarı yarıya düşeceğini söylemek

2- "konsoloslukla konuştum, vize o tarihe yetişmiyor" diye yalan uydurmak. tabii bunun yalan olduğunu hiçbir zaman öğrenmeyecekler.

siz işveren olsanız, 1. seçeneği söylemem halinde ne düşünürsünüz? dürüst olmak mı gerek, yoksa maddi işleri hiç karıştırmadan olayı bürokrasinin azizliği olarak mı göstermeliyim?