Giriş
(11)

en komik komedi filmi hangisi?

bir sebep bir bahane
arkadaşlar bıktım artık depresyon film izlemekten. komedi izleyeyim diyorum, hepsi saçma sapan çıkıyor. bırakın gülmeyi tebessüm bile yok. bana gerçekten komik olan bir komedi filmi ismi lazım. yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkür eder bol kahkahalı günler dilerim.
arkadaşlar bıktım artık depresyon film izlemekten. komedi izleyeyim diyorum, hepsi saçma sapan çıkıyor. bırakın gülmeyi tebessüm bile yok. bana gerçekten komik olan bir komedi filmi ismi lazım. yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkür eder bol kahkahalı günler dilerim.
0
bir sebep bir bahane
(01.05.10)
(bkz: le diner de cons)
diyim, genelde bu yeni kuşak seth rogen tayfası gayet komik oluyor özellikle (bkz: superbad)'i izlemediysen öneririm. Daha aklıma gelince editlerim mesajı, iyi seyirler
0
fiddlerontheroof
(01.05.10)
ne tarz mizah seversin? absurt? ultra absurt?

arabesk?
tosun pasa?
saban oglu saban?

dunyayi kurtaran adam?

snatch / lock stock and two smoking barrels?

the invention of lying?

arog?

cok genis bir yelpazeyi kapsar komedi genre'i.
0
costa
(01.05.10)
doğallık arıyorsanız, candida diye pek bilinmeyen ama gülmekten kramp geçirten bi filmi söyleyeyim...
0
black sabahat
(01.05.10)
valla ne bileyim. şaban dünyayı kurtaran adam değil de.. komik çok komik bir film. en son ekşi sözlükten baktım izlenmesi gereken 50 komedi diye. ordan 40 yıllık bakir diye bir film seçtim izledim..bir kere bile gülmedim.
0
🌸bir sebep bir bahane
(01.05.10)
superbad hiçbir sitede açmıyor. candida yı ise bulamadım. :(
0
🌸bir sebep bir bahane
(01.05.10)
the party - peter sellers
0
porsgemsheniark
(01.05.10)
groundhog day tabii ki
0
bir varmis bir yokmus
(01.05.10)
valla bu cok soruldu ve kisinin mizah anlayisina gore degisiyor ama yine de birbirinden farkli komedi unsurlari olan birkac film yazayim:

Office Space
Monty Python and the Holy Grail
The Big Lebowski
Airplane
A Fish Called Wanda
The Hangover
Kick-Ass
Shaun of Dead
Clerks
0
ermanen
(01.05.10)
eğer İngilizceniz varsa Borat derim. Ama altyazılı veya dublajlı izleyecekseniz boşa vakit kaybetmeyin.
0
hayattan sikilan adam
(01.05.10)
-eyvah eyvah
0
weeping guitar
(01.05.10)
to be or not to be - mel brooks , hala gülerim kefil de olurum
banker bilo - best of the beast hesaabı
yılanların öcü (1985-şefir gören) -ilki de komiktir ama burda ihsan babaya ve erdal özyağcılara hususiyetle tikkat !
0
duzeysiz
(01.05.10)
(2)

Antalya'dan otobüs dönüş saatleri

deliklimasrafa,
Arkadaşlar antalyadan istanbulla 23 nisan günü en erken kamil koçun saat 16.da var daha erken söyle 2 gibi falan hiç bir firma yok mu?
Arkadaşlar antalyadan istanbulla 23 nisan günü en erken kamil koçun saat 16.da var daha erken söyle 2 gibi falan hiç bir firma yok mu?
0
deliklimasrafa,
(19.04.10)
katekulli firmalar var . ama onlar da köy dolmuşundan beter .her yere girip çıkarlar. yolculuk esenlerde 14 saatte falan son bulur. gerek yok yani
0
duzeysiz
(19.04.10)
kamil koç 4 arabası iyi yani o zaman
0
🌸deliklimasrafa,
(19.04.10)
(28)

İstenmeyen Kedilerden Kurtulmak

minyatur dev
Hayvansever arkadaşlar başlığa bakarak bana kızabilirler ama sorunumuz çok derin. Eşim kedi korkusu (bkz: ailurofobi) rahatsızı. Oyuncak kedilere bile dokunamıyor. Şu anda 4 aylık bir bebeğimiz var ve en büyük korkumuz eşime yolda / apartman içinde / parkta vs. bir kedinin yaklaşması filan. Kuvvetle
Hayvansever arkadaşlar başlığa bakarak bana kızabilirler ama sorunumuz çok derin. Eşim kedi korkusu (bkz: ailurofobi) rahatsızı. Oyuncak kedilere bile dokunamıyor. Şu anda 4 aylık bir bebeğimiz var ve en büyük korkumuz eşime yolda / apartman içinde / parkta vs. bir kedinin yaklaşması filan. Kuvvetle muhtemel çocuğu filan bırakıp kaçmak durumunda kalacaktır. Aksi gibi apartman bodrumlarımıza sokak kedileri yerleşti.

Çamaşır suyu kokusundan rahatsız olur dedikleri için her gece 2 lt. çamaşır suyu döküyorum bodrumlara; değnekle kovalıyorum; gürültü yapıyorum; kapı kapalı kalsın diye duyurular açıyorum ama nafile. Arsız kediler bodrum ortamımızı çok sevdiler.

Soracağım soru alenen belli olmuş durumda. Sokak kedileri neye uyuz olurlar, ne yaparsam bodrumdan uzaklaştırabilirim?

İlaveten dazzer diye aletler var internette. Ultrasonik ses ile kedi ve köpekleri kovaladıklarını iddia ediyorlar. Bu aletlerden gören / bilen / kullanan var mıdır?

Başka bir tavsiyede bulunabilecek olanlara da peşinen teşekkür ederim.

(Kediden de korkulur mu / Korkularla yüzleşmek lazım / Korkuların üstüne gitmek lazım vb. psikolojik yorumları yapacak arkadaşlara da peşinen teessüf ederim zira onca kolay bişey olsaydı eşimi çoktan ikna edebilmiş olurduk. Çaresizlikten soruyorum buraya.)

Yardımlar için peşin teşekkürler.

Edit : Moderatör arkadaşlar, bir süre üstte tutabilir miyiz bu mesajımı?

Edit 2 : Zorunlu edit; bodrumda fare yok. Yani yiyecek bulma amaçlı değil, barınma amaçlı geliyorlar.

Çözüm arayışım da bodruma özel değil; genel manada. Uzak dursunlar bizden.
0
minyatur dev
(08.04.10)
muhtemelen kediler bodrumda fare avına çıkmışlardır. eşinize bide bu durumdan bahsedin bakalım, kedileri sevecek mi sevmeyecek mi
0
Ayiyogi
(08.04.10)
verdiğiniz bilgilere göre sanırım en makul çözüm eşinizi boşayıp çocuğu almak olacaktır.

mahalledeki bütün kedileri mi öldürtmeyi planlıyorsunuz? eşiniz çocuğu parka götürdüğüne ne yapacaksınız? akşam eve gelip de "hanım çocuk nerde?" diye sorduğunuzda "yav parkta dolaşıyoduk, kedi geldi bi tane, onu bırakıp kaçmak zorunda kaldım, bi saat sonra geri döndüğümde yoktu orda" mı diyecek?

istememişsiniz ama, sanırım hem eşinizin hem de çocuğunuzun güvenliği için en makul yol terapi.
0
plainwalker
(08.04.10)
Öncelikle şu her şeye siyah-beyaz olarak bakan tarikat mentalitesine gıcık olduğumu belirtmek isterim.

