uyku düzeniyle alakası yok bence. oyun bağımlılığıyla alakası var daha çok. çıkıp dolaşmak, gezmek, yürüyüş yapmak, spor yapmak gibi aktiviteler de tedavisi=)

bilgisayar çok insanı köreltiyor maalesef..

başağrısı, göz yanması falan çok bilgisayara bakmaktandır hep. git bir eczaneden göz damlası al. systane var o güzel bayağı.

uyku düzeniyle alakalı değildir. bende sabah 6'da falan uyuyorum tatil günleri 7-8 saat uyumuşsam hiç sıkıntı çekmiyorum.

kesin bir kaynak veremesem de, evet önemli(araştırcam bunu) şöyle ki siz istediğiniz kadar uyku düzeninizi kendinize göre ayarlayın vücut kendi düzenini istiyo, bu yüzden gece vardiyalarında dah çok sorun çıkıyormuş. yani şöyle ki mesela saat 22.00 de uyuyup 06.00da uyandığınız 8 saatle 04.00de uyuyup 12.00de kalktığınız 8 saatlik uyku arasında fark varmış. (dediğim gibi kaynak bulmak lazım böyle olmuyo)
bir de bilgisayar insanın cidden yaşama şevkini azaltıyo, kendimden biliyorum(utanmasam depresyona sokuyo diycem :p)

gunduz mutlaka bir miktar gunes gormeniz gerekmektedir. Bununla birlikte gece uykusununda buyuk bi kismini isiksiz ortamda gecirmeniz uykuyu daha saglikli yapar. 5 te gunes dogarken yatip uykunun butununu isik varken gecirmek pek saglikli degil yani (tv de konusan gastede yazan dr. larin yalancisiyim).

Ayrica yapimiz geregi gunluk yasantimizda hareket etmek ve sosyal olmak (yuzyuze munasebetlerde bulunmak ve diyaloga girmek) bizi fiziksel ve psikolojik olarak daha saglikli yapar.

Yani neymis? Hemen sokaga cikip birine kufrediyor ve kavga ediyoruz.

ben yazın accountu kapatıyorum. yoksa perişan olana kadar kalkamıyorum başından. gece 4-5'te yatman başarı bence. oyun oynamasan da yazın öyle olur zaten bir şekilde geçer zaman.

ben tatil zamanı wow oynarsam iki gün oynayıp bir gün uyumaya dönüyor olay. gerçi ben kışın da zaman zaman sabaha kadar oynayıp okula uyumadan gidiyorum. okuldan gelince bir bira çakıp ertesi sabaha kadar uyuyorum. ertesi gece yine uyumuyorum. düşündüm de iyi ki kapatmışım acc.u ya, bazen rüya görmeye başladığım halde kalkıp kahve koyduğum olurdu. paralı işkence :)

baş ağrısı çok uyuyunca veya geç uyanınca oluyor ilk uyandığında ama hemen geçiyordur sanırım? aynısı bana da oluyordu. çok şiddetli değildi tabii.

(bkz: hikikomori)

bertrand cantat'ın geleceği ne olacak?

göreceksiniz, dışarısı daha iyi değil.
chirac yok, sarkozy yok ve fransa iflas etmek üzere.

"Chirac yok Sarkozy var" demis olabilir mi ?

"artık dışarıda chirac yok, sarkozy var." diyor.
y'a plus chirac, y'a sarko,

evet evet haklısınız, sallamışım resmen.

ne kadar uçuk bilemem ama kızlar ağasının orada eski türk filmi posterleri vardı

Kıbrısşehitleri caddesinde de sağ tarafta kocaman kocaman çeşit çeşit güzel güzel ucuz ucuz posterler var.

kucukparktan metroya giderken sağ tarafta olması lazım

Konak belediye binasinin kemeralti tarafina dogru olan binalardan (parke taslarla doseli yolda ilerlerken saga dogru bakinca gorulecek olan yapilar) birinin alt kisminda zibidici hevi metalci bi dukkan olacak.

