Giriş
(11)

Üniversitede cevap kağıtlarını kim okuyor, asistan mı hoca mı?

bilemedimben
Üniversitede cevap kağıtlarını kim okuyor, asistan mı hoca mı? Nasıl okuyorlar, bir cevap anahtarı var mı varsa cevap anahtarı yayınlama talebinde bulunulunca red edilebilir mi? O kadar öğrenci var ve bazen bir öğrenci 20 sayfalık cevap kağıdı verebiliyor. Kısaca bazen gerçekten doğru bir cevap kağı
Üniversitede cevap kağıtlarını kim okuyor, asistan mı hoca mı? Nasıl okuyorlar, bir cevap anahtarı var mı varsa cevap anahtarı yayınlama talebinde bulunulunca red edilebilir mi?

O kadar öğrenci var ve bazen bir öğrenci 20 sayfalık cevap kağıdı verebiliyor.

Kısaca bazen gerçekten doğru bir cevap kağıdı verdiğini düşünürken çok düşük notlar alabiliyorsun yani ben hocanın hangi kelimeyi istediğini bilmek zorunda mıyım cevabım doğruysa daha ne istiyor bu hocalar?

Çok absurt cevaplar vererek sinavdan iyi not alanlar var mı?

Aranızda asistan olup cevap kağıdı okuyan var mı, cevapları neye göre değerlendiriyorsunuz?
0
bilemedimben
(21.01.14)
hoca da okuyabilir asistan da. hocanin insiyatifine kalmis. ama genelde hoca bi cevap kagidi cikartir, asistanlar da ona gore kagitlari degerlendirir.
0
she was my baby
(21.01.14)
benim asistan bir arkadaşım var. PDR bölümünde. anahtar kelimelere bakıyorum, yazmışsa tam puan verip geçiyorum demişti.
0
sen git ben geliyorum
(21.01.14)
dersin asistanı varsa büyük ihtimal kağıtları o okuyordur.
bazı kelimelerin bire bir istendiği doğru, ama bunlar rastgele kelimeler değil daha çok derste işlenen temel kavramlardır. o kavramları kağıtta görmek isterler.
0
quasiromantic
(21.01.14)
çok kötü geldiyse asistan okumuştur.
0
baldur
(21.01.14)
Kaliteli hoca kendi okur kimseye güvenmez, işini de yıkmaz asistana ama amcaoğlunu torpille akademisyen yapan hocalar asistana okutur.
0
onexey
(21.01.14)
normalde sorumluluk hocaya aittir.

fakat soruları asistana hazırlatan bir hoca sınavı da ona okutabilir.

Sınav okunurken isterseniz 938475395 sayfa yazı yazın önemli olan soruya doğru cevabı vermektir. nicelik önemsiz.

örnek vereyim:

bir dersin sorusunda bir öğrenci kazılan toprağın hacmini hesaplıyor ve negatif buluyor. Bayağı bildiğin hesaplar yapmış uzun uzun. tabii ki hiç puan alamadı. Kazı toprağının hacminin negatif olamayacağını bilmesi lazım 3. sınıf bir üniversite öğrencisinin.

bir başka örnek. binada oturmayı 145 metre bulan biri vardı ben lisanstayken. bina 5 katlı en fazla 15-18 metre arası bir yüksekliği vardır. 145 metre oturma bulmak bunu da doğru cevap budur diye cevap kağıdına yazmak o konuda hiçbir şey bilmediğinizi gösterir dolayısıyla hiç puan alamazsınız.


hocalar (eğer çok kıl değilse) genelde sınav kağıtlarını gösterirler gidip sorarsanız. şimdiye kadarki tecrübelerime dayanarak diyebilirim ki gelen öğrencilerin %95'i " ama ben bunu böyle yapmamıştım" diyor. sanki ben oturup yeni baştan yazıyorum cevap kağıtlarını.

çok absürd cevaptan kasıtınızı ise anlamadım.
0
godsparticle
(21.01.14)
Egitim sisteminin sorunlari yalnizca sinavdan dusuk aldiginda aklina geliyorsa ogrencinin, o ogrencinin tayyipten ne farki olur.

