Ya sevgi, saygı, aşk falan biraz boş işler açıkcası. İnan bana 6-7 yıl önce aynen senin gibiydim ve o "akıl oyunları"ndan nefret ederdim.
Niye herkes doyasıya yaşamıyor sevgisini, aşkını neden böyle ali cengiz oyunlarına ihtiyaç var diye kös kös düşünüp dururdum.
İddialıydım da, bir gün mutlaka saf, temiz ilişkiyi bulacaktım güya =)
Kısacası dünya üzerinde masum aşk yok ve şeytan malesef azapta gerekiyor.
Bu biraz da her şeyi çok hızlı tüketmemizle alakalı bir olgu sanırsam. Bu hıza yetişemezsen, oyuna ortak olamazsan çok gerilerde kalıyorsun.
Anladığım kadarıyla birçok kişi seni "üzülebilen narin kız" olarak bellemiş. Özet olarak tatlı, şirin ve "iyi" bir kızsın onların gözünde.
Öncelikle bu imajı yık. Biraz kadın ol, hafiften kıvırt, etrafındakilere göz süz. Sana ilgi olarak geri dönecektir. Böyle olunca da sen kendini geri çek.
Aman ha dikkat; ben sana göz orospusu ya da kezban ol demiyorum. Sadece biraz işveli ve cilveli olman gerekiyor.
İnsanlar ulaşamadıklarını/elde edemediklerini arzularlar. Ulaşılmaz olmaya çalış, biriyle beraberken bile.
Bir ilişkiye başadığın zaman, karşındakinin eksik yanlarını direk yüzüne söyle. Onları düzeltmeye, senin gözüne girmeye çalışacaktır. Ha düzeltmek için uğraşmıyorsa o da sallamıyordu emin ol. Anında bırak, başka denizlere yelken aç. Kimseyi sahiplenme. Sahiplik duygusu hataları ve suçları beraberinde getirir. Yarın ayrılıverecekmişsin gibi yaşa ilişkilerini.
Çok kasma, çok kurgulama, çok irdeleme.. Sadece yaşadığın anın tadını çıkarmaya bak.
Ama bunları yaparken atlamaman gereken çok ince bir nokta var, bir gün karşına hayatının adamı çıkacak. Ona bunları yapmamaya özen göster. Onu sımsıkı elinde tutmayı bil.
Ha ben nasıl anlayacağım onun hayatımın erkeği olduğunu dersen, işte zaten bu oyunun en pis kördüğümü burada. Bunu çözen direk Tibet'e yerleşiyor zaten ;)
0