Seneler oldu girmedim icine ama zamaninda en azindan heavy metal gruplarinin posterlerini satardi. Simdilerde de super illustratorlerin ucuk kacik posterlerini satmasi ihtimal dahilinde. Yolunuz duserse bi bakin oralara da. Ya da nerden bulurum die ona sorun size cankaya ya da kemeraltinda bi yer tarif eder en kotu ihtimal.

bi farki yok. hurafe yani. sadece cikiyorken daha gurmus gibi gozukur basta, sonra aynidir. "aa enistemgilin halasi jilet vurdu da orman gibi cikti killar" diyenler bitmeyeceginden hurafenin de sonu gelmiyor netekim. tirastan sonra kili direk kokunden gordugumuz icin daha kalin (malum en kalin yeri koku), ve daha koyu gorukuyor sadece. uzerinden jilet gecen yerden bir mucize sonucu yeni bir kil koku dogmuyor yani.

yamuluyorsam uyarsın ahali, ama bildiğim kadarıyla, ağda gibi kılları kökünden alan yöntemler dışında hepsi aynı. sadece ve sürekli ağda ile alınan kıllar ise daha ince ve yumuşak oluyor diye biliyorum.

anagen evre denen bir durum var. saç, sakal gibi anagen evresi uzun dokularda bir değişiklik olacağını sanmam ama kaş ya da vücut deri kılları kesildikçe anagen evrelerini uzatırlar diye düşünüyorum.

hic bir farki yok. koke mudahale etmedigimiz ve sakal, tirnak gibi dokular zaten olu oldugu icin farketmiyor.

ben de top sakali 2 sene boyunca kesmedikten sonra diyebilirim ki, hic kesilmeyen killar daha gur cikiyor. artik dogal bi top sakalim var. sinekkaydi tras olayim, ertesi gun cenemdekiler yanagimdakilere nazaran 2 kat falan hizli uzuyor.

ben makas ve makine taraftarıyım. nedeni ise basit, jilet paketi yenide açılsa bana hijyenik gelmiyor, gelmeyecek.

Konuyla ilgili bir uzmanın TV de dediğine göre; Sürekli jiletle kesilen kıllar hiç kesilmeyenlere göre daha güçsüz oluyor.

ben de top sakal kurbanıyım, bıraktım 1-2 sene sonra baktım olmuyor saldım, hiç kesmediğim top sakallar jilet vurulan yerlere oranla daha gür. sakkaların tümünü 1 numara aldığımda top sakal belli oluyor bariz bir şekilde, bi acayip ben de anlamadım sözlerimi de bir alıntıyla bitirmek istiyorum.

"biz kıbrıs’ı almakla sizin kolunuzu kestik. siz inebahtı’nda donanmamızı bozmakla sakalımızı traş ettiniz. traş edilen sakal yeniden çıkar ama, bir kolun yerine gelmesi imkansızdır" -sokullu mehmet paşa

Benim bildiğim kadarıyla bilinenin tam aksine saç ya da sakal jiletle kazındığında kökler ve oluşum aşamasındaki zayıf tüyler zarar görüyor ve seyrekleşiyor. Bir saç uzmanı saçları dökülen arkadaşıma bu şekilde anlatmış. Uzun zaman kafayı kazıtıyordu bu sonraları kısacık 3 numara kestirmeye başladı. Söylediğine göre saçları sıklaşmış.

hangi şehir de olacak bu oto kiralama firması? istanbul dur diye tahmin ediyorum ama...

evet istanbul:)

tamamen asimetrik tek hayvan sungermis. vucut plani ve ayna simetrisi olusturacak simetri ekseni yokmus.

onun disinda radyal olarak asimetrik hayvanlar mercan, deniz anasi ve deniz sakayigi vs.

vucutlarinda gozle gorulebilir asimetriler olan hayvanlar var bi de, mesela bazi yengeclerin bir kiskaci buyuk, bir kiskaci kucuk oluyor.

eğer yanlış bilmiyorsam, sadece süngerler simetrik değil, asimetrik bir yapıya sahiptir.

www.emc.maricopa.edu
(Asymmetry and Symmetry başlığı altında)

ama daha detaylı incelemelerde ufak tefek farklılıklara sahip hayvanlar da görülebilir. buna da handedness adı veriliyor.

en.wikipedia.org

ek cevap: bunu araştıran ve üzerine tezler üreten biliminsanları var, google'da "symmetry and evolution" diye aratırsanız birçok kaynağa da ulaşabilirsiniz.

