@freebird5406_2'nin söylediği nokta çok önemli. Sadece alevilik için değil, her din için bu geçerli.
Dini yapılar bireysel kabullerden çok toplumsal bir örüntünün parçası olmakla ilgili.
Örneğin türkiye'de hristiyan olmak, alevi olmaktan daha kolay çünkü hristiyanlar dinlerine yeni insan kabul etmeye çok istekliler. Bu sayede kiliseler yeni gelen kimseleri bünyelerine alıp onlara hristiyan kültürünü vermek ve onlardan bir komünite kurmak için aktif çaba harcıyor. Haliyle siz ben hristiyan olmak istiyorum diye bir kiliseye gittiğinizde kendinizi eğitimler, sizi kabul etmek için bekleyen bir cemaat, çeşitli ritüeller ve törensel bir vaftiz zinciri içinde buluyorsunuz. Birkaç aydan birkaç yıla kadar bir süre içinde de bir topluluğa adapte edilmiş oluyorsunuz.
Yahudilik gibi dinler ya da alevilik gibi mezheplerse genişleme arayışı içinde değiller. Haliyle bunlar daha kapalı komünitelerden müteşekkil yapılar. İçlerine dahil olmanız, kabul görmeniz için bu insanların arasında yaşamalı, onlarla sosyal ilişkiler geliştireceğiniz bir ortam yaratmalı ve kendinizi defalarca kere kanıtlamalısınız. Bütün bu uğraş ve çaba sizin üstünüze bırakılıyor. İnsanlar sizi dışlamayacaktır, ancak dediğim gibi iki durum arasındaki farkı anlatabildim sanırım.
Siz kendi kendinizi istediğiniz inanç içerisinde tanımlayabilirsiniz. Bunun için hiçbir dinde kimsenin onayı gerekmiyor. Bunun ne kadar gerçek olup olmadığı sizin hislerinize bağlı. Ancak diğer insanların sizi o inançtan sayması ve ona göre muamele göstermesi başka bir konu.
0