Hoca Nasil isterse oyle okur, not verir. Hocanin karakterine gore degisir
0
atmacaged
(21.01.14)
Değişir. Hocasına göre hepsini kendi de okuyabilir, hepsini asistana da verebilir. Soruyu kendi hazırladıysa kendi okuyabilir, asistan hazırladıysa ona da okutabilir.
0
aychovsky
(21.01.14)
ben hocayım kardeşim,
kağıtlarımı (test ve klasik) kendim okurum. testleri makinede 1-2 defa okutmaya kalktım hatalı okudu makine. öğrenci hakkından tırsan bir insan olduğumdan testleri de elimde kendim okuyorum.
cevap anahtarlarımı genelde twitterdan yayınlarım. bunun dışında kağıdını kontrol etmek isteyene hayır demem. oturur kontrol ederim. bu şekilde hata yaptığım 1-2 öğrencinin notunun yükseldiğine şahit oldum. cevap anahtarı talebin reddedilemez. ancak dilekçe ver diyerek yokuşa sürülebilir. endişe edeceğin bir durum yoksa (hoca vicdanlı ve takmayacak bir tipse) zaten sana anahtarı verir. ancak diğeri dilekçe de versen işi daima yokuşa sürer diye düşünüyorum.
absürd yanıtlardan iyi not verdiğim olmadı. ama sınavda artislik yapıp da (örneğin yerini değiştirmeye çalıştığım ama değiştirmemek için direnen gibi) dersimden iyi bir notla geçeni bilirim. bu nedenle ne kimseye kafa takarım ne de öyle Einstein buraya gelmiş diye ellerimi çırparım. neticede herkesi aynı sorulara verilen aynı veya benzer yanıtlardan test etmek zorunluluğu var. risk budur gibi bir yanıta ise, zaten soru müsait olduğundan verilecek yanıta göre puanlaman mümkün olabilir. ama ben bunu yapmam nesnelliği bozabilir kaygısı taşırım.
asistanlar cevap kağıtlarını iki türlü değerlendirir. misal benim eski asistanım başka bir hocanı kağıtlarını okurken, hoca buna cevap anahtarı hazırlatıyor sorularına göre. sonra cevap anahtarını kontrol ediyor. onay verdiğinde asistan o kağıt üzerinden okuma yapıyor. bu durum genelde inisiyatife biraz daha açık olabiliyor.
bir de hoca kendisi kağıdı hazırlar ve asistana verebilir. bu durumda asistan sadece elindeki şablona göre değerlendirme yapar.
çok istisnai olarak saldım çayıracı hocalar, asistana sınav soruları dahil olmak üzere her işi yıkar. asistan da kafasına göre soru, cevap her işi yapar. ha sorsan, asistanı yetiştirmek için felan yapılır bu işler. ama asistan yayın çıkarmakla mükellef değildir düşüncesi egemen. bir yayın çıkacak olsa da hoca ilk isim olur vs. koy g.tüne türk akademisinin diycem de demiyeyim. bol şans...
0
fempusay
(21.01.14)
Sorun sınavdan düşük almakta değil, yanlış cevap vermişsem iyi bir puan almayı beklemiyorum, ki hukuk okuyorum şu dönemde hukukun nasıl ayaklar altına alındığı aşikar.

beni bu soruyu sormaya iten sınavımız ise, pratik yapılan bir sınavdı pratik sınavda olaya konu olan hukuki sorunu tanımlarsın, şartlarını ve çeşitli olasılıklarını yazarsın, olasıklıkları değerlendirip olayı çözümlersin bu şekilde cevaplamamıza rağmen sınava giren öğrencilerden yarısı kaldı sonra söylentiler başlatı şu şu asistan okumuş notu çok kıtmış bıdı bıdıları bizse cevap anahtarı istediğimizde geçiştirildi hatta bir hoca gelip 'kalabilirsinz kaldınız diye asistanı niçin meşgul ediyorsunuz, bizim zamanımızda daha çok kalan vardı' diyerek tabiri caizse bizi koydu. Oysa yalnızca bütünlemeye girmeden önce cevap anahtarını görmek istemiştik ki aynı hataları yapmayalım

Absürt cevaptan kastım risk budur gibi cevaplardı, absürt yalnış bir tabir olmuş ama yaratıcı desem olmazdı.
0
🌸bilemedimben
(21.01.14)
o zaman tekrar söyleyelim. liselerde, milli egitimde, her ne kadar pratikte uygulanmiyorsa da, ögretmenlerin bir cevap kagidi hazirlamasi ve müfettis istediginde getirip göstermesi zorunlulugu vardir. ama üniversitede böyle bir olay yok. sinav kagidini ve cevap anahtarini görmek istediginde, bunun tek resmi yolu, bölüm baskanligina dilekce vererek kagidin gösterilmesini ve incelenmesini istemektir. bölüm baskanligi ve dekanlik bir degerlendirme kurulu belirler ve sinavi yapan hocadan degerlendirme kriterlerini bildirmesini ister. eger sayisal bir ders ise iş kolay ama sözel derslerin sinavlarinda, hoca sadece genel cerceveyi muglak bir bicimde belirtmekle yetinir. su su su noktalara deginiyor olmasi yeterlidir der ve takdir hakkini kullandigini bildirir. bu takdir hakki, öyle bir haktir ki, karsidakilar, o zaman bize bok yemek düser diyerek hocayi hakli bulur.