şuradaki .pdf ise konuya başlangıç için okunacak güzel bir yazı:

www.fellowshipofstbenedict.org

Yengeçler var bir kıskacı büyük bir kıskacı küçük. Bana sorarsanız dış görünüş itibariyle hiçte simetrik değiller.

armadillo yapar onu ama gozleri var ve collerde gezmiyor pek.

hah bir de pangolin var yuvarlanabilen hayvan olarak, bu hayvani corak yerlerde gorebilirsin ama bu da kor degil.

ikisinin de gozleri iyi gormuyor sadece

Bi belgeselden hatırlıyorum öyle bi böcek ufacık bişeydi yuvarlanarak gidiyordu.

yengeç var. canavar gibi kumsaldaki ufak tefek tepelerden aşagılara dogru kayıyor ayakları yardımı ile.

o çalının adı tumbleweed bu arada. hayvanı bilemedim.

Bacaklarının üzerinde (parende atar gibi) yuvarlanarak çölde bi yerden bi yere giden örümcekler biliyorum. Onun dışında çölde takla atarak yuvarlanan şey eski coğrafya öğretmenimden başkası olamaz.

bu sıralar moda oldu. retro olduğu için sanırım.

80 lerde de moda idi hatta kırmızı dantelli ve ince kıravat takar giderdim liseye.hatta kıravat iğnesi vardı bir de.. yaa yaaa
modacıların kabızlık yaşadığına delalettir arada bir yaparlar bunu.

10-15 seneye kadar 70'lerin nal gibi (takribi 3 kravat eninde) çılgın kravatlarını giyeceğimizi ifade ediyor.

tarkan'ın albümünden sonra moda olmuştu, şimdi geçti.

Daha az gösterişli, daha mütevazi, daha günlük kullanıma uygun olduğu için olabilir. Yakışana da gayet yakışmaktadır bence. İşe giderken geniş geniş, canlı hatta parlak renkli düğün kravatı takanları çok kınamakta kafalarına kösele ayakkabıyla vurmak istemekteyimdir ben misal. Kalın olmayan, hafif ince ve ipince kravatları bende kullanmayı severim. "Yakışmıyor, giyme bunu" diyenlere "sen zevksizsin" der üzerine ters bakışlar atarım, köseleyle kovalarım.

ben kesinlikle caddy derim.

ben transit connect derim. hepsinden daha sağlam, ikinci el piyasası daha iyi.

bence de caddy, ama illa bunlardan birini almak gerekiyorsa; doblo.
aslında çok yere ihtiyacınız yoksa fiorino, bipper ya da nemo da olabilir.

arkadaşlar yanlış mı anlattım? uygun fiyat diyorum. caddy bunların içinde en pahalısı.

doblo hem uygun fiyatlıdır hem de inanılmaz az yakıt tüketimi vardır. ama bu araçlar tip olarak birbirine benzese de yapacağın işin türüne göre verimleri değişecektir. yapacağın işi de yazsan ya da binek olarak kullanacağını söylesen daha rahat yardımcı olunabilir.

şirketin genel getir götür işleri, bazen arkaya büyük makineler falan konabilir. yani çok amaçlı diyelim.

connect

Hem partner hem de kangoo her ikisininde 2002 model ikinci elleri bende mevcut. Her ikiside dizel her ikiside güzel. Beklerim.

sanırım en mantıklısı 1.3 multijet doblo olcak.

