dreamtheatre
Merhabalar..Tv ve sinema için bir kaç projem var bir müddet oyunculuk eğitimi de aldım lâkin piyasanın içine girmek için adım attığınız anda sanatın ve iş kalitesinin çoğu kişi için maddiyatın arkasında kaldığını görüyoruz. Bu sebeple ben de direkt yönetmenler ile irtibat kurmak istiyorum bir kaçına
Merhabalar..
Tv ve sinema için bir kaç projem var bir müddet oyunculuk eğitimi de aldım lâkin piyasanın içine girmek için adım attığınız anda sanatın ve iş kalitesinin çoğu kişi için maddiyatın arkasında kaldığını görüyoruz. Bu sebeple ben de direkt yönetmenler ile irtibat kurmak istiyorum bir kaçına mail attım ama cevap veren olmadı ne yazık ki. Soru kısaca budur yönetmenlerle tanışmak istiyorum bilgisi haberi olan yazarsa sevinirim. Teşekkürler şimdiden.
Tv ve sinema için bir kaç projem var bir müddet oyunculuk eğitimi de aldım lâkin piyasanın içine girmek için adım attığınız anda sanatın ve iş kalitesinin çoğu kişi için maddiyatın arkasında kaldığını görüyoruz. Bu sebeple ben de direkt yönetmenler ile irtibat kurmak istiyorum bir kaçına mail attım ama cevap veren olmadı ne yazık ki. Soru kısaca budur yönetmenlerle tanışmak istiyorum bilgisi haberi olan yazarsa sevinirim. Teşekkürler şimdiden.
0
bağlı oldukları yapım şirketlerine gidip konuşmayı deneyebilirsiniz. ayrıca niye yönetmenler? sizin muhattabınız yapımcılar olmalı. yapım şirketlerinin kapısına dayanın, görüşebildiğinizle görüşürsünüz.
şu sanat ve iş kalitesi maddiyatın gerisinde kalıyor ve benzeri saptamalar imho saçma geliyor. piyasada işler ahbap çavuş ilişkisiyle yürüyor ama sanat ve kaliteyi niye kabul etmesinler/istemesinler? projeniz kabul edilmediği takdirde sanat değeri yüzünden mi kabul edilmemiş olacak? tv için yapılan bir iş, ana akım medyanın göbeğine bayrak asmak için değil midir? rüştünü ispatlamak için tvye yapılan işin ultramega derin anlamlar içeren bir sanat eseri olması zaten saçma değil mi? "tv için ve büyük yapımlı sinema filmleri için para işin bir adım önündedir!" ee yani? tamam bu doğru da bir iş, hem anlamlı ve güzel hem de para kazandıran cinsten olabilir. tecimsel sinemaya oynuyorsanız bunun önkabuluyla iş sunuyorsunuz demektir. "sanat" filmi yapmaksa amacınız, para kişiliklerini yıpratmamış ve sadece sinema sanatı için uğraşıp didinen yönetmenlere ulaşabilirsiniz.
bu kısım alayına gider olacak efendim. forumlarda ısrarla herkez yazıp, çok orcinal hikayeleri olanlara, devamlı surette iş çaldıranlara, kıymeti bilinmeyenlere gelsin. direkt sizi ilgilendiren ve anlamlandıramadığım şeyse,
bir süre oyunculuk eğitimi almakla senaryo, proje yaratmanın ilgisi ne? doğrudan bilginizin olmadığı bir konuda, alaylı biri olarak nasıl bu kadar rahat sanattan, kaliteli yapımlardan bahsedebiliyorsunuz ki?
yazar, şair, dramaturg, kütüphanecisinizdir. ya da hayatınızın bir kaç yılını sadece proje tasarımına vermişsinizdir ve sanattan bahsediyorsunuzdur. söyleyecek sözüm olmaz, "sanat" savunmanızı kabul ederim. ama bahsedilen şey, bir alaylı olarak sanattan ve iş kalitesinden, üstelik kendi projesi hakkında bahsedebilmek çok büyük özgüven gerektiriyor diye düşünüyorum.
