Gittim, gidiyorum, gitmeye devam...Bugün Kapalıçarşı içinde küçük bir caminin önündeki koridorda kıldım. İnanılmaz keyifliydi. Etraftaki dükkanlar:gümüşçü, bakırcı, lokumcu, ipek şallar satan dükkan, antikacı...Ve o dükkanların çalışanları ile yan yana yere serilen seccadeler, eski kilim ve halılarda oturduk...Geçen hafta da Süleymaniye'deydim. Bu konulara hep ayrışma, kamplaşma duyguları ile yaklaşılır. Bu topraklarda yaşayan biri olarak herşey bir yana folklorik bir öğe olarak bile olsa bir cuma vakti bu bahsettiğim noktalardan birine gidilmesini öneririm. Merak etmeyin ne düşündüğünüze, nasıl oturduğunuza, nasıl göründüğünüze, niçin orada olduğunuza hiç kimse karışmayacaktır, karışamaz... İstanbul'da yaşayıp da ara sıra İstiklal Caddesi'ne yolu düşen herkes mutlaka oradaki kiliselerden birini de gezmiştir.Bir Avrupa şehrini dolaşırken görkemli bir Katedrali gezimize dahil etmişizdir mutlaka...İstanbul gibi bir şehirde yaşayıp bir Cuma vakti Sultanahmet, Süleymaniye veya benzer bir camiye hiç uğramamış olmak hayatı ıskalamak değil de nedir:)
0