Ben kedileri severim, hatta eşimle sokaktakileri besleriz düzenli olarak. Ama bir insanın herhangi bir canlıya ya da cansıza fobisi varsa, bu ayrı bir durum. Ortada bir rahatsızlık var ve bunun örümcek fobisinden farkı yok sonuçta, kediler şirin diye anlamsız öneriler getirmenin alemi ne anlayamadım. Örümceklerin de çoğu zararsız ona bakarsanız, onlar da hayvan, hatta besleyenleri var.

Ayrıca terapi seçeneği de pek olur görünmüyor, eş daha lohusa sayılır, lohusa depresyonu denilen bir şey var, bu bebeğin bütün gün ağlaması sızlaması var, bunun yorgunluğu var, 10 dakika evden çıkmak bile olaydır o evde. Bebekler Vestel reklamındaki gibi babalarının koynunda uyumuyorlar maalesef.

Bu girizgahtan sonra, benim önerim eğer mümkünse kedileri başka bir yere taşımak ve onları orada beslemek. Bu da size düşecek. Büyük mamalar var, 25 kg falan, götürdüğünüz yeni yerlerinde onları düzenli bir şekilde beslerseniz sizin oraya çok bulaşmazlar belki de. Ayrıca apartmanın giriş yerlerini kapatın giremesinler, kırık cam falan varsa tamir ettirin.

Genel manada kediler öyle insanın üstüne hoplayan yaratıklar değillerdir, özellikle de sokak kedileri. Hatta bir çoğu ürkek ve tedirgindir insanlara karşı. Uzağından geçerseniz sizinle ilgilenmezler. O şekilde yaşamaya devam edeceksiniz.
0
sui
(08.04.10)
sizin gibi paşa gönlü öyle istiyor diye sokaklara çamaşır suyu döken, kedi tekmeleyen, kendinden uzak dursun diye hayvanlara türlü şey yapan insanlar yüzünden; sizin deli gördüğünüz bizler, sokaktan yaralı / zehirlenmiş hayvan toplayıp veterinerlere yetiştiriyoruz. çoğu zaman da geç kalmış oluyoruz, ölüyor, telef oluyor o hayvanlar.

bodrumdaki kedinin size ne zararı olacak beyfendi ?
ne yapacak bodrumunuzdaki kedi ?
giriş katta oturuyorsanız yapılacak şey belli, oradan taşınıp eşinizin daha huzurlu yaşayabileceği üst katta bir daireye taşınmak.
yok ,hal böyle değilse, sekizinci katta otururken eşiniz halen "bodrumda kedi var" diye hadise çıkartıyorsa, bu ayrı bir durum.
kimse hayvan sevmek zorunda değil, saygı duysalar bari ama hadi ülkemiz koşullarında bunu da geçtim, bari görmezden gelin, zarar vermeyin.

sokağa çıkarken yanında kedi uzaklaştırıcı o dazzer mı neyse o aletle gezsin, bundan başka çözüm mü var ? kedi sevmeyen ya da korkan insan yanına kedi gelince pisst der, ayağıyla yere vurur, ne bileyim ortamı terkeder budur yani çözüm.
daha ileri derecede bir sorun varsa da, gider bir psikiyatriste, fobisini katlanılabilir bir seviyeye çekmeye uğraşır.

şimdi siz mahallenizdeki tüm kedileri eşinizin refahı için nasıl uzaklaştırmayı düşünüyorsunuz? yani sorduğunuz şey size mantıklı geliyor mu onu da merak ediyorum hakikaten. benim de karasinek fobim var, ama tüm hava sahasını raid'lemem mümkün olmadığından, yanıma sinek geldiğinde odayı terketmek gibi çözümlerle idare ediyorum.

siz de yapmayın Allah aşkına.
tamam, belli ki ileri bir durumda bir fobi eşinizinki ama çözümsüz bir şey şu sorduğunuz.
bunun bir tık ilerisi, fare zehri markası falan araştırıp toptan hayvanları itlaf etmek.

son cümleniz de hepten şahane.
çözüm arayışı bodrumla da sınırlı değil yani, genel manada uzak duracaklarmış.

oldu.
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(08.04.10)
kedi kovucu diye bi alet varmış, 150 metre kare kadar kedileri yaklaştırmıyomuş ultrasonik ses çıkarıp. insancıl bi yöntem diyorlar. gerçi burda 85 yazıyo. yorumları okumuştum ben baya bi iyi yorumlar vardı. gerçi yazmışsınız ama yine de söyliyim. ben bahçe için düşünüyodum. yeni çiçekler ekeceğim ve kedilerin bozmasını istemem açıkçası. emek vereceğim. (kedileri çok severim o ayrı)

www.ticaretgroup.com

edit: diğer arkadaşlara teessüf ederim, ben kedileri severim ama fobi tamamen farklıdır, adam asalım keselim dememiş sonuçta.
0
clementine
(08.04.10)
çamaşır suyu içerek zehirlenmiş bir kedi görmeden teesüf etmemelisiniz bence.
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(08.04.10)
çamaşır suyu niye içsin kedi allah aşkına :)
0
clementine
(08.04.10)
150 tl karşılığında, bodrumunuza giren ortalama 6 kedi'nin 3'ünü öldürüp, 2 sini sakat bırakarak oradan uzaklaşmalarını sağlıyabilirim. arayın görüşelim.

şaka, şaka olurmu hiç öyle şey 150tl'ye bu katliam yapılır mı? en az 300 isterim.

en mantıklı çözüm, belirli bir süre yani yaklaşık 2 hafta boyunca, kedilerin oraya girememesini sağlamak. ister kapıda nöbet tutun, ister bodrum girişine tel çekin. 2 haftanın sonunda onlar kendine başka bir yer bulacaklardır zaten. bu arada mart ayını geçtiğimiz şu günlerde kedilerin bir yerlere konuşlanmasının, yeni yavru kedilerin habercisi olduğunu söylemeye gerek var mı bilmiyorum. hayvanlar doğum yapacak güvenli bir yer arıyorlar hepsi bu.
0
ermoo
(08.04.10)
ha ayrıca çamaşırsuyu kokusunu kediler çok seviyor. kedi idrarı olarak algılıyorlarmış.
0
clementine
(08.04.10)
Genel manada bizden uzak olsunlar cümlemi anlayan arkadaşlar zaten dazzer cihazı hakkında yorum yapmışlar. Kedi itlafı hakkında birşey yazmadım bu bir. Çamaşır suyu içsinler diye süte karıştırıp mama kabına koyup önlerine bırakmadım bu iki. Fobi'nin ne olduğunu anlayamayacak kadar sığ bakış açısı sahibi arkadaşlara da tanrının en kısa sürede bir fobi bahşetmesini niyaz ederim bu da üç.

Hayvanseverlik başka, anal yoldan algılayıp yorum yapmak başka. Kedi öldürmek gibi bir niyetim yok. Evim 3. katta; merdivenleri çıkarken kedilerle karşılaşmak istemiyoruz. Çünkü kedi korkusu, her ne kadar bazı insanlar korkulur mu o şirin tüylü bıcır bıcır yaratıklardan dese de bir hastalıktır, bazı durumlarda tedavisi yoktur. Bizimki tedavi olamamış, iyileşmemiş cinsinden.

Yardımcı olmayacaksanız boşuna yormayın o güzel kedi kokulu parmaklarınızı. Teşekkürler.
0
🌸minyatur dev
(08.04.10)
Ellerinizden öper iki tane kedim var. Yaklaşık iki senedir. Bundan öncesinde ise, kedilere dokunamıyordum bile. Köpekten de hala korkuyorum. Köpek gördüğümde dizlerim titriyor, kalbim deli gibi atmaya başlıyor. Fobi irrasyonel bir şey. Farkındayım ve yenmeye çalışıyorum. Bu yüzden sizin de, karınızı korumak istemenizi anlıyorum ama onayladığımı söyleyemem.