şu sanat ve iş kalitesi maddiyatın gerisinde kalıyor ve benzeri saptamalar imho saçma geliyor. piyasada işler ahbap çavuş ilişkisiyle yürüyor ama sanat ve kaliteyi niye kabul etmesinler/istemesinler? projeniz kabul edilmediği takdirde sanat değeri yüzünden mi kabul edilmemiş olacak? tv için yapılan bir iş, ana akım medyanın göbeğine bayrak asmak için değil midir? rüştünü ispatlamak için tvye yapılan işin ultramega derin anlamlar içeren bir sanat eseri olması zaten saçma değil mi? "tv için ve büyük yapımlı sinema filmleri için para işin bir adım önündedir!" ee yani? tamam bu doğru da bir iş, hem anlamlı ve güzel hem de para kazandıran cinsten olabilir. tecimsel sinemaya oynuyorsanız bunun önkabuluyla iş sunuyorsunuz demektir. "sanat" filmi yapmaksa amacınız, para kişiliklerini yıpratmamış ve sadece sinema sanatı için uğraşıp didinen yönetmenlere ulaşabilirsiniz.
bu kısım alayına gider olacak efendim. forumlarda ısrarla herkez yazıp, çok orcinal hikayeleri olanlara, devamlı surette iş çaldıranlara, kıymeti bilinmeyenlere gelsin. direkt sizi ilgilendiren ve anlamlandıramadığım şeyse,
bir süre oyunculuk eğitimi almakla senaryo, proje yaratmanın ilgisi ne? doğrudan bilginizin olmadığı bir konuda, alaylı biri olarak nasıl bu kadar rahat sanattan, kaliteli yapımlardan bahsedebiliyorsunuz ki?
yazar, şair, dramaturg, kütüphanecisinizdir. ya da hayatınızın bir kaç yılını sadece proje tasarımına vermişsinizdir ve sanattan bahsediyorsunuzdur. söyleyecek sözüm olmaz, "sanat" savunmanızı kabul ederim. ama bahsedilen şey, bir alaylı olarak sanattan ve iş kalitesinden, üstelik kendi projesi hakkında bahsedebilmek çok büyük özgüven gerektiriyor diye düşünüyorum.
0
sanırım uzun yazmak istemememden kaynaklanan bir yanlış anlaşılma oldu ama önemli değil. öncelikle projelerim var derken yazılmış olan senaryoları kastetmedim oyunculuk eğitimine gelince evet konservatuar mezunu değilim ama sadece fiziği iyi diye bu işe girenlerden bir artım olsun diye alabildiğim kadar uzun sürede eğitim almak için uğraştım ve uğraşıyorum.
işin diğer boyutu neden yönetmenler çünkü öncelikle tavsiyelere ihtiyacım var. arz ve talebin bu kadar yoğun olduğu piyasada kimseden sanat öncelikli iş beklenmemesini de anlıyorum ama konuşmalarda ki ilk konunun iki taraf içinde para olmasından mütevellit ajanslar ve yapım şirketleriyle muhatap olmayı yönetmenlerden tavsiye almaya yeğledim diyelim. bunu yazmamış olmak benim suçum haklısınız.
işin diğer boyutu neden yönetmenler çünkü öncelikle tavsiyelere ihtiyacım var. arz ve talebin bu kadar yoğun olduğu piyasada kimseden sanat öncelikli iş beklenmemesini de anlıyorum ama konuşmalarda ki ilk konunun iki taraf içinde para olmasından mütevellit ajanslar ve yapım şirketleriyle muhatap olmayı yönetmenlerden tavsiye almaya yeğledim diyelim. bunu yazmamış olmak benim suçum haklısınız.
0
cihangir ve taksim'deki entelijansiye mekanlarına takılın. birinden birisine çarparsınız elbette.
benim hişç alakam olmadığı halde z. demirkubuz ve dervi$ zaim'i bir kaç kere gördüm. istesem masalarına bile oturabilirdim.
ayrıca sözlük zirvesi vardı: özcan alper'le aynı masada kadeh toku$turduk.
o derece yani.
benim hişç alakam olmadığı halde z. demirkubuz ve dervi$ zaim'i bir kaç kere gördüm. istesem masalarına bile oturabilirdim.
ayrıca sözlük zirvesi vardı: özcan alper'le aynı masada kadeh toku$turduk.
o derece yani.