1,5 sene 1.3 multijet doblo premio kullandım. öncesinde de 1 sene transit connect kullandım. bunun yanında hafif ticari araçların hemen hepsi ile münasebetim oldu.

fiyat, servis, parça, yakıt bakımından uygun olan bir şey arıyorsanız doblodur tercihiniz. fakat belirtmekte fayda var; 1,3 mj doblo larda enteresan bir olay var. aracı ekonomik kullanırsanız 150-160 civarında yakar. ancak biraz hız yapmaya başlarsanız (mesela işiniz gereği aceleniz var ise, bir yerlere yetişmek gerekiyor ise) 240,250 kuruşlara kadar çıkar yakıt tüketimi. bunun sebebi de 1,3 litrelik motordur. kasa için düşük hacimli kalır. yükte bindiği zaman pek hoş durumlar olmuyor misal.
gelelim connecte. ben bir araç alayım; hem güvenli olsun, hem konforlu olsun, hem her türlü işimde problem yaratmasın, motoru, yürüyen aksamı uzun süre sorun çıkarmasın, teke gibi her yola gelsin, güvenli olsun diyorsanız alacağınız araç connect tir. evet; doblo dan fazla yakar (taşıtmatik sağolsun) servisi, parçası pahalıdır ama 150.000 km de bitmez en azından.

kısa vadede iş görsün, çok paralar da bağlamayalım diyorsanız cevap doblo dur. (1,9 mj lere de bakılabilir)
uzun uzun işimizi görsün, 5 sene sonra da bu işi yapmaya devam edebilsin bu araba diyorsanız cevap kesinlikle connect tir.

not: caddy yi ayrı bir yere koyuyorum, klasman dışı o :) caddy den sonra da hafif ticari araçların en iyisi tartışmasız connect tir.

2008 full aksesuar doblo kullanıyorum. 1.3 multijet.
Dinlen dinlen kaç derim. Aletin bozulmayan parçası kalmadı. Sinyal kolu, kapı kolu, alt takım vs.vs. Hiçbirtanesini de garanti karşılamadı.
Çok basmazsan az yakıyor. Orası çok iyi.
Ama uzun yolda zıplaya zıplaya gitmesi yok mu. (Otobanda bile) Bırak yolcuları, benim bile midem bulanmaya başlıyor bir zaman sonra. Ticari yapıcam diye içine sıçmışlar konforun.

Konfor,sağlamlık,sürat arıyorsan ve yakıt parasını çok takmam diyorsan Connect al derim.
Her yola gelsin, az yaksın, rahat ve sağlam olsun adam gibi servis hizmeti alayım diyorsan Kangoo.
Caddy ister gönül ama, pahalı o da..

ikea

mudo outlet.

tabii ki paşabahçe

en guzel secenekler yukarida zaten soylenmis ki pasabahceye de bakmadan gecmeyin. Orada uygun fiyatli urunlerde var. Bunun disinda minibus cad uzerinde bagdat cad. uzerinde ya da Kadikoyde ki ucuzcu ev esyasi satan dukkan benzeri dukkanlardan bir cok yerde vardir oralarda da sekilli guzel bardaklar bulmak mumkun olabiliyor. Boyner lere de ir goz atmanizda fayda olabilir. Sevgiler

@katilonur

O çin malı satan mağazaları diyosun dimi. Ok. Baktım, bardağa pek fazla yönelmemişler ya.
Hep çay bardağı vsr ince belli.

@pyro clustic flow

Mudo da hakkaten hem kaliteli hemde ucuz ürün bulmak mümkün. Yazın duvar saati almıştım yazlığa. Hem görüntü olarak güzeldi ve çokta kaliteliydi ayrıcada baya ucuzdu.

Yarın bi kolaçan etcem etrafı.
Çok teşekkür ediyorum verdiğiniz bilgiler için. Ama insan işte aklına gelince böyle kazalar. Kötü oluyor üzülüyorum. Moralim bozuluyo. Psikolojikman etkileniyorum.

maksat kalori yakmak ise voit e-walker denilen aletin çok faydalı olduğunu söyleyebilirim. yorulduğunuzu fark etmeden yarım saat içinde terden sırılsıklam hale getiriyor. mesela twist shape denilen alet daha küçük olmasına rağmen bu kadar başarılı değil. bacak kaslarınız çok yoruluyor.