Bir takım önlemler alabilirsiniz eşinizin korkuları için. Çamaşır suları dökersiniz. Kedi kovucular takarsınız vs. Hatta ileri gidip, kendini savunmaktan aciz bir canlıyı öldürebilirsiniz de (Çocuğu olan bir insan olarak ilahi adalet/karma faktörünü de hatırlatmak isterim bir canlıya kıymadan önce).

Ama unutmayın hayat sizin kontrolünüzde değil. Apartmandan tüm kedileri kovsanız, sokaktan kovamazsınız, sokaktan kovsanız başka yerde karşınıza çıkarlar. Her türlü fobi tedavi edilebiliyor. Tedavisi olmayan bir şey yok. Hipnozla tedavi olunabiliyor. Her şey yapılır. Hele ki, bir annenin üstesinden gelemeyeceği bir şey yok. Düşünün ki, çocuğunuzun elinden tutmuş karşıdan karşıya geçiyor. Kediyi görünce çocuğu cadde ortasında bırakabilir mi? Bebeği elinden fırlatıp kaçmaya mı başlar? Hayır! Annelik içgüdüsü baskın gelir. Ama çocuğunuzu da kendisini de tehlikeye atar her halükarda. Bu yüzden geçici çözümleri bırakın. Kalıcı çözümler bulun. Psikiyatra gidin, hipnozla tedaviyi deneyin vs. korkunun kaynağı insanın ummadığı şeyler olabilir. Hayatı korku ile yaşamak, hele ki bir anne olarak başka bir canlının sorumluluğunu taşırken yaşamak mümkün değil.

Ben kendi adıma şunu tavsiye edebilirim mesela, kendi kedi korkumu yavru bir kedide yendim. O kadar küçük, o kadar zayıf, o kadar korunmaya muhtaçtı ki. İnanın onun bu hali eşinizin annelik güdüsünü de uyandıracaktır.
0
kahvegibi
(08.04.10)
kedi uzaklaştırıcı sprey varmış bi bakın isterseniz.
www.evcilal.com bodruma sıkılabilir.
Bide bulunduğunuz yerin belediyesini arayabilir,onlardan yardım talep edebilirsiniz.
0
emrekksal
(08.04.10)
öncelikle patriot1885 +1 demek istiyorum.

fobi la bu! birisi izah etmiş işte, siz yılandan, örümcekten korkmuyo musunuz kardeşim? kimi insanlar da kediden, köpekten korkuyor işte. böcek ya da fare tiksintisi/korkusu nedeniyle insanlar her sene evlerini apartmanlarını ilaçlatmıyor mu? bu normal karşılanırken, sırf çoğunluğa sevimli geliyor diye bir hayvandan korkmak anormal mi yani?

kedileri de köpekleri de çok severim. evimde de beslemek isterim ama eşim bırakın kediyi, tüylü herhangi bir hayvana dokunamıyor bile. zannettiğiniz gibi hayvan düşmanı falan da değil. aksine çok çok seviyor hayvanları. onun durumu korku değil de tüylü şeftaliye dokunamamak gibi daha çok. kendi durumuna oldukça üzülüyor bu sebeple. hatta bana internette gördüğü sevimli kedi videolarını falan yolluyor ama bu fobisini aşmaya bir etki etmiyor.

neyse çok uzattım konuyu. bir hayvandan uzak durma çabasını onu sevmemeye bağlamak biraz tuhaf aslında. ortada bir rahatsızlık var sonuçta abi.

ben kedileri başka yerde besleme fikrini mantıklı buldum. daha uzak bir mekana pisi pisi ederek ve mamanın ucu gösterilerek toplanıp sürekli orada beslenirlerse neden sizin orada dursunlar. başka mekan benimsetmek en mantıklı çözüm. ha tabi bu arada eşiniz tarafından denenmediyse tıbbi tedaviyi de öneririm. cidden bu şekilde bir yaşam oldukça zor. herhangi bir takıntıyla ya da fobiyle yaşamak zor.
0
hevipeyra
(08.04.10)
psikoterapiye başlasın eşiniz acilen, sonuçta fobilerin sebebi o korkulan şeyden değil tramvalardan kaynaklanıyor...

çocukluğu sorunlu geçen insanlarda özellikle çok normal, ama bunun için hayvanlara eziyet etmek yerine bence insan kendi sorunlarını çözmeye yönelmeli... eşinizin durumu ciddi olarak ağır bir tedavi gerektiren bir şey, akıl sağlığı yerinde değil söylediklerinize bakılırsa...
objelerden korkmak, hoşlanmamak normal hatta adrenalin salgılanması da normal ancak peluş hayvandan bile korkuluyorsa çözüm ilaç ve psikoterapiden oluşmakta...

insan çocuğunu sokakta bırakıp kaçacak düzeyde bir fobi sahibiyse, mutlaka tedaviye başvurmalı... hayatınızı engelleyen, sınırlar koyan şeyler için tedavi olmak lazım utanılacak bir şey değil....
ileride eşinizin bu durumu çocuğunuzu da etkiler bence önlem alsanız iyi olur...
0
ilse
(08.04.10)
köpek besleyin ve köpek apartmanın bodrumunda kalsın.
0
galahad
(08.04.10)
abi yorumlara baktım da sen o kadınla niye evlendin çocuğu da niye yaptın! soruyorum sana ha soruyorum. kedi fobisi olanla evlenilir bir de çocuk yapılır mı yahu!
şaka bir yana ekşiduyuru da bazen şaka gibi oluyor! ben başka bir apartmanın orda kedileri beslemeyi öneriyorum. hemen giderler. bir de motor için kullandığımız kedi kovucu spreyler var onlar da işe yarayabilir ama bodrum gibi bir alan için pahalıya gelir.
0
ozdek
(09.04.10)
Bence eşiniz bir psikiyatriste gidip tedavi olsun... Yani hayat böyle geçmez, ne yapacaksınız? Hadi apartmandakileri bi şekilde engellediniz diyelim, sağda solda sokakta karşılaştıkları nolucak? Farzedin denizkenarına tatile gittiniz, oturdunuz bir restaurantın bahçesine yemek yiyorsunuz, bir kedi geldi sürünüverdi eşinizin bacağına, böyle bir durumda ne yapacaksınız? Kediler her yerdeler ve ne yaparsanız yapın asla işe yaramaz. Kusura bakmayın ama çevrenizdeki bütün kedileri uzaklaştırma isteğiniz çok komik. Sorun sizin eşinizde ve eşinizin böyle bir hastalığı var diye hayvanları kovalayıp onları rahatsız etmeye hakkınız yok. Hem eminim eşiniz de bu şekilde yaşamaktan hiç memnun değildir, yani insanı hayatı zehir olur böyle bir durumda, kolay bir şey değil ki sürekli "ah acaba şuradan bi kedi çıkar mı, ay oraya gitmeyim kedi olabilir" diyerek yaşamak. Yani bence eşinize de yazık. Ben eşinizin yerinde olsam gerçekten tedavi olmak isterdim, kurtulmak isterdim bu fobiden, yoksa hayat çekilmez olurdu hem benim için, hem de zavallı kediler için...
0
marcelle
(09.04.10)
Aynı derdin bir benzeri biz de var. karşıda analı kızlı yaşayan aile apartmana belledikleri 2 adet kediyi sokuyorlar. kedinin bir tanesinin zararı yok ama diğeri sürekli olarak sıçıyor, apartmanın içi yaşanmaz halde. Tüm uyarıları dikkate almıyorlar, bağırıp çağırıyorlar, bu kediler biizm değil diyorlar ama sürekli olarak onların (4. katta oturmalarına rağmen) apartman dış kapısını bu kediler için açtıklarını herkes görüyor. İşin dramatik yanı madem bu kadar seviyorsunuz alın evinizde besleyin deyince "aa salağa bak sokak kedisini niye evde besleyelim" diyebiliyorlar. Benim bulduğum çözüm bir gün tuvaletten kakamı alıp kapı eşiklerine koymak (bu apartman içine sıçma işini en üst kat ve koridor sonundaki ev olduğumuz için bizim evin önünde yapıyor)
kediye de zarar vermek istemiyoruz desem yalan olur insanın bu kadar hayatını karartan birşeye karşı nefretle dolu olması çok doğal. En son apartmanı temizleyen kadın bile midem bulanıyor deyip işi bıraktı.
0
haslama cay
(09.04.10)
hemen gidip avatar'ı seyredin bence. yerkürenin tek sahibi olduğunu zanneden insanoğluna bir nazar eyleyin. akılla ödüllendirilmiş bir hayvan olduğunuzu unutmayın ( üstüne alınma hocam ben de hayvanım ama gücüme gitmiyor yani , keşke harbiden hayvan olsam da fitneden fesattan uzak dursam). sen nasıl çocuğunu kapının önüne bırakıp gidemezsen diğer canlıların da aynı şekilde anası-babası , evlatlık içgüdüsü , yaşama hakkı v.s 'si olduğunu unutma. unutma kedi olarak da dünyaya gelebilirdin ne yapacaktın o zaman ?