0
dreamtheatre
evet film sever arkadaşlar,avi uzantılı dosyadan altyazıyı ayıklamam mümkün mü?
evet film sever arkadaşlar,avi uzantılı dosyadan altyazıyı ayıklamam mümkün mü?
0
gömülü mü? mümkün değil gibi görünüyor. yani teorik olarak mümkün de baya bir uğraştırır :)
0
teorik değil yazılım olarak da mümkün ama kimse bunu için image processing olayına girmez heralde :)
srt versiyonu yok mu?
srt versiyonu yok mu?
0
yeniden indireceğim artık mecburen. ya izlemediğim bi filmdi arayıp buldum şansıma altyazısı gömülü versiyonu çıktı.
teşekkürler yine de.
teşekkürler yine de.
0
ese.dizialtyazi.info
Ese-Rip kullanarak alabiliyorsunuz ama çok uğraştırıyor. Softsub, yani altyazı gömülmemiş sadece eklenmiş halini bulursanız onu indirin.
Ese-Rip kullanarak alabiliyorsunuz ama çok uğraştırıyor. Softsub, yani altyazı gömülmemiş sadece eklenmiş halini bulursanız onu indirin.
0
altyazıyı oradan silemezsin sanırım istediğin şey bu. tombraiderdan angelina jolieyi çıkarmak gibi birşey dediğin
0
avi mi, mkv mi? uzantısına dikkat edin. çoğu player tüm uzantılar için aynı simgeyi kullanıyor. eğer mkv ise altyazıyı silmek çok kolay.
0
the-freak
Merhaba. Konu tamamen aşk meşk ama tavsiyeye ihtiyacım var çünkü kafam çok karışık.Efendim geçen Ekim ayında bir ilişkiye başladık. Ama Ocak ayında ben dil kursu için 5 aylığına yurtdışına çıktım. Uzun mesafeden ilişki yürütmekle uğraşamıcağımıza karar verip ayrıldık ama güzel güzel ayrıldık. Hatta
Merhaba. Konu tamamen aşk meşk ama tavsiyeye ihtiyacım var çünkü kafam çok karışık.
Efendim geçen Ekim ayında bir ilişkiye başladık. Ama Ocak ayında ben dil kursu için 5 aylığına yurtdışına çıktım. Uzun mesafeden ilişki yürütmekle uğraşamıcağımıza karar verip ayrıldık ama güzel güzel ayrıldık. Hatta çok da seviyordum açıkcası ve ayrılmak çok koydu. Ben yurtdışındayken devamlı görüştük, her hafta telefonla konuştuk. Aslında bütün konuşmalarımız sanki ilişkimiz devam ediyor gibiydi. İlgilenen taraf bir tek ben de değildim, yani aslında her şey bir bakıma karşılıklı devam etti. Ama bu süre içinde devamlı bir “aman uzun mesafe ilişkisine dönüşmesin” gibi laflar geçiyordu. Sonra Mart ayı gibi bir kere konuşurken “Yazın orda olacak mısın? Seni görebilecek miyim?” diye sordum. Bir anda “Evet, burdayım ama biliyorsun uzun vadede ilişkimiz mümkün değil” dedi (Çünkü Eylül ayında master yapmak için başka bir ülkeye gidecek). Sanki o kadar zaman boyunca hala sevgiliymişiz gibi davranan bir tek benmişim gibi bir şey oldu. Kavga ettik ama 2 gün sonra barıştık. Birbirimize tavrımız falan biraz farklıydı ama aynı tempoda konuşmaya devam ettik. Sonra Mayıs’ta ben 2 günlüğüne döndüm, ama dönmeden önce konuşurken bana “Sana hala bir şeyler hissediyor muyum bilmiyorum, görünce anlıcam” falan filan bir şeyler dedi. Açıkcası kalbim kırıldı bunu duyunca ve bunu da ona söyledim, özür diledi falan. Oraya döndüğümde görüştük, ben hiçbir şey yapmadan o direkt bana sarıldı, öptü falan ve gayet haşır neşir olduk ve sanki sevgiliymişiz gibi takıldık. Döndüğünde görüşürüz dedi. Bu arada telefonla görüşmeye devam ettik, bir sunuma vardı ona yardım ettim falan. Şimdi döndüm, ben geldiğimde başka bir yerdeydi ve 2 gece önce geri geldi. Ama o zamandan beri ne aradı, ne bir şey yaptı.