işte üniversite böyle bir yerdir.
0
atmacaged
(21.01.14)
(3)

Takas beyanı hukuken geçerli midir

bilemedimben
Zamanaşımına uğramış ücret alacağı takas edilebilir mi yani takas beyanı hukuken geçerli midir?
Zamanaşımına uğramış ücret alacağı takas edilebilir mi yani takas beyanı hukuken geçerli midir?
0
bilemedimben
(19.01.14)
Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.
0
falafila
(19.01.14)
aslında sorum şöyle

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/ 15365 E. 2007/ 15665 K. ve 21.05.2007 tarihli kararında davacının alacağının doğduğu tarihte henüz zamanaşımına uğramamış olan davalı taraf alacağının sonradan zamanaşımına uğrasa bile takas yoluyla karşı alacak olarak ileri sürülebileceğine hükmetmiştir.

İncelememize konu olan davada, davacı fark kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme tarafından istek kısmen kabul edilmiştir. Mahkemece verilen hüküm süresinde davalı vekili tarafından duruşma talepli olarak temyiz edilmiş, HMUK 438. Madde gereğince davalı vekilinin duruşma isteği reddedilmiş ve inceleme dosya üzerinden yapılarak Yargıtay tarafından bozma kararı verilmiştir.

Davacı, davalı belediyede işçi olarak çalışmakta iken emekliye ayrıldığını, emekli olurken SSK’ya askerlik borçlanması yaptığını, işveren tarafından askerlik borçlanmasına ait kıdem tazminatının emeklilikle birlikte ödenmediğini ileri sürerek fark kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur.

Davalı işveren cevabında; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacıya müvekkili tarafından emeklilik talebine rağmen haksız olarak ihbar tazminatı ödendiğini, esasa girilmesi halinde ödenen ihbar tazminatının davacı işçi açısından sebepsiz zenginleşme sonucunu doğuracağından ödenen ihbar tazminatının talep edilen kıdem tazminatı miktarından takas ve mahsubunu talep etmiştir.

Yerel mahkemece, kıdem tazminatının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davalının zamanaşımı defi yerinde olmadığı, davalı belediyenin 5 yıl önce davacıya yaptığı ödemenin davacı işçi açısından sebepsiz zenginleşme sonucunu doğuracağına dayalı takas mahsup talebinin bir yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu, davacı vekilinin de süresinde yaptığı zamanaşımı itirazı uyarınca takas mahsup talebinin reddiyle, ihbar öneli içinde ve ihbar tazminatı ödenmeden önce Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emeklilik talebinde bulunan davacının talebinin kabulü ile fark kıdem tazminatı alacağı hüküm altına alınmıştır.

Davacı tarafından açılan söz konusu alacak davası tarihine göre davalı işverenin talep ettiği alacağı zamanaşımına uğramış ise de Borçlar Kanunun 118/3 maddesi zamanaşımına uğramış alacak konusunda istisna bir hüküm getirmiştir. Borçlar Kanunun 118/3. maddesinde; Davacının alacağının doğduğu tarihte henüz zamanaşımına uğramamış davalı tarafın alacağı sonradan zamanaşımına uğrasa bile, takas yoluyla dermeyan edilebilmesine imkan tanınmıştır.
İncelemeye konu dava konusu olayımızda da; davacının dava konusu ettiği alacak gibi, davalının takas talep ettiği alacağı da muaccel bir alacaktır. Davacı alacağının doğduğu tarihte, muaccel olan davalı alacağı zamanaşımına uğramamıştır.

Bu durumda Borçlar Kanunu’nun 118/3 maddesine göre, davalı alacağının, davacının davaya konu ettiği alacak miktarını karşılayacak kadar kısmın takas ve mahsubunun yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemece gerekçeli kararda yazılı olduğu şekilde kabul edilmesi Yargıtay tarafından hatalı kabul edilmiş ve hüküm haklı olarak bozulmuştur.

bu karara göre, örn: A nın B den alacağı 13.01.2014 te zamanaşımına uğramış. A 19.01.2014 te takas beyanında bulunmuşsa takas beyanı geçerli olur mu?
0
🌸bilemedimben
(19.01.14)
bence burada takas beyanı geçerli olur fakat karşı tarafa bir talep hakkı vermez. ama bu benim yorumum. yerleşmiş bir uygulama var mı bilmiyorum.
0
falafila
(19.01.14)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.