kedi dediğin varlık - evde var bir tane toraman bir sarman - kimseye zararı olmayan , öyle kafasına göre takılan meraklı -sevimli birşeydir. insandan da bin kat daha hayırlıdır. temizdir bi defa . ve dünyalar garibanıdır. köpekten tırsarsın mesela ısırır-parçalar. tanrı bir güç bahşetmiş. ama bu yavru insanla başedebilecek kudrette asla değildir. pıst dersen korkar kaçar. gördüğün zaman pıst de , oradan anında uzaklaşacaktır. bu kadar tribe girmene gerek yok
0
duzeysiz
(09.04.10)
Belediyeye haber verin. İtinayla temizlerler onlar.
0
pichoscosama2
(09.04.10)
ermoo'nun dediği gibi ya yavruları vardır ya da hamiledir yer arıyordur. daha güvenli bir yer bulup oraya yönlendirmeyi deneyebilirsiniz.
0
leylak sarabi
(09.04.10)
bu bodruma girisleri kapatin once, disardan varsa kumes teliyle mesela, ayrica halihazirda orda duran kedileri de uzaaakca bi yere goturun, birakin. cok vicdan yapicaksaniz ya da bu hayvan dostu insan dusmani arkadaslardan cekiniyosaniz, biraz kedi mamasi falan alin goturun yaninda ne bileyim.
yani bodruma girisi kapatmaktan baska bi care yok sanirim? dis kapinizi kapali tutun. disardan giris varsa da kapatin orayi. bahcenizde varsa bunlar onun icin de biraz masrafli olur ama, kedinin kopegin bahce ve ev bitkilerinden uzak durmasini saglayacak bi jel var, sise sise ondan alin, bahceye bolca dokun, bunlar yesillige zarar vermez.
ayni jeli bodrumda da kullanabilirsiniz, yeminle les gibi kokuyo bana siksaniz ben de bi daha gelmem.
kendi kedi ve kopeklerimde denedim, bitkilere bahceye yanasamadilar. demek ki ise yariyo.
veterinerden, pet shoptan bulabilirsiniz.
dazzerlar bazi kopekte kedide ise yarar bazisinda yaramaz, nitekim anlik cozumdur o. elinizde dazzerla bekleyemezsiniz.
0
milky way
(09.04.10)
çocuğu bırakıp kaçacaksa önce psikoloğa görünsün. o ne öyle:S
0
ssjam
(09.04.10)
fobisi olan bir insana uzaylı muamelesi ediliyor ya, ilgiyle izliyorum. sanki psikoloğa gittiği an psikolog sihirli bir değnekle değecek ve fobi anında tedavi olacak.

fobi tedavisi deniyor burada, ancak burada fobiyi sürekli tetikleyen bir şey var yahu. üstelik onlarca, yüzlerce. doktora görünsün. göründü ee. geçti mi? hayır. bu insan çocuk emzirecek, dünya kadar ilacı içerken üstelik. afedersiniz ama aynı durum bana olsa zıçarım kedisine der alayını toplatırım belediyeye.
0
galahad
(09.04.10)
psikoloji bölümü öğrencisi olarak eşinizin ciddi anlamda bir terapi görmesi gerektiği kanaatindeyim. zira hayat korkularla çekilmez. bu laflar size göre klişe belki ama durum budur. ayrıca eşiniz bir fobiden muzdarip diye diğer canlıların yaşamını tehdit altına sokacak işler yapmanıza da ben teessüf ederim. evlerden ırak, fobi her insanda görülebilir. ama yardım alıp dünyanızı güzelleştireceğinize bencil olup dünyayı değiştirmeye çalışmak bence hakkınız değil.

"sistematik duyarsızlaştırma" ve "bilişsel davranışçı terapiler" kelimelerini googlelayın derim.


sozluk.sourtimes.org

sozluk.sourtimes.org

dipnot: 21. yüzyılda psikoloji biliminden bu kadar korkmayın derim. zira eşinizin sorunu kabul etmeseniz de psikolojik. siz zaten eşinizin "rahatsız" olduğunu kabul etmişsiniz. kedilerin geldiği yere çamaşır suyu dökmek yerine eşinizi sağlam bir bilişsel davranışçı terapiste götürün.
0
nictir git
(09.04.10)
Ne kadar saçma düşünceleriniz var.
Sorulan soruya cevap verin yargılamayın.
Bende kurtulmaya çalışıyorum.
Sokak hayvanlarında binbir hastalık var.
Geçen sene evime pencereden giren kedi yüzünden evim kış günü pirelendi.
3 haftam pire ayıklamakla geçti tüm odalardan
yetmedi koltuk takımımı değiştirdim.
Bir sokak kedisi bana 3000 tl mal oldu.
2 tane çocuğum var ve bahçesinde oynasınlar diye zemin katta ev tuttum ama maalesef çocuklarımı salamıyorum.
Toprakları eşeleyip tuvaletlerini yapıyorlar.
Yetmedi yavruladı.
Bebelerinden biri öldü. Kenara itmiş, leş gibi koku saldı etrafa normalde zaten tuvaletleri yüzünden leş gibi kokuyordu tam oldu şimdi.
Ne kadar çiçek varsa duvardan zıplarken parçaladılar.
Sürü halinde geceleri odanın cam kenarında oturuyolar. Mecburmuyum bunlarla uğraşmaya?
Hayvan sevgisi olan insan illa kucağınamı alması gerekiyor hayvanı?
Eğer komşum bana saygı olarak tepemde zıplamıyorsa hayvandan da onu bekleme ihtimalim olmadığına göre buna çözüm bulmak hakkım değil mi?
Fobimizinde olması gerekmiyor. Temiz bir bahçe ve içinde rahatça oynayabilen çocuklar istiyorum.
Yemeğinize konan sineği, kanınızı emen sivrisineği, mutfağınızda gördüğünüz hamam böceğini, bodrumdaki fareyi kovalayınca hatta öldürünce bir şey olmuyor; kedi bahçeme, bodrumuma gelmesin diye önlem alınca tüü kaka !!!!!!!!!!!!!
0
canavar
(07.05.10)
kedi sevmemek, nötr olmak ya da evin içine girmesini filan istememenin hayvansever olup olmamakla hiçbir alakası yok. fobi olayı ise tamamen ayrı ve ahkam kesilmemesi gereken bir konu tabii ki. şahsen ben, hayvanları sevdiğim için vejetaryen olmuş ancak kediden de kedi çişinden de bıkmış ve görüldüğü üzere böyle bir konu başlığında kendimi bulmuş biriyim. sinekliği bile zorlayıp eve giren, yere işeyip ya da işaret bırakmak mı her neyse onu yapan -daha beter koku zaten- ve o korkunç kokuyu bırakan bir şeye karşı neden tedbir almayayım? sokakta hayvana zarar vermek ayrı - ki sadece kedi ve köpek değil tabii ki hakkı savunulması gereken ama neyse, o az biraz ayrı konu şimdi- etrafında olmamayı seçmek ayrı. havalandırmak için camı açtığımda bile kedi çişi kokusu doluyor eve, daire kapımın önüne kakasını çişini yapıyor misal. o zaman evden taşın, karıdan boşan bilmem ne diyenler var, mal mısınız? sanki soru "karım kedi fobisini nasıl aşar?" kedi sevmeyeni ya da nötr kalanı, uzak durmak isteyene hemen hayvan düşmanı damgası yapıştırma dar görüşlülüğünü bırakın artık. resmen yargılıyor, resmen canilikle suçluyorsunuz. hayvan hakları yürüyüşü üstüne kebap yemeyi de anlayamıyorum misal. ama tabii, ben kedici olmadığımdan asıl hayvansever olmayan, kedi düşmanı olan da benim, haklısınız.
0
ohwis
(30.06.15)
Bahceyi umumi tuvalet olarak kullanan kedi surusene karşı denemedigim metod kalmadı. Ultrasonik sesli kovucular nispeten ise yaradı ama diğer koku verici maddeler, sirke vs etkili olmadı. Varsa bilen anlatsın kardeşim, çok yapışık hayvanlar yaw, basedemiyorum.
0
goldmember
(28.06.16)
(5)