Normalde bir tek konuşan eden ben değilim, o da zaman zaman konuşma başlatan taraf oluyor ama şimdi ne istiyor, ne yapmaya çalışıyor anlamış değilim. Yani o Mayıs ayındaki görüşmemizden sonra kalkıp bana “aa biz arkadaşız” derse ortalığı yıkarım, biliyor. Ama ne yapmak istiyor, anlamadım ve ne yapacağımı da bilmiyorum. Bu tip şeyleri satranç oynar gibi yürütmekten nefret ediyorum ama çok seviyorum, bir yandan da çok üzülüyorum, bir sonuca bağlansın istiyorum; yani bir şey olmayacaksa da olmasın. Onunla da pek konuşulmuyor böyle şeyler. Buraya kadar tahammül edip okuduysanız teşekkür edip tavsiyelerinizi bekliyorum.
Not: Ben dişi, o erkek. Belirtmeye gerek yok sanırım, hikayeden belli.
Efendim geçen Ekim ayında bir ilişkiye başladık. Ama Ocak ayında ben dil kursu için 5 aylığına yurtdışına çıktım. Uzun mesafeden ilişki yürütmekle uğraşamıcağımıza karar verip ayrıldık ama güzel güzel ayrıldık. Hatta çok da seviyordum açıkcası ve ayrılmak çok koydu. Ben yurtdışındayken devamlı görüştük, her hafta telefonla konuştuk. Aslında bütün konuşmalarımız sanki ilişkimiz devam ediyor gibiydi. İlgilenen taraf bir tek ben de değildim, yani aslında her şey bir bakıma karşılıklı devam etti. Ama bu süre içinde devamlı bir “aman uzun mesafe ilişkisine dönüşmesin” gibi laflar geçiyordu. Sonra Mart ayı gibi bir kere konuşurken “Yazın orda olacak mısın? Seni görebilecek miyim?” diye sordum. Bir anda “Evet, burdayım ama biliyorsun uzun vadede ilişkimiz mümkün değil” dedi (Çünkü Eylül ayında master yapmak için başka bir ülkeye gidecek). Sanki o kadar zaman boyunca hala sevgiliymişiz gibi davranan bir tek benmişim gibi bir şey oldu. Kavga ettik ama 2 gün sonra barıştık. Birbirimize tavrımız falan biraz farklıydı ama aynı tempoda konuşmaya devam ettik. Sonra Mayıs’ta ben 2 günlüğüne döndüm, ama dönmeden önce konuşurken bana “Sana hala bir şeyler hissediyor muyum bilmiyorum, görünce anlıcam” falan filan bir şeyler dedi. Açıkcası kalbim kırıldı bunu duyunca ve bunu da ona söyledim, özür diledi falan. Oraya döndüğümde görüştük, ben hiçbir şey yapmadan o direkt bana sarıldı, öptü falan ve gayet haşır neşir olduk ve sanki sevgiliymişiz gibi takıldık. Döndüğünde görüşürüz dedi. Bu arada telefonla görüşmeye devam ettik, bir sunuma vardı ona yardım ettim falan. Şimdi döndüm, ben geldiğimde başka bir yerdeydi ve 2 gece önce geri geldi. Ama o zamandan beri ne aradı, ne bir şey yaptı.
Normalde bir tek konuşan eden ben değilim, o da zaman zaman konuşma başlatan taraf oluyor ama şimdi ne istiyor, ne yapmaya çalışıyor anlamış değilim. Yani o Mayıs ayındaki görüşmemizden sonra kalkıp bana “aa biz arkadaşız” derse ortalığı yıkarım, biliyor. Ama ne yapmak istiyor, anlamadım ve ne yapacağımı da bilmiyorum. Bu tip şeyleri satranç oynar gibi yürütmekten nefret ediyorum ama çok seviyorum, bir yandan da çok üzülüyorum, bir sonuca bağlansın istiyorum; yani bir şey olmayacaksa da olmasın. Onunla da pek konuşulmuyor böyle şeyler. Buraya kadar tahammül edip okuduysanız teşekkür edip tavsiyelerinizi bekliyorum.