Kullansaniz bile bir sure sonra sikilacaginizi tahmin ettigimden almamanizi oneririm aslinda. Benim gibi agorafobik bi insani bile evden disari cikmaya iten bir aleti 0 degilde illa ki alacagim diyorsaniz 2nci el almanizi tavsiye ederim. Ben 2 ay bile kullanamadim kosmak icin baharin gelmesini beklemeden disari ciktim. Bababmalara ait olmasa almaya da tenezzul etmezdim. Max kosma hiziniza erisebilecek ve nabiz kontrol edebileceginiz herhangi bir kosu bandi + hareket yardim edevatlari tasiyan bir alet ise isinizi gorecektir bence. Saygilar

kalori yakmak amac.

eğer erkeksen içi sulu olan kürekleri deneyebilirsin hem hayvanla gibi enerji harcatıyor hem göğüz omuz kol yaparsın

ha ama asla bir kardiyo egzersizi gibi olmaz

ergometre denen kürek aletinden alın ( www.concept2.com ) bir de nasıl doğru çekileceğini öğreten videoları izleyin, 2 ayda forma girin, hem ince hem kaslı olun atletik olun.

ama şunu bilin ki bu aletin bende çok fena anıları var...

the poltergeist derim mutlaka. tobe hooper ı da buradan öperim :)

tabi ki the shining.

the changeling

"Rose Red" iyi gelebilir size. 4 saatlik falanda bir filmdi yanlis hatirlamiyorsam

hala seyretmediyseniz house on haunted hill var mesela famke janssen'li.

(git: 37018)

Dosya>Yazdir dedim, ciktimi aldim.Sonuç negatif.
Edit: HP Deskjet 6940.
Yetmedi bi' de üstüne 2 nokta kondurdum, erotomaniac'in (bkz: şaşı bak şaşır) arkadaşının dediği gibi, bittabi olmadi.

Kabullenmek gerek bir yerde hagaten haklısın. Moralman desteğini esirgemediğin için de bol teskürler. +rep
Edit: Son yaptığın duygusal edit icinde teskürler.

ben bildim bileli bir şey göremem onlarda, bu zamana kadar eksikliğini de hissetmedim. Verdiğiniz sorudakilere de baktım ve göremedim, hâliyle... Fazla dert etmeyin derim.

resmin odağını kaybetmek önemli. sonra bir süre odaksız/bulanık halde resmin içindeki birbirinden uzak iki noktaya bakıca kendiliğinden oluşuyor görüntü. bu iki nokta meselesi iki göz arasındaki mesafe kadar olsa kafi.

Biraz uzaktan baslayip, yakina dogru giderek odaklanin, tamamen konsantre olun, gozbebeginin zoom in ve zoom out'lari belli bir esik noktasindan sonra oyle bir seviyeye gelecek ki artik sadece sasi bakip sasirdiginiz goruntuyu goruyor olacaksiniz

15-20 cm mesafeden bakıyorum ben. gözleri şaşı yapıp bellibi noktaya odaklamamak lazım. hanı böyle yorgun olunca dalıp gideriz ya gözler mal gibi bakar belli bi noktaya ama baktıgımız noktayı falan görmeyız o sekılde bakmak lazım.

kadıgın arkasını görmeye calısmak da işe yarıyor. bakıslarımız kadıgı delip de arkasını görecekmış gibi.

Oldu, becerdim ule. Gözüm $imdi yükseklerde.Ödüllü yarışmaları falan var mı bunların ? (;

Monitorde dogrudan ekranin ustundeki bi noktaya odaklanMAyip, monitor kasasinin icindeki bir bilesene misal arka kapagin icine odaklanir gibi odaklanip bakmaya calismak biseyler gormenize daha cok yardimci olacaktir. ERger monitor LCD falansa tabi monitorun arkasindaki biseye odaklanir gibi bakmak ve birgoruntu olusmasini beklemek iyi gelebilir size. Gozlerimiz gercekte gordugu seye dogrudan odaklanma egiliminde oldugundan arkadaki biseye odaklanir GIBI yapmakta zorlanabilirsiniz bu cok dogaldir.

Hala hic kimse hic bisey goremiyorsa bile siz biseyler gordugunuzu iddia edin. Yuvarlaklar, gezegenler, yunuslar, dinozorlar, dalgalar vs. Sonra gormek icin uyguladiginiz sallama yontemide basitce anlatin, bakin goreceksiniz bi sure sonra herkes sizin salladiginiz seyleri nasil da gormeye baslayacak. Ortada gorememe gibi sorun kalmayacak. Saygilar.