hostes maaşları

kalimotxo
thy ve diğer havayollarındaki hostes maaşları hakkında bilgisi olan var mı?
thy ve diğer havayollarındaki hostes maaşları hakkında bilgisi olan var mı?
0
kalimotxo
(06.04.10)
diğerleri hakkında pek bir bilgim yok ama thy için konuşmak gerekirse overtime yaptığında (80 saati geçtiğinde) 2-2 buçuktan fazla kazanıyorsun. ama her ay değişebiliyor. her ay kaç saat uçtuğun ya da harcırahlara göre değişir.
0
ewlatofsaf
(06.04.10)
yurt içi yurtdışı uçanların fark ediyor mu peki maaşları?
0
🌸kalimotxo
(06.04.10)
özel havayolları pek para vermiyor. özellikle sabancı pegasus'u aldıktan sonra bu işte tatlı para dönemi kapandı. 2005'te 1800 TL olan maaşları bir anda 900TL'ye düşürmüştü. Gene ne varsa THY'de vardır.
0
duzeysiz
(06.04.10)
aslında hangi base'de olduğuna göre değişiyor. mesela sun express'de istanbul base'li hostesler (uçuş saatine göre) 3000 tl'ye kadar kazanırken, antalya base'liler (yine uçuş saatine göre) 1500 tl civarı kazanıyor. bunun iki sebebi var:

1) istanbul'da yaşamın daha pahalı olduğu düşünülerek daha yüksek bir taban ücret belirleniyor.

2) dhmi'ye bağlı havaalanlarından kalkan uçaklarda, uçak içinde duty free satışı birkaç ay önce yasaklandı. sabiha gökçen de dhmi'ye bağlı olmadığı için, istanbul base'li çalışan sun express hostesleri diğer şehirlerdekilere göre ayda 300 € civarı ekstra gelir elde ediyorlar duty free satışlarından.
0
natura horror vacui
(06.04.10)
yurtiçi yurtdışı farketmiyor kaç saat uçuş yaptığına bakıyorlar, kaldığın yerlere göre de harcırahın değişiyor.-thy-
0
ewlatofsaf
(07.04.10)
(4)

MKV'yi - AVI 'ye convert

duzeysiz
kardeşler , matroska ya da mkv formatındaki filmleri avı 'ye filan dönderip paraya kıyıp aldığım usb girişli dvd oynatıcı vasıtasıyla televizyonda izlemek gibi bir şark çakalsılığı yapayım dedim ama bu işlerde tırt olduğumdan bi bok beceremedim. bilgisayar abuk-subuk converter set-up 'larıyla doldu
kardeşler ,

matroska ya da mkv formatındaki filmleri avı 'ye filan dönderip paraya kıyıp aldığım usb girişli dvd oynatıcı vasıtasıyla televizyonda izlemek gibi bir şark çakalsılığı yapayım dedim ama bu işlerde tırt olduğumdan bi bok beceremedim. bilgisayar abuk-subuk converter set-up 'larıyla doldu. trial filan önemli değil yeter ki filmimi çevirsin derdindeyim. bulduklarım 5 dakika 10 dakika çevirip parayı vermeden düdük yok sana diyor. hele ki bir extended kingdom of heaven'ım var , görüntü payır payır yanıyor ama naçar laptop ekranından olduğu kadar izleyebildim. onu bile dünya gözüyle bi kere televizyonumda izlesem kafi.

bildiğiniz beleşten bir dönderici falan var mıdır? yardımcı olursanız çok sevinirim.
0
duzeysiz
(15.03.10)
avı 'de kurtarmıyormuş pardon. aga ben nasıl yapacağım bu işi yahu ?
0
🌸duzeysiz
(15.03.10)
0
rurouni
(15.03.10)
teşekkürler, hemen bakıyorum .
0
🌸duzeysiz
(15.03.10)
usb li dvd player da altyazi problemi olacak, convert islemleri zaman alacak... vs...
sorunun kesin cevabı degil ama, tv plazma ya da lcd ise bi mkv oynatıcı almanızı,ya da laptop ı direk tv ye baglamanızı öneririm.
0
turuncu harpagon
(15.03.10)
(3)

birkaç dili aynı anda öğrenmek?

schatten krieger
mümkün müdür sizce yoksa sıkıntı mı yaratır? atıyorum 4 dil aynı anda öğrenmek? ilgilendiğim diller ingilizce, almanca, arapça, farsça.
mümkün müdür sizce yoksa sıkıntı mı yaratır? atıyorum 4 dil aynı anda öğrenmek? ilgilendiğim diller ingilizce, almanca, arapça, farsça.
0
schatten krieger
(13.03.10)
bakın kimisi var anadilini adam gibi konuşamıyor, ikinci dilde de sıkıntı yaşıyor. kimisi de var iki üç dili anadili gibi konuşabiliyor. dile yatkınlık çok ayrı bir özellik. saydığınız diller için bir sıkıntı yok gibi bence dil aileleri, kökenleri bakımından.
0
cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
(13.03.10)
şahsen sanmıyorum bir sıkıntı olacağını.. gerçi, kapasitenize bağlı da olabilir, bilemiyorum ama bence birbirlerine destek bile olabilirler bir anlamda..
0
vercingetorix
(13.03.10)
olmaz hocam , hepsi birbirine girer . üç tane var elde , hepsinde de ayrı ayrı anam ağladı. halen rusça'ya devam ediyorum , aynı anda fransızca fırsatım da vardı -hala var - denedim ikisi bir olur mu acep deyu . sonra fransızcayı yedek klübesine koydum , önce bir rusçayı halledelim cihetiylen .ya da ben o kadar zeki bi herif değilim. bilmiyorum. bilemiyorum
0
duzeysiz
(13.03.10)
(3)

askerlik sınav yol parası hk.

