Doğrudan sağlığımı mahveden bir şey yapmadım. Gerisine de çok mahvoldu mu, olmadı mı diye bakmadım; o yüzden de hiç mahvetmemişim gibi geliyor. Ama kaçırdığım fırsatları, dolayısıyla o fırsatların bana maliyetini bilmiyorum.
Geçen sene öyle bir rüya görmüştüm ki çok fena çarpmıştı. Paralel evrendeki tüm aychovsky'ler ile, bordo renkli duvarlı ve camı olmayan, sekizgen şeklinde ve her duvarda bir kapısı olan bir odada toplandık. Odaya her kapıdan bir aychovsky girdi ve her biri verdiğim ciddi kararların "Eğer bu seçeneği değil de diğer seçeneği seçsem ne olurdu"nun temsilcileri idi. Birinin üniversite tercihi, birinin sevgili tercihi farklıydı; başka biri yurtdışına gitmişti. Böyle farklı farklı hayatları olan aychovsky'ler vardı. Hepsi farklı şeyler yaşadığından ötürü hepsinin kişiliği de biraz biraz farklıydı. Oradakiler içinde en kötü hayatı olan aychovsky bendim. Ama bir senede değişen şeyler oldu ve şimdi o aychovsky'lerle kendimi karşılaştırdığımda "İyi ki yaşamışım onları. Şimdi şimdi her şeyin değerini anlıyorum" dediğim çok oluyor, hatta sürekli diyorum. Gerçi diğer aychovsky'lerin şu anki durumunu bilmiyorum. Belki biri her şeye sahip olduğu halde mutsuz, belki başka biri öldü, belki de başka bir tanesi dünyaya hükmediyor, başka bir tanesi de Maldiv'lerde tatilde. Aslında her sene bir kez buluşabilmek de isterdim, kafa dengim insanlardı. Gerçi bir-ikisinin muhabbetini sevmedim :)
Sürekli devinim içindeyiz; altta kaldım diye üzülmemek, üste çıktım diye sevinmemek gerek. Hastaneye düşmediğimiz, yatalak olmadığımız sürece mahvolmuyoruz bence.
0