zaten insanların sırf "evlenmem/çocuk yapmam/üremem lazım" kafasıyla, daha popolarında donları yokken evlenmeye kalkmaları falan gülünç geliyor.
kimse kusura bakmasın.
elbette sevdiğin adam/kadın için fedakarlık yaparsın.
ama ortaya fedakarlık yapmak zorunda bırakılan bir canlı çıkartmadan önce, olabileceğin en iyisi ya da ona yakınını yapmak lazım.
aldığımız yumurtanın hesabını yapar hale gelmişken, "allah rızkını verir, elimizden geleni yaparız" diye değil, ciddi ciddi çocuk doğmadan okuyacağı okulu, masrafını, bezini falan hesap edip, birkaç yıl önden gitmek gerekiyor.
şansa bırakılacak bir şey değil bu.
eskiden, "hallederiz/olunca düşünürüz" falan denirdi, artık öyle olamıyor zaten hayat pahalılığından.
erkeklerin zaten acele etmesine gerek yok, 35 yaşında ancak olgunlaşıyorlar.
doğurmuyorlar, etmiyorlar.
30 yaşındaki adamın acele etmesi mantıksız.
hayatımda devlet okulunda okumadım.
çocuğumu da kazanırsa Robert'te ya da yurtdışında okutabilecek maddi güce sahip olmak isterim.
ama o kadarını yapamasam bile, en azından bir Fransız lisesi'nde ya da kendim gibi alman-avusturya lisesinde okutmak için elimden geleni yaparım.
benim zamanımda iyi olan Anadolu liseleri, süper liseler, fen liseleri, hatta düz devlet okulları vardı.
artık hepsi rezil halde.
Kadıköy Anadolu gibi bir okul bile beş para etmez hale getirildi, hâlâ iyi okullar var deniyor.
devlet okullarından hâlâ iyi ya da başarılı öğrenciler, eski müfredat artıkları olarak çıkıyor.
son 2-3 yılda okula başlamış olan ve bundan sonra başlayacak olan çocuklardan, 10 yıl sonra o iyi öğrenciler çıkmayacak.
durum belli.
eğer "gavur okulu" kazanabilecek kapasitede bir çocuğum olmazsa da, herhangi bir tarikat ya da din uzantısı olmayan sıradan bir özel okula veririm.
artık konu, eskisi gibi öğretmenin en fazla kaç çocukla ilgilenebileceği falan değil bana göre.
bu saatten sonra devlet okuluna çocuk emanet etmem.
0