brave n wise guy
sevgili ahali,333.dönem askere gitmek üzere işlemlerimi yaptırdım fakat şubede o an para olmadığı için 9,95TL sınava gidiş yol parası ödemediler.bildiğim kadarıyla askerlerin maaşını almaması suç. gerçi bu maaş değil ama yarın öbür gün yol parası almadım diye uğraştırırlar mı beni?bilgisi olan arkad
sevgili ahali,
333.dönem askere gitmek üzere işlemlerimi yaptırdım fakat şubede o an para olmadığı için 9,95TL sınava gidiş yol parası ödemediler.
bildiğim kadarıyla askerlerin maaşını almaması suç.
gerçi bu maaş değil ama yarın öbür gün yol parası almadım diye uğraştırırlar mı beni?
bilgisi olan arkadaşların cevapları için şimdiden teşekkür ederim.
0
brave n wise guy
(13.03.10)
aldım diye bir kağıt imzalamadıysan, o parayı bir yerde kesinlikle alırsın. olmadı hesabına yatırırlar :)

imzaladıysan sorun yok zaten. şimdiden hayırlı teskereler.
0
vampir akrep
(13.03.10)
sana herhangi bir yerde herhangi bir zaman parayı alıp almadığını sordukları zaman "aldım" dersin ve sorun çözülür.
0
nesilsiz
(13.03.10)
yok canım abartma o kadar. tamam mantıksızlık diz boyu falan ama borç senin borcun değil , devletin sana borcu var. bırak onu da şubede 10 milyonu bulamayan hıyarlar düşünsün.
0
duzeysiz
(13.03.10)
(4)

giessene frankfurt havaalanından nasıl giderim ?

gizy
şimdi 10 günlük bir almanca seyahati için biletimi almış bulunmaktayım, frankfurt havaalanından giessene gitmem gerekiyor. ilk defa almanyaya gidiyorum (hatta yurt dışına çıkıyorum). bildiğim kısım frankfurttan bi trene binicem havaalanından, sora bi yerde inip bi trene daha binicem ve bu arada bile
şimdi 10 günlük bir almanca seyahati için biletimi almış bulunmaktayım, frankfurt havaalanından giessene gitmem gerekiyor. ilk defa almanyaya gidiyorum (hatta yurt dışına çıkıyorum). bildiğim kısım frankfurttan bi trene binicem havaalanından, sora bi yerde inip bi trene daha binicem ve bu arada bilet otomatları almanca ve bende almanca yok... bana nerde inip nerde bineceğimi anlatabilecek, otomatlar hakkında da yardımcı olabilcek biri çıkarsa ona kırk gün kırk gece dua ederim.
0
gizy
(22.02.10)
evet, şehirlerarası trenler frankfurt havaalanının altından kalkıyor. tabelaları takip ederek yerini bulabilirsiniz (almancası fernbahnhof). uçağınızın indiği terminale bağlı olarak, yürüyerek, havaalanı içindeki otobüslere binerek, veya terminaller arası giden skyline adlı tramvay benzeri araçla fernbahnhof'a ulaşabilirsiniz.

havaalanının içinde deutsche bahn'ın büroları var, dolayısıyla bilet işini otomattan halletmek zorunda değilsiniz. ha otomatlarda genellikle türkçe seçeneği de oluyor, her ne kadar bozuk bir türkçe olsa da anlaşılmaz değil. ama yine de eğer ingilizceniz varsa bilet işini otomat yerine bürodan halletmenizi tavsiye ederim.

nerede aktarma yapacağınız konusunda yardımcı olmak zor, zira aldığınız bilete göre aktarma yapacağınız şehir veya aktarma sayısı değişiklik göstermekte. eğer bahn bürosundan bileti alırsanız, görevliye yabancı olduğunuzu anlatırsanız size detaylı bilgi verip yardımcı olacaktır.
0
resistance is futile
(22.02.10)
www.rmv.de

biraz sacma bir site ama aradigini burdan bulabilirsin. burdan ilk kutuya Frankfurt Flughafen Fernbahnhof
ikincisine Gießen yazarak sefer saati, guzergahlari ve aktarmalari gorebilirsin.

www.rmv.de


ornek olarak bu verilebilir. burda cesitli engelleri asarak frankfurtun ana tren istasyonuna (hauptbahnhof) ulasip kassel trenine binip giessende iniyorsun. yani ana hedefin hauptbahnhof olmali. otomatlarda sorun yasiyacagin zannetmem.
0
oharro
(22.02.10)
frankfurt havaalanında hemen her girişe çıkışa , koskocaman '' i '' harfiyle danışma deskleri kurulmuştur. hepsi 2-3 dil bilirler. herhangi bir konuda herhangi bir orunuz, sorununuz varsa hemen oraya gidin . size ayrıntısıyla anlatacaklardır . uçaktaki hosteslere de konuyla ilgili danışabilirsiniz.
ingilizceniz de yoksa ortalıkta dolanan görevli ,yolcu , laf olsun diye v.s muhakkak birkaç türk görürsünüz. '' pardon bilader'' diye lafa girdiğiniz anda işiniz çözülecektir.

not : frankfurt meydanı istanbuldakinin on katı falan büyüklüktedir , bu yüzden kimseye sormadan kendi başınıza arama-tarama işlerine girip te boşuna yorulmayın. kaybolama ihtimaliniz yüksektir. tecrübeyle de sabittir.
0
duzeysiz
(22.02.10)
Ayrıca Almanyadaki otomatik bilet alma makinelerinde türkçe dil seçeneği bulunuyor. Hatta ben Giessen'den bilet alırken kullanmıştım türkçe dil seçeneği olanı. Hatta Giessen'e indiğinde Dünya Market'i göreceksiniz, şaşırmayın.
0
gioberg
(22.02.10)
(15)