@elxa

Renkli karakterler oluşmuyor.Ayni arkaplan kabariyor ve bir şekil oluşuyor.Şeklin n oldugunu bilince görmek daha kolay sanki.
Farz-i misal:
www.lazland.com
kaLp oluyor.

ben çoğunu görüyorum da bişeye benzetemiyorum, hayalgücüm 2 kuşu bir batman'e benzetecek kadar geniş, ben naapiim?:)

adı yanıltıcı biraz. şaşı bakmayacaksınız. bilakis resmin gerisine bakmanız lazım.

buldurmam dusuk ihtimal ama bi deneyebilirim bir ara.

ben de samsung ve nokia arasında kalıp sonra nokia 6288 almıştım. kesinlikle samsung almayın. şarjı çok çok az gidiyor. sakın almayın.
nokia varken samsung attan inip eşeğe binmek olur. o 200 ytl fark da kullanacağınız süre için düşünüldüğünde çok da fazla diil.

nokia...

Hangisi daha kaliteli foto ceker bilemiyorum ama samsung teknik servis ve bozulan urunleri konusunda berbat. Kapak mentesesi kirilan telefonu alip icinde ki boarda kadar kirilmis oldugunu ve tamirinin telefon maliyetinden fazla tutacagini, telefonun garanti kapsaminda tamir edemeyeceklerini soylerek o sekilde iade etmeye kalktilar. Telefonu geri almayip ugrastim arastirdim ettim bi sonucta alamadim. PArcalari uzak doguda bi yerlerden getirildigi icin ve pahaliya maloldugu degistirmeye yanasmadiklarini bile duydum . Normalde sorunu olmayan boardun kirik oldugunu da, benim boardumu baska makineyle degistirerek yaptiklarini bile dusunuyorum. Servise gidince zorluk cikaran bi markayi ben olsam almazdim ki ben samsung un diger bazi urunlerini severim.

samsung u bilmem ama uzun süredir n73 kullanıcısıyım. daş gibi telefon yani. fotograf çekimi iyi, video kötü. 6 gün filan şarjı gidiyor, 1.5 sene olmasına rağmen. 1-2 kere düşürdüm -dengesiz insanım- ama bişi olmadı. hafif bi yavaşlık bütün symbianlarda var, öyle çok oyun moyun kurmassan bişi olmaz. tavsiye ederim şiddetle

Internet uzerinden oynanamayan fakat network (LAN) uzerinden oynanabilen oyunlar eskiden varolmus GIT adli bi programla internet uzerinden oynanabiliyordu. Bu program cok karmasik bir is yapmayarak kendisi internet uzerinden LAN gibi gorunen bir ag olusturup bunu becerebiliyordu. Ya da nasi olusturdugu onemsiz bunu bi sekilde LAN destekli oyunlarda becerebiliyordu. Ammafakatvelakin emulatorler ile oynanan oyunlarin lan destegi varmidir (ben soyleyeyim cogunun yoktur) yadaveyahut emulatorlerin yeni versiyonlari bu oyunlara LAN uzerinden oynanma yetisi getiriyormu? Iste bu soruya verilecek cevapta onemli sanirim. Bu soruya da cevabi kendiniz bulmaniz ya da baska bir bilenin bunu burada bizimle paylasmasi mumkunse de degilsede umrumda degil. Ne haliniz varsa gorun.

ekşi duyuru'da yarım artı verebiliyor muyuz ?

hayal değil, epsxe ile biz ıspartada iki bilgisayarı birbirine bağlayıp modemler üzerinden street fighter ex 2 plus oynar idik sevgili i scream ile. internet üzerinden oynama desteği de var. ayrıca fusion (genesis emülatörü)'ın da online oyun desteği vardı yanlış hatırlamıyorsam.

Kaillera diye bir şeyden haberim var ama kullanmışlığım yok. Buna ihtiyaç duymadan online oyuna izin veren NES emulatörleri var; diğer platformları bilmiyorum.
edit: www.trfighters.net

winkawaks ile rahatca oynanabiliyor street fighter, final fight falan.

Callus + Hamachi ile oynanabiliyormuş.