Not: Ben dişi, o erkek. Belirtmeye gerek yok sanırım, hikayeden belli.
0
konuşmalısın , bunun başka bir çözümü yok.Tahminim konuşmaya çekiniyorsun çünkü daha önce konuşulmuş anlaşılmış bir durum var eğer kalkıp sorarsın bu tavırların ne diye vereceği cevabın "zaten konuşup anlaşmıştık yürümeyeceği belliydi" demesinden korkuyorsun. Bu hissettiklerini konuşmadan ilişkiniz devam ederse bu sıkıntılar seni yoracak her hareketinin arkasında bir sebep her tavrında bir şeyler arayacaksın , bu da ilişkiyi daha da çıkmaza sokacak. Konuş hissettiklerini söyle uzun mesafe olmaz filan derse beklerim de (tabii gerçekten beklersen) ne bilim konuşma kısmı sana kalmış ama kesinlikle konuş.
0
sanırım denklemdeki tek bilinmeyen onun ne hissettiği, ne düşündüğü şu an. yapacak bişey yok.. madem olayın bir nihayete ermesini istiyorsun, harekete geçicek olan da sensin.. ben seni seviyom olm türünden bir mesaj at. mesele hiç uzamaz.
0
Yani bir arkadaş mıyız, sevgili miyiz, neyiz? Biraz sormaya çekiniyorum, çünkü saçma bir soru bir bakıma. Ama yoruldum...
0
neden insanlar birbilerine en ağır sözleri bile çekinmeden söyleyebiliyorken, basitçe bir soruyu konu sevgiye bağlandığından dolayı mı soramıyorlar? çekinmeyin efendim gidin sorun bırakın götü kalksın kalkacaksa. yıllarca erkek milleti dişilere gazı verdi de ne oldu, yine dönüp dolaşıp aynı oluyoruz.
0
ben şu cümleden çok kıllandım: Sana hala bir şeyler hissediyor muyum bilmiyorum, görünce anlıcam” falan filan bir şeyler dedi.
kötüye yorumlanabilecek bir cumle, "son bi kere daha olur mu" gibi bi sonuç çıkıyor. yani diyor ki, "sen bana nasıl davranırsan ben de sana ona göre davranıcam, gönlümü almak için de yapman gerekeni biliyosun. hazır yurtdışına da çıkıyorum.. ohh gelsin ruslar, gitsin isveçliler"
seven adam topukları kıçına vura vura koşar.. en kötüsünü düşünerek hareket ederseniz, daha az zarar görürsünüz.
bir dost
kötüye yorumlanabilecek bir cumle, "son bi kere daha olur mu" gibi bi sonuç çıkıyor. yani diyor ki, "sen bana nasıl davranırsan ben de sana ona göre davranıcam, gönlümü almak için de yapman gerekeni biliyosun. hazır yurtdışına da çıkıyorum.. ohh gelsin ruslar, gitsin isveçliler"
seven adam topukları kıçına vura vura koşar.. en kötüsünü düşünerek hareket ederseniz, daha az zarar görürsünüz.
bir dost
0
dreamtheatre
duyuru sakinleri hamlet'i türkçe ve tiyatro sahnesinde çekilmiş olarak izlemek istiyorum lakin herhangi bir video bulamadım. bu konuda yardım edebilecek kimse var mı?şöyle kalabalık olana kadar, mesela yarın gün ortasına kadar da yukarıda kalsa ne güzel olur benim için...
duyuru sakinleri hamlet'i türkçe ve tiyatro sahnesinde çekilmiş olarak izlemek istiyorum lakin herhangi bir video bulamadım. bu konuda yardım edebilecek kimse var mı?
şöyle kalabalık olana kadar, mesela yarın gün ortasına kadar da yukarıda kalsa ne güzel olur benim için...
şöyle kalabalık olana kadar, mesela yarın gün ortasına kadar da yukarıda kalsa ne güzel olur benim için...
0
2004 yılında ankara devlet tiyatrosu sahneye koydu. belki videosu vardır arşivlerinde. bulursanız ben de isterim.
0