hayat meselesi

şirig
19 yaşındayım lise son sınıftayım hayatımda herşey kötü gidiyor gerçi 19 yıldır böyle :S...Herşeyde başarısız oluyorum...Futbol,Okul,özel hayat,sosyal hayat...vs bunun nedeni nedir arkadaşlar?varmı bunun bir açıklaması? hayat böyle devam edip gidermiki...?
19 yaşındayım lise son sınıftayım hayatımda herşey kötü gidiyor gerçi 19 yıldır böyle :S...Herşeyde başarısız oluyorum...Futbol,Okul,özel hayat,sosyal hayat...vs bunun nedeni nedir arkadaşlar?varmı bunun bir açıklaması? hayat böyle devam edip gidermiki...?
0
şirig
(27.01.10)
19 yaşındayken kimsenin hayatının iyi gittiğini sanmıyorum, tek değilsin, hepimiz öyleydik ama 29 a doğru alışıyosun.
0
betty puf puf
(27.01.10)
Klasik oldugu kadar dogru olan bir laf var: Her inisin bir cikisi vardir. Tam tersi de mumkun tabii... Saglik tamamsa gerisi hikaye... Ama kafayi fazla takarsan sagligindan da olursun. O yuzden takmayacaksin 3 gunluk dunyada... Benim de oldu, yas 36 arada yine olur, sonra duzelir. O da lazim arada:)
0
bosch kalfa
(27.01.10)
kendini intihat et, o an hayatın tadını tam alırsın, dert tasa kalmaz, göt korkusu birebirdir.
0
alchemistt
(27.01.10)
playboy a mı katılsam?
0
🌸şirig
(27.01.10)
başı hariç 20 santim derken?
0
🌸şirig
(27.01.10)
ohoo... senden bu kafayla harbiden bi bok olmazmis..
0
dirtyfrank
(27.01.10)
maytapmı geçiyonuz ağalar?
0
🌸şirig
(27.01.10)
öss ye çalışmamak için bahaneler üretiyorsun. Haydi marş marş testlere gömül. Hele bi üniversite kazan , kampüs ortamına girince herşey değişecek.
0
chaud
(27.01.10)
Gömülme testlere falan, nasıl başlarsan öyle gider dikkat ;)
0
Struttin
(27.01.10)
19 yaşında ekşi'de yazıyon hayat daha ne kıyak yapsın sana
0
duzeysiz
(27.01.10)
insan denen hayvan deneme yanılma yoluyla bu günlerine kadar geldi..ateşi buldu..iletişimini geliştirdi..doğayı, ve işleyişini çözdü..sadece hayvanlar gibi yemek bulmak ve üremek üzerine değil yaşamını eline alıp onu kendi zevk ve ihtiyaçlarına göre şekillendirmeyi öğrendi..
bu yaşında yaşadıklarında kendini şansız hissediyorsun ancak bunun da farkındasın..çevrende yaşanılanlara bak başarılı(para kıstas alınırsa eğer) olanların çoğu kendi hayatını dahi yaşamıyor..ne yaptıklarının farkında bile değiller..başkalarının onlara öğrettiği/ onu yönlendirdiği kadarıyla yaşıyorlar..
hayat başarısızlıklarla dolu zaten, mutluluk hayatın ufacık bir bölümü..eğer mutsuzluğunun farkındaysan mutluluk çok yakınında demektir..sadece uzanıp yakalamak..
okulu üniversiteyi de kafana takma hiç kimse okuldan bi bok öğrenmez, hayat okulda öğrenilmez..çevrendeki doktorlara ne bileyim mühendis kadroya bak bakalım kaçı "hayat"ında başarılı..
kafanda bir hayalin olsun ona ulaşma çabasında geçer hayat tadıyla, tuzuyla..
he bu arada benim yaşım da çok değil..
benim nacizane tavsiyem biraz "günce"leri okuman belki ne mutsuzluklardan neler yaratmış hayat,(-şükretme anlamında asla değil-) görmende yardımcı olur..örnek vermek gerekirse; Aziz NESİN - Böyle gelmiş böyle gitmez 1-2-3
0
straybullet
(27.01.10)
- hele bir üniversiteye kapağı at gerisi kolay.
- üniversitede kızlar teklif ediyor.
- ayırca senden tek beklenen çalışman. herhangi bir sorumluluğun para kazanma derdin geçindirmen gereken bir ailen yok. tek yapman gereken çalışmak.
- herşeyin başı sağlık.

ve daha nice klişeler..
0
mci
(27.01.10)
herkesin kendince bir hayat görüşü var, kimseye yorum yapmiym ama.
Okulu boşver, birşey ögrenilmez deme, okul kendi branş derslerin hariç, seni kültürel, kişisel de çok etkileyen birşey. Bogaziçi mezunu, odtü mezunu adam diyince derslerindeki başarıdan çok, kişiliginin de farklı olacagını düşünüyor insanlar.

Şu an mutsuz olman inan hiç önemli degil, kendini bilerek yaşadıgın en fazla 5 sene var hayatında, bundan sonra bi 50 sene daha yaşayacaksın en az. Bundan sonrasını düşün, okul, egitim, başarı senin tek şansın. Başarısız insan mutsuz insandır. Bunu unutma.
Başarısız oldugun alanları biliyorsun, başarılı oldugun alanları araştır, onlara yogunlaş. Hayata 1 kere geliyorsun, bunu da kendine üzülerek geçirme, ayaga kalk, savaş.
0
cruseo
(27.01.10)
baban sana hiç senden adam olmaz dedi mi? dediyse dogru demiş. git intihar et 19 yaşında böyle sefil bir hayat olamaz gerçekten .
0
40karakterlinick
(27.01.10)
böyle düsünmeye devam edersen hep boyle gidecek evet.

önce bu şekilde düsünmeyi bi bırak, hiç bi sorunun yokmuş gibi davran. bak nasıl da bütün sorunların bir bir çözülüyor.
0
tcyx
(27.01.10)
(5)

Almanca

archery
Mein,Meine,Meinen bunlar arasındaki fark nedir?Bi de mesela *haben* fiilinde akkusativ olursa bunlar bişey oluyomuş değişiyomuymuş neymiş.Anlatırsanız sevinirim.
Mein,Meine,Meinen bunlar arasındaki fark nedir?

Bi de mesela *haben* fiilinde akkusativ olursa bunlar bişey oluyomuş değişiyomuymuş neymiş.

Anlatırsanız sevinirim.
0
archery
(05.01.10)
"mein" benim anlamına gelir, önünde kullanıldığı kelimeye göre farklı formlar alır. Almanca'da her kelimenin bir artikel'i (der, die, das) vardır. Mesela die Mutter için yalın halde kullanılıyorsa; meine Mutter olur. Der Bleistift veya das Buch için, yine yalın haldeyken yine mein olarak yazılır. Ama, eğer akkusativ (-i hali) olarak kullanılırsa die artikeli olan kelimelerde meine, das artikel'li kelimelerde mein, der artikel'li kelimelerde der => den'e dönüştüğü için meinen olarak yazılır. BU kural, sadece mein için değil, kelimenin önüne yazılan tüm sıfatlar için geçerlidir. Mesela;
Ich habe einen Bleistift.
Ich habe ein Buch
Ich habe eine Zeitung gibi..
0
agluna
(05.01.10)
mein, meine, meinen sonraki kelimenin artikeline göre şeyediliyor, meine tasche, mein auto, gibi
haben olanı anlamadım, gramer kein.
0
alchemistt
(05.01.10)
Öyle birşey sormuşsun ki , aylarca süren eğitimde ancak vakıf olunabilen bilgiyi birkaç satıra sığdırmak gerçekten güç.
Almanca'da artikel dediğimiz olay dili yönetir. bunlar -der,-die ,-das 'tır. İsim diye nitelendirdiğimiz herşeyin bir adet artikeli mevcuttur. (herhangi bir eşya , bazı ülkeler , meslek grupları , akrabalarımızdan tut güneşe-aya-yıldıza herşeyin bir artikeli vardır )Peki bunlar ne işimize yarar?

Şu işimize yarar ; dilbilgisine tek başına yön verir. Bunlar olmadan asla derdimizi anlatamayız.Konuştuğumuz Almanca bir anlam ifade etmez. Hani bizde ismin 5 hali var ya ( yalın , -i hali , -de hali , -den hali falan ) , Almanca'da bu şekil 2 hal vardır . Bunlar Dativ ve Akkusativdir. Dativ dediğimiz bilimum -de,-den,-e hallerini kapsar .Akkusativse ismin -i halidir kabaca. Verdiğim tanım Türkçe 'yle %90 örtüşür. Gelelim sorunun cevabına.

mein , dediğimiz şey İngilizce'deki my . Fark şurda İnglizce'de my her derde deva olurken , Almanca 'da ismin hallerinden ötürü mein heryerde tek başına kurtarıcı olmaz.

Pullover mesela , 2 dilde de kazak anlamında.

This is my Pullover
Das ist mein Pullover.

sorun yok di mi. Anti parantez pullover'ın artikeli -der .

Şimdi ismin -i halinde bir örnek aktaralım. Örneğimiz , Kazağı verir misin ?

Can you give me the pullover ?

Kannst Du mir den Pullover geben ?

aitlik belirteceksek eğer ,

Can you give my Pullover ?

Kannst Du mir meinen Pullover geben

*Olay şu , der artikelli isim , ismin -i hali mevzubahis olunca kendini -den yaptı.
Budur !


meine ; bu da artikeli -die olan bir tanımın size ait olanını betimler.

My cat
Meine Katze
gibi .


Artikel -das ise mein 'ımız , mein kalmaya devam eder.




haben 'a gelince. Haben , otomatikman akkusativ algılanır.

aynı 'pullover' örneğinden gidelim.

I have pullover
Ich habe den Pullover

gibi.



Elimden gelen en basit anlatım buydu . Umuyorum faydası olur .
0
duzeysiz
(05.01.10)
Cok teşekkürler yazan arkadaşlara.Özellikle düzeysiz'e.Öyle bi anlattın ki kafamdaki tüm soru işaretleri gitti,teşekkürler tekrardan.
0
🌸archery
(05.01.10)
Düzeysiz çok güzel açıklamış. Ancak ben kendi mantığımda nasıl çözdüğümü de belirteyim belki faydalı olur.

Normalde bir şeyin artikeli der ve das ise onları possesive pronomen'de (yani iyelik işte) mein getirerek yapıyoruz. eğer artikeli die ise mein kelimesinin sonuna e getiriyoruz.

Haben ise akkusativle kullanılan bir fiildir ve bir isim 'akkusativ, dativ, nominativ, genitiv ve ablativ' hallerinde artikelleri değişir veya aynı kalır, buna ilişkin tablolar çizerek ezberler genelde öğrenciler.

Buna göre bir ismi haben fiili ile çekimlediğimiz zaman der artikeli den olacak, die ve das olduğu gibi kalacaktır kural gereği. Dolayısıyla den bir değişime uğradığı için onun son ekini tıpkı die'de yaptığımız gibi mein'a getiriyoruz.

yani yalın (nominativ) versiyonu (der) mein, (die) meine, (das) mein iken akkusativ'de (den) meinen, die (meine), das (mein) olarak değişime uğruyor. biraz kafa karıştırıcı olmuş olabilir ama almanca işte :)
0
aranan hayvan
(05.01.10)
(1)

Yan Flüt

medotushika
Arkadaşlar yan flüt almak isitiyorum. Yeni başlayacak birisi için tavsiyeniz nedir?
Arkadaşlar yan flüt almak isitiyorum. Yeni başlayacak birisi için tavsiyeniz nedir?
0
medotushika
(12.12.09)
lark almayın da naparsınız yapın
0
duzeysiz
(13.03.10)
(12)

ev değiştiren kedi sorunsalı

radius
şimdi bende 2007 model bir tekir var. kısırlaştırılmış baya iri bir erkek. şu an ev müsait olduğu için sabah kahvaltısını yapıp dışarı çıkıyor, akşam kapıda beni bekleyip benimle birlikte içeri giriyor. 6 aylıktan beri böyle yaşamaya alıştı. tuvalet kabını mümkün olduğu kadar kullanmamaya bu ihtiyac
şimdi bende 2007 model bir tekir var. kısırlaştırılmış baya iri bir erkek. şu an ev müsait olduğu için sabah kahvaltısını yapıp dışarı çıkıyor, akşam kapıda beni bekleyip benimle birlikte içeri giriyor. 6 aylıktan beri böyle yaşamaya alıştı. tuvalet kabını mümkün olduğu kadar kullanmamaya bu ihtiyacını dışarda karşılamaya çalışıyor. 1-2 gün dışarı çıkmasına izin vermessem camı pencereyi yıkmaya çalışıyor.

şimdi; evimi taşımayı planlıyorum. taşınacağım ev yüksek katlı fransız balkonlu bir ev olacak. nereden baksan 8-9 kat yukarıda olacak hayvan. acaba diyorum eski günlerini hatırlayıp kendini aşağı atmaya kalkacak kadar aptallık yapar mı? yahut dışarıda yaşamaya alışık bir hayvanı eve kapatmamalı mıyım? aşağı atlarsa da, ben sokağa bıraksam da çok üzülürüm..
any idea?
0
radius
(06.11.09)
dışarıya alışmış erkek kediyi evde tutamazsınız mirim. hele ki bir de dışarı yapıyor tuvaletini. 5. kattan alt kattaki çamaşır iplerine atlayıp, sonra orda sallanıp kaçabilenini bile gördüm. bir şekilde dışarı çıkabileceği bir ev tutmak ya da akrabaya, tanıdığa vermek iyi bir çözüm bence.
0
chilar
(06.11.09)
camlara ve balkon kapısına sineklik taktırırsınız. böylece istese de atlayamaz ve unutur bir süre sonra. sokağa bırakırsanız ölür yazık.

arkadaşım da kedisini yazın site içinde salıyordu, kışın eve gelince 8 kattan atladı hayvan. ağzı burnu dağıldı bir de bi gözü kör oldu ama şimdi toparlandı, yaşıyor.
0
metox
(06.11.09)
ben de diyorum ki bir yandan, atlayıp kafayı gözü yarmasındansa alışık olduğu ortama bıraksam daha mı iyi olur?
sineklik fayda etmedi, daha önce denemiştim. en sert teli bile iki günde yırtmayı başardı.
0
🌸radius
(06.11.09)
daha 2 yaşında yaw, ben olsam kapatırdım eve. kudurur biraz çıkacam diye sonra illa ki alışır yani. şimdi siz ona hazır mamayı veriyorsunuz, dışarıda ne yer ne içer..
0
metox
(06.11.09)
bir örnek daha vereyim; yine aynı arkadaşım taşınmdan önce sizin gibi dışarıya çıkmalı bakıyordu kedisine. ankara kedisi idi. sonra belediye mi zerhirledi ne olduysa öldü hayvan. yazık yani, sokakta doğmamışsa sokağa salınmaz. annem mesela böyle hasta yavru kedileri bir hafta falan besliyor sonra ben kızıyorum yani, alıştırma hayvanı komple evde bakamıcaksan diye. kediye yazık...
0
metox
(06.11.09)
evet kuru mama veriyorum en pahalısından. ama ne bulursa yiyor yine.
3 aylıkken sokaktan almıştım. çok zayıf ölmek üzereydi. şimdi 7 kilo.
yanlış anlaşılma olmasın sakın. pek severim kendisini. ama kendini aşağı atma gibi bir durum olursa gerçekten yıkılırım. yani yaşayacak bi şekilde mutlu olacaksa dışarıda olmasını onu görmemeyi göze alabilirim diyorum.
0
🌸radius
(06.11.09)
mevsim kış zaten cam fazla açık olmaz, alışabilir içerde yaşamaya.

sinekliğe gelince de aluminyumdan falan sağlamları da oluyormuş galiba, bahara doğru biz de değiştiricez, bizim sineklik de 3 gün dayandı :)
0
plainwalker
(06.11.09)
siz alın onu eve, kapatın bir süre sonra alışacaktır..
0
metox
(06.11.09)
hocam , yavru artık evlat kategorisine girmiş ; ne bir yere ne de birine bırakılır bu saatten sonra .
alışacak mecbur metox'un söylediği üzre. başka da bir alternetif yok açıkçası . umuyorum çabuk uyum sağlar o yüksekliğe
0
duzeysiz
(06.11.09)
sineklik demişken, paslanmaz çelik örme sineklikler var. en çok açılan cama onlardan takarsınız. balta ile anca yırtılır. :)
0
metox
(06.11.09)
Eğer açık cam veya balkon varsa kedi mutlaka atlayacaktır. Bu sizinki gibi dışarıya alışkın bir kedi olmasa bile atlar. Aptal mı hayvan canım atlar mı hiç filan diyen insanlara aldırmayınız. En uslu kedi bile 3 yıl atlamaz, 4. yıl atlar. Bunun garantisi asla yoktur.
Eğer yeni evinize götürecekseniz çok dikkatli olmak zorundasınız. Cam ve kapıları gardiyan edasıyla kontrol etmelisiniz ama kediyle önceki yaşam tarzınızdan dolayı, (böyle şeylere dikkat etmeye alışmamış olmanızdan bahsediyorum) bunu yeterince iyi yapabileceğinizi sanmıyorum.
0
cereal killer
(06.11.09)
herkese teşekkürler. sanırım yeni evde de beraber yaşayacağız kendisiyle. :)
0
🌸radius
(06.11.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.